Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 2 TEMMUZ 2009 PERŞEMBE
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Güvenceni Söyle,
Rejimini Söyleyeyim
Pazartesi gecesi, Sky-Türk’te değerli dostum
Enver Aysever’in “Aykırı Sorular Özel” prog-
ramındayız. E. Aysever, can alıcı cümleyi ya-
kalamış, İstanbul Barosu Başkanı Muammer
Aydın’a soruyor:
- Başbakan rejimin güvencesi polistir, demiş.
Polis rejimin güvencesi olur mu?
Muammer Aydın olumsuz yanıt veriyor.
Elimde olmadan gülüyorum. Kaç yılın avukatı,
dünyanın en büyük barolarından birinin başkanı,
Frenklerin mesleki deformasyon tabir ettikleri
mesleğinden doğan bir etkilenme içinde, her-
kesi kendi gibi hukuk saygısıyla dolu sanıyor.
O yüzden de hukukun üstünlüğünün rejimin
güvencesi olduğunu söylüyor ve hukukun üs-
tünlüğünün hukukçunun üstünlüğü olmadığı-
nın altını da çizerek ne olduğunu anlatıyor.
Gerçekten de, demokrasi ve hukuk ile ilgili
kavramlar, bunlara pek aşina olmayan toplu-
mumuzda anlamlarını yitirdiler ve içeriklerinden
de soyutlandılar.
Hukuka aykırı birçok şeyin olduğu yerde, bun-
ları eleştirdiğiniz zaman, size hemen yanıt ve-
riyorlar:
- Ne diyorsun kardeşim sen, bu işlemler sav-
cı talebiyle, hâkim kararıyla yapıldı!
Şimdi hukukun üstünlüğünün, hukuki sıfatı ve
yetkisi olan kişilerin, ne olursa olsun diyerek yap-
tıkları işlemler olmadığını, onların da belirli ku-
rallara ve usullere uygun olması gerektiğini, hu-
kuk devletinin mihenk taşının, kişinin hak ve öz-
gürlükleri olduğunu bunlara nasıl anlatacaksın
ki?..
Sayın Muammer Aydın’ı veya ülkemizin her-
hangi bir baro başkanını izlerken, aklıma hep
Konya amiralleri geliyor. “Konya Amirali nedir?”
diye sormayın, denizi olmayan ülkenin donan-
ma komutanı, hukuktan nasibini almamış ül-
kenin hukukçusuna benzer de...
Aslında demokrasiyi dilimizden düşürmüyo-
ruz ama hiç kuşkunuz olmasın ki, hepimiz ay-
nı sözcükle aynı kavramı kastetmiyoruz.
Kimi özünde çoğunluk diktasından, hatta za-
man zaman o bile değil, çoğunluğu alamamış
bile olsa, en çok oya ulaşmış olanın diktasın-
dan başka bir şey olmayan “çoğunlukçu de-
mokrasiyi” kastediyor.
Demokrasinin güçler ayrılığı ve onun sağla-
dığı dengelere dayandığını anlatmak da güç-
tür.
Türkiye şu içinde bulunduğumuz dönemde ik-
tidar tarafından bilerek ve isteyerek yaratılmış
olan bir kavram kargaşasının içine sürüklen-
miştir.
TBMM’de, son olarak yapılan CMK’nin 250.
maddesinde değişiklikle, darbe girişimine adı
karışmış asker kişilerin, özel yetkili ağır ceza
mahkemelerinde yargılanması yolu açılırken bu-
nun sivil yargıyı güçlendirdiği söylenmiştir.
Ele güne karşı ayıp olmasın diye devlet gü-
venlik mahkemelerinin yerine getirdiğimiz onun
değişik bir türü olan özel yetkili ağır ceza
mahkemeleri uygulamasının ne olduğunu gö-
zünüzün önünde cereyan edenlere dikkatlice
bakarak anlayabilirsiniz.
Demokratik rejimlerin, iktidarı ellerinde tu-
tanların iyi niyetlerinden, dürüstlüklerinden,
kural ve kurumlara bağlılıklarından başka gü-
venceleri de vardır ve olmalıdır.
En gelişmiş demokrasilerde bunu sağlayacak
mekanizmalar oluşturulmuştur.
Hatta kimi demokrasiler evrim kuramı gere-
ği, kurumların evrimiyle, onları başta sahip ol-
madıkları denetim işlevini haiz organları haline
getirmişlerdir.
Yargının bağımsızlığı, idarenin tüm eylem ve
işlemlerinin idari yargının denetimi altında ol-
ması, gelişmiş bir anayasal denetim mekaniz-
masının getirilmiş olması hep rejimin güven-
celeridir.
Bütün bunların yanı sıra, tabanda halkın de-
mokratik, laik, özgürlükçü cumhuriyetçi bilin-
ci, rejimin temel güvenceleri arasında yer alır-
lar.
Ama herhalde, demokraside rejimin güven-
cesi ne ordudur ne de onun sivil yaşamdaki
muadili olan polistir.
Ancak militarist rejimlerin güvencesi ordu, ve
polis rejimlerinin güvencesi polistir.
İşte onun için demişler ki:
- Bana güvenceni söyle, sana rejimini söy-
leyeyim.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
‘Örgüt üyeliği’ iddiasõyla tutuklanan subay 24 saat geçmeden aynõ mahkeme tarafõndan serbest bõrakõldõ
Albay Çiçek’e tahliyeİstanbul Haber Servisi - Genel-
kurmay Askeri Savcõlõğõ’nõn “hu-
kuki geçerliliği” olmadõğõ yönünde
karar verdiği “İrtica ile Mücadale”
belgesinde imzasõ bulunduğu iddia
edilen ve önceki gün Ergenekon
savcõlarõ tarafõndan ifadesi alõndõk-
tan sonra sevk edildiği İstanbul Nö-
betçi 14. Ağõr Ceza Mahkemesi ta-
rafõndan tutuklanan Deniz Kurmay
Albay Dursun Çiçek, yapõlan itiraz
üzerine dün aynõ mahkeme tarafõn-
dan tahliye edildi.
Aralarõnda Ergenekon soruşturma-
sõnõ yürüten özel yetkili savcõlardan
Zekeriya Öz’ün de bulunduğu Erge-
nekon savcõlarõ tarafõndan 8 albayla
birlikte önceki gün ifadesi alõnan Çi-
çek, gece saatlerinde “örgüt üyeliği”
iddiasõyla tutuklama istemiyle İstan-
bul Nöbetçi 14. Ağõr Ceza Mahke-
mesi’ne sevk edildi. Buradaki sorgu-
sunun ardõndan tutuklanan Çiçek,
Hasdal Askeri Cezaevi’ne gönderildi.
İfadesi alõnan diğer 8 albay da serbest
bõrakõlõrken 4’ü hakkõnda “adli kont-
rol” kararõ verildi.
İtiraza 3 kişilik heyet baktı
Albay Çiçek’in tutuklanmasõnõn
üzerinden 24 saat geçmeden avukatõ
dün tutuklama kararõnõ veren Beşik-
taş’taki İstanbul Adliyesi’nde İstanbul
Nöbetçi 14. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne
dilekçeyle başvurarak müvekkilinin
serbest bõrakõlmasõnõ istedi. Ergenekon
soruşturmasõnõ yürüten cumhuriyet
savcõlarõ da tahliye talebine ilişkin mü-
talaalarõnõ mahkemeye sundu. Çi-
çek’in avukatõnõn talebini inceleyen 3
kişilik mahkeme heyeti Çiçek’in tu-
tuksuz yargõlanmak üzere serbest bõ-
rakõlmasõna karar verdi. Tahliye ka-
rarõ Hasdal Askeri Cezaevi’ne de
fakslanõnca Çiçek akşam saatlerinde
serbest kaldõ.
Yaklaşõk 10 saat süren savcõlõk sor-
gusunda fotokopi belge ve imzasõnõn
yer aldõğõ “gizli” ibareli başka belge-
lerin sorulduğu Çiçek’in ise askeri sav-
cõlõğa verdiği ifadeyi tekrarlayõp ken-
disine yöneltilen tüm iddialarõ red-
dettiği öğrenildi. Savcõlarõn tutuklama
istemini, “ögrgüt üyeliği” iddiasõna
dayandõrdõğõ öğrenilmişti.
Üyelerden yayınlara tepki
Çiçek’in tahliyesinin ardõndan ba-
zõ dinci internet sitelerinde tahliye ka-
rarõnõn mahkemeye yargõç Faik Sa-
ban’õn atanmasõnõn ardõndan geldiği
ileri sürüldü. Özellikle bazõ dinci si-
telerde bu yönde yayõn yapõlmasõ
mahkeme üyelerinin tepkisini çekti.
İstanbul 14. Ağõr Ceza Mahkeme-
si’nde geçici üye olarak görevlendi-
rilen Saban’õn, dinci sitelerin iddia et-
tiği gibi dün değil hafta başõndan be-
ri bir üyenin izinli olmasõ nedeniyle
görevlendirildiği belirtildi.
Çiçek’in Ergenekon soruşturmasõ
kapsamõnda tutuklanan avukat Serdar
Öztürk’ün Ankara’daki bürosunda
bulunduğu ileri sürülen “İrtica ile
Mücadele Eylem Planı” adlõ belge-
de imzasõ bulunduğu iddia edilmişti.
Genelkurmay Askeri Savcõlõğõ, foto-
kopi olan belgenin hukuki geçerliliği
bulunmadõğõ, içeriğinin de Genelkur-
may Başkanlõğõ tarafõndan hazõrlan-
madõğõ gerekçesiyle kovuşturmaya
yer olmadõğõna karar vermişti. Aske-
ri savcõlõk belgenin kim tarafõndan ha-
zõrlandõğõnõn ortaya çõkarõlmasõnõ is-
temişti. Genelkurmay Başkanõ Orge-
neral İlker Başbuğ da tartõşmalõ “bel-
geyi”, “kâğıt parçası” olarak nitele-
miş, kimler tarafõndan hazõrlandõğõnõn
ortaya çõkarõlmasõnõ istemişti.
Genelkurmay Başkanõ’nõn “kâğõt parçasõ” dediği “İrtica ile Mücadele” belgesinde imzasõ
bulunduğu ileri sürülen ve önceki gün Ergenekon savcõlarõna verdiği 10 saatlik ifadenin ardõndan 14.
Ağõr Ceza Mahkemesi tarafõndan tutuklanan Deniz Kurmay Albay Çiçek, avukatlarõnõn itirazõ üzerine
tutuksuz yargõlanmak üzerine serbest bõrakõldõ. Savcõlõk sorgusunda fotokopi belge ve imzasõnõn yer
aldõğõ “gizli” ibareli başka belgelerin sorulduğu Çiçek’in tüm iddialarõ reddettiği öğrenildi.
Düğümüortakçalışmaçözecek
MGK toplantõsõ sonrasõ yapõlan mini zirvede askere sivil yargõ düzenlemesi için
ortak çalõşma kararõ alõndõ. Gül, kararõnõ bu çalõşma sonrasõ netleştirecek
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Milli Güvenlik Kuru-
lu’nun (MGK) önceki günkü top-
lantõsõnõn ardõndan toplanan mi-
ni zirvede,askere sivil yargõ yo-
lunu açan düzenleme ele alõndõ.
Zirvede, bu konuda hükümet ve
askeri kanadõn ortak çalõşma yap-
masõ kararlaştõrõldõ. Cumhurbaş-
kanõ’nõn kararõnõ bu çalõşmaya gö-
re vereceği belirtildi.
Genelkurmay, askerlere sivil
yargõlama yolunu açan düzenle-
meye tepkili. Genelkurmay Baş-
kanõ Orgeneral İlker Başbuğ,
kendilerinden görüş alõnmadan
yapõlan bu düzenlemeye dönük
tepkisini Başbakan Tayyip Er-
doğan ile yaptõğõ baş başa gö-
rüşmede iletmişti. Ardõndan konu
MGK toplantõsõna da taşõndõ.
Toplantõ sonrasõnda sadece bu
düzenlemenin görüşüldüğü mini
bir zirve yapõldõ. Zirveye Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül, Baş-
bakan Erdoğan, Başbakan Yar-
dõmcõsõ Cemil Çiçek, Adalet Ba-
kanõ Sadullah Ergin ve Genel-
kurmay Başkanõ Başbuğ katõldõ.
Toplantõda Başbuğ’un, düzenle-
menin silahlõ kuvvetlere yönelik
olumsuz yansõmalarõnõ içeren bir
dosya sunduğu öğrenildi. Yasanõn,
anayasanõn 145. maddesine aykõrõ
olduğu belirtildi ve isimsiz ihbar
mektuplarõyla TSK’yi zan altõn-
da bõrakacak bir yolun açõlacağõ
uyarõsõnda bulunuldu.
Toplantõda, yasa üzerinde Ge-
nelkurmay, Adalet ve Milli Sa-
vunma bakanlõklarõnõn ortak ça-
lõşma yapmasõ kararlaştõrõldõ. Gül,
yasayõ onaylayõp onaylamama
konusundaki kararõnõ bu çalõş-
manõn sonuçlarõnõ gördükten son-
ra verecek. Bu çerçevede yasanõn
sivillerin askeri mahkemelerde
yargõlanmasõnõ engelleyen dü-
zenlemesinin onaylanacağõ, as-
kerlere sivil yargõ yolunu açan dü-
zenlemenin ise bir kez daha gö-
rüşülmek üzere Meclis’e gönde-
rilebileceği belirtiliyor.
SERTAÇ EŞ
ANKARA - Emekli Tuğgeneral Nejat
Eslen, sivil-asker arasõndaki gerilimli gün-
lerde yapõlan Milli Güvenlik Kurulu (MGK)
toplantõsõnda “Genelkurmay’ın beklenti-
lerinin karşılanmadığını” söyledi.
Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker
Başbuğ’un “beka” vurgusuna işaret eden
Eslen “Bir ülkenin bekasına yönelmiş
olan tehditler, o ülkenin toprak bütün-
lüğünü ve siyasal rejimini hedef alan teh-
ditlerdir” diye konuştu. Tehditleri karşõ-
lamak için devletin tüm unsurlarõyla bera-
ber TSK’nin görevli olduğunu belirten
Eslen, “Eğer devletin kurumları arasın-
da güven ve uzlaşma gerçekten varsa bu
stratejinin birlikte geliştirilerek birlik-
te uygulanması gerekir. Ama gelişmeler
TSK’nin bu konuda yalnız bırakıldığı-
nı göstermektedir” dedi. MGK bildirisinde
tatmin edici ifadelerin yer almadõğõnõ söy-
leyen Eslen şu değerlendirmeyi yaptõ:
“Genelkurmay Başkanı’nın şikâyetçi
olduğu ve TSK’yi hedef alan yayınların
yararlı olmayacağı ifade edilmiştir. Bil-
diride devletin kurumlarına bu tür ya-
yınların zarar verdiği ifadesi bile geçi-
rilememiştir. Genelkurmay’ın talepleri
karşılanmadığı anlamını çıkarmak
mümkündür. Toplantı sürerken askeri
savcı tarafından hakkında kovuştur-
maya gerek olmadığı kararı verilen al-
bayın tutuklanması ise Genelkurmay
Başkanı’nı zor durumda bırakmıştır.
Eğer devletin kurumları arasında güven
bunalımı aşılmışsa albay hakkındaki
suçlamaların Genelkurmay’la paylaşıl-
ması ve cuma günkü basın toplantısının
buna göre ayarlanması sağlanabilirdi.”
‘Belirsiz süreç’
Türkiye’nin içinden geçtiği süreci yo-
rumlayan Eslen, “Yaşadığımız süreç, si-
vil-asker ilişkilerinin yeniden tanzim
edilmesi veya siyasal İslamla TSK
arasındaki güç mücadelesi olarak de-
ğerlendirilebilir. Bu mücadelenin iç ve
dış aktörleri vardır. Bu sürecin nasıl
sona ereceği konusunda belirsizlikler
mevcuttur” diye konuştu.
EMEKLİ TÜMGENERAL ESLEN, MGK BİLDİRİSİNİN TATMİN ETMEDİĞİNİ SÖYLEDİ
Devlette uyum görüntüsü yok
AKP:
Gayretler
boşa çıktı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP Grup Başkanvekili Bekir Boz-
dağ, MGK bildirisine ilişkin olarak “Hem sayın Genelkurmay Başkanı
hem de sayın Başbakan daha önce asker üzerinden siyaset yapılmasına
karşı tavır koydular. İki taraf da aynı şeyden rahatsız. Bu konuda iki
tarafın hassasiyeti buraya yansımıştır” dedi. MGK toplantõsõnõn olduğu
gün asker ile hükümeti karşõ karşõya getirmek isteyenlerin elinden geleni
yaptõğõnõ ileri süren Bozdağ, “Ama gayretleri boşa çıktı” diye konuştu.
HUKUKÇULARIN GÖRÜŞÜ
ALİ AÇAR
HÜLYA KESKİN
Kurmay Albay Dur-
sun Çiçek’in tutuklan-
masõnõn üzerinden 24 sa-
at geçmeden itiraz üzeri-
ne tahliye edilmesi hu-
kukçular tarafõndan “ye-
rinde” bir karar olarak
değerlendirildi. Genel-
kurmay’da görevli olan
ve kaçma ihtimali olma-
yan Çiçek’in tutuklanma-
sõnõ yanlõş bulan hukuk-
çular, savcõlarõn ek delil
olmadan karara itiraz ede-
meyeceklerini kaydetti.
Çiçek’in tahliyesini de-
ğerlendiren Bahçeşehir
Üniversitesi Hukuk Fa-
kültesi Öğretim Üyesi
Prof. Timur Demirbaş,
“Tutuklama kararını ve-
ren Nöbetçi 14. Ağır Ce-
za Mahkemesi. Burada-
ki hâkim nöbetçi hâ-
kimdir. Nöbetçi 14. Ağır
Ceza Mahkemesi üye-
lerinden bir tanesi bu tu-
tuklama kararını veri-
yor ve usule göre itiraz
da aynı mahkemeye ya-
pılıyor. Bu mahkeme
heyeti de 3 kişiden olu-
şuyor. Yasalara göre hâ-
kim kendi verdiği kara-
ra itirazın değerlendi-
rildiği heyette yer ala-
maz. Ve nöbetçi hâkim
bu heyette yer almadığı
için tutuklama kararına
itirazı da o değerlendir-
miyor” dedi.
Belge tartışmalı
Tutuklamanõn bir koru-
ma kararõ olduğunu, de-
lilleri karartma ve kaçma
ihtimali olduğu zaman-
larda uygulandõğõnõ kay-
deden Demirbaş, “Ama
bu kişi Genelkurmay’da
görevli. Dolayısıyla kaç-
ma ihtimali yok. Belge-
nin doğru olup olmadı-
ğı ve kimin elinden çık-
tığı da belli değil. Tu-
tuklama Ergenekon so-
ruşturmasına dayandı-
rılmak istendi. Ama Al-
bay Çiçek’in tutuklan-
ması yanlıştı. O yüzden
bu tahliye kararının ye-
rinde olduğunu düşü-
nüyorum” dedi.
İstanbul Üniversitesi Si-
yasal Bilgiler Fakültesi
Öğretim Üyesi ve Ceza
Hukukçusu Prof. Ersan
Şen, 24 saat içerisinde
verilen iki ayrõ kararõn
hukuk açõsõndan müm-
kün olduğunu kaydetti.
Mahkeme heyetinin kuv-
vetli suç unsuru oluşma-
dõğõ kanaatine vararak tah-
liye kararõ verdiğini be-
lirten Şen, savcõlõğõn ka-
rara itiraz hakkõnõn bu-
lunmadõğõnõ söyledi. Şen,
“Savcılığın itiraza hak-
kı yok. Dosya Çiçek açı-
sından rafa kalkmıştır.
Savcının tutuklama ta-
lep edebilmesi için yeni
bir delil veya bir sebep
ortaya çıkmalı. Yeniden
gözaltına alınması ola-
ğanüstü bir durum
olur” diye konuştu. Tu-
tuklama kararlarõna iti-
razlarõn en kõsa sürede
yapõlmasõ ve hemen ince-
lenmesi gerektiğini belir-
ten Şen, “Çünkü suçla-
nan kişinin hürriyetini
engelliyorsunuz. Böyle
durumlarda daha dik-
katli olunmalı” uyarõ-
sõnda bulundu.
Hukuk işledi
Ceza Hukukçusu Doç.
Yılmaz Yazıcıoğlu, tah-
liye kararõnõ “Hukuk iş-
lemiştir. Hukukta yeri
olmayan bir kararın
kaldırılabileceğini gör-
dük” şeklinde değerlen-
dirdi. Yazõcõoğlu, “Delil
karartma ya da kaçma
şüpheleri yeterli görül-
memiş olacak ki, tahli-
ye kararı verildi. Ben
bu durumu, hukukun
içinde hoş bir gelişme
olarak değerlendiriyo-
rum” dedi.
Kanıt yetersiz
Eski Askeri Yargõtay
Üyesi Ali Fahir Kayacan
da, bir gün içerisinde ya-
şanan farklõ kararlarõ “ru-
tin yargı faaliyeti” olarak
gördüğünü söyledi. Ka-
yacan, “Buradan, aksi
düşüncede olan hâkim-
ler haklıdır sonucu çık-
maz ama demek ki mev-
cut kanıtların örgüt üye-
liği yönünden kuvvetli
suç şüphesine kanıt ol-
madığı kanaatine varıl-
dı. Yeniden tutuklama
talep etmek, yeni delil el-
de edilmesi halinde yasal
olarak mümkündür.
Ama yeni delil şarttır.
Bu olmadan yeniden ya-
pılacak tutuklama tale-
bi görüşülmez. Zaten
savcı da, yeni delil elde
etmeden tutuklama ta-
lebinde bulunmaz” dedi.
‘Savcı yeni
delil olmadan
itiraz edemez’
Hukukçular, hukukun işlediğini ve itirazõ
görüşen mahkemenin Genelkurmay’da
görevli olan ve kaçma ihtimali bulunmayan
Çiçek hakkõnda kuvvetli suç unsuru
oluşmadõğõna karar verdiğini vurguladõ.
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Savunma Sanayii İc-
ra Komitesi Toplantısı’nda imalat kararı alınan konula-
rın hemen hemen tamamının, araç çekicisi hariç, savun-
ma sanayii yerli firmalarına ihale edildiğini bildirdi. Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nda Başbakan Tayyip Erdoğan’ın baş-
kanlığında yapılan toplantı 3 saat sürdü. Toplantıya Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Milli Savunma Bakanı
Vecdi Gönül, Savunma Sanayii Müsteşarı Murat Bayar ve diğer yetkililer katıldı. Gönül, toplantının ardından yaptığı açıkla-
mada, toplantıda değerlendirme çalışmaları tamamlanan projelerde yüklenici firmalar ile sözleşme imzalamak üzere, Savun-
ma Sanayii Müsteşarlığı’nın yetkili kılındığını söyledi. Gönül, F-16 modernizasyonu projesinde TUSAŞ-Türk Havacılık ve
Uzay Sanayii AŞ firmasının ana yükleniciliğinde, 1’inci Hava İkmal ve Bakım Merkezi Komutanlığı’nın imkân ve kabiliyetle-
ri de kullanılarak F-16 uçaklarının modernizasyonu için sözleşme görüşmelerine başlanmasına karar verildiğini kaydetti.
Savunmada ihaleler yerliye