24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 11 AĞUSTOS 2009 SALI 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Kürt Açılımı ve Baykal AKP iktidarının ABD patentli Kürt açılımı da- ha çok konuşulacak; konuşulmasında yarar da var. Birçok kez belirtmeye çalıştığım gibi, açılımın kaynağında ABD’nin bölgedeki konsept ve ni- yet değişikliği bulunduğunu hiç unutmamak ya- rarlı. Buna rağmen, buradan kendimiz için bir fır- sat çıkarma olanağı da olabilir. Ayrıca Kürt sorununu bu adla anmanın ve eni- ne boyuna tartışmanın da zamanı çoktan geldi. Ancak sorunu tam bir demokratik ortamda, bü- tün açıklığıyla ve her olasılığı içerecek biçimde tartışırken kavramları yerli yerine oturtmak ve ni- yetleri, kem küm etmeden ve kimseyi kandır- maya çalışmadan açıklamak da zorunlu. Yuvarlak sözler, belirsiz formüller, muğlak kav- ramlar bir süre sonra işin ciddiyetini kaçırır ve bu yöntemleri kullananların inandırıcılığını azaltır. Bu açılımın ciddiye alınması için kiminle ne- yin konuşulacağının da belli olması gerekir. Ay- nı şekilde açılımdan söz edenlerin belirli bir sü- re sonra, neyi önerdiklerini, planlarının ne ol- duğunu belirtmeleri de zorunludur. Ancak bütün bunların gerçekleştiği bir ortamda “sorunun demokratik çözümünden yana olan her- kes görüşünü açıklasın” demenin bir anlamı ola- caktır. AKP henüz herhangi bir görüş açıklamamış, hatta yöntem ve muhataplar konusunu dahi açık- lığa kavuşturmamıştır. Böyle bir ortamda, CHP’nin Genel Başkanı De- niz Baykal’ı açılıma destek vermediği için eleş- tirmenin bir anlamı yoktur. Gerçi Sayın Baykal da başlangıçta, açılım karşısındaki tavrını bütün netliğiyle ortaya koymayıp, her yöne çekilebilecek açıklamalarla eleştirilere çanak tutmuştur ama nihayet geçen hafta sonunda Fikret Bila’ya yap- tığı açıklamada, demokratik bir açılımdan yana olduğunu, bu açılımın kendine göre sınırlarını be- lirterek söylemiştir. Deniz Baykal konuşması sırasında kendileri- nin daha 1989’da bu konuda bir rapor hazırla- dıklarını, etnik kimliğe karşı olmadıklarını belirt- tikten sonra, etnisitenin milli eğitim sistemi içi- ne sokulmasından yana olmadığını açıklıkla belirtiyor. Gerçekten de etnik kimliği bastırma gibi niyeti olmayan demokrasilerde de, milli eğitim birliği- nin bozulması demek olan değişik resmi eğitim şekilleri, yurttaşların bir bölümünün bir dilden, öbürlerinin öbür dilden eğitim gördükleri sistemler yürürlükte değildir. Böyle bir eğitimin egemen olduğu ülkenin mo- deli ona resmen üniter devlet dense bile üniter değildir ve böyle bir sistem ister istemez etnik temelli bir federasyona yol açacaktır. Başka bir husus da yerel yönetimler konusuyla ilgilidir. Yerel yönetimlerin yetkilerinin belirli bölgesel sorunların çözümlerini kolaylaştırmak için arttırılması mümkündür. Ama bu artışın sı- nırları nerede duracaktır? Birçok Avrupa ülkesinde değişik uygulamalar yapılmaktadır. Ama burada da dikkat edilecek hususlar var- dır. Bir yerel yönetim kendi kaynaklarının de- ğerlendirmesini yapar, kendi kalkınma strateji- sini oluştururken, bunun finansmanını kim ya- pacaktır? “Ben yatırımlarıma, ekonomik girişimlerime kendi başıma karar vereyim, ama sen finanse et!” formülünün ne anlamı vardır ve ne geçerliliği. Yerel yönetimde otonominin sınırları biraz da- ha geniş tutulur ve ülke içinde ülke yaratılır ve- ya ayrı bir federe devlet benzeri birim oluşturu- lursa, bunun adına federal sistem denir ki, ça- ğımızda hiçbir etnik federasyonun yaşama şan- sı olmadığı, tam tersine çok acılı ve kanlı olay- lar da doğuran parçalanmalara gebe olduğu, ya- şanmış olaylarla sabittir. Baykal’ın Kürt açılımı konusunda koyduğu sı- nırlara demokrasi adına karşı çıkmak mümkün değildir. Baykal muhalefette, halkın çoğunun desteği- ne sahip değil ama Kürt sorunu konusundaki tu- tumuyla, rahatlıkla Erdoğan’dan daha fazla desteği yanına çekebilir. asirmen@cumhuriyet.com.tr Çiçek, Kürt sorununa ilişkin, partilerden randevu istendiğini, bu hafta TOBB ile de görüşüleceğini açõkladõ ‘Herkesidinleyeceğiz’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, dün Bakanlar Kurulu’nun ardõndan yaptõğõ açõklamada “Kürt açılımı” konusunda “‘Benim de bu konuda dü- şüncem var, ben de bu sürece katkõ vermek istiyorum’ diyorsa herkesi dinlemeye, her kesimin görüşünü almaya çalışacağız” dedi. Çiçek, bu sözlerini basõn toplantõsõ sonra- sõnda ise “yasal olan herkesin gö- rüşünü alarak” şeklinde düzeltti. Ça- lõşmalarla ilgili bütün siyasi partiler- den randevu talep edildiğini de be- lirten Çiçek, bu haftanõn, konunun gö- rüşülmesi ve değerlendirilmesi açõ- sõndan önemli olduğunu kaydetti. Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantõsõ- nõn ardõndan yaptõğõ açõklamada, top- lantõda “demokratik açılımlar” ko- nusunun da ele alõndõğõnõ belirterek, “Bugün itibarıyla bütün siyasi par- tilerden randevu talep edildiğini” bildirdi. Çiçek, “En başta Meclis içerisindeki siyasi partilerimiz ve Meclis dışındaki siyasi partilerimi- zin hepsinin bu sürece katılmasın- da; düşünceleri neyse birbirimizi it- ham etmeden, birbirimizin vatan- severliğini sınamadan, herhangi bir endişe veya korkuyu topluma en- jekte etmeden; doğru olan neyse kendi düşüncesini sükunet içeri- sinde biz bunları dinlemeye hazırız. Çünkü üzerinde çalıştığımız konu Türkiye’nin sorunudur. Türkiye bu sorunu çözmek mecburiyetin- dedir. Türkiye bu sorunu çözmez- se, başkaları kendi hesabına karış- tırıyor” görüşünü dile getirdi. Üniter devlet vurgusu Türkiye’nin üniter bir devlet oldu- ğunu, bu çözümlerin üniter devlet içinde bulunacağõna işaret eden Çiçek, “Siyasi partilerimiz önemlidir, bun- ların hepsinin düşüncelerini alaca- ğız. Sivil toplum kuruluşları önem- lidir, bunların katkılarını alacağız. Meslek kuruluşlarının, TOBB baş- ta olmak üzere, işçi sendikalarımı- zın ve benzeri meslek örgütlerinin bu konuda katkısı varsa alacağız. Bu meseleyi milli bir anlayışla, bir- lik, beraberlik ve kardeşlik duygu- su içinde çözmeye gayret edece- ğiz” değerlendirmesini yaptõ. ‘Bu hafta önemli’ Bu haftanõn, konunun görüşülmesi ve değerlendirilmesi açõsõndan önem- li olduğunu anlatan Çiçek, bugün İç- işleri Bakanõ Beşir Atalay’õn AKP Meclis Grubu’na bilgi vereceğini ifa- de etti. Çiçek, Atalay’õn, davet geldi- ği takdirde bilgileri diğer siyasi parti- lerle paylaşacağõnõ da kaydetti. İlk randevu yarın Çiçek, bir başka soru üzerine “İç- işleri Bakanı Atalay sivil toplum ör- gütleriyle görüşmelerine çarşamba günü TOBB ile başlayacak” dedi. “Partilerden teyit edilmiş bir ran- devu var mı? DTP ile yeniden bir görüşme söz konusu olacak mı? Cumhurbaşkanı’ndan da yardım is- teyecek misiniz?” sorularõna Ciçek, “Herkesin katkısını istiyoruz. Bu sü- reç zarfında kaç defa görüşmek gerekirse herkesle görüşürüz” kar- şõlõğõnõ verdi. Türkiye’nin bu sorunu demokrasi ile, üniter devlet sõnõrlarõ içinde çözmek zorunda olduğunu söyleyen Çiçek, “Türkiye bu sorunu çözmezse, başkalarõ kendi hesabõna karõştõrõyor. Bu meseleyi milli bir anlayõşla, birlik, beraberlik ve kardeşlik duygusu içinde çözmeye gayret edeceğiz” dedi. Çiçek, çözüm sürecinde “yasal olan herkesin” görüşünün alõnacağõnõ vurguladõ. Şahin: Demokrasi güçlenmeli SEÇİL SOLMAZ ANTALYA - TBMM Başkanõ görevini devraldõktan sonra ilk ziyaretini seçim bölgesi Antalya’ya yapan Mehmet Ali Şahin, Kürt açõlõmõyla ilgili sorulara, “Türkiye demok- rasisini daha da güçlendirmelidir. Temel hak ve özgürlük alanındaki sınırları daha da güçlendirmelidir” diye yanõt verdi. İlk olarak Antalya Valisi Alaaddin Yük- sel’i makamõnda ziyaret eden Şahin, “An- talya halkına, beni kendilerini temsilen TBMM’ye gönderdikleri için vefa, şük- ran borcum var” dedi. Ardõndan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanõ Mustafa Akaydın’õ makamõnda ziyaret eden Şahin, Akaydõn ile bir süre basõna kapalõ olarak görüştü. Şahin, çõkõşta gazetecilerin soru- larõ üzerine Patara’da bulunan ilk demo- kratik meclisin kazõ çalõşmalarõnõn bitme- si için çalõşacağõnõ söyledi. ‘Özgürlüklerin sınırı genişletilmeli’ Daha sonra Antalya Gazeteciler Cemiyeti’ne geçen Şahin, bir gazetecinin Türkiye’de ge- rilim havasõ bulunduğunu söylemesi üzerine, “Bu ülke insanının oturup konuşarak çö- zemeyeceği hiçbir sorunu olduğuna inan- mıyorum. Yeter kifikirlerimizi serbestçe ifa- de edelim, birbirimizi önyargılarımızdan sıyrılmış olarak anlamaya çalışalım” diye konuştu. Şahin, “Meclis başkanı olarak ye- ni dönemde anayasa hazırlığı ve Kürt açı- lımıyla ilgili iktidar ve muhalefet arasındaki görüş ayrılığının aşılmasında arabuluculuk görevi yapacak mısınız” sorusunu ise şöy- le yanõtladõ: “Bu konuda adımlar atıldığında, partilerimiz arasında Meclis başkanının yardımcı olması gerektiği durumlar orta- ya çıktığı takdirde bu çabalara destek ve- rebilirim. Türkiye demokrasiyi daha da güçlendirmelidir, temel hak ve özgürlük alanındaki sınırları daha da genişletmeli- dir. Bu konuda parlamentoya büyük gö- revler düşmektedir.” Antalya’daki temasları çerçevesinde Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ı da makamında ziyaret eden TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, şeref defterini imzaladı. Şahin daha sonra Akaydın ile bir süre basına kapalı olarak görüştü. (Fotoğraf:AA) AVUKATLARA SUÇLAMA Şahin hakkõnda disiplin soruşturmasõ İstanbul Haber Servisi- TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin hakkõnda, İstanbul Ba- rosu tarafõndan, Adalet Bakanõ olduğu dö- nemde Ergenekon davasõna bakan avukatla- ra suçlamalarda bulunduğu gerekçesiyle di- siplin soruşturmasõ açõldõğõ ortaya çõktõ. Ergenekon davasõ sanõğõ gazeteci Vedat Yenerer’in avukatõ Vural Ergül, 19 Şubat 2009’da baroya başvurarak o tarihte Adalet Bakanõ olan, İstanbul Barosu’na kayõtlõ Şa- hin hakkõnda şikâyette bulundu. Şahin’in 18 Şubat 2009’da, Ergenekon soruşturmasõnõn içeriğine ilişkin bilgilerin avukatlar tarafõn- dan basõna sõzdõrõldõğõnõ söylediğini belirten Ergül, Şahin’in “Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, yargı mensuplarını ve savcılarımızı eleştireceği yerde bu bilgile- ri sızdıran ve aslında suç işleyen avukat- ların ne yaptığına baksın” diyerek, avu- katlara iftirada bulunduğunu belirtti. Şahin ise baroya gönderdiği yanõt dilekçesinde, konuşmasõnõn savunma hakkõnõ ve avukat- larõ hedef almadõğõnõ belirtti. Şikâyeti inceleyen İstanbul Barosu Yö- netim Kurulu, Şahin’in sözlerinin Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarõ’nõn 4. ve 5. maddelerine aykõrõ görüldüğünü belirt- ti. Baro, 18 Haziran 2009’da, Avukatlõk Yasasõ’nõn 34. ve 134. maddelerini de dikkate alarak Şahin hakkõnda disiplin so- ruşturmasõ açõlmasõna, dosyanõn Disiplin Kurulu’na verilmesine karar verdi. İstan- bul Barosu Başkanõ Muammer Aydın, soruşturmanõn devam ettiğini söyledi. ‘FOTOĞRAF’ TEPKİSİ Zabõta memurlarõ basõna saldõrdõ ALİ AÇAR Sultanahmet’te belediye zabõtalarõ ile bir esnaf arasõnda yaşanan olaya tanõklõ eden Sultanahmet Gazetesi sahibi ve yazarõ Er- cüment Çalışlar’a Fatih Belediyesi zabõta ekipleri tarafõndan müdahale edildi. Elinden fotoğraf makinesi alõnmak istenen Çalõşlar, “Bunlar gazeteciye böyle yapıyorsa va- tandaşa neler yapar?” diye konuştu. 6 Ağustos’ta Sultanahmat’te bir tanõtõm standõnõn önünde üç zabõta memuru ile stand görevlisinin tartõştõğõnõ görmesi üzeri- ne araya girdiğini belirten Çalõşlar, “Kendi- mi tanıtarak bilgi almak istedim. Zabıta memuru ‘standõ belediyeden izin belgesi olmadõğõ için kaldõracaklarõnõ’ söyledi. Stand görevlisi ise ‘İl Kültür Müdürlüğü ve Turizmden Sorumlu Vali Yardõmcõsõ ta- rafõndan imzalõ izin kâğõdõ olduğunu’söyle- di. Buna karşı zabıta ekipleri, ‘Bizi ilgi- lendirmez, ben bu standõ kaldõrõrõm’ dedi” dedi. Zabõta memurlarõna isimlerini sordu- ğunu ve “İsmimi merak ediyorsan ilgili yerden öğrenirsin” diye yanõt aldõğõnõ an- latan Çalõşlar, “Fotoğraflarını çekmek is- tedim. Memurlardan birisi üstüme yürü- yerek ‘Nasõl bizim resmimizi çekersin, sen kim oluyorsun?’ diyerek, fotograf maki- nesini almaya çalıştı” diye konuştu. Fatih Belediyesi’nden yapõlan açõklamada ilgili memurlar hakkõnda idari soruşturma- nõn açõldõğõ, standõn ise izin kağõdõnõn Bele- diyeye ulaşmadõğõ için kaldõrõldõğõ belirtildi. İstanbul Haber Ser- visi - Çeşitli siyasi par- tiler ile demokratik kit- le örgütü temsilcileri, 1 Eylül Dünya Barõş Günü’nde “Kürt So- runu’nda Barışçıl ve Demokratik Çözüm” başlõklõ miting için İs- tanbul Valiliği’ne baş- vuru yaptõ. Aralarõnda EMEP, DTP, ÖDP, SDP, Sos- yalist Parti, EHP, 78’li- ler Girişimi, KESK İs- tanbul Şubeleri Platfor- mu, ESP, İHD, ÖSH, Anti Kapitalist, Teori ve Politika, Barõş An- neleri, Yakay-Der, TU- AB, Gökkuşağõ, TÖP, SODAP, Barõş Meclisi, Doğu ve Güney Doğu Anneleri Platformu’nun bulunduğu çeşitli siya- si parti ve sivil toplum örgütleri temsilcileri adõna yapõlan basõn açõklamasõnda Kürt hal- kõ ve temsilcilerini mu- hatap almayan yakla- şõmlarõn sorunu çö- zümsüzleştireceği vur- gulandõ. Açõklamada “Sorunu çözmek için ciddi bir atmosfer oluşmuştur. Gerginli- ğin kalkması için PKK’nin siyasi haya- ta katılımı sağlanma- lı, Öcalan’ın açıklaya- cağı yol haritası önem- senmeli, dağda bulu- nanlar herhangi bir soruşturmaya gidil- meden ülkeye serbest- çe gelebilmeli ve ceza- evinde siyasi neden- lerle bulunanlar ser- best bırakılmalı. Kürt sorunu uluslararası bir sorun haline gel- miştir. Bu nedenle dünya barışı için, Kürt sorununa katkı için de demokratik barışçıl bir çözüme kavuştu- rulmalıdır” denildi. 1 EYLÜL İÇİN BAŞVURU Kürt sorununa çözüm mitingi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başkent Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, İstanbul Cumhuriyet Başsavcõ Vekili Tu- ran Çolakkadı, Ergenekon soruşturmasõnõ yürüten cumhuriyet savcõlarõ ve DSP Milletvekili Recai Birgün hakkõnda suç duyurusunda bulunduğunu açõklayarak, “Şahsıma gerçekdışı tespitlerle suç isnat edilmeye çalışılmış ve kesinlikle ilgim ol- mayan hayali örgütler oluşturularak bütün te- mel hak ve özgürlüklerim engellenmiştir” dedi. Ergenekon davasõndan tutuklu bulunan Prof. Ha- beral yazõlõ bir açõklama yaparak tutuklu bulunmasõ- nõn anayasa ve insan haklarõna aykõrõ olduğunu ve gerçekdõşõ suçlamalarla hukuk kurallarõnõn çiğnendi- ğini kaydetti. Haberal şu görüşleri dile getirdi: “İd- dianamede adı geçen sözde terör örgütü ile ilgili bilgim sadece medya üzerinden olmuştur. Şahsı- ma gerçekdışı tespitlerle suç isnat edilmeye çalı- şılmış ve ilgim olmayan hayali örgütler oluşturu- larak bütün temel hak ve özgürlüklerim engel- lenmiş, sağlığım ciddi şekilde zedelenmiştir. Bun- lara neden olan kişilerle ilgili her türlü yasal hak- larımı avukatlarım aracılığıyla kullanacağım. Bu doğrultuda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı ve cumhuriyet savcıları Zekeri- ya Öz, Fikret Seçen, Mehmet Murat Yönder, Nihat Taşkõn, Ercan Şafak, Mehmet Ali Pekgüzel hakkın- da Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na suç duyurusu anlamında şikâyette bulunulmuştur.” DSP’li Birgün’e de tazminat davası Haberal, açõklamasõnda “Şahsına yapılan ada- letsizliğe gerçekdışı beyanlarla kasıtlı olarak aracılık ettiği” gerekçesiyle DSP Milletvekili Re- cai Birgün hakkõnda da savcõlõğa suç duyurusunda bulunarak, tazminat davasõ açtõğõnõ kaydetti. Zere için özgürlük nöbeti Çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum üyelerinden oluşan grup Adli Tıp Kurumu binası önünde özgürlük nöbetine başladı. (Fotoğraf: AA) İstanbul Haber Servisi - Çuku- rova Üniversitesi Balcalõ Hastane- si’nin mahkûm koğuşunda tutulan kanser hastasõ Güler Zere, bir ay- dõr Adli Tõp Genel Kurulu’ndan ve- rilecek sağlõk raporunu bekliyor. DHKP/C hükümlüsü Zere, 14 yõl tutuklu bulunduğu cezaevinde kanser hastalõğõna yakalandõ. Çu- kurova Üniversitesi Adli Tõp Ana- bilim Dalõ, Zere’nin cezaevi ko- şullarõnda tedavisinin mümkün ol- madõğõnõ belirtti. Tahliye talebini in- celeyen Elbistan Cumhuriyet Baş- savcõlõğõ, dosyayõ İstanbul’a Adli Tõp Kurumu’na gönderdi. Adli Tõp 3. İh- tisas Kurulu’nun, Zere’nin serbest bõrakõlmasõna gerek olmadõğõ yö- nündeki raporuna avukatlarõ itiraz et- ti. Adli Tõp Genel Kurulu’na gelen ve savcõlõğõn acil incelenmesi ge- rektiğini belirttiği dosya bir aydõr bu- rada bekliyor. Zere’nin avukatlarõ, AMARGİ, DTP, EHP, EMEP, Halk Cephesi, Halkevleri, İHD, TAYAD, KESK, SODAP, Sosyalist Parti’nin de ara- larõnda bulunduğu çok sayõda siya- si parti ve sivil toplum örgütü üye- sinin katõlõmõyla, Yenibosna’daki Adli Tõp binasõ önünde yapõlan ba- sõn açõklamasõnda, Zere’nin yaşa- mõnõn tehdit altõnda olduğu vurgu- landõ. Açõklamanõn ardõndan grup üyeleri Adli Tõp Kurumu binasõ önünde özgürlük nöbetine başladõ. Haberal: Özgürlüğüm engellendi Ergenekon savcıları için suç duyurusu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear