26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Benim demem o ki, sosyetenin özel- likle genç kadõnlarõnõn (çok fazla kendine yönelik) bu yeni merakõ, ba- na son derece itici geliyor. Bunu da bir toplantõda açõkça dile getirdim. Gelen bir yanõt oldukça ilginçti; “Çok çok beyaz Türklere neden kı- zıyorsun ki... Onlara yanaşan, böy- lece iş yapmış gibi görünen, temel- de pasta yiyenlerin kırıntılarını bu yoksul ülkenin insanlarına dağıtmayı amaçlayan örgütlenmelere kız!” Kõzmõyorum, sadece işin dozunun ayarlanmasõ gerektiğini düşünüyo- rum. Malum ülkemizin her konuda aşõ- rõlõğõ seven bir medyasõ var. Madem söz açõldõ devam edelim... Kafamõ uzun zamandõr kurcalayan bir konu daha var; şu “proje çocukları”. Bu “proje çocukları” sözü nereden çõktõ... İşi gücü olan, tanõnmõş kadõn- lar “Benim projelerim arasında bir de çocuk yapmak var” diye çok önemli bir söz söyleyince, medya bu- nu neredeyse manşetlere taşõdõ ve şimdi hemen her kesimde bir “proje çocukları” salgõnõ alõp yürümüş du- rumda. Çocuk bir proje ya özellikle anne, onun kendisinden bağõmsõz bir varlõk olduğunu unutup cümle enerjisini, inanõlmaz baskõcõ bir biçimde çocuk üs- tünde uyguluyor. Kendisi balerin ola- madõ ya çocuk balede, ama bu arada te- nis kurslarõ da almasõ gerek, ayrõca gi- tar çalmayõ ve şarkõ söylemeyi de öğ- renmeli. Bu çocuklara en çok marketlerde rastlanõyor, çocuk kendi kararlarõnõ verecek ya marketler bir çocuk cenneti. Oradan oraya koşturup her şeyleri el- liyorlar, canlarõnõn her istediği alõnõyor, en ufak bir disiplin yok. Onlar “pro- je çocukları” ya. Bu arada unutulan çok önemli bir şey var; bu çocuklar sanõldõğõ gibi hiç de özgür değiller. Birincisi, çoğunlukla on- larõ okula anneler götürüp getiriyor. Hatta öyle anneler var ki bizzat tanõğõm, her ders arasõnda çocuğunu okul bah- çesinin parmaklõklarõna çağõrõp ge- rekli uyarõlarõ yapõyor: “Çok koşma, aman terlemişsin, kim seni üzdü, ben konuşurum!” Onlar uzaktan değil, yakõndan ku- manda ediliyor ve sonuç ayakkabõsõnõ bile bağlayamayan, alõştõğõ durumun dõ- şõnda bir durumla karşõlaştõğõnda der- hal bocalayan, çocuk olmasõ bile pro- jeci anneler, babalar tarafõndan engel- lenmiş bir yõğõn çocuk. Neyse ki arada yõrtanlar var. Onlar annelerinin babalarõnõn cici çocukla- rõ olmayõ reddedip sokağa fõrlõyorlar. Emin olun geleceğin müzikçileri, dansçõlarõ, yazarlarõ, ressamlarõ onlar arasõndan çõkacak. Birkaç istisna dõ- şõnda projeci çocuklar çok küçük yaş- larda iğdiş edildiklerinden mutsuz birer yetişkin olup öğrendikleri tüm bilgilerle kendilerini bir oraya, bir bu- raya atacaklar. Hiçbir annenin baba- nõn bir çocuğu proje gibi görmeye hak- kõ olmamalõ. Onlar insan, kâğõt üs- tündeki rakam değiller. CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Nedeni açıklamak için yalaka dinci (örneğin Fe- tocu) basına göz atmak yeterli. Gerçeği araştıran kriminal incelemeler medyanın bu yüzüne vız geliyor. Belge açıklandığından beri, üstelik 2009 yılında Genelkurmay’da bir dairede kâğıda geçirildiği id- dia edilen darbe planının gerçek olduğunu yazıyorlar. Örneğin Feto’nun sesi Zaman gazetesi bu türden haberleri manşetlere geçirdi. Buna karşın “öteki” medya daha dikkatli. İnceleme sonuçlanmadan belgeye ne sahte, ne de değil di- yor. Ne ki, belgenin kim veya kimler tarafından yazıl- dığına ilişkin olasılıklar dikkat çekici. Örneğin Radikal gazetesi geçen hafta “Bir belge üç senaryo” başlığı altında ilginç bir manşetle çıktı. Kuşkusuz bu senaryolar belgenin sahte olduğu varsayımına dayanıyor ve şu olasılıkları duyuruyor: 1- Belgeyi Fethullah Gülen’e bağlı cemaat yaz- dı. 2- Genelkurmay’da kaleme alındı. 3- Askerle milliyetçiler kaleme aldı. Gazete acaba neden ilk senaryoda belgenin Fet- hullah Gülen cemaatinin marifeti olabileceğini ya- zıyor; daha doğrusu yazmak zorunluluğunu duyu- yor?.. Çünkü: Geçen hafta cuma günü CNN’in Washington mu- habiri Ahu Özyurt; ABD’nin Houston kentinde faa- liyet gösteren Gülen Enstitüsü Başkanı Dr. Y. Alp Aslandoğan’ın, Washington’daki Uluslararası ve Stratejik Çalışmalar Merkezi (CSIS) Türkiye Prog- ramı Direktörü Dr. Bülent Alirıza’nın yönettiği bir panelde, cemaatin son dönemde içinde bulundu- ğu tartışmalı konularla ilgili açıklamaları içeren bir konuşma yaptığını bildirdi. ABD’de bir çiftlikte yaşayan Feto’ya kuşkusuz ya- kın olan konuşmacı, “hareketin” Gülen’in İzmir’de vaazlığı sırada 1960’da başladığını ve “... 40 yılda.. işadamı grubu ve medya ayağı olan uluslararası bir hareket haline geldiğini.. devletin diğer organlarına olan güvensizlikten doğduğunu” söylüyor. Fakat Dr. Alp Aslandoğan iki önemli açıklama ya- pıyor: 1- Hareketin (cemaatin) bir hiyerarşisi ve merkezi olmadığını belirttikten sonra; “Türkiye’nin her şeh- rinde hareketin bir şubesi ya da bir yapısı vardır” di- yor. Bu şube ya da yapı nasıl bir şeyse?.. Dernek mi- dir, vakıf mıdır, ya da vakıflar mıdır, nedir açıklamıyor. Yoksa legal veya illegal bir kuruluşun illerdeki ayakları mıdır, söylemiyor. 2- “Cemaatin mali durumu hakkında şeffaflık” so- rusunu “bunu açıklamak mümkün değil” diye yanıt- lıyor ama; ona göre harekete, ama gerçekte cemaate “giren herkesin maddi durumuna göre, yüzde 5, 10, 15 yardım yaptığını.. bir işçinin yılda 500 dolar, bir işa- damının 1 milyon dolar verdiğini..” örnekleyerek be- lirttikten sonra: Bunun “hesabının da, vereceği ra- kamın da manası olmadığının” altını çiziyor. Aslandoğan rakam veremiyor; lakin ABD’deki www.actforamerica.org internet sitesinden Türki- ye’de kimilerine (örneğin Onur Öymen’e ve Öy- men’den aldığımız bilgiye göre internetlere 8 Ma- yıs 2009’da) ulaşan “ACT” icra kurulu direktörü Guy Rodgers imzalı yazı; ufak-büyük yardımlarla ya- şayan ve ancak bugün olağanüstü yatırımlara ve gü- ce sahip olan Gülen cemaatinin toplam yatırımla- rının bütçesini: “25 milyar dolar” olarak kayda geçiriyor. ABD’de en az 20 eyalette 90’dan fazla okula ta- kıyye yöntemiyle sızan bir “hareket”. ABD internetindeki bilgilere göre; Jane dergisi Şu- bat 2009’da yayımladığı yazıda cemaatin Türkiye’deki faaliyetlerini, “siyaset-ordu ve medya” üzerinde yo- ğunlaştırdığından ve buna ilişkin değerlendirmeler- de cemaatin “karar mekanizmalarına ulaşıncaya ka- dar kimseye fark ettirmeden faaliyet göstererek. sis- temin damarlarına girdiğinden” söz ediliyor. Bir manşetteki kimi senaryolar… sözü nereden nereye getiriyor… neler ama neler anımsatıyor. SAYFA 23 HAZİRAN 2009 SALICUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul B 30 Edirne Y 30 Kocaeli B 32 Çanakkale Y 25 İzmir PB 28 Manisa PB 32 Aydın PB 33 Denizli PB 33 Zonguldak B 28 Sinop B 29 Samsun Y 32 Trabzon B 30 Giresun B 30 Ankara B 35 Eskişehir Y 32 Konya B 31 Sıvas B 28 Antalya B 35 Adana PB 34 Mersin Y 33 Diyarbakır B 37 Şanlıurfa B 38 Mardin B 38 Siirt B 37 Hakkâri Y 22 Van Y 22 Kars Y 22 Oslo B 24 Helsinki B 16 Stockholm B 24 Londra B 22 Amsterdam B 21 Brüksel B 21 Paris B 21 Bonn PB 19 Münih Y 22 Berlin Y 23 Budapeşte Y 23 Madrid B 36 Viyana Y 17 Belgrad Y 23 Sofya Y 22 Roma Y 25 Atina PB 28 Zürih Y 17 Moskova PB 27 Aşkabat A 33 Astana PB 28 Taşkent Y 38 Bakû B 28 Bişkek Y 31 Tiflis B 24 Kahire B 34 Şam B 36 Ülkemizin geneli parçalı çok bulutlu, Marmara’nın batısı, Kuzey Ege kıyıları, Batı ve Doğu Karade- niz’in iç kesimleri, Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu, Doğu Akdeniz’in iç kesimleri ile Bursa, Bi- lecik, Sakarya, Eskişehir, Çorum, Amasya, Kara- man, Niğde, Kayseri ve Mersin çevreleri sağanak ve gök gürülütülü sağa- nak yağmurlu geçecek. Zahid Akman bir bürokrattır… Çok önemli bir bürokrat: Radyo ve televizyonları denet- lemekle görevli RTÜK’ün, bir özerk devlet kuruluşunun başkanıdır. RTÜK, insanları ve toplumları bi- çimlendirmekte artık çok önemli bir rolü olduğu bilinen görsel ve işitsel medyanın patronudur. Gerçeklere ve hukuka uygun habercilik ile ahlaka uygun prog- ramcılık, yani hem hukuk, hem ah- lak, hem kültür Akman’ın başka- nı olduğu bu kurula emanettir. Bülent Arınç bir politikacıdır… Çok önemli bir politikacıdır: İktidardaki AKP’nin kurucula- rından ve liderlerindendir. Hukuk adamıdır, avukatlıktan gelir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı yapmıştır. Sivri dilli, dürüst olmakla ün yapmıştır. Hükümette Başbakan Yardım- cısıdır. RTÜK kendisine bağlıdır. Zahid Akman hakkında Alman yargısı tarafından yapılan çok cid- di suçlamalar vardır: Kısaca, “Alman Deniz Feneri” denilen davada öne sürülen, bir yardım kuruluşu için toplanan pa- raların yerinde kullanılmadığına ilişkin iddialardır bunlar. “Dolandırıcılığı meslek edin- mek” gibi ifadelerle kamuoyuna yansımıştır. Böyle önemli bir görevde bulu- nan bir insan hakkında bu tür ciddi iddialar ortaya atılınca ne beklenir: Hemen idari ve adli soruşturma açılır… Yargıya taşınan iddialar açıklığa kavuşturulur… Zahid Akman aklanırsa gö-re- vine devam eder… Mahkûm olursa gereği yapılır. Bu kadar basit! Değil mi? DEĞİL! Çünkü Zahid Akman’ın yargı- lanması Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın iznine bağlı… Ve Başbakan Recep Tayyip Er- doğan bu izni vermiyor. Hangi Başbakan? Adalet ve Kalkınma Partisi’ne kısaltılmış olarak AKP diyenleri edep dışı ilan eden, partisinin adının AK Parti olduğunu söyle- yen Başbakan… Böylece dürüstlük ve temizlik vurgusu yapan Başbakan... Üstelik bununla da yetinmiyor, Akman’ı destekleyen demeçler veriyor. Sivri dilli, dürüst, hukukçu kö- kenli Başbakan Yardımcımız Bü- lent Arınç ne yapıyor? Önce Zahid Akman’ın istifası- nı istiyor… Başbakan Recep Tayyip Er- doğan’ın çıkışından sonra sesini kesiyor! Zahid Akman ne yapıyor? Temmuzda bitecek olan baş- kanlık süresinden sonra yeniden aday olmayacağını açıklıyor. “Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı!” Sanki Alman adaleti Akman’ın RTÜK başkanlığını sorguluyor- muş gibi… Bu arada üniversite rektörleri tu- tuklu… Hasta olanların tedavileri aksı- yor… Türkiye seyrediyor… Bülent Arınç ne yapıyor?.. Türkiye onu da seyrediyor! ekongar@cumhuriyet.com.tr; www.kongar.org AYDINLANMA EMRE KONGAR Akman, Erdoğan, Arınç ve Tutuklu Rektörler 1. KOŞU: F: Regina (6), P: Eladeniz (3), PP: Harput Güze- li (4), S: Faruk Bey (1). 2. KOŞU: F: Berkcan (3), P: Özgenim (6), PP: Ferdibaba (4), S: Şahkartal (9). 3. KOŞU: F: Eraiser (5), P: Vatanperver (3), PP: Hawk At- tack (2), S: Black Blood (4). 4. KOŞU: F: Kutay (9), P: Explosion (7), PP: Ayberk (5), S: Katõ Fõrtõnasõ (11). 5. KOŞU: F: Mister Berk (9), P: Stuck On Me (12), PP: Mi- racle Worker (8), S: Son Of Venom (11). 6. KOŞU: F: Citadel (8), P: Senatore (1), PP: Cosmos (6), S: Cardio Dancer (4). 7. KOŞU: F: : Bozyiğit (1), P: Perican (9), PP: Kaa- nefe (6), S: Çöl Avcõsõ (3). 8. KOŞU: F: Arzawan (1), P: Jackboot (8), PP: Hasbey (7), S: Speed Master (10). ALTILI GANYAN 5 9 9 8 1 1 3 7 1 9 8 2 5 6 7 4 11 3 1 / IŞIL ÖZGENTÜRK Çok Çok Beyaz Türkler Ülkeyi Yeni TanıyorBaştarafı Arka Sayfada Pir Sultan Abdal anma etkinliği MEHMET MENEKŞE SIVAS - Sõvas’õn Yõldõzeli il- çesinin Banaz köyünde bu yõl 20.’si düzenlenen Pir Sultan Abdal anma etkinliğinde ko- nuşan Pir Sultan Abdal 2 Tem- muz Eğitim ve Kültür Vakfõ Başkanõ Murtaza Demir, “Al- evi açılımı” diye gündeme ge- len girişimlerin Alevileri oya- lamaktan öteye geçemediğine dikkat çekti. Ülkenin ayrõşma- ya doğru sürüklendiğini ifade eden Demir, “Lütfen yapma- yın, bizi bölmeyin, bizi Sünni kardeşlerimizden ayırmayın, bizi Sünni kardeşlerimizle karşı karşıya getirmeyin” di- ye konuştu. Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfõ ile Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Banaz Şubesi’nin gerçekleştir- diği anma etkinliğine Alevi Vakõflar Federasyonu Başkan Yardõmcõsõ İsmail Saçlı, Nev- şehir’in Hacõbektaş ilçesi Be- lediye Başkanõ Ali Rıza Sel- manpakoğlu, Kültür ve Turizm Bakanlõğõ temsilcisi Ertuğrul Özkanat, CHP Sõvas İl Başkanõ Bülent Renda Deniz, Hacõ Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfõ Sõvas Şube Başkanõ Ebu- bekir Işık, Cem Vakfõ Sõvas Şube Başkanõ Ali Rıza Kaçan ve vatandaşlar katõldõ. Pir Sul- tan Abdal’õn Yõldõz Dağõ’na bakan heykelinin önündeki am- fitiyatronun hasarlõ olmasõ ne- deniyle etkinlikler Topuz Baba Türbesi’nin bulunduğu çamlõk alanda yapõldõ. Hürriyet’te Eyüp Can için yeni birim İstanbul Haber Servisi - Hürriyet gazetesinde önceki gün Fethullah Gülen ile ilgili haber yayõmlamasõnõn ardõn- dan gazetede yeni kurulan Ha- ber Koordinatörlüğü görevine, Zaman gazetesinden Referans gazetesinin genel yayõn yönet- menliğine transfer olan Eyüp Can’õn getirilmesi dikkat çek- ti. Can aynõ zamanda Referans gazetesindeki görevini de sür- dürüyor. Eyüp Can’õn gazetenin kün- yesinde daha önce yer almayan “Haber Koordinatörlüğü” görevini üstlenmesi, gazetenin genel yayõn yönetmeni Ertuğ- rul Özkök’ün yerine getirile- ceği söylenen Can için “yeni bi- rim oluşturulduğu” değen- lendirmelerine yol açtõ. Hürri- yet gazetesi, Tolga Tanış im- zasõyla önceki gün Fethullah Gülen’in ABD’nin Pensilvan- ya’daki eviyle ilgili izlenimle- rini, “Hürriyet Fethullah Gü- len’in evine girdi” başlõğõyla yayõmlamõştõ. Tanõş yazõsõnda, Gülen’in çiftliğine “kamp” de- nildiğini anlatarak, tüm dünya- dan önemli ziyaretçilerin kam- pa geldiğini belirtmişti. Tanõş, Gülen’in çiftliğine ilişkin özet- le şu izlenimlere yer vermişti: “Gülen, eğer sıra dışı bir durum yoksa, her gün ikindi namazından sonra mutlaka bir konuşma yapıyor. “Soh- bet” diyorlar buna... Kampta ilahiyat mezunu 5 de öğrenci var. Gülen, bu öğrencilere yakın zamana kadar düzenli ders veriyormuş...” İstanbul’da trafik çilesi İstanbul Haber Servisi - Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ndeki “Genleşme derz- lerinin değiştirilmesi çalõşmasõ” nedeniyle İstanbul trafiği felç oldu, yurttaş sinir kriz- leri geçirdi. Çalõşmalar nedeniyle iki şeri- din trafiğe kapatõlmasõ sonucu FSM Köp- rüsü’ne bağlanan TEM Otoyolu’nda Ata- şehir Kavşağõ’ndan itibaren trafik yoğun- luğu yaşandõ. Saatler ilerledikçe yoğunluk Kozyatağõ’na dek ulaştõ. En yoğun saatte bir kilometre hõzla ilerleyen trafikte Koz- yatağõ’ndan köprüye ulaşmak 3 saati aştõ. Yurtkuran sevk edildi İstanbul Haber Servisi - Haseki Eğitim ve Araştõrma Hastanesi’nde tedavisi süren eski Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Mustafa Yurtkuran, by-pass ameliyatõ ol- masõ için Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştõrma Has- tanesi’ne sevk edildi. Acilen ameliyat ol- masõ gerektiği belirtilen Prof. Yurtkuran’õn ameliyat tarihi, Siyami Ersek Hastane- si’nde yapõlacak ön incelemeden sonra planlanacak. Yurtkuran’õn tahliyesine ise henüz karar verilmedi. Yazarõmõz Prof. Dr. Erol Manisalõ’nõn kemoterapi tedavisine ise önümüzdeki günlerde başlanacak. Savcı Öz’den hakaret iddiası İstanbul Haber Servisi - Maya Dergisi İmtiyaz Sahibi ve Yazõişleri Müdürü Ünal Yaltõrõk hakkõnda, söz konusu derginin 2 Nisan 2009 tarihli sayõsõnda yer alan “Yõ- lõn Adamõ” başlõklõ yazõ ile İstanbul Cum- huriyet Savcõsõ Zekeriya Öz’e “hakaret” ettiği iddiasõyla dava açõldõ. Dava kapsa- mõnda Kadõköy Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’na ifade veren Yaltõrõk, yazõsõnõn Öz’e hakaret etmek amacõyla yazõlmadõğõnõ vur- gulayarak suçlamalarõ kabul etmedi. Düşen çocuğu havada yakaladı KAYSERİ (AA) - Kayseri’de 3. kattaki evlerinin penceresinden sarkarken düşen Berat Sait Özer (2) adlõ çocuğu, apartman bahçesinde halõ yõkayan komşusu Özhan Altuntaş (18) tutarak kurtardõ. Altuntaş ve tuttuğu Özer birlikte yere düşerken, hafif yaralanan Berat Sait Özer, Erciyes Üniver- sitesi Tõp Fakültesi Hastanesi’nde yapõlan kontrolden sonra taburcu edildi. ‘Sahte içkiden öldü’ iddiası İstanbul Haber Servisi - Gaziosmanpaşa Yõldõztabya’da Bahri Bir (62) adlõ yurtta- şõn sahte rakõdan öldüğü öne sürüldü. Bahri Bir’in 19 Haziran günü bir bardak rakõ içtiği ve ardõndan fenalaştõğõ ifade edildi. Bir’in kardeşi Çetin Bir, “Eyüp SSK, Taksim İlkyardõm Hastanesi’ne git- ti. Yer olmadõğõ gerekçeleriyle Silivri’de özel bir hastaneye sevk edildi ve yaşamõ- nõ yitirdi. İhmaller zinciri ağabeyimi öl- dürdü, suç duyurusunda bulunduk” dedi. 10 numara çekildi ANKARA (AA) - On Numara oyununun bu haftaki çekilişinde kazanan numaralar “1, 2, 16, 17, 27, 29, 33, 38, 39, 42, 44, 45, 47, 51, 52, 55, 64, 65, 66, 70, 71 ve 72” olarak belirlenirken, 10 bilen 1 kişi 382 milyon 651 bin 20 TL kazandõ. Çeki- lişte 9 bilenler 1820 TL 25 Kr, 8 bilenler 90 TL, 7 bilenler 11.5 TL, 6 bilenler 1.90 TL, 5 bilenler 1.40 TL ikramiye kazandõ. Eksim Grup’tan açıklama Eksim Grup İletişim Danõşmanlõğõ, gazetemizin dünkü sayõsõnda yer alan “Ankara Kulisi” köşe- sinde Abdullah Tivnikli hakkõndaki iddialara ilişkin yazõlõ bir açõklama yaptõ. Açõklamada, “Kulis haberdeki Sayõn Tivnikli ve ailesine yö- nelik duyum ve iddialar tümüyle gerçekdõşõdõr... Haberde konu edilen ‘Suriye sõnõrõnõn mayõn- dan temizlenmesi’ projesi ile sayõn Abdullah Tivnikli ve ailesinin hiçbir ilgisi bulunmamak- tadõr. Herkesin hassas olduğu böylesi milli bir konu ile ilişkilendirilmeye çalõşõlmak tarafõmõz- ca üzüntüyle karşõlanmõştõr. Tivnikli ve ailesi şimdiye kadar hiçbir etik dõşõ ilişki içinde olma- mõştõr ve bundan sonrada olmayacaktõr” denildi. İstanbul Haber Servisi- Uğradõklarõ ha- in saldõrõ sonucu aramõzdan ayrõlan aydõn, sa- natçõ, yazar, bilim insanõ ve yurtseverler ya- kõnlarõ tarafõndan Babalar Günü nedeniyle ön- ceki gece Esenkent Rõfat Ilgaz Açõk Hava Ti- yatrosu’nda düzenlenen “Benim Babam Bir Kahramandı” adlõ etkinlikle anõldõlar. Er- genekon soruşturmasõndaki hukuksuzlukla- ra dikkat çeken CHP Ankara Milletvekili Yıl- maz Ateş, demokrasinin başõna bir bela gelmemesi için yüzlerce şehit verildiğini anõmsatarak, “Bizler 12 Mart’ta, 12 Ey- lül’de cezaevlerinde askeri mahkemeler- de sürünürken şimdi demokrat geçinenler çıkmış karşımıza demokrasiden söz edi- yorlar. Bizlere rağmen demokrasi sekte- ye uğrarsa şunu bilmenizi isterim. Bugün aydınlarımızı, yurtseverlerimizi cazaevi- ne tıkanlar yarın asker postallarını yala- yacaklardır” dedi. TRT’de radyo yapõmcõlõğõ yapan ve evinin önünde öldürülen Ümit Kaftancıoğlu’nun gelini ve Tertip Komitesi Başkanõ Dr. Canan Kaftancıoğlu, yõllar sonra yakõnlarõnõ anmak için bir araya geldiklerini belirterek, “Ortak değerler bizi kardeş kılıyor. Demokrasi, düşünce özgürlüğü, bilimsellik hepimizin ortak paydası. Bir gün bu katiller dök- tükleri kanda boğulacaktır” diye konuştu. Uğradõğõ saldõrõ sonucu yaşamõnõ yitiren yazar Turan Dursun’un oğlu Abit Dursun ise “Dün köşe başında öldürenler, bugün hain senaryolarla cezaevine tıkıp öldür- meye çağırıyorlar” dedi. DİSK’in kurucu- su Kemal Türkler’in kõzõ Nilgün Türkler de babasõna seslenerek, “Senin yeşil gözle- rini görmeyeli 29 yıl oldu. Senin ve arka- daşlarının özgürlük mücadelesi sürüyor” diye konuştu. 12 Eylül askeri darbesinde göz- altõna alõnan ve cezaevinde askerlerin döv- mesi sonucu yaşamõnõ yitiren İlhan Er- dost’un eşi Gül Erdost da, “Kenan Evren ve cuntasının yargılanmadan acılarının dinmeyeceğini” söyledi. Kahraman babalar anıldı Sinevizyon gösterisi, şiir, tiyatro ve müzik dinletisinin sunulduğu etkinliğe Uğur Mumcu’nun kızı Özge Mumcu, Ahmet Ta- ner Kışlalı’nın kızları Dolunay Kışlalı ile Nilhan Nur Kışlalı, Metin Göktepe’nin an- nesi Fadime Göktepe, Ankara savcısı Do- ğan Öz’ün çocukları Bengi Heval ve Tu- ran Öz, Cavit Orhan Tütengil’in kızı De- niz Tütengil, Abdi İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi, Hasret Gültekin’in oğlu Roni Gül- tekin’in yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı. (Fotoğraf : ALİ AÇAR)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear