28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada önceden uyum sağlanmış! Ortam uyuma elverişli mi elverişli. Demokrasi mi? AKP’de âlâsı var. Dış destek mi? Avrupa Birliği zaten askeri kışlaya hapsetmek için uzun süredir Avrupa ölçeklerine uyum sağla diye sıkıştırıyor. Bir taşla iki kuş vuruyor hükü- met: Reformlara askerlerden başlıyor. Çankaya ile hükümet arasında uyum evvel Allah ta- mam mı, tamam! Bir gece yarısı Meclis’ten geçen yasayı onaylıyor Çankaya. Yasanın askere karşı olmadığını kamuoyunun sin- dirmesini sağlamak, askerin eleştirilerini karşılayacak yeni düzenlemeler yapmak mı? Bunlar kolay! Dinci iktidarla, dinci yalaka, yandaş ba- sın zaten uyum içinde. Mübarekler yasaya karşı çı- kanlara dört koldan öyle bir saldırıyor ki.. iktidara düş- man her çevre dünyaya şaşı bakıyor. Malum kesimin dışındaki medyaya gelince.. olayı sa- dece izleme gereğini yerine getiriyor. Konunun üzerine gidiyor... askere sivil yargı yolunu açan yasanın anayasanın 145. maddesine aykırı ol- duğunu hukukçulara söyletiyor. Çankaya yasayı onayladıktan sonra... malum med- yanın dışındaki medyamızda da yasanın gereklerine uygun adım, uyum başlıyor. Sonra? Uyumun ikinci aşamasına geçiliyor. Çankaya’daki yasayı onaya neden layık gördüğü- nü özetleyen açıklamasında “ortaya çıkması muhte- mel tereddütleri giderecek yasal düzenlemelerin -de- yapılmasını” istiyor ya... RTE; uyum gereği bu “temenniye” olumlu baktık- larını önce Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’e açık- latıyor. Çiçek, al gülüm ver gülüm oyunundaki olası geliş- melerden söz ediyor. Hükümet hazırlıklıdır. Yasalarda askeri, askeri yar- gıyı rahatlatacak değişiklikler yapılacak! Ama RTE; Çankaya’daki AKP’li ile AKP’li hükümet arasındaki uyumu hemen açığa çıkaracak kadar ace- mi siyasetçi değil. Soru üzerine “arkadaşları ile konuştuktan sonra Çan- kaya’nın temennileriyle ilgili yapılması gerekenleri ya- pacaklarını” söylemekle yetiniyor. Uyum oyununun bir başka sahnesi: AKP genel mer- kezi, Çankaya’daki uyumdan habersizmiş gibi daha dik duruyor: “Cumhurbaşkanı’nın söylemleri emir değildir”e ben- zer açıklamalar yapıyor. Fakattt, bir soru var ki ne soranı var ne de yanıt ve- reni. Mademki askere sivil yargı yolunu açacaktınız. Değiştirilmesi gereken yasal yöntemleri neden tek mad- deye sıkıştırdınız? Hangi yasalarda ne gibi değişiklikler yapılması gerekiyorsa ya da ne türden yeni hükümler getirecek iseniz… şeffaf siyaset gereği bütün bunla- rı bir tasarıda toplayarak Meclis’e neden getirmediniz? AB’ye katılım gereği iddiasına sarılarak, yangından mal kaçırır gibi bir gece yarısı tartışmalı tek maddelik değişikliği bir önergeyle neden gerçekleştirdiniz? Amma velakin RTE ile Çankaya el ele vermiş, dos- ta düşmana inat; her konuda olduğu gibi asker ko- nusunda da tam bir görüş birliği ve uyum içinde ol- duklarını kanıtlamış bulunuyorlar. Çankaya’dakinin askere yönelik fırtınalar koparan, daha farklı tartışmalara yol açması olası değişikliği in- ce eleyip sık dokuduğunu öne süren yorumlar, haberler fasa fiso. Süreçteki gelişmeler, uyum oyununun bi- linmeyen içeriğinde gizli. Medya günler sonra biraz olsun uyandı. İktidarın amacını keşfetti sanki. Yasayı eleştiren muhalefete “Ne var bunda? Dar- belere ve darbecilere karşı bir yasa bu” diyen RTE’nin; oysa Ergenekon savcılarına (veya savcılara) emekli 3 kuvvet komutanı -Aytaç Yalman, İbrahim Fırtına ve günlüklerin yazarı Özden Örnek- hakkında işlem yap- maları yolunu açtığını yazıyor. Başbakan’ın diğer yardımcısı Bülent Arınç; asker- le ilgili yasal düzenlemelerin ancak ekim ayında ça- lışmalarına başlayacak olan TBMM’de ele alınabile- ceğini söylediğine göre… Yürürlüğe giren yasa gereği önümüzdeki üç-dört ay- da kim bilir hangi abuk abuk uygulamalara tanık ola- cağımızı… …Çankaya ile hükümet… hükümetle Meclis’teki AKP çoğunluğu arasındaki uyum sürdükçe daha neler ola- cağını bir Allah, bir de Allah’ın kulları RTE ile Çanka- ya’daki AKP’li bilir! SAYFA 11 TEMMUZ 2009 CUMARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul Y 30 Edirne Y 29 Kocaeli Y 31 Çanakkale Y 31 İzmir PB 33 Manisa PB 35 Aydın PB 36 Denizli PB 36 Zonguldak Y 26 Sinop Y 28 Samsun PB 29 Trabzon PB 28 Giresun PB 29 Ankara Y 34 Eskişehir PB 33 Konya PB 34 Sıvas PB 29 Antalya B 30 Adana B 33 Mersin B 31 Diyarbakır B 40 Şanlıurfa B 41 Mardin B 37 Siirt B 39 Hakkâri B 28 Van B 27 Kars Y 23 Oslo Y 16 Helsinki Y 19 Stockholm Y 20 Londra Y 20 Amsterdam Y 20 Brüksel Y 18 Paris Y 22 Bonn Y 23 Münih Y 21 Berlin Y 20 Budapeşte Y 24 Madrid PB 37 Viyana Y 20 Belgrad Y 20 Sofya Y 24 Roma B 26 Atina B 31 Zürih Y 22 Moskova Y 26 Aşkabat B 36 Astana B 25 Taşkent B 41 Bakû Y 28 Bişkek B 34 Tiflis Y 27 Kahire A 37 Şam B 37 Ülkemizin kuzey kesim- leri parçalı çok bulutlu, Marmara, Batı Karade- niz ile Ankara, Kars çev- releri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağ- murlu, diğer yerler az bulutlu geçecek. Hava sıcaklığı Marmara’da 1- 3 derece azalacak. Diğer yerlerde önemli bir de- ğişiklik olmayacak. GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada böyle düşünür ama olsun. Yine de bugünü daha iyi anlamak için geçmişi iyi bilmekte fayda var... Bu düşüncelerle diziyi cezaevinden gazeteye gönderdim... Dizi başladı, ertesi gün “belge” ortaya çıktı. Bel- ge etrafındaki gerilim öylesine tırmandı ki dizi ön- cesi yukarıda aktardığım kaygılarım değişti... Bir dizide konu ettiğim “gerilimleri” okuyorum, bir gün- cel gelişmeleri... Bu kez aklımdan şunlar geçme- ye başladı: Balbay kardeşim sen gerilimli yıllar diye 2002- 2005 arasını anlatmaya çalışıyorsun ama, bugünkü hale baksana. Boyutları, nedenleri farklı... Ancak özü yine kurumlararası gerilim. Başbakan ‘gerilim yok’ diye bağırırken bile yüz hatlarından ses to- nuna kadar ciddi bir gerilim içinde! Aşağıda satır başlarıyla aktaracaklarımı gaze- telerin başlıklarından, televizyon haberlerinin gir- işlerinden, köşe yazarlarının satır aralarından not ettim. - Asıl kavga şimdi başlıyor. - Her şey kördüğüm oldu. - TSK, hazır olmadığı bir savaşla karşı karşıya... - Siyasetle asker arasında yüksek gerilim... - Kurumlararası güvensizliği gidermek giderek zorlaşıyor. - 28 Şubat’tan sonraki en uzun MGK. - Gece yarası operasyonu. - Ayrışma, çözülme ve kırılmaya gidiyoruz. - Liberal faşizm liberal teröre dönüşüyor. - Büyük uzlaşmadan büyük gerilime. - Yeni bir gerilla savaşı mı? - Sahte belgeler, gizli variller gibi ortalıkta do- laşıyor. - Hedef darbe önlemekse, yasayla darbe ön- lenmez... Bu satırlar son 10 gün içinde dikkatimi çeken değerlendirmeler arasında tuttuğum notların on- da biri! Her bir satır, iç barışı, kurumlararası güveni, uyu- mu doğrayıp atan bir satır. Daha 2 ay önce terör sorununun çözümü için “tarihsel fırsat” yakalandı denmiş, bu fırsatın ne ol- duğu sorulduğunda şu karşılık verilmişti: “Asker, MİT, Siyaset, Köşk hepsi uyum içinde, bundan büyük fırsat mı olur?” Gelinen noktanın yorumunu okura bırakıyorum. Bu noktaya nasıl gelindi, nasıl çıkılır ayrı bir tar- tışma konusu. Tartışmaya yön vermesi bakımın- dan bir önerim var: AKP’nin iktidara gelişinin ilk yıllarıyla içinde bu- lunduğumuz günler, ekonomiden Ankara’daki iç barışa kadar her bakımdan karşılaştırılsa kaç ar- pa boyu yol aldığımızı görürüz? Okurlarıma benim için önemli bir notum var... İkinci iddianamenin 985-988. sayfaları arasın- da yer alan Mustafa Balbay’la ilgili “delillerin ve hu- kuki durumun değerlendirilmesi” bölümünü lütfen okuyun. Sadece üç sayfa... Burada İlhan Selçuk’a, Cumhuriyet’e ve bana, savcıların nasıl yaklaştığını çok iyi göreceksiniz. Bu üç sayfadan bir tümceyi paylaşmak istiyo- rum. “...Sürekli ekonomik sorunlar yaşayan bir ga- zetenin temsilcisi olarak şüphelinin irtibat halinde olduğu üst düzey bürokratlar ve askeri şahıslarla, devlet yöneticileri ile gazetecilik ilişkisi çerçevesinde yoğun irtibat kuramayacağı, aktif irtibatlarını Er- genekon terör örgütünün referansıyla gerçekleş- tirdiği anlaşılmaktadır.” Kimlerle görüştüğüm iddianamede yer alıyor. Ör- neğin 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer. Bu durumda “terör örgütü” referans veriyor ve ben Sezer’le görüşüyorum. Sadece 3 sayfa... Lütfen okuyun... Savunmamı hazırladığım şu günlerde ben de id- dianamenin bütününe bakarken bu bölümü de sık sık okuyorum ve soruyorum: Tutukluluğum bunlarla nasıl açıklanabilir. İstanbul Haber Servisi - Türkiye sosyalist hareketinin önderlerinden Türkiye İşçi Partisi (TİP), eski Sosyalist Devrim Partisi (SDP) genel başkanlarõndan Mehmet Ali Aybar, ölümünün 14. yõldönümünde dün Aşiyan’daki mezarõ başõnda düzenlenen törenle anõldõ. Törende yapõlan konuşmalarda Aybar’õn siyasi kişiliği anlatõldõ, düşüncelerinin yaşatõlmasõ için mücadelenin sürdürüleceği belirtildi. Aşiyan’daki törene katõlan ÖDP Genel Başkanõ Alper Taş, Aybar’õn çoğunlukçu sosyalizm anlayõşõnõ vurgulayarak “Mustafa Suphi’lerin, Mehmet Ali Aybar’ların, Behice Boran’ların, Deniz Gezmiş’lerin, Mahir Çayan’ların değeri yeniden yükseliyor. Kapitalizm insanı insanlığından çıkardı. Bugün sosyalizme dönüş yaşanmaktadır. Bu yüzden bu isimlerin hatıraları hâlâ yaşıyor” diye konuştu. 68’liler Birliği Başkanõ Sönmez Targan da konuşmasõnda Aybar’õn sosyalizm için verdiği mücadeleyi anlattõ ve TBMM’deki çalõşmalarõnõ anlatarak, “Aybar mücadelesinde yalnızca Türkiye’deki sosyalistlere değil, burjuvaziye de birtakım gerçekleri gösterdi. Hâlâ Aybar’ın mücadele geleneğinden öğreneceğimiz çok şey var. Onun Türkiye’deki emek hareketine katkıları unutulmayacaktır” dedi. Anma törenine Aybar’õn kõzõ Güllü Aybar, yakõnlarõ, DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, İşçi Partisi (İP) ve eski SDP üyeleri katõldõ. (Fotoğraf: GİZEM GÜRAY) Mehmet Ali Aybar törenle anıldı ‘Zamanaşımı istemiyoruz’ Polis tacizi iddiasına soruşturma açıldı D İ Y A R B A K I R (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakõr’da 21 Hazi- ran günü sivil polislerin ev basarak De- mokratik Özgür Kadõn Hareketi (DÖKH) üyesi bir kadõ- na cinsel tacizde bulun- duğu iddialarõ üzerine Diyarbakõr Cumhuriyet Başsavcõlõğõ ve Emni- yet Müdürlüğü tarafõn- dan soruşturma başla- tõldõ. Mardin’de ise bir grup kadõn ortak açõkla- ma yaparak olayõ kõnadõ. Tacize uğradõğõ iddia edilen kadõnõn verdiği eşkâller üzerine emniyet müdürlüğü bünyesinde başta TEM Şubesi ol- mak üzere sivil polisle- rin görev yaptõğõ birim- lerde de çalõşma başla- tõldõ. Emniyet Müdür- lüğü yetkilileri ise olayõn polis tarafõndan yapõlõp yapõlmadõğõnõn henüz net olmadõğõnõ ancak ve- rilen eşkâller üzerinde çalõşmalarõn devam etti- ğini, faillerin en kõsa za- manda yakalanarak, ad- li mercilere sevk edile- ceğini belirttiler. DÖKH üyeleri DTP Mardin İl Başkanlõğõ binasõnda dü- zenledikleri basõn açõk- lamasõyla olayõ kõnadõ. Eylemde “Taciz ve te- cavüze son”, “Bedeni- me dokunma”, “Ta- cizciler yargılanmalı”, yazõlõ dövizler açõldõ. 12 Eylül döneminden bu yana süren Dev-Yol davasõnõn sanõk avukatlarõ tepkili ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Yargõtay’õn mahkûmiyet kararlarõnõ bozarak yeniden ye- rel mahkemeye gönderdiği çey- rek asõrlõk Dev-Yol davasõnda sa- nõklar 12 Eylül hukuksuzluğunu tescil ettirmeye çalõşõrken, za- manaşõmõ için de geri sayõm başladõ. Sanõk avukatlarõndan Şenal Sarıhan, zamanaşõmõ beklentilerinin olmadõğõnõ vur- gulayarak, “Zamanaşımı bir anlamda bağışlamadır. Oysa sanıkların bağışlanacak fiille- ri yok ki. Asıl sanıklara uygu- lanan insanlık dışı davranış cezalandırılmalı” dedi. 12 Eylül darbesinden bu yana süren ve bir türlü adaleti bula- mayan Dev-Yol davasõnda, bir dönemin insanlõk dõşõ uygula- malarõnõn mahkûm ettirilmesine yönelik mücadelenin zamanaşõ- mõ nedeniyle kesilmesi olasõlõğõ belirdi. Yargõtay 11. Ceza Dairesi önceki gün, savunma haklarõ- nõn kõsõtlanmasõ nedeniyle sa- nõklar hakkõndaki mahkûmiyet kararlarõnõ bozmuştu. 2010 yılında doluyor Dairenin bozma kararõnõn ar- dõndan yeniden yerel mahke- mede görülecek davada zama- naşõmõ “tehdidi” ortaya çõktõ. Suç tarihi 12 Eylül ve öncesi ola- rak belirtilmişti. Bu nedenle 30 yõllõk zamanaşõmõ süresi 2010 yõ- lõnda dolacak. Ancak sanõklar ve avukatlar, zamanaşõmõyla dos- yanõn ortadan kalkacak olmasõ ve bir dönemin yargõ önünde mah- kûm ettirilemeyecek olmasõn- dan rahatsõzlar. Sanõk avukatlarõndan Şenal Sarõhan, davanõn sõkõyönetim ko- şullarõnda ortaya çõktõğõnõ ve ha- zõrlõk soruşturmasõnõn ağõr iş- kencelerle yürütüldüğünü vur- guladõ. Davanõn insanlõk suçu olan işkence üzerine inşa edildi- ğine işaret eden Sarõhan, “Yar- gılanma süreci de, cezaevi ko- şulları da insanlık dışı uygula- malarla dolu olmuştur. Sa- vunma hakkı kullanılamamış- tır. Üçer dakikalık avukat sanık görüşmeleriyle sınırlı tutul- muştur. Bu şartlarda yapılan savunmanın da hukuka uy- gunluğu mümkün değil” dedi. ‘Esastan bozulmalı’ Yargõlama sürecinde yargõç olmayan askerlerin mahkemeye başkanlõk yaptõğõnõ ve karara katõldõğõnõ anõmsatan Şenal Sa- rõhan, “Bizim istediğimiz, ha- zırlık soruşturmasından baş- layıp yargılamaya kadar tüm aşamalarında adil yargılan- mama nedeniyle kararın esas- tan bozulmasıdır. Böylesi bir karar o dönemin insanlık dışı uygulamalarının vicdanen te- lafisi olabilir” diye konuştu. Zamanaşõmõ beklentilerinin hiç olmadõğõna işaret eden avukat Şe- nal Sarõhan, şunlarõ söyledi: “Zamanaşımı şudur, aradan zaman geçti, unutalım. Ya da affedelim, bir bağışlama yön- temidir. Sanığın fiili bağışlanır. Oysa burada bağışlanması ge- reken bir fiil yoktur. Asıl sa- nıklara uygulanan insanlık dı- şı uygulama ve davranışlar ce- zalandırılmalıdır.” YÖK BAŞKANVEKİLİ ‘Din eğitimi devlet eliyle verilemez’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - YÖK Başkanvekili Prof. Dr. İzzet Özgenç, Ruhban Okulu’yla ilgili tartõşmalarõ değerlendirirken din eği- timinin devlet eliyle verilemeyeceği- ni söyledi. Özgenç, din eğitiminin özel dershane ve sürücü kurslarõ gibi özel eğitim kurumlarõ olarak özel hukuk kişilerince ve devletin göze- tim ve denetimi altõnda verilmesi ge- rektiğini ifade etti. Özgenç dün düzenlediği bilgilen- dirme toplantõsõnda Ruhban Okulu konusunun YÖK’ün gündeminde bu- lunmadõğõnõ belirtti. İmamlarõn din adamõ değil, kamu görevlileri olduğu- nu söyleyen Özgenç, “Din öğretimi ve eğitimi devlet eliyle verilemez. Anayasa din eğitiminin devlet eliyle verilmesine imkân tanımıyor” dedi. Özgenç, Diyanet’in yaz Kuran kursla- rõnõn ise kötü bir öğretim uygulamasõ olduğunu belirtti. Özgenç, yaz Kuran kursu uygulamasõnõn kurumsallaştõrõl- masõ gerektiğini belirterek, din eğiti- minin devlet eliyle değil, devletin de- netim ve gözetiminde yapõlmasõ ge- rektiğini kaydetti. Özel hukuk kişisi nedir? Özel hukuk kişileri her türlü dernek, vakõf, sendikalarõ kapsõyor. Özgenç’in din eğitiminin özel hukuk kişileri tara- fõndan sağlanmasõna yönelik önerisiy- le kimi dinci vakõf ve derneklerin din eğitimi vermesinin önü açõlacak. Bazõ tarikat ve cemaatlerin ise açõk bir şe- kilde dernek ya da vakõf adõ altõnda faaliyet yürüttüğü göz önüne alõndõ- ğõnda din eğitimi doğrudan cemaat ve tarikatlarõn kontrolüne geçecek. YÖK 2008’de yaptõğõ uygulamada üniversite kontenjanlarõnõn dolmasõnõ sağlayamamõştõ Barajõ düşürmek işe yaramõyor MAHMUT LICALI ANKARA - YÖK’ün 2009 ÖSS’de baraj puanõnõ geçen aday sayõsõnõ arttõrarak kon- tenjanlarõn boş kalmamasõ için ortalama net ba- şarõ oranlarõnõ düşürme kararõnõn, 2008 yõlõ ve- rilerine bakõldõğõnda üniversite kontenjanlarõnõn dolmasõnõ sağlamadõğõ ortaya çõkõyor. YÖK’ün tahminlerine göre düzenleme ya- põlmadan yaklaşõk 630 bin aday barajõ geçe- rek tercih hakkõ kazanacakken, yeni düzen- lemeyle 713 bin aday 165 barajõnõ aşarak ter- cih yapabilecek. Barajõ geçmenin kolaylaştõ- rõlarak tercih yapan aday sayõsõnõ arttõrmaya yönelik benzer bir uygulamanõn 2008 yõlõn- da da yapõlmasõna karşõn, söz konusu yöntem kontenjanlarõ doldurmuyor. YÖK 2008 yõlõnda da 4 yõllõk lisans programlarõnõ tercih etmek için 185 olan baraj puanõnõ 165’e, 2 yõllõk li- sans programlarõ için 160 olan baraj puanõnõ ise 145’e indirmişti. Buna karşõn lisans prog- ramlarõnda toplam 7 bin 354 kontenjan boş kalmõştõ. Önlisans programlarõnda ise toplam 17 bin 7 kontenjan dolmamõştõ. ‘Puanlarda düşüş var’ YÖK Başkanvekili Prof. Dr. İzzet Özgenç de dün düzenlediği bilgilendirme toplantõsõnda bu yõl soru sorma tekniği ve sorulan sorula- rõn ağõrlõğõ nedeniyle adaylarõn aldõğõ puan- larda geçen yõla göre bir düşüş yaşandõğõnõ kaydetti. Özgenç, “Bu düşüşün yükseköğ- renime yerleştirme bakımından ortaya çı- karacağı sorunu gidermek amacıyla taban puan belirlemesinde bir revizyon yapıl- mıştır” dedi. ÖSS’deki Türkçe testinde ba- şarõnõn düştüğüne işaret eden Özgenç, “Özel- likle Türkçede düşünceye dayalı sorular so- rulmuş. Türkçe soruları için fazla zaman kaybedilmiş, diğer testleri çözmeye fazla va- kit bulunmaması gibi bir sonuç ortaya çık- mıştır” diye konuştu. GÜLER: GENELGEDE TARİHİ OKULLAR YOK İstanbul Haber Servisi - İstanbul Valisi Muammer Güler, Milli Eğitim Bakanlõğõ Müsteşarõ’nõn imzasõyla gönderilen genelgede, yerleşim alanõ olma özelliğini kaybetmiş, sanayi, iş- yeri ve çarşõ gibi alanlarõn içinde ka- lan ve sağlõklõ eğitim-öğretim yapma özelliği bulunmayan yerlerin tespiti- nin öngörüldüğünü söyledi. Güler, “İsmi geçen tarihi okullar yok. Ne Kandilli ne Kabataş ne Galatarasay bunun içinde... Belki Akmerkez’in yanõndaki okul bu anlamda değerlen- dirilebilir. Bir de bu okullarõn birço- ğu vakõf okullarõdõr. Vakõf okullarõ- nõn satõşa da konu olmaz” dedi. BAŞSAVCILIK VE EMNİYET Balbay’ın tahlilleri yapıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Er- genekon soruşturmasõ kapsamõnda Silivri L Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Bal- bay’õn dün hastanede bazõ tahlilleri yapõldõ. Haseki Hastanesi’ne getirilen Balbay, tahlille- rinin tamamlanmasõnõn ardõndan tekrar Silivri Cezaevi’ne götürüldü. Balbay’õn sağlõk duru- munun iyi olduğu bildirildi. Baykal’ın konvoyunda kaza Yurt Haberler Servisi - Balõkesir’in Burhaniye ilçesinde CHP Genel Başkanõ De- niz Baykal’õn da içinde bulunduğu otobüsün tekerleği yol kenarõndaki Burhaniye Yardõm Sevenler Derneği yönetim kurulu üyesi Aytaç Ceylan’õn sol ayağõnõn üzerinden geçti. Yara- lanan Ceylan, çevredeki yurttaşlarõn durumu bildirmesiyle 112 Acil Servis ekibi tarafõndan Burhaniye Devlet Hastanesi’ne kaldõrõldõ. Ceylan’õn hastaneye götürülmesinin ardõndan otobüsten inen Baykal, konvoyda bulunan res- mi plakalõ bir minibüse binerek, ilçeden ayrõl- mak üzere kendisini bekleyen helikopterin bu- lunduğu Ören Yat Limanõ’na gitti. ‘Durmadı’ yaşamını yitirdi Yurt Haberler Servisi - Tokat’õn Turhal il- çesinde, polisin “dur” ihtarõna uymadõğõ ileri sü- rülen sürücü Mustafa Uslu (38) polis tarafõndan açõlan ateş sonucu yaşamõnõ yitirdi. Olay anõnda polisin aracõn peşinden koşmasõ sõrasõnda silahõ- nõn kazayla ateş aldõğõ ve kurşunun Uslu’ya isa- bet ettiği öne sürüldü. Evli ve 3 çocuk babasõ ol- duğu öğrenilen Uslu’nun cenazesi Pazar ilçesine bağlõ Küçükbağlar köyünde toprağa verildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear