Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Cüneyt Ağabey’le sık sık selamlaşıyoruz, me-
sajlaşıyoruz.
Burada salı ve cuma posta günü. Her iki gün-
de de mektupsuz kalmamak güzel. Benim için içe-
riden çok, dışarıda yalnız olmamak önemli. Mek-
tupların her biri konu etmeye değer... Yeri geldikçe
de yapmaya çalışıyorum.
Mayısın son salısında Cüneyt Ağabey’den bir
mektup aldım. Bir bölümünü paylaşmadan ge-
çemeyeceğim:
“Bugün Akın’la konuşurken bir süredir kafam-
da tartıştığım bir konuyla ilgili düşünce ve eğilimimi
söyledim.
Dedim ki: Balbay’ı elbette İstanbul’daki arka-
daşlarımız da tanır. Ama benim bir özelliğim var.
Ben 15 yıl Balbay’la -telefon görüşmeleri hariç-
her gün en az bir saat baş başa konuştum.
Güncel bütün olayları birlikte irdeledik.
Bu nedenle...
20 Temmuz’da veya izlediği günlerde Balbay’ın
mahkemede sorgusu yapıldıktan sonra, onu ya-
kından tanıyan tanık olarak dinlenmemi sağlaya-
bilir misin?
Sanık olan tanığın tanığı olabilirim, dedim.
Sorgu aşamasında olanaksız olduğunu, ancak
daha sonraki aşamada olabileceğini söyledi.
Onurlu bir görev olarak tanıklığını yapmaya ha-
zırım...
Seni hasretle kucaklar, gözlerinden öperim kar-
deşim, dostum...
Ağabeyin...”
Mektubu alınca ister istemez Cüneyt Ağabey
gözlerimin önüne geldi. 24 yıllık tanışıklığımız var.
Son 15 yılı da yazdığı gibi her gün diyalogla geç-
ti...
Aramızdan su sızmazdı...
Mesleki deyimle söylemem gerekirse...
Aramızdan bilgi sızmazdı!
Her sabah 11.00 - 12.00 arası baş başa kahve
eşliğinde sohbet, günü değerlendirme, haber - yo-
rum - bilgi paylaşma saatimizdi.
Her konuyu konuşurduk.
Akla ne gelirse; Türkiye’nin durumu, güncel ha-
berler, gazetemiz, büromuz, ailelerimiz, sağlığımız,
üretmek istediğimiz kitaplar...
Cünayt Ağabey’in dost mektubu, tam da id-
dianame ve eklerini okuyup yapacağım savunma,
mesleğimi anlatmak olacak; bunu nasıl yapmalı
sorusunun yeni konusunu usul usul şekillendir-
meye başladığım bir döneme karşılık geldi.
29 yıllık gazeteciliğimi bölüm bölüm, şehir şe-
hir ayırdığımda ciddi bir merdiven tırmanışı çıktı
karşıma...
Bunun küçük bir bölümü değişik şekil ve içerikte
de olsa iddianamede yer alıyor...
Bir insan elbette kendisini tarif edebilir ama, ya-
kın dostunun, gerçek dostunun tarifi başka...
Cüneyt Ağabey’den çok şey öğrendim, şimdi de
dostluğu öğreniyorum, görüyorum. Dostluğunu el-
bette biliyordum ama, bilmek başka, yaşamak baş-
ka...
İsmet İnönü’nün 60’ından sonra keman dersi
almasını örnek gösterip “öğrenmenin yaşı başı yok-
tur, insan her gün yeni bir şey öğrenmeli” der Cü-
neyt Ağabey...
Doğru söze ne denir...
Yeri gelmişti, yıllar önce yazmıştım... Bir kez da-
ha vurgulamadan geçemeyeceğim. Cüneyt Ağa-
bey bu mesleğin en gençlerinden biridir. Onun için
her gün taze bir başlangıçtır. Zaten meslekte ayak-
ta durabilmek de bunu gerektiriyor.
Cüneyt Abi benim için şunu dese yeter:
“Öğrencimdir...”
Yıllardır abi - kardeş, baba - oğul, iki meslek-
taş, iki dost gibiydik. Ama ben kendi adıma
onun yanında “öğrencilik” yerimi hep korumaya
çalıştım.
Cüneyt Ağabey’in dostluk eli, elime değil, yü-
reğime değdi...
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Manşetlerde vaveyla: Sahte belge, sahte bel-
ge! Eee, sonra? Ört ki ölem!
Yazılıp söyleniyor, yapımcıları kimdir, kimler-
dir; bulunup açıklanmıyor.
Örneğin dinci bir hareketin başını çeken grup-
lar mı, ya da demokrasiyi felce uğratmak, yar-
gıyı yozlaştırmak isteyenler mi?
Kim veya kimler; sahte belgeleri hazırlayıp za-
manı geldiğinde piyasaya sürüyor? Bugüne
dek isimleri, kimlikleri saptanıp açıklanamıyor.
Pek çok konuda duyarlı olduğunu kanıtlama-
ya çalışan hükümet; kamuoyuna mal olan sah-
te belgelerin kaynağını araştırmaya girişmek zah-
metine katlanmıyor.
Medyadaki kimilerinin belge sahte midir, de-
ğil midir araştırmak işine gelmiyor.
Liste hayli kabarık. Üstelik sahte belgeyle suç-
lananlar hükümetin ilgisini çekmeyecek türden
insanlar değil.
Deniz Baykal’ı örnek alalım. Hakkında ve kı-
zının İsviçre’de 1 milyon dolarlık hesabı var di-
ye bir belge çıkardılar.
CHP liderinin çabasıyla belgenin sahte ve düz-
mece olduğu anlaşıldı.
CHP’nin Almanya’da bir vakıftan para aldığı-
nı gösteren bir belge yayımlandı.
Dinci ve yalaka basın; yasalara göre dış ülke-
den maddi yardım alan bir partinin derhal ka-
patılması gerekir, diye büyük gürültü kopardı.
Sonuç: Belge sahte!
Son olarak Genelkurmay’da hazırlandığı söy-
lenen belgenin sahte olup olmadığı araştırılıyor.
Bu arada Almanya’nın Hessen Eyalet Baş-
savcısı, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıç-
daroğlu ile MYK üyesi Ali Kılıç’ın “terör örgütü
mensuplarıyla aynı araçta yakalandığı” iddiasına
ilişkin tutulan tutanağın sahte olduğunu açıklıyor.
Piyasaya sürülen kaynağına gidilerek sahte
olup olmadığı Türkiye’de araştırılmayan belge-
ler... sahte değil, gerçek olduğu kanısıyla mua-
mele görüyor.
Neyse ki “kaynak” durumunda olan Almanya’da
durum böyle değil.
Orada, ilgili kurumlar, demokrasi işliyor. Kimi
belgelerin sahte olduğunu araştırıp resmen
açıklayıveriyorlar.
Örneğin Deniz Feneri skandalını ortaya çıkaran
Almanya’nın şu sırada sahte belgeler konusun-
da Türk yargısına bir çeşit yardımı söz konusu...
On ay önce (5 Eylül 2008’de) Almanya’ya sık
sık gidip gelen ve oradaki Türklerin dini duygu-
larını sömürerek toplanan paraların kuryeliğini
yapmakla suçlanan, adı Deniz Feneri skandalı-
na karışan… RTÜK Başkanı Zahid Akman…
Almanya’ya girişinin yasaklandığı haberlerini,
yayımlandığı gün yalanlayan bir belgeyi basına
gösterdi.
Başvuru üzerine Akman’ın belgesini inceleyen
Main-Taunus Kaymakamlığı basın sözcüsü;
“Bizim düzenlediğimiz ‘orijinal belge’ bu değil.
Üzerinde değişiklik yapılmış” diye bir açıklama
yaptı.
Alman yetkililer belgeye sahte diyor; avukat-
ları kem küm ediyor.
İlk günler Akman susuyor. Belki de Almanla-
rı yalanlamaya hazırlanıyor.
Kimdir bu Zahid Akman? Hakkında soruştur-
ma açılan, Almanya’ya gitse yakalanıp tutuk-
lanması olası bu adam kimdir, diye soracak de-
ğilsiniz herhalde.
Öyle olsun. Yine de biz anımsatalım: Kim mi?
AKP demokrasisinin bürokratik ürünü... pos bı-
yıklı, göbekli… istifası (hatta baş yardımcısı ta-
rafından da) istenen…
…amma velakin istifasına karşı çıkan Başba-
kan RTE’nin “Tertemiz, doğru arkadaşımız” de-
diği Zahid Akman!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
İstanbul Y 28
Edirne PB 30
Kocaeli Y 28
Çanakkale PB 28
İzmir A 33
Manisa A 34
Aydın A 36
Denizli A 35
Zonguldak Y 23
Sinop Y 24
Samsun Y 24
Trabzon Y 23
Giresun Y 22
Ankara B 28
Eskişehir A 27
Konya B 26
Sıvas PB 21
Antalya A 35
Adana A 34
Mersin A 32
Diyarbakır Y 32
Şanlıurfa PB 33
Mardin Y 30
Siirt Y 31
Hakkâri Y 18
Van Y 20
Kars Y 20
Oslo Y 16
Helsinki Y 14
Stockholm Y 18
Londra PB 21
Amsterdam PB 20
Brüksel PB 21
Paris PB 23
Bonn PB 26
Münih PB 27
Berlin PB 24
Budapeşte A 30
Madrid Y 35
Viyana A 30
Belgrad B 29
Sofya Y 26
Roma B 27
Atina PB 30
Zürih PB 29
Moskova PB 20
Aşkabat A 35
Astana A 33
Taşkent A 36
Bakû PB 28
Bişkek A 29
Tiflis Y 33
Kahire A 32
Şam A 34
Ülkemizin kuzey ve
doğu kesimleri parça-
lı çok bulutlu, Marma-
ra’nın doğusu, Batı ve
Orta Karadeniz kıyıla-
rı, Doğu Karadeniz,
Doğu Anadolu’nun do-
ğusu, Güneydoğu
Anadolu’nun doğusu
sağanak ve gök gürül-
tülü sağanak yağmur-
lu, diğer yerler az bu-
lutlu ve açık geçecek.
SAYFA CUMHURİYET 18 HAZİRAN 2009 PERŞEMBE
8 HABERLERİN DEVAMI
MAHMUT ORAL
DİYARBAKIR - Güneydoğu
gezilerinin ilkini Diyarbakõr’a
düzenleyen ABD’nin Ankara
Büyükelçisi James Jeffrey,
“Askeri tedbirler, güvenlik
önlemleri yeterli değil. Aynı
zamanda iktisadi, siyasi başka
iyileştirmeler lazım” dedi.
Diyarbakõr’da dün çok yo-
ğun görüşmeler yapan ABD’nin
Ankara Büyükelçisi James Jeff-
rey, sabah saatlerinde ilk olarak
Vali Hüseyin Avni Mutlu ile
bir araya geldi. Ardõndan dele-
gasyonuyla birlikte Büyükşe-
hir Belediyesi’ne geçen Jeff-
rey, Başkan Osman Baydemir
tarafõndan Kürtçe, “Hûn bi xêr
hatin, serseran, serçavan ha-
tin - Hoş geldiniz. Başımız, gö-
zümüz üstüne geldiniz” diye
karşõlandõ.
Jeffrey ve beraberindekilere
kent hakkõnda ayrõntõlõ bilgi ve-
ren Baydemir, “Diyarbakır’ın
dinamikleri çok güçlü bir is-
tence, çabaya ve kararlılığa sa-
hip. Kentimizi turizm, ticaret,
sanat, kültür kenti haline ge-
tirmeyi arzuluyoruz. Diyalog,
ortak akıl ve samimiyetle aşıl-
mayacak hiçbir sorunun ol-
mayacağına inanıyoruz. Dili-
mizin döndüğü her ortamda
bütün herkese diyalog ve iş-
birliği çağrısında bulunuyo-
ruz” dedi.
Büyükelçi Jeffrey ise 25 yõl
önce Diyarbakõr’a gelip dönemin
belediye başkanõ ile görüştü-
ğünü anõmsattõ. O zamanki Di-
yarbakõr ile şimdiki arasõnda
karşõlaştõrõlamayacak kadar çok
fark bulunduğuna işaret eden
Jeffrey, şunlarõ söyledi: “Bugün
bölge bütün dünya için çok
önemli. Eskiden Türkiye’de is-
tikrarsız bir bölge vardı. İs-
tikrarsızlık halen devam edi-
yor. Fakat aynı aşamada
Irak’ta daha kötü bir durum
vardı. Kuzey Irak’ta birkaç se-
neden beri huzur var. Kuzey
Irak’ta, bütün ülkede daha
iyi bir durum başlıyor. Bu se-
beple ticaret, ihracat ve yatı-
rım imkânları Irak ile Türki-
ye’de büyüyor ve bu sizin böl-
genizi iyileştirebilir.”
‘İyileştirmeler lazım’
ABD Başkanõ Barack Oba-
ma’nõn TBMM’de yaptõğõ ko-
nuşmaya dikkat çeken Jeffrey,
ülke olarak her türlü teröre kar-
şõ olduklarõnõ vurguladõ ve “Biz
her türlü teröre karşı çıkıyo-
ruz. Fakat askeri tedbirler, gü-
venlik önlemleri yeterli değil.
Aynı zamanda iktisadi, siyasi
başka iyileştirmeler lazım. Bü-
tün istikrarsız bölgelerde kal-
kınma son derece önemlidir”
diye konuştu. Baydemir, Jeff-
rey’ye göç mağduru genç kõz-
larõn Yeni Yaşam Atölyesi’nde
hazõrladõklarõ üzerinde iki baş-
lõ kartal figürünün resmedildiği
Büyükşehir Belediyesi’nin am-
bleminin bulunduğu seramik
bir tabak armağan etti.
Jeffrey öğle yemeğinde ise
Güneydoğu Sanayici ve İşa-
damlarõ Derneği (GÜNSİAD)
Başkanõ Şah İsmail Bedirha-
noğlu, Diyarbakõr Sanayi ve
Ticaret Odasõ Başkanõ Galip
Ensarioğlu, Diyarbakõr Sanayici
ve İşadamlarõ Derneği (DİSİAD)
Başkanõ Raif Türk ile bir ara-
ya geldi. Jeffrey daha sonra Di-
yarbakõr Baro Başkanõ M. Emin
Aktar, İnsan Haklarõ Derneği
Başkanõ Muharrem Erbey es-
ki siyasetçi Altan Tan’la gör-
üştü. Jeffrey akşam saatlerinde
ise GÜNSİAD tarafõndan onu-
runa Kervansaray Oteli’nde sa-
at 17:30’da düzenlenen resep-
siyona katõldõ.
ABD’nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey Güneydoğu turuna çõktõ
Büyükelçiye Kürtçe karşılama
Jeffrey ve bareberindekilere kent hakkõnda ayrõntõlõ
bilgiler veren Baydemir, “Diyalog, ortak akõl ve
samimiyetle aşõlmayacak hiçbir sorunun olmayacağõna
inanõyoruz. Dilimizin döndüğü her ortamda bütün herkese
diyalog ve işbirliği çağrõsõnda bulunuyoruz” dedi.
Petrolaramabölgesindetatbikat
Türkiye ve KKTC’nin birlikte gerçekleştirdiği tatbikata 10 ülkeden gözlemci katıldı. (AA)
SERTAÇ EŞ
GAZİMAGOSA - Türkiye ve KKTC, Kõb-
rõs Rum Kesimi’nin bazõ firmalarla anlaşarak
petrol arama girişiminde bulunduğu bölgede or-
tak tatbikat gerçekleştirdi. Tatbikata 10 ülke-
den gözlemci katõldõ.
Türkiye ile KKTC, Kõbrõs Rum Kesimi’nin
Akdeniz’de Münhasõr Ekonomik Bölge (MEB)
konusunda uzlaşma olmamasõna karşõn petrol
ve doğalgaz arama faaliyetlerine arama kur-
tarma tatbikatõyla mesaj verdi. İlk bölümü
önceki gün Beşparmak Dağlarõ’nda gerçekle-
şen tatbikat dün, Dipkarpaz’õn 5-8 mil doğu-
sunda denizde gerçekleştirilen faaliyetlerle
sona erdi. Şehit Teğmen Caner Gönyeli Tat-
bikatõ’na KKTC Başbakanõ Derviş Eroğlu,
KKTC Cumhurbaşkanõ Vekili ve Cumhuriyet
Meclisi Başkanõ Hasan Bozer, Kõbrõs Barõş
Kuvvetleri Komutanõ Korgeneral Hilmi Akın
Zorlu, Güney Deniz Saha Komutanõ Korami-
ral Erdal Bucak ve Kõbrõs Güvenlik Kuvvet-
leri Komutanõ Tümgeneral Abdullah Recep ile
yabancõ gözlemciler katõldõ. 1974 yõlõnda Türk
Hava Kuvvetleri’ne bağlõ uçaklarõn Kõbrõs
Harekâtõ sõrasõnda yanlõşlõkla TCG Kocatepe
Korveti’ni vurmasõyla şehit olan Teğmen Ca-
ner Gönyeli’nin annesi Kezban, kõzõ Nil, er-
kek kardeşi ve torunu da TCG Gemlik firka-
teyninde tatbikatõ izleyenler arasõnda yer aldõ.
‘Tek yetkili Rumlar değil’
KKTC Başbakanõ Eroğlu, tatbikatõ değer-
lendirirken, “Rum kesiminin petrol arama-
sı konusunda ‘tek yetki bizdedir’ sözlerinin
doğru olmadığını bu tatbikat ile görüyoruz.
Kara sularında KKTC hâkimiyeti vardır”
dedi. Tatbikatõn TSK’nin desteğiyle yapõldõğõnõ
vurgulayan Eroğlu, “Rumların artık bazı
gerçekleri görme zamanı gelmiştir. Müza-
kere masasında bu gerçekler ışığında poli-
tika üretmelidirler” diye konuştu.
ERGENEKON
Prof. Dr.
Yurtkuran’õn
durumu ciddi
İstanbul Haber Servisi - İstan-
bul Üniversitesi Kardiyoloji Ensti-
tüsü’nde tedavisi süren eski Ulu-
dağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Mustafa Yurtkuran‘õn, kalpteki
damar tõkanõklõğõn çok tehlikeli
boyutta olduğu, ciddi hayati risk
taşõdõğõ belirtildi. Prof. Yurtku-
ran’õn sağlõk durumuna ilişkin cu-
ma günü verilecek konsey kararõna
göre avukatlarõ tahliyesi için huku-
ki girişimlerde bulunacak.
Ergenekon soruşturmasõ kapsa-
mõnda tutuklu bulunan ve önceki
gün Haseki’deki Kardiyoloji Ensti-
tüsü’nde anjiyo olan Prof. Dr.
Yurtkuran’õn avukatõ Mehmet
İpek, Yurtkuran’õn doktorlarõndan
aldõğõ bilgiye göre, damarlarõndaki
tõkanõklõk nedeniyle çok ciddi ha-
yati risk taşõdõğõnõ ifade etti. Yurt-
kuran’õn testis kanseri nedeniyle
birden fazla hekimin kontrolü al-
tõnda bulunmasõ gerektiğinin söy-
lendiğini aktaran İpek, müvekkili-
nin bugün Haseki Eğitim ve Araş-
tõrma Hastanesi’ne geçiş yapacağõ-
nõ söylerek, şu bilgileri verdi:
“Doktorları sağlık durumunun
çok vahim olduğunu söylediler.
Ana damarında tıkanıklık oldu-
ğu için her an hayati tehlike ile
karşı karşıya kalabilir. Cuma
günü konseyin yapacağı toplantı
sonunda önce ameliyat mı ola-
cak, yoksa radyoterapi mi ala-
cak belli olacak. Birden fazla ho-
ca Yurtkuran’ın durumunu de-
ğerlendiriyor. Bu durumda tu-
tuklu kalmasının tedavisi açısın-
dan mümkün olmadığını söyledi-
ler. Rapordan sonra gerekli hu-
kuki girişimlerde bulunacağız.”
MAYIN YASASI İÇİN İPTAL İSTEMİ
CHP, yüksek
yargıya gidiyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül’ün mayõn yasasõnõ
onaylamasõna muhalefetten tepki geldi. CHP ya-
sanõn iptali için Anayasa Mahkemesi’ne gitme
kararõ aldõğõnõ açõklarken MHP, Gül’ün tavrõnõ
“şaşkınlıkla karşıladıklarını” bildirdi.
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kõlõçdaroğ-
lu, gazetecilerin sorularõ üzerine Suriye sõnõ-
rõndaki mayõnlõ arazilerin temizlenmesi ve iş-
letilmesiyle ilgili yasayõ Cumhurbaşkanõ Gül’ün
onaylamasõna karşõn, “toplumun vicdanının ya-
sanın kabul edilmesine onay vermediğini”
söyledi. Birçok ülke yap-işlet-devret modelini
uygulamazken, Türkiye’nin, mayõnlõ arazinin te-
mizlenmesi karşõlõğõnda burayõ 44 yõllõğõna
başkalarõna vermesine sõcak bakmadõklarõnõ
kaydeden Kõlõçdaroğlu, konuya özel yasal dü-
zenleme olmayacağõnõ ifade etti.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise
Cumhurbaşkanõ Gül’ün “Herhangi bir fikir da-
hi beyan etmeden mayın yasasını onayla-
masını şaşkınlıkla karşıladığını” söyledi.
Yürüttükleri muhalefet sonunda mayõndan te-
mizlenen arazinin yap-işlet-devret yöntemi ile
yabancõlara devredilmesinin fiilen imkânsõz
hale geldiğini bildiren Vural, Milli Savunma Ba-
kanlõğõ’nõn kendi kurumlarõmõzla bu ihalenin ya-
põlabileceği bir süreci başlattõğõnõ ifade etti.
Bankanõn yanlõşlõkla adõna tanõmadõğõ bir kişiyle ortak hesap açmasõnõn ardõndan
eşinden şiddet gören ve boşanan kadõnõn açtõğõ davada Yargõtay son sözü söyledi
Yuvayõkanbankatazminatödeyecek
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bir
banka, evli bir kadõna yanlõşlõkla bir kişiyle
ortak hesabõ olduğuna dair ekstre gönderdi.
Bu nedenle eşinden şiddet gören ve boşanan
kadõn dava açtõ. Yargõtay, bankanõn tazmi-
nat ödemesi gerektiğine karar verdi.
İzmir’de bir banka, 14 yõllõk evli bir kadõ-
na, tanõmadõğõ Hakan Eren adlõ bir kişiyle
ortak hesap açtõrdõğõna dair hesap ekstresi
gönderdi. Eşiyle bankaya giden kadõna,
banka yetkilileri hesabõn yanlõşlõkla açõldõ-
ğõnõ söyledi. Ancak buna inanmayan koca,
eşinin Hakan Eren adlõ kişiyle ilişkisi oldu-
ğunu düşünerek eşine şiddet uyguladõ.
“Ekstrenin ulaştığı gün eşinin kendisini
dövdüğünü, ölümle tehdit ettiğini ve na-
faka, tazminat istemeden boşanmaya zor-
landığını” iddia eden kadõn, bu olaylar so-
nucu eşinden boşandõğõnõ kaydetti. Kadõn,
“bankanın hukuka aykırı eylemi nede-
niyle kişilik haklarının saldırıya uğradığı,
namusundan endişe duyulduğu, bedensel
bütünlüğünün zarara uğratıldığı” gerek-
çeleriyle banka aleyhine maddi ve manevi
tazminat davasõ açtõ. Davanõn görüşüldüğü
İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi, kadõnõn
kocasõndan şiddet görmesi ve boşanmasõ ile
bankanõn hatalõ kayõtla hesap açmasõ arasõn-
da illiyet bağõ bulunmadõğõ gerekçesiyle da-
vayõ reddetti. Kadõnõn, yerel mahkemenin
kararõnõ temyiz etmesi üzerine dosyayõ ince-
leyen Yargõtay 4. Hukuk Dairesi de “kadı-
nın boşanması ile bankanın hatalı işlemi
arasında illiyet bağı bulunmasa da ban-
kanın hatalı işlemi nedeniyle kadının şid-
det gördüğünün açık olduğuna” işaret etti
ve yerel mahkemenin, kadõn yararõna uygun
görülecek miktarda manevi tazminata hük-
metmesi gerektiğine işaret ederek, kararõ
oybirliğiyle bozdu. Yerel mahkemenin ilk
kararõnda direnmesi üzerine dosya Yargõtay
Hukuk Genel Kurulu’nda görüşüldü. Kurul,
Yargõtay 4. Hukuk Dairesi’nin gerekçeleri
doğrultusunda yerel mahkemenin direnme
kararõnõ oybirliğiyle bozdu.
Gül: Ben popülist davranmam
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhur-
başkanõ Abdullah Gül tarafõndan kabul edilen
BBP Genel Başkanõ Yalçõn Topçu görüşmenin
ardõndan yaptõğõ açõklamada, mayõnlõ arazinin
gündeme gelmesi üzerine Gül’ün “Ben popü-
list davranmam, bu imzayõ gerekli gördüm”
dediğini aktardõ. Topçu görüşmede, eski Genel
Başkanlarõ Muhsin Yazõcõoğlu’nun da hayatõnõ
kaybettiği helikopter kazasõyla ilgili 50 sayfa-
lõk raporu Gül’e sunduklarõnõ ifade etti.
Esenyurt’ta çatışma
İstanbul Haber Servisi - Esenyurt’ta dün po-
lisin “dur” ihtarõna uymayan bir grupla polis
arasõnda çatõşma yaşandõ. “Yunus” olarak tabir
edilen motorolize polis ekipleri, şüphelendik-
leri BMW marka lüks otomobildeki 4 kişiyi
durdurmak istedi. İhtara uymayan şüpheliler
kaçarken yaşanan kovalamacanõn ardõndan po-
lisle çatõştõ. Mermileri biten şüphelilerden 1
kişi, polis ekiplerince gözaltõna alõnõrken diğer
3 kişi araca binerek kaçtõ. Olayda 1 polis hafif
şekilde yaralandõ. Kaçan şüphelilerin yakalan-
masõ için hava destekli operasyon başlatõldõ.
THY uçağı zorunlu iniş yaptı
DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Ankara’dan
Mardin’e gitmek üzere havalanan THY’nin ta-
rifeli yolcu uçağõ, yağmur ve fõrtõna nedeniyle
Mardin Havaalanõ yerine zorunlu olarak Diyar-
bakõr Havaalanõ’na iniş yaptõ. Bir süre burada
bekletilen uçak, daha sonra Mardin’e uçtu.