Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Bugün medya öylesine her türlü kullanıma açık
hale geldi ki; sözümüz Türkiye’den dışarı, herhangi
bir ülkede tüm medya araçlarını eline geçiren bir
güç istediğini yapabilir, istediğini doğru, isteme-
diğini yanlış ilan edebilir.
Suyun yüz derecede değil, seksen derecede
kaynadığını ilan edebilir.
Dünyanın yuvarlak değil, dört köşe olduğunu ka-
rara bağlayabilir.
Tüm bilimsel buluşların ülkeyi yöneten iradenin
eseri olduğunu söyleyebilir.
Bütün bunları halka anlatıp kabul ettireceği baş-
lıca organ ise medyadır.
Karikatürize ederek verdiğimiz yukarıdaki ör-
nekleri herkes aklına geldiği gibi çeşitlendirebilir.
Elde medya olduktan sonra elini tutan mı var!..
İşte bu nedenle Batı’daki meslektaşlarımız
kendilerini ve medyayı sorgularken hem gerçek-
çi hem acımasız davrandılar ve “yeni ortaçağ” kav-
ramını ortaya attılar.
Şirket yöneticileri için fıkramsı bir anlatım var-
dır. “Yöneticinin odasına kendi fikirlerinizle girer-
siniz, yöneticinin fikirleri ile çıkarsınız” diye başlar,
“yönetici uyumaz gözlerini dinlendirir” diye uza-
yıp gider.
Bu anlayışı topluma yerleştirmenin başlıca ara-
cı olarak kullanılmak istenen aygıt, medya...
Soyut anlatımdan Türkiye gerçeklerine gelirsek...
Başbakan istemediği bir tablo ortaya çıktığın-
da bunun faturasını ilk, medyaya kesiyor. Çünkü
medya öyle vermese olay o şekilde yansımaya-
cak.
Genelkurmay Başkanı medya üzerinden asi-
metrik bir saldırı ile karşı karşıya olduklarını vur-
guluyor. Bunun yanında Genelkurmay Başkanı’nın
her davetine rekor düzeyde gazeteci katılıyor.
Ana muhalefet lideri, Başbakan’a medyadan eli-
ni çek çağrısı yapıyor.
Buna karşılık gazetelerde de okur temsilcile-
rinin yanı sıra genel yayın yönetmenleri ve köşe
yazarları da gazeteciliğin işlevine, tuttuğu-tut-
madığı taraf kavramına daha sık değinmeye baş-
ladılar.
Diyalektik bir tanımdır:
Bir sorun masaya konduğu an çözüm başlamış
demektir.
En büyük sorun, bir sorunun tam olarak görül-
memesidir.
Bu durumda hiç çözüm yok demektir.
Medyanın zaman zaman, hatta sıklıkla ortaçağ
mantığına sürüklenme “sorununu” öncelikli ola-
rak yine medyanın içindekiler çözebilir.
Çözüm, sorunu net olarak ortaya koymaktan ge-
çiyor.
Sorun şu:
Medya eğriye eğri, doğruya doğru diyecek
bağımsızlıkta mı?
Soyuttan somuta geldik. Şimdi de konuyu
Cumhuriyet’e ve kendime getirmek istiyorum.
Cumhuriyet genel anlamda iktidarlardan çok mu-
halefetlerin sevdiği bir gazete oldu. Çünkü ken-
di çizgisini koruyarak, eğriye eğri, doğruya doğ-
ru demeye çalıştı.
İktidarda hangi parti hangi anlayış olursa olsun,
gazetenin konumu ana hatlarıyla böyle oldu.
Ben de 29 yıllık meslek yaşamımın son 16 yılı-
nı Ankara Temsilcisi ve köşe yazarı olarak sür-
dürüyorum. Doğal olarak Cumhuriyet’in yayın an-
layışı çerçevesinde gazeteciliğimi, yazarlığımı,
yöneticiliğimi sürdürdüm.
Rousseau’nun başlı başına ayrı bir yazı konu-
su olabilecek güzel bir sözü vardır:
Bir toplumu aydınlatmak, yönetmekten zordur.
Bu benim için, Cumhuriyet için, önemli bir ilke
oldu.
Toplumu aydınlatmanın yönetmekten zor ol-
duğunu yaşayarak görüyoruz.
Malum davayı aydınlığa kavuşturacak olanlar da
Dreyfus davasının Emile Zola’sı işlevini üstlene-
bilecek gazeteciler olacak.
Bu konuda elbette ümitsiz değilim!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
suçlayan gazetenin sorumlularına bu yalan, bu if-
tira kampanyası nedir diye soran yok ortalıkta.
Uyduruk belgeyi tezgâhlayanları arayan da...
Ya hükümet? Ya savcılar? Ya haberin peşine ta-
kılan iftira ekibi?
İki vahim olay bir büyük skandal eder diyemi-
yorlar.
Başka iftiralara yelken açmışlar, başka olayla-
ra doğru koşuyorlar.
İmam hatiplere normal liseliler gibi diledikleri fa-
kültenin kapısını açan YÖK kararı; Başbakan’a,
dinci medyaya göre yıllarca süren haksızlığın, hat-
ta zulmün sona ermesidir.
Kimine göre ise amaç eğitimde eşitlik sağlamak
değil. YÖK kararı ülkeyi yönetecek kadrolar açı-
sından ele alındığında, laik cumhuriyetin gelece-
ğiyle ilgili vahim bir karar.
Kaygı bugünlerden çok yarınlara dönük.
RTE’nin özlemini çektiği bir dünyanın öncüsü-
dür YÖK kararı...
Olaylara din açısından bakan kadroların egemen
olacağı bir Türkiye...
RTE, bunda kaygı duyulacak ne var diyebilir ve
imam hatipli kendini örnek gösterebilir.
Oysa devleti din gözlüğüyle yönetmek RTE ile
başarılmadı mı?
2002’den itibaren aşama aşama başarıldı.
RTE’nin temel sloganı, “halk istedikten sonra el-
bette laiklik de elden gidecek” diye başlıyor ve “tut-
turmuşlar bir laiklik” diye diye TC’nin temel kura-
lı, yaşam felsefesi olan laikliğin içini boşaltıyor.
İmam hatipten hasbel kader Başbakanlık mer-
divenlerini tırmanan RTE sayesinde… Onunla bir-
likte hareket edenlerle…
Çankaya’daki AKP’li sayesinde YÖK nasıl bir
kimlik kazandı?
Soruyu yanıtlamak için derin araştırmalara ge-
rek yok!
Çankaya’daki AKP’linin YÖK Yönetim Kurulu
Başkanlığı’na ve üyeliğine atadığı kişilere bakmak,
bu soruyu yanıtlamak için yeterli.
Bugün YÖK yönetimi, dinci iktidara hizmet ve-
ren üyeler topluluğudur.
Türbana ruhsat verilmesini savunanlardan olu-
şan bir yönetim.
Cımbızla seçilmiş ve kamuoyunun gözünün içi-
ne bakarak eleştirilere, uyarılara kulak asmadan,
eline geçirdiği yasal ve onay olanağını türbancı-
lar için kullanan kafaların yarattığı bir yönetim!
Başbakanları Hâkimler ve Savcılar Yüksek Ku-
rulu’ndan (HSYK) günlerdir çıkamayan yaz ka-
rarnamesine değinirken “…Adalet Bakanlığı’nın
yaptığı çalışma dışında ‘istenmeyen gelişmelerin’
gecikmeye neden olduğunu” söyledi.
Bu değerlendirmenin anlamı açık:
Bakanlık hâkim ve savcılarla ilgili listeleri ha-
zırlayacak… görevi bu listeyi inceleyip gerekli gö-
rürse düzeltmeler yapması olan HSYK bu listeleri
olduğu gibi onaylayacak!
Bir başka olası gelişmeyi de haber veriyor.
HSYK’yi noter kimliğine dönüştürecek yasal ön-
lem alacağına işaret ediyor RTE!
Kurul üyelerini TBMM’ye yani AKP Meclis ço-
ğunluğuna seçtirerek pek çok kurum gibi HSYK’yi
de dikensiz gül bahçesine çevirecek!
Karar üzerinde konuşurken sakin görünüşü, ka-
rarname olayını sinirlenmeden irdelemesi bu ka-
rarlılığın sonucu...
Ben yaptım oldu kafası bu!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA CUMHURİYET 24 TEMMUZ 2009 CUMA
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul B 32
Edirne B 36
Kocaeli B 33
Çanakkale B 33
İzmir A 37
Manisa A 37
Aydın A 40
Denizli A 39
Zonguldak PB 29
Sinop PB 28
Samsun PB 28
Trabzon Y 28
Giresun Y 26
Ankara PB 33
Eskişehir PB 33
Konya PB 31
Sıvas Y 25
Antalya B 40
Adana PB 34
Mersin PB 33
Diyarbakır Y 37
Şanlıurfa PB 38
Mardin PB 35
Siirt Y 37
Hakkâri Y 27
Van Y 25
Kars Y 22
Oslo Y 21
Helsinki Y 19
Stockholm Y 24
Londra Y 20
Amsterdam Y 20
Brüksel Y 20
Paris Y 21
Bonn Y 24
Münih Y 26
Berlin Y 23
Budapeşte PB 35
Madrid A 34
Viyana Y 28
Belgrad A 37
Sofya A 37
Roma A 37
Atina A 34
Zürih Y 27
Moskova PB 25
Aşkabat A 36
Astana PB 27
Taşkent A 41
Bakû PB 29
Bişkek A 34
Tiflis PB 33
Kahire A 36
Şam A 35
Ülkemizin doğu kesim-
leri parçalı ve çok bu-
lutlu, Doğu karadeniz,
Doğu Anadolu ile Ordu,
Tokat ve Sıvas çevreleri
sağanak ve gök gürül-
tülü sağanak diğer yer-
ler az bulutlu geçecek.
Yağışlar; doğu Anado-
lu’nun kuzeydoğusu ile
Trabzon, Rize, Artvin
çevrelerinde kuvvetli
olacak.
İSTANBUL/ADANA (Cumhuriyet) -
Türkiye’nin ve birçok mazlum ulusun kur-
tuluşuna, egemenliğinin kurulmasõna öncülük
eden Lozan Barõş Antlaşmasõ’nõn 86’ncõ yõl-
dönümü bir dizi etkinlikle kutlanacak. Prof.
Dr. Alparslan Işıklı, “Günümüzde Sevr An-
laşması’nın yeniden diriltilmek istendiği-
ni belirterek Sevr’i günümüzde yürüt-
mek isteyenler, küreselleşme adı altında,
‘egemenlik kayõtsõz şartsõz uluslararasõ ser-
mayenindir’ bağlamında bir dünya kurmak
istiyorlar” dedi.
Antlaşmayõ gazetemize değerlendiren Tüm
Öğretim Elemanlarõ Derneği Genel Başkanõ
Prof. Alparslan Işıklı, Lozan’õn basit bir an-
tlaşmadan öte Türkiye’nin parçalanmasõ için
hazõrlanan Sevr Anlaşmasõ’nõ yok eden bir ni-
telikte olduğuna dikkat çekti. Işõklõ, “Ata-
türkçülük ve Atatürk’ün en büyük eseri
olan Lozan bugün saldırılara hedef ol-
maktadır. Lozan, sanki Kanuni’nin impa-
ratorluğunun yerine Türkiye’nin kurul-
masının tapu senediymiş gibi gösterilmek
isteniyor. Oysaki Lozan Antlaşması,
Sevr’in yerini almıştır. Atatürk’ün deyişiyle
‘Yüzyõllardõr Türk ulusuna karşõ hazõrlanan
bir suikastõ, bir idam fermanõnõ yok etmiştir.’
Bugün Sevr’i savunanlar, Türklerin Ana-
dolu’dan silinmesi projesinin bu toprak-
larda yaşayan etnik grupları da yok ede-
ceğini görmeliler” diye konuştu.
‘Bağımsızlık ve eşitlik belgesi’
İstanbul Kadõn Kuruluşlarõ Birliği (İKKB)
Koordinatörü Nazan Moroğlu ise Lozan
Antlaşmasõ’nõn siyasal bağõmsõzlõk ve eşitlik
belgesi olduğuna dikkat çekerek “Lozan
Konferansı’nın arka sahnesinde, İsmet
İnönü’nün yanındaki eşi Mevhibe Hanım,
Atatürk’ün önerisiyle ilk defa Avrupa’ya
gitmiş, çarşafını çıkarmış ve eşinin yanın-
da çağdaş bir Türk kadını olarak ülkesi-
ni temsil etmiştir. Kadın haklarının yer-
leştirilmesinin izleri, Lozan sürecinde gö-
rülmüştür. Günümüzde Lozan’dan ve
Cumhuriyetin kazanımlarından ödün ve-
rilmesine yönelik dış güçlerin ve içteki yan-
daşlarının girişimleri artmıştır.” dedi.
Lozan Antlaşmasõ’nõn 86. yõldönümü bu-
gün Adana’da da çeşitli etkinliklerle kutla-
nacak. ADD öncülüğünde, CHP, DSP, İP,
ÇYDD, Eğit-Der, Eğitim-İş, Biz Kaç Kişi-
yiz, CUMOK, Birleşik Kamu-İş ve Türk Ka-
dõnlar Birliği’nin katõlõmõyla Atatürk Par-
kõ’nda 10.00’da düzenlenecek törene tüm
Adanalõlarõn katõlmasõnõ beklediklerini be-
lirten ADD Şube Başkanõ Süleyman Özkan,
“Etkinlikte, ‘Lozan bağõmsõzlõğõmõzdõr, vaz-
geçilemez’ diyen herkesi yanımızda gör-
mek istiyoruz” dedi. Özkan, şunlarõ söyle-
di: “Batılı emperyalist devletlerin, ekono-
mik ve askeri gücünü kaybetmiş, bilimden
ve teknolojiden uzak kalmış Osmanlı Dev-
leti’ne dayattığı Sevr ile Türk ulusunun ta-
rihten silinmek istenmesine Mustafa Ke-
mal’in önderliğindeki halkımızın verdiği
mücadele unutulmamıştır, unutulamaz.
Lozan Antlaşması bir yerde ulusumu-
zun, ülkemizin tapu belgesidir.”
Lozan’ın 86’ncı yıldönümü
Vodafone’la 3G denemesi
yazıişlerinde yapıldı
Türkiye’de 3G heyecanı giderek artıyor. Gazetecilere 3G teknoloji-
sini tanıtan Vodafone, dün gazetelerin genel yayın yönetmenle-
riyle görüntülü yazıişleri toplantısı gerçekleştirdi. Çeşitli gazete-
lerin genel yayın yönetmenlerini, İstanbul boğazında tekneyle
gezdiren Vodafone buradan cep telefonu aracılığıyla gazetelerin
yazıişleri toplantısına bağladı. Vodafone Türkiye İcra Kurulu
Başkanı Serpil Timuray’ın düzenlediği organizasyonda genel
yayın yönetmenleri gazetelerin yazıişleri ekibiyle görüntülü gö-
rüşme yaptı, günün haberlerini konuştu. 3G Türkiye’de 30
Temmuz’dan itibaren kullanıma başlanacak.
Antlaşmanõn ‘Türklere hazõrlanan idam fermanõnõnõ’ yok ettiğine dikkat çekildi
KOMUTANLARA SUİKAST İDDİASI
İki teğmene
daha tutuklama
İstanbul Haber Servisi - İstanbul ve Gölcük’te eşza-
manlõ olarak düzenlenen ve TNT kalõplarõ ile uyuş-
turucu maddelerin ele geçirildiği operasyon kapsa-
mõnda yürütülen soruşturmada gözaltõna alõnan 2
teğmen daha “silahlı örgüte üye olmak” iddiasõyla
tutuklandõ. Teğmenlerin önceki gün tutuklanan teğ-
men Alperen Erdoğan’õn ev arkadaşlarõ Burak Dü-
zalan ve Yakut Aksoy olduğu öğrenildi. Gölcük’te
görevli 2 muvazzaf subay sorgulanmak üzere Mer-
kez Komutanlõğõ’na götürüldü. Merkez Komutanlõ-
ğõ’ndaki işlemleri tamamlanan 2 askeri personel,
dün soruşturmanõn yürütüldüğü Beşiktaş’taki İstan-
bul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na götürüldü. Burada
İstanbul Cumhuriyet Savcõsõ Süleyman Pehlivan ta-
rafõndan ifadeleri alõnan 2 subay, tutuklanmalarõ ta-
lebiyle nöbetçi mahkemeye gönderildi. Subaylar nö-
betçi mahkemede yapõlan işlemlerin ardõndan tutuk-
landõ. Öte yandan, aynõ soruşturma kapsamõnda daha
önce tutuklanan 3 muvazzaf subaya ilişkin avukat-
larca yapõlan itiraz, nöbetçi 11. Ağõr Ceza Mahke-
mesi tarafõndan reddedildi. Aynõ operasyonda gözal-
tõna alõnan Levent Çakın ise uyuşturucu kaçakçõlõğõ
suçundan tutuksuz yargõlanmak üzere serbest bõra-
kõlmõştõ. Bu kişilerin evlerinde yapõlan aramalarda
500 gram TNT kalõbõ ile bir miktar uyuşturucu ele
geçirildiği açõklanmõştõ. Evlerde yapõlan aramalarda,
deniz kuvvetlerinde görevli bir amiral ile kara kuv-
vetlerinde görevli bir generale suikast düzenlenmesi
için hazõrlanan krokiler ele geçirildiği iddia ediliyor.
Kurulda uzlaşma yine sağlanamadõ. Çalõşmalara bugün devam edilecek
HSYK‘Ergenekon’dakilitlendi
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Hâkimler ve Savcõlar
Yüksek Kurulu (HSYK), dün 87
idari ve vergi mahkemesi üyesi-
nin atamasõnõ da tamamlarken
kararnamenin Ergenekon davasõ
savcõ ve hâkimlerini de kapsayan
kõsmõnda ise önceki toplantõlarda
olduğu gibi uzlaşma sağlayama-
dõ. Kurul çalõşmalarõna bugün
saat 14.00’de devam edecek.
HSYK, 1332 yargõç ve savcõnõn
atamasõnõ yaparak, kararname
bunalõmõna kõsmi çözüm ürete-
bilmişti. HSYK’nin, Adli Yargõ
Unvanlõ Hâkim ve Cumhuriyet
Savcõlarõ Hakkõndaki Kararna-
me Taslağõ’na ilişkin dünkü ça-
lõşmasõ 10 saat sürdü. Toplantõnõn
dünkü bölümünde Adalet Ba-
kanlõğõ’nca hazõrlanan ve 6 Tem-
muz 2009’da HSYK’ye sunulan
İdari Hâkim ve Savcõlarõna Ait
Kararname Taslağõ üzerindeki
çalõşmalar tamamlandõ. Karar-
name, 87 idari ve vergi mahke-
mesi üyesini kapsõyor.
Toplantõda Ergenekon savcõ ve
yargõçlarõnõn durumunu da kap-
sayan yaklaşõk 90 kişilik kõs-
mõnda ise yine anlaşmaya varõ-
lamadõ. Adalet Bakanõ Sadullah
Ergin dün Adalet Bakanlõğõ Ek
Binasõ’ndaki toplantõya gelişin-
de gazetecilerin, Ergenekon so-
ruşturmasõnõ yürüten savcõlarla il-
gili sorularõ üzerine, “Çalışma-
lar devam ediyor. Çalışma-
lardan sonra gerekli açıklama
yapılır” dedi. Ergin, toplantõdan
ayrõlõrken de dünkü toplantõda,
İdari Yargõ Yaz Kararname-
si’nin çõkartõldõğõnõ ve idari yar-
gõnõn adli tatil dönemi nöbetle-
rinin düzenlendiğini, adli tatil sõ-
rasõnda alõnmasõ gereken acil
kararlarõn alõndõğõnõ söyledi. Er-
gin, “Yarın (bugün) saat
14.00’te kalanları görüşmek
üzere bu akşamki (dün) çalış-
malara ara verdik. Kurul, ya-
rın (bugün) saat 14.00’te ça-
lışmalarına devam edecek. Bu
anlamda kurul üyeleri de bü-
yük bir gayretle, özveriyle bu
çalışmaları yürütüyorlar. Ça-
SİNİRLİOĞLU MÜSTEŞAR OLDU
Dışişleri’nde
yeni görevler
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ahmet Da-
vutoğlu’nun Dõşişleri Bakanlõğõ’na gelmesin-
den sonra hazõrlanan ilk kararname çerçevesin-
de merkeze dönen büyükelçilere yeni görevleri
tebliğ edildi. Buna göre Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn
yeni Müsteşarõ Feridun Sinirlioğlu; yardõmcõ-
larõ ise Namık Tan, Halit Çevik, Selim
Yenel, Naci Koru oldu.
Davutoğlu, ikinci Büyükelçi kararnamesini
de hazõrladõ. Davutoğlu’nun önceki gece Belg-
rad’tan telefonla teker teker arayarak tebliğ et-
tiği kararnamede toplam 45 büyükelçi atamasõ
ve yer değiştirmesi yer aldõ.
Buna göre daha önce Tel Aviv’de büyükel-
çilik yapmõş olan, son 2 yõldõr da Ankara’da
müsteşar yardõmcõlõğõ görevinde bulunan Feri-
dun Sinirlioğlu, Ertuğrul Apakan’õn yerine
Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn yeni müsteşarõ oldu.
Müsteşar yardõmcõlõklarõna ise Tel Aviv’den
dönen Büyükelçi Namık Tan, Şam’dan dönen
Büyükelçi Halit Çevik, Viyana’dan dönen
Büyükelçi Selim Yenel, Riyad’dan dönen Bü-
yükelci Naci Koru ve Büyükelçi Hakkı Akil
getirildi. Bu atamalarõn yanõ sõra kararnameyle
Türkiye’nin Musul Başkonsolosu Hüseyin
Avni Botsalı Kahire’ye, Kâbil Büyükelçisi Et-
hem Tokdemir Malta’ya, Ahmet Muhtar
Gün Riyad’a, Ayşe Asya Riga’ya, Emre Yurt
Doha’ya, Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan’õn Dõşişleri Danõşmanõ Ali Yakıtal, Ro-
ma’ya, Müsteşar Yardõmcõsõ Selim Kuneralp
Türkiye’nin AB nezdindeki daimi temsilciliği-
ne, Müsteşar Yardõmcõsõ Haydar Berk NATO
Daimi Temsilciliği’ne, Vural Altay Birleşik
Arap Emirlikleri’ne, Serap Atay Kuala Lum-
pur’a, Levent Şahinkaya Libya’ya atandõ.
‘Baskılar
sonlandırılsın’
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir Baro-
su Başkanõ Özdemir Sökmen, Hâkimler ve Sav-
cõlar Yüksek Kurulu (HSYK) üzerindeki baskõla-
rõn sona erdirilerek kurumun bağõmsõz hale geti-
rilmesi gerektiğini söyledi. Sökmen, “Siyasal ik-
tidara düşen, yargı bağımsızlığını tam anla-
mıyla yaşama geçirmek olmalıdır” dedi.
İzmir Barosu’nda yönetim kurulu üyeleriyle
açõklama yapan Sökmen, bazõ basõn yayõn or-
ganlarõnca HSYK üzerinde baskõ oluşturulmaya
çalõşõldõğõnõ kaydetti. Sökmen, “Kararnamenin
gecikmesi, kamuoyunda pek çok tartışmalara
neden olmakta ve gündemde önemli bir yer
tutmaktadır. HSYK’nin tam bağımsızlığı
sağlanmalı, kurulda yürütme organını temsil
eden Adalet Bakanı ve müsteşarı çıkarılmalı-
dır. HSYK’nin bağımsız bir sekretaryası
oluşturulmalıdır. Sekretarya işlerini Adalet
Bakanlığı teşkilatının yapması, yargı bağım-
sızlığı açısından son derece sakıncalıdır. Bu
eleştirilerimiz karşısında en ufak ses çıkar-
mayan kesimlerin, şimdi kurulun çalışma
programına karışmaya ve kurulun yapısı
hakkında yorumda bulunmaya kalkmaları
son derece anlamlıdır” dedi.
ALBAY ÇİÇEK, SAVCI ÖZ VE YARGIÇ ERYILMAZ’I HSYK’YE ŞİKÂYET ETTİ
‘Adil yargılanmam engellendi’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - “Er-
genekon” soruşturmasõ kapsamõnda kõsa
süre tutuklu kalmasõnõn ardõndan tahliye
edilen Deniz Kurmay Albay Dursun
Çiçek, savcõ Zekeriya Öz ile tutuklama ka-
rarõnõ veren yargõç Rüstem Eryılmaz’õ Hâ-
kimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu’na
(HSYK) şikâyet etti.
“İrtica ile Mücadele Eylem Planı” iddia-
larõyla gündeme gelen ve özellikle dinci ba-
sõn tarafõndan planõ hazõrlamakla suçlanan
Çiçek, avukatõ aracõlõğõyla geçen günlerde
HSYK’ye verdiği dilekçede, “Ergenekon”
soruşturmasõ kapsamõnda sorgulandõğõ sõra-
da kendisi ve avukatõnca imzalanan sorgu
tutanaklarõ ile nöbetçi hâkimce verilen ge-
rekçeli tutuklama kararõnõn kendilerine veril-
mediğini kaydetti. Tutanaklar ile gerekçeli
tutuklama kararõnõn verilmemesiyle savun-
ma ve adil yargõlanma hakkõnõn ihlal edildi-
ğini dile getiren Çiçek, geçerli bir delil ol-
mamasõna rağmen tutuklanarak cezaevine
gönderilmesinin maddi ve manevi yönden
mağduriyetine yol açtõğõnõ kaydetti.
lışmaların sonucunu beklemek
lazım” dedi. Ergin, “Yarın bir
sonuç çıkabilir mi” sorusuna da
“Tabii çalışma yaparken sonuç
almak için yaparsınız. Biz de
sonuç almak üzere çalışacağız.
Ama gelişmeleri beraber gö-
receğiz” yanõtõnõ verdi. “Erge-
nekon soruşturmasında gö-
revli savcılarla ilgili bir de-
ğerlendirmeniz oldu mu?” so-
rusu üzerine Adalet Bakanõ Er-
gin, “Çok net ifade etmeye ça-
lıştım. Yaptığımız çalışmaların
sonucunu sizlerle paylaştım.
Diğer konular, yarın 14.00’te
yapılacak toplantıda ele alı-
nacak” dedi.
Toplantõnõn bugünkü bölü-
münde Ergenekon savcõ ve yar-
gõçlarõnõn durumunun netleşmesi
bekleniyor.
İZMİR BAROSU