26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 12 AĞUSTOS 2009 ÇARŞAMBA 4 HABERLER GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU ‘Fırtınadan’ Sonra ‘De-Globalization’ Mali piyasalarda patlak veren fırtınanın sona er- diğine, depresyon riskinin azaldığına ilişkin bir “consensüs” oluşmuş durumda. Ancak, iki nok- taya dikkat etmek gerekiyor. Birincisi, kriz kav- ramıyla ilgili. İkincisiyse, dünya ekonomisinin özellikleri yine değişmeye başlaması. ‘Kriz’ kavramı üzerine bir anımsatma Ekonomi tartışmalarının popüler kültüründe, he- men tüm şiddetli resesyonlara, borsa sarsıntıla- rına “kriz” etiketi yapıştırmak eğilimi egemen. Hal- buki tarihsel deneyler, teorik birikim, “olağanüs- tü” resesyonların, depresyon durumunun, bor- salarda, borç, döviz piyasalarında şiddetli sar- sıntıların, uzun dönemli istikrarsızlıklar içinde ya- şandığını, bu istikrarsızlıklara yol açan yapısal so- runlar, diğer bir deyişle sermaye brikim sürecinin bir türlü aşamadığı engeller ortadan kalkmadık- ça da yaşanmaya da devam edeceğini söylüyor. Bu engeller aşıldığında ekonomi uzun dönemli (ör- neğin 1950-70 arasında olduğu gibi) bir istikrar- lı büyüme dönemine giriyor, resesyonları yumu- şuyor. Bir de “bu kriz o kriz mi?” diye sorarken dikkat çekmeye çalıştığım gibi bu uzun dönemli istik- rarsızlık içinde, yapısal değişikliklerin artık kaçı- nılmaz, ertelenemez hale geldiğini haber veren “dönüm noktalarından” (1929-36) da söz etmek olanaklı. Eğer bu saptamalarımız doğruysa, ya- şanan fırtınanın geçmekte olması, ne yazık ki “kriz- den” çıktığımız anlamına gelmiyor. Nitekim UPI editörü Borchgrave’in aktardığına göre kimi “multimilyar dolar liginden girişimci liderler” en kö- tü olasılıkların henüz geride kalmadığına inanıyorlar (06/08/09). The Economist de bu hafta, gayri- menkul krizinin şimdi ev piyasalarından, ticari bi- nalar piyasalarına sıçramaya başladığına dikkat çekiyordu. Artmaya devam eden işsizlik, tüketi- ci talebindeki yetersizlik, kapasite fazlası sorun- ları ve nihayet devletlerin “mali krizini” de unut- mamak gerekiyor… ‘De-globalization’ Geçen iki yıl içinde, önce küreselleşmenin ge- leceğinin tehlikede olduğunu ileri süren kaygılı ses- ler çıkmaya başladı. Şimdi de giderek artan bir sık- lıkta “de-globalization”, küreselleşme eğilimle- rinin tersine dönmesi, kavramına rastlıyoruz. Biz 2001 resesyonundan bu yana bu sık sık, tarihin bize küreselleşmelerin kendi ağırlıkları altında çök- tüklerini gösterdiğine dikkat çekmeye çalışıyor, bir süredir de küreselleşmenin bir kriz yönetme bi- çimi olarak tükendiğini savunuyoruz. Ekonomi tartışmaları şimdi giderek bu “de-glo- balization” belirtileri üzerinde yoğunlaşmaya baş- ladı. İlk dikkati çeken dünya ticaretinde ve sermaye hareketlerinin yönündeki sert değişmeler oldu. Çevre ülkelere giden yabancı sermaye 2007 yı- lında 1.2 trilyon dolardan, inanılmaz bir hızla ge- rileyerek 2009 yılında 363 milyar dolara düştü. Dünya ticaretindeki çöküş de “inanılır gibi değil”: The Economist’in aktardığına göre bu yıl dünya ticareti bir önceki yıla göre dolar bazından yüz- de 30’dan fazla gerilemiş (23/07/09). Dünya ti- caretinde Financial Times’ın aktardığı gibi kimi ya- pısal gelişmeler de yaşanıyor: İmalat sanayii şir- ketleri arasında küresel tedarik zincirlerini tas- fiye ederek yerel/bölgesel üreticilere ağırlık ver- me eğilimi güçleniyor. Küreselleşmecilerin sav- larının aksine “uzaklık/coğrafya yeniden önem kazanıyor” (09/08/09). Hava taşımacılığı mali- yetinin yarısına yakınını karşılayan birinci sınıf ve “Business Class” bilet satışlarındaki çarpıcı ge- rilemeler (Le Monde), genelde hava seyahat ma- liyetini, uzaklık faktörünün önemini arttırırken “de- globalization” eğilimlerine bir yenisini ekleyecek gibi görünüyor. Diğer taraftan, kurtarma paketleri, belki mali pi- yasalarda bir çöküşü engelledi ama korumacı eği- limleri de tetikledi. “Serbest piyasa iflas etti, dev- let kurtarıyor” anlayışı yaygınlaşmaya, ulus dev- letin gücü yeniden keşfedilmeye, Financial Ti- mes’ta peşi peşine, “piyasalar kendi kendine den- geye gelir” (efficient markets theory) teorisini eleş- tiren yazılar yayımlanmaya başlarken siyasi yö- neticilerin de daha bir inisiyatifle, öncelikle ken- di ulusal sınıflar matrisinin dengelerine göre dav- ranmaya başlaması doğal. Bu yüzden mali ve ti- cari korumacılık önlemleri yeniden artıyor. Wall Street Journal’ın aktardığına göre, 2009 yı- lının ilk dört ayında korumacılıkta ve ithalat kısıt- layıcı önlemlerde, bir önceki yıla göre sırasıyla yüz- de 34 artış gerçekleşmiş. (05/08/09) Ulus devletler de, mali yardım paketlerinin kaynaklarının ülke- lerinde kalmasına özellikle dikkat ediyorlar. The New York Times’tan Floyd Norris’in de işaret et- tiği gibi, bu paketlerden yararlanmak isteyen şir- ketlerin sermayelerini kendi ülkelerine geri getir- me eğilimi bir finansal de-globalization başlat- tı. Norris, bu süreçten en çok, banka sisteminde yerel mülkiyeti kaybetmiş ülkelerin etkilendiğine dikkat çekiyor. erginy@tr.net http://erginyildizoglu.blogspot.com ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan, Kürt açõlõmõnõ “bir paket değil süreç, ba- rış, kardeşlik ve bütünleşme proje- si” olarak tanõmlarken süreci Kürt ozan ve sanatçõlarõndan örnekler ve- rerek anlattõ. Erdoğan, partisinin grup toplantõ- sõnda gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. AKP’nin çeteler ve karanlõk güç odaklarõyla mü- cadelesinin gelecekte takdirle anõla- cağõnõ belirten Erdoğan, yakõn ve uzak gelecekte demokrasiye gölge düşürme, hukuk sistemini karanlõk tü- nellere sokma cüretinin gösterileme- yeceğini, milletle egemenlik arasõna simsarlarõn sirayet edemeyeceğini söyledi. Kürt açõlõmõyla ilgili tartõş- malarõ değerlendiren Erdoğan, Tür- kiye’nin son 25 yõlõ çatõşmayla, faili meçhullerle, OHAL’le köy boşatma- larla heba edilmeseydi, sorun büyü- meden çözüme kavuşturulsaydõ nere- de olacağõnõn tüm milletçe sorulma- sõ gerektiğini belirtti. Erdoğan, “Ne- rede yanlış tavır sergilendi, binler- ce yıllık dostluğumuzun çökeceğine kim nasıl inanma cüretini gösterdi de aramıza nifak tohumları ekme cesareti gösterdi? Çaldıran’da, Ye- men’de, Kurtuluş Savaşı’nda vatan topraklarını birlikte savunan, gazi ve şehit olan biz değil miydik? İs- tiklal Marşı’nı dinlerken hepimizin yüreği kabarmıyor mu? Ehmedi Xani’nin dizeleri aynı şekilde bizi duygulandırmıyor mu? Neşet Ertaş, Gönül Dağı dediği zaman her biri- mizin tüyleri ürperiyor. Aynı şekilde Şivan Perver Halepçe, Hazar dedi- ğinde gönül dünyamızın derinlik- lerine dalıyoruz” dedi. Yunus Em- re, Mevlana, Hacı Bektaşı Veli, Ka- racaoğlan ve Pir Sultan Abdal gibi Munzur eteklerinde dolaşan deng- bejlerin aynõ topraklara aynõ kardeş- lik mayasõnõ attõğõnõ kaydeden Erdo- ğan, “Horon bizim, zeybek bizim, halay bizim, zılgıt bizim zılgıtımız. Bizi birbirimizden ayırmak kimin haddine. Düşman eylemek kimin haddine” diye konuştu. Evlat acõsõndan daha büyük bir acõ olamayacağõnõ, nice annenin telefonun başõnda Ağrõ, Cudi, Kaşkar, Erciyes gi- bi yõğõlõp kaldõğõnõ söyledi. Şehit ce- nazeleri ile terörist cenazelerini kar- şõlaştõran Erdoğan, annenin ideoloji- si, sağcõlõğõ solculuğunun olmayaca- ğõnõ belirterek “Oğlunu her ne se- beple kaybetmiş olursa olsun Yoz- gat’taki anneyle Hakkâri’deki an- ne oğulları için aynı duaları oku- yorsa, cemaat aynı kıbleye dönü- yorsa burada çok ciddi bir yanlış ol- duğu ortadadır” dedi. Grubu ağlattı Bu süreçten kazançlõ hiçbir tarafõn olmadõğõnõ, kaybedenin ülke ve mil- let olduğunu belirten Erdoğan, şehit anneleri Diyarbakõr’da bir araya gelip kucaklaşabilirken bu buluşmadan ra- hatsõz olanlarõn olduğuna dikkat çek- ti. Erdoğan’õn bu sözleri sõrasõnda Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç başta olmak üzere bazõ milletvekille- rinin ağladõğõ görüldü. İçişleri Baka- nõ Beşir Atalay’õn koordinatörlü- ğünde bir süreç yürütüldüğünü ancak CHP ve MHP’nin görüşme istemine ret yanõtõ verdiklerini anõmsatan Er- doğan, “Hani uzlaşmadan yanaydı- lar” dedi. Hiçbir zaman illegal yapõ- lanmalarõ muhatap kabul etmedikle- rini kaydeden Erdoğan, “Sorunu bu hale getiren anlayışlardan medet beklemiyoruz. Ama diyoruz ki göl- ge etmeyin, engel olmayın” dedi. Erdoğan, DTP’ye yönelik eleştiri- lerde de bulundu. Anadilde öğretim ve yayõn konusunda adõmlar atõldõğõnõ an- cak “vermediler aldık” gibi bir an- layõşõn işlendiğini kaydeden Erdo- ğan, “Bu tür yaklaşımlarla gelirse- niz yaya kalırsınız” diye konuştu. So- runun çözümü için mutabakat zemi- ninin oluştuğunu müşahede ettikleri- ni kaydeden Erdoğan, kimsenin Kürt kökenli vatandaşlarõn temsilcisi ha- vasõna girmemesini istedi. Bahçeli’ye yüklendi Hükümeti vatan hainliği ile suçla- yan MHP lideri Devlet Bahçeli’ye ya- nõt vermeyeceğini söylemekle birlik- te sert eleştiriler yönelten Erdoğan, “Sayın Bahçeli, bizim vatan sevgi- mizi ölçebilecek ne kalitededir, ne kariyerdedir” dedi. CHP lideri De- niz Baykal’a da yanõt vermeyeceği- ni belirten Erdoğan, her iki liderin de aceleci davranarak çözümsüzlükten yana bir tavra sürüklendiklerini söy- ledi. Erdoğan, “Niyetimiz samimi. Gencecik fidanların solmasına, an- nelerin gözyaşlarına, Türkiye’nin kaybetmesine, umutsuzluğa artık ta- hammülümüz yok. Biz artık Botan Çayı’nda serinlemek, Zap Suyu gi- bi coşmak, barışa ve kardeşliğe ak- mak istiyoruz. Derdimiz bu. Mun- zur Dağı’nda hep beraber karde- lenler, Ağrı Dağı’nda çiğdemler derlemek, ülkemin yedi coğrafya- sından derlenmiş çiçekleri ülkemin annelerine vermek istiyoruz” dedi. AKP’yi vatan hainliğiyle suçlayan Bahçeli’nin kendilerinin vatan sevgisini ölçebilecek kalite ve kariyerde olmadõğõnõ savunan Erdoğan, CHP ve MHP’ye “Gölge etmeyin, kapõlarõnõzõ kapatmayõn” çağrõsõ yaptõ. Türkiye’nin son 25 yõlõ çatõşmayla, faili meçhullerle, OHAL’le heba edilmeseydi nerede olacağõnõn so- rulmasõ gerektiğini belirten Erdoğan, “Binlerce yõllõk dostluğumuzun çökeceği- ne kim nasõl inanma cüretini gösterdi de aramõza nifak tohumlarõ ekme cesareti gösterdi?” dedi. Erdoğan konuşurken bazõ milletvekilleri duygusal anlar yaşadõ. MHP lideri, hükümetin ‘Kürt açõlõmõ’na karşõ eleştiri dozunu yükseltiyor ‘Kandil’e teslim oldular’ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - MHP lideri Devlet Bahçeli, AKP’nin “Kürt açılımı” adõ al- tõnda yürüttüğü süreçte şehit ile ca- ninin, zalim ile mazlumun aynõ ke- feye konulduğunu kaydetti. MHP Genel Başkanõ Bahçeli, MHP Genel Merkezi’nde düzen- lediği basõn toplantõsõnda Baş- bakan Tayyip Erdoğan’a yanõt verdi. Bahçeli, Türkiye’nin, etnik, mezhepsel ve kültürel farklõlõklar temelinde bir çekişme ortamõna sürüklenmesinin, ayrõşmalar ve kutuplaşmalar yaşanmasõnõn ve bunun sonucu sorunlu bir devlet ve toplum haline gelmesinin çok büyük risk olduğunu kaydetti. Bahçeli Türk milleti kavramõnõ ve kültürel unsurlarõ tahrip ve tahrif etmekte õsrar eden hükümetin son icraatlarõyla yõkõm çalõşma- larõnda yeni safhaya geçildiğini belirterek şöyle devam etti: “AKP zihniyetinin gündeminde hiçbir zaman bulunmayan terörle mü- cadele, yerini önce terörle mü- tarekeye, sonra terörle müza- kereye, şimdi ise teröre tesli- miyete bırakmıştır.” ‘Toplumsal yıkım projesi’ Bahçeli, silahsõz bölücülüğe top- lumu razõ edecek, hain istekleri ma- sum hale getirecek ve bunlarõ de- mokrasi adõyla maskeleyecek sin- si bir siyasetin izlendiğini belirtti. Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül ve Başbakan Erdoğan’õn rol paylaşa- rak Kürt sorunu adõyla ortalõğa bõ- rakõlan tahriklerin Türkiye’nin devlet ve millet yapõsõna yeni bir bi- çime sokmak için sürdürülen siyasi ve toplumsal yõkõm projesinin ile- ri bir aşamasõ olduğunu ifade eden Bahçeli, şunlarõ dile getirdi: “Mil- let varlığının kırılma noktasına kadar bükülmesinde en büyük sorumlu, bölücülüğe şirin görü- nerek ucuz siyasi hesaplar pe- şinde koşarken Kandil kadrola- rına teslim olan Başbakan Er- doğan ve AKP hükümetleridir.” Bahçeli, “Başbakan, bugünkü grup toplantısında vatanseverlik kalitesini ölçmek durumunda ve konumunda olmadığınızı söy- ledi. Bunu nasıl değerlendiri- yorsunuz?” sorusuna, “İstanbul il başkanıyken bölücülüğün yük- sek lisans tezini bir derginin yö- netim danışmanlığıyla başlat- mış olan bir kişinin vatansever- liğini ölçmek için ayrı bir kabi- liyete, kariyere sahip olmaya ge- rek yoktur” yanõtõnõ verdi. IĞDIR (AA) - DTP Genel Başkan Yardõmcõsõ Emine Ay- na, “Biz, Kürt sorununun çö- zümünde Öcalan’ı muhatap alıyoruz, PKK ve Öcalan’sız bir barış süreci olmaz, 15 Ağustos’ta Öcalan’ın açıkla- yacağı yol haritasını önemsi- yoruz” dedi. Ayna, partisinin Iğdõr’da dü- zenlediği halk toplantõsõnda yap- tõğõ konuşmada, Kürt sorunu ile demokrasi sorununun birbi- rinin içine girdiğini savundu. Ayna, konuşmasõnda şunlarõ kaydetti: “Kürt sorunu çözülürse de- mokrasi sorunu da çözüle- cektir. İkisi birbirinin içine girmiştir. Cumhurbaşkanı, Başbakan bizlerle görüştü. İçişleri Bakanlığı her kesim- den insanlarla toplantı yaptı. Bunlar iyi şeylerin olacağı- nın işaretidir. Başbakan önce bizlerle görüşmek istemedi, sonra kabul etti. Gittik, gör- üştük. Olumsuz bir görüşme olmadı. Diplomatik nazik bir görüşme oldu. Başbakan gö- rüşmeden sonra önemsediği- miz, olumlu bulduğumuz bir cümle söyledi, Hiçbir ana ağ- lamasın dedi. Temkinliyiz, kaygılarımız var. Biz, ortada bir barış ha- vası ortamı varsa her türlü katkıya hazırız. PKK ve Öca- lan her zaman barıştan bah- setmiştir. Onun için önemsi- yoruz. Birilerinin bizle görü- şüp birilerini devre dışı bı- rakma niyeti varsa biz bu oyuna gelmeyiz. PKK ve Öca- lan’sız bir barış süreci olmaz. Biz 15 Ağustos’ta Öcalan’ın açıklayacağı yol haritasını önemsiyoruz.” Devlet Bahçeli, MHP Genel Merkezi’nde açıklama yaptı. Başbakan Erdoğan, Kürt açõlõmõnõ Kürt ozan ve sanatçõlarõyla anlattõ, CHP ve MHP’yi eleştirdi ‘Kapõlarõnõzõ kapatmayõn’ ‘KÜRT AÇILIMI’ Davutoğlu: Türkiye’nin iç meselesi ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Dõşişleri Bakanõ Ahmet Da- vutoğlu, “Kürt açılımı”nõn Türki- ye’nin iç meselesi olduğunu, Bağ- dat ziyaretinin bu konuyla ilgisinin bulunmadõğõnõ söyledi. Davutoğlu, bir günlük ziyaret için Irak’õn başkenti Bağdat’a gitti. Dev- let Bakanõ Zafer Çağlayan ile bir- likte Irak’a hareket etmeden önce ba- sõn toplantõsõ düzenleyen Davutoğ- lu, Irak’õn Türkiye için çok önemli bir stratejik ortak olduğunu belirtti. Irak’ta önemli bir dönüşüm yaşan- dõğõna ve Türkiye’nin de bu süreci yakõndan takip ettiğine dikkat çeken Davutoğlu “İlişkiler en üst düzey- de seyretmektedir. Irak’ın top- rak bütünlüğü, egemenliği, Irak halkının refahı, Türkiye’nin çok önem verdiği temel dış politika ön- celikleri arasındadır” dedi. SIRADA BBP VE DP VAR Atalay, açılım turlarına DSP ile başladı ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - İçişleri Ba- kanõ Beşir Atalay, “Kürt açılımı” kapsamõnda si- yasi partilerle görüşmele- rine dün DSP Genel Baş- kanõ Masum Türker’i ziyaret ederek başladõ. Atalay, görüşme sonra- sõnda “İstiyoruz ki TBMM bu sorunu esas üstlenen çatı olsun, isti- yoruz ki bu bir devlet projesi olarak yürüsün” dedi. Atalay, bugün de TOBB ile BBP ve DP’yi ziyaret edecek. MHP ve CHP’nin gö- rüşme talebini reddettiği Bakan Atalay, açõlõm tur- larõna başladõ. DSP lideri Türker’i parti genel mer- kezinde ziyaret eden Ata- lay, görüşmenin ardõndan yaptõğõ açõklamada, “de- mokratik açılım” çalõş- masõnda en önemli he- deflerinin katõlõmõ müm- kün olduğunca arttõrmak, projeyi geniş mutabakata dayalõ yürütmek olduğu- nu ifade etti. Atalay, bir gazetecinin, “MHP ve CHP’den görüşme çağ- rınıza ret cevabı geldi. Bu çağrı herhalde yine- lenmeyecek” sorusu üze- rine, “Biz görevimizi ya- pıyoruz. Kendileri bi- lirler” karşõlõğõnõ verdi. DSP lideri Türker de Güneydoğu ve Doğu Ana- dolu’da ekonomik özgür- lüğü sağlayacak devlet eliyle yatõrõm yapõlmasõ- nõn bir işaret olacağõnõ Atalay’a ilettiklerini be- lirterek, bu konuda eko- nomik anlamda yapõlan- larõn yetersizliğini dile getirdiklerini ifade etti. Türker, Atalay’a bir de önerileri olduğunu vur- gulayarak, “Demokra- tikleşmeyle ilgili açılım ile terör olgusunu birbi- rinden ayırt etmeleri ge- rektiğini önerdik” dedi. ‘Neden Başbakan değil de Bakan’ Atalay’õn görüşme ta- lebine neden kõsa sürede yanõt verdiklerini açõkla- yan Türker, “Eğer Baş- bakan, DTP Genel Baş- kanı ile görüşüyor, di- ğer parti liderleriyle gö- rüşmüyorsa ve bu işi bakan düzeyinde tutu- yorsa, bunun doğru ol- madığını, böyle bir açı- lımın sekteye uğrayaca- ğını, o nedenle bu konu- da MHP ve CHP’nin haklı olduklarını, bu iki partinin devre dışı bıra- kılırsa çözümün kolay olmayacağını ilettik. Sa- yın Başbakan’a bu dü- şüncemizi iletmelerini, bu nedenle bizim ‘ne- den Başbakan değil de Bakan geliyor’ noktasın- da düşünmeden, birisi- nin bunu dillendirmesi gerekliydi” dedi. DTP ziyareti yarın Öte yandan bugün BBP, DP ve TOBB’u zi- yaret edecek olan Ata- lay’õn, yarõn da DTP’yi de ziyaret edeceği belirtildi. AKP’nin grup toplantõ- sõnõn basõna kapalõ bölü- münde milletvekillerine süreçle ilgili bilgi de veren Atalay, yüzde 1’in üze- rinde oy alan siyasi parti- lerin görüşünü alacaklarõ- nõ, İHD, Mazlum-Der, Demokrasi Vakfõ, Türki- ye Gönüllü Teşekküller Vakfõ, Türk Ocaklarõ, TÜ- SİAD ve sendikalar başta olmak üzere birçok sivil toplum örgütünün tem- silcileriyle bir araya gele- ceğini açõkladõ. Atalay, “Bu işin sonunda hiç kimse çıkıp bizim fikri- miz sorulmadı diyeme- yecek” dedi. Kitapçık olacak Başbakan Tayyip Er- doğan da, görüşmelerden sonra yol haritasõ belirle- yeceklerini, süreci ve so- nuçlarõ kitapçõk haline ge- tireceklerini söyledi. Ve- killeri uyaran Erdoğan, “Yanlış anlaşılmalara meydan verecek diya- loglardan kaçının. Pole- miğe girmeyin” dedi. DTP Genel Başkan Yardõmcõsõ’na göre, PKK ve Öcalan’sõz bir barõş süreci olmaz Ayna: Öcalan’õ muhatap alõyoruz Ortada bir barõş havasõ ortamõ varsa her türlü katkõya hazõr olduklarõnõ söyleyen DTP’li Emine Ayna, “Birilerinin bizle görüşüp birilerini devre dõşõ bõrakma niyeti varsa biz bu oyuna gelmeyiz. PKK ve Öcalan’sõz bir barõş süreci olmaz” dedi. DSP lideri Türker’i parti genel merke- zinde ziyaret eden İçişleri Bakanı Ata- lay’a AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdulkadir Aksu ve AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ da eşlik etti. Atalay, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, “Bu, Türkiye’nin sorunu. İstiyoruz ki TBMM bu projeyi esas üstlenen çatı ol- sun” görüşünü dile getirdi. Güneydoğu ve Doğu Anadolu bağlamında ekonomik özgürlüğü sağla- yacak devlet eliyle yatırım yapılmasının bir işaret olacağını Atalay’a ilettiklerini belirten Türker de bu konuda ekonomik anlamda yapılanların yetersizliğini dile getirdiklerini ifade etti. (Fotoğraf: AA) Türker: Kalkõnma sağlansõn
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear