28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 2 TEMMUZ 2009 PERŞEMBE 10 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr Hem İsrail hem Filistin tarafından ‘hoşgörü’ için çabalar var ama bunlar Gazze’nin gölgesinde kalıyor Roketler altõnda makyaj ÖZGÜR ULUSOY Gazze’de yaşanan insanlõk fela- keti ve İsrail’de sağ hüküme- tin işbaşõna gelmesinin ardõndan, bir grup “Akdenizli” gazeteci Amerikan Yahudi Komitesi’nin davetlisi olarak İsrail’e gittik. Yunanistan, İtalya, Fas, KKTC, İspanya, Fransa ve Tür- kiye’den gazetecilerin/düşünce ku- ruluşu temsilcilerinin yer aldõğõ grubumuz, hem İsrail tarafõndan yetkililerle, hem İs- railli Araplarla bir araya geldi. Konuşma- lara genellikle Gazze ve Türkiye’den ge- lenler için Davos sonrasõ İsrail - Türkiye ilişkileri damgasõnõ vurdu. Söze Davos sonrasõ Türkiye-İsrail iliş- kilerinden başlayalõm. İsrail’deki yetkili ağõzlar, “Davos krizi”nin etkilerinin atla- tõldõğõnõ söylüyor ama olayõn bir kenara not edildiği belli. İsrail halkõnõn kõrgõnlõğõ ise sürüyor. Bir boykot çağrõsõ olmasa da çok sayõda kişinin bu yõlki seyahat planlarõn- dan Türkiye’yi çõkardõğõ söyleniyor. Oy- sa İsrailliler için Türkiye son yõllardaki en gözde tatil mekânlarõndan birisi. (Tabii Tür- kiye’deki Gazze öfkesinin bitmediğini de burada not etmek gerekir.) ABD Yahudi Komitesi’nin Kudüs’teki İs- rail/Ortadoğu Bürosu sorumlusu Eran Ler- man, “Davos sonrası” Türkiye-İsrail iliş- kilerini nasõl değerlendirdiğini sorduğu- muzda, “İlişkiler hasar aldı” diyor ama “taktik manevra” sonucu ortaya çõkan bu durumun onarõlamayacağõnõ da dü- şünmüyor. Radikal İslam, Ortadoğu meselelerinde İsrail’in önde gelen stra- tejistleri arasõnda bulunan Lerman, Türkiye’deki İslamlaşma konusundaki sorular üzerine Türkiye’nin gidip gel- diğini, ABD Başkanõ Barack Oba- ma’nõn Türkiye ziyaretinin amacõnõn da “Türkiye’yi geri getirmek” olduğunu söylüyor. “Türkiye’nin yeri Avru- pa’dır” diyen Lerman’a göre, “geri döndürülemez” bir süreç yok. Lerman’õn üzerinde durduğu bir nokta da Ortadoğulu yerine Akdeniz- li tanõmõnõn benimsenmesi. Lerman, “Niye Ortadoğu? Londra dünya- nın merkezi de ondan” sözleriyle bu tanõmõn bölgeye İngiltere tarafõndan ya- põştõrõldõğõnõ, Akdenizli kimliğinin ise daha uygun olduğunu ifade ediyor. Medeniyetler ittifakı, medeniyetler çatışmasını kabul etmek Kimlik meselesinde bir not da, din, siyaset, cinsiyet ve kimlik çatõşmala- rõ konusunda çalõşmalar yürüten Tür- kiye’yle de yakõndan ilgilenen Anat Lapidot-Frilla’dan. Konuşmasõnda kimlik denen şeyin sabit olmadõğõnõn üstüne basan Lapidot-Frilla, bu çerçevede “medeniyetler ittifakı” girişimini de eleş- tiriyor. “Kimlik denen bir şey varsa da sürekli değişiyor” diyen Ladipot-Frilla, Medeniyetler İttifakõ tanõmõnõn özünde Huntington’õn Medeniyetler Çatõşmasõ tezinden farklõ olmadõğõnõ, bu tanõmõn he- pimizin içinde bulunduğu özel koşullarõ içermediğini, bu haliyle zarar verici ola- bileceğini düşünüyor. ‘Dostumuz olarak bizi eleştirin’ Uluslararasõ Dinlerarasõ Danõşmalar Ko- mitesi Başkanõ haham David Rosen, İs- rail’de görüştüğümüz farklõ seslerden. Ha- ham Rosen daha önce İrlanda’da başha- hamlõk yapmõş, Güney Afrika’da haham- lõğõ sõrasõnda apartheid karşõtõ bir tutum ser- gilemiş. Rosen, İsrail devletinin kimi politikala- rõnõ eleştirmekle birlikte, dünyaya “Bizi dostumuz olarak eleştirin” mesajõ veri- yor. Aynõ zamanda Din ve Barõş üzerine Uluslararasõ Dünya Konferansõ’nõn da başkanõ olan Rosen, “Dinler arası İşbir- liği ve Karşılaşılan Zorluklar” temalõ ko- nuşmasõnõn bir yerinde, İsrail’in “empati” olduğu sürece her türlü eleştiriye açõk ol- duğunu ifade ediyor. Rosen, toplumda hem “radikal laikçi- lerin” hem “radikal Ortodoksların” bu- lunmasõnõ bir zenginlik unsuru olduğu gö- rüşünde, ayrõca farklõ ağõrlõklarõn toplumu dengede tuttuğunu düşünüyor. Aslõnda İsrail’de dinci Yahudilerle laik Yahudiler arasõnda bir süredir gerilim ya- şanõyor. Ben Gurion, İsrail’in kuruluşu sõ- rasõnda nüfusun küçük bir yüzdesini oluş- turan Ortodoks Yahudilere askere gitme- me vb. gibi haklar tanõmõş. Bu kesim as- kere gitmiyor, ekonomiye katõlmõyor ay- rõca “yeşiva” için devletten para alõyor. Za- manõnda yüzde 3 olan bu oran şimdi yüz- de 10’larõn üzerine çõkõnca laik kesimde- ki rahatsõzlõk artmõş durumda. Türkiye’deki İslamlaşmayla ilgili kay- gõlarõ konuştuğumuz bir sohbette rehberi- miz Ofer’e, dinci Yahudilerin, laikler üzerinde baskõsõ olup olmadõğõnõ soruyo- rum. Ofer Tevrat’õn aksine başkalarõnõ dini ibadete zorlamaya karşõ olduğunu anlatõyor. Ofer’den bir başka ilginç not da Kudüs’ün (Jerusalem) adõna ilişkin. Ofer “Jerusalem’in adının barıştan geldiği söylenir ama bakmayın öyle söylendi- ğine, gerçekte bir pagan tanrısının adın- dan geliyor” diyor. Bir rivayete göre, Je- ruasalem ismi, dönemin önemli tanrõla- rõndan Salem’den geliyor. Bütün tektanrõ- lõ dinlerin uğruna savaştõğõ Jerusalem’in (Kudüs) adõnõnõn aslõnda bir pagan tanrõ- sõndan gelmesi tuhaf bir ironi. Savaşa pudra Dinlerarasõ Koordinasyon Konseyi Baş- kan Yardõmcõsõ İsa Cabir’in Ebu Guş’ta- ki evinde bir akşam yemeğine konuk olu- yoruz. Ebu Guş, Tel Aviv Kudüs arasõnda bir Arap kasabasõ. ODTÜ mezunu, Anka- ra Üniversitesi’nde master yapmõş Ca- bir’le zaman zaman Türkçe konuşuyoruz. Ebu Guş’ta eğitim sorumlusu da olan Ca- bir şiddetle bir yere varõlamayacağõnõ, “birlikte yaşayabilmenin” ve hoşgörünün önemini vurguluyor. İsrail-Filistin ilişki- lerinin en gergin olduğu dönemlerde bile Yahudi nüfusla barõş içinde (bu, olaysõz de- mek) yaşadõklarõnõ anlatõyor. Cabir, İsra- il’in Arap nüfusuna yönelik ayrõmcõ poli- tikalarõna karşõn kendi geleceklerini Filis- tin’de değil İsrail’de gördüklerini anlatõyor. Cabir’le konuşmamõzdan, “birlikte yaşa- maktan” kastõn, taraflarõn birbirine çok deymeden yaşamasõnõn olduğu izlenimini ediniyoruz. Aslõnda İsrail’de bu konuda hem Yahudiler, hem Araplarla benzer bir noktada duruyor. Hele de Gazze sonra- sõnda başka türlü bir “ortak yaşam” kurgulamak çok kolay değil. Kudüs Üniversitesi’nden Dajani kar- deşlerin Vasatiye hareketinden söz et- mek gerek. Dr. Munther Dajani, Ha- mas’õn radikal söylemine karşõ yine ayetleri kullanarak yanõt verdiklerini an- latõyor. Dr. Dajani, asõl olarak kardeşi- nin başlattõğõ hareketi anlatõrken ithal gö- rünen “ılımlı” ifadesi yerine Vasatiye’yi benimsediklerini söylüyor. Öncelikleri öğretmenleri eğitmekmiş, çünkü öğ- rencileri eğitecek olanlar da onlar... Aslõnda iki tarafta da barõş için çaba- lar yok değil. Mesela Filistinlilerle İs- raillileri bir araya getiren Emun- Trust’tan (Güven) dindar Elana Ro- zenman, yine hoşgörü temalõ bir ko- nuşmada, “Let’s make up” projesini an- latõyor. İngilizcede hem makyaj yapmak hem barõşmak anlamõna gelen bu proje çerçevesinde Filistin ve İsrail tarafõndan kadõnlar bir araya gelip makyajõn sõrla- rõnõ öğreniyormuş. Sorunlarõn pudra- landõğõ ortamlarda, çeşitli yaş grupla- rõndan kadõnlar İsrailli ve Filistinli ka- dõnlar bir araya gelip birbirlerini daha iyi tanõma fõrsatõ buluyormuş. Arka fonda 1000’den fazla kişinin öl- düğü Gazze savaşõ varken birlikte ya- şamak, hoşgörü üzerine yapõlan ko- nuşmalar, bütün iyi niyetli çabalar ken- dilerine zemin bulmakta zorlanõyor. Filistin’in ilk animasyonu Dış Haberler Servisi - Filistinlilerin ilk büyük animasyon filmi, dün Batõ Şeria’nõn Ramallah kentinde vizyona girdi. Gazzeli kadõn baş kahramanõ “Fatenah”õn göğüs kanseriyle mücadelesini ve tedavi için İsrail’e gitme çabalarõnõ konu alan filmin, Filistin’deki sağlõk koşullarõnõn yetersizliği ve İsrail’in Filistinli hastalara yönelik duyarsõzlõğõ üzerinden İsrail-Filistin savaşõna dikkat çekmeyi amaçladõğõ belirtiliyor. Petraeus’un temasları ANKARA (Cumhuriyet) - Irak’taki ABD askerlerinin Türkiye üzerinden çekilmesine ilişkin teknik görüşmelerin sürdüğü bir dönemde Ankara’ya gelen ABD Merkez Kuvvetler Komutanõ General David Petraeus, Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davutoğlu ile görüştü. Dõşişleri Bakanlõğõ’nda yapõlan görüşmede, Irak, Afganistan ve Pakistan konuşuldu, PKK ile mücadelede işbirliği ele alõndõ. ABD askerlerinin Irak’tan çekilmesi konusunda bilgi veren Petraeus’un görüşmede herhangi bir talepte bulunmadõğõ öğrenildi. Petraeus Ankara’dan ayrõlmadan önce Esenboğa Havalimanõ’nda yaptõğõ açõklamada, Türkiye’nin ABD için çok önemli bir stratejik müttefik olduğunu, bölgede güvenlik ve diplomasi alanõnda çok önemli rol oynadõğõnõ belirtti. Biden’a Irak misyonu WASHINGTON (AA) - ABD Başkanõ Barack Obama, yardõmcõsõ Joe Biden’õ Irak’ta siyasi uzlaşma çabalarõna yardõm etmekle görevlendirdi. Beyaz Saray sözcüsü Robert Gibbs, Obama’nõn Biden’dan “Iraklõlarõn siyasi anlaşmazlõk konularõnõ aşarak tam anlamõyla uzlaşõya varabilmeleri” yönünde çaba harcamasõnõ istediğini bildirdi. (AP) Konuştuğumuz Araplar arasõnda farklõ bir yaklaşõm Dr. Dalia Fadila’dan geldi. El Kasõmi Akademisi’nden Fadila’ya “duvar” ziyaretemizin ardõndan gittik. (İsrail ordusundan bir yetkili, duvarõn İsraillilerin güvenliği için taşõdõğõ önemi anlatõrken ülkedeki su kaynaklarõnõn denetimi için de Batõ Şeria’ya ihtiyaç duyduklarõnõ, bu yüzden tamamen çekilmek diye bir şeyin söz konusu olamayacağõnõ dile getirdi). Fadila’ya göre duvar/fiziksel bariyer, güvenliği sağlamak şöyle dursun, düşmanlõğõ katlõyor, bir taraf aç bir taraf tok ise intihar bombacõsõnõ yaratan budur, arada derin uçurumlar varken, Filistin topraklarõnda insanlar açken o topraklardan barõş bekleyemezsiniz... Güvenliği fiziksel engelle sağlayamazsõnõz; duvar, ateşe benzinle gitmek gibi. Duvar, ateşe benzinle gitmek gibi ‘Sağa bir şans verin’ Hem yetkililer hem de kendi aramõzdaki sohbetlerde İsrail’deki sağ hükümetin rayõndan çõkmõş barõş sürecine etkisi ve Gazze’de yaşananlar sõk sõk gündeme geliyor. İsrailli yetkililer özetle şunu söylüyor: İsrail’de barõş anlaşmalarõnõn çoğu sağ hükümetler zamanõnda imzalanmõştõr, o yüzden bu hükümete de bir şans verilmesi gerekir. Tabii o zaman şu soruyu da sormak gerekiyor: Hamas’a da bir şans tanõmak gerekmez mi? Sderot’a atõlan füzeler pek çok İsraillinin gözünde Gazze’ye yönelik operasyonun şiddetini haklõ çõkarõyor. Gazze’deki insani felaketi pek çoğu konuşmak bile istemiyor. Sderot’taki kayõplar söz konusu olduğunda “istatistiklere bakmamak gerekir, tek tek oradaki insanların neler çektiğini düşünmek gerek” diyen bir İsrailli terörle mücadele uzmanõ, Gazze’ye gelince aslõnda ölenlerin çoğunun sivil değil militan olduğunu rakamlarla açõklamakta sakõnca görmüyor. Darfur örneği Bir de görüşmelerde sõk sõk “Darfur’da çok daha korkunç şeyler oluyor” niye medya aynõ ilgiyi oraya göstermiyor tepkisiyle karşõlaşõyoruz. Darfur örneği, pek çok açõdan çarpõcõ. Müslüman ülkelerin hükümetlerinin Darfur’da çifte standart uyguladõğõ bir gerçek. Öte yandan, İsraillilerin Darfur örneğine sarõlmasõ da Gazze’de olan bitenin korkunçluğunu göstermez mi? Aslõnda herkes için aynõ adaleti istemeden adil olmaktan söz etmek herhalde çok kolay değil. Hem Darfur’a hem Gazze’ye hem de İsrail devletine tepkileri antisemitizme vardõğõnda buna çok net bir şekilde karşõ durabilmek gerek. En zor ve en şart olanõ da insanõn kendi arka bahçesinde adalet isteyebilmesi.... Rehberimiz Ofer, “Bakmayın tektanrılı dinlerin paylaşamadığı Jerusalem’in (Kudüs) adının barıştan geldiğini söyleyenlere, gerçekte bir pagan tanrısının adından geliyor” diyor. (Fotoğraflar: ÖZGÜR ULUSOY) Ortodoks Yahudilerin eko- nomiye katılmaması bazı kesimleri rahatsız ediyor. Hem İsrail hem Filistin tarafõndan hoşgörüyü arttõrmaya ve “ötekini” tanõmaya yönelik projeler var. İsrailli ve Filistinli kadõnlarõn makyaj için bir araya geldiği proje de bunlardan birisi. Ama bu çabalar Gazze’de yaşanan insani felaket düşünüldüğünde cõlõz kalõyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear