28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ekonomi@cumhuriyet.com.tr 23 HAZİRAN 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B Türkiye’nin Amerikan Büyükelçi- si geçenlerde Diyarbakır’ı ziyarete gittiğinde, ilkokul günlerim hatırıma geldi. Babam benim öğretmenimdi. Bir gün okulda süttozu verilmeye başlandı. Ardından babam İngilizce çalışmaya koyuldu. “Baba niye biz süttozu içiyoruz, sen İngilizce neden çalışmaya başladın” diye sordu- ğumda bana, “Oğlum Amerika’dan gönüllü amcalar geldi. Bizim sağlı- ğımız ve eğitimimizle ilgileniyorlar” dedi. Çok sevmiştim Amerikalıları. Her zaman nasıl da bizi bizden da- ha fazla düşünüyorlar şu Amerika- lılar. Dün ve bugün hep dostlar.. Bu dostluğun nereye varacağını anla- mak için şimdilerde herkesin Diyar- bakır’ı düşünme ve inceleme zamanı bence. Gelin önce Diyarbakır’ın ekono- misine bir bakalım: Nüfusu 1.5 mil- yona yaklaşan Diyarbakır’ın ekono- misi büyük ölçüde tarım ve hay- vancılığa bağlı. Gaziantep’ten son- ra bölgenin ikinci büyük sanayi mer- kezi. Kalkınmada birinci derecede öncelikli il. Toplam tarımsal alan 801.834 ha. (ülkenin yüzde 3’üne te- kabül ediyor.) Ekilen alan 683.437 ha. Sulanabilir arazi 680.964 ha. Diyarbakır’da bina sayısı 90 bin 620, bölgede 204 bin 232. Türki- ye’de bina sayısı 7 milyon 838 bin 675. TOKİ’nin yaptığı bina sayısı 7 bin 200. Bu sayının 3 bin 600 ade- di tamamlanmış durumda. Yıllık sa- tın alınan enerji 3.1 milyar kWh. Yıllık satılan enerji 1.1 milyar kWh. Günlük enerji tüketimi yazın 396 kWh, kışın 613 kWh. Ulaşıma baktığımızda köylerde asfalt oranı yüzde 15. Karayolu ağı 6 bin 235 km. (1400 km. asfaltlı.) 149 km. demiryolu ağı var. 1.5 milyon yolcu kapasitesine sahip her gün 10 iç hatlar uçak iniş-kalkışı yapılıyor. Bir üniversite, 13 fakülte, 16 mes- lek yüksekokulu, 5 yüksekokul, 3 enstitü, 1 sağlık meslek lisesi, 1 hastane, toplam yaklaşık 20 bin 000 öğrenci. Okuryazar oranı yüzde 69.57. Erkeklerde bu oran yüzde 87. Kadınlarda yüzde 57, yani her 10 ka- dından 4.5 kişisi okuma yazma bil- miyor. Türkiye oranlarına baktığı- mızda farkı iyice görüyorsunuz: Tür- kiye’de erkek okuma yazma oranı yüzde 94, kadında yüzde 81, genel yüzde 87.3. Toplam 416 sanayi işletmesi ve 12 bin istihdam hacmi. Bunların 212’si KOBİ. 1163 küçük sanayi sitesi iş- yeri var. İşsizlik oranı yüzde 15. GSYİH’deki payı yüzde 1.15. Türki- ye sıralamasında 21’inci. Kişi başı- na düşen GSMH 1.313 dolar. Ülke sıralamasında 55’inci. Özel sektör- den alınan vergi geliri 160 milyon TL. Kamu sektör vergi geliri 130 milyon TL. 56 bin vergi mükellefi var. Her Di- yarbakırlıya genel bütçeden 52 mil- yon TL pay düşüyor. Diyarbakır’da 550 anonim, 4 bin 200 tane limitet şirket var. Yaklaşık 4.5 milyon TL’lik yabancı yatırımı var. Diyarbakır’ın ekonomisi gelişme- ye muhtaç. Bölgenin kalkınması için büyük sanayi hamlesi gerekiyor. Zaten Güneydoğu sorunu, Kürt so- runu, adını ne koyarsanız koyun so- run aslında rakamlarda gizli. Öte yandan Diyarbakır’ın duyun- ca insanı şaşırtan varlıklara ve tari- he sahip olduğunu çoğu kimse bil- mez. İslamın 5. Haremi Şerifi olan Ulu Cami, Anadolu’daki ilk camidir ve sü- tunlarının her biri Anadolu’nun çeşitli yerlerinden getirilmiş ve işlemeleri bi- ribirine benzememektedir. Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği haçın bir parçası ve dünyada ceylan derisine elle yazıl- mış ilk Tevrat Diyarbakır’dadır. Ya- hudi inancına göre Kudüs’ten son- ra ikinci kutsal kent olan Kalne, Di- yarbakır’dır. Hz. İsa diliyle ibadet ya- pılan ilk kilise Diyarbakır’dadır. Di- yarbakır Arkeoloji Müzesi’nde 30 binden fazla eser vardır. Kâbe’nin ilk ipek örtüsü Diyarbakır Hasanpaşa Hanı’nda işlenmiştir. İnsanoğlu yer- leşik düzene ilk Diyarbakır’da geç- miştir. Bütün bunlar Diyarbakır’ın Or- tadoğu’nun en önemli inanç turizmi merkezi yapmakta ve birçok ülkenin iştihanı da kabartmaktadır. Bu denli önemli bir şehir, olayların ve sıkıntıların neden merkezi oldu dersiniz? Onun cevabını da Diyar- bakırlı yazar ve sanatçı Recep Acay, “Diyarbakır Dört Kapı” kitabında şöyle veriyor: “… kişisel olarak kül- tür, sanat yönünden elimden geldi- ği kadarını yapmaya çalıştım. Ama iş- sizlik konusunda, tarihinin yok edil- mesi konusunda, tarihi varlıkların korunması, kentin gelişmesi için hiç- bir şey yapamadım. Bunlar beni aşan konular. Ama bu kentten ka- zanarak varlıklı olan aileler de hiçbir şey yapmadan bu şehri terk ettiler. Ya da ettirildiler….” Sorunların çö- zümü de burada saklı.Yaşadığımız, ekmeğini yediğimiz, suyunu içtiğimiz topraklara vefasızlık yapmamak… Ne Güzeldir Diyarbekir Elleri M A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com 26 sivil toplum kuruluşu tarafõndan ‘Kriz Varsa Çare de Var’ kampanyasõnõn 4. ayağõ başlatõldõ Gücüne güven krize direnKriz ve işsizliğe rağmen tüketicilere ‘Pazara çõk’ söylemini tekrarlayan TOBB Başkanõ “Yaşanan küresel kriz ortamõnda devir, kâr devri olmaktan çõktõ, ar devri oldu” dedi. TOBB öncülüğünde oluşturulan Üreten Türkiye Platformu’nun İstanbul’da düzenlediği toplantıda bir araya gelen yaklaşık 60 işada- mı krizden çıkış için yerli tüketime ağırlık verilmesini ve hükümetin yapısal reformları zaman geçirmeden hayata geçirmesini istedi. İşadamından birliktelik çağrısı Devlet üniversiteli işsize iş bulmalı Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanõ Ahmet Nazif Zorlu, istihdamõ devam ettirmenin tek yolunun tüketmekten, çalõşmaktan ve ihracattan geçtiğini söyledi. Zorlu, “Tünelin ucu diye bir şey yok. Her zaman karanlık görmeyeceksin. Ama her zaman yağmur yağacakmış gibi elinden şemsiyeni de bırakmayacaksın. İyimser düşünelim. Türkiye bu krizden çıkacaktır. Ama herkesin fedakârlık etmesi lazım” dedi. Zorlu, Türkiye’nin IMF ile kendi çõkarlarõ doğrultusunda anlaşmasõ gerektiğini söyledi. Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanõ Abdulkadir Konukoğlu ise hep beraber bu işi ele aldõklarõ takdirde, Türkiye’nin krizden çõkmamasõ için hiçbir neden olmadõğõnõ belirterek, aile yapõsõnõn çok önemli olduğunu, Türkiye’de birinin işsiz olmasõ halinde öbür kardeşinin ona yardõm ettiğini söyledi. El ele verelim Şişecam Yönetim Kurulu Başkanõ Prof. Dr. Ahmet Kırman, bu dönemde önemli olanõn kamu otoritesi ve özel sektörün kendilerine düşen fedakârlõğõn farkõnda olarak çözüm üretilmesine katkõda bulunmalarõ gerektiğini belirtti ve “Karamsar insanlar sadece tüneldeki karanlığı görür, iyimser insanlar ise sadece tünelin ucundaki ışığı görür, tedbirliler ise ışığı görmesinin yanı sıra gelecek treni de görür. Biz tedbirliyiz daha önce krizler yaşayan bir ülke olarak nasıl hareket etmemiz gerektiğini biliyoruz. Bunları hayata geçirirsek, krizi aşarız” diye konuştu. Karamsar olmayalım 26 örgütten oluşan Üreten Türkiye Platformu’nun “Kriz varsa çare de var” kampanyasõnõn 4. ayağõnda bir araya gelen yaklaşõk 60 işadamõ krize karşõ birlikte hareket etme ve yerli malõ kullanma çağrõsõnda bulundu. Erdemir rekor ceza aldı, yasal işleme başladı Yeniden inşa edilen ülkenin her alanõnda iş potansiyeli olduğu belirtildi Kuzey Irak: Yatırıma gelin İSTANBUL (REUTERS) - Erdemir’in geçen yõl eylülde açõkladõğõ Arcelormittal Ambalaj Çeliği ve Borçelik’teki ortaklõğõ- nõ sona erdirme kararõnda değişiklik ol- madõğõ, ayrõca Rekabet Kurulu’nun, Arce- lormittal’dan hisse alõmõ ve Borçelik’teki ortaklõğõyla ilgili olarak Erdemir’e verdiği toplam 20.12 milyon lira para cezasõ ko- nusunda her türlü yasal işleme başvurula- cağõ ifade edildi. Rekabet Kurulu geçen haf- ta Erdemir’e 20 milyon lira para cezasõ ve ortaklõğõ 12 ayda bitirme cezasõ vermişti. Türkiye’nin en büyük yassõ çelik üreti- cisi Erdemir’i bünyesinde bulunduran Oyak Grubu’ndan yapõlan açõklamada, “Erdemir, bu şirketlerdeki ortaklığını bitirmek istiyor. Yaklaşımımız çok net. Gerekçeli kararın bize tebliğ edilmesi- ni bekliyoruz. Karar bize tebliğ edilir edilmez, mümkün olan her türlü yasal yola başvuracağız” denildi. Şaban Baş iş yapılabilecek alanlar hakkında bilgi vererek “Ticaretimizi yıl sonuna kadar en az iki katına çıkarmak için buradayız” diye konuştu. Yerli üretimi yok denecek kadar az olan ülkede iğneden ipliğe her alanda ithalata gereksinim duyuluyor. DUHOK (AA) - Irak’õn kuze- yindeki sõnõr kenti Duhok’un Ti- caret ve Sanayi Odasõ Başkanõ Ayad Abdulhalim, “yeniden in- şa edilen” ülkenin her alanda ih- tiyaçlarõnõn bulunduğunu belirte- rek her iki tarafõn da kazanacağõ bir model yaratmaya çağõrdõ. Adana Ticaret Odasõ Başkanõ Şaban Baş’õn başkanlõğõnda yö- netim kurulu ve meclis üyelerin- den oluşan iş heyeti, Irak’õn ku- zeyine düzenlediği ticaret gezi- sinde, ilk olarak Duhok’ta te- maslarda bulundu. Baş, 20 işadamõ, ziyaret prog- ramõnõn ilk durağõnda Duhok Ti- caret ve Sanayi Odasõ Başkanõ Ayad Abdulhalim ile bir araya gel- di. Abdulhalim, “bir liman ken- ti olan” Mersin ve “bir sanayi kenti konumundaki” Adana’dan her açõdan yararlanmak istedik- lerini vurguladõ. Abdulhalim, Irak’õn kuzeyinde faaliyet göste- ren bu firmalarõn yüzde 60’õnõn Türk olduğunu söyledi. Teşvik çok Irak’õn kuzeyindeki yatõrõm im- kânlarõna da değinen Abdulhalim, hükümetlerinin yatõrõmcõya çok sayõda fõrsat sunulduğu yeni bir paket hazõrladõğõnõ söyledi. Ab- dulhalim pakette, ücretsiz arsa ve 10 yõl vergi muafiyetinin bu- lunduğuna dikkati çekti. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Sanalla Gerçek... soner@cumhuriyet.com.tr Sahte mi gerçek mi olduğu tartışılan imzanın eldeki metni fotokopi olunca, aslı bulunana kadar yapıla- cak tartışmaların tümünün sanal olduğunu bilmek yet- miyor. Ülkenin tüm yetkin kurumları, cepheleşmiş ör- gütlenmeleri, vatandaşları bu kısır tartışmanın dışı- na çıkamıyorlar. Trajikomik olanı, imza da belge de gerçek çıksa, bu kez iktidarı devrime operasyonunun askeri dar- be mi, ordu içinde deli saçması cunta girişimi mi ol- duğu tartışması gündeme girecek. Ortada darbe ey- leminin bırakınız fiilini, düşüncesi, niyetinin bile ol- maması, hükümet için tehdit oluşturacak hiçbir ey- lemin bulunmaması önemli değil. Önemli olanı Fe- tocuların TSK’ye yönelik yıpratma kampanyalarının tam hedefini bulmuş olması. Bir fotokopi metin üze- rinden kopan kızılca kıyamette, ağızını açan herkes, insan hakları, demokrasiden yana olduğunu kanıt- layabilmek için, öncelikle askeri darbeleri lanetledi- ğinden söze girmek zorunda. Buna kimsenin itirazı yok, olamaz da. Ancak ne- rede ise otomatikman AKP iktidarının dolaylı biçim- de aklanması, TSK’nin karalanması gerçeği var ki.. AKP’nin oy, Meclis çoğunluğu elinde anayasal dü- zene aykırı olarak tüm yaptıkları, yasama, yürütme yargıyı ele geçirme operasyonları, dahası yolsuzlukları, iktidar icraatlarının meşru olmayan sayısız uygulaması, ABD emperyalizminin, cemaatin Türkiye’de ılımlı İs- lam cumhuriyeti projesi.. aklanmış oluyor ki... Ço- ğunluk AKP, Fetocuların elindeki medya, yorumcu- ları, ABD emperyalizminin emrinde Sorosçular hız- larını alamayıp, Erdoğan hükümetini TSK içinde operasyon yapmamakla, yetkilerini kullanmamakla, korkaklıkla suçluyorlar. TSK’nin AKP iktidarlarına kar- şı darbe girişimi gibi bir gerçek varmışçasına, yara- tılan sanal senaryolar bilinçlere, bir daha bir daha kat- lanarak kazınmış oluyor. Öte yandan Ergenekon senaryoları üzerinden oy- nanan oyunlar, işlenen hukuk ihlalleri, insan hakla- rı, yaşam hakkı üzerinden yargısız infazları.. çok çıp- lak gerçekler umurları olmuyor. Fotokopi metin üzerinden kendilerine yönelik darbe gerçekmiş gibi, sanal üzerinden yargıya başvuran, dolayısıyla top- lumun sanal üzerinden gerçek olup olmadığı biline- meyene inadırılmasını sağlamaya çalışan AKP, olup biten gerçekleri yok sayıyor; iktidarın, hükümetin, Baş- bakan Erdoğan’ın, Fetocuların, Soros çocukları- nın.. utanmadan insan hakları, demokrasiyi ağızla- rından düşürmeyenlerin.. gerçekler üzerinden işlenen hukuk suçları, insan hakları ihlalleri, yargısız infazlarda kılları kıpırdamıyor.. Kanser ameliyatından hemen sonra, ağır kalp-da- mar hastalıkları da varken, delil karartması söz ko- nusu olamayacak, bal gibi de yargısız infaz niyetine tutuklu tutulan bilime, üniversitelere hizmetleri sayı- lamayacak Prof. Yurtkuran’ın, kendisi gibi bilim in- sanı olan, Uludağ Üniversitesi’nin hak ettiği rektör- lüğü AKP’nin ele geçirdiği YÖK ve Cumhurbaş- kanlığı’ndan geri dönmüş eşi Merih Yurtkuran haykırıyor. Kanser ameliyatı sonrası radyoterapi görmesi iki ay engellenmiş, kalp damar hastalıkları umursanmamış Prof. Mustafa Yurtkuran ağır hasta. Önümüzde çok trajik ölümle sonuçlanmış Okkır ger- çeği varken.. Türkan Saylan’ın, İlhan Selçuk’un sağ- lıkları ile oynanan, can yakan tablolar henüz bellek- lerde taze dururken.. Prof. Erol Manisalı Hoca sağlık sorunlarının yaşamsal tehdit aşamasında an- cak serbest bırakmış, yazı yazamayacak kadar ağır hasta durumlara düşmüşken.. Ya AKP’nin sayısız “ak”lığına şaibe getiren icraatları arasında sırıtan Deniz Feneri olayında, bir tek Akman ismi üzerinden yaşanan kirli gerçeklere ne demeli? Apaçık belge sahtekârlığı tek başına çok kara, kirli bir adi suçu oluştururken, Başbakan Erdoğan’ın ko- rumasında hâlâ görevinden alınamaması ne anlama geliyor? Alman yargısının ortaya çıkardığı onca kiri- li çamaşırdan sonra Başbakan Erdoğan, AKP kad- roları Deniz Feneri ile ilişkilerinin olmadığı, partileri- ni hiçbir biçimde bağlamayacağı açıklamalarını ya- pıyorar. Diğer yandan yargılamanın Türkiye ayağının işletilmemesi için taktik üzerine taktik icraatları pe- şi peşine geliyor. Akman’a dokunulmaması, Akman’ın başının yanması halinde başkalarının başını da mı ya- kacağı soru işaretini büyütüyor. Ergenekon davası gibi bir davada, iddianamele- ri ortada olmadan, ortada olanları yargılanamadan, bu kadar çok sayıda yargısız infaz niteliğinde tutuklu içerde beklerken.. duruşmalara ara verilmesi bile ne kadar hukuki, hakka uyuyor dersiniz? Arkadaşımız Balbay için bugün 110. gün. O kadar çok kişi için yargısız infaz niteliğine dönüşmüş tutukluluk halle- rinin devamındaki günler katlanmış durumda ki.. İçer- de yatanlar iyi bilirler. Dahası, haksız tutukluluğun haksızlığı ceza infaz yasasında bile öylesine duyar- lı düzenlenmiştir ki, tutukluluk halinin kalktığı günün gecesi içerde yatılmaz, tahliye gerçekleşir.. Biz bu gerçekleri değil de, dayatılan sanalı tartışmaya mahkûm muyuz?.. Ekonomi Servisi - For You Mağazacõlõk, şir- ketin, global ekonomik krize yatõrõm safhasõnda yakalandõğõ için etkilenmesinin yüksek olduğu- nu, iflas erteleme isteğinin de gerçekte bu global krizin etkilerinden kaynaklandõğõnõ açõkladõ. Şirketten yapõlan yazõlõ açõklamada, 2002’de, indirimli kozmetik ve kişisel bakõm ürünleri zinciri olarak kurulan şirket tarafõndan, iflasõ er- teleme talebiyle Kadõköy 4. Asliye Ticaret Mah- kemesi’ne başvurulduğu ve mahkeme tarafõndan 1 Haziran 2009 tarihinde iflas erteleme talebi ile ilgili olarak tedbir kararõ verildiği belirtildi. For You iflas ertelemeye başvurdu Yaşçaydaüretimdüşük RİZE (AA) - Rize Ziraat Odasõ Başkanõ Nev- zat Paliç, yaş çayda birinci sürgünde verimin şu ana kadar düşük gerçekleştiğini söyledi. Paliç, yap- tõğõ açõklamada, bu yõl çay sezonunun geçen yõ- la göre hava şartlarõndan dolayõ yaklaşõk 1 ay geç başladõğõnõ, verimin de şu ana kadar düşük ger- çekleştiğini belirtti. Paliç, “Bu yıl rekoltenin ge- çen yılın altında kalarak, 1 milyon tonun altı- na düşeceğini tahmin ediyorum” dedi. Ekonomi Serveisi - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanõ Rifat Hisarcıklıoğlu krizden en az hasarla çõk- mak için hükümetin güven ve istikrarõ sağlayan tedbirleri almaya devam etmesi gerektiğini söyledi. TOBB’nin 5 ayaktan oluşan, ilk haftada ‘Eve kapanma pazara çık’, ikinci haf- tada ‘Kimse işini kaybetmesin’ ve üçüncü haftada ‘Güven ve istikrar’ mesajlarõ verilen ‘Kriz varsa çare de var’ kampanyasõnõn 4. mesajõ ‘Gü- cüne inan’ oldu. Topkapõ’daki Şi- şecam fabrikasõnda düzenlenen basõn toplantõsõnda konuşan Hi- sarcõklõoğlu, toplumun krize duyarlõlõğõnõ ortaya koyan bu kampanyanõn faydalõ olduğunu savundu. Hisarcõklõoğlu, özellikle sa- bit ve dar gelirlilerin alõm gücünü arttõ- racak mekanizmalar üzerinde düşünül- meye devam edilmesi gerektiğine işaret ederek, “Alışılmadık bir dönemde, alı- şıldık önlemlerle yola devam edilmez” dedi. Hisarcõklõoğlu, “Yaşanan küresel kriz ortamında devir, kâr devri ol- maktan çıktı, ar devri oldu. Birçok şirket zarar pahasına yola devam ediyor” dedi. Elimizi taşın altından çekmeyelim Türk Sanayicileri ve İşadamlarõ Der- neği Yönetim Kurulu Başkanõ Arzuhan Doğan Yalçındağ, ekonomik krizlerin 3 bileşeni bulunduğunu ifade ederek, “Önce hükümetimiz, ekonomi yönetimi, gerçekçi bir analiz yaparak gerekli önlemleri almalı. Sonra iş, tüketicimiz ve hane halkına geliyor. Eğer evimize çekilirsek, tüketmez- sek unutmayalım ki ekonomi- deki düzelmeyi de ertelemiş oluyoruz. Bunun son ayağı, yatırımcının, işada- mının, iş insanının üzerine düşen so- rumluluklar. Elimizi taşın altından çekmeyelim” diye konuştu. Herkesin fedakârlık etmesi gerekiyor Kale Grubu Onursal Başkanõ İbrahim Bodur, Türk girişimcisinin, işadamõnõn taşõn altõna elini değil, ayaklarõnõ da koyarak sanayiyi bu duruma getirdiğini kaydetti. Bodur, üniversite mezunu çok sayõda işsiz bulunduğunu ve bunlarõn asgari ücretle iş aradõğõnõ, hükümetin ve devletin bir plan dahilinde bunu organize etmesi gerektiğini söyledi. Bodur, “Tecrübelerimle şunu biliyorum ki, ‘koyun ekonomisi’ diyorlar. Bilirsiniz koyunun biri geçti mi hepsi arkasından. Bir zamanlar Avrupa’nın hurda makineleri geldi. Onlarla uğraştık. Teknolojiye bakacaksın” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear