26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 12 AĞUSTOS 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Manşetler... Şırnak’ta mayın patladı: 1 şehit Yurt Haberler Servisi - Şõrnak’õn Ulu- dure İlçesi’nde PKK’li teröristlerin yola tuzakla- dõğõ mayõnõn, Siyahkaya Mevkii’nde güvenlik ve baraj yolunun güvenliği- ni sağlayan korucularõn geçişi sõrasõnda patlama- sõ sonucu, koruculardan Servet Babat şehit oldu, Sõddõk Yarar da ağõr ya- ralandõ. Dün akşam saat- lerinde meydana gelen olayõn ardõndan, bölgeye çok sayõda güvenlik kuv- veti gönderilirken, yaralõ korucunun Diyarbakõr Asker Hastanesi’nde te- davi altõna alõndõğõ bildi- rildi. 150 TL’lik yardım kuyruğunda öldü ŞANLIURFA (Cumhuriyet) - Urfa Valiliği Sosyal Yardõm- laşma ve Dayanõşma Vakfõ (SYDV) tarafõn- dan 150 liralõk yardõm için kilometrelerce kuy- ruk oluştu. SYDV’nin dağõttõğõ yardõmõ alabil- mek için sabah saatlerin- de kuyruğa giren Meh- met Yõldõz (71), aniden yere yõğõldõ. Yõldõz, kalp krizi geçirdiğinin anlaşõl- masõ üzerine ambulansla hastaneye kaldõrõldõ an- cak kurtarõlamadõ. Üze- rinden sadece nüfus cüz- danõ çõkan Yõldõz’õn ce- nazesi otopsi için Urfa Eğitim ve Araştõrma Hastanesi’ne götürüldü. İstanbul’da Cem Garipoğlu alarmı İstanbul Haber Servisi - Münevver Ka- rabulut cinayetiyle ilgili aranan Cem Garipoğ- lu’nun Haliç Köprü- sü’nde cip ile görüldüğü şeklindeki ihbar, İstanbul polisini alarma geçirdi. Aramalar sõrasõnda polis helikopteri de kullanõldõ. Polis tarafõndan durduru- lan cipte yapõlan arama- da Cem Garipoğlu’na rastlanõlmadõ. Danıştay ‘a atama ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Da- nõştay tetkik hâkimlikle- rine Van Vergi Mahke- mesi üyesi Selin Toprak ile Elazõğ İdari Mahke- mesi üyesi Derya Beya- zitoğlu Melikoğlu naklen atandõ. Hâkimler ve Sav- cõlar Yüksek Kurulu’nun atamalarla ilgili kararlarõ, Resmi Gazete’nin bu- günkü sayõsõnda yayõm- landõ. ‘Miniklere’ uyum programı ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Okul öncesi ve ilköğretim bi- rinci sõnõf öğrencileri, 14-18 Eylül 2009 tarihle- ri arasõnda okullarda “uyum” programõna alõ- nacak. Milli Eğitim Ba- kanõ Nimet Çubukçu, il milli eğitim müdürlükle- rine gönderdiği genelge- de, okul hayatõnõn baş- langõcõnõn çocuğun yaşa- mõnõn dönüm noktalarõn- dan biri olduğunu vurgu- layarak, okula başlarken zihinsel açõdan hazõr ol- manõn yanõ sõra, sosyal ve duygusal yönden de hazõr olmanõn da önem taşõdõğõnõ ifade etti. YÖK: Harç artış talebimiz olmadı ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Yük- seköğretim Kuru- mu’ndan (YÖK) yapõlan açõklamada, YÖK’ün üniversitelerin, 2009 yõlõ bütçelerine dayalõ olarak cari öğrenim maliyetleri- nin hesaplanmasõ dõşõnda önümüzdeki yõl öğrenci katkõ paylarõnda artõş ya- põlmasõ yönünde bir tale- binin olmadõğõ açõklandõ. Bu arada Ankara’da harç protestosu sõrasõnda göz- altõna alõnan 14 öğrenci, savcõlõk sorgusunun ar- dõndan serbest bõrakõldõ. Öğrenciler “haksõz yere gözaltõna alõndõklarõnõ” belirttiler. Esintili bir sabah. Günlük gazeteler geldi. Ma- lum gazetelerin manşetleri tıpkıbasım gibi. Ergenekon’la başlıyor, Ergenekon’la bitiyor... Acaba sıradan yurttaşlar Ergenekon’la ne den- li ilgili? Halkımız geçim derdinde... Üretici perişan... Tüm bunlara karşın kimsenin sesi soluğu çıkmıyor. Sendikalar, demokratik kitle örgütleri suskun. Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şe- ner’in deyişiyle, insanlar baskı rejimi altında. Şener, Leyla Tavşanoğlu’na ne diyor: “Türkiye’de demokrasi sorunu var...” Tarihi bir süreçten geçiyor Türkiye. Sivil dinci fa- şizm kendini gösteriyor. Kimse birbiriyle konuşamıyor. Bir korku tüneli bu! Ulus bilincinin gelişmediği toplumlarda görülen bir yozlaşmaya tanık oluyorum dolaştığım yöre- lerde. İki yılı aşkın süredir bir “Ergenekon masalı” din- liyoruz. İş çığırından iyice çıktı... Küçükkuyu’nun Yeşilyurt köyünde konuşurken, dostlarla Mustafa Balbay’ın yaşgününü kutladık. Beni dinleyenlere şöyle seslendim: “Amiral Özden Örnek’in darbe günlükleriyle Bal- bay’ın 1998 yılından beri tuttuğu günlükler örtü- şüyormuş. Balbay içeride, Örnek ise Ergenekon’un dışında. Darbeyi Balbay mı yapacaktı?” Dinleyenler gülmeye başladı. Soruşturmayı yürüten savcılar, Balbay’ın ga- zeteci olarak tuttuğu günlükleri önemsemiş, De- niz Kuvvetleri eski komutanı emekli Oramiral Ör- nek’in “darbe günlükleri”ni ise önemsememiş- ti. Daldan dala atlayacağım ama olsun! Almanya Deniz Feneri davasının Türkiye aya- ğı ne oldu? Bu olayı ilk yazan gazetecilerden birisiyim... Milyonlarca Avro Türkiye’ye geldi... Başrolde Zahid Akman oynuyordu. Gitti savcılığa ifade verdi. Peki sonuç? Yolsuzluk, vurgun, soygun, talan! Yağmalanan orman ve hazine alanları... Çoku- luslu “altın avcıları”na peşkeş çekilen dağlarımız, ovalarımız... Termal turizm adı altında kıyılarımızın, koyları- mızın ve büklerimizin yabancılara peşkeş çekil- mesi. Erdoğan, Putin, Berlusconi arasında yapılan gizli görüşmeler... Gazprom’un Rizeli bir işada- mının şirketiyle dağıtım ortaklığı yapacağının açıklanması. Tüm anlaşmalar kapalı kapılar ardında oluyor... İtalyan medyası yazıyor, Türk medyası susuyor! Dinci-tarikatçı ve AKP yandaşı medya Erge- nekon’la yatıp kalkıyor, ne olduğu belirsiz “Kürt açılımı”nı ısıtıp ısıtıp önümüze seriyor, anladık. Öteki medya grupları neden suskun? Böyle konulara girince yanıyorlar! Maliye müfettişleri ertesi gün kapılarına da- yanıyor çünkü... Esintili bir günün sabahında gazeteleri okuyo- rum. CHP’li Onur Öymen diyor ki: “Türkiye’de hukuk perişandır. Bu ülkede hukuk çökerse demokrasi de çöker. Birinci önceliğimiz hukukun üstünlüğünü sağlamaktır.” Öymen, medyanın siyasal iktidarın baskısı al- tında olduğuna değinip ekliyor: “Gazeteci sizinle röportaj yapıyor. Ama kendi ga- zetesinde yayımlanmıyor. Çünkü medya üzerinde baskı var.” Türkiye son 40 yıldır böyle bir baskı döne- minden geçmemişti. Halk Ergenekon masalıyla uyutuluyor, hukuk çiğneniyor, insanlar yıldırılıyor. Suskunluğun, tepkisizliğin nedeni bu! Gizli-açık telefon dinlemelerinin ayyuka çıktığı bir dönemde sıradan yurttaşlar bile korkuyor. Ergenekon iddianamesine giren belgeler, tele- fon dinlemeleri... Bu belgeler gerçek midir değil midir? Türk Silahlı Kuvvetleri açıklama yapıp, belgelerin kendileri tarafından hazırlanmadığını söylüyor. Albay Dursun Çiçek’in imzası bulunan belge- nin gerçek mi sahte mi olduğu hâlâ bilinmiyor. Demokrasi ve hukuk! Üzeri örtülmek istenen Hrant Dink cinayeti, fa- li meçhuller... Cumhuriyet’e atılan üç bomba... Gördüğüm o ki, halk ve bizler, Kent Oteli top- lantıları manşetlere çıkarılarak oyalanıyoruz. Bu arada vurgun, soygun ve talan sürüyor! İnsanlar tepkisiz ve yılgın... Korkuyorlar! hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 Baykal, ‘AKP’nin açõlõmõnõn ayrõştõrõcõ mõ kaynaştõrõcõ mõ olacağõ belirsiz’ dedi ‘Türkiyeyolayrõmõnda’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, Başbakan Tay- yip Erdoğan’õn “Kürt açılımı” tartõşmalarõyla ilgili olarak “pa- ket değil süreç” açõklamasõ yaptõğõna dikkat çekerken “Sü- reç lafının arkasına saklanma yaklaşımı konunun ciddiye- tiyle bağdaşmıyor” dedi. Baykal, grup toplantõsõnda yaptõğõ konuşmada Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç’õn “CHP’ye telefon geldi, aske- re sivil yargı yasası konu- sunda tavır değiştirdiler” söz- lerine sert tepki gösterdi. Bay- kal, “Bu sözler onun boyuna posuna, siyasi geçmişine ya- kışmıyor. Kim telefon etmiş- tir, çıksın derhal açıklasın. CHP’ye telefonla politika de- ğiştirmeye gücü yetecek hiç kimse yoktur” dedi. Arõnç’õn “Darbe niyetlerinden habe- rim vardı” sözlerine de gön- dermede bulunan Baykal, “Darbeden haberdar olup kulağının üstüne yatanlar grubunun oldukça geniş ol- duğu ortaya çıktı bu hafta. Birkaç yıldan beri darbe ola- sılığından haberdar olup da hiçbir şey yapmayan bir kad- ro varmış. Cumhurbaşkanı, Başbakan, o zamanki Genel- kurmay Başkanı hepsinin darbe karşısında kulağının üstüne yatma anlayışı içinde olduklarını da gördük” açõk- lamasõnõ yaptõ. Baykal, “Kürt açılımı” tar- tõşmalarõyla ilgili olarak “Ne yapmamız isteniyor, hükü- met neyin peşinde belli değil. Önemli bir işin peşinde ol- duğu izlenimi veriliyor ama içi doldurulmuyor. Yuvar- lak laflarla, genel temennilerle bu politikayı sürdürmek ar- tık mümkün değildir. Ne ya- pılmak isteniyor, bunu açık- ça söylemeleri lazımdır. Her- hangi bir somut öneri yapıl- maması zihinlerinde ‘somut önerinin bulunmuyor olmasõn- dan mõ kaynaklanõyor’, yoksa ‘var da onu söylemekten kork- malarõ, çekinmelerinden mi kaynaklanõyor’ sorularına yol açıyor. Başbakan süreçten bahsediyoruz, diyor. O süreç nereye varacak? Süreç lafının arkasına saklanma yaklaşımı bu konunun ciddiyeti ile bağ- daşmıyor” dedi. ‘Erdoğan karıştırıyor’ “Başbakan’ın milli kim- likle etnik kimliği karıştırdı- ğını” kaydeden Baykal, şu de- ğerlendirmeleri yaptõ: “Tür- kiye’de Türk milli kimliği, etnik kimlik değildir, bunu Başbakan’ın öğrenmesi ge- rekir. Bakın Arap kimliği bizde etnik kimlik ama Mı- sır’da milli kimliktir. Başba- kan olarak bu milletinin adı- nın Türk milleti olduğunu unutmayı, unutturmayı ma- rifet sayarsa bu sorun çözü- lebilir mi? Etnik kimlik ile milli kimlik birbirine hasım, düşman değil. Hem o, hem bu. Birileri etnik kimliği mil- li kimliğin önüne geçirmeye kalkarsa o yanlış. Milli kim- lik o kadar kolay kurulmu- yor. Ayrıştıralım, bö-lüştü- relim, yok böyle şey... Biz, devlet dine, mezhepe, etnisi- teye bulaşmasın, diyoruz. Gü- neydoğu’da okullar açacak- sın, istihdam olanakları ya- ratacaksın. Zararı da göze alıp fabrika kuracaksın. Tür- kiye yol ayrımında. Bu yak- laşım ayrıştırıcı mı olacak, kaynaştırıcı mı? Biz kaynaş- tırıcı önerilerin yanındayız, ayrıştırıcı önerilerin de şid- detle karşısındayız. Haber- lere bakıyoruz, ‘Türk milleti’ lafını anayasadan çıkarta- cakmışız, bu kaynaştırıcı ola- cakmış!.. Hadi canım sen de. Bizimle görüşmek istiyor- larmış. Ne söyleyeceksin? Erdoğan’õn “milli kimlikle etnik kimliği karõştõrdõğõnõ” kaydeden Baykal, kõrmõzõ çizgilerini “‘Türk milleti’ lafõnõ anayasadan çõkaracaksõnõz, bu kaynaştõrõcõ olacak! Hadi canõm sen de... Etnisiteyi milli eğitime sokmayõn, milli kimlikle oynamayõn” diye özetledi. Baykal “Bizi dinlemek istiyorlarmõş. İşte dinle, burada söylüyoruz” derken “kaynaştõrõcõ önerilerin yanõnda olduklarõ” mesajõnõ verdi. Aydınlardan açılıma destek Kürt sorununun çözümü için TBMM’ye hayati sorumluluk düştüğü vurgulanan 162 imzalõ bildiride ‘atõlan adõmlarõ destekliyoruz’ denildi Haber Merkezi - Türkiye gündemi- nin en sõcak konusunu oluşturan “Kürt açılımı”na aralarõnda çok sayõ- da bilim insanõ, sanatçõ, yazar, gazete- ci, insan haklarõ savunucusu ve sivil toplum kuruluşu yöneticisinin yer al- dõğõ 162 imzalõ bir destek geldi. Dün kamuoyuna açõklanan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sorunun çözü- mü için büyük sorumluluk düştüğünü vurgulayan metinde, “Bizler, on yıllar- dan beri devam eden, binlerce insanı- mızın yaşamına, onarılmaz acılara, maddi ve manevi kayıplara mal olan, toplumsal dokumuzu bozan, ülkeyi et- nik çatışmaların eşiğine getiren Kürt sorununun adil, demokratik, barışçı çözümü için atılan adımları sonuna kadar destekliyoruz. Kanın durması, barış, dostluk ve karşılıklı güvenin ye- niden kurulması ve onarılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ha- yati ve ertelenmez bir sorumluluk düştüğüne inanıyoruz. Bu inançla, soruna cesaretle eğilen ve çözüm arayan her girişimi, barış ve çözüm yolunda adım atan bütün kişi ve kurumları destekliyor; barış çaba- larını kendi dar çıkarları ve savaşçı emelleri uğruna engellemeye çalışan- ları tarih ve toplum önünde kınadığı- mızı bildiriyoruz” denildi. Bildiriye aralarõnda, Adalet Ağaoğlu, Ahmet Çakmak, Ahmet İnsel, Ahmet İsvan, Ahmet Tulgar, Akın Atalay, Akif Kurtuluş, Ali Bayramoğlu, Alper Görmüş, Arif Ali Cangı, Atila Ayte- mur, Aydın Engin, Ayhan Bilgen, Ay- şegül Devecioğlu, Bahri Belen, Baskın Oran, Berat Günçıkan, Binnaz Top- rak, Celal Yıldırım, Cengiz Aktar, De- niz Kavukçuoğlu, Doğu Ergil, Emirali Şimşek, Ergin Cinmen, Erol Kızılel- ma, Fatmagül Berktay, Ferhat Kentel, Fuat Keyman, Gençay Gürsoy, Gülten Kaya, Gündüz Mutluay, Hacer Ansal, Hale Soygazi, Halil Berktay, Hüsnü Öndül, İbrahim Kaboğlu, Kemal Gök- han Gürses, Kuvvet Lordoğlu, Mahir Günşıray, Mebuse Tekay, Murat Bel- ge, Murat Çelikkan, Necmiye Alpay, Nesrin Sungur, Orhan Alkaya, Ömer Madra, Perihan Mağden, Roni Mar- gulies, Rüstem Batum, Sami Evren, Sezai Temelli, Sezgin Tanrıkulu, Sırrı Süreyya Önder, Tan Oral, Tanıl Bora, Tarhan Erdem, Tarık Ziya Ekinci, Ümit Fırat, Ümit Kardaş, Ümit Kı- vanç, Ünal Ünsal, Vicdan Baykara, Yavuz Demirkaya, Yavuz Önen, Yıldı- rım Türker, Yılmaz Ensaroğlu, Yücel Sayman, Zeynep Tanbay, Zübeyde Kı- lıç’õn da bulunduğu 162 aydõn imza attõ. BİLDİRGEDE AKP’NİN AÇILIMINDAKİ DIŞ ETKİLERE DİKKAT ÇEKİLDİ TKP:Türkiyeliçözümistiyoruz ANKARA (AN- KA) - Türkiye Ko- münist Partisi (TKP), Kürt sorununun çö- zümü konusunda “Barış, Kardeşlik ve Birlik Bildirgesi” yayõmladõ. Bildirgenin başlangõç bölümünde, ge- linen nokta, “Yerel yönetimlerin yet- kilerinin genişletilmesi konusunda DTP’nin, bölge belediyelerinin, ser- mayenin, AB’nin, ABD’nin, AKP’nin, Irak Kürt yönetiminin aynı görüşte ol- dukları biliniyor. TBMM’de bu yak- laşımın daha geniş bir taraftar kitle- siyle buluşması da şaşırtıcı olmaya- cak” sözleriyle özetlendikten sonra şu değerlendirme yapõldõ: “Bizler bu ortamın yaldızlarının kazınması gerektiğine eminiz. ABD’nin, AB’nin, Irak’ta işgalin iş- birlikçisi Barzani’nin ve diğer taraf- ların mutabık oldukları bir gidişat kaygı ve soru uyandırmalıdır. Daha somut olarak da, bu sürecin hangi so- runları çözeceği, neleri daha da için- den çıkılmaz hale getireceği tartışıl- malıdır. Kaygımız odur ki, ABD’nin bölgedeki hegemonya tasarımı, bize bir çözüm olarak yutturulmak iste- niyor. Kürtlerin nasıl, hangi haklara sahip olarak yaşayacakları bu büyük tarafların sorunu değildir. Onların masaya yatırdıkları Türkiye’dir. Em- peryalizmin biçimlendirdiği Ortado- ğu’ya uygun bir Türkiye, karar yet- kileri emperyalist merkezlere devre- dilmiş, toplumsal yaşamı cemaatlere teslim edilmiş, Osmanlı’ya öykünen bir Türkiye’dir.” “Bu gidiş farklı halkları din ile bir- leştirmek iddiasındadır” denilen açõk- lamada, şu görüşlere de yer verildi: “Toplumsal, siyasal yapının şekillen- mesinde dine görev vermek demek, in- sanların kader karşısında çaresiz ilan edilmesi, tevekkül göstermeleri, tari- kat ve cemaat hiyerarşilerinin insan- ların elini, kolunu, aklını bağlaması demektir. Biz bütün kökenlerden, kültürler- den ve dillerden insanlarımızın eşit, özgür, adil bir iradi birlikteliği yeni- den kurmalarının, cumhuriyetimi- zin bu içerikle yeniden tanımlanma- sının dışında bir gelişmeye asla alkış tutmayacağız. Bugün müjdesi verilen gelişme, insanlarımızı kaynaştırmayıp ayrıştırmakta, yeni ve daha derin ça- tışmalara çanak tutmaktadır. Tehli- kelerin gerçekleşmesini önleyebiliriz. Bunun yolu, bir süre önceye kadar var olan durumu korumaya çalışarak değil, yeni bir cumhuriyeti tartışma- ya başlayarak döşenecektir. Türkiyeli çözüm istiyoruz.” KILIÇDAROĞLU: AKP örtülü faşizm uygulama yolunda Kõlõçdaroğlu, AKP’nin örgütlü toplumu sindir- mek için kendi yandaşla- rõnõ desteklediğini belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Başkan- vekili Kemal Kılıçdaroğlu, “AKP’nin örtülü bir faşizmi uygulama yolunda olduğu- nu” söyledi. Kõlõçdaroğlu, Kamu-Sen Ge- nel Başkanõ Bircan Akyıldız ve beraberindekileri parla- mentoda kabul etti. Kõlõçda- roğlu, AKP’nin ne söylediyse tersini yapan bir parti olduğu- nu, gelir adaletsizliğinin gi- derek derinleştiğini anlatõrken şu açõklamalarõ yaptõ: “So- kaktaki yurttaş kan ağlıyor; bu tablo böyle devam ederse arkasından sosyal patlama- lar gelecektir. Türkiye artık her alanda şiddetin yaşandı- ğı coğrafya konumuna geldi. Böyle bir ortamda nasıl olu- yor da birilerinin malvarlı- ğında süratli büyüme olu- yor, kim bu birileri? AKP bu birilerini de açıklamak zo- rundadır. Eğer Sayın Baş- bakan geleceğini garanti et- mek için Kısıklı’da otura- caksa, etrafını çevirdiği Çin Seddi gibi duvarların arka- sında oturacaksa kendisinin krizden etkilenmeyeceğini çok iyi biliyoruz. O villaları da Sayın Başbakan medyaya açmalıdır.” Kõlõçdaroğlu ay- rõca, “AKP her alanda ciddi baskı uygulama yolundadır. Örgütlü toplumu sindirmek için kendi yandaşlarını des- teklemektedir. Bir memur sendikasının AKP dönemin- deki büyüme hızı yüzde 700, başka hiçbir ülkede böyle bir örnek yoktur. Burada örtülü faşizmin sivil toplum ayağının da oluşturulduğunu kabul etmemiz gerekiyor” görüşünü dile getirdi. ‘60 bin kişi hayat kadını olmak için sırada’ “Türkiye’de 60 bin kadı- nın bedenini satmak için sı- raya girdiğini” kaydeden Kõ- lõçdaroğlu, “AKP adaleti bu- dur işte. Millete din iman söyleminde bulunuyorsu- nuz, bir bakıyorsunuz 60 bin kadın, hayat kadını ola- rak geçimini sağlamak için sıraya girmiş. Bu acı tablo- yu, medyanın gündeme ge- tirmesi lazım. Medya üze- rinde AKP’nin baskısını da biliyoruz. Yandaş medya yarattılar. Türkiye’yi güllük gülistanlık gösteriyorlar. İn- sanlar aş alırken yüzlerini kapatıyorsa, bu AKP’nin utancıdır” diye konuştu. Devlet Bakanõ Selma Aliye Kavaf ise “Kılıçdaroğlu’nun kadın bedenini ahlak dışı bir anlayışla siyasete alet etme- sini kınıyorum” dedi. Baykal, grup toplantısında AKP’nin Kürt açılımına ilişkin değerlendirmeler yaptı. Baykal, “Tür- kiye’de Türk milli kimliği, etnik kimlik değildir bunu Başbakan’ın öğrenmesi gerekir’’ dedi. (AA) Yok, sizi dinleyeceğiz. Bizi dinlemek istiyorsan burada söylüyorum, işte dinle bak, ona göre davran. Bir şey söy- leyeceksen gel o zaman ko- nuşalım. Milli eğitime etnisi- teyi sokmaya çalışıyorlar. Milli eğitimin ‘milli’liğine eğitime dini, tarikatları so- karak zaten ciddi zararı ver- diler, şimdi de etnisiteyi sok- ma tehlikesi var. Bu milletin dilini, kültürünü, değerlerini bölme anlayışı yanlıştır. Et- nisiteyi milli eğitime sokma- yınız. Milli kimlik kavra- mıyla oynamayınız.” ‘Çalık petrolü aldı’ Baykal, son dönemde ener- jide önemli imzalar atõldõğõnõ vurgularken Nabucco ve Güney Akõm’õn birbirine karşõt proje- ler olduğunun altõnõ çizdi. Bay- kal, “Nabucco’dan sonra at- tığımız bu ikinci imza karşı- lığında biz ne aldık bilmiyo- rum, ama Çalık Grubu özle- diği petrolü aldı” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear