Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 5 AĞUSTOS 2009 ÇARŞAMBA
4 HABERLER
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
‘Açılım’ Fantezileri
“Tarihi fırsat”, “Açılım”, “Demokratik çözüm”…
Bunlar birer “fantezi”, bugünkü “durumda”
“Kürt sorunu” çözülemez. Bu kötümserliğimin ne-
deni, ne “demokratik” çözümü polis akademi-
sinde aramanın saçmalığı, ne de arayışın baş-
ka gündemleri içerdiğine ilişkin kaygılarım.
‘Kürt sorunu’
Kötümserliğimin esas nedeni şu: “Çözüm” ara-
yışı söylemlerinde, “Kürtler” olarak nitelenen gru-
bun/“kümenin” içindeki en dışlanmış, en yoksul
kesimin, Kürt proletaryasının (kadınları, işçileri,
kentlere yığılmış işsizleri, topraksız köylüleri, ma-
rabaları…) ekonomik gereksinimlerine, özgür-
leşme süreçlerine yer verilmiyor. Bu kesim ade-
ta yok.
Halbuki, Kürtlerin “sorunları” iki boyutlu: Biri
Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları içindeki “de-
mokrasiye”, öteki kendi içlerindeki sınıfsal
ilişkilere ait. Bu akademik bir saptama değil. Bu
iki boyutu birden düşünmeye başlamak bizi çok
önemli, kimi zaman da başımıza büyük belalar
açan bir soruna mülkiyet ve toprak sorununa,
sermaye ilişkisine getiriyor. Geldiğimiz yerde
de bugünkü “durumun” çözüme direnen sınıf-
sal yapısını, neden çözümün seçkinler arasında,
etno-kültürel zeminde açılan bir parantezin için-
de sürdürülen pazarlıklara dönüştüğünü, taraf-
lar arasında adeta bir “modis operandi” oluştu-
ğunu, süreci hemen her aşamada ne gibi kor-
kularının tıkadığını görmeye başlayabiliyoruz.
Süreci ilerletecek, çözüme ulaştırabilecek
toplumsal güçlerin devre dışı bırakılması, yok sa-
yılması her iki tarafın da işine geliyor. Çünkü
“Kürt” tarafında yok sayılanın, “Türk” tarafında
da bir karşılığı var. Üstelik bu iki “yok sayılanın”
çıkarları o kadar ortak, farklılıklarını birlikte ba-
rış, eşitlik, özgürlük içinde yaşama şansları
o kadar yüksek ki, bunun ayırdına varmaya baş-
ladıkları noktada, “çözüm” Kürt sorununu aşa-
rak bölgesel, küresel boyutlarda yankılanabile-
cek, “durumu” değiştirecek, “yapının” sınırları-
nı zorlamaya başlayacak. Bu noktada çözümün
önüne bir başka engel daha dikiliyor: Bölgeyi de-
netim altında tutmaya çalışan büyük güçlerin
iradeleri.
Kuzey Irak örneği…
Kısa süre önce, Kuzey Irak’ta (sorunun “çö-
züldüğü” yerde) genel seçimler ve başkanlık se-
çimleri yapıldı. Seçimler iki feodal yapının, (Bar-
zani, Talabani klanlarının) egemenliği ve ABD’nin
vesayeti altında yaşandı. 1980’lerde ve 90’lar-
da iç savaşlarda birbirini kıran bu iki klan, eko-
nomik siyasi ayrıcalıklarını korumak, toplumda
ve saflarında yükselen muhalefeti göğüsleye-
bilmek için birbirlerine sarıldılar; seçimlere “Kür-
distan listesi” adlı (dolayısıyla KDP ve KYB dı-
şındakileri düşman kategorisine sokan) ortak bir
platformla girdi. Parlamenter demokrasi her
zaman verili sınıfsal dengeleri tescil ettiğinden,
bu platform, oyların yüzde 60’ını meclisteki
111 iskemlenin 55’ini aldı. Barzani oyların yüz-
de 70’ini alarak yeniden başkan seçildi. Bu se-
çimlerde kendini göstererek oyların yüzde 25’ini
alan “değişim” (Goran) hareketinin liderinin Av-
rupa’da eğitim görmüş, Batı medyasında “zen-
gin iş adamı” olarak tanımlanan ve KYB safla-
rından gelen biri olması da ayrıca ilginçti. Go-
ran’ın, seçimlerde, “liberal emperyalizmin”
klasik talepleri olan “şeffaflık” ve “yolsuzluk-
la mücadele” sloganlarını öne çıkarması da…
Seçimlerle birlikte oylanması planlanan anaya-
sa taslağının, son anda ABD başkan yardımcı-
sının itirazıyla süresiz olarak gündemden kaldı-
rılmasıysa bize, son tahlilde hangi iradenin be-
lirleyici olduğunu söylüyordu.
İşte tam da bu nedenlerle olacak, Londra’daki
Kürt toplumu, tarihinde ilk kez, Türklere, Irak re-
jimine değil kendi yönetici seçkinlerine karşı “ger-
çek seçimler”, “gerçek demokrasi istiyo-
ruz” sloganlarıyla bir protesto gösterisi düzen-
lediler. Çünkü seçimlerden önce ve sonra en çok
konuşulan sorunların başında, yolsuzluk, kayır-
macılık, aşiretçilik, kötü yönetim, iktidarın iki kla-
nın elinde yoğunlaşması, meclisin marjinalleşti-
rilmesi, yürütmenin keyfiliği, aydınlar ve muha-
lefet üzerindeki baskılar, 2003’ten bu yana böl-
geye gelen mali yardımların bu iki klanın seç-
kinlerinin cebine gitmesi geliyordu. Seçimlerde,
mükerrer ya da ölülerin adıyla oy kullanma, açık
veya örtülü şiddet yoluyla yapılan, 700’den
fazla manipülasyon da seçimlerin meşruiyetine
gölge düşürmüştü.
Bu nedenle şimdi, medyada “Kürt gençliğinin
gittikçe artan bir düş kırıklığı” yaşamakta oldu-
ğundan, kırılgan bir ekonomi, üzerinde yaşamaya
çalışan Talabani-Barzani klanlarının arasında ye-
ni bir çatışma olasılığından söz eden yorumla-
ra rastlıyoruz…
“Yok sayılanların” sorunları gündem dışı kal-
dığında, “Kürt sorunu” Kuzey Irak Kürt yöneti-
mi altında bile yaşamaya devam ediyor.
erginy@tr.net
http://erginyildizoglu.blogspot.com
CHP lideri ‘Kürt sorununu çözeceğiz diye Türkiye’yi çözmeyelim’ uyarõsõnda bulundu
Baykal: Kaygõyla izliyoruzANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal,
“Kürt açılımı” tartõşmalarõyla ilgili
olarak “Sorun çözeceğiz diye Tür-
kiye’nin çözülmesine yol açmayalım.
Kaygım, Türkiye’yi kaynaştıracak
değil, ayrıştıracak bir şeyler çıkması
ihtimalidir. Bunun altından Türki-
ye’nin başına ne sarılacak kaygıy-
la izliyoruz” açõklamasõnõ yaptõ.
Baykal, grup toplantõsõnda yaptõğõ
konuşmada TBMM başkanlõğõ se-
çimleriyle ilgili olarak, “Partinin iç
meselesi gibi aday belirleniyor, son
anda tebliğ ediliyor. Tayyip Erdo-
ğan kriterlerine göre karar alınıyor.
Bu, AKP’nin kendi süreci ile belir-
lediği bir AKP’li başkan seçimi
olacaktır” dedi.
“Kürt açılımı” tartõşmalarõyla
“Türkiye’nin bir yerlere doğru yön-
lendirilmek istendiğini” kaydeden
Baykal, “Herhalde yapmak istedik-
leri bir şey var ama cesaret edemi-
yorlar. İçeriği belirlenmeden, bir
şeyler yapılması lazım, denilmesi son
derece tehlikelidir. Kime karşı?
