28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 AĞUSTOS 2009 SALI 10 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B KAVŞAK ÖZGEN ACAR ‘Erkeksen Ayakta İşe!’ Nereden nereye? Cumhuriyet Senatosu Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı yapan İhsan Sabri Çağlayangil, Bursa’da “vali” iken Orhan Veli’nin “Bir elinde cımbız, bir elinde ayna, umurunda mı dünya!” şiirine nazire olarak şu şii- ri yazmıştı: “Bir elinde sigara, Bir elinde şişe, Erkeklik bu mu kızım? Erkeksen ayakta işe!” Yarım yüzyıl son- ra bir başka vali Ali Kaban’ın 20 Tem- muz 2009’da yazılı şu talimatıyla Or- duluları kadınlaştır- masına ne buyru- lur? “Bazı camilerimi- zin tuvaletlerinde bulunan ve temizli- ğe, sağlığa elveriş- li olmayan, dinen de uygun gö- rülmeyen pisuarların kaldırılması sağlanacak. Yeni yapılacaklara gerekli talimat verilip proje desteği sağlanacaktır.” Mülkiyeli kardeşim Kaban’ın güçlü bir mesleki geçmişi var! Geçmişin geçmişine değil de ya- kın geçmişine göz atalım. İngil- tere’de biri “master” olmak üze- re iki kez “kamu yönetimi” eğiti- mi görmüş, Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlığı döneminde Abdul- lah Gül’e “ulusal güvenlik”, son- ra da Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala’ya “özel” danışmanlık yap- mış… “Vali”, “Devletin Valisi”, “Laik Devletin Valisi” olan Mülkiyeli kardeşim Kaban’ın Ordu’daki 18 ilçe müftülüğüne gönderdiği, “iti- kadımıza ters” dediği “pisuarların kaldırılması” talimatı hakkında İl Müftü Vekili Veysel Çalı, “Sayın Valimizin talebini uygun bulduk” deyip pisuarların yıkımına baş- landığını açıkladı. Dikkat ettiniz mi bilmiyorum! İs- tek “din adamından” değil bur- nunu erkeklerin apış arasına so- kan Türkiye Cumhuriyeti’nin kos- koca valisinden geliyor! “Acaba” dedim, “Diyanet İşle- ri bu konuda ne dü- şünüyor?” Eski Di- yanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Süleyman Ateş şöyle diyor: “Yasaklama söz ko- nusu olamaz. Sade- ce mekruhtur. Fakat gelenekte vardır. Geçmişte, ayakta id- rar yapılırsa elbiseye sıçrayabileceği ve kirli elbiseyle dolaşılmaması için caiz kabul edilmemiştir. Ama şim- di elbiseye bulaşması söz konu- su değildir. Hazreti Muhammed de ayakta idrar yapardı!” Erzurum Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Davut Yaylalı da, “Hz. Muham- med ayakta yapardı. Pisuarı kal- dırmaya gerek yok!” diyor. Acaba Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, idrarını resmi ma- kamı ile evinde nasıl yapıyor? Başkanlıktaki pisuarlar kaldırıldı mı ya da kaldırılacak mı? Bodrum Türkbükü’nde “biki- nili popo” peşinde koşan papa- razziler, sıkıysa Ordu Valisi Ali Ka- ban’ı idrar yaparken görüntüle- sinler de “yılın fotoğrafçısı” nasıl olurlarmış görelim bakalım! Hod- ri meydan! Beş yıl önce İngiltere’de 500 sa- nat adamına “Turner Ödülü” bağlamında şu soru soruldu: “20. Yüzyılın 1 numaralı sanat yapıtı hangisidir?” Yüzyıla damgasını vuran Pablo Picasso’nun “Avignonlu Kadınlar” resmi oy verenlerin yüzde 42’sin- ce 2. seçilirken, İspanya İç Sava- şı’nı anlatan ünlü “Guernica” res- mi ancak 4. oldu… Üçüncülüğü yüzde 29 oyla Amerikalı Andy Varhol’un Marilyn Monroe’yu ölümsüzleştirdiği “Marilyn Dipthyc” 3. seçildi. Henri Matisse “Kırmı- zı Stüdyo” ile 5. olurken Salvadore Dali nal topladı! “Peki, kimin, hangi yapıtı 1. oldu” sorusunun yanıtı için sıkı durun! Fransız sanatçı Marcel Duc- hamp’ın yaptığı değil, üzerine bir iki çiziktirik attığı bir “pisuar” yüz- de 64 oyla birin- ci oldu! Gerekçe ise, “yaratıcılığın dinamizmi” ola- rak vurgulandı! Sanatçı Duc- hamp, New York’a gittikten iki yıl sonra J. L. Mott adlı inşaat malzemeleri sa- tan bir dükkân- dan bir adet beyaz porselen pisuar satın aldı. İşliğine geldi. Üzerine si- yah mürekkeple gelişi güzel “R. Mutt 1917” sözlerini çiziktirdi. “Bağımsız Sanatçılar Derneği’nce” düzenlenen sergiye gönderdi. Her- kes, bu “sanat yapıtını” üzerinde- ki imzadan dolayı, R. Mutt adlı bir sanatçının yaptığını sandı. Sergide yapıtı görenler 7.5 şiddetindeki bir deprem- deymişçesine sarsıldılar! İçine edilen bir pisuar sanat yapıtı olarak sergide boy göstermekteydi! “R.Mutt 1917” imzalı, “Çeşme” adlı bu yapıt o ta- rihlerde gündeme gelen “akıl karşıtı, sanat karşıtı” gibi tep- kisel sanatın simgesi olan “Dada” akımının “başyapıtı” olarak olumlu - olumsuz eleş- tiriler aldı. “Her şey anlam- sızdır, her şey bir hiçtir!” di- ye özetlenen “dadacılık” bir akım ola- rak gelişti ve çağdaş sanatın ufku- nu 360 derece genişletti. “Hazır yapım” olan bir nesneyi “sa- nata dönüştürmek” yorumu ile bu “pisuar” Duchamp’a büyük ün ge- tirdi. Güzel Sanatlar Akademilerin- de ders kitaplarında ya da çağdaş yayınlarda daima örnek gösterildi. Ne var ki bu ilk özgün parça kay- boldu! Duchamp 50’lerde sipariş üzerine bundan üç ve daha son- ra sekiz kopya daha yaptı. Bu kop- yaları müzeler ve galeriler kapıştı. Bunlardan biri müzayedelerde 1993’te 1.7 milyon dolara, bir başkası 2002’de ise 1.85 milyona alıcı buldu. Kendisini “oldubitti gösterisi sa- natçısı” olarak niteleyen; yazar ve Fransız Kültür Bakanı Andre Malrau’nun üzerine kırmızı mü- rekkep atan, Diyojen gibi fıçı için- de gösteri yapan, bir bankayı namlusu körleştirilmiş bir taban- ca ile 10 Fransız Frankı için soyan Pierre Pinoncelli ile “R. Mutt 1917” pisuarı arasında ilginç bir çatışma yaşana gelmektedir. Ban- ka soygundan sonra Pinoncelli, “Amacım yalnız 1 frank almaktı, ama enflasyonu düşündüğüm için 10 frank istedim” demişti. 81 yaşında Pinoncelli, Fran- sa’nın Nimes kentindeki son sekiz “pisuardan” bi- rini 1993 yılında “Ben bu pisuarın içine ederim!” di- yerek çekiçle kır- maya kalkmış, “başyapıt” az hasarla kurtarıl- mıştı. Ancak Pi- noncelli bir ay hapis yatmıştı. Uslanmayan Pi- noncelli 2006’da Paris’te ünlü Pompidou Sanat Merkezi’nde se- kizden biri olan bir başka pisuara yine çekiçle saldırmış, “başyapıt” yi- ne az hasarla kurtarılmıştı. Bu sanatsal “pisuar” olgusundan sonra pek çok “iç mimar” çeşit çe- şit yeni “pisuarları” tasarlayıp pi- yasaya sundu. Kapışılan bu pisu- arlar artık bir “sanatsal dekor” özelliğine kavuştular. İngiltere görmüş, Mülkiyeli vali kar- deşimizin Londra’da “Tate Modern” adlı galeride bir kopyası bulunan Duchamp’ın “pisuarını” görüp gör- mediğini ya da Pinoncelli’nin “oldu- bitti gösterisi sanatçılığından” esin- lenerek “Ben Ordu’daki bu pisuarla- rın içine ederim!” diye bu tepkiyi gösterip göstermediğini bilmiyoruz. Vali Kaban, belki de “Yeni yapı- lacaklara gerekli talimat verilip, proje desteği sağlanacaktır” söz- leri ile yeni moda, çağdaş pisuar- lar için içmimarlara “proje” sipari- şi vereceğini demek istemiş de olabilir! Ordu’nun pisuarları! Elmek: oacar@superonline.com Faks: 0312. 442 79 90 Yetkililer günde 1400 kez özel konuşmalarõ dinlemek ve e-postalarõ okumak için izin istiyor İngiltere’de telekulak kriziDış Haberler Servisi - İngilte- re’de yerel yönetimler, polis ve diğer kamu görevlilerinin günde yaklaşõk 1400 kez, kişiye özel telefon konuş- malarõnõ dinleme ve e-postalarõnõ okuma izni için başvurduklarõ öğre- nildi. İngiltere’de yayõmlanan Daily Telegraph gazetesinin haberine göre, İngiliz yetkililer, geçen yõl kişiye özel iletişim araçlarõna girebilmek için 500 bin kezden fazla, yani her 78 ye- tişkinden biri için talepte bulundu. Bu durum İngiltere’de halkõn ruhu bi- le duymadan “gözetim toplumu” oluştuğu eleştirilerini beraberinde ge- tirmesinin yanõ sõra polisler ve istihbarat görevlilerine aranan telefon numara- larõnõ ve e-posta yollanan adresleri öğrenmelerine izin veren kanunun da sorgulanmasõna yol açtõ. Terör ve or- ganize suçlarla mücadele kapsamõnda çõkarõlan bu kanunun gereksiz yere kul- lanõldõğõ da iddialar arasõnda. Resmi bir rapor ise telekulak ope- rasyonlarõ sõrasõnda, yanlõş telefon numarasõnõn dinlenmesi ya da e-pos- ta adresine girilmesi gibi hatalarõn 595 kez yapõldõğõnõ gözler önüne serdi. Hata yapanlar arasõnda M15 ve M16 gibi İngiliz istihbarat birimlerinden görevliler de bulunuyor. Telekulak operasyonu taleplerini değerlendiren yetkili Paul Kennedy, geçen yõl 504 bin 73 kez talepte bu- lunulduğunu açõkladõ. Bu taleplerin çoğunun polis ve güvenlik birimle- rinden geldiği, ancak 123 yerel yö- netimin de toplam 1553 kez izin is- tediği belirtildi. İzin alõnmasõ durumunda kimin kiminle ne zaman ve nerede iletişim kurduğu ve hangi internet sitelerini zi- yaret ettiği bilinebilirken konuşmanõn veya yazõnõn içeriği saklõ tutuluyor. Paul Kennedy, uygulamayõ savunarak “doğru kullanılması durumunda uygulamanın kamu güvenliğine yararının göz ardı edilemez oldu- ğunu” söyledi. İçişleri Bakanlõğõ sözcüsü ise “Özel hayatın gizliliği ve kamu güvenliği arasında denge kurmaya çalışıyoruz” demekle ye- tindi. Geçen nisan ayõnda İngiltere İç- işleri Bakanlõğõ terörle ve diğer suç- larla mücadele kapsamõnda, her te- lefonun dinlenmesi, e-posta ve tele- fon mesajlarõnõn okunabilmesi ve zi- yaret edilen internet sitelerinin görü- lebilmesini olanaklõ kõlmayõ planla- dõklarõnõ açõklamõştõ. Dış Haberler Servisi - Amerikan New York Times gazetesinin haberine göre uyuşturucu kaçakçõlõğõ yaptõğõ ve Taliban’la bağlantõlõ olduğu sanõlan 50 Afgan, ABD Savunma Bakanlõğõ’nõn (Pentagon) arananlar listesine dahil edildi. Haberde, Senato Dõş İlişkiler Komitesi’nin bu hafta yayõmlanacak olan raporuna atõfta bulunulup, bu uygulamanõn Taliban’a aktarõlan uyuşturucu parasõnõn akõşõnõ kesmeyi hedefleyen önemli bir stratejinin parçasõ olduğu belirtildi. Afganistan’da görev yapan ve Senato Dõş İlişkiler Komitesi’ne ifade veren iki general, Taliban hareketiyle bağlantõlõ olduklarõ kanõtlanan kaçakçõlarõn “başlıca hedefler listesine” eklendiğini açõkladõ. Söz konusu olan bu uygulama uyuşturucu kaçakçõlarõna Taliban liderlerine eş statünün verildiği anlamõna geliyor ve buna göre uyuşturucu kaçakçõlarõ her an yakalanabilir ya da öldürülebilir. ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Richard Hollbrooke, Afganistan’da üretilen haşhaşõn imhasõ yönündeki çabalarõn uyuşturucu kaçakçõlõğõyla mücadelede etkisiz kaldõğõnõ söylemişti. ABD’nin Afganistan’da uyuşturucuyla mücadele politikasõ yõllardõr tarlalardaki haşhaşõn imha edilmesine dayanõyordu. Öte yandan, Afganistan’da Taliban militanlarõnõn, başkent Kâbil’in güneyinde kamu binalarõna düzenlediği saldõrõda 5 polisin öldüğü bildirildi. Görgü tanõklarõ, Logar bölgesinin en büyük kenti Pul-i Alam’da şiddetli bir patlama sesi duyulduğunu, daha sonra ise polis karakolundan duman yükseldiğinin görüldüğünü belirtti. Irak’ta kanlı sabahDış Haberler Servisi - Irak’õn başkenti Bağdat ve Musul’da dün düzenlenen saldõrõlarda 42 kişi öldü, 200’den fazla kişi ya- ralandõ. Bağdat’ta gerçekleşen iki ayrõ saldõrõnõn Şiilerin yaşadõğõ bölgelerde meydana geldiği ve iş başvurusu için kuyrukta bekle- yen inşaat işçilerini hedef aldõğõ belirtildi. Biri yola, diğeri araç içine yerleştirilmiş 2 bombanõn birbirlerine yakõn bölgede peşi sõ- ra patlamasõ sonucu 16 kişinin öldüğü, 81 kişinin yaralandõğõ kaydedildi. Irak’õn kuzeyindeki Musul kentinde yine Şiilerin yoğun ol- duğu Hazne köyünde, 2 kam- yon içine yerleştirilmiş bom- balarla düzenlenen saldõrõda ise 26 kişi öldü. Dün sabaha karşõ peşi peşine meydana ge- len şiddetli patlamalarda 130’u aşkõn kişinin yaralandõğõ, 40 kadar evin de yerle bir olduğu belirtildi. Enkaz altõnda kalan- lar olduğuna dikkat çeken yet- kililer ölü sayõsõnõn artabilece- ği uyarõsõ yaptõlar. Geçen hafta yine Bağdat ve Musul’da Şiileri hedef alan saldõrõlar meydana gelmiş, 60’õ aşkõn kişi yaşamõnõ yitirmişti. Kimi yorumlarda ülkede yeni- den mezhep ve etnik çatõşma- larõn alevlenebileceği tehlike- sine dikkat çekiliyor. Yaralılar Ankara’ya getirildi Musul’un kuzeyinde geçen cuma günü Türkmen köyünde meydana gelen bombalõ saldõ- rõda yaralananlardan bir grup, tedavi için önceki gece Anka- ra’ya getirildi. Türk Hava Kuv- vetleri’ne ait özel bir uçakla ge- tirilen, aralarõnda çocuklarõn da olduğu 39 yaralõnõn çeşitli hastanelerde tedavi altõna alõn- dõğõ bildirildi. Musul’da iki bomba yüklü kamyonla düzenlenen saldırının ardından çevredeki binalar yerle bir oldu. İngiliz yetkililerin terör ve organize suçlarla mücadele kapsamõnda çõkarõlan telekulak kanununu yetkilerini aşarak kullanmalarõ, ülkede “gözetim toplumu” oluştuğu endişelerini beraberinde getiriyor. Müşerref’e yeni soruşturma Dış Haberler Servisi - Pakistan’õn es- ki Devlet Başkanõ Pervez Müşerref hakkõnda, 2007 yõlõnda kanunlara aykõrõ olarak yargõçlarõn ev hapsine alõnmasõ emrini verdiği iddiasõyla yeni bir so- ruşturma açõldõğõ bildirildi. Müşerref hakkõnda, “kanunsuz ev hapsi” suç- lamasõyla mahkemeye başvuran avukat Aslam Guman, basõna yaptõğõ açõkla- mada, Bölge Mahkemesi Yargõcõ’nõn, dava açmak amacõyla polise soruştur- ma emri verdiğini söyledi. Pakistan’da 1999’da darbeyle işbaşõna gelen Müşerref’’in, 2007 yõlõnda ken- disine karşõ çõkan pek çok yargõcõn ev hapsine alõnmasõ emrini vermesi, dev- let başkanlõğõ görevinden ayrõlmasõna kadar giden sokak gösterilerinin baş- lamasõna neden olmuştu. Pakistan Ana- yasa Mahkemesi, 31 Temmuz’da aldõ- ğõ kararla, Pakistan’da 2007’de ilan edi- len olağanüstü halin anayasaya aykõrõ ve bu tarihten sonra Müşerref’in aldõ- ğõ bütün kararlarõn yasadõşõ olduğuna hükmetmişti. Pakistan Anayasa Mah- kemesi’nin aldõğõ bu karar, Müşerref’e karşõ vatana ihanet suçlamasõyla dava açõlmasõnõ mümkün kõlmõştõ.Pervez Müşerref. AFGANİSTAN Afyon ağalarõ terörlistesinde Kerrubi suçladı ‘Tutuklulara tecavüz ediliyor’ Dış Haberler Servisi - İran’õn reformcu cumhur- başkanõ adaylarõndan Mehdi Kerrubi, 12 Ha- ziran’da yapõlan seçimle- re hile karõştõğõ gerekçe- siyle başlayan protesto- larda gözaltõna alõnanlar- dan bazõlarõnõn hapisha- nede tecavüze uğradõğõnõ iddia etti. Kerrubi, eski devlet baş- kanõ ve halen Düzenin Ya- rarõnõ Teşhis Konseyi Baş- kanõ Ali Ekber Haşimi Rafsancani’ye gönderdi- ği mektupta, hapishane- lerde bazõ genç erkek ve kadõn tutuklulara tecavüz edildiği duyumlarõnõn araş- tõrõlmasõ çağrõsõnda bu- lundu. Kerrubi, Rafsan- cani’den konuyu İran’õn dini lideri ve en yetkili kişisi Ayetullah Ali Ha- maney’in gündemine ta- şõmasõnõ istedi. Ordu Valisi Ali Kaban. Çağdaş pisuarlar. Duchamp’ın pisuarı. (Fotoğraf: AP) T.C. SULTANBEYLİ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ TAŞINIR AÇIK ARTTIRMA İLANI SAYI: 2009-1007 TALİMAT Bir borçtan dolayõ hacizli ve aşağõda cins, miktar ve değerleri yazõlõ mallar satõşa çõkarõlmõş olup: Birinci arttõrmanõn 26/08/2009 günü saat: 11.00 - 11.10’da AKŞEMSETTİN MAH. EŞ- REFBEY CAD. NO: 13-SULTANBEYLİ’de yapõlacağõ ve o gün kõymetlerinin % 60’õna istekli bulunmadõğõ takdirde 31/08/2009 günü aynõ yer ve saatte 2. artõrmanõn yapõlarak satõlacağõ; şu ka- dar ki, artõrma bedelinin tahmin edilen değerinin %40’õnõ bulmasõnõn ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõn toplamõndan fazla olmasõnõn ve bundan başka paraya çevirme ve payla- rõn paylaştõrma giderlerini geçmesinin şart olduğu; mahcuzun satõş bedeli üzerinden %18 K.D.V.’nin alõcõya ait olacağõ ve satõş şartnamesinin icra dosyasõndan görülebileceği; gideri ve- rildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenle- rin yukarõda yazõlõ dosya numarasõyla Dairemize başvurmalarõ ilan olunur. YTL-YKR ADEDİ CİNSİ VE ÖNEMLİ VASIFLARI 1.600,00 4 HYUNDAI MARKA MONİTÖR, TOPLAMA BİLGİSAYAR (HER BİRİNDE KASA, KLAVİYE MAUS) 1.200,00 3 HYUNDAI MARKA LCD EKRAN, TOPLAMA BİLGİSAYAR (HER BİRİ İÇİN KASA, KLAVİYE MAUS) 450,00 HP 1150 YAZICI, HP 4255 YAZICI, OKİ MARKA PRİNT 10.000,00 1 FIRAT MARKA ARAÇ BOYAMA FIRINI. 14.000,00 7 ARAÇ KALDIRMA LİFTİ. 10.000,00 1 ÖNDÜZEN ROT BALANS LİFTİ-MASTIR LİFTİ-BİLSA ÖNDÜZEN BALANSMATİK BALANS LİFTİ 4.000,00 2 GENERAL MARKA TAVAN KLİMASI. 2.000,00 1 BÜRO MOBİLYA TAKIMI L AGA MASA, 1 ETEJER, 4 DOLAP, 3 MAVİ SUNİ DERİ KOLTUK, 1 ÜÇLÜ, MAVİ KOLTUK. 3.00,00 3 GENERAL MARKA DUVAR KLİMA. (Basõn: 44291)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear