14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÖRÜŞ BEDRİ BAYKAM İran ve Kafası Karışık Solcularımız! İran’da yaşanan olaylar hem çok üzücü, hem de ülkemiz açısından birçok yönüyle düşündürücü. Bu köklü tarihe sahip komşu ülkenin halkı, büyük bir onur ve cesaretle, korkusuzca dinci diktatörlüğe karşı di- reniyor. Daha seçimlerden önce reformcuların ka- zanma olasılığına karşı “direnişi ezeriz” fetvası veren İran Humeynicileri’nin “Devrim Muhafızları”, seçim son- rası yapılan gösterilerde onlarca kişiyi, ateş açarak öldürdü. Siyasette dini referans alan yobazların, demokra- siye inanmadıkları ve “hak yolunda” her seçim hile- sini “mübah” gördüklerini biliyoruz. Burada ister prog- ramla oynama, ister sandık kaybetme, ister uçucu mü- rekkep kullanma, ister tehdit ve hileli oy toplama ol- sun, bunun birçok yöntemi var. Özellikle de seçim- de tarafsız gözlemci yoksa ve bütün kontrol meka- nizmaları diktatörlerin elindeyse… Dolayısıyla, şayet iddia edildiği gibi, Musavi, iddiaların aksine 14 mil- yon oy farkla seçimi kazandıysa, hiç şaşırmam. Ge- rek göstericilere karşı kullanılan şiddet, gerek her tür- lü haberleşmeyi engelleyerek onları dünyadan ve bir- birlerinden soyutlamak, gerek Musavi yanlılarına dini lider Hamaney’in yaptığı açık tehditler, bu ka- ranlık baskı rejimini net bir şekilde ortaya koyuyor. Tüm bu vahim gelişmeler karşısında Türk solcu- larının kafası oldukça karışık. Özellikle kendini koyu Kemalist olarak tanımlayan bazı gençler, sırf ABD’ye karşı açıkça tavır alıyor diye, dinci diktatör Ahmedi- nejad’ı destekliyorlar. Tabii bu aklı çelinmiş grubun arasına Chavez’in karışmış olması, daha mazur görülebilir. Ama bizimkilerin hiçbir mazereti yok. Çünkü dinci faşizmin oportünist taktiklerini de, sal- dırganlığını da, takıyyeciliğini de ezbere biliyor ol- maları lazım. Belki istisnai bir genel barış çağrısı dı- şında, hiçbir gerekçeyle yobazlarla siyasal işbirliği ya- pılamaz. Şah rejimine karşı Mollalarla birlikte müca- dele eden İranlı TUDEH Partisi’nden solcular, 1979’da yobaz “devrim”(!) sonrasında, “son kullanım tarihleri” geçtikten sonra topluca vinçlerle idam edildiler. Herhalde idam sehpasında, birbirlerine “Biz nasıl bu tarihi salaklığı yaptık?” diye soruyorlardı… Bu koca gaf nedeniyle İran halkı, faşist bir Şah rejiminden, on- dan bile çok daha kötü bir dinci-diktaya geçti. Bu- gün bu sorumsuz çıkışları yapan gençler, o gün he- nüz doğmamışlardı. Bu yorumlarla uzaktan ahkâm kesenlerin, biraz ken- dilerini o karanlık rejim altında ezilen halkın yerine ko- yabilmeleri lazım. En önemli nokta da şu: Sorgusuz sualsiz topluca herkesin idam edilebildiği bir ül- kede halk, canı pahasına bu onurlu direnci, göğ- sünü siper ederek gösterebiliyorsa, Türkiye’de kendi mütevazı muhalefetini, akşam çay eşliğin- de dizi seyrederek yapma lüksüne sahip olanla- rın, hiçbir ciddi konuşma hakkı yoktur. “İran’da olup bitenleri, orada ölüme koşan ve o ortamda yaşayan halk anlamaz, bir tek biz anlarız. Onların hepsi ABD’nin oyuncağı olmuş, Sorosçuluk orada da bel- ki adımlar atmış” anlamına gelen sorumsuz cüm- leleri sarf ederken biraz insaf, mantık ve saygı la- zım! İranlı Müslümanların da Atatürk’ün tarif etti- ği rotada yaşamak istemeleri, nasıl “Amerikancı- lık” olabilir?! Şunu unutmayalım ki, İran halkı, Mollalar tarafın- dan kandırıldıktan sonra kaybettikleri özgürlüklerini, tüm baskılara karşın geri kazanmaya çalışıyor. De- mokrat insan, kendi görüşlerini ve adımlarını evrensel doğrulara göre şekillendirir.. ABD’nin po- zisyonuna bakarak değil. Ayrıca hâlâ bilmeyenler varsa, gidip “Umut” davasını tekrar karıştırıp, İran mol- lalarının canımız Atatürkçü aydınlarımızı nasıl yok et- tiklerini hatırlasınlar! İranlı üniversite arkadaşım Farid Hashmati, 1979 yılında Paris’te bana, “Bu aynen sizin başınıza da ge- lecek, engelleyemezsiniz.. çünkü siz de Müslüman- sınız” demişti. Ben de onun “cehaletine” acıyarak ba- kıp, malum yanıtlarla “Cumhuriyetimizin farkını” an- latmıştım. Bugünlerde Farid’le karşılaşsam, acaba mahcup olur muyum dersiniz?.. bedri.baykam@gmail.com; Faks: 0212 227 34 65 PERİHAN ERGUN Günlerdir Taraf’a sızdırılan “Fethullah Cemaatiyle AKP iktidarına yapılacak ‘darbe’ haberi” ile yanlı medya aralık- sız ortalığı toz duman ediyor. Memleketin yaşamsal birçok sorunu bu haber maratonuy- la gündem dışı bırakıldı, kenara itildi. Söz konusu olay, PKK sa- vaşımında gösterdiği kahra- manlık nedeniyle üstün başa- rı madalyasıyla ödüllendirilen Gazi Üsteğmen Serdar Öz- türk, Ergenekon tertibinden tutuklu sanık Özel Kuvvet Ko- mutanlığı’ndan E. Albay Gök- taş’ın avukatlığını üstlenmiş. Onu da içeri alırlarken ve bü- rosu -yasal hak olan gözetim için avukat çağrılmadan- ba- sılır. Aramada halen Genel- kurmay Başkanlığı’nda gö- revli bir albayın imzasını taşı- yan, söz konusu darbe girişi- minin fotokopisinin de bulun- duğu iddia edilir. Aslı astarı saptanmadan belge ‘Taraf’lı gazeteye sızdırılır. Hemen ge- cikmeksizin yanlı medyada senaryolar oluşturulma görevi başlar. Amaç her zamanki gibi TSK’yi yıpratmaktır. Başta Ge- nelkurmay Başkanlığı olmak üzere suçlananların tümü “bu belgeyle ilgilerinin bulunmadı- ğını söyleseler de” imam bil- diğini çıkarı doğrultusunda okumaya devam etti ve hâlâ da ediyor. Toplumun kafası karıştırılsa da inanmışlığı göz- lenmiyor. Bu durumda; “De- mokrarasiye komplo iddiası”, kanımca fos çıkacak. İktidar mağdurunu oynamak yerine, devletin ve ilgili tüm kurumla kişilerin katılımıyla bu dehşe- tengiz olayın faillerini bularak gerçeği saptamalı. Konu ay- dınlanmadan, iktidar men- suplarının iddiaları söz konu- su ederek toplumun kafasını karıştırmaya hakları yoktur. Örneğin; Başbakan Yardımcı- sı Bülent Arınç’ın Abant Plat- formu’nda, henüz gerçeği or- taya çıkarılmamış “irtica eylem planı”na tepkiyle “Bu halk ira- desine, seçimlerine, anayasa- ya demokrasiye karşı ihanettir” gibi sözlerle topluluğu huzur- suz etmek yerine Devlet Ba- kanı sıfatıyla “gerçek bulun- malıdır, bu görevlilerin en ön- cel sorumluluğudur” dese bu çok daha uygun olmaz mıydı? Halkımız yöneticilerden hakkı olan huzur ve refahının sağ- lanmasını istiyor. Sınır komşumuz İran’ın ge- nel seçimlerinde yenilikçilerle tutucuların kavgası üzüntü ya- rattığı kadar düşündürücü de oldu. Doğu uygarlığının asır- lardan beri kalesi sayılan kom- şumuzun dini inanç kaynağı ‘Ehli Beyt’ten dersler alması gerekirken, katı şeriat kuralla- rının acımasız yöneticilikle hü- manizmayı kaybedişi çok acı. Dini lider Molla Ali Hama- ney’in İslami kurallara dayalı, reform saydığı şeri hüküm- lerden vazgeçilemeyeceğini, yenilikçi muhaliflerin bu yoldan çıkarlarsa Tanrı’nın gazabına uğrayacaklarını, cuma hutbe- sinde dakikalarca dile getire- rek namaz için o mekâna ge- len cemaati şartlandırması çok çağdışıydı. Bu kınanası gö- rüntüleri izlerken yeniden borç- lulukla M. Kemal’in bizlere emanet ettiği laik, demokratik Cumhuriyetimizin kıvancını ya- şadım… 21 Haziran 2009 günü be- nim ilk nefesimle havasını kok- layıp suyunu içtiğim, canım güzel İzmirimin Gündoğdu Meydanı’nı vatan, namus, öz- gürlük, bağımsızlık ilkeleriyle yürekleri çarpan Atatürkçü memleketsever yüz binler el- lerinde ay yıldızlı bayraklarıy- la doldurdular. 2007’nin 14 Mayısı’nda Tandoğan’da baş- layıp Gündoğdu Meydanı’nda sona eren mitinglerin hepsine katılmış milyona varan Cum- huriyet gönüllülerinin seslerine eşlik etmiştim... Şimdikilere sağrılığım izin vermedi. O mey- danlarda salladığım bayrağımı sevgili gelinimle (kızımla) beni temsil etmesi için gönderdim. Satılmışların tüm ürkütme ve korkutma senaryolarına karşın meydanı dolduranlar coşkulu deyişleriyle onlara hadlerini bildirdiler. Hasan Tahsin’in işgalci Yu- nana sıktığı ‘İlk Kurşun’u ve 9 Eylül’de düşmanı denize dö- ken Kurtuluş kahramanı su- baylarımızın Hükümet Kona- ğı’nın direğinde yıllardır dura- kalan Yunan bandırasını indi- rip oraya al bayrağımızı çeki- şini gören İzmirlilerin genleri- ne aynı Anadolu insanımızda olduğu gibi bağımsız, laik, de- mokratik Cumhuriyetimizle be- zenmiş sosyal devletimizin sevdası yerleşmiştir. Bunu hiç- bir güç sonsuza dek ulusu- muzun elinden alamaz. İç ve dış düşmanlarımızca bu böyle biline!.. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@mynet.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN (ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com HARBİ SEMİH POROY 23 Haziran Gündem Gene Dolup Taştı HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com BULUT BEBEK NURAY ÇİFTÇİ bulutbebek@hotmail.com SAYFA CUMHURİYET 23 HAZİRAN 2009 SALI 18 Recep, Ergenekon’a “terör örgütü” diyor. Demek ki elinde “belge” var! Haham Avni Kurtuldu: “Ergenekon’da sahte belgeler havada uçuşuyor. Zaten bu işler sahte hahamla başlamamış mıydı?” Cibiliyet Selim Sümen: “RTÜK’ün başındaki Zahid Akman istifa etmediğine göre epey bir bildiği vardır!” Hak Ahmet Önen: “Atatürk’ü değil Humeyni’yi seviyorum deme hakkının olduğu bir ülkede insanların AKP’ye AKP deme hakkı da vardır!” YağmurDeniz Cumhuriyet Halk Evleri derken! CHP İstanbul il başkanı ve büyükşehir belediye meclis üyesi Gürsel Tekin aynı zamanda Cumhuriyet Halk Evleri Toplumsal Eğitim ve Gelişim Derneği Başkanı imiş. Davetiye göndermişler; CHP’nin yoksul ve yoksun kesimlerdeki halka ulaşan dört ilçedeki “Cumhuriyet Halk Evleri” Gürsel Tekin’in liderliğinde ikinci yılını tamamlamış, bugün bir gösteri sunacaklarmış. Gösteri ve gösteriş tamam da Gürsel Tekin’in Kadıköy’de belediye başkan yardımcısıyken görüp Cumhuriyet Halk Evleri fikrini “keşfettiği” Kadıköy Aile Danışma Merkezleri’nden ne haber? Kadıköy’ün bir bölümünden yeni kurulan Ataşehir ilçesindeki belediye başkanlığı seçimini CHP’den Battal İlgezdi adındaki inşaat müteahhidi kazandıktan sonra adamın ilk işi Kadıköy’den devralınan yedi mahalledeki aile danışma merkezi ve dört mahalledeki meslek edindirme birimini kapatılıp tasfiye etmek olmadı mı? CHP il başkanı Gürsel Tekin bu “sosyal ihanet”e sessiz kalmadı mı? Kaybettiği büyükşehir belediye başkanlığı seçiminden sonra İstanbul’la ilgisini kesmeyeceğini söyleyen CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu bile Ataşehir’deki CHP’li inşaat müteahhidi belediye başkanının kapının önüne koyduğu “yoksul” ve “yoksun” insanları görmezden gelmedi mi? Haydi, “Che”ci beyler eteklerinizdeki taşları dökün artık! Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.” İSLAM âleminin son halife adayı Fatih Sultan Recep’in serbülendi Bülent Arınç durup dururken yaptığı açıklamayla komutanları aşağıladı. CIA belgelerine ve ajanlarına kolayca ulaşan Taraf gazetesinin “AKP’yi ve Fethullah Gülen’i Bitirme Planı”nı diye yayımladığı ve her yanıyla sahtekârlık kokan “belge”nin üzerinden Türk Silahlı Kuvvetleri’ne akoğlanlar cephesinden ve yalaka medyadan toplu bir saldırı başlatıldı. Amerika’daki sümüklünün Amerika’daki sözcüsü “Bizi kimse yıkamaz” dedi. Sultanın Bolu’daki daimi temsilcisi ve valisi Halil İbrahim Akpınar kürsüye fırlayıp askerlere fırça çekti. Farkına varmış olmalısınız... Laik ve demokratik cumhuriyet düşmanı karşıdevrimciler tarafından tezgâhlanma olasılığı yüksek olan bu “belge” ile aslında AKP ve Fethullah Gülen bir elmanın iki yarısı gibi özdeş hale getirildi. Bu da bize sultanın partisi AKP’nin artık tek başına iktidarda olmadığını gösterdi. Bugün Türkiye’de bir koalisyon hükümeti vardır ve adı AKP-FG koalisyonudur! Bu koalisyona isterseniz “salya-sümük koalisyonu” da diyebilirsiniz. Tarikat için saman altından su yürütme döneminin, müritleri için sinsice ve gizlice davranma günlerinin bittiği anlaşılıyor. Artık saklanmıyorlar ve saklamıyorlar! AKP ile yaptığı koalisyon sonunda devletin polis, eğitim, adalet, sağlık