26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Bugün medya öylesine her türlü kullanıma açık hale geldi ki; sözümüz Türkiye’den dışarı, herhangi bir ülkede tüm medya araçlarını eline geçiren bir güç istediğini yapabilir, istediğini doğru, isteme- diğini yanlış ilan edebilir. Suyun yüz derecede değil, seksen derecede kaynadığını ilan edebilir. Dünyanın yuvarlak değil, dört köşe olduğunu ka- rara bağlayabilir. Tüm bilimsel buluşların ülkeyi yöneten iradenin eseri olduğunu söyleyebilir. Bütün bunları halka anlatıp kabul ettireceği baş- lıca organ ise medyadır. Karikatürize ederek verdiğimiz yukarıdaki ör- nekleri herkes aklına geldiği gibi çeşitlendirebilir. Elde medya olduktan sonra elini tutan mı var!.. İşte bu nedenle Batı’daki meslektaşlarımız kendilerini ve medyayı sorgularken hem gerçek- çi hem acımasız davrandılar ve “yeni ortaçağ” kav- ramını ortaya attılar. Şirket yöneticileri için fıkramsı bir anlatım var- dır. “Yöneticinin odasına kendi fikirlerinizle girer- siniz, yöneticinin fikirleri ile çıkarsınız” diye başlar, “yönetici uyumaz gözlerini dinlendirir” diye uza- yıp gider. Bu anlayışı topluma yerleştirmenin başlıca ara- cı olarak kullanılmak istenen aygıt, medya... Soyut anlatımdan Türkiye gerçeklerine gelirsek... Başbakan istemediği bir tablo ortaya çıktığın- da bunun faturasını ilk, medyaya kesiyor. Çünkü medya öyle vermese olay o şekilde yansımaya- cak. Genelkurmay Başkanı medya üzerinden asi- metrik bir saldırı ile karşı karşıya olduklarını vur- guluyor. Bunun yanında Genelkurmay Başkanı’nın her davetine rekor düzeyde gazeteci katılıyor. Ana muhalefet lideri, Başbakan’a medyadan eli- ni çek çağrısı yapıyor. Buna karşılık gazetelerde de okur temsilcile- rinin yanı sıra genel yayın yönetmenleri ve köşe yazarları da gazeteciliğin işlevine, tuttuğu-tut- madığı taraf kavramına daha sık değinmeye baş- ladılar. Diyalektik bir tanımdır: Bir sorun masaya konduğu an çözüm başlamış demektir. En büyük sorun, bir sorunun tam olarak görül- memesidir. Bu durumda hiç çözüm yok demektir. Medyanın zaman zaman, hatta sıklıkla ortaçağ mantığına sürüklenme “sorununu” öncelikli ola- rak yine medyanın içindekiler çözebilir. Çözüm, sorunu net olarak ortaya koymaktan ge- çiyor. Sorun şu: Medya eğriye eğri, doğruya doğru diyecek bağımsızlıkta mı? Soyuttan somuta geldik. Şimdi de konuyu Cumhuriyet’e ve kendime getirmek istiyorum. Cumhuriyet genel anlamda iktidarlardan çok mu- halefetlerin sevdiği bir gazete oldu. Çünkü ken- di çizgisini koruyarak, eğriye eğri, doğruya doğ- ru demeye çalıştı. İktidarda hangi parti hangi anlayış olursa olsun, gazetenin konumu ana hatlarıyla böyle oldu. Ben de 29 yıllık meslek yaşamımın son 16 yılı- nı Ankara Temsilcisi ve köşe yazarı olarak sür- dürüyorum. Doğal olarak Cumhuriyet’in yayın an- layışı çerçevesinde gazeteciliğimi, yazarlığımı, yöneticiliğimi sürdürdüm. Rousseau’nun başlı başına ayrı bir yazı konu- su olabilecek güzel bir sözü vardır: Bir toplumu aydınlatmak, yönetmekten zordur. Bu benim için, Cumhuriyet için, önemli bir ilke oldu. Toplumu aydınlatmanın yönetmekten zor ol- duğunu yaşayarak görüyoruz. Malum davayı aydınlığa kavuşturacak olanlar da Dreyfus davasının Emile Zola’sı işlevini üstlene- bilecek gazeteciler olacak. Bu konuda elbette ümitsiz değilim! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada suçlayan gazetenin sorumlularına bu yalan, bu if- tira kampanyası nedir diye soran yok ortalıkta. Uyduruk belgeyi tezgâhlayanları arayan da... Ya hükümet? Ya savcılar? Ya haberin peşine ta- kılan iftira ekibi? İki vahim olay bir büyük skandal eder diyemi- yorlar. Başka iftiralara yelken açmışlar, başka olayla- ra doğru koşuyorlar. İmam hatiplere normal liseliler gibi diledikleri fa- kültenin kapısını açan YÖK kararı; Başbakan’a, dinci medyaya göre yıllarca süren haksızlığın, hat- ta zulmün sona ermesidir. Kimine göre ise amaç eğitimde eşitlik sağlamak değil. YÖK kararı ülkeyi yönetecek kadrolar açı- sından ele alındığında, laik cumhuriyetin gelece- ğiyle ilgili vahim bir karar. Kaygı bugünlerden çok yarınlara dönük. RTE’nin özlemini çektiği bir dünyanın öncüsü- dür YÖK kararı... Olaylara din açısından bakan kadroların egemen olacağı bir Türkiye... RTE, bunda kaygı duyulacak ne var diyebilir ve imam hatipli kendini örnek gösterebilir. Oysa devleti din gözlüğüyle yönetmek RTE ile başarılmadı mı? 2002’den itibaren aşama aşama başarıldı. RTE’nin temel sloganı, “halk istedikten sonra el- bette laiklik de elden gidecek” diye başlıyor ve “tut- turmuşlar bir laiklik” diye diye TC’nin temel kura- lı, yaşam felsefesi olan laikliğin içini boşaltıyor. İmam hatipten hasbel kader Başbakanlık mer- divenlerini tırmanan RTE sayesinde… Onunla bir- likte hareket edenlerle… Çankaya’daki AKP’li sayesinde YÖK nasıl bir kimlik kazandı? Soruyu yanıtlamak için derin araştırmalara ge- rek yok! Çankaya’daki AKP’linin YÖK Yönetim Kurulu Başkanlığı’na ve üyeliğine atadığı kişilere bakmak, bu soruyu yanıtlamak için yeterli. Bugün YÖK yönetimi, dinci iktidara hizmet ve- ren üyeler topluluğudur. Türbana ruhsat verilmesini savunanlardan olu- şan bir yönetim. Cımbızla seçilmiş ve kamuoyunun gözünün içi- ne bakarak eleştirilere, uyarılara kulak asmadan, eline geçirdiği yasal ve onay olanağını türbancı- lar için kullanan kafaların yarattığı bir yönetim! Başbakanları Hâkimler ve Savcılar Yüksek Ku- rulu’ndan (HSYK) günlerdir çıkamayan yaz ka- rarnamesine değinirken “…Adalet Bakanlığı’nın yaptığı çalışma dışında ‘istenmeyen gelişmelerin’ gecikmeye neden olduğunu” söyledi. Bu değerlendirmenin anlamı açık: Bakanlık hâkim ve savcılarla ilgili listeleri ha- zırlayacak… görevi bu listeyi inceleyip gerekli gö- rürse düzeltmeler yapması olan HSYK bu listeleri olduğu gibi onaylayacak! Bir başka olası gelişmeyi de haber veriyor. HSYK’yi noter kimliğine dönüştürecek yasal ön- lem alacağına işaret ediyor RTE! Kurul üyelerini TBMM’ye yani AKP Meclis ço- ğunluğuna seçtirerek pek çok kurum gibi HSYK’yi de dikensiz gül bahçesine çevirecek! Karar üzerinde konuşurken sakin görünüşü, ka- rarname olayını sinirlenmeden irdelemesi bu ka- rarlılığın sonucu... Ben yaptım oldu kafası bu! ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA CUMHURİYET 24 TEMMUZ 2009 CUMA 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul B 32 Edirne B 36 Kocaeli B 33 Çanakkale B 33 İzmir A 37 Manisa A 37 Aydın A 40 Denizli A 39 Zonguldak PB 29 Sinop PB 28 Samsun PB 28 Trabzon Y 28 Giresun Y 26 Ankara PB 33 Eskişehir PB 33 Konya PB 31 Sıvas Y 25 Antalya B 40 Adana PB 34 Mersin PB 33 Diyarbakır Y 37 Şanlıurfa PB 38 Mardin PB 35 Siirt Y 37 Hakkâri Y 27 Van Y 25 Kars Y 22 Oslo Y 21 Helsinki Y 19 Stockholm Y 24 Londra Y 20 Amsterdam Y 20 Brüksel Y 20 Paris Y 21 Bonn Y 24 Münih Y 26 Berlin Y 23 Budapeşte PB 35 Madrid A 34 Viyana Y 28 Belgrad A 37 Sofya A 37 Roma A 37 Atina A 34 Zürih Y 27 Moskova PB 25 Aşkabat A 36 Astana PB 27 Taşkent A 41 Bakû PB 29 Bişkek A 34 Tiflis PB 33 Kahire A 36 Şam A 35 Ülkemizin doğu kesim- leri parçalı ve çok bu- lutlu, Doğu karadeniz, Doğu Anadolu ile Ordu, Tokat ve Sıvas çevreleri sağanak ve gök gürül- tülü sağanak diğer yer- ler az bulutlu geçecek. Yağışlar; doğu Anado- lu’nun kuzeydoğusu ile Trabzon, Rize, Artvin çevrelerinde kuvvetli olacak. İSTANBUL/ADANA (Cumhuriyet) - Türkiye’nin ve birçok mazlum ulusun kur- tuluşuna, egemenliğinin kurulmasõna öncülük eden Lozan Barõş Antlaşmasõ’nõn 86’ncõ yõl- dönümü bir dizi etkinlikle kutlanacak. Prof. Dr. Alparslan Işıklı, “Günümüzde Sevr An- laşması’nın yeniden diriltilmek istendiği- ni belirterek Sevr’i günümüzde yürüt- mek isteyenler, küreselleşme adı altında, ‘egemenlik kayõtsõz şartsõz uluslararasõ ser- mayenindir’ bağlamında bir dünya kurmak istiyorlar” dedi. Antlaşmayõ gazetemize değerlendiren Tüm Öğretim Elemanlarõ Derneği Genel Başkanõ Prof. Alparslan Işıklı, Lozan’õn basit bir an- tlaşmadan öte Türkiye’nin parçalanmasõ için hazõrlanan Sevr Anlaşmasõ’nõ yok eden bir ni- telikte olduğuna dikkat çekti. Işõklõ, “Ata- türkçülük ve Atatürk’ün en büyük eseri olan Lozan bugün saldırılara hedef ol- maktadır. Lozan, sanki Kanuni’nin impa- ratorluğunun yerine Türkiye’nin kurul- masının tapu senediymiş gibi gösterilmek isteniyor. Oysaki Lozan Antlaşması, Sevr’in yerini almıştır. Atatürk’ün deyişiyle ‘Yüzyõllardõr Türk ulusuna karşõ hazõrlanan bir suikastõ, bir idam fermanõnõ yok etmiştir.’ Bugün Sevr’i savunanlar, Türklerin Ana- dolu’dan silinmesi projesinin bu toprak- larda yaşayan etnik grupları da yok ede- ceğini görmeliler” diye konuştu. ‘Bağımsızlık ve eşitlik belgesi’ İstanbul Kadõn Kuruluşlarõ Birliği (İKKB) Koordinatörü Nazan Moroğlu ise Lozan Antlaşmasõ’nõn siyasal bağõmsõzlõk ve eşitlik belgesi olduğuna dikkat çekerek “Lozan Konferansı’nın arka sahnesinde, İsmet İnönü’nün yanındaki eşi Mevhibe Hanım, Atatürk’ün önerisiyle ilk defa Avrupa’ya gitmiş, çarşafını çıkarmış ve eşinin yanın- da çağdaş bir Türk kadını olarak ülkesi- ni temsil etmiştir. Kadın haklarının yer- leştirilmesinin izleri, Lozan sürecinde gö- rülmüştür. Günümüzde Lozan’dan ve Cumhuriyetin kazanımlarından ödün ve- rilmesine yönelik dış güçlerin ve içteki yan- daşlarının girişimleri artmıştır.” dedi. Lozan Antlaşmasõ’nõn 86. yõldönümü bu- gün Adana’da da çeşitli etkinliklerle kutla- nacak. ADD öncülüğünde, CHP, DSP, İP, ÇYDD, Eğit-Der, Eğitim-İş, Biz Kaç Kişi- yiz, CUMOK, Birleşik Kamu-İş ve Türk Ka- dõnlar Birliği’nin katõlõmõyla Atatürk Par- kõ’nda 10.00’da düzenlenecek törene tüm Adanalõlarõn katõlmasõnõ beklediklerini be- lirten ADD Şube Başkanõ Süleyman Özkan, “Etkinlikte, ‘Lozan bağõmsõzlõğõmõzdõr, vaz- geçilemez’ diyen herkesi yanımızda gör- mek istiyoruz” dedi. Özkan, şunlarõ söyle- di: “Batılı emperyalist devletlerin, ekono- mik ve askeri gücünü kaybetmiş, bilimden ve teknolojiden uzak kalmış Osmanlı Dev- leti’ne dayattığı Sevr ile Türk ulusunun ta- rihten silinmek istenmesine Mustafa Ke- mal’in önderliğindeki halkımızın verdiği mücadele unutulmamıştır, unutulamaz. Lozan Antlaşması bir yerde ulusumu- zun, ülkemizin tapu belgesidir.” Lozan’ın 86’ncı yıldönümü Vodafone’la 3G denemesi yazıişlerinde yapıldı Türkiye’de 3G heyecanı giderek artıyor. Gazetecilere 3G teknoloji- sini tanıtan Vodafone, dün gazetelerin genel yayın yönetmenle- riyle görüntülü yazıişleri toplantısı gerçekleştirdi. Çeşitli gazete- lerin genel yayın yönetmenlerini, İstanbul boğazında tekneyle gezdiren Vodafone buradan cep telefonu aracılığıyla gazetelerin yazıişleri toplantısına bağladı. Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı Serpil Timuray’ın düzenlediği organizasyonda genel yayın yönetmenleri gazetelerin yazıişleri ekibiyle görüntülü gö- rüşme yaptı, günün haberlerini konuştu. 3G Türkiye’de 30 Temmuz’dan itibaren kullanıma başlanacak. Antlaşmanõn ‘Türklere hazõrlanan idam fermanõnõnõ’ yok ettiğine dikkat çekildi KOMUTANLARA SUİKAST İDDİASI İki teğmene daha tutuklama İstanbul Haber Servisi - İstanbul ve Gölcük’te eşza- manlõ olarak düzenlenen ve TNT kalõplarõ ile uyuş- turucu maddelerin ele geçirildiği operasyon kapsa- mõnda yürütülen soruşturmada gözaltõna alõnan 2 teğmen daha “silahlı örgüte üye olmak” iddiasõyla tutuklandõ. Teğmenlerin önceki gün tutuklanan teğ- men Alperen Erdoğan’õn ev arkadaşlarõ Burak Dü- zalan ve Yakut Aksoy olduğu öğrenildi. Gölcük’te görevli 2 muvazzaf subay sorgulanmak üzere Mer- kez Komutanlõğõ’na götürüldü. Merkez Komutanlõ- ğõ’ndaki işlemleri tamamlanan 2 askeri personel, dün soruşturmanõn yürütüldüğü Beşiktaş’taki İstan- bul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na götürüldü. Burada İstanbul Cumhuriyet Savcõsõ Süleyman Pehlivan ta- rafõndan ifadeleri alõnan 2 subay, tutuklanmalarõ ta- lebiyle nöbetçi mahkemeye gönderildi. Subaylar nö- betçi mahkemede yapõlan işlemlerin ardõndan tutuk- landõ. Öte yandan, aynõ soruşturma kapsamõnda daha önce tutuklanan 3 muvazzaf subaya ilişkin avukat- larca yapõlan itiraz, nöbetçi 11. Ağõr Ceza Mahke- mesi tarafõndan reddedildi. Aynõ operasyonda gözal- tõna alõnan Levent Çakın ise uyuşturucu kaçakçõlõğõ suçundan tutuksuz yargõlanmak üzere serbest bõra- kõlmõştõ. Bu kişilerin evlerinde yapõlan aramalarda 500 gram TNT kalõbõ ile bir miktar uyuşturucu ele geçirildiği açõklanmõştõ. Evlerde yapõlan aramalarda, deniz kuvvetlerinde görevli bir amiral ile kara kuv- vetlerinde görevli bir generale suikast düzenlenmesi için hazõrlanan krokiler ele geçirildiği iddia ediliyor. Kurulda uzlaşma yine sağlanamadõ. Çalõşmalara bugün devam edilecek HSYK‘Ergenekon’dakilitlendi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu (HSYK), dün 87 idari ve vergi mahkemesi üyesi- nin atamasõnõ da tamamlarken kararnamenin Ergenekon davasõ savcõ ve hâkimlerini de kapsayan kõsmõnda ise önceki toplantõlarda olduğu gibi uzlaşma sağlayama- dõ. Kurul çalõşmalarõna bugün saat 14.00’de devam edecek. HSYK, 1332 yargõç ve savcõnõn atamasõnõ yaparak, kararname bunalõmõna kõsmi çözüm ürete- bilmişti. HSYK’nin, Adli Yargõ Unvanlõ Hâkim ve Cumhuriyet Savcõlarõ Hakkõndaki Kararna- me Taslağõ’na ilişkin dünkü ça- lõşmasõ 10 saat sürdü. Toplantõnõn dünkü bölümünde Adalet Ba- kanlõğõ’nca hazõrlanan ve 6 Tem- muz 2009’da HSYK’ye sunulan İdari Hâkim ve Savcõlarõna Ait Kararname Taslağõ üzerindeki çalõşmalar tamamlandõ. Karar- name, 87 idari ve vergi mahke- mesi üyesini kapsõyor. Toplantõda Ergenekon savcõ ve yargõçlarõnõn durumunu da kap- sayan yaklaşõk 90 kişilik kõs- mõnda ise yine anlaşmaya varõ- lamadõ. Adalet Bakanõ Sadullah Ergin dün Adalet Bakanlõğõ Ek Binasõ’ndaki toplantõya gelişin- de gazetecilerin, Ergenekon so- ruşturmasõnõ yürüten savcõlarla il- gili sorularõ üzerine, “Çalışma- lar devam ediyor. Çalışma- lardan sonra gerekli açıklama yapılır” dedi. Ergin, toplantõdan ayrõlõrken de dünkü toplantõda, İdari Yargõ Yaz Kararname- si’nin çõkartõldõğõnõ ve idari yar- gõnõn adli tatil dönemi nöbetle- rinin düzenlendiğini, adli tatil sõ- rasõnda alõnmasõ gereken acil kararlarõn alõndõğõnõ söyledi. Er- gin, “Yarın (bugün) saat 14.00’te kalanları görüşmek üzere bu akşamki (dün) çalış- malara ara verdik. Kurul, ya- rın (bugün) saat 14.00’te ça- lışmalarına devam edecek. Bu anlamda kurul üyeleri de bü- yük bir gayretle, özveriyle bu çalışmaları yürütüyorlar. Ça- SİNİRLİOĞLU MÜSTEŞAR OLDU Dışişleri’nde yeni görevler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ahmet Da- vutoğlu’nun Dõşişleri Bakanlõğõ’na gelmesin- den sonra hazõrlanan ilk kararname çerçevesin- de merkeze dönen büyükelçilere yeni görevleri tebliğ edildi. Buna göre Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn yeni Müsteşarõ Feridun Sinirlioğlu; yardõmcõ- larõ ise Namık Tan, Halit Çevik, Selim Yenel, Naci Koru oldu. Davutoğlu, ikinci Büyükelçi kararnamesini de hazõrladõ. Davutoğlu’nun önceki gece Belg- rad’tan telefonla teker teker arayarak tebliğ et- tiği kararnamede toplam 45 büyükelçi atamasõ ve yer değiştirmesi yer aldõ. Buna göre daha önce Tel Aviv’de büyükel- çilik yapmõş olan, son 2 yõldõr da Ankara’da müsteşar yardõmcõlõğõ görevinde bulunan Feri- dun Sinirlioğlu, Ertuğrul Apakan’õn yerine Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn yeni müsteşarõ oldu. Müsteşar yardõmcõlõklarõna ise Tel Aviv’den dönen Büyükelçi Namık Tan, Şam’dan dönen Büyükelçi Halit Çevik, Viyana’dan dönen Büyükelçi Selim Yenel, Riyad’dan dönen Bü- yükelci Naci Koru ve Büyükelçi Hakkı Akil getirildi. Bu atamalarõn yanõ sõra kararnameyle Türkiye’nin Musul Başkonsolosu Hüseyin Avni Botsalı Kahire’ye, Kâbil Büyükelçisi Et- hem Tokdemir Malta’ya, Ahmet Muhtar Gün Riyad’a, Ayşe Asya Riga’ya, Emre Yurt Doha’ya, Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan’õn Dõşişleri Danõşmanõ Ali Yakıtal, Ro- ma’ya, Müsteşar Yardõmcõsõ Selim Kuneralp Türkiye’nin AB nezdindeki daimi temsilciliği- ne, Müsteşar Yardõmcõsõ Haydar Berk NATO Daimi Temsilciliği’ne, Vural Altay Birleşik Arap Emirlikleri’ne, Serap Atay Kuala Lum- pur’a, Levent Şahinkaya Libya’ya atandõ. ‘Baskılar sonlandırılsın’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir Baro- su Başkanõ Özdemir Sökmen, Hâkimler ve Sav- cõlar Yüksek Kurulu (HSYK) üzerindeki baskõla- rõn sona erdirilerek kurumun bağõmsõz hale geti- rilmesi gerektiğini söyledi. Sökmen, “Siyasal ik- tidara düşen, yargı bağımsızlığını tam anla- mıyla yaşama geçirmek olmalıdır” dedi. İzmir Barosu’nda yönetim kurulu üyeleriyle açõklama yapan Sökmen, bazõ basõn yayõn or- ganlarõnca HSYK üzerinde baskõ oluşturulmaya çalõşõldõğõnõ kaydetti. Sökmen, “Kararnamenin gecikmesi, kamuoyunda pek çok tartışmalara neden olmakta ve gündemde önemli bir yer tutmaktadır. HSYK’nin tam bağımsızlığı sağlanmalı, kurulda yürütme organını temsil eden Adalet Bakanı ve müsteşarı çıkarılmalı- dır. HSYK’nin bağımsız bir sekretaryası oluşturulmalıdır. Sekretarya işlerini Adalet Bakanlığı teşkilatının yapması, yargı bağım- sızlığı açısından son derece sakıncalıdır. Bu eleştirilerimiz karşısında en ufak ses çıkar- mayan kesimlerin, şimdi kurulun çalışma programına karışmaya ve kurulun yapısı hakkında yorumda bulunmaya kalkmaları son derece anlamlıdır” dedi. ALBAY ÇİÇEK, SAVCI ÖZ VE YARGIÇ ERYILMAZ’I HSYK’YE ŞİKÂYET ETTİ ‘Adil yargılanmam engellendi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - “Er- genekon” soruşturmasõ kapsamõnda kõsa süre tutuklu kalmasõnõn ardõndan tahliye edilen Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek, savcõ Zekeriya Öz ile tutuklama ka- rarõnõ veren yargõç Rüstem Eryılmaz’õ Hâ- kimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu’na (HSYK) şikâyet etti. “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” iddia- larõyla gündeme gelen ve özellikle dinci ba- sõn tarafõndan planõ hazõrlamakla suçlanan Çiçek, avukatõ aracõlõğõyla geçen günlerde HSYK’ye verdiği dilekçede, “Ergenekon” soruşturmasõ kapsamõnda sorgulandõğõ sõra- da kendisi ve avukatõnca imzalanan sorgu tutanaklarõ ile nöbetçi hâkimce verilen ge- rekçeli tutuklama kararõnõn kendilerine veril- mediğini kaydetti. Tutanaklar ile gerekçeli tutuklama kararõnõn verilmemesiyle savun- ma ve adil yargõlanma hakkõnõn ihlal edildi- ğini dile getiren Çiçek, geçerli bir delil ol- mamasõna rağmen tutuklanarak cezaevine gönderilmesinin maddi ve manevi yönden mağduriyetine yol açtõğõnõ kaydetti. lışmaların sonucunu beklemek lazım” dedi. Ergin, “Yarın bir sonuç çıkabilir mi” sorusuna da “Tabii çalışma yaparken sonuç almak için yaparsınız. Biz de sonuç almak üzere çalışacağız. Ama gelişmeleri beraber gö- receğiz” yanõtõnõ verdi. “Erge- nekon soruşturmasında gö- revli savcılarla ilgili bir de- ğerlendirmeniz oldu mu?” so- rusu üzerine Adalet Bakanõ Er- gin, “Çok net ifade etmeye ça- lıştım. Yaptığımız çalışmaların sonucunu sizlerle paylaştım. Diğer konular, yarın 14.00’te yapılacak toplantıda ele alı- nacak” dedi. Toplantõnõn bugünkü bölü- münde Ergenekon savcõ ve yar- gõçlarõnõn durumunun netleşmesi bekleniyor. İZMİR BAROSU
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear