Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
27 AĞUSTOS 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EMEK 7emek@cumhuriyet.com.tr
İşsizlik Sigortası Fonu’ndan bütçeye
kaynak aktarılmasını öngören 5921 sa-
yılı yasa, Cumhurbaşkanı tarafından
da onaylanarak yürürlüğe girdi. Yasa,
anayasanın sosyal devletle ilgili 2 mad-
desi ile Çalışma Hakkı ve Ödevini dü-
zenleyen 49. maddesine aykırı gözü-
küyor.
Türk-İş, DİSK ve Hak-İş, bu yasanın
veto edilmesi için Cumhurbaşkanlığı’na
yaptığı başvuruda, anayasanın 49. mad-
desine göre devletin işsizliği önlemek
için gerekli tedbirleri almakla yükümlü
bulunduğunu hatırlatarak İşsizlik Fo-
nu’nun bir yatırım fonu olmayıp sigorta
tekniğine göre işçi ücretlerinden yapı-
lan kesintiler ile işveren payı ve devlet
katkısından oluşan ve işsizlik amacına
dönük bir fon olduğunu vurguladı.
Yaklaşık 42 milyar lirası bulunan fon,
gerçek işsiz sayısı 6 milyon olan Türki-
ye’de halen sadece 293 bin kişiye işsizlik
ödeneği vermektedir. Ödenek süresi
en fazla 10 ay olup, en fazla miktar da
brüt asgari ücretin yüzde 80’i olan 554
liradır. Bu koşullarda fondan daha faz-
la işsizin yararlanması ve ödenek süre-
si ile miktarının artırılması gerekirken büt-
çeye kaynak aktarma gündeme gel-
mektedir.
Veto gerçekleşmeyince sendikalar
CHP’ye çağrıda bulunarak yasanın iptali
için Anayasa Mahkemesi’ne gidilmesi-
ni talep ettiler. CHP Grup Başkanvekili
Kemal Kılıçdaroğlu, başta anayasanın
2 ve 60. maddeleri olmak üzere yasanın
anayasaya aykırılığı üzerinde çalışma ya-
pıldığını ve ekim ayı ortalarında Yüksek
Mahkeme’ye başvuracaklarını söyledi.
Kılıçdaroğlu, sosyal devlet anlayışının ta-
mamen tasfiye edilmek istendiğini be-
lirterek SSK hastanelerinin devri sonra-
sında da bir ödeme yapılmadığını, bu ya-
sayla AKP’nin bütçeye aktardığı parayı
da ödemeyeceğini ifade etti.
Kılıçdaroğlu, “Sendikalar konuyu
CHP’ye havale diyorlar. Esas sahibi
kendileridir. Sosyal güvenlik yasası sı-
rasında seyirci kaldılar. Şimdi daha ak-
tif davranıp işçileri bilinçlendirmeleri, or-
tak hareket etmeleri gerekir” dedi.
Gerçekten SSK hastaneleri elden çı-
karken, iş kanunu esnek hale getirilirken,
sosyal güvenlik hakları ortadan kaldırı-
lırken sendikaların ciddi muhalefet yap-
tığı söylenemez. Toplumu aydınlatmak,
işçi sınıfını harekete geçirmek, kamuo-
yu oluşturmak son derece önemlidir. 15-
16 Haziran 1970 olaylarına yol açan ve
sendikal örgütlenmeyi engelleyen 1317
sayılı yasaya karşı mücadele eden işçi
sınıfı, o kadar etkili oldu ki Anayasa Mah-
kemesi 12 Mart dönemi koşullarında 19
Ekim 1972’de ilgili yasayı iptal etti. O ne-
denle sendikaların bu iki aylık süre içe-
risinde ortak toplantılar düzenleyip top-
lumu ve işçi sınıfını bilinçlendirerek ge-
rekirse ortak eylemler yapabilmesi an-
lamlı gözüküyor.
(*) Dr. Maltepe Üniversitesi
atillaozsever@ttmail.com
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
Gel de Yazma...
Evet, gel de yazma. Kaçıncı kez yazıyorum bi-
lemem, ama siyasetçilerin önce konuşup sonra
düşünme geleneğinin örneklerini, açılım projesi ne-
deniyle yeniden yaşıyoruz.
Açılım projesi, siyasal iktidarın bir anlamda ken-
di dünyalarını da kendi anlayışları kadar mo-
dernleştirme girişimlerinin ipuçlarını veriyor.
Türkiye, Avrupa Birliği’ne üye olacak ya. De-
mokratikleşme bu nedenle zorunlu.
Ecevit’in koalisyon hükümeti de aynı zorunlu
köprüden geçmiş, bu kapsamda da idam ceza-
sını kaldırmıştı.
Ancak idam cezasının kaldırılması girişimine koa-
lisyonun ortaklarından biri olan Milliyetçi Hareket
Partisi öneri düzeyinde imza vermesine karşın, de-
ğişikliğin TBMM Genel Kurulu’nda oylanma sı-
rasında ret oyu kullanmıştı.
İçinden AKP’nin çıktığı Refah Partisi’nden kimi
milletvekilleri ise kabul oyu vermişlerdi.
Açılım tartışmasının vardığı düzeyin yarattığı si-
nir gerginliği sonunda açılım tartışması, idam ce-
zasının kaldırılması tartışmasına indirgendi.
İktidar partisi sözcüleri, açıklamaları ile kendi-
lerinin olağanüstü kızdırdığı anlaşılan MHP lide-
rini topa tuttular.
Öyle laflar ettiler ki sadece “Biz olsaydık asar-
dık. İdam cezasını geri getirmeyi bile düşünüyo-
ruz” demedikleri kaldı.
Hem dünyaya ayak uydurmaya çalıştıklarını söy-
leyip, hem de akla pek de uygun düşmeyen eleş-
tirileri gündeme getirmek, kafa karışıklığının ye-
ni bir göstergesini oluşturdu.
Kızgınlığın vardığı boyutların son örneği, ha-
yırsever işadamlarının katkısı ile yapılan ve Zey-
nep Mutlu’nun adını taşıyan okul binalarının, sa-
bah sabah düzenlenen bir baskınla yıkılmasıydı.
Laik eğitimin dibine darı ekmek için yapılan yö-
netmelik oyunları yetmezmiş gibi, öğretim yılının
açılmasına sayılı günler kala, okul yıkılmasına ka-
dar vardırılan kızgınlık Türkiye’de ilk kez somut-
landırılmış oldu.
Gerekçesi, insanı en kızgın döneminde bile gül-
dürecek cinstendi.
Su toplama havzasında yapılmışmış. Binlerce
metrekare orman ve su toplama alanını üçüncü
köprü için feda etmeye niyetlenenlerin üç, beş dö-
nümlük alana karşı çıkmalarını anlamanın olana-
ğı ne yazık ki yok.
Haydar Kazgan Hoca’yı dün sonsuzluğa uğur-
ladık. Türkiye’nin kabuğunu yeni yeni kırmaya ça-
lıştığı 1960’lı yıllar, gazetelerde ekonomi servis-
lerinin değil varlığından söz edilmesinin hayalinin
bile kurulamadığı dönem. Ekonomi muhabirliği de
istihbarat servislerinin kapsamındaki gazetecilik
dallarından biri.
Değişiklikleri anlayabilmek ve izleyebilmek için
bir bilen gerekli.
İmdadımıza koşan da önce doçent, ardından da
çiçeği burnunda profesör olan Haydar Kazgan Ho-
ca. Mesaiden çıkar gibi bizlerle Pembe Ko-
nak’tan çıkıp arkalardan Eminönü’ne giden, Ka-
dıköy vapurundan indikten sonra Moda’daki evi-
nin yolunu tutan Haydar Hoca’ya çok şey borç-
luyuz. İTÜ’deki uğurlama törenine katılarak bor-
cumuzu ödeyebildiğimizi de sanmıyorum.
Gülten Kazgan Hoca’nın, öğrencilerinin ve eko-
nomi dünyasının başı sağ olsun.
CİHAN ORUÇOĞLU
AKP iktidarõnõn 7 yõllõk görev sü-
resi boyunca üye sayõlarõ yaklaşõk
yüzde 800 oranõnda büyüyen ve her
dönem, baskõ ve zorla işçileri etki-
lediği öne sürülen Hak-İş Konfede-
rasyonu ve Memur-Sen’e yönelik
tepkiler sürüyor. DİSK Genel Baş-
kanõ Süleyman Çelebi, işçilerin zor-
la üye yaptõrõlmasõnõ eleştirerek
“Sendikalar Yasası’nda yapıla-
cak düzenleme ile bu duruma cid-
di cezalar getirilmelidir” dedi.
KESK Genel Başkanõ Sami Ev-
ren, Türkiye’de çalõşma yaşamõnõn
demokratik olmadõğõnõ ifade ede-
rek “Devlet otoritesi yasalarla bir-
likte işçiler üzerine baskı kurdu.
İktidara biat eden bir anlayış or-
taya çıktı. Sonuçta da emek hare-
keti boğulma noktasına geldi” di-
ye konuştu. Türk-İş Genel Mali Se-
kreteri Ergün Atalay ise işçi ve
memurlarõn baskõ altõna alõnmasõnõn
sendikal ahlaka sõğmayacağõnõ söy-
ledi.
Sürgün bile ediliyor
DİSK Genel Başkanõ Süleyman
Çelebi, AKP’nin iktidarõ süresince
Hak-iş ve Memur-Sen’in yüzde 800
oranõnda büyüdüğüne dikkat çekerek
“Hükümet sendikaları, meslek oda-
larını kendine yanaştırmaya çalışı-
yor. Sendikaları, sivil toplum ör-
gütlerini ve meslek odalarını baskı
altına almak istiyor. İşçi ve me-
murları zorla üye yapmak isteyen
sendikalara karşı ağır yaptırımla-
rın uygulanması gerekiyor” dedi.
Yerel yönetimlerde sendikal yönden
en büyük baskõlarõn DİSK’e yönelik
olduğunu savunan Çelebi, “Sendika-
lar, siyasi partilerden bağımsız ol-
mak zorundalar. Hak-İş ve Me-
mur-Sen’e baktığımızda bu iki sen-
dika AKP iktidarı döneminde ol-
dukça büyümüştür. Diğer taraf-
tan üyelerimiz sürgünlere gönderi-
liriyor. Bedeller ödüyor” diye ko-
nuştu.
Çelebi şöyle devam etti: “İşçileri
baskı altına almak isteyen sendi-
kalara karşı Sendikalar Yasası’nın
değiştirilmesi gerekiyor. İşçilere,
özgürce sendika hakkı tanınmalı ve
işçilerin bu sendikalara üye olma-
ları sağlanmalıdır.”
KESK Genel Başkanõ Sami Evren,
Türkiye’de çalõşma yaşamõnõn de-
mokratik olmadõğõnõ belirterek “Bir ül-
kede çalışma hayatı demokratik
değil ise orada sendikal hareket de
zayıf demektir. Türkiye’de sendikalı
çalışanların sayısı toplam çalışan-
ların yüzde 5’lik kısmını oluşturu-
yor. Bu şartlar altında hak alma
mücadelesi çok zayıflamıştır’’ dedi.
Türkiye’de işçiler üzerinde oyunlar
oynandõğõnõ anlatan Evren şöyle de-
vam etti: “Geçmişte işçiler, mücadele
eden sendikalara yönelirdi. Kim
işçinin hakkını koruyorsa işçiler o
sendikaya üye olurdu. Bugün bu
mücadele zemini ortadan kaldırdı.
Devlet otoritesi yasalarla birlikte iş-
çiler üzerine baskı kurdu. Sonuçta
da emek hareteki boğulma nokta-
sına geldi.”
Üyeler tehdit ediliyor
Türk-İş Genel Mali Sekreteri Ergün
Atalay da bazõ siyasetçiler, belediye
başkanlarõ ve bürokratlardan destek
gören Hak-İş Konfederasyonu ve
bağlõ sendikalarõn üyelerine her türlü
baskõ ve tehditi uyguladõklarõnõ belir-
terek “Bu baskılar son aylarda ar-
tış gösterdi. Özellikle belediye iş-
kolunda örgütlü sendikalarımıza
yönelik bu hukuk dışı baskılar iş-
çilerimizi bazı iktidar partisi mil-
letvekilleri ve belediye bürokratla-
rı aracılığıyla tehdit edecek boyut-
lara vardı” dedi.
DİSK Başkanõ Çelebi, işçilerin zorla üye yaptõrõlmasõnõ eleştirerek yasada yapõlacak değişiklikle bu
duruma ciddi cezalar getirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Türk-İş Genel Mali Sekreteri Ergün Atalay
da, AKP’nin baskõlarõ artõk milletvekilleri ve belediye bürokratlarõ aracõlõğõyla yaptõğõnõn altõnõ çizdi.
Termik
santralda eylem
SERMET ÇUHADAR
KAHRAMANMARAŞ - Kahramanmaraş Af-
şin-Elbistan B Termik Santralõ’nõn temizlik işleri-
ni yapan taşeron firmada çalõşan yaklaşõk 100 işçi
işten çõkarõldõklarõ için eylem yaparak, santral gi-
rişini ve santralõn önündeki yolu kapattõ. Eylem ne-
deniyle 2 bin işçi santralda mahsur kaldõ. İşçilerin
oturma eylemi nedeniyle termik santralda vardiya
değişimi yapõlamadõ ve iş bõrakarak evlerine dön-
mesi gereken yaklaşõk 2 bin işçi tesislerden ayrõ-
lamadõ. Olay yerine çok sayõda jandarma ekibi sevk
edildi. Eylemciler, bölge milletvekillerinin yanla-
rõna gelmesini talep etti.
Afşin ilçesindeki Afşin-Elbistan (B) Termik
Santralõ’na kömür taşõnan bant yolunda yangõn çõk-
tõ. İşçiler eylem yaparken gece 23.30 sõralarõnda sant-
ral taşõma bantlarõnda çõkan yangõn korkulu saatlerin
yaşanmasõna neden oldu. Yangõna santralõn itfaiye
aracõnõn yanõ sõra 6 itfaiye aracõ ve iş makineleri mü-
dahale etti. İtfaiye ekiplerinin 3 saatlik çalõşmasõ so-
nucu yangõn kontrol altõna alõnabildi. Yangõnõn ne-
deni henüz belirlenemezken, 4 milyon TL’lik mad-
di hasar meydana geldiği tahmin ediliyor. İşçiler
oturma eylemlerini gece sonlandõrdõlar.
AKP iktidarõnõn yedi yõldõr süren baskõsõyla Hak-İş ve Memur-Sen’in yüzde 800 büyüdüğü ileri sürüldü
Sendikacõlõk boğulma noktasõnda
T
ürkiye Deri-İş Sendikasõ ile De-
sa Deri arasõnda sendika üyesi ol-
duklarõ için 29 Nisan 2008 tari-
hinden itibaren Düzce’de ve 3 Temmuz
2008’de Sefaköy’de işten atõlan toplam
44 işçinin tekrar işbaşõ yaptõrõlmasõ
için devam eden görüşmeler, pazarte-
si günü imzalanan protokolle sonuç-
landõrõldõ.
Anayasal ve yasal hak olan sendika-
laşma hakkõnõ kullanarak sendikaya
üye olmaya başlayan Desa işçileri,
TİS yetkisi almaya yetecek çoğunluğa
ulaşmadan, işverenin sendika üyelik-
lerini öğrenmesi sonucunda işten atõl-
mõştõ. Bunun üzerine Düzce ve Sefaköy
fabrikalarõnõn önünde yaklaşõk 15 ay de-
vam eden Desa direnişi başladõ.
Sendika, uluslararasõ markalara ça-
lõşan Desa Deri işvereninin sendika kar-
şõtõ tavrõnõ kõrmak için hem yerel, hem
uluslararasõ hem de hukuksal alanda
mücadele yürütmüştü. Uluslararasõ
alanda mücadelemizde üyesi oldu
Uluslararasõ Tekstil Hazõr Giyim ve De-
ri İşçileri Federasyonu (ITGLWF) ve
Avrupa Tekstil Hazõr Giyim ve Deri İş-
çileri Konfederasyonu (ETUF:TCL)ve
sivil toplum örgütü olan, Temiz Giysi
Kampanyasõ (CCC) ile Desa Deri’de
yaşanan örgütlenme özgürlüğü ihlal-
lerini kamuoyuna taşõyan bir kampan-
ya süreci başlatõlmõştõ.
24 Ağustos’ta imzalanan protokole
göre;
- Desa işvereni sendika karşõtõ tutu-
mundan vazgeçecek ve tüm işçilere sen-
dika haklarõnõn güvence altõna alõndõ-
ğõna dair yazõlõ bir belge dağõtacak.
- Görüşmeler devam ederken 6 üye-
ye tekrar işbaşõ yaptõran Desa, bu pro-
tokolle 6 üyeyi daha işbaşõ yaptõracak.
Diğer işten çõkartõlan işçiler, kesilen si-
parişlerinin geri dönmeye başlamasõ ile
birlikte tekrar işe alõnacak.
Dünyanõn en büyük sektör sendikasõ
olarak bilinen IG Metall, çalõşanlarõn
şirket yönetimlerine katõlmasõnõn
önemine değinirken bunun üretici Alman
işletmelerinin Amerikan ve İngiliz mali
yatõrõmcõlarõn saldõrõsõna karşõ savunmak
için de önemli olduğunu kaydetti.
Kriz, sendikaları yönetime itiyor
Hükümet memura ilk 6 ay için yüzde 2, ikinci 6 ay için ise yüzde 2 artõş yapmayõ önerdi
Enflasyonun altõnda zam önerisiProfilo’dahakkını
arayana ceza
Asil Çelik’te dayanışma
DİSK Genel Başkanõ Süleyman Çelebi, Bur-
sa’nõn Orhangazi ilçesinde Asil Çelik Fabri-
kasõ’nda devam eden açlõk greviyle ilgili, işvere-
nin, “toplusözleşme görüşmelerinin başından be-
ri yaptığı kabul edilemez tekliflerle uzlaşmaz bir
tutum sebebiyle grevin baş sorumlusu olduğu-
nu” söyledi. 20 Ağustos’tan beri 550 işçinin
grevde bulunduğu Asil Çelik’te işveren sõfõr zam-
da dayatmõş ve uzlaşmaz bir tutum sergilemişti.
Bursa’nõn Mudanya ilçesinde bulunan Türk
Prysmian Kablo Sistemleri’nde çalõşan işçiler, Asil
Çelik’te açlõk grevini sürdüren işçilere destek
verdi. Mesai sonrasõ Mudanya İskele Meyda-
nõ’nda toplanan işçiler adõna konuşan Birleşik Me-
tal-İş işyeri temsilcisi Gökhan Aydın, Asil Çe-
lik’teki meslektaşlarõnõn kararlõ ve onurlu grevinin
ocaktan bu yana sürdüğünü belirtti.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Hükümet ile memurlar arasõndaki
toplu görüşmelerin 6. turu sonunda,
hükümet memura ilk 6 ay için yüz-
de 2, ikinci 6 ay için ise yüzde 2 ar-
tõş yapmayõ önerdi. Küresel krizi ba-
hane eden Devlet Bakanõ Hayati Ya-
zıcı, “Ancak bunu verebiliyoruz”
derken, yüzde 5.3’lük enflasyon ra-
kamõnõn altõnda kalan teklife memur
konfederasyonlarõ tepki gösterdi.
Memur-Sen Genel Başkanõ Ahmet
Gündoğdu, “Görünen o ki imza at-
mamamız için açık bir davet var”
görüşünü dile getirirken, Kamu-Sen
Başkanõ Bircan Akyıldız, “Teklif 25
TL’ye tekabül ediyor ve bunu biz
bayramda çocuklarımıza verme-
ye utanırız” dedi.
Kamu İşveren Kurulu ile memur
sendikalarõ arasõndaki toplu görüş-
melerin 6. turu dün sona erdi. Gö-
rüşmelerde hükümeti temsil eden
Devlet Bakanõ Hayati Yazõcõ, dün-
yada yaşanan küresel kriz nedeniy-
le Türkiye’de bu yõl ilk defa yüzde
13.6 oranõnda işsizlik süreci yaşan-
dõğõnõ hatõrlatarak “Bu şartlarda
ancak 2 artı 2 bir zam önerebilmiş
oluyoruz” dedi.
Memur-Sen Başkanõ Gündoğdu,
yarõn yapõlacak son toplantõda hü-
kümetin teklifini arttõrmamasõ du-
rumunda imza atmayacaklarõnõ be-
lirterek “29 Ağustos’ta da sonuç alı-
namazsa eylem var” dedi. Kamu-
Sen Başkanõ Akyõldõz da teklife tep-
ki göstererek “Bunun adı acıma-
sızlıktır, bunun adı adaletsizliktir.
Karadeniz’de bir laf var ‘hain’ der-
ler, acımasız anlamında. Bunun
adı hainliktir” diye konuştu.
OSMAN ÇUTSAY
FRANKFURT - Ekonomik kriz
derinleştikçe, Alman sendikalarõn-
dan şirket yönetimlerine katõlõm ve
ortaklõk çağrõlarõ da siyasallaşõyor.
Özellikle Sol Parti ve Eşbaşkanõ Os-
kar Lafontaine’in “Krizde devlet
yardımı alan şirketlerin çalışan-
larına, ortaklık ve kararlara ka-
tılım hakkı verilmesi gerektiği” yo-
lundaki talepleri işçilerin olumlu
tepkisiyle karşõlanõnca, sendikacõlar
tarafõndan da yinelenmeye başladõ.
IG Metall Başkanõ Berthold Hu-
ber, basõna yaptõğõ açõklamalarda,
krizde en büyük fedakârlõğõn çalõ-
şanlarca yapõldõğõnõ anõmsatarak
“Bu fedakârlıklarının karşılığını
da görmeleri gerekir” dedi.
Pazar günleri yayõmlanan Frank-
furter Allgemeine Sonntagszei-
tung’un sorularõnõ yanõtlayan etkili
sendikacõ, çalõşanlarõn, işletmele-
rin yönetiminde söz sahibi olmasõ
gerektiğini savunurken, “Bizim de
söyleyecek sözümüz var” diye ko-
nuştu.
Hisse senedi sahiplerinin yüzde
5’lik bir paydan itibaren şirket yö-
netimlerinde gerçekten sözlerinin
geçmeye başladõğõnõ vurgulayan
Huber, “Eğer bir işletmenin çalı-
şanları yüzde 20’lik bir hisseye sa-
hip olabiliyorsa, biz buna neden
karşı çıkalım” dedi. VW, Opel, Da-
imler, Schaeffler gibi dev Alman şir-
ketlerinde sendikayla şirket yöneti-
mi arasõndaki katõlõm pazarlõklarõnõn
sürdüğünü anõmsatan Berthold Hu-
ber, “Şirketlerde yöneticiler bize
geliyorlar ve krizden çıkmak için
ne gibi bir yardımda bulunacağı-
mızı soruyorlar. Bunun karşılı-
ğında da ortaklık öneriyorlar”
dedi.
IG Metall Başkanõ Huber, krize
giren ve çalõşanlardan destek isteyen
şirketlerde çalõşanlarõn “çapa” de-
nilen kalõcõ ve etkili bir ortaklõk ya-
põsõna sahip olmasõ gerektiğini vur-
gularken de şu görüşleri dile getir-
di: “Çalışanlar gerçekten iyi his-
se senedi sahipleridir ve bunlar,
çıplak bir ‘share-holder-value’ ka-
pitalizminden farklı bir model
izlemektedir. Biz iktidardan falan
söz etmiyoruz. Bizim esas derdi-
miz, işyerlerinin istikrarıdır. An-
glo-Sakson yatırımcıların Alman
şirketlerine yönelik saldırılarına
karşı bir ağırlığa da ihtiyacımız
var. Çalışanların ortaklığı duru-
munda örneğin, denetleme ku-
rulunda ille bizden bir üye olsun
talebimiz yok. Benim için önem-
li olan şirketlerde katılımcılığı
yaymaktır.”
Desa’da
anlaşma
oerinc@cumhuriyet.com.tr
GÖRÜŞ
ATİLLA ÖZSEVER (*)
İşsizlik Fonu İçin Eylem Birliği
Gündoğdu, teklifi “İmza atmamamız için açık davet var” diye değerlendirdi.
P
rofilo Telra Elektrik, talep etti-
ği iflas erteleme gerekçesiyle iş-
ten çõkarõlan çoğunluğu işçi
1000 civarõndaki çalõşanõndan dava
açanlara ya da eylem yapanlara taz-
minatlarõnõ ödemiyor. Çalõşanlara
olan toplam 10 milyon lira tutarõnda-
ki ödeme, keyfi olarak erteleniyor.
2007’de ödeme güçlüğü içine giren
şirket anlaşarak işten çõkardõğõ çalõ-
şanlardan bir kõsmõna, hak ettikleri
izinlerden vazgeçmek koşuluyla iste-
diği miktarda isetediği taksitlerle öde-
me yapõyor.