24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B ABD Başkanõ Barack Hüseyin Obama’nõn da ‘Biz yaptõk’ diyerek itiraf ettiği CIA darbesi M uhammed Musaddık’õn başkanõ olduğu Meclis Petrol Komitesi, görü- nüşte İngiliz şirketi Anglo-Iranian tarafõndan hazõrlanan ek sözleşme- yi araştõrmak ve uzlaşõ aramak için kurulmuştu. Petrol konusunda ye- terince bilgisi olmayan milletve- killerini Musaddõk yönlendiriyordu. Musaddõk’a göre, oranlarla, mali- yetlerle uğraşmak fuzuliydi. Milli egemenliğin koşulu olarak İran hal- kõna ait olan petrol millileştiril- meydi. Müthiş belagatõyla halkõ ve mil- letvekillerini bu düşünceye sabitledi. İkinci Dünya Savaşõ sonrasõ oluşan konjonktür ve İngilizlerin uzlaş- maz tutumu Musaddõk lehine çalõ- şõyordu. Milliyetçi dalga, ulemayõ bile etkilemişti. Genç molla Ru- hullah Humeyni ve onunla aynõ dü- şünceleri paylaşan birkaç molla hariç, ulemanõn bir kõsmõ ve mer- kezdeki laikler de Milli Cephe Koa- lisyonu içinde yer aldõlar. PETROLÜN MİLLİLEŞMESİ Aslõnda Kaşani’nin Batõlõ de- ğerlere sahip laik milliyetçilerle it- tifak yapmasõ şaşõrtõcõydõ. Çünkü Kaşani, Batõlõ değerlere düşman- lõğõyla tanõnan biriydi. Ama onun hesabõ da milliyetçilerin İran’õ yabancõlardan arõndõrmasõndan sonra İslami hükümlerin geçerli olacağõ bir İran’õn yeniden inşa- sõydõ. O nedenle bunun ilk adõmõ olarak gördüğü İngilizlerin İran’dan kovulmasõ için Musad- dõk’õn düşüncelerine destek verdi. Bir yanda molla Kaşani, diğer yandan laik aristokrat Musaddõk, halkõ ve milletvekillerini İngilizle- re karşõ mücadeleye hazõrlõyordu. Başbakan ek sözleşmenin imza- lanmasõ için meclise getirdiğinde başta Musaddõk olmak üzere mil- letvekillerinin eleştiriden de öte hakaretlerine maruz kaldõ. Petrol komisyonu ek sözleşmeyi görüşmek üzere toplandõğõnda Mu- saddõk ve Milli Cephe’ye mensup altõ üye, İran petrolünün millileşti- rilmesi önerisini dile getirdi. Diğer milletvekilleri bu öneriye tepki gös- termedi. Millileştirmeye doğru gi- den yolun ilk kilometre taşõ, ek söz- leşmenin reddini meclise tavsiye et- mekle döşenmiş oldu. Petrolün millileştirilmesi düşün- cesini artõk yaşama geçirmek iste- yen Musaddõk ve Milli Cephe, 1951 Haziran’õnda Anglo-Iranian Şirketi’ne karşõ kampanyayõ baş- lattõlar. Düzenledikleri ilk mitingde büyük bir kalabalõk topladõlar. Kür- süye çõkan Musaddõk ve Milli Cep- he’nin diğer temsilcileri, petrolün millileştirilmesinin gerekliliği üze- rinde ateşli nutuklar atõyor, ardõndan da onlarla ittifak kuran mollalar bu mücadeleyi desteklemenin herkesin Müslümanlõk görevi olduğunu söy- lüyordu. Musaddõk Şah’a ve İngil- tere’ye karşõ mücadele verirken geniş bir cephe oluşturarak halk des- teğini arkasõna almõştõ. Milli Cephe’yi oluşturan gruplar arasõnda İran Partisi, Emekçiler Partisi, Ulusal Parti, Zanaatkârlar Loncalarõ ve Tahran Pazar Ticare- ti Derneği ve Ebulkasõm Kaşa- ni’nin başõnõ çektiği bazõ mollalar bulunuyordu. Musaddõk’õn kariz- matik kişiliğinin yanõnda dürüstlü- ğü ve yaptõğõ hiçbir kamu görevin- den maaş almamasõ onu halkõn gö- zünde ilahlaştõrmõştõ. RAZMARA ÖLDÜRÜLÜYOR Milli Cephe’nin düzenlediği kampanya, Şah’la halkõ karşõ kar- şõya getirmişti. Halk artõk petrolün millileştirilmesi talebi ile yetin- miyor radikal İngiliz karşõtlõğõnõ “İngilizlere ölüm” sloganõyla dõ- şa vuruyordu. Şah, İngiliz yetkili- lere verdiği söze rağmen ek söz- leşmeyi meclisten geçirememe- nin sõkõntõsõnõ yaşõyor ve sokağõn öfkesinin kendisine yönelmesinden ürküyordu. Yapacağõ tek hamleyi yapõp İngilizlerin emir eri gibi ça- lõşan Başbakan Razmara’yõ gö- revden almayõ istiyordu ama yeri- ne kimi atayacaktõ? Şah, bu konuda ikilem yaşarken Başbakan Razmara, bir cenaze tö- reni için gittiği Tahran Camii’nde düzenlenen şüpheli bir suikast so- nucu öldürüldü. Suikastõ Kaşa- ni’ye yakõn Halkõn Fedaileri örgütü üstlenmesine karşõn yõllar sonra bu suikastõn sivil giyimli bir asker ta- rafõndan gerçekleştirildiği belge- leriyle açõklandõ. Bu suikasttan bir gün sonra Mu- saddõk’õn başkanõ olduğu Petrol Komitesi, Anglo-Iranian Şirketi’nin millileştirilmesi kararõnõ meclise tavsiye ederek düğmeye bastõ. Tav- siye kararõ komitede oybirliği ile alõnmõştõ. Bunu haber alan İngilte- re büyükelçisinin etekleri tutuştu. Şah’tan ve yeni atanan Başbakan Hüseyin Ala’dan tavsiye kararõ- nõn oylanacağõ meclis toplantõsõna milletvekillerinin katõlmamasõ için rüşvet ve tehdit dahil her türlü bas- kõ aracõnõ kullanmalarõnõ istiyordu. Hatta petrol gelirlerini yüzde 50 ora- nõnda paylaşmayõ bile görüşebile- ceklerini söylüyordu. Ancak artõk çok geçti. Ok yaydan çõkmõştõ. Hiç- bir milletvekili bu konuda kararlõ ve öfkeli halkõn hedefi olmak iste- mezdi. Bunu Şah da Başbakan Ala da biliyordu. Nihayet tarihi oylama günü gelip çattõ. 15 Mart’ta toplanan meclis mil- lileştirme kararõnõ oybirliği ile aldõ. Birkaç gün sonra da yarõsõ Şah ta- rafõndan atanan senatoda onaylandõ. Bu işi planlayõp kotaran Musaddõk, artõk İran’õn ulusal kahramanõydõ. Gittiği her yerde kahraman gibi kar- şõlanõyordu. İstediği her kararõ mec- liste tartõşõlmadan geçirebiliyordu. Bu durumda görevde kalmasõnõn bir anlamõ olamayacağõnõ anlayan Başbakan Hüseyin Ala görevinden istifa etti. Kod adı: Ajax Operasyonu İran halkõnõn kendilerini kapõ dõşarõ et- mesini hazmedemeyen burnu büyük İngilizler, eski konumlarõnõ elde etmek için iki yõl boyunca her yolu denedi. Bir- leşmiş Milletler’e ve Uluslararasõ Adalet Divanõ’na şikâyet, İran’a ekonomik am- bargo uygulanmasõ gibi yöntemler devre- ye sokuldu. Abadan’daki petrol rafinerisi ablukaya alõndõ. İran’õn petrol taşõyan tankeri bile yoktu. İngilizler, İran’dan ay- rõlõrken rafinerideki bazõ makine parçala- rõnõ yanlarõnda götürmüşlerdi. Ancak bu olumsuz gelişmeler karşõsõnda bile yõlma- yan Musaddõk, hõz kesmeden reformlarõ- na devam ediyordu. Savaş Bakanõ’nõ Şah’a rağmen belirle- meye kalktõ. Şah, reddedince istifa etti ve yine halktan destek arayõşõna çõktõ. O ana kadar Milli Cephe’ye mesafeli duran Tu- deh Partisi’nin de desteğiyle genel grev çağrõsõ yapõldõ. Şah, genel grevi ve göste- rileri askeri güçle bastõrmaya çalõştõysa da başarõlõ olamadõ. Kanlõ gösterilere müda- hale etme konusunda ordu içinde de iti- razlar yükselince Şah, Musaddõk’tan yeni hükümet kurmasõnõ istedi. Musaddõk, Şah’a karşõ bir kez daha ga- lip gelmişti. Şah’õn arazilerini hazineye devreden ağalarõn gücünü toprak reformuyla orta- dan kaldõrmak için tasarõ hazõrlayan Mu- saddõk, yetkilerini hükümete devretmesi için Şah’õ sõkõştõrõyordu. Bu duruma kat- lanmasõ zor olan Şah, Musaddõk’õ Tem- muz 1953’te görevden aldõ. İRAN’IN KADERİ DEĞİŞİYOR İngilizler Musaddõk’tan kurtulmak için yaptõğõ, Milletler Cemiyeti’ne şikâyet, ekonomik ambargo gibi girişimler- den bir sonuç alamamõştõ. Geri- ye tek yol kalõyordu: darbe. İngilizler, ABD Başkanõ Truman’dan bu konuda yardõm istedi. Ancak ülkesinin başõ Kore savaşõ ve McCarty’cilik so- runlarõyla zaten dertte olan H. Tru- man, İngilizlerin bu talebini geri çe- virdi. 1953’te D. Eisenhower’in iş- başõna gelmesi, İran’õn kaderini etki- leyecek gelişmelerin başlangõcõ oldu. Soğuk savaşõn olanca hõ- zõyla sürdüğü bu dönemde ABD, İran’õn Sovyetler’in etki alanõna girmesinden korkuyordu. ABD’ye göre Milli Cephe, komünist parti Tudeh tarafõndan destekle- niyordu. O nedenle Eisenhower, Musad- dõk’õn bir darbe ile devrilmesi fikrine sõ- cak bakõyordu. Eisenhower, Churcill ile görüşerek darbeye destek vereceklerini bildirdi. Darbe işi, CIA Ortadoğu Masasõ Şefi Kermit Roosevelt’e ihale edildi. Bu işte Roosevelt’in en büyük yardõmcõsõ 1991’de Irak’a yönelik “Çöl Fırtınası” adlõ saldõrõnõn komutanõ Norman Scwarzkopf olacaktõ.. O sõrada Şah, ordunun yöneti- mini kendisinden almak iste- yen Musaddõk’õ görevden almõştõ. Ancak halk sokakla- ra dökülmüş, çõkan çatõşmalarda yüzler- ce kişi ölmüştü. Darbe için ortamõ uygun bulan ABD’liler, operas- yonu başlattõ. Roosevelt’in pla- nõna göre, pazartesi ve salõ günü ajanlar, Tahran’a dağõlarak mollalarõ, politikacõlarõ ve kitleler üzerinde etkili kim varsa hepsine rüşvet dağõtacak, bunlar da Musad- dõk adõna halkõ sokağa dökerek kargaşa çõkaracaktõ. Çarşamba günü ise tahrikçiler geri çekile- cek, güvenlik güçleri hükümet binalarõna karşõ saldõrõya geçecekti. Başbakanlõk kuşa- tõlarak Musaddõk devrilecekti. Ancak aksilik bu ya, darbeyi yapacak görevliler yakalandõ. Şah korkup Roma’ya kaçtõ. ABD ve İngilte- re için ilk raund kaybedilmişti ama daha müsabakanõn ikinci raundu vardõ. ‘VATANA İHANET SUÇU’ Birkaç gün sonra ikinci darbe girişimi için harekete geçildi. Kermit Roosevelt, darbe sonrasõnda başbakanlõk sözü verdiği General Zahidi’den tanklarõyla Tahran’a girmesini başbakanlõk konutunu bombalamasõnõ istedi. Hükümet binasõ tanklarla sarõldõ ve Musad- dõk tutuklandõ. Göstermelik bir mahkemede Musaddõk, “vatana ihanet suçu”ndan tu- tuklandõ. Musaddõk, mahkemede ABD, İn- giltere ve Şah’a şu sözlerle meydan okudu: “Hakkımda vereceğiniz karardan kork- muyorum ve eğer Şah beni affetmeye kal- karsa bunu kabul etmeyeceğim zira hü- kümdarın affı ancak vatan hainleri için geçerlidir. Oysa ben yabancılar tarafın- dan yapılan müdahalenin kurbanıyım.” Hüseyin Ala’nõn istifasõyla boşalan Başbakanlõk makamõna İngilizler, eski gözdeleri Seyit Ziya’nõn atanmasõ için Şah’a baskõ yapõyordu. İngilizlere göre Seyit Ziya, Başbakan olursa Milli Cephe’nin çõkardõğõ sinir bozucu karõşõklõğõ önleyebilirdi. Seyit Ziya’nõn Başbakanlõğõnõn onaylanmasõ için meclis toplandõğõnda neler olup biteceğini Musaddõk dahil kimse tahmin dahi edemezdi. Şah tarafõndan başbakanlõğa önerilen Seyit Ziya’nõn atanmasõ ile ilgili genel görüşme açõldõğõnda ilk sözü Şah’õn ve İngilizlerin sadõk bendelerinden Cemal İmami aldõ. İmami, konuşmasõnõ atanacak başbakanõn niteliklerini değerlendirme yerine Musaddõk’a saldõrõ üzerine kurmuştu. Musaddõk’õ sorumsuzlukla suçlayan Cemal İmami, onun hükümette görev almak yerine sadece eleştirmeyi marifet sayan bir kişilik olduğunu öne sürdü. Ona göre, Musaddõk, eleştiri yerine yönetimde sorumluluk üstlense, dediklerini yapmanõn hiç de kolay olmadõğõnõ anlayacaktõ. Hükümette başbakanlõk dahil önerilen her görevi reddeden Musaddõk, eğer kendine güveniyorsa eleştiriyi bõrakõp başbakan olmalõydõ. Cemal imam, konuşmasõnõ bitirdikten sonra mecliste uzun bir sessizlik oldu. Gözler Musaddõk’a çevrilmişti. Musaddõk, ağõr ağõr yerinden kalkarak İmam Cemali’ye kendisini başbakanlõğa layõk gördüğü için teşekkür etti ve önerdiği başbakanlõk görevini kabule hazõr olduğunu açõkladõ. Sorumluluk almaktan kaçmakla suçlanan Musaddõk, Şah’õ, İngiltere’yi ve Cemal İmami’yi ters köşeye yatõrmõştõ. Hemen Musaddõk’õ başbakanlõğa atanmasõ için bir önerge hazõrlandõ. Ancak Musaddõk’õn bir koşulu vardõ: “İngiliz Anglo-Iranian Oil Şirketi millileştirildiği takdirde başbakanlık görevini kabul ederim.” Meclis, Musaddõk’õ başbakan, İngiliz şirketini de İran şirketi yapan kararõ büyük çoğunlukla kabul etti. Böylece Musaddõk’õn ilmek ilmek ördüğü İran petrollerini millileştirme mücadelesi zaferle sonuçlanmõş oldu. En azõndan bir süreliğine… Musaddık İngilizleri kendi silahıyla vurdu YARIN İSLAM DEVRİMİNE GİDEN YOL Halk Musaddık için yine sokaklara döküldü. Çatışmalarda yüzlerce kişi öldü. Musaddõk, Şah’a ve İngiltere’ye karşõ mücadele verirken geniş bir cephe oluşturarak halk desteğini arkasõna almõştõ. Milli Cephe, petrolün millileştirilmesi için kampanyalar düzenliyordu. Musaddõk devriliyor İran petrolünün millileştirme kampanyasõnõ yürüten Milli Cephe’yi oluşturan koalisyonun en belirgin özelliği, reformcu, milliyetçi ve dine eleştirel yaklaşan laik bir çizgide olmasõydõ. O nedenle başta Humeyni olmak üzere bazõ mollalarõn bu harekete soğuk bakmalarõ anlaşõlabilir bir durumdur. Muhammed Rõza’nõn şahlõğõ döneminde, din adamlarõnõ siyasetin ve muhalefetin dõşõnda tutacağõna dair yönetimle bir anlaşma yapmõştõ. Bu anlaşma dolayõsõyla devletin dini kurumlarõnda etkin olan Burucerdi ve onun emrindeki ulema, Musaddõk döneminde siyasetten uzak durdular. Ancak sürgünde iken milletvekili seçilip Tahran’a dönen Ayetullah Ebulkasõm Kaşani ve onunla birlikte hareket eden bir grup molla, Milli Cephe’nin kampanyasõna aktif bir şekilde destek verdi. Musaddõk Başbakan seçilip, petrolü millileştirmeyi başarõnca Ayetullah Kaşani, saf değiştirip Musaddõk’a ve Milli Cephe’ye saldõrõya geçti. Bir görüşe göre Kaşani, dini hukuk ve otoriteyle ilgili talepleri yerine getirilmediği için saf değiştirmişti. Darbenin arefesinde sokakta karõşõklõk çõkartmak için kitleleri sokağa dökecek etkili birilerini arayan CIA şefi Roosevelt, İran’daki ajanlarõ Raşidiyan aracõlõğõyla Kaşani’yi kullanmak ister. Stephen Kinzer’e göre, Raşidiyan Roosevelt’in onayõnõ alarak Kaşani’nin en yakõn adamlarõndan ona iletmesi için 10 bin dolar ödeme yapar. Ervand Abramian da darbeden bir gün önce halkõ sokağa dökmede Ayetullah Kaşani ve Ayetullah Behbehani’nin pazardaki spor salonunda kõşkõrtõcõ konuşmalar yaptõğõnõ öne sürer. DARBEDE KAŞANİ’NİN ROLÜ 5 AĞUSTOS 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear