Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 23 HAZİRAN 2009 SALI
10 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr
CMYB
C M Y B
KAVŞAK
ÖZGEN ACAR
Erdoğan Atina’ya Gitmedi, Çünkü!
Cumartesi akşamı Atina’daki tö-
rende Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan da uzun boyunu göstere-
cekti. Erdoğan keşke gidebilseydi
de Yunanistan’ın tarihsel, kültürel,
dinsel mirasına nasıl sahip çıktığını gö-
rebilseydi.
Mayıs 2004’te eşi Emine Hanım to-
puklu ayakkabılarıyla, Yunan Baş-
bakanı’nın eşi Nataşa Karaman-
lis’in koluna girerek Akropolis’i gez-
dikten sonra övgü dolu sözler söyle-
mişti. Aklımda yanlış kalmadıysa Er-
doğan, o günlerde Atina Belediye
Başkanı olan, bugünkü Dışişleri Ba-
kanı Dorathea Bakoyannis’in boy-
nuna takacağı “altın liyakat nişanı” için
Akropolis’e çıkamamıştı.
Başbakan’ın “tansiyonunun yük-
selmesi” nedeniyle son dakikada Ati-
na törenine katılamayışının ardından
“güneş çarpma-
sı” gerekçe ola-
rak gösterildi.
Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül de
“kulağındaki ağrı”
nedeniyle bir
başka önemli
yurtdışı ziyaretini
son dakikada ip-
tal etmişti. Bun-
dan böyle “siya-
sal sağlık” gerek-
çeli son dakika ip-
tallerine alışacağız demektir.
Yunan basınına koşut olarak Tür-
kiye’de de Erdoğan’ın gezisinin ipta-
li hakkında çeşitli yorumlar yayımlandı.
Son dakika iptaline iki gerekçe gös-
terilebilir:
1. Atina temsilcimiz Murat İlem’in
bildirdiği “kaçak göçmenler sorunu”
bu nedenlerin başında gelir. Atina bu
konuda haklıdır! Gün geçmiyor ki
basınımızda Ayvalık, Kuşadası, Çeş-
me, Didim, Bodrum gibi kıyı kentleri-
mizden Ege adalarına yönelik kaçak
göçmenlerle ilgili trajik haberler gel-
mesin. Batan tekneler, Yunan sahil ko-
ruma botlarınca insanlık dışı batırılan
tekneler, “Yunan adalarına geldiniz!”
diye kandırılarak Türkiye kıyılarında-
ki çetiliklerde salıverilen Afgan, Pa-
kistanlı, Iraklı hatta Afrikalı binlerce za-
vallı insanın düş kırıklığı ile sona eren
umuda yolculukları!
Türkiye ve Libya, kaçak göç-
menler için sıçrama tahtası görevi
yapıyor. Libya’dan Akdeniz’e açılan
göçmenler İtalya ve Fransa kıyıla-
rına ulaşmaya çabalıyorlar. Ancak,
çoğunluğu Türkiye çıkışlı göçmen-
lerden dolayı Güney Yunanistan’da
Mora Adası’nın belirli yerleri “top-
lama kamplarına” dönüştü.
Bu nedenle Prag’da yapılan son AB
doruğunda Bakoyannis, “sonuç bil-
dirgesine” Türkiye ve Libya’nın geçiş
ülkesi konumlarının sona erdirilmesi
için anlaşma yapılması koşulunu teh-
ditle koydurdu. Bugün 10 milyon nü-
fuslu Yunanistan’da 1 milyondan faz-
la kaçak göçmenin olduğu, bunun 150
bininin 2008’de
geldiği unutulma-
malıdır. Ya önlenip
de gidemeyenler
ya da Türkiye’de
hâlâ kaçak olarak
saklanan umut
yolcularına ne de-
meli! Bu kaçak
göçmenlerin Tür-
kiye’ye girmeleri,
sınırlarımızın gü-
venliğinin kevgirleş-
tiği ve ülkemizde bir
de kaçak göçmen mafyasının türedi-
ğini ortaya koymuyor mu?
2. Bir başka neden de Vaşington
Temsilcimiz Elçin Poyrazlar’ın ha-
beriyle bağlantılı olmalı! Avrupa ve Av-
rasya’dan sorumlu ABD Dışişleri Ba-
kan Yardımcısı Phil Gordon’un “Tür-
kiye Kıbrıs konusunda ödünler vere-
rek anlaşma sağlanmalı” sözleri, Ati-
na gezisinden iki gün önce Erdoğan’ın
önüne mayın döşedi.
BM’nin Annan Planı’na Rumların
“hayır” demelerine karşılık Türklerin
“evet” oylarıyla desteklemelerine kar-
şın yine de “görüşme masasına” otur-
malarını Gordon’un görmezden gel-
mesi, Erdoğan’ın haklı olarak Ati-
na’ya gezisini erteletti.
“North Atlantic Treaty Organi-
zation (NATO) - Kuzey Atlan-
tik Anlaşması Örgütü’nün (KAAÖ)” 60
mumlu doğum günü pastasının 4 Ni-
san’da üflenişi ile ilgili olarak olarak 24
ve 27 Mart’ta bu köşede iki değer-
lendirme yazmıştım. Yazı “veto” bağ-
lantılı şu üç olaya dikkat çekiyordu:
1. ABD, tasarrufundaki KAAÖ
Başkomutanlığı’na, soyadı “istavrit”
anlamına gelen Karadeniz’den
ABD’ye göç etmiş olan bir ailenin
çocuğu olan Rum kökenli Oramiral
James Stavridis’i aday göster-
mişti. “Muhrip Kaptanı” adlı kita-
bında Stavridis şöyle yazmıştı:
“1994’te 7 ülkenin Ege Denizi’nde
yaptığı bir çıkartma tatbikatında de-
demin kovulduğu İzmir Limanı’na 1
milyar dolar değerindeki muhribimin
komutanı olarak, az buçuk Yunan-
camla, giriyordum. Kendime 1922-94
arasındaki 70 yılda ne olduğunu sor-
duğumda, yanıtım ABD’nin varlığı
oldu biçimindeydi!”
İzmir’e 1 milyar dolarlık muhribi ile
giren KAAÖ Başkomutanı’nın “Ege
Kıta Sahanlığı” sorununda Türkiye’ye
bastırması da Kardak Kayalıkları’nda
“çipura-istavrit” gibi bir olası düello el-
bette Ankara’yı yakından ilgilendire-
cektir. Türkiye’den “çıt” çıkmadı!
2. Türkiye’nin AB üyeliğini isteme-
yen, Kıbrıs’ta Rumları, ülkesinde ROJ
TV’yi destekleyen, Muhammed ka-
rikatürleri ile Müslümanların tepkisi-
ni çeken Danimarka Başbakanı An-
ders Fogh Rasmussen’in genel
yazmanlık adaylığına Ankara veto-
sunu son dakikada aldığı bazı ödün-
ler (!) karşılığında çekti.
3. Türkiye’nin AB üyeliğini en-
gelleyen Fransa’nın KAAÖ’ye dö-
nüşüne Türkiye’nin “veto” kullan-
ması bekleniyordu. Bu oylamada
da Türkiye’den “çıt” çıkmadı. Tür-
kiye, her üç olaya da “hayır” diye-
medi. Ama Yunanistan bir başka
üyelik konusunda “veto”sunu ba-
ğırta bağırta kullandı. Türkiye’nin üç
“veto” şansını elinin tersiyle itme-
sine karşılık, bakalım ne gibi ödün-
ler elde etmiş:
1. KAAÖ’de ne işe yaradığı bu-
güne değin hiç belli olmayan “Akil
Adamlar Komitesi’ne” emekli bü-
yükelçi Ümit Pamir getirildi!
2. Somali’de korsan avına Giresun
fırkateynine ek olarak Gediz fırka-
teyni gönderildi!
3. KAAÖ’nün hava gözetleme
uçakları AVACS’ların Konya Hava
Üssü’nde konuşlandırılması karar-
laştırıldı!
Vetolar ve Ödünler!
Elmek: oacar@superonline.com Faks: 0312. 442 79 90
Türkiyedahaçoktartõşõlacak
ÇİMEN TURUNÇ BATURALP
BRÜKSEL - AB dönem başkanlõ-
ğõnõ 1 Temmuz’da Çek Cumhuriye-
ti’nden devralacak olan İsveç’in Dõş-
işleri Bakanõ Carl Bildt dönem baş-
kanlõğõ programõnõ açõklarken Türki-
ye’nin üyelik sürecinin bundan sonra
daha fazla tartõşõlacağõnõ söyledi.
Avrupa Parlamentosu seçimleri sõ-
rasõnda Türkiye’nin üyeliği aleyhine
yürütülen yoğun kampanyalarõn dö-
nem başkanõ İsveç’in tutumunu nasõl
etkileyeceği sorusunu yanõtlarken
Bildt, “AB’nin Türkiye’ye olan ta-
ahhdünü” hatõrlattõ ve kişisel görü-
şünün AB’nin “Avrupa’daki hiçbir
ülkeyi dışarda bırakmaması” ge-
rektiği yönünde olduğunu söyledi.
Öte yandan, Avupa Parlamentosu se-
çimleri sõrasõnda açõkça, AB genişle-
mesine, Türkiye’ye ve İslamiyete
karşõ kampanyalar yürütüldüğünü, an-
cak farklõ görüşlerin ifade edilmesinin
demokrasinin bir gereği olduğunu
kaydetti. Bu konunun bugüne kadar
belki de az tartõşõldõğõnõ söyleyen
Bildt, bundan böyle daha açõkça tar-
tõşõlacağõnõ belirtti.
Carl Bildt, Kõbrõs meselesinin çö-
zümünde AB’den çok BM’nin rol al-
masõ gerektiğinin altõnõ çizdi. Kõb-
rõs’taki çözüm arayõşõndaki iki lide-
rin cesaretlerini övdükten sonra, çözüm
sürecinde AB olarak kendilerinin
yapabileceği fazla bir şey olmadõğõnõ
ancak komisyonun “teknik destek”
sağlayacağõnõ kaydetti.
Türkiye’ye ‘geri kabul’
baskısı
Geçen hafta gerçekleşen AB Kon-
seyi zirvesinde zirve sonuç bildirisi-
ne Yunanistan’õn isteği ile, yasadõşõ
göçle mücadelede, geri kabul antlaş-
masõnõn imzalanmasõ ve yürürlükteki
antlaşmanõn uygulanmasõ için Türki-
ye’ye yönelik baskõlarõn arttõrõlmasõ-
nõ hedefleyen bir paragraf eklenmiş-
ti. Geri kabul anlaşmalarõ, içerik ola-
rak AB’de yasadõşõ bulunan Türk va-
tandaşlarõnõn yanõ sõra AB’ye Türki-
ye topraklarõ üzerinden giriş yapan
tüm üçüncü ülke vatandaşlarõ ile va-
tansõz kişilerin Türkiye’ye geri gön-
derilmesini öngören bir anlaşma. Carl
Bildt bu konunun üzerinde ciddiyetle
durduklarõnõ ve gündemde önemli bir
yer işgal edeceğini belirterek önü-
müzdeki dönemde bu yolda Türki-
ye’ye uygulanacak baskõnõn artacağõ-
nõn da işaretlerini vermiş oldu.
İsveç Türkiye’nin tam üyeliğini en
fazla destekleyen ülkelerinden biri. İs-
veç AB işleri bakanõ Cecilia Mals-
tröm’un da katõldõğõ basõn toplantõ-
sõnda önümüzdeki 6 ayõn programõ
açõklandõğõ sõrada genişleme ile ilgili
gündem maddesi olarak İzlanda’nõn
üyeliği vurgulanõrken Türkiye’den
hiç söz edilmemesi dikkat çekti.
Dış Haberler Servisi - İsviçre’de Obwalden
kantonunun, önceden girilmesi yasak olan
bölgeleri süper zenginlere “özel yaşam
alanı” olarak pazarlama planõ, ülkede
zenginler ve yoksullar arasõnda sõnõfsal
ayrõmcõlõk yapõldõğõ yönünde tepkilere yol
açtõ. Vergi cenneti olan ülkede, vergiden
daha fazla pay almak amacõyla bölgeyi
zenginlere hitap eden bir merkez haline
getirmek isteyen Obwalden kantonu
yönetimi, bu amaçla tarõma tahsis edilen
araziler üzerindeki inşaat yasağõnõ
kaldõrarak Alp Dağlarõ ve göl manzaralõ
araziyi milyonerlere özel bir alan haline
getirmeye çalõşõyor.
Sıradan vatandaşın girmesi zor
İsviçre basõnõnda yer alan haberlere göre,
Obwalden kantonu yüksek vergi ödeyen ve
bölgede iş olanağõ yaratan zenginlere süper
lüks villalar satmaya hazõrlanõrken bugüne
kadar korunan ve “sıradan vatandaşın”
girmesi zor olan arazilerin zenginlere
pazarlanmasõ, ülkede büyük tartõşma yarattõ.
Bu planõn “zenginlerin ödüllendirilmesi”
anlamõna geldiğini belirten kanton halkõ,
plana karşõ kampanya başlattõ.
Obwalden halkõ, Yeşil Parti ile çiftçilerin de
destek verdiği kampanya kapsamõnda,
bu yõl içinde planõn referanduma
sunulmasõnõ istiyor.
İsviçre Çevre ve Ulaşõm Bakanõ Moritz
Leuenberger de, zenginlere özel yaşam
alanõ sunmanõn ayrõmcõlõğa dayanan
yönetimin bir biçimi olduğunu söyleyerek
plana karşõ çõktõ.
Vergi yasalarõndan faydalanmak amacõyla
ülkeye akõn eden Formula1 pilotu Michael
Schumacher gibi zenginlere atõfta bulunan
Leuenberger, “Bir araba yarışçısı bir
hemşireden daha mı yararlı bir iş
yapıyor” diye konuştu.
Obwalden yönetimi ise eleştirilere karşõ
çõkarak, parasõ olanlarõn daha çok olanağõ
olmasõnõn garip bir durum olmadõğõnõ
savundu. Obwalden yönetimi maliye
direktörü Hans Wallimann, “İsviçre
Demiryolları’nın 1. sınıf biletleri
yolculara daha çok konfor sunarken, 2.
sınıf biletlerde yolcular daha dar bir
alanda seyahat ediyor, ama diğerlerinin
verdiği paranın yarısını ödüyor. Bu
adaletsiz bir şey mi?” dedi.
On yıllardır İsraillilerle
Filistinliler arasında
çatışmalara yol açan
Kudüs’teki Eski Kent’te,
önceki gün iki halk
arasında barış havası esti.
Eski Kent’i çevreleyen
surlar önünde birbirlerine
sarılan İsrailliler ve
Filistinliler, bölgede barış
sağlanması için dua etti.
Aralarında insan hakları
örgütleri üyelerinin de
bulunduğu İsrailli ve
Filistinli grup, el ele
tutuşarak barış zinciri
oluşturdu ve iki halkın
barış içinde bir arada
yaşayabileceğini gösterdi.
(Fotoğraf: REUTERS)
Kudüs’tesarılmagünü
Molla Ömer denetimi ele aldõ
Dış Haberler Servisi - Taliban li-
deri Molla Ömer’in, örgütün doğ-
rudan denetimini yeniden elinde
toplayarak saldõrõ emirleri verdiği ve
yerel komutanlarõ yönlendirdiği bil-
diriliyor. ABD’de yayõmlanan Wall
Street Journal gazetesinin kimliği-
ni saklõ tuttuğu Amerikalõ yetkililer
ve Afganistan’daki direnişçilere
dayandõrdõğõ habere göre, kõsa sü-
re öncesine kadar Amerikan kuv-
vetlerine karşõ yürütülen savaşõ ye-
rel komutanlarõn yönetimine bõrakan
Taliban strateji değiştirdi.
Taliban’õ yöneten şûraya baş-
kanlõk eden Molla Ömer, örgütün
dini önderliği, militanlara stratejik
danõşmanlõk ve mali kaynak sağ-
lama üzerinde yoğunlaşmõştõ.
Ancak yõl başõndan beri Molla
Ömer’in, Afganistan’õn güne-
yinde ve doğusunda düzenlenen
intihar saldõrõlarõ ve suikastlar için
emirler verdiği öğrenildi. Gaze-
te, saldõrõlardaki hedeflerden bi-
rinin Afganistan Devlet Başkanõ
Hamid Karzai’nin küçük kar-
deşi Ahmet Vali Karzai oldu-
ğunu, 18 Mayõs’ta ülkenin do-
ğusunda konvoyuna silah ve ro-
ketlerle düzenlenen saldõrõdan kur-
tulduğunu yazdõ. Ilõmlõ bir din
adamõ olan Kari Seyid Ahmed ise
nisan ayõnda Kandahar’da düzen-
lenen saldõrõda hayatõnõ kaybetti.
Bir Taliban komutanõ, Fransõz
haber ajansõ AFP ile telefonla yap-
tõğõ söyleşide, bu suikast için emrin
Molla Ömer’in yardõmcõlarõndan
biri tarafõndan verildiğini söyledi.
Mayõs ortalarõnda meydana gelen
alõşõlmamõş saldõrõda da yaklaşõk bir
düzine intihar eylemcisi ülkenin
doğusundaki Host kentinde 12 ki-
şinin ölümüne yol açtõ. Gazeteye gö-
re bu saldõrõ için de emri Taliban’õ
yöneten şûra verdi.
İSVİÇRE’DE TARTIŞMALI PLAN
Yüksek vergi
verene
özel lüks ev
İnguşetya Devlet
Başkanı’na suikast
Dış Haberler Servisi - Rusya’nõn Kuzey Kafkasya bölgesindeki
cumhuriyetlerinden İnguşetya’nõn devlet başkanõ Yunus-Bek
Yevkurov, başkent Nazran’da uğradõğõ suikast sonucu ağõr
yaralandõ. Olayõ araştõran savcõlar Yevkurov’un şoförünün ve
kardeşi Uvays Yevkurov’un da yaralandõğõ
patlamada bir güvenlik görevlisinin de hayatõnõ
kaybettiğini duyururken, bazõ kaynaklar en az
iki kişinin yaşamõnõ yitirdiğini bildiriyor.
Konvoyunun geçtiği yola yerleştirilen
bombalarõn patlamasõ sonucu yaralanan
Yevkurov’un kaldõrõldõğõ hastanede ameliyat
olduğu, ancak sağlõk durumundan endişe
edildiği için özel bir uçakla tedavi için
Moskova’ya gönderileceği öğrenildi. Rusya
Devlet Başkanõ Dimitriy Medvedev,
“İnguşetya devlet başkanı ülkede barışı ve
düzeni sağlamak için çok şey yaptı ve bir grup
eşkıya bu durumdan hoşnut kalmadı” dedi.
Görkemli Akropolis Müzesi!
Yunanistan, 1821’de Osman-
lı’dan bağımsızlığını almadan
önce Lord Elgin İstanbul’da bü-
yükelçiydi. Ülkenin simgesi olan Ati-
na’da Akropolis Tepesi’ndeki Part-
henon Tapınağı’nın görkemli mermer
kabartmalarını, British Müzesi’ne ta-
şımıştı. Yaklaşık iki yüz yıldır Yu-
nanların aklı, bu yitik kabartmalarda
kalmıştı.
1981’de Andreas Papandreu
başbakan seçilince ünlü sinema sa-
natçısı Melina Merküri’yi (MM) kül-
tür bakanı yaptı.
Yunanistan dışına
yaptıkları resmi
gezilerde Papan-
dreu’nun basın
toplantısını, söz-
gelişi 30 kadar
yabancı medya
temsilcisi izliyor-
sa, MM’ninkine
300 kişi katılıyor-
du. MM, “Barbar
Osmanlı’nın yağmalanmasına göz
yumduğu Yunanistan tarihsel mira-
sı Parthenon kabartmaları geri veril-
meli” kampanyasını başlattı.
MM, kampanyasıyla yalnızca Yu-
nan halkında bir bilinçlenme yarat-
makla kalmadı, Yunan turizmi için
çok önemli ve etkin bir tanıtımı da
gerçekleştirdi. Yabancı meslektaş-
larını, UNESCO’yu harekete geçirdi.
British Müzesi’nde TV kameraları
önünde “Atalarımızın mirasını geri is-
tiyoruz” sözleri ile gösteriler düzen-
ledi.
Ancak İngilizler “Siz, bu yapıtları
Atina’daki yoğun ‘nefos (hava kirli-
liği)’ altında mı koruyacaksınız? Biz,
Yunan sanatını müzemizde sizden
daha iyi koruyoruz” sözleri ile alay
ederek MM’yi ciddiye almadıklarını
gösterdiler. Yunanlar yılmadılar.
Yunanlar, Akropolis’in eteğinde
görkemli bir müze yapımına başla-
dılar. Amaç, İngilizlerin “daha iyi ko-
ruma” kozunu el-
lerinden almaktı.
Geçen yıl, açıl-
madan önce gez-
me şansı elde et-
tiğim bu görkem-
li müzeyle bu
amaca ulaştıkla-
rını gördüm. Tabii
bu müzeyi yap-
mak, bu kabart-
maları geri getir-
meye yetmeyecekti. Keşke Erdoğan,
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Gü-
nay bu müzeyi görselerdi.
Ziyaretçiler, Akropolis’in yama-
cında camla kaplı tarihsel kalıntıla-
rın üzerinden yürüyerek müzeye gi-
riyorlar. Böylece dışarıda arkeolojik
kalıntılar, içeride buluntular sergile-
niyor. Müzenin yapımına 130, ser-
gilemeye 30 olmak üzere toplam 150
milyon Avro harcandı.
AB dönem başkanlõğõnõ 1 Temmuz’da devralacak İsveç’in Dõşişleri Bakanõ Bildt, AP
seçimleri sõrasõnda açõkça Türkiye karşõtõ kampanyalar yürütüldüğüne dikkat çekti
Yevkurov ağır
yaralandı.
(Fotoğraflar: Murat İlem)
Oğlumuz ATAHAN’õn
Sünnet töreninde
bizleri onurlandõran
tüm dost ve
akrabalarõmõza
teşekkür ederiz.
Fatma & Gökhan Kayhan
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Mühendislik Fakültesi
Makine Mühendisliği’nden almış olduğum diploma
yerine geçen geçici çıkış belgemi kaybettim.
Hükümsüzdür. Deniz Bölükbaşı
SSK’dan almış olduğum 2104788213 tahsis no’lu
Emeklilik Cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür.
Ferhat Yılmaz