İmralı’ya karşı... Başbakan ister
itiraz etsin, ister itiraf etsin; 15
Ağustos İmralı açıklaması kafasının
arkasındaki hareket noktasıdır. Bu
yanlış bir kurgudur. Yük altına
girdiler, şimdi Türkiye’yi de yük al-
tına sokmaya çalışıyorlar” görüşü-
nü dile getirdi. Baykal, izlenen yön-
temin de yanlõş olduğunu vurgularken
Kürt Çalõştayõ’nõn Polis Akademi-
si’nde toplanmasõnõ eleştirdi. Bay-
kal, “Böyle eksantrik, politik bir açı-
lımın çıkış mekânı olarak bu kuru-
mun seçilmesi çok garip. Yani bu-
la bula bu işin sorumluluğunu yı-
kacak polisi mi buldunuz? Onun ar-
kasına saklanarak mı bir şeyler
yapmaya çalışıyorsunuz? Polisi mi
öne sürüyorsunuz? Kamuflaj, kal-
kan, diye polisi mi gördünüz? Kay-
gım Türkiye’yi kaynaştıracak değil,
ayrıştıracak bir şeyler çıkması ih-
timalidir. Sorunu çözeceğiz diye,
Türkiye’nin çözülmesine yol aç-
mayalım” dedi. Baykal, sözlerini,
“Bakalım ne zaman cesaret ede-
cekler gerçeği telaffuz etmeye, ayın
15’inden önce yapmaya çalışıyor-
lar... Bu İmralı adına vekaleten si-
yasi müzakere sürecini başlatmış ol-
ması, Başbakan’ın İmralı ile mü-
zakere etmediği anlamına gelmez.
Hepimiz müzakerenin kimle yapı-
lacağını biliyoruz, ister doğrudan
yapsın, ister dolaylı yapsın, o top-
lantıya katılan yazarlardan da öğ-
reniyoruz ki, doğrudan da zaten ya-
pılıyor, diyorlar. Bu müzakereler-
le bir çözüm ortaya çıkmaz. Baş-
bakan’ın kendisine ‘bölücü’ denil-
mesinden son derece rahatsız oldu-
ğunu görüyorum. Kimse ‘ben bölü-
cüyüm’ diye ortaya çıkmaz. Kendi-
sini bölücü konumuna getirecek
politikalardan uzak durmasını öne-
riyorum” diye sürdürdü.
Baykal, TSK ve yargõ ile ilgili ya-
şanan tartõşmalarla ilgili olarak da şu
görüşleri dile getirdi:
“Ne sonuç alındığını öğrenme-
miz lazım. Başbakan TSK’de dar-
be hazırlığı yapıldığının belgesinden
söz etti. TSK bu olayın içinde yer al-
mamışsa bu belgeyi kimler, ne için
ortaya atmıştır. Yaşananlar, Tür-
kiye’nin istikrarına, demokrasisine
karşı gizli tertibin olduğunu ortaya
koymaktadır. Derhal gereği yapıl-
sın, dedik. Genelkurmay Başkanı,
derhal ortaya çıkarılmalı, yoksa ne
yapacağımızı görürsünüz, dedi. O
günden bugüne ne oldu? Eğer TSK
böyle bir darbenin parçası ise ortaya
konulsun, dedik. Konuldu mu? Dün
mutlu mutlu yemek yediler Şû-
ra’da... Eğer TSK içinde bu faali-
yetlerin içinde bir cunta varsa o or-
AKP hükümetinin Kürt sorununun çözümünde uygulamaya çalõştõğõ yöntemin yanlõş
olduğunu söyleyen Baykal, “Herhalde yapmak istedikleri bir şey var ama cesaret edemiyorlar.
İçeriği belirlenmeden, bir şeyler yapõlmasõ lazõm, denilmesi son derece tehlikelidir. Kime karşõ?
İmralõ’ya karşõ.. Başbakan ister itiraz etsin, ister itiraf etsin; 15 Ağustos İmralõ açõklamasõ
kafasõnõn arkasõndaki hareket noktasõdõr. Bu yanlõş bir kurgudur” görüşünü dile getirdi.
taya çıkarılsın, dedik. Hakkında it-
hamlar yapılan albay görevinin
başında. Başbakan bu komplonun
neresinde duruyordu? Bilmeden
mi alet oldu? Birileri Başbakan’a
komplo mu yaptı? Bu olay asker-
sivil ilişkilerinin rayına oturtulması
gereğini de ortaya koydu. TSK ve
hükümet yetkilileri bir araya gele-
rek bunu nasıl yapacaklarını ka-
rarlaştırırlar. Ancak Türkiye’de
yaşanan bu değildir. Yaşanan olay-
lar çatışma, yıldırma, sürtüşme,
hesaplaşma, intikam alma ihtiyacı
ve anlayışı içinde yürütülüyor.”
Baykal, Dolmabahçe görüşmesi-
nin gizli kaldõğõnõn altõnõ çizerken,
“Neyi çözdü bu? Asker-sivil iliş-
kilerinin geleceğiyle ilgili temel
mutabakat mı sağlandı? Eğer
böyleyse daha sonraki gelişmeler
o mutabakatın işlemediğini gös-
teriyor. Türkiye yeni bir Dolma-
bahçe mülakatını mı bekleyecek?
Bu sorun, sıkıntı nasıl aşılacak?
Yine gizlice, ya da açık bir araya
gelip eteklerindeki taşları mı dö-
kecekler? Bunu mu bekleyece-
ğiz?” açõklamasõnõ yaptõ.
TRT kendi
reytingini
ölçecek
TRT Genel Müdürlüğü, yayõnlarõnõn
reytingini ölçmek için bir şirket kurulmasõ
amacõyla ihale açtõ. TRT’nin internet
sitesinde yayõmlanan ihale sözleşmesinde
yer alan bir madde, ihale bedelinin yüzde
50’sinin de ihaleyi alan şirkete peşin
verileceği hükmünü içeriyor.
SELDA GÜNEYSU
ANKARA - TRT
kendi reytingini bundan
sonra kendisi ölçecek.
TRT Genel Müdürlü-
ğü, internet sitesinde ya-
yõmladõğõ ihale sözleş-
mesi ile kurum yayõnla-
rõnõn reytinginin ölçül-
mesi için bir şirket ku-
rulacağõnõ duyurdu. İha-
le sözleşmesinde yer alan
“İhale bedelinin yüz-
de 50’si ihaleyi alan
şirkete peşin verilir”
hükmü de kamu hizme-
ti yayõncõlõğõ yapan
TRT’nin kaynaklarõnõn
ne şekilde harcandõğõ so-
rusunu akõllara getirdi.
TRT Genel Müdürü İb-
rahim Şahin, 18 Ocak
tarihinde AKP’ye ya-
kõnlõğõ ile bilinen Yeni
Şafak gazetesine verdiği
bir demeçte, “reyting
ölçümlerine itiraz et-
tiklerini” dile getirmiş-
ti. TRT’nin kurduğu ye-
ni reyting ölçüm şirketi
ile 15 ilde 2 bin 684 de-
nek ile ölçüm yapõlacak.
‘Yasamızda yok’
Haber-Sen Genel Baş-
kanõ Ali Yõlbaşõ, “TRT
yönetimi halkın para-
sını har vurup harman
savurmaya devam edi-
yor. Her yayın kurulu-
şunun kendi reytingini
ölçtürdüğü görülmüş
şey değil. Reyting ölç-
türmek, bunun için
ihale açmak TRT’nin
gö-revi hiç değil.
TRT’nin reyting sava-
şına girmesi de doğru
değil. TRT kamu hiz-
meti yapıyor. Reyting
savaşı ticari yayın ku-
ruluşlarının işi. TRT
yönetimi öncelikle bu
anlayışı terk etmelidir”
dedi.
Reyting ölçümünün
bağõmsõz kurumlar tara-
fõndan yapõlmasõ gerek-
tiğinin altõnõ çizen Yõl-
başõ, TRT’nin mevcut
2954 sayõlõ yasasõnda,
kurumun görev ve yet-
kilerinin açõkca belirtil-
diğini, bu yasada kuru-
mun “reyting ölçüm şir-
keti kurabileceğine”
ilişkin bir hükmün yer al-
madõğõnõ belirtti.
Yõlbaşõ şunlarõ söyle-
di: “TRT yönetimi hal-
kın parasıyla bir rey-
ting ölçüm şirketi kur-
duracak. Sözleşme tas-
lağına göre ihale bede-
linin yüzde 50’si, iha-
leyi alan şirkete peşin
verilecek. Bu ‘al parayõ
şirketi kur’ demekten
başka bir şey değil.
TRT’den para alarak
ölçüm yapan bir şir-
ketin verilerine kim
güvenir? Parayı veren
TRT, ölçüm yapılan
evlerin bilgisine de sa-
hip olacaktır herhal-
de.
Kendi reyting ölçü-
mü için ihale açan baş-
ka kamu ya da özel ya-
yın kurumu var mı?
Halkın parası çarçur
edilmeden bu ihale ip-
tal edilmelidir. TRT
yönetiminin bundan
vazgeçmemesi halinde
Haber-Sen yargıya baş-
vuracaktır. Bugüne ka-
dar olduğu gibi İbra-
him Şahin’in yasalara
aykırı bu girişimine de
yargının ‘dur’ diyece-
ğine inanıyoruz.”
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, grup toplantısında son siyasi gelişmeleri değerlendirdi. (AA)
ADANA/ANKARA (Cum-
huriyet) - Adana’da demokratik
kitle örgütü üyeleri Çukurova
Üniversitesi Tõp Fakültesi Balcalõ
Hastanesi’nde mahkûm koğu-
şunda kalan tutuklu kanser hastasõ
Güler Zere’nin serbest bõrakõl-
masõ için yine eylem düzenledi.
AKP il binasõna kara tabut bõra-
kan grup, Zere için duyarlõlõk
çağrõsõ yaptõ.
Aralarõnda çeşitli siyasi parti,
meslek odasõ, sendika ve sosya-
list dergi okurunun da bulunduğu
çok sayõda kişi İnönü Parkõ’nda
toplandõ. Güler Zere’nin fotoğ-
raflarõnõ taşõyan grup omuzlarõn-
da taşõdõklarõ kara tabutu AKP
Adana İl Örgütü’ne bõraktõ. İnö-
nü Parkõ’nda grup adõna bir açõk-
lama yapan SES Adana Şube
Başkanõ Dr. Mehmet Antmen,
“Onu mahkûm koğuşunda ölü-
me terk etmeyeceğiz” dedi.
Babası ve avukatı
TBBM’ye gitti
Güler Zere’nin infazõnõn erte-
lenmesini isteyen babasõ Haydar
Zere ve Çağdaş Hukukçular
Derneği’nin (ÇHD) avukatõ Eb-
ru Tintik dün İstanbul Millet-
vekili Ufuk Uras’õ TBMM’de
ziyaret etti. Tintik, Güler Ze-
re’nin kansere yakalandõğõnõ öğ-
rendikten sonra, tedavisinin dõ-
şarõda yapõlmasõ için 2 kez infa-
zõnõn ertelenmesi talebinde bu-
lunduklarõnõ, ancak başvurularõ-
na olumsuz yanõt aldõklarõnõ söy-
ledi. Tintik, Zere için TBMM İn-
san Haklarõnõ İnceleme Komis-
yonu’na da başvurduklarõnõ, an-
cak henüz bir yanõt alamadõkla-
rõnõ belirtti.
TBMM Dikmen Kapõsõ’nda
dün öğle saatlerinde toplanan ve
çeşitli illerden gelen bazõ sivil top-
lum kuruluşlarõ temsilcileri, “Gü-
ler Zere’ye özgürlük, hasta tut-
saklar serbest bırakılsın” yazõ-
lõ pankart açtõ. Grup adõna yapõ-
lan basõn açõklamasõnda, Zere’nin
cezasõnõn affedilmesi istendi. Gru-
ba destek vermek üzere Dikmen
Kapõsõ’na gelen DTP Milletveki-
li Akın Birdal, Adli Tõp Kuru-
mu’nun “siyasallaştığını” belir-
terek, Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül’ün sağlõk durumu bozulan
mahkûmlarõ affederek “demo-
kratik açılımda ilk adımı at-
masını” istedi.
Adana’da Güler Zere için yapılan eylemde AKP il bi-
nasına kara tabut bırakıldı. (Fotoğraf: YUSUF BAŞTUĞ)
ZereiçinAKP’yekaratabut
KANSER HASTASI TUTUKLUNUN SERBEST BIRAKILMASI İÇİN GİRİŞİMLER SÜRÜYOR
CHP’Lİ KART SORU ÖNÖRGESİ VERDİ
‘RTÜK’ten sus
payı’ TBMM’de
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Konya Mil-
letvekili Atilla Kart,
“RTÜK’ten kanallara Za-
hid Akman için sus payı”
olarak nitelendirilen tele-viz-
yonlarõn reklam gelirleri ve
ihlalleriyle ilgili “ceza affı”nõ
bir soru önergesiyle TBMM
gündemine taşõdõ.
CHP’li Kart, Başbakan
Tayyip Erdoğan’õn yanõtla-
masõ istemiyle verdiği soru
önergesinde Ankara Cum-
huriyet Başsavcõlõğõ’na 13
Temmuz’da yapõlan suç du-
yurusuna dikkat çekti. Kart,
şu değerlendirmeleri yaptõ:
“Bu suç duyurusu ve ekin-
deki resmi belgelere göre;
RTÜK gelirleri kısmen ve
bilinçli olarak toplanma-
mıştır. Başta Kanal 7 ol-
mak üzere, ulusal ölçekte
yayın yapan bazı televizyon
kanallarının çıkarları gö-
zetilerek, kamu zararına
yol açılmıştır. ‘RTÜK’ten
kanallara Zahid Akman için
sus payõ’ olarak nitelendi-
rilen ve bizzat Başkanvekili
Abdülvahap Darendeli ta-
rafından medyaya açıkla-
nan televizyonların rek-
lam gelirleri ve ihlalleriyle
ilgili olarak, fiilen ve adeta
‘ceza affõ’ uygulaması ya-
pılmıştır.”
Kart, Başbakan Erdoğan’a,
“RTÜK gelirleri RTÜK ta-
rafından neden tahsil edil-
memektedir? Bu ihlaller
Maliye Bakanlığı tarafın-
dan da tespit olunmasına
ve rapora bağlanmasına
rağmen, yasal gereği neden
yapılmamaktadır?” soru-
larõnõ yöneltti.
KAN DERĞERLERİ NORMALE DÖNDÜ
Evren, GATA’da
tedavi altında
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - 12 Eylül darbesi-
nin mimarõ ve 7. Cumhur-
başkanõ Kenan Evren, ka-
lõn bağõrsak kanamasõ şikâ-
yetiyle önceki gece Bod-
rum’dan askeri ambulans
uçakla Ankara Gülhane As-
keri Tõp Akademisi’ne (GA-
TA) getirildi.
Evren’i Ankara’ya geti-
ren askeri ambulans uçakta
4 askeri doktor, 2 anestezi
uzmanõ, 1 kardiyolog ve 1
gastrolog hazõr bulundu. Ev-
ren, GATA’dan gelen Prof.
Dr. Sedat Köse ve Prof. Dr.
Ahmet Uygun yönetimin-
deki GATA ekibi ile birlik-
te önceki gece saat 01.10’da
ambulans ile hastaneden alõ-
narak Milas-Bodrum Ha-
vaalanõ’na götürüldü. Saat
02.00’de hareket eden am-
bulans uçağõnõn Ankara Eti-
mesgut Askeri Havaalanõ’na
saat 03.20’de inmesinin ar-
dõndan Evren, saat 03.50’de
GATA’ya getirildi.
Yapõlan müdahaleler so-
nucu Kenan Evren’in alt
sindirim sistemindeki ka-
nama durduruldu ve kan de-
ğerleri normale dönmeye
başladõ. Yetkililer, Kenan
Evren’in sağlõk durumunun
iyiye gittiğini söyledi.
Başbuğ’dan ziyaret
Bu arada, Genelkurmay
Başkanõ Orgeneral İlker
Başbuğ, dün öğleden sonra
GATA’ya geldi. Kenan Ev-
ren’in sağlõk durumu hak-
kõnda bilgi aldõğõ belirtilen
Orgeneral Başbuğ, yaklaşõk
20 dakika sonra hastane-
den ayrõldõ.
‘DTP ile görüşmek bile açılımdır’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Ge-
nel Başkanõ Devlet Bahçeli, Meclis Başkanlõğõ
seçimi için Meclis’e gelişinde gazetecilerin
Başbakan Tayyip Erdoğan’õn DTP ile yapaca-
ğõ görüşmeye ilişkin sorularõnõ yanõtladõ. Bah-
çeli, “DTP’nin Meclis’te iki yõl sonra fark
edilmesi de açõlõmdõr” diye konuştu.
İkinci Meclis’e yeni sistem
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türki-
ye’de ilk kez Cumhuriyet Müzesi olarak kul-
lanõlan Ulus’taki İkinci Meclis’te yetişkinler,
çocuklar ve işitme engeliler için ayrõ anlatõm-
lar içeren sesli-görüntülü rehber sistemi ücret-
siz hizmete sunuldu. Müzeye gelenlerin ücret-
siz kullanabildiği rehber cihazlarda yetişkin-
ler, çocuklar ve işitme engeliler ile yabancõlar
için ayrõ bölümler bulunuyor. Metinleri uz-
manlarca hazõrlanmõş yetişkinler için olan bö-
lümde eserlerin numarasõ tuşlandõğõnda, ko-
nuyla ilgili ayrõntõlõ bilgiler sunuluyor.
ÖLÇÜM ŞİRKETİ KURUYOR