24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 AĞUSTOS 2009 ÇARŞAMBA MARDİN2 T emel yapõ malzemesi olarak ko- lay işlenebilen sarõ kalker ta- şõnõn kullanõldõğõ, çeşitli mo- tiflerle bezenmiş geleneksel evleriyle ün yapmõş, Anadolu Türk mi- marisinin en özgün örnekleri olarak kabul edilen, bulunduğu coğrafya ve ik- lim koşullarõyla uyum sağlayan Mardin, camileri, medrese ve manastõrlarõ ile inanç turizminin de önemli noktalarõn- dan birisi. Mezopotamya Ovasõ’nõn ucunda yer almasõ nedeniyle de 4 bin yõl- lõk tarih, kültür birikimi ile Anadolu Türk kültürü ve mimarisi arasõnda köprü ko- numunda. Mardin’e doğru tõrmanõşa geçip de doruğa geldiğimizde Mardin tüm ihtişamõ ile gözümüzün önüne se- riliyor. Evler, yamaçta tutunmaya çalõşan ağaç görüntüsü veriyor. Taş duvarlar ara- sõndan yükselen yivli minareler, Mardin Kalesi, Kâbe’de tavaf ederek sonsuzluk kervanõna katõlmak isteyenler gibi beyaz mavi karõşõmõ bulutlarõn arasõndan ba- şõnõ daha yukarõya kaldõrmak istercesi- ne şehrin en yüksek yerine kurulmuş. Sonra kentin kucağõna inmeye çalõşõ- yoruz. Önce Kasõmiye Medresesi’ne yö- neliyoruz. Medresenin önünde, evde yaptõklarõ takõlarõ bize satmaya çalõşan Mardinli çocuklar önümüzü kesiyor. Hoş geldin faslõndan sonra okul harçlõklarõ- nõ çõkarmak ve eve ekmek götürmek için bizlere ya bir el ürünü satmak, ya da reh- berlik yapmak istiyorlar. Çocuklarõn gönlünü aldõktan sonra Artuklulardan kalma Kasõmiye Medresesi’ni geziyo- ruz. Medreseden ayrõlõp bu toprağõn insa- nõnõn hoşgörüsü ile günümüze kadar gel- miş olan Deyrulzafaran’na yöneliyoruz. Mardin’in dõşõnda bulunan bu manastõr, Mardin’in tarihi ile varlõğõnõ başlatmõş. Bu manastõrõn alt bölümünde güneşe ta- panlar için taştan bir mabet var. Bu ma- bet harçsõz olarak taşlarõn birbirine geç- mesiyle yapõlmõş. Güneşe tapanlarõn mabedi üzerine Hristiyanlar kendi ma- bedini kurmuşlar. Manastõr yõllarca Süryaniler için din adamõ yetiştirmiş. Hâ- lâ da yetiştirmeye devam ediyor. Mardin’de, Güneydoğu’ya özgü eşarplarõn, puşilerin, Suriye’den getiri- len kumaşlarõn büyüsüne kapõlõp alõş- verişe başlayacak, fiyatlar karşõsõnda pa- zarlõk bile etmeyi aklõnõza getirmeye- ceksiniz. İnsanlar sevecen, iyi niyetli. Bakõşlarõnõzõ kime çevirirseniz bir gü- lümsemeyle karşõlaşõyorsunuz. Sela- mõnõzõ alan esnaf, hemen dükkâna da- vet ediyor yabancõ konuklarõ. Biraz ileride bir sabuncu dükkânõ dikkat çekiyor. Yabani fõstõk yağõ (bõtõm) ve menengiç (kezvan) denen iki tür sa- bun var. Mardin Lokmanhekim Sabunu denen ve toprağa bile zarar vermeyen bu doğal sabunlar, saça ve cilde çok fay- dalõymõş. Mardin çarşõsõndan Marangozlar Kah- vehanesi’ne uğramadan çõkmak olmaz. Mardin’in en otantik mekânlarõndan biri. Mardin’de mutlaka kahve kültürünü yaşamak ve mõrra adõ verilen yöreye öz- gü kahveyi içmek gerek. Meraklõlarõ ba- kõrcõlar ve antikacõlara mutlaka uğra- malõdõrlar. Kasõmiye Medresesi Mardin il mer- kezinin güneybatõsõnda . Güneyde ova- ya açõk bir cepheye sahip olan medre- se, Mardin yapõlarõnõn en büyüklerinden. Yapõ kompleksi medrese, cami ve bir za- viyeden oluşmakta. Kasõmiye Medresesi açõk avlulu, tek veya iki eyvanlõ şemaya bağlõ olarak in- şa edilmiş iki katlõ, kesme taş ve tuğla- nõn bir arada kullanõldõğõ bir yapõdõr. Zinciriye Medresesi 1385 yõlõnda Melik Necmeddin İsa tarafõndan yaptõ- rõlmõş. Bu nedenle “Sultan İsa Medre- sesi” diye de anõlõyor. Bir dönem müze olarak kullanõlan yapõ, dilimli kubbele- ri ve anõtsal giriş kapõsõ ile Mardin’de- ki yapõlarõn en görkemlilerinden biri. Sebzenin sõnõrlõ kullanõldõğõ Mar- din’de baharatlõ ve yağlõ yemekler ile etin özel yeri var. En sõk rastlayacağõ- nõz yemeklerin başõnda doğal ortamda beslenmiş kuzu ve oğlaklarõn kol kõs- mõndan içine iç pilav doldurulup dikil- mesi ve 5-6 saat pişirilen kaburga dol- masõ geliyor.. Kaburga dolmasõna ek ola- rak, Mardin mutfağõnõn lezzetleri ara- sõnda iştah açan nar ekşili, acõlõ, baha- ratlõ salatalar, kitel adõyla anõlan içli köf- te, bir tür dolma olan mumbar, taze et- ten yapõlan domatesli Mardin güveci, şenbuzek adõ verilen kapalõ lahmacun- lar, mercimekli köfte (bello), alinazik, irmik helvasõ, zerde, sütlaç, yoğurt tat- lõsõ, doyurucu olduğu kadar hazmettiri- ci bir kahve türü olan mõrra ile son bu- lan yemekler yöresel özellikler taşõ- yor. hayri@cumhuriyet.com.tr Hamileler deuc¸abilir Hamilelik döneminde de eski günlük yaşamõnõ sürdürmek zorunda olan bayanlar, iş ve turistik amaçlõ seyahatlerini de ertelememek durumundadõr. Seyahatlerde yaşa- nabilecek sorun ve sõkõntõlarõ en aza indirebilmek için de en hõzlõ ula- şõm araçlarõnõ seçmelidir. Uçak, hõz ve güvenlik bakõmõndan ilk akla ge- len ulaşõm aracõdõr. Gebeliği belli olan yolcular için tüm havayolu şirketleri yolcularõn- dan uçuşla ilgili olarak doktor raporu isteklerini dikkate alarak seyahat planlarõnõn daha sağlõklõ ve güven- li gerçekleşebilmesi için bir dizi ön- lem almakta yarar var. Yolculuk- larda bulunduğumuz ülke ve hava yolu şirketlerinin uygulamalarõnda küçük farklõ- lõklar oluşabi- liyor. Ortala- ma kõrk hafta süren hamile- lik dönemin- de ABD’de ülke dõşõ uçuşlar için 36’õncõ, ül- ke içinde ise 38’inci haf- taya kadar uçabilme imkânõ veriliyor. Ülke- mizde ise Türk Hava Yollarõ yedinci ayõnõ (28 hafta) bitirmiş hamile yol- cularõ kendi doktorlarõndan aldõğõ “uçakla seyahatinde sakõnca yoktur” ibareli bir raporla uçurabiliyor. Ge- belik döneminde kanamasõ olan- lar, erken doğum şüphesi taşõyanlar, yüksek tansiyonu olanlar, ağõr kan- sõzlõklar, bebekte gelişme geriliği olanlar gibi durumlarda uçuşlar sa- kõncalõ olabilir. Kabin õsõsõ uçuş sõrasõnda deği- şebilir, giyiminizi kabin õsõsõna gö- re ayarlayabilirsiniz, uzun yolcu- luklarda iki saatte bir uçak içinde ayağa kalkõp dolaşmalõsõnõz, uça- ğa binişte rahat ve bol giysileri ter- cih etmelisiniz, çorap giyilecekse bunun basõnçsõz çorap olmasõnda fayda var. Ayakkabõnõz rahat ol- malõ, bel ağrõsõna karşõ bel arkasõna küçük bir yastõk konulmalõ, bol sõ- võ tüketilmeli, kafeinli içecekler- den sakõnõlmalõdõr. Emniyet ke- meri uçuş boyunca takõlmalõ, çõkõş kapõsõ önündeki nispeten daha geniş koltuklarda oturmalõdõr. MARDİN CMYB C M Y B Mezopotamya’nındillervedinlerkentiMezopotamya’nındillervedinlerkenti Evler, yamaçta tutunmaya çalı- şan ağaç görüntüsü veriyor. Taş duvarlar arasından yükselen yiv- li minareler, Mardin Kalesi, Kâ- be’de tavaf ederek sonsuzluk ker- vanına katılmak isteyenler gibi beyaz mavi karışımı bulutların arasından başını daha yukarıya kaldırmak istercesine şehrin en yüksek yerine kurulmuş. Fotoğraflar: Lütfi ÖZGÜNAYDIN Özcan YAŞAR Amerika’ya bir sergi için gitmiştim. Özgürlük heykelini gidip gördüm. En çok Ellis Adasõ‘ndaki Göçmen Müze- si’nden etkilendim. Yüzyõllar önce insanlar Amerika kapõ- sõndan içeri girmek isterken Ellis Adasõ‘nda bekletilmiş- ler, sõnava tabi tutulmuşlar... Sandõklarõ, eşyalarõ, getir- diklerinin bir bölümü müze- de sergileniyor. Toplumun, yaşam sürecindeki acõlarõ, göç olgusunun sonuçlarõnõ müzeyi gezerken, görüyor düşünüyorsunuz. Gün batõ- mõnda, Özgürlük Anõtõ‘nõn fotoğrafõnõ çektim. Gökyüzü kõpkõrmõzõydõ. Fotoğrafõ çe- kerken telaş içindeydim, çün- kü akşam İdil Biret’in New York Times Salonu’nda kon- seri vardõ. Müthiş çaldõ İdil Biret... Salonda bulunan biz Türkler ve Amerikalõlar ayak- ta alkõşladõk onu. Beton ormanõ New York geçmişten gelen kültürel de- ğer yoksunluğunu sanatla çözmüştü. İdil Biret’in ora- da yaptõklarõnõ şimdi daha gerçekçi değerlendiriyorum. Toplumsal gelişme ve tanõtõ- mõmõz için, olmazsa olmaz “sanat”tõr diye düşünüyorum. lutfi@lutfiozgunaydin.com FOTOĞRAFIN DİLİ O¨ZGU¨RLU¨K ANITI Lütfi Özgünaydın E minönü’nde, semtin en hareketli yerle- rinden biri tartõşmasõz Mõsõr Çarşõsõ ile Tahtakale arasõnda kalan mevkidir. Bu- rada, İstanbul’a gelen turistlerin en çok be- ğendikleri yerlerden biri de tarihi Hasõrcõlar Çar- şõsõ’dõr. Asõrlõk Kuru Kahveci Mehmet Efendi’nin dükkânõndan saçõlan mis gi- bi kavrulmuş kahve kokusunun ya- yõldõğõ Uzun Çarşõ sokağõna girdik mi, çeşit çeşit sepet, bakõr işi, yõlbaşõ- bayram süsleri, zücaciye çeşitleri ardõ ardõna dizilmiş eski, tarihi dük- kânlarda kendilerini göstermeye başlarlar. Tahtakale’nin, en tipik çarşõlarõndan biridir bu- rasõ. Adõmlarõnõzõ açõp 100, 150 metre kadar git- tikten sonra da, sağ taraf- ta kemerli eski dükkânla- rõn arasõnda yer alan yarõ loş merdivenlerden yu- karõya çõkõp sokak kala- balõğõnõ terk ettiniz mi, kendinizi hiç beklemedi- ğiniz bir atmosferin için- de, minik bir caminin av- lusunda bulursunuz. 16. yüzyõlõn en güzel İznik çi- ni örnekleriyle bezenmiş son ce- maat yerine bakan cephe duvarla- rõndaki renklilik ve canlõlõk, 1561 yõlõndan beri buradaki aynõ mistik atmosferi körüklemekte, İstan- bul’un boğucu kalabalõğõ ve bun- altõcõ gürültüsü içinde, sanki bir hu- zur vahasõnõ andõrmaktadõr. Caminin kapõsõndan içeriye doğ- ru süzüldüğünüzde de, o mistik hava benliği- nizi, ruhunuzu biraz daha kaplamaya başlar. Mi- marlarõn mimarõ, dünya insanõ Koca Sinan’õn birbirinden güzel dev eserleri arasõnda en muhteşemlerinden biridir Rüstem Paşa Cami- si. İnsan burada, her biri birbirinden farklõ olan Selimiye, Süleymaniye, Kõlõç Ali Paşa, ya da Sokullu Mehmet Paşa camileri yanõnda yine bir başka farklõ cami görür karşõsõnda. Mimar Sinan’õ devleştirmiş, mimarlarõn mi- marõ yapmõş bu farklõ uygulamalar değil midir zaten? Camiyi yaptõran Hõrvat asõllõ Rüstem Pa- şa, Kanuni Sultan Süleyman’õn vezirlerinden, ama bunun yanõ sõra, padişahõn da damadõ. Rüs- tem Kanuni’nin büyük kõzõ Mihrimah Sultan’la evlenmiş. Karõ-koca, hayõr işi olarak, dönemin Mimarbaşõsõ Sinan’a birer cami yaptõrmõşlar. Mihrimah Edirnekapõ’ya, Rüstem’de Tahta- kale’de esnafõn cirit attõğõ en hareketli bölgede yaptõrmõşlar camilerini. Rüs- tem Paşa Camisi, aynõ dönemlerde ya- põlmõş tüm Osmanlõ yapõlarõ arasõnda, İznik çinilerinin göze yansõma yaptõğõ en güzel cami olarak kabul edilmekte- dir. Sinan’õn camiyi inşa ederken, gü- neş õşõnlarõnõn düşüş doğrultusunda yerleştirdiği pencereler günün hemen her saatinde, caminin için- deki çinilerin beze- melerindeki ayrõntõ ve renkleri en güzel şe- kilde yansõtmasõnõ sağ- lamõştõr. Rüstem Pa- şa Camisi duvarlarõn- da barõndõrdõğõ mavi- nin tüm tonlarõ, nar çiçeğinin kõrmõzõsõ, nohut ve kabak yap- raklarõnõn yeşiliyle in- sanõn ruhunda dinlen- dirici, mistik bir yan- sõma yapar. Bir za- manlar yerinde bulunan Hacõ Halil Ağa Mescidi’nin kalõntõlarõ üzerine yapõlmõş bu cami, İstanbul’a gelen turist gruplarõnõn programlarõnda pek yer almasa da, işini ve mesle- ğini seven rehberlerin vakit bul- duklarõnda gruplarõnõ büyük bir he- yecan ve arzuyla getirip gezdirdik- leri yerlerden biridir. Yüzyõllardan beri, Tahtakale esnafõnõn ibadet etmeye geldi- ği bu cami, eski bir külliyenin en önemli yapõsõ olmasõnõn yanõ sõra tipik bir çarşõ camisi olup; mimarõ, banisi ve iç tezyinatõnõn zenginliği ne- deniyle öteki çarşõ camilerinden çok farklõ bir görünüm arz etmekte, Osmanlõ camileri için- de de kendine özel en muhteşem, camilerden birini oluşturmaktadõr. tunaturgay@yahoo.fr Rüstempaşa Camisi Turgay TUNA İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yönetmen: Abdülkadir Yücelman Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Miyase İlknur Görsel Yönetmen: Zarife Selçuk Ek Koordinasyon: Özlem Kızıltepe Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim Yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No.2 Şişli-İstanbul Tel: 0 212 343 72 74, Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya hakanc@cumhuriyet.com.tr Tel: 0 212 251 98 74-75 Reklam Müdürü: Dilşad Özkaya Ege Reklam Sorumlusu: Zuhal Altungüneş Tel: 0 232 441 12 20 Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri turizm cumhuriyet.com.tr AKDENIZ I BEKLEYEN TEHLIKE ayucelman@cumhuriyet.com.trAbdülkadir Yücelman serin yerlere koştum. Sabahõn 7.30’undan gece yarõlarõna dek her şey dahilin kaçõnõlmaz obur- luğuna tanõk oldum. Şişmanla- maya mõ tatile mi gelmiş bu in- sanlar; şaşõrdõm. Dönünce küresel õsõnmanõn getireceği tehlikenin tahmin ede- meyeceğim boyutsuzluğunu ya- zarõm dedim. Ama döndükten iki gün sonra lejyoner mikrobu ne- deniyle 15 gün hastane, doktor, testler, antibiyotik mücadelesi verdim. O nedenle yazmak iste- diğim konuya sõra bugün geldi. Türkiye Otelciler Federasyo- nu da tehlikenin farkõna varmõş olmalõ ki aylõk dergisinde Dün- ya Turizm Örgütü’nün küresel õsõnma konusunda şimdiden ön- lem alõnmazsa sadece Türki- ye’nin değil Akdeniz ülkelerinin turizmine büyük darbe vuracağõ uyarõsõnõ yayõnladõ. Şaka değil turizmi büyük teh- like bekliyor, kum, güneş, deniz, ortamõ cehennem sõcağõna dö- nerse turizm Akdeniz’den yu- karõlara doğru kayacak. O zaman da tatil talepleri kuzey yarõ kü- rede enlemleri yukarõya çekecek. Daha bugünden hazõrlanan ra- porlar abartõlmõş değil, bilimci- lerin ciddi uyarõlarõ. Ancak yine de tehlikenin ka- põmõza gelmeden gerekli ön- lemlerin alõnmasõnda yarar var. İnsanlar artõk tatile alõştõlar, kri- ze karşõn yurt dõşõndan gelenle- rin açõğõnõ bizim tatilcilerimiz ka- patõyor. Ama öncelikle betonlaşmõş turistik tesisleri yeşillendirmek, sõcaklõğõ azaltmak ilk önlem olabilir. Hatta ilerde temmuz, ağustos tatil sürecinin nisan - haziran ay- larõna kaydõrõlmasõ da bir dü- şüncedir belki, ama Akdeniz bandõndaki 100 milyar euroluk turistik yatõrõmlar elbette değer- lendirilecektir. TUR - İZM
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear