24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 11 AĞUSTOS 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 LEYLA TAVŞANOĞLU Eski İÜ İktisat Fakültesi öğretim üyelerin- den MHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Mit- hat Melen’le Türkiye’de giderek vahimleşti- ği görülen ekonomik durumu konuşuyoruz. Melen AKP hükümetini gerekli ekonomik önlemleri zamanõnda almamakla eleştiriyor. - Bu küresel krizin üstesinden gelebilmek için bütün gelişmiş ülkelerde devlet tedbir paketlerini devreye sokuyor. ABD’de bile devletin eli şu anda doğrudan ekonominin içinde. Bütün bunlar olurken Türkiye’de hükümet ne yapıyor? ‘2012’YE KADAR TOPARLANMA OLMAZ’ MİTHAT MELEN - Şu anda dünyada alõ- nan önlemlerin parasal değeri 10.6 trilyon do- larõ aştõ. Bunun yaklaşõk 2 trilyon dolara ya- kõn kõsmõ da nakit para. Zehirli, toksik senet- ler denilen herkesin elini yakan bu senetleri temizlemek ve banka sistemini düzeltmekle ilgili faaliyetler var. AB bunu bir anlamda sil baştan yaptõ. Yani serbest piyasa ekonomisin- den devletleştirmeye kadar gitti, diyebiliriz. Keza ABD Başkanõ Obama’nõn önünde ciddi bir ekonomi sõnavõ var. Bu sõnavõ geçip geçe- meyeceği belli değil. Obama’nõn söylediğine göre ABD’de hâlâ ekonomik durgunluk sürü- yor. Bundan hemen çõkamayacağõ görülüyor. O arada Obama’nõn başkanlõğõnõn meşruluğu da tartõşõlmaya başlandõ. Kimileri bir milyo- nun üzerinde imza toplayarak Obama’nõn Kenya doğumlu olmasõ nedeniyle ABD’ye başkan olamayacağõnõ iddia ediyorlar. Bütün bu tartõşmalar ekonomide henüz bir düzelme olmadõğõnõ, bunun daha vakit alacağõnõ, 2011- 2012’ye kadar dünyada ciddi bir ekonomik toparlanma göremeyeceğimizi gösteriyor. Evet, biraz büyüme hõzõ yükseliyor ama bu hâlâ, Obama’nõn da söylediği gibi, durgunlu- ğun bittiği anlamõna gelmiyor. Yani dünya yeni bir sistem bulana, yeni bir yapõlanmaya gidene kadar bu sõkõntõlarõ çekeceğiz. ‘EKONOMİNİN PATRONU BELLİ DEĞİL’ Bu sõkõntõlarõ Türkiye de çekiyor. Ama Tür- kiye’de bunlarõn üzerine bir başka sorun daha var. Bir kere Türkiye’deki ekonomik yapõsal sorunlar çözülemedi. Bence bu iktidarõn en çok eleştirilecek yanõ burada. Elindeki çoğunlukla önüne çok fõrsat çõktõ. Türk ekonomisinin alt- yapõsõyla ilgili sorunlarõ pekâlâ çözmesi müm- kündü. Ama bunlarõn hiçbirine değinilmiyor. Alõnan önlemler bile uzun vadede belki çözüm getirebilecek önlemler. Örneğin bir istihdam ya da teşvik paketi açõyor. Ama en önemlisi olan yapõsal sorunlara değinilmiyor. Piyasalarõn alt- yapõsõnõ düzeltmek, vergiyle ilgili meseleler var. Kamu maliyeti ve hazinesini düzenleyecek yasalar gerekli. Bugün kamu ekonomi huku- kundan söz etmek çok zor. Devlet piyasayõ düzenlemeye kalkarken kendi ilişkilerini dü- zenleyemiyor. Kim kimin elinde ya da kim ne iş yapõyor? Tam anlamõyla belli değil. Bugün Türkiye’de ekonomiyle uğraşan bir sürü birim var. Hiçbirinin birbiriyle doğrudan ilişkisi yok. Sistem abi kardeş ilişkisiyle çalõşõyor. Özetle söylemek gerekirse, ekonominin hukuki an- lamda patronu belli değil. Birisini bir yere atõ- yorsunuz. O kişisel çabalarõyla ne kadar iş gö- rebilir? Ayrõca bürokrasi imzadan kaçtõğõ için her gün TBMM’den saçma sapan kanunlar çõ- kõyor. Birtakõm işlerde politikacõ yerine sürekli bürokrasi yargõlandõğõ için her gün torba kanun adõ altõnda bir sürü 33 kanunu bir araya getiren bir kanun çõkarõlõyor. Sistem bozuluyor. Ne okuyan ne de yazan anlõyor. Buna da reform diyorsunuz. Bir de dünyada bu kadar önemli gelişmeler olurken hükümet ne IMF ile anlaş- maya yanaştõ, ne AB politikasõnõ açõk ve net bir biçimde ortaya koydu. Bütçe açõklarõ büyü- yor. İhracat ve ithalat kendiliğinden azaldõ. Bunlar ekonomide iyileşme demek değil. - Dünyada ortalama ekonomik daralma yüzde 2 denilirken Türkiye’de yüzde 13.5 daralmayı nasıl görüyorsunuz? - Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bundan da- ha büyük bir ekonomik daralma olmadõ. Bu çok büyük bir daralma. Bu kadar büyük da- ralma ABD’de, AB ülkelerinde olsa ciddi olaylar olur. Bizde hiçbir şey olmuyor. Kayõt dõşõnõn yüksekliğinden söz ediliyor. - Ekonomiye kaynağı belli olmayan 18.3 milyar doların girişini nasıl karşıladınız? - Ekonomide böyle şey yok. Ödemeler bi- lançosu zaten tahminler esasõna dayanõyor. Gelirinizi giderinizi tahmin ederken bir sõzõntõ olunca bu paranõn açõktan geldiğini farz edi- yorsunuz. Yani bu Türkiye’ye bir döviz girişi olduğu anlamõna gelir. Yaz aylarõnda döviz gi- rişinin olmasõ çok doğal. İkincisi, çevre ülke- lerde o kadar çok sõkõntõ var ki paralarõn Tür- kiye’ye gelmesi her şeye rağmen doğal. Türki- ye yine her şeye rağmen ekonomik ve siyase- ten istikrarlõ sayõlabilecek bir ülke. Bu para gi- rişini önemsemek lazõm. Adõ sõcak, kayõt dõşõ para olsun, demek ki Türkiye’ye bir para akõşõ var. Belki de bizi ayakta tutan bu. Onun için buradaki istikrarõ korumak lazõm. Biz o neden- le bu reformlardan, ekonominin daha iyi bir raya oturmasõndan söz ediyoruz. Türkiye’nin bu bölgenin en güçlüsü olma ihtimali var. Ama kendi kaynaklarõnõ iyi kullanõrsa... - Neden iyi kullanamıyor? - İki seçim üst üste bu kadar oyçoğunluğuyla iktidar olmasõna rağmen bu hükümetin tarihe geçecek ekonomik reformlarõ yapmamasõnõ an- lamak mümkün değil. Nedense AKP hüküme- ti, gündemi yok Kürt açõlõmõ, yok Ergenekon, yok yargõ reformu gibi konularla oyalõyor. Ku- rumlar birbirine giriyor. Şu anda önemle üze- rinde durulmasõ gereken konu ekonomi. Türki- ye’nin başõna da bu ekonomi yüzünden sõkõntõ- lar gelecek. Dünya topallarken sizin düz yürü- meniz mümkün değil. Önümüzdeki ekim, ka- sõmda ABD ve AB’de belirli krizler bekleni- yor. Bunlar tahmin. Olabilir de, olmayabilir de. Ama beklentisi bile bir ürperti yaratmaya yeti- yor. Oralarda bir kriz, sarsõntõ olursa Türkiye bu kadar rahat kalamaz. bunlarõn uzun mesafelere taşõnmasõnõ sağlayan balistik füzeler üzerine yoğunlaştõğõnõ anlattõ. Kimyasal silahlardan etkilenme tehlikesi olanlarõ ve etkilenenleri tehlikeden uzaklaştõrmak için kirlenmenin temizlenmesi işlemine “zehi- ri temizleme” adõ verildiğini aktaran Baykara, temizlemenin “fiziki ajanı ortamdan uzak- laştırmak” ve “kimyasal ajanın yapısını bo- zup tehlikesiz hale getirmek” olmak üzere iki yöntemle uygulandõğõnõ kaydetti. Doç. Dr. Ta- rõk Baykara, TÜBİTAK’ta bir süre önce ta- mamladõklarõ çalõşmalarla kimyasal silah sal- dõrõlarõna karşõ hazõrlõklõ olmak için kimyasalõ emecek, etkisini azaltacak ve bertaraf edecek et- ken maddeler geliştirdiklerini bildirdi. TÜBİTAK MAM Malzeme Enstitüsü’nde yapõmõ tamamlanan çalõşmada, tümü yerli ham- maddelerden seçilen gözenekli yapõdaki silikat esaslõ çeşitli seramik hammaddelerinin emici özelliklerinden faydalanõldõğõnõ anlatan Bayka- ra, bunlar yardõmõyla çeşitli kimyasal gazlarõ emecek tozlar geliştirdiklerini belirtti. “T-1” temizleme tozu olarak isimlendirilen malzeme ile kimyasal silaha karşõ gerekli ön- lemlerin alõnmõş olacağõnõ belirten Baykara, “Ça- lışmamızda çeşitli sıvı kimyasal maddeleri te- mizleme amacıyla seramik esaslı T-1 temiz- leme tozunun kullanıma uygun şartlarda hazırlanmasını esas aldık. Bu temizleyici malzemelerin çeşitli ebatlarda üretilmesi de kullanım kolaylığı sağladı” dedi. Baykara geliştirilen ürünün herhangi bir sal- dõrõ esnasõnda zehirli endüstriyel maddelerle kir- lenmiş personelin, silah, elbise, teçhizat, araç, ara- zi ya da binanõn temizlenmesini sağlayacağõnõ anlattõ. “T-1” temizleme tozunun geliştirilme- sinde hammadde olarak Türkiye’nin çeşitli yö- relerinde çok miktarda bulunan silikat esaslõ mal- zemelerin kullanõldõğõnõ anlatan Baykara, “Bu çalışma ile kimyasal silahlara karşı son derece etkin bir temizleme tozu geliştirildi ve prototip olarak üretildi. Yapılan test ve deneyler son derece olumlu sonuçlar verdi” diye konuştu. Baykara, “kit” olarak hazõrlanan ürünün in- san vücudunun maruz kaldõğõ sõvõ kimyasal si- lahlara karşõ temizleme yaptõğõnõ; “plastik ku- tu” şeklinde hazõrlanan ürünün ise geniş cilt te- masõnda sõvõ kimyasal gazõ absorbe ettiğini; “ba- sınçlı tüp” ürünün de mühimmat, araç veya ara- zi gibi geniş yüzeylere temas eden sõvõ kimya- sal gazõ emdiğini ettiğini bildirdi. Ekim ya da kasõm aylarõnda ikinci bir kriz dalgasõnõn Türkiye’yi vurmasõ halinde bunun altõndan kalkmak güç olacak. AKP hükümeti gündemi yapay olarak yargõ reformu, Ergenekon gibi konularla işgal edecek yerde ekonominin düzeltilmesine odaklanmalõ. Türkiye’deki ekonomik yapõsal sorunlar çözülemedi. Bence bu iktidarõn en çok eleştirilecek yanõ burada. Elindeki çoğunlukla önüne çok fõrsat çõktõ. Türk ekonomisinin altyapõsõyla ilgili sorunlarõ pekâlâ çözmesi mümkündü. Bütün tartõşmalar ekonomide henüz bir düzelme olmadõğõnõ, bunun daha vakit alacağõnõ, 2011-2012’ye kadar dünyada ciddi bir ekonomik toparlanma göremeyeceğimizi gösteriyor. Yeni bir sistem bulana kadar sõkõntõlarõ çekeceğiz. ‘Yapõsal sorunlar çözülemedi’ Ekim ya da kasõm aylarõnda ikinci bir kriz dalgasõnõn oluşabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Mithat Melen, hükümetin gündemi yapay olarak yargõ reformu, Ergenekon gibi konularla işgal edecek yerde ekonomiye odaklanmasõnõ istedi AKP ekonomiye odaklanmalı Düzelme vakit alacak Çok fırsat çıktı ama... - “Yani krizle gelen krizle gider” gi-bi yaygın bir kanı var. Siz buna ne di-yorsunuz? - Bu hükümet 2001 krizinden sonraiktidara geldi. Kim ne derse desin buhükümet yine ekonomi kötüye gittiğiiçin gidebilir. Bunu da isteyerek söyle-miyorum. Bir kriz geldiği zaman hepi-mizi vuruyor. Bir kriz geldiğinde benyaşarõm, öbürleri çöker diye bir şeyyok. Mucizelere inanmamakta yararvardõr. Hele ekonomide çok büyük mu-cize olmaz. Bir de dünyada uygulananpolitikalar artõk yetersiz kalõyor, krizle-ri çözemiyor. Bir taraftan şirketleri kur-tarmak için inanõlmaz miktarlarda har-cama yapõyorsunuz, ama öbür taraftanbu harcamalardan dolayõ az vergi almayoluna gidiyorsunuz. Ya da toplumabalõk tutmayõ öğretmek yerine balõk ve-riyorsunuz. Toplum bu sefer daha çokbalõk istemeye başlõyor. İşin kurtulma-sõ için devletin sadece o harcamayõ yap-masõ yetmiyor. Yeni bir sisteme, yenibir üretim metoduna gerek var. Haliha-zõrdakiler bugünkü kaotik yapõyõ çöze-cek durumda değil. Artõk ekonomi bili-mi de pek yetmiyor. Belki gelecek 25yõl içinde başka sistemler, yeni teoriler,yeni görüşlerle dünya yeni baştan yapõ-lanacak; ayaklanacak. - Bir de bugün Türkiye’de işsizlik çok ciddi bir sorun haline geldi. Bunun üstesinden nasıl gelinebilir? - Özellikle genç işsiz sayõsõ çok vahim. Bu tehlikeli bir durumdur. Bunu çözemezseniz ülkenin esas meselesini çözememişsiniz demek- tir. Bu, kaosu da, terörü de, hõrsõzlõ- ğõ, sosyal patlamalarõ da beraberinde getirir. İşsizlik şu anda had safhada. Onun da nedeni girişimcinin yatõrõm yapmamasõ. Girişimci doğal olarak yatõrõm yaparken geleceği görmek ve kâr etmek ister. Şu anda ise öyle bir şey görmüyor. Merkez Bankasõ devamlõ faizle oynuyor. Faizle oyna- mak da yetmiyor. İndirdim, demekle de faiz inmiyor. Borçlanmak zorun- daysanõz faiz yükseliyor. Siz istedi- ğiniz kadar indirdim deyin. Lafõnõz boşta kalõyor. Buradaki mesele özellikle piyasanõn günlük finans- man ihtiyacõnõ sağlamakla ilgili. Pi- yasayõ likidite, para açõsõndan boş bõrakmamak lazõm. Örneğin, KO- Bİ’leri mutlaka beslemek, sistemle- rini iyi kurmak, dünyaya açõlmalarõ- nõ sağlamak, gerekli teknolojiyi on- lara vermek ve rekabet eder hale ge- tirmek gerekiyor. Bugün Türki- ye’nin neredeyse yüzde 90’õ 10 ile 150 arasõnda işçi çalõştõran KOBİ de- diğimiz işletmeler. Bunlar Türki- ye’nin temel direkleri. Bunlar batar- sa Türk ekonomisi çok sõkõntõ çeker. ‘PİYASA BOŞ BIRAKILMAMALI’ ‘YENİ BİR SİSTEME GEREK VAR’ - Türkiye’de ekonomiyi döndürmek için inşaat sektörü lokomotif olarak kullanılıyor. TOKİ üzerinden inanılmaz bir inşaat faaliyeti var. Bu ne kadar sağlıklı bir yapı? - İnşaat sektörü bugün Türkiye’de küçümsenemeyecek önemde. Ama artõk arz talebin üze- rine geçmeye başladõ. Burada ciddi bir hesapsõzlõk var. Bir de büyük şehirlerde artõk inşaat yapõlacak arsa kalmadõ. Onun için yeni planlar yapmak lazõm. Şu alõşveriş merkezlerine ba- kõn. Sadece İstanbul’da 40 tane alõşveriş merkezi olduğu söyleniyor. Ekonomi daha da kötü- ye gidince bunlarõ ne olarak kullanacaksõnõz? Çok tehlikeli. İlk Belçika’ya gidişim 30 yõl ön- ceydi. Brüksel’de bir tane alõşveriş merkezi vardõ. Bugün yine o alõşveriş merkezi. Başka yok. Ben yaptõm oldu, istim arkadan gelsin diyorlar, ama olmuyor. Şimdilik herkes idare edi- yor. Ama korkuyorum. Arkadan esen olumlu rüzgâr bir gün dönerse bu hepimize takla attõrõr. ‘İNŞAAT SEKTÖRÜNDE CİDDİ BİR HESAPSIZLIK VAR’ Kimyasal silahlarõn etkisini tehlikesiz hale getiren yüksek temizleme gücüne sahip malzeme geliştirdi TÜBİTAK’tan büyük buluş Parmakları karnına dikildi KONYA (AA) - Konya’da bir kaza sonucu iki parmağõ ucundan kopan Mahmut Esat Benibil’in (14) kopan parmaklarõ yerine dikildikten sonra, daha çabuk iyileşmesi için geçici olarak paketleme yöntemiyle vücu- duna yerleştirildi. Başkent Üniver- sitesi Konya Araştõrma ve Uygula- ma Hastanesi Plastik Cerrahi Uz- manõ Dr. İbrahim Çivi, “Ele monte edilmiş parmaklardaki cildi soyduk, daha sonra vücudun karõn bölgesi- ne, kopan parmaklar deri altõnda olacak şekilde gömdük. Bu yöntem- le deri, gömülen yerde kendisini ye- nileyecek. 1.5 ay sonra da gömülen parmaklarõ çõkartacağõz” dedi. Çocuk 48 kez bıçaklandı BATMAN (AA) - Batman’da önce- ki gece 19 Mayõs Mahallesi’ndeki evine gitmek isteyen Mesut Akarsu (15), Yahya Kemal Beyatlõ Lisesi önünde henüz kimliği belirleneme- yen kişi veya kişilerce bõçaklandõ. Akarsu’nun cesedi otopsi için Bat- man Bölge Devlet Hastanesi’ne gö- türüldü. Otopsi işlemi tamamlanan Akarsu’nun vücudunda 48 ayrõ bõ- çak darbesi bulunduğu bildirildi. Giyside kanserojen uyarısı İstanbul Haber Servisi - Çin ve Hindistan’dan ithal edilen tekstil ürünlerinde yüksek limitlerde kan- serojen etkili boya ve ağõr metal içe- ren maddeler olduğu iddia edildi. Tüketiciler Derneği Başkanõ Engin Başaran, “İstanbul Hazõrgiyim ve Konfeksiyon İhracatçõlarõ Birliği ve İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İh- racatçõlarõ Birliği’nin Çin ve Hindis- tan gibi ülkelerden ithal ettiği ürün- lerde kanserojen etkili azo boyar ve ağõr metal içeren maddelerin tespit edildiği ve halk sağlõğõnõn tehdit al- tõnda olduğu yolundaki söylentiler önem taşõmaktadõr” dedi. Çankaya’da büfe yasağı ANKARA (ANKA) - Çankaya Be- lediye Meclisi, Çankaya ilçe sõnõrla- rõ içinde bulunan parklarda büfe ça- lõştõrõlmasõnõ yasakladõ. Belediye Meclisi’nin aldõğõ karar gereğince parklarda halen faaliyette olan büfe- ler kaldõrõlacak, inşaat halindeki bü- feler de yõkõlacak. Söz konusu kara- rõn, parklarõn doğal yapõsõnõ koru- mak amacõyla alõndõğõ bildirildi. İzmir’de tecavüz iddiası İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir’de polise başvuran 23 yaşõn- daki üniversite öğrencisi S.K, Al- sancak semtinde yürürken mazgalõn içine cep telefonunun düştüğünü, yoldan geçen A.P’nin yardõmcõ ola- rak telefonu bulunduğu yerden çõ- kardõğõnõ anlattõ. S.K, tanõştõktan sonra aracõna bindiği A.P’nin, or- manlõk alana götürerek kendisine te- cavüz ettiğini söyledi. Polisin araş- tõrmasõ sõrasõnda A.P, S.K’yi cep telefonundan arayarak buluşmak is- tediğini bildirdi. Buluşma noktasõn- da önlem alan polisler 19 yaşõndaki A.P’yi yakalandõ. Tecavüz iddiasõnõ reddeden A.P. tutuklandõ. Uzan’a yine zamanaşımı ADANA (Cumhu- riyet Bürosu) - Çu- kurova Elektrik Ano- nim Şirketi’ni (ÇE- AŞ) zarara uğrattõğõ, şirketin paralarõnõ grup bankalarõna ak- tardõğõ, genel başkanõ olduğu Genç Parti’ye (GP) para aktarõmõnda bulunduğu iddiasõyla hakkõnda onlarca dava açõlan Cem Cengiz Uzan ve bazõ yöneticiler, zamanaşõmõ dolayõsõyla 3. davadan da kurtuldu. Son olarak 7 arkadaşõyla birlikte 7 yõl 6 aya ka- dar hapis cezasõ istemiyle yargõla- nan Uzan, zamanaşõmõndan yararla- narak bir kez daha ceza almadõ. Terör zanlılarından itiraf Dış Haberler Servisi - Alman- ya’daki Düsseldorf Yüksek Eyalet Mahkemesi’nde yargõlanan ve arala- rõnda Adem Yõlmaz ile Atilla Selek adlõ Türklerin de bulunduğu 4 zanlõ, dünkü duruşmada itiraflarda bulun- du. Hücre elebaşõ olarak ifade veren Fritz Gelawicz, Avrupa’da terör ey- lemleri düzenlemek için Pakistan’da eğitim aldõğõnõ itiraf etti. Zanlõlar, “İslami Cihad Birliği” adlõ örgüt adõna Almanya’da bombalõ saldõrõ planlamakla suçlanõyor. CHE’ye balyozlu soygun İstanbul Haber Servisi - Cumhuri- yet Halk Evi (CHE) Pendik Şubesi pazar gecesi geç saatlerde soyuldu. Hõrsõz ya da hõrsõzlarõn içeri girebil- mek için balyozla duvarõ kõrdõğõ, içeride bulunan bilgisayar, fotoğraf makinesi ve faks cihazõnõ aldõğõ tes- pit edildi. Görevlilerin haber verme- siyle olay yerine gelen ekipler, olay- la ilgili soruşturma başlattõ. Aslında temmuz, ağustos fiyat- ların genelde düştüğü aylardır. Enflasyonun biraz yükselmiş olması rahatsız edici. Ama genelde Türkiye’de fiyatlarda önemli bir kıpırdanma yok. Esas mesele bu kadar küçülmeden dolayı talebin azalmış olması. İthalat, ihracat, tüketim azalıyor. Bugün talebi nasıl düzeltmek gerektiği mese- lesi var. Talep tabii ki sıfıra inmez. Ama artış hızı düşüyor. Bu çok büyük bir tehlikedir. ‘Talepteki düşüş tehlikeli’ Baştarafı 1. Sayfada
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear