28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SADIK ÇELİK Kapalı alanlardaki sigara yasağının kapsamını genişle- ten 4207 sayılı “tütün ürünle- rinin zararlarının önlenmesi ve kontrolü hakkında kanun” un yürürlüğe girmesinin üze- rinden tam bir yıl geçti. Ancak uzmanlar, bu yasağın uygu- lanmasında istenen noktaya hala gelinemediğini belirti- yorlar. 19 Mayıs 2008’de yürürlü- ğe giren 4207 sayılı bu yasayla kamu hizmeti binaları, kori- dorları dahil olmak üzere her türlü eğitim, sağlık, üretim, ti- caret, sosyal, kültürel ve spor amaçlı özel hukuk kişilerine ait olan ve birden çok kişinin gi- rebileceği binalar, AVM’ler, taksiler, kara, demir, deniz ve hava yolu toplu taşıma araçları; okul öncesi eğitim ku- rumları, dershaneler, özel eği- tim ve öğretim kurumları da- hil olmak üzere, ilk ve orta öğ- renim kurumları, kültür ve sosyal hizmet binalarının ka- palı ve açık alanlarında her tür- lü tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı yasaklandı. Yasanın yürürlük tarihinden önce, 16 Mayıs 2008’de ya- yımlanan Başbakanlık genel- gesinde de kapalı alan, “sabit veya seyyar bir tavanı veya ça- tısı olan, kapıları, pencereleri ve giriş yolları dışında bütün yan yüzeyleri geçici veya ka- lıcı olarak tamamen kapatılmış alanlar ile aynı şekilde tavanı veya çatısı olup yan yüzeyle- rinin yarısından fazlası kapalı bulunan yerler” olarak tanım- landı. Yasanın yürürlüğe girmesi- nin hemen ardından, yasanın ve Başbakanlık genelgesinin açık ifadesinde belirtilen me- kânlarda tütün ürünlerinin kul- lanılmamasının yurt genelinde kabul gördüğü, yasaklara bü- yük oranda uyulduğu ilgili- lerce belirtilmekte; ancak ku- ral ihlallerinin yaşandığı, bun- lara göz yumulduğu da bir gerçektir. Yasanın etkinliğinin artma- sı için en başta sigara kullan- mayanlar haklarını bilmeli ve bunlara sahip çıkmalıdır. İkin- ci olarak yapılması gereken, sadece 13 ülkede bulunan böyle bir kanunun öngördüğü denetim mekanizmasının iş- letilmesidir. Üçüncü olarak da ABD’de olduğu gibi sigaraya ek vergi konulmalıdır. ABD bunu ba- şarıyla uygulamaktadır, Tür- kiye’de bu uygulamaya ge- çebilir; sigaradan alınacak ek vergilerin bir kısmı sosyal gü- venlik kurumuna bir kısmı da sigarayla mücadeleye akta- rılmalıdır. Sadece yasaklar yetmez, caydırıcı tedbirler de yürürlüğe konulmalıdır. Ya- sadaki cezalar ihlal durumla- rının tespitinde mutlaka uy- gulanmalıdır. Diğer ülkeler yaptırımları uygulayarak tütün kontrolünde başarılı oldular. 19 Temmuz 2009’da özel hukuk kişilerine ait lokantalar ile kahvehane, kafeterya, bi- rahane gibi eğlence hizmeti verilen işletmelerde de uy- gulanmaya başlanacak siga- ra yasağı konusunda sektör temsilcilerinin, yasağın erte- lenmesi ya da sigara içenlere özel bölüm ayrılması taleple- rini Sayın Sağlık Bakanı Re- cep Akdağ geri çevirerek olumlu davranışta bulunmuş- tur. Sağlık Bakanı, yasağın öngörüldüğü gibi uygulana- cağını belirterek, bu yasanın sadece bir cezalandırma ya- sası olarak görülmemesi ge- rektiğini belirtmiştir. Bir başka olumlu gelişme ise sigara için “birleşik uyarı” sistemine geçilmesi, yani tir- yakilerin artık hem yazı ile hem de sigaranın zararlarını anlatan resimlerle uyarılacak olması. TAPDK Başkanı Mehmet Küçük 1 Ocak 2010’dan itibaren Türkiye’de de, halen İngiltere, Belçika, Romanya, Brezilya, Tayland ve Singapur gibi ülkelerde de etkin bir şekilde uygulanan bu birleşik uyarı sistemine geçiş yapılacağını açıklamış ki araştırmalara göre bu resim- li uyarı sistemi sigaranın bıra- kılmasında yüzde 20 oranın- da olumlu etki yaratmıştır. Sigara, ülkemizde 2008’de 115 bin kişinin hayatını kay- betmesine sebep oldu, öl- meyenler de sigaranın neden olduğu hastalıklarla mücade- le ediyor; yani sigara öldür- mediklerini de süründürüyor. 2008’de sigaraya 15 milyar TL harcadık. Bu paranın her yıl artarak harcandığını düşü- nün; Sağlık Bakanlığı Kan- serle Savaş Daire Başkanlı- ğı’na göre sigaranın toplu- ma, ekonomiye maliyeti 50 milyar TL (harcanan para, iş gücü kayıpları, sosyal güven- lik giderleri, tedavi hizmetleri ve verim düşüklüğü, genç ölümleri…). 19 Temmuz’da yürürlüğe girecek olan sigara yasağını hafifletmek, erteletmek için yapılan kampanyaların, giri- şimlerin (işletme kârı azalır, za- rar edilir, iflas edilir söylemle- ri) gerisinde sigara tekelleri- nin, lobi faaliyetlerinin kan- dırmacası yatmaktadır. İnsan sağlığını koruyan bir yasaya karşı çıkmak, hastaları, çocukları, sigara içmeyen 50 milyon kişiyi gözden çıkarmak ahlaki midir, adaletli midir? Oyuna gelerek, işletme kâr- larının düşeceğini söyleyenler hiç merak etmesinler; sigara içenler yüzünden bu işletme- lere, mekânlara gelemeyen 50 milyonu düşünsünler; boş- luk yasası burada da mutlaka işleyecektir. sadik.celik@keyveni.com.trsadik.celik@keyveni.com.tr CMYB C M Y B DÜZ ÇİZGİ ÜMİT ZİLELİ 30 Ağustos Oyunu!.. 2005’ten bu yana oynanan “asimetrik harp” artık son aşamaya yaklaşıyor... Üstelik birkaç mevzide bir- den ve de daha açık, daha vahşi biçimde!.. - Bir yanda askerin itibarsızlaştırılması, yıpratılma- sı ve elinin kolunun iyice bağlanması süreci en kaba biçimde sürdürülüyor... (Son kamuoyu yoklamasın- da TSK yine en güvenilir kurum çıktı ama puan yitir- miş olarak!) - Diğer yanda bu itibarsızlaştırmaya paralel olarak, askerin içeride “yeni düzenin emir eri” konumuna getirilmesi, dışarıda ise küresel efendilerin dilediği ko- numlarda piyon olarak kullanılması sürecinin ön ha- zırlıkları yapılıyor. Diğer bir deyişle, “diz çöktürme” operasyonuna hız veriliyor... Tahmin edebileceğiniz gibi; bu yalnızca iktidarın da destek verdiği bir F tipi organizasyon olamaz, bunun CIA’sı var, Pentagon’u var, AB organları var, var oğlu var!.. - Sürekli oy yitiren iktidarın yeniden “mağdur” po- zisyonuna sokularak ekonomik-siyasal tüm felaket- lerin, yolsuzluk ve hırsızlıkların bu örtünün altına giz- lenmesi ve oy oranının arttırılması çabaları da aynı hız- la sürdürülüyor. Dikkat ederseniz Tayyip Bey ve kur- mayları ile liberal sürüngenlerin son zamanlardaki söy- lem ve yazıları tamamıyla bu yönde seyrediyor!.. - Ve en nihayetinde tüm bu itibarsızlaştırma, yıp- ratma ve diz çökertme çabalarının meyvelerini top- lamak üzere 30 Ağustos terfileri esnasında TSK’nin hiyerarşisine müdahale planları yapılıyor!.. Genel- kurmay Başkanı İlker Başbuğ’a işbirlikçilerin “istifa” çağrıları, “Ergenekon Genelkurmay’da” manşetle- ri, “demokrasiyi sivil koruma” başlıkları hangi he- defe yüründüğünü açıkça gösteriyor. Yalnızca Baş- buğ ve yüksek komuta kademesi de değil, “özel gö- revli” Taraf gazetesine servis edilen o kâğıt parçası- nın, aynı zamanda generallik sırası gelmiş olan kur- may subayları diskalifiye etmek için kullanıldığı da gö- rülüyor… Kolayca görebileceğiniz üzere; bu subay- lar ya istenildiği gibi emekliye sevk edilecek ya da ya- naşma basının manşetleri koro halinde “Ergenekon” şarkısını seslendirecek!.. İşte yıllardır süren oyunun başlıkları ve ulaşmak is- tediği sonuç bu!.. Sonra?.. Sonrası çok ama çok ko- lay; TSK böylece halledildikten sonra yüksek yargı da çok daha zahmetsiz bir şekilde hizaya sokulacak… - Peki, ya sonra?.. Artık, mayınlı arazilerin altın tepsi içinde “söz almış olanlara” sunulması mı dersiniz, KKTC’nin paketlen- mesi mi dersiniz, Ruhban okulunun açılması, Patrik- hane’nin evrensel ilan edilmesi mi dersiniz, PKK’nin siyaset masasına oturtulması, Öcalan’ın içeriden çık- ması mı dersiniz, ordunun Irak’ta, İran’da, Afganis- tan’da, yani “emredilen her yerde” tepe tepe kulla- nılması mı dersiniz, seçin, beğenin, alın!.. Bu plan başarıya ulaşıp tüm bunlar art arda olma- ya başladığında, sizin de zaten dünyadan hiç mi hiç haberiniz olmayacak, çünkü Tayyip Bey’in geçen gün işaret fişeğini çaktığı “bunlardan size ne” düzeni ha- yata geçmiş olacak!.. Kâğıt üzerinde, birilerini pek bahtiyar eden, işbirlikçi liberal sürüngenleri sevinçten çılgına çeviren, üstelik görünüşte, “çoğu gitti, azı kaldı” bir durum gibi gö- rünüyor, değil mi?.. - Bakalım hayat ne gösterecek?.. Bir Yurtsevere Mektup (XVI) Sevgili kardeşim Balbay, sana ve tüm yurtsever- lere yurdun dört bir yanından gönderilen sevgi ve öz- lemlerle başlamak istiyorum bu mektuba... Özellikle de Karadeniz Ereğli’den! 16. Sevgi, Barış, Dostluk Fes- tivali dolu dolu seninle geçti desem yeridir!.. Senin ki- tapların, senin fotoğrafların, senin konuşmaların, se- ninle anılar… Ataol’un nefis şiir dinletisinde, Müm- taz Hoca ile akşam masasında da hep sen vardın, bir de sana gönderilen sevgiler!.. Haftaya damgasını vuran Cüppeli Ahmet oldu; adam Barbie bebeklerden tahrik oluyormuş, iyi mi?.. Yılmaz Özdil köşesinde “bunların önünde secde- ye bile varmam, ki n’olur n’olmaz.. Veya, alümin- yum don” diye yazdı!.. Sevgili kardeşim, heyecanla 20 Temmuz’u, dava- nın başlamasını bekliyoruz. Seni ve tüm yurtseverle- ri milyonlar adına bir yurtseverin olanca gücü, sıcaklığı ve kararlılığı ile kucaklıyorum… e-posta: umitzileli@gmail.com “Duman Yasağı” KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 9 Temmuz HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com 9 TEMMUZ 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 15 Gül, gece yarısı yasasını onayladı. Noterin veto yetkisi yoktu ki! Okullar İlk ve orta dereceli okul tabelalarında en üstte yazan Türkiye Cumhuriyeti’nin kısaltılmışı T.C. harflerinin kaldırıldığını biliyor musunuz? Fahri Erbil Tuşalp: “Dünya gözüyle diplomasını gören yok ama kapı gibi üçü yerli beşi yabancı sekiz fahri doktorası var!” Sapık Muzaffer Tanrıkul: “Cüppeli Hoca, ‘Barbi bebeklerden tahrik olunur’ demiş. Fayton çeken atlara da don giydirelim!” YağmurDeniz Sümüklü ve şürekâsı kıvama ulaştı mı? GEÇEN pazartesi Cumhuriyet’in son siyasi gelişmeleri yorumlayan başyazısında şöyle bir saptama vardı: “Siyasal partiler dışında Saidi Nursi öğretisine bağlı Fethullahçı cemaatin artık adıyla sanıyla siyasete dahil olduğunu ve çatışmayı körüklediğini izliyoruz.” Bu saptama Kaya Çetin’e, Amerika’da beslenmekte olan tarikatçının salya sümük verdiği vaazlardan birindeki şu sözleri anımsatmış: “Kıvama ulaşılmadan, gereken mesafe alınmadan, bir kısım erken vuruş diyebileceğim çıkışlar yaparlarsa dünya başlarını ezer. Böyle bir dönemde, tam özünüzü bulacağınız, kıvama ereceğiniz ana kadar dünyayı sırtınıza alıp taşıyabilecek güce ulaşacağınız ana kadar, Türkiye’deki devlet yapısı ölçüsüne göre bütün anayasal müesseselerdeki güç ve kuvveti cephenize çekebileceğiniz ana kadar her adım erken sayılır.” Kaya Çetin: “Bu durumda sümüklü ile şürekâsı gereken mesafeyi aldıklarını ya da bütün anayasal müesseselerdeki güç ve kuvveti cephelerine çektiklerini mi düşünüyorlar? Eğer böyle bir vehim içindelerse, kendi felaketlerini hazırlarken; bilerek açlığa sürükledikten sonra üç kuruşluk ianeyle aldattıkları insanlara da tuzak kuruyorlar demektir. 85 yıllık birikimi üç buçuk meczuba teslim edeceğimizi sanıyorlarsa buyursunlar; ben kendi adıma bekliyorum.” Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.” AKP-FG koalisyon hükümetinin başı ve İslam âleminin son halife adayı Fatih Sultan Recep, rejiminin güvencelerini genişletti. Sultan, polisten sonra kendine doğrudan bağlı istihbarat teşkilatı ajanlarının ve İçişleri Bakanlığı’na bağlı jandarmanın da rejimin güvencesi olduğunu söyledi. Sultan hazretleri yakında köy korucularını, belediye zabıtalarını, gümrük muhafaza memurlarını, itfaiye erlerini, gizli tanıkları, muhbirleri rejiminin güvencesi gösterirse sakın şaşırmayın. Rejimin de ipin de ucu kaçtı! Bu arada harp okulu öğrencilerinin diploma törenlerinin yerine alternatif yaratmak üzere polis akademisi öğrencilerinin mezuniyet törenine katılan sultan hazretlerinin, illerdeki polis şeflerinin tümünü bayramlık üniformalarını giydirerek huzuruna kabul etmesi de ayrı bir güzellik olarak rejim tarihine geçti. Fakat bütün bu güzelliklerin arasında yaşanan üzücü bir olay, Ergenekon dalgasının ikincil savcısı Zekeriya Öz’ün aldığı basiretli bir kararla dalganın birincil savcısı sultan hazretlerinin canını sıkmadan hal edilmiş oldu! Olay şuydu: Televizyonlardan naklen yayınlarla yapılan kazı çalışmaları sırasında polisin eliyle koymuş gibi bulduğu ve görevdeki subaylar tarafından gömüldüğü iddia edilen birtakım askeri mühimmat bu kez İstanbul’daki bir polis okulunun deposundaki çuvallardan çıktı. İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli polis müdürü Uğur Selçuk Şener ile Eyüp İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polis müdürü Zeynel Abidin Genç, yasal olmayan yollardan askeri mühimmat temin ettikleri ve kullandıkları savıyla tutuklandı.Neyse ki derhal dosyayı inceleyen Ergenekon dalgasının ikincil savcısı Zekeriya, polislerin kullandığı yasal olmayan askeri mühimmatın Ergenekon dalgasıyla ilgisi olmadığına karar verdi. Allah göstermesin, aksi halde örneğin Ankara Zir vadisi naklen yayın kazılarında bulunan askeri mühimmatları polisin gömdüğünü söyleyen ve mahkemeye adını verdiği polislerin ifadesinin alınmasını isteyen Yarbay Mustafa Sönmez’in haklı olabileceğine ilişkin yalanlar, rejim düşmanı kötü niyetli çevreler tarafından halkın aklına sokulmak istenecekti. Allah, sultanı ve rejiminin polislerini şeytanın tuzaklarından korusun, amin! Rejimin polisi SESSİZ SEDASIZ (!) HARBİ SEMİH POROY UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK fhakancelik mynet.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Ağaç direkler üzerine çakõlmõş çõ- talara sõva vurula- rak yapõlan duvar ya da tavan. 2/ “Ka- kım” da denilen kürk hayvanõ... Ma- vi ve beyaz çizgili bir tür pamuklu örtü. 3/ Bir organõmõz... Osmanlõ devletinde iki alaydan oluşan askeri birlik. 4/ Bal peteği... Akõm şiddeti biri- mi kiloamperin kõsa yazõ- lõşõ. 5/ Tarlalar arasõnda sõnõr çizgisi olarak kullanõ- lan ekilmemiş bölüm... Sa- zõ kurmaya yarayan bur- gu... Tantal elementinin simgesi. 6/ Şube, kol... Bergama ilçesinde bir yay- la. 7/ Horoz, hindi gibi hayvanlarõn tepesindeki kõrmõzõ deri uzantõsõ... “Çünkü” anlamõnda kullanõlan bir bağlaç. 8/ İnternette, bir kullanõcõ adõnõn altõnda yer alan gra- fik ya da resim. 9/ Üstün bir yetkinin gücünü simgeleyen değnek. Sarp geçit. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Eskiden haberleşmede kullanõlan bir cins güvercin. 2/ İskambilde bir kâğõt... Akarsu kõyõsõndaki çalõ ve ağaç- çõklarõn üzerinde de yaşayabilen bir balõk. 3/ Yabancõ... Os- manlõ devletinde il ile ilçe arasõnda yer alan yönetim bi- rimi. 4/ Bir organõmõz... Eski Mõsõr inanõşõnda insan ruhu. 5/ En kõsa zaman süresi... Dip bölüm... Uzaklõk işareti. 6/ “Muhibbi’nin elif kaddin --- eyler/Ağlatuben gözyaşõnõ sel eyler” (Kanuni Sultan Süleyman)... İçine antlaşma ve pa- dişah mektuplarõnõn konulduğu kutu. 7/ Köşe, kenar, uç... Dirsekle ortaparmağõn ucu arasõndaki uzaklõğa denk bir uzunluk ölçüsü. 8/ Hindu inanõşõnda, tanrõsal bir varlõğõn bir kötülüğe karşõ koymak üzere insan ya da hayvan be- denine bürünmesi. 9/ Fotoğraf duyarlõğõnõ belirtmekte kul- lanõlan sayõsal değer... Kõzõldeniz’in kuzeyindeki körfez. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 P E N G U E N H E V L E K U T A L İ N U R H A K İ Y E L A M İ K E R K E N E Z A K A L A M A R N A R E A R İ T A U A R A Z P E R M E Ç E E 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear