28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 9 AĞUSTOS 2009 PAZAR 6 HABERLER BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI ‘Embedded’ Gazetecilik Üç haftalık bir aradan sonra ilk yazıya nereden başlasak, onlarca konu arasından? İlk önce ken- dimizden, yani gazetecilik ahlakından ve mesle- ğinden... Gazetelerde okuduğumda dayanama- yıp yazma isteği doldu taştı, ama kendimi tuttum; gecikmiş değil hiçbir şey, şimdi tam zamanı! Hükümet ve İçişleri Bakanı, kafalarındaki “Kürt Sorunu” çözümü için, “Polis Akademisi”nde (ne seçim ama!) düzenlenen “Çalıştay”a 15 kadar ga- zeteciyi çağırdı. Onlar da koşa koşa gittiler, 4-5 saat düşüncelerini aktardılar… Çok azı dışında, çağrılanların çoğunluğu, hü- kümete ve AKP’ye angaje olmuş kimseler. Ne- redeyse bütün politikalarına… Kimisi ölesiye... Onlar zaten genellikle iktidar yanlısı medyada- ki köşelerinde Kürt sorunu konusunda düşünce- lerini yazıp duruyorlar. Hükümet, yeni bir şey öğrenmiş midir? Çalış- tay sonunda “Kürt Sorunu Çözümü” yeni bir aşa- maya yükselmiş midir, sizce?! Şüphesiz ki hayır! O zaman olayın püf noktası, hükümetin bu kö- şe yazarlarını (kamuoyu oluşturucularını) neden böyle bir “çalıştay”a çağırdığı sorusunda yatıyor... Sahi neden çağırdılar? İktidarın geliştireceği “çözüm”e angaje olmaları için. Daha işin başında, iktidar, kendi çözümlerine ön- celikle kamuoyu oluşturucularını hazırlıyor. Bunlar geçmişteki “üstün başarıları” ve AKP’ye angaje durumları dikkate alınarak seçildiler. Bakan Bey “Listeyi ben hazırlamadım” bile dedi! O zaman kim hazırladı? Acaba bu tür operas- yonlarda dünyaca nam salmış ABD’nin “uzman- larının” eli-kolu mu var? *** Burada, “çözüm”ün doğru mu, ülke yararına mı, iyi mi kötü mü olduğunu tartışmıyoruz. Soru şu: Bir “gazeteci”nin, yorumcunun, üste- lik toplu bir ekip olarak, böyle bir süreçte yer al- maları doğru mudur? “Gazeteci” açısından ahlaki midir? Üstelik amacı, kendilerinden ne istendiği açık seçik olan bir “çalıştay” adı altında düzenlenen böyle bir süreçte yer almaları gazeteci etiği açı- sından doğru mudur? Acaba hükümet, çeşitli çevrelerden ve farklı gö- rüşlerden de böyle “fikir çalıştayları” oluşturma- yı düşünüyor mu? Şüphesiz hayır! Şimdi biraz geriye gidelim: Amerikan Ordu- su’nun Irak’a saldırısında, gazeteciler açısından tehlikeli bir durum ortaya çıkmıştı. Çok sayıda ga- zeteci Amerikan ordusunun saldırısına “gazete- ci” olarak katılmıştı. Üstelik hepsine savaş üni- forması giydirilmiş, savaşan ordunun bir parça- sı, neferi gibi savaşı izlemeleri sağlanmıştı. Bu “ga- zeteci”ler, orduyla yatıp kalktı, yedi içti, haber kay- nağı sadece orduydu... Dolayısıyla da Amerikan savaş makinesinin propaganda aracı olarak dün- yayı “bilgilendirdiler”! Onlara “embedded” gazeteci adı takıldı! Yani orduya “gömülmüş”, “iliştirilmiş” gazete- ci tipi! Bütünün bir parçası... Teknolojide, “embedded” (gömülü), entegre ol- muş, yani bütünleştirilmiş ürünler vardır. Örneğin Microsoft, ofis sistemleri içine “Explorer” internet tarayıcısını “gömmüş”tü. Amacı, ofis sistemle- rindeki üstünlüğünden yararlanarak, Explorer’i ra- kipsiz kılmak, diğer tarayıcıları saf dışı bırakmaktı. Bu bir tekel yaratmaktı. Nitekim öncelikle Avru- pa Birliği Microsoft’u, Explorer tarayıcısını ofis sis- temlerinden ayırmaya ve tek başına kullanımının sağlanmasına zorunlu kıldı! Onun gibi bir şey! Amerikan ordusuna “iliştirilmiş” olmayan bazı gazetecilerin savaşta ölmesi üzerine, Beyaz Sa- ray sözcülerinin “Onlar embedded değildi” açıklamaları da bilinir! Gazeteci/yorumcu, daha başından “Kürt Sorunu Çözümü” projesine neden angaje edilsin? Gazeteci özgürlüğünü yitirir! Manevra alanını iyi- ce daraltır! Bakış zenginliği sunmaz, tek görüşün propa- ganda silahına dönüşür. Diyeceksiniz ki katılanlar arasında büyük ço- ğunluk zaten özgür mü ki!? Böyle bir soruya da verecek yanıt bulamam! Belki de bu tür gazetecilerin “embeddedleşmiş” durumlarının resmileşmesi iyi olmuştur! Bilinen bir durum üstelik tescillenmiş olmaktadır! Bizim bu tür “gazeteciler”, iktidara “danışman- lık” düzeyine yükseltilmiş olmaktan büyük zevk alır- lar! Gönüllerinde bu yatar! Özal zamanında bu ay- yuka çıkmıştır! Daha üstün gazeteci olduklarını sa- nırlar! (Bazılarının bizim gibi toplumlarda kredile- ri ve maaşları da artar!) Bu türdekiler çağrı aldılar mı da koşa koşa gi- derler! Gazetecilik mi yaparlar, yoksa borazanlık mı, ar- tık bilemem! obursali@cumhuriyet.com.tr Silivri Cezaevi’nde trafo patladõğõ gerekçesiyle elektrik kesintisi yapõlmasõna CHP tepki gösterdi ‘Bunun adı işkencedir’Baştarafı 1. sayfada CHP Genel Saymanõ ve Basõn Söz- cüsü Mustafa Özyürek şunları söy- ledi: “Elektrik en doğal haktır. Ama tutukluların, elektriklerinin de ellerinden alınması Silivri’yi ‘zindana’ dönüştürüyor. Balbay’ın mecazi anlamla kullandığı, ‘Adaleti mumla arõyoruz’ ifadesi de olayı iyi bir şekilde özetliyor. Savunmaların mum ışığında yazıldığı anlaşılıyor. Bu olay, Türkiye’de adaletin kal- madığının en güzel örneğidir. Ada- letten bahsetmek mümkün değil. Trafoların patlaması küçük bir so- run. Silivri’den iki tane elektrik- çi bulsalar bu sorunu hallederler. Bunun adı işkencedir.” ‘Zindan sistemi’ TBMM İnsan Haklarõ Ko- misyonu üyesi CHP’li Ahmet Ersin, kesintinin temel insan haklarõ anlamõnda ciddi bir ih- lal olduğunu söyledi. Ersin, “Cezaevinde uygulanan elekt- rik kesintisi büyük bir hak ih- lalidir. Cezaevlerinde tu- tulan bu insanlar zaten ce- zalandırılıyor. Bir de elekt- rik kesintisiyle cezaları kat- merleniyor. ‘Zindan sistemi’ uygulanıyor. Ergenekon soruş- turması kapsamında AKP’ye mu- halefet eden söylemleri nedeniyle ‘haksõz yere’ tutuklanan insanlar, eski dönemlerdeki ‘zindan siste- mi’yle cezalandırılıyor. Bu uy- gulama, Türkiye’de bir ilktir” değerlendirmesini yaptõ. ‘12 Eylül’de bile yoktu’ CHP Sõvas Milletvekili Malik Ecder Özdemir de tepkisini şöy- le dile getirdi: “TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyeleri ola- rak, Ergenekon davası kapsa- mında, daha insanlar ilk kez gözaltına alınmaya başlandığı süreçte, yapılanların hukuk ku- rallarına, anayasa ve Avrupa İn- san Hakları Mahkemesi (AHİM) kararlarına aykırı olduğunu dile getirmiştik. Bu süreç, daha sonra- ları görünen o ki ‘baskõlama’ süre- cine dönüştü. ‘Baskõlama’ süreci mahkeme safhasında devam ediyor. Komisyon üyeleri olarak Silivri Cezaevi’ne gittiğimizde, L tipi ko- ğuşlarda, kamera kayıtlarının ya- pıldığını görmüştük. Ancak şimdi mahkeme üyelerinin, hâkimler ve savcıların da kamera ile kaydedi- liyor olması, her şeyden önce hu- kuka ve demokrasiye aykırıdır. Bu durum mahkeme üyelerine de ‘baskõ’ yapıldığının göstergesidir. 12 Eylül mahkemelerinde bile böyle bir hukuk dışı uygulama görülme- miştir. Bu uygulamaya derhal son verilmesi gerekmektedir.” Suçlarõmitingekatõlmak Profesörler Hilmioğlu, Bernay, Yurtkuran ve Gürüz için 2 kez ağõrlaştõrõlmõşmüebbet7.5yõldan15yõlakadarhapiscezalarõistendi İstanbul Haber Servisi - 3. Erge- nekon iddianamesinin şüphelileri es- ki İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, eski Samsun 19 Mayõs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay, eski Uludağ Üniver- sitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran ve eski YÖK Başkanõ Prof. Dr. Kemal Gürüz’ün; üniver- siteleri sokağa dökmek ve darbeye ze- min hazõrlamak için düzenlendiği öne sürülen “Cumhuriyete Saygı Mitingi”ne katõlmalarõ suç unsuru olarak gösterilerek haklarõnda 2 kez ağõrlaştõrõlmõş müebbet, 7.5 yõldan 15 yõla kadar hapis cezalarõ istendi. İddianamede, profesörlerin Erge- nekon örgütünün planladõğõ askeri müdahaleye zemin oluşturmak için 19 Eylül 2003’te dönemin Jandarma Genel Komutanõ Şener Eruygur’un başkanlõğõnõ yaptõğõ öne sürülen Cum- huriyet Çalõşma Grubu (CÇG) tara- fõndan, dönemin Genelkurmay Baş- kanõ Hilmi Özkök’ten gizli olarak dü- zenlenen bir toplantõya katõldõğõ, bu toplantõda bazõ rektörlerin “Kubi- lay olmaya hazır olduklarını” söy- lediği savunuldu. Burada alõnan karar doğrultusunda 25 Ekim 2003’te “Ordu göreve” pankartõnõn taşõndõğõ iddia edilen “Cumhuriyete Saygı” mitinginin düzenlendiği öne sürüldü. Profesör- lerin ayrõca Eruygur’a düzenli olarak rapor sunduğu iddia edildi. İddianamenin 7 numaralõ sanõğõ Gürüz’ün, Ergenekon örgütünün ta- limatlarõ kapsamõnda üniversitelerdeki rektörlük ve YÖK üyeliklerine yapõ- lan seçimlere müdahale ettiği savu- nuldu. İddianamede, Gürüz’de ele geçirilen “Azınlık Tali Komisyonu Kararı” isimli belgenin Emniyet Genel Müdürlüğü tarafõndan Dõşişleri Bakanlõğõ’na hitaben yazõlan “gizli” belgelerden olduğu belirtildi. Gü- rüz’ün “devletin iç veya dış siyasal yararına ilişkin gizli belgeleri sak- ladığı” öne sürüldü. Yurtkuran-Gürüz görüşmesi İddianamede, Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran ile Prof. Gürüz arasõnda Eruygur ve Hurşit Tolon’un gözaltõ- na alõnmasõ ile ilgili 23 Temmuz 2008 günü geçen telefon görüşme- sinde Gürüz’ün, asõl dönemin Ge- nelkurmay Başkanõ Orgeneral Hilmi Özkök’ün gözaltõna alõnmasõ gerek- tiğini söylediği ortaya çõktõ. Gürüz’ün iddianamede yer alan sözleri şöyle: “... Şener Paşa’ya yapılan olacak şey değil. İçeri alınacak bi tane ko- mutan H.Ö’dür. Onu da diyeceksin kardeşim sen ne... Darbe var di- yorsan niye gereğini yapmadı, on- dan sonra haberin yoktuysa... İkin- cisi Deniz Kuvvetleri Komutanı her gün yazıyorlar... Bi durun, oturun, eviniz var, arabanız var... Emekli maaşıyla geçiniyor bun- lar, gözü doymuyor, gariban Hur- şit Paşa’yı almışlar, olacak iş mi bu... Sinan Aygün’ü... Aygün orta- lıkta bir oraya bi buraya konuşan bi adam. Bu memleket malesef bu hale geldi...” BAYRAM TEBRİĞİ SUÇ OLDU 5 Ağustos günü tahliye edi- len Prof. Bernay’õn adõnõn, soruşturma kapsamõnda hak- kõnda işlem yapõlan avukat Kemal Kerinçsiz’e ait “Yıl- başı ve Bayram Tebrikleri” isimli belgede geçmesi suç delili olarak gösterildi. Ber- nay’õn askeri müdahaleye ze- min hazõrlamak için örgütün yöneticisi olduğu öne sürülen İlhan Selçuk’un rektörlere yönelik olarak Kent Otel’de organize ettiği toplantõya ka- tõldõğõ, ADD yönetimini ele geçirmeye çalõştõğõ, rektörlük seçimlerine müdahale ettiği savunuldu. İddianamede, İb- rahim Şahin’e ait telefon defterinde Yurtkuran’õn tele- fon numarasõnõn bulunduğu da kaydedildi. BABASINI AŞIRI SOL ÖRGÜTLER ÖLDÜRMÜŞ 3. Ergenekon iddianamesin- de Hilmioğlu’nun evinde ya- põlan aramalarda bulunan “2005-2006 Marjinal Öğ- renci Gruplarõ” isimli kla- sörde öğrencilerin fişlendi- ği öne sürüldü. Dosyada, “cemaatle bağlantõlõ öğren- ciler, ESP-MLKP, DHKP-C sempatizanõ olan öğrenci- ler, Hizbullah üyesi öğren- ciler, PKK sempatizanõ olan öğrenciler, ülkücü öğrenci- ler” başlõklõ klasörler bu- lunduğu belirtildi. Hilmioğlu’nun sorgusunda babasõnõn milletvekilliği ve senatörlük yaptõğõnõ belirterek 1978 yõlõnda aşõrõ sol örgüt- ler tarafõndan öldürüldüğünü söylediği kaydedildi. Hilmi- oğlu’nun, terör mağduru ol- muş bir ailenin ferdi olarak yasadõşõ terör örgütü içinde olmasõnõn mümkün olmadõ- ğõnõ dile getirdiği belirtildi. Bernay Özyürek Hilmioğlu Yurtkuran Gürüz KENDİ GRUBUNA VERİLMESİ İÇİN ÇALIŞTIĞI İDDİA EDİLDİ Kõlõnç’õn DSP’yi istediği ileri sürüldü İstanbul Haber Ser- visi - Ergenekon soruş- turmasõnõn üçüncü id- dianamesiyle hakkõnda dava açõlan eski MGK Genel Sekreteri Orge- neral Tuncer Kılınç’õn, DSP’nin yönetiminin kendi oluşturduklarõ gru- ba verilmesi için çalõşma yaptõğõ ileri sürüldü. Ta- nõk Recai Birgün’ün ifadesinde, Kõlõnç’õn 2004 yõlõnda Oran’daki konuta gelip, “temiz, sağdan ve soldan oy alabilecek bir partiye ihtiyaç duyduklarını, askerler olarak DSP’nin yönetiminin kendilerinin oluşturul- duğu bir gruba devre- dilmesini istediklerini” söylediği ifade edildi. Tuncer Kõlõnç’õn tutuklu sanõklardan Muammer Karabu- lut’un internet sitesinde yazõ yazdõğõ, Ergenekon davasõ sanõklarõ Doğu Pe- rinçek, Ergün Poyraz, Güler Kö- mürcü, Prof. Kemal Alemdaroğlu, or- generaller Hurşit Tolon, Şener Eruy- gur, ATO Başkanõ Sinan Aygün, ga- zeteci Ufuk Büyükçelebi, Sevgi Ere- nerol, Zekeriya Özürk’le doğrudan te- lefon irtibatõnõn olduğu belirtildi. Ör- güt üyeleriyle yaptõğõ görüşmeleri giz- leme gayreti içinde olan Kõlõnç’õn yaz- dõğõ el yazmasõ telefon fihristinde, Er- genekon soruşturmasõ kapsamõnda hak- larõnda işlem yapõlan kişilerin telefon numa- ralarõnõn kayõtlõ olduğu, kartvizit kataloğunda Turhan Çömez ve Si- nan Aygün’ün kartvi- zitlerinin bulunduğu- nun tespit edildiği ifa- de edildi. Gizli tanõk 17’nin ifadesinde, “Ça- nakkale’de yapılan Cumhuriyet mitingi- ne dernek tarafından temin edilen mini- büslerle gidildiğini, o sıralar dernekte, iha- leden para geleceğinin konuşulduğunu, tam bu sıralarda Tuncer Kılınç’ın derneğe ge- lerek Fikri Karadağ ile kendi odasında gö- rüştüğünü, ne konuş- tuklarını bilmediği- ni” söylediği kayde- dildi. Bu beyandan, Tuncer Kõlõnç’õn hem Kuvayõ Milliye Derneği, hem de Fik- ri Karadağ ile örgütsel irtibat içinde bu- lunduğu iddia edildi. İşçi Partisi İl Yönetim Kurulu’ndan ele geçirilen CD’lerde, “Doğu Perin- çek-Belgelerim-2004 Başyazılar” ad- lõ yazõda, “Avrasya İttifakı içerisin- de milli devletimizi yeniden yapı- landırmayı cesaretle savunan orge- neraller Şener Eruygur, Tuncer Kı- lınç’a karşı yürütülen psikolojik sa- vaş hareketleri” şeklinde bir ifadenin yer aldõğõ belirtildi. Tuncer Kılınç Cumhurbaşkanı Gül’ün yaşlı konuğu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül, kendisiyle görüşmek için Malatya’dan yürüyerek yola çõkan ve 8 gün- lük yürüyüşün ardõndan Kayseri’nin Põnarbaşõ il- çesine ulaşan 68 yaşõndaki Sami Karaaslan’õ, ika- met ettiği Dõşişleri Konutu’nda ağõrladõ. Gül, tali- matõyla araçla Ankara’ya getirdiği Karaaslan’dan hikâyesini anlatmasõnõ istedi. Karaaslan’õn yürü- yerek hacca gittiğini öğrenen Gül, yaşlõ konuğu aracõlõğõyla Malatyalõlara selam gönderdi. Mehmet Erdur yaşamını yitirdi Haber Merkezi - Türk basõnõnõn usta foto muhabirlerinden Mehmet Erdur yaşamõnõ yitirdi. Eşi ve çocuklarõ ile tatil yaptõğõ Saroz’da beyin kanamasõ sonucu Trakya Tõp Fakültesi’nde tedavi altõna alõnan Erdur, bir süre tedavi gördüğü hasta- nede yaşamõnõ yitirdi. Türk basõnõnda birçok ga- zete ve dergide foto muhabiri olarak görev yapan Erdur, pek çok ödülün de sahibiydi. Erdur, bugün Topkapõ Merkez Efendi Camisi’nde kõlanacak öğle namazõnõn ardõndan toprağa verilecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear