Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
23 HAZİRAN 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Yargıç Baskıdan
Şikâyet Ediyorsa?
Haberi önceki gün iki gazetede okuduktan son-
ra bir tatil günü olmasına bile aldırış etmeden Ada-
let Bakanı’ndan gelecek açıklamayı beklemeye
karar verdim.
Pazar günkü o beklentim dün de bu yazıyı yaz-
maya başladığım saate kadar sürdü.
22 Haziran Pazartesi. Saatler tam 14.00’ü gös-
teriyor. Bilgisayar başındayım. Ama gözüm ve ku-
lağım aynı zamanda, Adalet Bakanı’nın o haber
için yapacağı açıklama için hazır.
Sadece Bakan Nihat Ergün değil; Hükümet
Sözcüsü Çiçek de bu konuda ağzını açmadı.
AB’ye giriş sürecimizi hızlandırmak amacıyla
dün, topluluğun Ankara’daki Büyükelçilerine bir
öğle yemeği veren ve bu yemekte, Türkiye’nin
demokratikleşme yolundaki gelişmelerini anlatan
Başbakan Erdoğan için de bulunmaz bir fırsat
olurdu, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi
Başkanı Necat Ede’nin , “Hurşit Tolon’u tahli-
ye eden hâkim Haberalı da salıverecek” haberle-
ri bazı “F tipi” medya organlarında yayımlanınca
Adalet Bakanlığı’nın kendisi hakkında soruştur-
ma açtığını, dahası kurumsal bir muhasara altına
sokulduğunu söyleyerek davadan çekilmesinin ni-
çin asılsız olduğunu anlatması da..
İnatla AB kapısının açılması için bekletilmekten
yorgun düşen bir ülkenin başbakanı olarak Er-
doğan pekâlâ bu tür haberlerin kendi tansiyonu-
nu da oynatarak sağlık durumunu sarstığını; oy-
sa Türkiye’de adaletin bir iktidar baskısı altında
bulunmasının söz konusu olmadığını, o uzun ye-
mek masası çevresinde kendisini dikkatle dinle-
yen Büyükelçilerle paylaşmak isteyebilirdi.
Yapmadı. Belki de söyleyeceklerinin inandırıcı
olmayacağını bildiği için üstlenmek istemedi bu
tür bir yapay açıklamayı..
Daha doğrusu ne Erdoğan, ne de onun baş-
kanlık ettiği hükümette sözcü-başbakan yar-
dımcılığı görevlerini üstlenmiş olan Cemil Çiçek
ile çiçeği burnundaki Adalet Bakanı 2009 yılı Ha-
ziranı’nda son yarım yüzyılın en karmaşık ve po-
litik davasını çözmeyi üstlenen özel yetkili mah-
kemelerin birisinde heyet başkanlığı yapacak
kadar mesleğinde deneyim kazanmış bir yargı-
cın “baskı altında” olduğu yolundaki şikâyeti-
ne önemle eğildiklerini söyleyemediler.
Tarafsızlığımdan kuşkum yok ama..
Necat Ede, “tarafsızlığımdan tereddüdüm yok.
Ancak yargılanan kişilerin de yargının yansız ve adil
olduğuna inanması gerekir” diye çekilme istemi ge-
rekçesini, Prof. Mehmet Haberal’ın avukatları ta-
rafından yapılmış olan tahliye isteği dosyasına yaz-
dırıyor.
İki üye arkadaşının bu isteği anlayışla karşıla-
maları üzerine de cübbesini çıkartıp kürsüyü
terk ediyor.
Öylece, adalet tarihimizin sayfalarında, Er-
genekon davasına ayrılmış bölümlerin baş kı-
sımlarında, bizzat bir mahkeme başkanının
baskı altında kaldığını kaydeden şikâyetleri ge-
lecek kuşakların hukuk ve siyasal tarihini ya-
zacaklar için bir ipucu şifresi olarak yer alıyor.
Çoğu yaşını almış, vücutlarını çeşitli rahatsız-
lıklar kaplamış bir düzine aydın Türk vatandaşı, bu
ucu açık soruşturmanın şüpheliler listesinde ad-
ları geçtiği için tutuklu olarak bulunuyorlar. Ara-
larında sağlık durumları tehlike sinyalleri verenlerin
listesi bir hayli uzun.
Necat Ede çekilmek zorunda bırakıldığı için sa-
lıverilme talebinin ne olacağı bu satırlar yazılırken
bilinmeyen Haberal’ın yanı sıra, kanser ve kalp ra-
hatsızlıkları tehlike sınırlarını geçmekte olan eski Ulu-
dağ Üniversitesi Rektörü Prof. Mustafa Yurtku-
ran, salıverilmek şöyle dursun hastane raporuna
rağmen yanına eşi sokulmadan bekletiliyor!
Hepsi yöneticilikleri sırasında yargının türban ya-
sağı kararını üniversitelerinde uyguladıkları için F
tipi medyanın “tehlikeliler” listesinde yer almış bi-
lim adamlarından adeta öç alınmak amacıyla açıl-
mış olduğu söylentilerinin giderek yaygınlaştığı bir
soruşturma tablosu var karşımızda.
F tipi medya yazıyor. Adalet bakanı yazılanları
suç duyurusu kabul edip yargıçlar için soruştur-
ma açıyor.
Ve yargıç baskılardan şikâyet ederek cüppesi-
ni bırakmak zorunda kalıyor.
Aman dikkat edelim. Yanlış adımlarla Osman-
lı şairinin “kadı ola davacı, muzir dahi şahit. Ol mah-
kemenin hükmünden..” diye başlayan dizelerini ye-
niden yaşama geçirecek bir şey yapmayalım.
obirgit@e-kolay.net; Faks: 0 216 302 82 08
ENTERNET / MEHMET SUCU
Geçen hafta Microsoft’un Levent’teki
merkezinde konuktuk. Türkiye Genel
Müdürü Çağlayan Arkan ve Genel
Müdür Yardımcısı Mustafa Çağan’ın
ev sahipliğinde Microsoft Türkiye’nin
İstanbul Merkez ofisini gezdik. Tama-
men açık ofis şeklinde döşenmiş,
Çağlayan Bey’in bile masası açık ofi-
sin içinde. Yani odası yok. Ama bina-
nın her yerinde kahve içilecek, oturu-
lacak, sohbet edilecek balkonlar, me-
kânlar, teraslar bulunuyor. Tabii ki
toplantı odaları da çok sayıda mevcut.
Giriş katındaki toplantı ve konferans
odaları ise hem MS çalışanlarına hem
de çevredeki işyerlerine hizmet veriyor.
Ancak binanın en hoşuma giden kıs-
mı çalışanlara ayrılmış xbox oyun kö-
şeleri. İşten çok sıkıldınız mı hemen bir
xbox köşesine çekilip kendinizi oyuna
veriyorsunuz. Her neyse, Çağlayan
Arkan’ın söylediklerini haber olarak ga-
zetemizde bulacaksınız. Biz bu yazıda
Sevgili arkadaşım Cemal Balkış ile be-
nim biraz Windows 7 izlenimlerimizden
söz etmek istiyoruz.
İlk Beta sürümünün yayımlanma-
sından itibaren, gözümüze hem per-
formans hem de stabilitesi açısından
bundan önceki işletim sistemlerinin
olduğundan çok daha sevecen ve
sağlam gözüken Windows 7, satışa
sunulmadan evvelki son elimize ge-
çen (Rc1) sürümünden de gördü-
ğümüz kadarıyla sağlam ve emin
adımlarla hedefine doğru ilerliyor.
Farkındayım evet, bu sözlerim bazı
okurlarımızı şaşırtabilir, zira açık
söyleyeyim Windows’un gösterdiği
ilerlemeye ben de şaşkınım.
Gazetemizde uzun yıllar, sektörde-
ki alternatif azlığından, oluşmuş yay-
gınlıktan ve daha birçok sebepten
dolayı Windows’un çeşitli versiyonla-
rını görme ve kullanma şansımız oldu.
Zaman zaman sıkıntılar çeksek de
öyle ya da böyle bir şekilde kullanıldı-
lar ve bugüne kadar gelindi ama bu
arada sektördeki diğer rakipler ol-
dukça ilerlediler Örneğin; sektörün
(özellikle basın yayın sektörümüzün)
ağır toplarından Macintosh bilgisa-
yarlarının son yıllarda gösterdiği ge-
lişmeye işte şimdi elle tutulur ciddi bir
rakip göründü diyebileceğimiz kadar
sağlam gözüküyor Windows.
Öte yandan Linux ve türevlerinin
gösterdiği gelişme ve ataklık takdire şa-
yan. Özellikle ulusal işletim sistemimiz
diyebileceğimiz gururumuz, göz nuru-
muz Pardus’umuz her versiyonunda
takdirlerimizi topluyor, aklımızı başımıza
getiriyor! Diğer yandan paralelinde be-
ğenimizi kazanan Ubuntu’nun da ge-
lişmeleri sürekli yakın takibimizde. Bu
ikisini network yapımızda yavaş yavaş
kullanmaya başlıyoruz. Ücretsiz ol-
malarına rağmen ofis kullanıcılarının bir-
çok işini virüs koruması dahi olmadan
rahatlıkla görüyorlar. Artık işletim sis-
temi sektörü göz ardı edilemeyecek ka-
dar sağlam rakiplere sahip iken yazılım
devi Microsoft firması Windows Xp’den
sonra Vista’nın yarattığı hayal kırıklığı-
nı biraz olsun affettirmek istiyorsa ma-
kul bir ücretle Vista satın almış kulla-
nıcılara bir kolaylık sağlamalı.
Ayrıca bir önemli nokta daha, Mic-
rosoft firması, Vista Başlangıç (Starter)
kısıtlanmış versiyonundaki gibi, 3
programdan fazla çalıştıramama dü-
şüncesinden vazgeçmeli. Yapılan di-
ğer kısıtlamalarıyla versiyon adına ya-
raşır kendilerince nedenlerine rağ-
men Windows 7 işletim sisteminde bi-
le hâlâ bu denli kısıtlanmış sürümler çı-
karırlarsa palazlanmış rakiplerinin ek-
meğine yağ sürmeye devam ede-
ceklerdir. 22 Ekim’de bizlere merha-
ba diyecek işletim sistemi Windows
7’nin sektöre getireceği yenilik ve he-
yecanı merakla beklemekteyiz. Biz
yine de bir kısmından bahsedelim.
Windows 7 ile bilgisayarlar çok da-
ha hızlı başlatabiliyor ve kapanabili-
yor. Microsoft’a göre, gelişmiş görev
çubuğu ile uygulamalar arasında ge-
çiş yapmak bir eğlence haline dö-
nüşecek; yeni araç çubuğu ile kulla-
nıcıların, yazılımlar ve belgeler ara-
sında daha rahat ve hızlı bir şekilde
dolaşmak mümkün olacak. Win-
dows 7 ile yeni Windows Aero özel-
likleri, temiz bir masaüstü daha az
uyarı ekranı anlamına geliyor.
Windows 7’nin sunduğu yüksek sis-
tem güvenilirliği, daha uzun pil ömrü ve
daha az uyarı ekranıyla, zaman verim-
liliğini arttırmışlar. Çok konuşulması
beklenen ise dokunmatik ekran özel-
liği çoklu temas teknolojisi, kullanıcının
bilgisayar ekranında yapacağı birkaç
parmak dokunuşuyla istediği dosyaya,
bilgisayara veya cihaza hızlı biçimde
ulaşmasını sağlıyor. Donanımcılara
epey iş düşecek, biz kullanıcılar ise do-
kunmatik ekranların ucuzlamasını bek-
leyeceğiz gibi görünüyor.
Peki, dünya devi Microsoft Win-
dows’un dışında nasıl sosyal sorum-
luluk projeleri geliştiriyor. Sitelerinden
öğrendiğimiz birkaç örnek şöyle:
Bilenler Bilmeyenlere Bilgisayar
Öğretiyor: Microsoft Türkiye’nin; Ha-
bitat İçin Gençlik Derneği, Birleşmiş
Milletler Kalkınma Programı ve Devlet
Planlama Teşkilatı ortaklığında yürüt-
tüğü bu proje ile gençleri bilgisayar tek-
nolojileri konularında eğiterek, onların
bireysel ve toplumsal gelişimlerine
katkı sağlamak ve istihdam olanakla-
rını arttırmak hedefleniyor. Microsoft
Toplum Hizmeti ve Yazılım Bağışı
Programları: Finansal bağışlar, yazı-
lım bağışları, müfredat bağışı, tekno-
loji çözümleri ile fark yaratan kurum-
ları ve projeleri destekliyor.
Sivil Toplum Kuruluşları Bilişim
Teknolojileri ile Gelişiyor: Micro-
soft’un STGM ile ortak yürüttüğü bu
program, sivil toplum kuruluşlarının bi-
lişim ve iletişim teknolojilerinden fay-
dalanarak, daha etkin şekilde çalışa-
bilmelerine olanak sağlıyor. 200 civa-
rında STK’ye ulaşmışlar. Microsoft
Global Vatandaşlık Programı: Yerel
sosyoekonomik fırsatların arttırılması-
nı ve herkes için daha güvenli bir bili-
şim tecrübesi sağlamasını amaçla-
yan program dünya çapında yürütü-
lüyor. Sınırsız Potansiyel, 2007 yılın-
da açıklanmış, dünya çapında bireylerin
ve toplumların; uygun, erişilebilir ve
ucuz teknolojiler yoluyla hedeflerine
ulaşmalarına yardım etmek amacıyla
genişletilmiş.
mehmet@cumhuriyet.com.tr
Windows’un Gösterdiği Büyük İlerleme
İstanbul Haber Servisi - Mustafa Kemal
Atatürk tarafõndan 1932’de kurularak halk
örgütlenmelerinin merkezinde yer alan ve De-
mokrat Parti iktidarõ ve 12 Eylül döneminde
askeri yönetimce 2 kez kapõsõna kilit vurulan
Halkevleri, son dönemde CHP ile olan organik
bağõnõ kopardõ. Çeşitli sol görüşlere sahip dev-
rimci, demokrat insanlarõn yönetiminde bu-
lunduğu Halkevleri, “AKP’nin Türkiye’yi
‘õlõmlõ İslam modeli’ne uyarlamak için uy-
gulamaya koyduğu yapısal dönüşüme kar-
şı” mücadele veriyor. Halkevleri Genel Baş-
kanõ İlknur Birol, “Halkevleri’nin 75 yılı
aşan tarihinde, fikri mücadelesinde bazı de-
ğişiklikler olmasına karşın siyasi öncelik-
leri olan antiemperyalist tavrı ve gerici da-
mar karşısında saf tutan damarı hiçbir za-
man değişmemiştir. Gericiliğin ve neoli-
beralizmin ‘kurucu meclisi’ gibi çalışan
AKP’nin, iktidarı ele geçirmesinin ardın-
dan, devleti, ‘õlõmlõ İslam modeli’ne uyar-
lamak için uygulamaya koyduğu yapısal
dönüşümün karşısında durmaya çalışıyo-
ruz” diye konuştu.
Ülkemizde yaşanan hemen her olumsuzluğa
karşõ alanlara çõkarak protesto gösterileri
düzenleyen Halkevleri’nin Genel Başkanõ Bi-
rol İlknur, kayõtlõ üye ve gönüllüleriyle bir-
likte Türkiye genelinde 20 bine yaklaşan üye
gücüyle, yoksulluğa, gericiliğe karşõ müca-
delelerini sürdürdüklerini söyledi. AKP’nin
“planlı bir projenin parçası” olduğunu be-
lirten Birol, neoliberal iktisadõn Türkiye’de
yerleştirilmesi ve buna eşlik edecek olan halk
itirazlarõnõ da ortadan kaldõrmak için “sada-
ka” ve “biat kültürü” yaratõlmaya çalõşõl-
dõğõnõ belirtti. Neoliberalizmin, Türkiye’de bü-
tün kamusal varlõklarõ ticari bir metaya
dönüştürerek piyasalaştõrdõğõnõ, buna bağlõ ola-
rak da yoksullluk ve işsizlik oranlarõnõ
bilinçli olarak arttõrdõğõnõ belirten Birol şöy-
le devam etti:
“Toplumun çeşitli kesimlerinden yük-
selen hızlı itirazların tolere edilebileceği bir
zemin hazırlamak gerekiyordu. Bu ze-
minse ancak ilkel gericiliğin yükseltildiği,
cemaat tarikat ilişkilerinin, sadaka ve bi-
at kültürünün meşru hale getirildiği baş-
ka bir dokuya ulaştırılmasıyla mümkün-
dü. AKP, dini açıdan ‘õlõmlõ İslam modeli’ni
uygulamakla yükümlü bir projenin sahi-
bi olarak iktidar oldu. Hızlı yükselişinde-
ki nedenler Milli Görüş, İslami gelenek gi-
bi kavramlarla açıklanmaya çalışılsa da
gerçekte sermaye gruplarının da desteği-
ni almasıyla parlamentonun yarısını ve da-
ha fazlasını elde edebilecek güce ulaştı. Bu
güç parasal güçten devlet erkini de eline ge-
çirince hızlı bir büyüme yaşadı. 7 yıldır
Türkiye’de devlet aygıtının bu programa
uygun hale getirilmesi için gerekli yasal dö-
nüşümü gerçekleştirmek için çalıştı. 5 bin
civarında yasa, yönetmelik değişimi bu plan
dahilinde yapıldı. Devletin sosyal yönünü
budayan, toplumun ortak varlığı saydığı-
mız varlıkların tümünü sermayeye peşkeş
çeken, emperyalist güçlerle bağımlılık se-
viyesini yükselten, Ortadoğu’da ABD’nin
projelerinin gerçekleştirilmesine aday bir
parti ve demokrasi anlayışı olarak AKP ye-
rini koruyor.”
AKP gericiliğin son noktası
Başbakan Erdoğan’õn geçen hafta açõkladõğõ
“Teşvik Paketi”ni de eleştiren İlknur Birol,
180 bin kişiye “geçici istihdam” sağlayan pa-
ketin gerçek amacõnõn, çõğ gibi artan işsiz sa-
yõsõnõ azaltmak değil, işsizlik fonundaki pa-
ranõn sermayeye aktarõlmasõ olduğunu söyledi.
Birol, ilahiyat fakültelerine sağlanan kontenjan
artõşlarõnõn da toplumun gündeminden düş-
memesi için tüm sivil toplum örgütlerinin ve
siyasi partilerin duyarlõ olmasõ gerektiğinin al-
tõnõ çizerek “İlahiyat fakültelerine sağlanan
kontenjan artışları, gericiliğin son nokta-
sıdır. Açık bir gerici uygulamanın yay-
gınlaşmasıdır. Üniversiteleri iktidara ba-
ğımlı kılmaya ve kendi kadrosunu üret-
meye çalışan zihniyetinin en belirgin tav-
rıdır. AKP, ‘õlõmlõ İslam modeli’ denilen,
dinsel gericiliği yaygınlaştırabilecek ve
meşru kılabilecek hiçbir fırsatı kaçırmıyor.
Bulduğu her boşlukta bu amacı kurum-
sallaştırmak için her kararı meşru daya-
naklarla alıyor. Halkevleri bu zihniyetle
çarpışmaya devam edecek” diye konuştu.
77 yõllõk tarihi ile toplumun sesi olan Halkevleri, AKP’nin õlõmlõ İslama gidişine dur demek için alanlarda
Halkevleriyinemuhalefette
İSTEKLERİMİZ
AHMET YILDIZ KİMDİR? CHP’NİN ‘HALKEVİ PROJESİ’
- İşten çõkartmalar yasaklansõn, herkese iş güvencesi
sağlansõn,
- Zamlar geri alõnsõn,
- Halkõn eğitim, sağlõk, su, ulaşõm, konut, õsõnma gibi
temel haklarõ ‘yaşamsal ihtiyaçlar ölçüsünde’ ücretsiz
hale getirilsin,
- Her haneye 18 metreküp su, 140 metreküp doğalgaz,
230 kilovat saat elektrik ücretsiz verilsin,
- İş günleri 06.00-09.00 ve 17.00-21.00 saatleri arasõnda
ulaşõm ücretsiz olsun,
- Okullarda para toplanmasõna son verilsin, eğitim
parasõz hale getirilsin,
- Hastanelerde, tüm sağlõk birimlerinde sağlõk
hizmetlerinden para alõnmasõn,
- Hiç kimse kentsel dönüşüm adõ altõnda evinden
atõlmasõn,
- Kredi kartõyla esnaf ve çiftçilerin kredi borç faizleri
silinsin...
Halkevleri’nin halen onursal genel başkanõ olan Ahmet Yıldız,
bugün 88 yaşõnda mücadelesini sürdürüyor. Yõldõz, 1921’de
Trabzon’da doğdu. 1957 yõlõnda Harp Akademisi’ni bitirdi. 27
Mayõs Hareketi’nde Milli Birlik Komitesi içerisinde yer aldõ.
Cumhuriyet Senatosu tabii üyesi oldu. 1961’de Kurmay Albay
görevinden emekliye ayrõldõ. 1976’dan sonra Halkevleri Genel
Başkanlõğõ yaptõ. 1980 darbesinde Yõldõz tutuklandõ. 1987’de
Halkevleri’nin yeniden kurulmasõ çalõşmalarõnda yer aldõ.
Yõldõz’õn sõkõyönetim mahkemesindeki savunmasõ belleklerdeki
yerini hâlâ koruyor: “(...) Faşizmi, emperyalizmi ve kapitalizmi
çağdışı sayıp kapitalizmin sosyalizmden kopya ettiği aşılarla
bile yaşatılamadığını söylemem suç sayılmıştır. Oysa,
faşizmin ve emperyalizmin yalnız çağdışı değil, insanlık suçu
sayıldığı bir çağda, kapitalizme ilişkin sözlerimin de hiçbiri
sosyalist olmayan birçok bilim ve devlet adamlarınca da
savunulduğu bilinmektedir. (...) Bu çağcıl ve bilimsel
görüşleri ve yaygın gözlemleri, benim üslubumla dile
getirmemi suç saymak haklı olamaz.”
CHP İstanbul İl Başkanlõğõ’nõn, sosyal sorumluluk projesi
çerçevesinde hayata geçirdiği Toplumsal Eğitim ve Gelişim
Derneği’nin, yoksul ve yoksun kesimlerdeki halka ulaşan hizmet
birimleri olan “Cumhuriyet Halk Evleri” 2. yõlõnõ tamamladõ.
CHP İstanbul İl Örgütü’nün 2008’de hizmete soktuğu ve sayõlarõ
dörde ulaşan Cumhuriyet Halk Evleri’nin (CHE) kuruluşunun
ikinci yõlõ bugün düzenlenecek etkinliklerle kutlanacak.
Sayõlarõnõn 30’a ulaştõrõlmasõ öngörülen proje kapsamõnda
bugüne dek Kâğõthane, Tuzla, Maltepe, Pendik Cumhuriyet Halk
Evleri hizmete açõldõ. Yakõn zamandaysa Çatalca ve
Güngören’deki CHE’lerin hizmete sokulmasõ planlanõyor.
Psikolojik danõşmanlõk, hukuk müşavirliği, tõbbi destekle okul
çağõndaki çocuk ve gençlere eğitim hizmetlerinin verildiği
CHE’lerde, kadõnlara yurttaşlõk, sosyal ve medeni haklarla tükeci
haklarõ konusunda da seminerler veriliyor. CHP İstanbul İl
Başkanõ Gürsel Tekin, CHE projesini Türkiye geneline
yayacaklarõnõ söyledi.
Halkevleri Genel Başkanõ İlknur
Birol “AKP’nin Türkiye’yi ‘õlõmlõ
İslam modeli’ne uyarlamak için
uygulamaya koyduğu yapõsal
dönüşüme karşõ durmaya
çalõşõyoruz” dedi.
77 yõllõk tarihi barõndõran
ve Anadolu’ya özgü bir
halk örgütlenmesi olan
Halkevleri, üç çeyrek yüz-
yõlõ geride bõraktõ. 19 Şubat
1932’de Mustafa Kemal
Atatürk tarafõndan, halkõ
bilinçli yurttaşlar haline
getirmek için kuruldu.
Cumhuriyetin ilanõndan
sonra, saltanat, hilafet ve
şeriat yanlõlarõna karşõ cid-
di bir muhalefet sergiledi.
1946 yõlõnda çok partili
rejime geçilmesinin ardõn-
dan, Halkevleri’nin ku-
rumsal yapõsõ CHP’nin ba-
ğõmsõz bir halk örgütü ha-
line getirememesi nede-
niyle aksadõ. DP’nin em-
peryalizmle yakõn bağlarõ,
Halkevlerine de 8 Ağustos
1951’de kilit vurdu ve Hal-
kevleri’nin birinci dönemi
sona erdi. Halkevleri’nin
yerini tarikatlar aldõ, DP
iktidarõnõn sona ermesiyle
21 Nisan 1963’te Halkev-
leri yeniden açõldõ. ‘2. Ku-
ruluş’ dönemi denilebile-
cek bu zaman diliminde,
bir önceki dönemden farkõ
Halkevleri’nin devlet des-
teğinden yoksun ve resmi
ideolojiden bağõmsõz hale
gelmesiydi. Halkevleri 12
Mart darbesiyle ağõr yara
aldõ. Birçok yöneticisi tu-
tuklandõ. Halkevleri
1987’den sonra, ‘3. dö-
nem’ denilebilecek bir sü-
rece girdi. Halen devam
eden bu dönemde, top-
lumsal muhalefetin önem-
li örgütlenmelerinden olan
Halkevleri, yoksulluğa, pa-
rasõz eğitim-sağlõk hakla-
rõnõ ve işçi direnişlerine
destek vererek mücadele-
sini sürdürüyor.
77 YILLIK TARİH
İstanbul Haber Ser-
visi - Fransa’da 216 bin
900 kişi üzerinde yapõlan
araştrõmada, kolesterol
düşürücü statin grubu
ilaçlarõn erkeklerde erek-
siyon bozukluğuna ve
cinsel isteksizliğe neden
olduğu ortaya çõktõ.
Araştõrmaya göre, erek-
siyon bozukluğu ilacõ
kullanmaya başladõktan
29 gün sonra ortaya çõk-
maya başlõyor.
Türkiye Klinik Far-
makoloji Derneği Baş-
kanõ Prof. Dr. Cankat
Tulunay, bu sonuçla-
rõn, Fransa’da ilacõ kul-
lananlarõn geri bildirim-
lerinde yapõlan analiz
sonucu ortaya çõktõğõnõ
belirterek, aynõ yaş grup-
larõnda ilacõ kullananla-
rõn, kullanmayanlara gö-
re, 3 kat daha fazla cin-
sel sorunlar yaşadõğõnõn
ortaya çõktõğõnõ açõkladõ.
Tulunay kendi hastalarõ
arasõnda, statin grubu
ilaçlar kullanan ve bu so-
runlarõ yaşayanlara ilacõ
bõrakmalarõnõ önerdiğini
ifade ederek, ilacõn bõ-
rakõlmasõnõn ardõndan
15-20 gün içinde soru-
nun düzeldiğini söyledi.
Prof. Dr. Tulunay,
“Kolesterol ilaçların-
çok nadir durumlar-
da kullanılabilir, an-
cak bugün, romatiz-
ma, alzheimer gibi bir
çok hastalıkta, hiçbir
etkisi olmasa da bu
ilaçların kullanılması
öneriliyor. Sağlık Ba-
kanlığı da bunların ge-
ri ödemesini yapıyor.
ABD ve Avrupa’da
ciddi bilim adamları
bu ilaçların kullanımı-
na karşı çıkıyorlar” di-
ye konuştu.
Kolesteroldüşürücüilaçlar,
cinsel gücü azaltõyor
STATİN GRUBU İLAÇLAR