Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
23 HAZİRAN 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
Türkiye’nin Amerikan Büyükelçi-
si geçenlerde Diyarbakır’ı ziyarete
gittiğinde, ilkokul günlerim hatırıma
geldi. Babam benim öğretmenimdi.
Bir gün okulda süttozu verilmeye
başlandı. Ardından babam İngilizce
çalışmaya koyuldu. “Baba niye biz
süttozu içiyoruz, sen İngilizce neden
çalışmaya başladın” diye sordu-
ğumda bana, “Oğlum Amerika’dan
gönüllü amcalar geldi. Bizim sağlı-
ğımız ve eğitimimizle ilgileniyorlar”
dedi. Çok sevmiştim Amerikalıları.
Her zaman nasıl da bizi bizden da-
ha fazla düşünüyorlar şu Amerika-
lılar. Dün ve bugün hep dostlar.. Bu
dostluğun nereye varacağını anla-
mak için şimdilerde herkesin Diyar-
bakır’ı düşünme ve inceleme zamanı
bence.
Gelin önce Diyarbakır’ın ekono-
misine bir bakalım: Nüfusu 1.5 mil-
yona yaklaşan Diyarbakır’ın ekono-
misi büyük ölçüde tarım ve hay-
vancılığa bağlı. Gaziantep’ten son-
ra bölgenin ikinci büyük sanayi mer-
kezi. Kalkınmada birinci derecede
öncelikli il. Toplam tarımsal alan
801.834 ha. (ülkenin yüzde 3’üne te-
kabül ediyor.) Ekilen alan 683.437 ha.
Sulanabilir arazi 680.964 ha.
Diyarbakır’da bina sayısı 90 bin
620, bölgede 204 bin 232. Türki-
ye’de bina sayısı 7 milyon 838 bin
675. TOKİ’nin yaptığı bina sayısı 7
bin 200. Bu sayının 3 bin 600 ade-
di tamamlanmış durumda. Yıllık sa-
tın alınan enerji 3.1 milyar kWh.
Yıllık satılan enerji 1.1 milyar kWh.
Günlük enerji tüketimi yazın 396
kWh, kışın 613 kWh.
Ulaşıma baktığımızda köylerde
asfalt oranı yüzde 15. Karayolu ağı
6 bin 235 km. (1400 km. asfaltlı.) 149
km. demiryolu ağı var. 1.5 milyon
yolcu kapasitesine sahip her gün 10
iç hatlar uçak iniş-kalkışı yapılıyor.
Bir üniversite, 13 fakülte, 16 mes-
lek yüksekokulu, 5 yüksekokul, 3
enstitü, 1 sağlık meslek lisesi, 1
hastane, toplam yaklaşık 20 bin
000 öğrenci. Okuryazar oranı yüzde
69.57. Erkeklerde bu oran yüzde 87.
Kadınlarda yüzde 57, yani her 10 ka-
dından 4.5 kişisi okuma yazma bil-
miyor. Türkiye oranlarına baktığı-
mızda farkı iyice görüyorsunuz: Tür-
kiye’de erkek okuma yazma oranı
yüzde 94, kadında yüzde 81, genel
yüzde 87.3.
Toplam 416 sanayi işletmesi ve 12
bin istihdam hacmi. Bunların 212’si
KOBİ. 1163 küçük sanayi sitesi iş-
yeri var. İşsizlik oranı yüzde 15.
GSYİH’deki payı yüzde 1.15. Türki-
ye sıralamasında 21’inci. Kişi başı-
na düşen GSMH 1.313 dolar. Ülke
sıralamasında 55’inci. Özel sektör-
den alınan vergi geliri 160 milyon TL.
Kamu sektör vergi geliri 130 milyon
TL. 56 bin vergi mükellefi var. Her Di-
yarbakırlıya genel bütçeden 52 mil-
yon TL pay düşüyor. Diyarbakır’da
550 anonim, 4 bin 200 tane limitet
şirket var. Yaklaşık 4.5 milyon TL’lik
yabancı yatırımı var.
Diyarbakır’ın ekonomisi gelişme-
ye muhtaç. Bölgenin kalkınması için
büyük sanayi hamlesi gerekiyor.
Zaten Güneydoğu sorunu, Kürt so-
runu, adını ne koyarsanız koyun so-
run aslında rakamlarda gizli.
Öte yandan Diyarbakır’ın duyun-
ca insanı şaşırtan varlıklara ve tari-
he sahip olduğunu çoğu kimse bil-
mez. İslamın 5. Haremi Şerifi olan Ulu
Cami, Anadolu’daki ilk camidir ve sü-
tunlarının her biri Anadolu’nun çeşitli
yerlerinden getirilmiş ve işlemeleri bi-
ribirine benzememektedir. Hz. İsa’nın
çarmıha gerildiği haçın bir parçası ve
dünyada ceylan derisine elle yazıl-
mış ilk Tevrat Diyarbakır’dadır. Ya-
hudi inancına göre Kudüs’ten son-
ra ikinci kutsal kent olan Kalne, Di-
yarbakır’dır. Hz. İsa diliyle ibadet ya-
pılan ilk kilise Diyarbakır’dadır. Di-
yarbakır Arkeoloji Müzesi’nde 30
binden fazla eser vardır. Kâbe’nin ilk
ipek örtüsü Diyarbakır Hasanpaşa
Hanı’nda işlenmiştir. İnsanoğlu yer-
leşik düzene ilk Diyarbakır’da geç-
miştir. Bütün bunlar Diyarbakır’ın Or-
tadoğu’nun en önemli inanç turizmi
merkezi yapmakta ve birçok ülkenin
iştihanı da kabartmaktadır.
Bu denli önemli bir şehir, olayların
ve sıkıntıların neden merkezi oldu
dersiniz? Onun cevabını da Diyar-
bakırlı yazar ve sanatçı Recep Acay,
“Diyarbakır Dört Kapı” kitabında
şöyle veriyor: “… kişisel olarak kül-
tür, sanat yönünden elimden geldi-
ği kadarını yapmaya çalıştım. Ama iş-
sizlik konusunda, tarihinin yok edil-
mesi konusunda, tarihi varlıkların
korunması, kentin gelişmesi için hiç-
bir şey yapamadım. Bunlar beni
aşan konular. Ama bu kentten ka-
zanarak varlıklı olan aileler de hiçbir
şey yapmadan bu şehri terk ettiler.
Ya da ettirildiler….” Sorunların çö-
zümü de burada saklı.Yaşadığımız,
ekmeğini yediğimiz, suyunu içtiğimiz
topraklara vefasızlık yapmamak…
Ne Güzeldir Diyarbekir Elleri
M A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com
26 sivil toplum kuruluşu tarafõndan ‘Kriz Varsa Çare de Var’ kampanyasõnõn 4. ayağõ başlatõldõ
Gücüne güven krize direnKriz ve işsizliğe rağmen
tüketicilere ‘Pazara çõk’ söylemini
tekrarlayan TOBB Başkanõ
“Yaşanan küresel kriz ortamõnda
devir, kâr devri olmaktan çõktõ, ar
devri oldu” dedi.
TOBB öncülüğünde oluşturulan Üreten Türkiye Platformu’nun İstanbul’da düzenlediği toplantıda bir araya gelen yaklaşık 60 işada-
mı krizden çıkış için yerli tüketime ağırlık verilmesini ve hükümetin yapısal reformları zaman geçirmeden hayata geçirmesini istedi.
İşadamından birliktelik çağrısı
Devlet üniversiteli işsize iş bulmalı
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanõ Ahmet Nazif
Zorlu, istihdamõ devam ettirmenin tek yolunun
tüketmekten, çalõşmaktan ve ihracattan geçtiğini söyledi.
Zorlu, “Tünelin ucu diye bir şey yok. Her zaman
karanlık görmeyeceksin. Ama her zaman yağmur
yağacakmış gibi elinden şemsiyeni de
bırakmayacaksın. İyimser düşünelim. Türkiye bu
krizden çıkacaktır. Ama herkesin fedakârlık etmesi lazım”
dedi. Zorlu, Türkiye’nin IMF ile kendi çõkarlarõ doğrultusunda
anlaşmasõ gerektiğini söyledi.
Sanko Holding
Yönetim
Kurulu
Başkanõ
Abdulkadir
Konukoğlu ise
hep beraber bu işi
ele aldõklarõ takdirde,
Türkiye’nin krizden
çõkmamasõ için hiçbir
neden olmadõğõnõ
belirterek, aile yapõsõnõn
çok önemli olduğunu,
Türkiye’de birinin işsiz
olmasõ halinde öbür
kardeşinin ona yardõm
ettiğini söyledi.
El ele verelim
Şişecam Yönetim Kurulu Başkanõ
Prof. Dr. Ahmet Kırman, bu
dönemde önemli olanõn kamu
otoritesi ve özel sektörün
kendilerine düşen fedakârlõğõn
farkõnda olarak çözüm
üretilmesine katkõda bulunmalarõ
gerektiğini belirtti ve “Karamsar
insanlar sadece tüneldeki karanlığı
görür, iyimser insanlar ise sadece
tünelin ucundaki ışığı görür,
tedbirliler ise ışığı görmesinin yanı
sıra gelecek treni de görür. Biz
tedbirliyiz daha önce krizler yaşayan
bir ülke olarak nasıl hareket etmemiz
gerektiğini biliyoruz. Bunları hayata
geçirirsek, krizi aşarız” diye konuştu.
Karamsar olmayalım
26 örgütten oluşan Üreten Türkiye Platformu’nun “Kriz varsa çare de var”
kampanyasõnõn 4. ayağõnda bir araya gelen yaklaşõk 60 işadamõ krize karşõ
birlikte hareket etme ve yerli malõ kullanma çağrõsõnda bulundu.
Erdemir rekor
ceza aldı, yasal
işleme başladı
Yeniden inşa edilen ülkenin her alanõnda iş potansiyeli olduğu belirtildi
Kuzey Irak: Yatırıma gelin
İSTANBUL (REUTERS) - Erdemir’in
geçen yõl eylülde açõkladõğõ Arcelormittal
Ambalaj Çeliği ve Borçelik’teki ortaklõğõ-
nõ sona erdirme kararõnda değişiklik ol-
madõğõ, ayrõca Rekabet Kurulu’nun, Arce-
lormittal’dan hisse alõmõ ve Borçelik’teki
ortaklõğõyla ilgili olarak Erdemir’e verdiği
toplam 20.12 milyon lira para cezasõ ko-
nusunda her türlü yasal işleme başvurula-
cağõ ifade edildi. Rekabet Kurulu geçen haf-
ta Erdemir’e 20 milyon lira para cezasõ ve
ortaklõğõ 12 ayda bitirme cezasõ vermişti.
Türkiye’nin en büyük yassõ çelik üreti-
cisi Erdemir’i bünyesinde bulunduran
Oyak Grubu’ndan yapõlan açõklamada,
“Erdemir, bu şirketlerdeki ortaklığını
bitirmek istiyor. Yaklaşımımız çok net.
Gerekçeli kararın bize tebliğ edilmesi-
ni bekliyoruz. Karar bize tebliğ edilir
edilmez, mümkün olan her türlü yasal
yola başvuracağız” denildi.
Şaban Baş iş yapılabilecek alanlar hakkında bilgi vererek “Ticaretimizi
yıl sonuna kadar en az iki katına çıkarmak için buradayız” diye konuştu.
Yerli üretimi yok denecek kadar az olan ülkede iğneden
ipliğe her alanda ithalata gereksinim duyuluyor.
DUHOK (AA) - Irak’õn kuze-
yindeki sõnõr kenti Duhok’un Ti-
caret ve Sanayi Odasõ Başkanõ
Ayad Abdulhalim, “yeniden in-
şa edilen” ülkenin her alanda ih-
tiyaçlarõnõn bulunduğunu belirte-
rek her iki tarafõn da kazanacağõ
bir model yaratmaya çağõrdõ.
Adana Ticaret Odasõ Başkanõ
Şaban Baş’õn başkanlõğõnda yö-
netim kurulu ve meclis üyelerin-
den oluşan iş heyeti, Irak’õn ku-
zeyine düzenlediği ticaret gezi-
sinde, ilk olarak Duhok’ta te-
maslarda bulundu.
Baş, 20 işadamõ, ziyaret prog-
ramõnõn ilk durağõnda Duhok Ti-
caret ve Sanayi Odasõ Başkanõ
Ayad Abdulhalim ile bir araya gel-
di. Abdulhalim, “bir liman ken-
ti olan” Mersin ve “bir sanayi
kenti konumundaki” Adana’dan
her açõdan yararlanmak istedik-
lerini vurguladõ. Abdulhalim,
Irak’õn kuzeyinde faaliyet göste-
ren bu firmalarõn yüzde 60’õnõn
Türk olduğunu söyledi.
Teşvik çok
Irak’õn kuzeyindeki yatõrõm im-
kânlarõna da değinen Abdulhalim,
hükümetlerinin yatõrõmcõya çok
sayõda fõrsat sunulduğu yeni bir
paket hazõrladõğõnõ söyledi. Ab-
dulhalim pakette, ücretsiz arsa
ve 10 yõl vergi muafiyetinin bu-
lunduğuna dikkati çekti.
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Sanalla Gerçek...
soner@cumhuriyet.com.tr
Sahte mi gerçek mi olduğu tartışılan imzanın eldeki
metni fotokopi olunca, aslı bulunana kadar yapıla-
cak tartışmaların tümünün sanal olduğunu bilmek yet-
miyor. Ülkenin tüm yetkin kurumları, cepheleşmiş ör-
gütlenmeleri, vatandaşları bu kısır tartışmanın dışı-
na çıkamıyorlar.
Trajikomik olanı, imza da belge de gerçek çıksa,
bu kez iktidarı devrime operasyonunun askeri dar-
be mi, ordu içinde deli saçması cunta girişimi mi ol-
duğu tartışması gündeme girecek. Ortada darbe ey-
leminin bırakınız fiilini, düşüncesi, niyetinin bile ol-
maması, hükümet için tehdit oluşturacak hiçbir ey-
lemin bulunmaması önemli değil. Önemli olanı Fe-
tocuların TSK’ye yönelik yıpratma kampanyalarının
tam hedefini bulmuş olması. Bir fotokopi metin üze-
rinden kopan kızılca kıyamette, ağızını açan herkes,
insan hakları, demokrasiden yana olduğunu kanıt-
layabilmek için, öncelikle askeri darbeleri lanetledi-
ğinden söze girmek zorunda.
Buna kimsenin itirazı yok, olamaz da. Ancak ne-
rede ise otomatikman AKP iktidarının dolaylı biçim-
de aklanması, TSK’nin karalanması gerçeği var ki..
AKP’nin oy, Meclis çoğunluğu elinde anayasal dü-
zene aykırı olarak tüm yaptıkları, yasama, yürütme
yargıyı ele geçirme operasyonları, dahası yolsuzlukları,
iktidar icraatlarının meşru olmayan sayısız uygulaması,
ABD emperyalizminin, cemaatin Türkiye’de ılımlı İs-
lam cumhuriyeti projesi.. aklanmış oluyor ki... Ço-
ğunluk AKP, Fetocuların elindeki medya, yorumcu-
ları, ABD emperyalizminin emrinde Sorosçular hız-
larını alamayıp, Erdoğan hükümetini TSK içinde
operasyon yapmamakla, yetkilerini kullanmamakla,
korkaklıkla suçluyorlar. TSK’nin AKP iktidarlarına kar-
şı darbe girişimi gibi bir gerçek varmışçasına, yara-
tılan sanal senaryolar bilinçlere, bir daha bir daha kat-
lanarak kazınmış oluyor.
Öte yandan Ergenekon senaryoları üzerinden oy-
nanan oyunlar, işlenen hukuk ihlalleri, insan hakla-
rı, yaşam hakkı üzerinden yargısız infazları.. çok çıp-
lak gerçekler umurları olmuyor. Fotokopi metin
üzerinden kendilerine yönelik darbe gerçekmiş gibi,
sanal üzerinden yargıya başvuran, dolayısıyla top-
lumun sanal üzerinden gerçek olup olmadığı biline-
meyene inadırılmasını sağlamaya çalışan AKP, olup
biten gerçekleri yok sayıyor; iktidarın, hükümetin, Baş-
bakan Erdoğan’ın, Fetocuların, Soros çocukları-
nın.. utanmadan insan hakları, demokrasiyi ağızla-
rından düşürmeyenlerin.. gerçekler üzerinden işlenen
hukuk suçları, insan hakları ihlalleri, yargısız infazlarda
kılları kıpırdamıyor..
Kanser ameliyatından hemen sonra, ağır kalp-da-
mar hastalıkları da varken, delil karartması söz ko-
nusu olamayacak, bal gibi de yargısız infaz niyetine
tutuklu tutulan bilime, üniversitelere hizmetleri sayı-
lamayacak Prof. Yurtkuran’ın, kendisi gibi bilim in-
sanı olan, Uludağ Üniversitesi’nin hak ettiği rektör-
lüğü AKP’nin ele geçirdiği YÖK ve Cumhurbaş-
kanlığı’ndan geri dönmüş eşi Merih Yurtkuran
haykırıyor. Kanser ameliyatı sonrası radyoterapi
görmesi iki ay engellenmiş, kalp damar hastalıkları
umursanmamış Prof. Mustafa Yurtkuran ağır hasta.
Önümüzde çok trajik ölümle sonuçlanmış Okkır ger-
çeği varken.. Türkan Saylan’ın, İlhan Selçuk’un sağ-
lıkları ile oynanan, can yakan tablolar henüz bellek-
lerde taze dururken.. Prof. Erol Manisalı Hoca
sağlık sorunlarının yaşamsal tehdit aşamasında an-
cak serbest bırakmış, yazı yazamayacak kadar ağır
hasta durumlara düşmüşken..
Ya AKP’nin sayısız “ak”lığına şaibe getiren icraatları
arasında sırıtan Deniz Feneri olayında, bir tek Akman
ismi üzerinden yaşanan kirli gerçeklere ne demeli?
Apaçık belge sahtekârlığı tek başına çok kara, kirli
bir adi suçu oluştururken, Başbakan Erdoğan’ın ko-
rumasında hâlâ görevinden alınamaması ne anlama
geliyor? Alman yargısının ortaya çıkardığı onca kiri-
li çamaşırdan sonra Başbakan Erdoğan, AKP kad-
roları Deniz Feneri ile ilişkilerinin olmadığı, partileri-
ni hiçbir biçimde bağlamayacağı açıklamalarını ya-
pıyorar. Diğer yandan yargılamanın Türkiye ayağının
işletilmemesi için taktik üzerine taktik icraatları pe-
şi peşine geliyor. Akman’a dokunulmaması, Akman’ın
başının yanması halinde başkalarının başını da mı ya-
kacağı soru işaretini büyütüyor.
Ergenekon davası gibi bir davada, iddianamele-
ri ortada olmadan, ortada olanları yargılanamadan,
bu kadar çok sayıda yargısız infaz niteliğinde tutuklu
içerde beklerken.. duruşmalara ara verilmesi bile ne
kadar hukuki, hakka uyuyor dersiniz? Arkadaşımız
Balbay için bugün 110. gün. O kadar çok kişi için
yargısız infaz niteliğine dönüşmüş tutukluluk halle-
rinin devamındaki günler katlanmış durumda ki.. İçer-
de yatanlar iyi bilirler. Dahası, haksız tutukluluğun
haksızlığı ceza infaz yasasında bile öylesine duyar-
lı düzenlenmiştir ki, tutukluluk halinin kalktığı günün
gecesi içerde yatılmaz, tahliye gerçekleşir.. Biz bu
gerçekleri değil de, dayatılan sanalı tartışmaya
mahkûm muyuz?..
Ekonomi Servisi - For You Mağazacõlõk, şir-
ketin, global ekonomik krize yatõrõm safhasõnda
yakalandõğõ için etkilenmesinin yüksek olduğu-
nu, iflas erteleme isteğinin de gerçekte bu global
krizin etkilerinden kaynaklandõğõnõ açõkladõ.
Şirketten yapõlan yazõlõ açõklamada, 2002’de,
indirimli kozmetik ve kişisel bakõm ürünleri
zinciri olarak kurulan şirket tarafõndan, iflasõ er-
teleme talebiyle Kadõköy 4. Asliye Ticaret Mah-
kemesi’ne başvurulduğu ve mahkeme tarafõndan
1 Haziran 2009 tarihinde iflas erteleme talebi ile
ilgili olarak tedbir kararõ verildiği belirtildi.
For You iflas
ertelemeye başvurdu
Yaşçaydaüretimdüşük
RİZE (AA) - Rize Ziraat Odasõ Başkanõ Nev-
zat Paliç, yaş çayda birinci sürgünde verimin şu
ana kadar düşük gerçekleştiğini söyledi. Paliç, yap-
tõğõ açõklamada, bu yõl çay sezonunun geçen yõ-
la göre hava şartlarõndan dolayõ yaklaşõk 1 ay geç
başladõğõnõ, verimin de şu ana kadar düşük ger-
çekleştiğini belirtti. Paliç, “Bu yıl rekoltenin ge-
çen yılın altında kalarak, 1 milyon tonun altı-
na düşeceğini tahmin ediyorum” dedi.
Ekonomi Serveisi - Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği (TOBB) Başkanõ Rifat
Hisarcıklıoğlu krizden en az hasarla çõk-
mak için hükümetin güven ve istikrarõ
sağlayan tedbirleri almaya devam etmesi
gerektiğini söyledi.
TOBB’nin 5 ayaktan oluşan, ilk haftada
‘Eve kapanma pazara çık’, ikinci haf-
tada ‘Kimse işini kaybetmesin’ ve
üçüncü haftada ‘Güven ve istikrar’
mesajlarõ verilen ‘Kriz varsa çare de
var’ kampanyasõnõn 4. mesajõ ‘Gü-
cüne inan’ oldu. Topkapõ’daki Şi-
şecam fabrikasõnda düzenlenen
basõn toplantõsõnda konuşan Hi-
sarcõklõoğlu, toplumun krize
duyarlõlõğõnõ ortaya koyan bu
kampanyanõn faydalõ olduğunu
savundu. Hisarcõklõoğlu, özellikle sa-
bit ve dar gelirlilerin alõm gücünü arttõ-
racak mekanizmalar üzerinde düşünül-
meye devam edilmesi gerektiğine işaret
ederek, “Alışılmadık bir dönemde, alı-
şıldık önlemlerle yola devam edilmez”
dedi. Hisarcõklõoğlu, “Yaşanan küresel
kriz ortamında devir, kâr devri ol-
maktan çıktı, ar devri oldu. Birçok
şirket zarar pahasına yola devam
ediyor” dedi.
Elimizi taşın altından
çekmeyelim
Türk Sanayicileri ve İşadamlarõ Der-
neği Yönetim Kurulu Başkanõ Arzuhan
Doğan Yalçındağ, ekonomik krizlerin 3
bileşeni bulunduğunu ifade ederek,
“Önce hükümetimiz, ekonomi
yönetimi, gerçekçi bir analiz
yaparak gerekli önlemleri
almalı. Sonra iş, tüketicimiz
ve hane halkına geliyor. Eğer
evimize çekilirsek, tüketmez-
sek unutmayalım ki ekonomi-
deki düzelmeyi de ertelemiş oluyoruz.
Bunun son ayağı, yatırımcının, işada-
mının, iş insanının üzerine düşen so-
rumluluklar. Elimizi taşın altından
çekmeyelim” diye konuştu.
Herkesin fedakârlık etmesi gerekiyor
Kale Grubu Onursal Başkanõ İbrahim Bodur, Türk
girişimcisinin, işadamõnõn taşõn altõna elini değil, ayaklarõnõ
da koyarak sanayiyi bu duruma getirdiğini kaydetti. Bodur,
üniversite mezunu çok sayõda işsiz bulunduğunu ve bunlarõn
asgari ücretle iş aradõğõnõ, hükümetin ve devletin bir plan
dahilinde bunu organize etmesi gerektiğini söyledi. Bodur,
“Tecrübelerimle şunu biliyorum ki, ‘koyun ekonomisi’
diyorlar. Bilirsiniz koyunun biri geçti mi hepsi arkasından. Bir
zamanlar Avrupa’nın hurda makineleri geldi. Onlarla uğraştık.
Teknolojiye bakacaksın” dedi.