teşkilatını büyük ölçüde ele geçiren (karar mekanizmalarını tutan) malum tarikatın Amerika’daki sözcüsü bir adım daha ileri gidip Türk Silahlı Kuvvetleri’nde sevilmediklerine ilişkin görüşe katılmadığını kendinden emin bir şekilde açıklayıp “Bazı emekli askerlerin de cemaate büyük sempati beslediğini biliyoruz” diyebiliyor. Kaldı ki kimi muvazzaf askerlerin cemaate büyük sempati duymadığını kim söyleyebilir? Devrik İran Şahı Rıza Pehlevi’den madalya alan askerlerin bir kısmı karşıdevrim sürecinde Humeyni’nin emrine girmemiş miydi? Son yıllarda bir karşıdevrim sürecinin yaşandığı Türkiye’de cemaatin medyasında emekli generaller ahkâm kesmiyor mu? Evet, Türkiye’de “AKP’yi ve Fethullah Gülen’i Bitirme Planı” adıyla yürütülen operasyonun gerçekte “Fethullahçıların AKP ile Koalisyon Sayesinde Devleti Bitirme Planı”nın önemli bir halkası olduğu giderek daha çok anlaşılır hale geliyor. Şu sıra zayıflatılmakta olan halkanın Türk Silahlı Kuvvetleri olduğunu görmemek için de salak olmak gerekiyor. Koalisyon SESSİZ SEDASIZ (!) BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Kastamo- nu’ya özgü, tavuk ya da hindi eti ve yufkayla ya- põlan bir ye- mek. 2/ Yeni- çeri kõşlasõ... Deri, muşam- ba gibi gereç- lerden bavul, çanta gibi şeyler yapan kimse. 3/ Razõ olma, iste- me... “Bilinir ne --- olduğum içlenmek zanaatõnda” (Cemal Süreya). 4/ Yiyece- ği ortaklaşa sağla- nan toplantõ. 5/ Yoz beğeni, zevksizlik... Üflemeli bir çalgõ. 6/ Namzet... İcar. 7/ Modern Yunanca. 8/ İletken nesnelerden õsõ ya da elektriğin geçmesi... Tellür elementinin sim- gesi. 9/ Pamuktan dokunmuş basma... “Fena de- ğil” örneğinde olduğu gibi, bilinçli hafifsemeye dayanan söz sanatõ. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yağda kõzartõlmõş yumurta üzerine sarõmsak- lõ yoğurt dökülerek yapõlan bir yemek... Dolma yapmak için hazõrlanan karõşõm. 2/ Van Gö- lü’nde küçük bir ada... “ --- eder insanõ bu dün- ya / Bu gece, bu yõldõzlar, bu koku / Bu tepeden tõrnağa çiçek açmõş ağaç” (Orhan Veli). 3/ Aziz Nesin’in bir öykü kitabõ. 4/ Sağlõk, esenlik. 5/ Akõl... Yiyecek bulamayan, yoksul kimse... Af- rika’da bir õrmak. 6/ “Akaju” da denilen ağaç... Erzurum yöresinde gövdesi yenilen ya da turşu- su yakõlan otsu bir bitki. 7/ “Zırnık” da deni- len, çok zehirli bir element. 8/ Satrançta bir taş... Yunan mitolojisinde, güzel sanatlarõn dokuz pe- risinden biri. 9/ Güzel renkli çiçekler açan bir bitki... Bir gõda maddesi. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 V A R S A Y I M A T A R A S A T R U A A L S A D B A B A K Ö Ş İ T A E K Ü R İ Y O R O S S Z A S T K A K I M K I L T Ü R R A İ L E T K İ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 TÜRK KALP VAKFI Sigara içenler bugün kendinize bir fırsat yaratın sigarayı bırakın. 19 Mayıs Cad. No:8 Şişli / İSTANBUL Tel: (212) 212 07 07 (pbx) http://www.tkv.org.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear