24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 18 HAZİRAN 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Gerçeği Kim İster? soner@cumhuriyet.com.tr Silahlı güçten daha etkin medya eliyle kamuoyu oluşturma çağında gerçeği en çok kimler bilmek is- ter? Gerçeği bilebilse, elbette kendi çıkarlarına aykı- rı tepkiler vermeyecek yalanla dolanla aldatılan, yönlendirilen kitleler... Gelin görün ki hedef kitlelerin gerçeği bilebilme şansları, etkin medyatik araçlarla on- ları yönlendirenler karşısında zayıftır. Demokrasinin erdemi, gerçeğe ulaşabilme yönetimi, sanatı olsa da çağımızda gerçeğin sanalla yer değiştirmesi gerçe- ği karşısında; gerçek demokrasi, insan haklarının çok gerilediği, sanal, sandık demokrasileri düzeninde; kir- li çıkarları egemen kılan yeni emperyalizmin sömürü çarkları, ırkçılık, dincilik üzerinden tuzaklarla kitlele- rin yaşam hakları, düzeyi hızla aşağı çekilmekte... ABD’de kamuoyu oluşturma sanatı üzerinden bi- ze ders veren şirket sözcülerinin, bir bir saydıkla- rı kulağımda küpe olarak kalmış; “Gerçeğin ken- disi değil, hedef kitle üzerinde gerçek olarak ne- yin nasıl algılandığı, bilinç altına kazındığı önemli” ola- rak özetlenebilir.. Hedef kitle üzerinde çalışan ister bir reklamcı, pro- fesyonel şirket, isterse siyasi lider, örgüt, kurum ol- sun... Önemli olanı; etkilenmesi istenen kitlelerde, be- yinlere kazınan gerçek gibi gelen yargılar... Kamuo- yu oluşturma sanatı uzmanlarının bize verdikleri çok çarpıcı ABD siyasal yaşamından kamuoyu oluşturma örneklerinde, medya etkileme sanatının vardığı bo- yutları anlatabilmeye yönelik, özellikle gerçeğin ne ol- duğu ortaya çıkarılmamış, dahası toplum tarafından sorgulanmamış olaylar seçilmişti: Örnek olarak yük boşaltan bir gemi görüntüsünden yola çıkılarak, ABD Devlet Başkanı isterse nasıl da yükün silahlan- ması tehdit olarak gösterilen bir ülkenin silahlandırıl- dığının kanıtı olduğu yargısının kamuoyuna kabul et- tirilebildiği; Meclis’lerden istenen kararların çıkarıla- bilmesi yanında, ABD halkının silah mı, yiyecek mi ol- duğu gerçeği bilinmeyen sanal gerçeğe inandırıldığı ders olarak kanıtlanmıştı... Dün “AKP, Gülen’i bitirme planı” üzerinden tartış- malarda, herkesin gerçeği ortaya çıkarma konusun- da nasıl da istekli, seferber olduğunu dinlerken ger- çeklerin ortaya çıkarılmasından ne kadar da uzakla- ra düşmekte olabileceğimizin kaygısını da yaşa- dım... Kaygımı büyüten tek gerçek, bu kadar büyük bir tartışmayı hâlâ bir fotokopi belgesi üzerinden yap- makta olduğumuz gerçeği değil sadece. Ergenekon sanığı yapılmış, daha önceleri savunma avukatı olan bir kişinin aranmasından çıkmış, kanıt niteliği oluşturma yöntemi bile tartışmalı, kendisinin doğruluğunu ba- şından beri reddetmeye çalıştığı bir belge olması da bir yana... Ergenekon savcılığının elinde olan bu fotokopi bel- ge metninin aslı astarı öğrenilmeden, iddianame or- taya çıkmadan medyaya nasıl ulaştığını hiç sorgula- mıyoruz; söz konusu yöntemler insan hakları, hukuk, sorgulama, yargılama hukuku ilkeleri ile çok boyut- lu çatışsa da Ergenekon davası klasiği... Dahası med- ya tetikçileri önce olup bitecekler üzerinde kehanet- te bulunuyorlar, sonrası baskın, aramalar, kişilerin sor- gulanması, tutuklanmaları; “... dalga operasyonu” ger- çeği olarak karşımıza çıkıyor. Yeni dalganın TSK’nin kadrolarına dönük olacağını biz zaten bu tetikçilerin haber ve yorumları ile öğrenmiştik değil mi? Türkiye için çok kritik bir süreçte, TSK ile hükümetin karşı karşıya getirilmelerinin, çıkarlarımız için tehdit boyutları ortada iken herkes gerçek ya da sanal üze- rinden bir çatışmanın sonuçlarından haklı olarak korkuyor. Böyle olduğu içindir ki ne kadarı ile sahte, Başbakan’ın söylemi ile “fitne” ya da gerçek, TSK için- den darbe, en azından cunta girişimi belgesi oldu- ğunun ortaya çıkması isteminde uzlaşmış gibiyiz... Gerçeği arama istemi vurgulamasının ardından ise su koyuveren koyuverene... Emperyal odaklı güçle- rin fonlarından beslemeler ile, cemaatin, AKP söz- cülüğünü militanca yapanlar, “belge gerçekse” diye söze girip olayın vahameti üzerinden öylesine şeyler söylüyorlar ki... Toplumun bilinç altına kazımaya çırpındıkları tek gerçek “AKP iktidarına, Gülen ce- maatine katlanamayan, darbe ile işlerini bitirme plan- ları yapanlar...” önyargısı oluyor. Başbakan’ın aslın- da bu önyargıyı beslemeyi hedefleyen önceki çıkış- larından sonra, Genelkurmay Başkanı ile yaptığı gö- rüşmenin ardından alkışlanan sağduyulu(!) açıkla- masındaki satır arası imaj oyunları sanatı bir yana.. AKP’nin suç duyurusunun içerik metni, söz ko- nusu belgeyi AKP iktidarı, Gülen cemaatini hedef almış gerçek bir darbe girişimi gibi tanımlıyor... AKP yönetim kadrolarından gelen hak-hukuk dışı ön- yargılı suçlamalara hiç girmiyorum elbet... Erge- nekon savcılığının mantığında ise değişen hiçbir şey yok; fotokopi metinde imza sahibi olarak gö- züken Dursun Çiçek albayın sorgusuna başvu- rulurken sanık mı, tanık mı olacağı henüz biline- miyor; imzanın gerçek olup olmadığının saptan- ması da sorgusundan sonraya kalmış... Sokaktaki vatandaşlar, iktidarı ele geçiren sivil dar- beciler ile karşı duran askeri darbeciler arasında iki- ye bölünmüşler, kimin umuru... Merkez Bankasõ Başkanõ Yõlmaz: İyileşme artõya geçildiği için değil, kötüleşmenin hõzõ azaldõğõndan ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Merkez Banka- sõ Başkanõ Durmuş Yıl- maz, birtakõm ekono- mik verilerde iyileş- me olduğunu belirte- rek, “Fakat bu iyileş- me artıya geçiş değil, kötüleşmenin hızının azalması” dedi. Gele- cek dönemde “hızlı to- parlanmanın” beklenme- diğini ifade eden Yõl- maz, “İşsizlik oranla- rındaki olumsuz sey- rin 2009 yılı boyun- ca devam edeceği öngörülmektedir” dedi. Yõlmaz, Anka- ra Sanayi Odasõ’nõn (ASO) mec- lis toplantõsõnda yaptõğõ konuş- mada, hâlâ düşüşün devam etti- ğini, fakat baş aşağõ 150 kilomet- re hõzla giden arabanõn 120-130 ki- lometre hõza düştüğünü, içinden geçilen olayõn bu olduğunu söy- ledi. Ellerinde birtakõm veriler bulunduğunu, bu verilere göre iyileşmeler olduğunu tekrarlayan Yõlmaz, “Bu iyileşmenin altı- nın ne kadar dolu, sürdürüle- bilir mi sürdürülemez mi oldu- ğunun zaman içinde görülece- ğini” belirtti. Yõlmaz, “O neden- le benim sizlere tavsiyem, ihti- yatlı olmanız. Biz de para poli- tikası otoritesi olarak aldığımız kararlarla bu ihtiyatlılığı ön plana çıkarmaya devam ediyo- ruz” diye konuştu. Yaşanan iyileşme havasõnõn ge- rekçelerini ekonomik gösterge- lerle açõklayan Yõlmaz, bunun “negatifin hızının kesilmesi” ol- duğunu, henüz sõfõrõn üzerine çõ- kõlmadõğõnõ belirterek “Tünelin içine girdik. Tünel karanlıktı. Öbür tarafa doğru bir ışık gö- ründü. Işık, öbür tarafa çıkışı mı gösteriyor, yoksa üzerimize ge- len araba mıdır” diye sordu. ASO Başkanõ Nurettin Özde- bir’in “moralimizi düzelttiniz” demesi üzerine Yõlmaz, Türki- ye’nin krizde erken toparlanma ih- timalinin daha yüksek olduğu- nun altõnõ çizerek, “moral boz- maya gerek olmadığını” söyle- di. Yõlmaz, enflasyon politika- sõyla ilgili bilgi verirken de hazi- ran ayõnda enflasyonda yükseliş beklediklerini, otomobil, beyaz eşya ve sigara gibi kalemlerde ha- yata geçirilen yeni düzenlemenin enflasyona etkisinin haziran ayõn- da yüzde 0.56, temmuzda da yüz- de 0.54 olacağõnõ tahmin ettikle- rini kaydetti. Büyümede pozitif rakam- lar, son çeyrekten sonra Yõlmaz, son çeyrekten itibaren büyümenin pozitif rakamlara ge- çeceğini öngördüklerini belirterek, Türkiye ekonomisindeki topar- lanmanõn küresel ekonomiye gö- re daha erken başlayabileceğini söyledi. Yõlmaz “Ancak bu kriz- den çıkış yavaş ve kademeli gerçekleşecek” dedi. Gelecek dönemde, özel sektörün yatõrõmlarõnda da “hızlı topar- lanmanın” beklenmediğini ifade eden Yõlmaz, “İşsizlik oranla- rındaki olumsuz seyrin 2009 yılı boyunca devam edeceği, harcanabilir geliri uzunca bir süre sınırlamaya devam edece- ği öngörülmektedir” diye ko- nuştu. Yõlmaz, bankalarõn, 5-10 yõla varan uzun vadeli kredi olanakla- rõnõn azaldõğõna dikkat çekerek, karşõlõksõz çõkan banka çeklerinin toplam çek adedine; protestolu senet tutarlarõnõn da ticari kredilere oranõnda, 2008 yõlõ eylül ayõndan bu yana artõş eğilimi bulunduğu- nu sözlerine ekledi. Tüketici haklarõndan ödün verildi Teşvik paketinde eli boş kalan sektör, fiyatlarõ yine düşürmekten yakõnõyor MURAT KIŞLALI ANKARA - Hükümet, mali siste- me ilişkin açõkladõğõ yeni düzenle- melerde, bankalarõn uzun zamandõr is- tediği “döviz geliri olmayan yerli fir- malara döviz kredisi verilebilmesi” olanağõ ile zaten ayrõ ayrõ uygulama- ya soktuğu “kredi kartı affının çı- karılması” karşõlõğõnda, tüketici hak- larõndan ödün verdi. Yasalaştõrõlacak düzenlemelerle bankalarõn ortalama- da çok daha düşük uyguladõğõ yõllõk kredi kartõ kullanõm bedeline zam yapõlõyor. Kredi kartlarõnda tüketici- lerin ödemesi gereken asgari yüzde 20’lik oranõn da yüzde 30’a çõkartõ- labilmesi sağlanõyor. Bugüne kadar bankalar kredi kart- larõndan yõlda ortalama 20 lira sevi- yesinde kullanõm bedeli alõrken yeni düzenlemeyle 3 bin 500 liraya kadar olan limitlerde 35 liraya kadar, 3 bin 500 liranõn üzerinde yüzde 1’e kadar kart kullanõm bedeli alõnabilecek. Mevzuata göre döviz geliri olmayan firmalar yurtiçinden döviz kredisi alamõyordu. Şimdi bu kõsõt bir yõldan fazla vadeli ve 5 milyon dolardan faz- la meblağlõ krediler için kaldõrõldõ. Böylece bankalar 35 milyar dolara ula- şan miktardaki krediyi yurtdõşõndan yurtiçine çekebilecek. Ancak tüketi- cilerin dövize endeksli kredi kullan- ma hakkõ engellendi. BİRLEŞEN KOBİ’LERE VERGİ DESTEĞİ Hükümetin, küresel kriz karşõsõnda KOBİ’lerin birleşerek daha güçlü bir yapõya kavuşmalarõna olanak tanõmasõ amaçlanan ve bu kapsamda vergi teşviki getiren tasarõsõ önceki gün TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Buna göre, birleşen KO- Bİ’lere 3 yõl boyunca yüzde 75’e kadar indirimli kurum- lar vergisi uygulanmasõ öngörülüyor. İki veya daha fazla KOBİ’nin birleşerek yeni bir A.Ş. oluştur- malarõ ya da bir veya birkaç KOBİ’nin ano- nim şirket statüsündeki diğer bir KOBİ’ye devrolmasõ halinde geçerli olacak. VARLIK BARIŞI UZUYOR Varlõk barõşõnda, ilk uygulamada başvurup da parasõnõ getirmeyen- ler, 30 Eylül’e kadar devam edecek 2. uygulama döneminde yeniden müracaatta bulunabilecek. Uygulama kapsamõna, 1 Haziran 2009 ta- rihi itibarõyla sahip olunan varlõklar girecek. Yur- tiçi ve yurtdõşõndaki kişi ve kuruluşlar, bu varlõk- lar için 30 Eylül 2009’a kadar varlõk barõşõ baş- vurusu yapabilecekler. Bakanlar Kurulu bu sü- reyi 31 Aralõk 2009’a kadar uzatõlabilecek. Bu çerçevede kamuoyunu uzun süre meşgul eden Ali Türkan da yeniden müracaat edebilecek. OSRAM TÜRKİYE’YE STAR ÖDÜLÜ Yüksek enerji tasarruflu ürünleriyle öne çõkan Os- ram’õn “parlak fikirler, aydõnlõk sõnõflardan çõ- kar” sloganõyla sürdürdüğü “Aydõnlanma Ha- reketi”nde Osram Türkiye, dünya genelindeki tüm Osram’lar arasõndan seçilerek STAR ödü- lüne layõk görüldü. Osram tarafõndan verilen ve alanõnda en üst düzey ödül olarak kabul edilen Star ödülü, dünyanõn farklõ ülkelerinde faaliyet gösteren Osram şirketlerinin üstün ve sõra dõşõ başarõlarõ değerlendirilerek veriliyor. Ekonomi Servisi - AKP hükümetinin yeni açõkladõğõ teşvik paketin- de hayal kõrõklõğõ yaşayan turizmciler, 2009’un ilk 5 ayõnõ da yüzde 5.8’lik ka- yõpla bitirdi. Başbakan Erdoğan Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanõ Peres’e karşõ yaptõğõ çõkõş nede- niyle de ilk 5 ayda Muğ- la’ya gelen İsrailli turist sayõsõnda yüzde 78, An- talya’ya gelenlerdeyse yüzde 64’lük sert düşüş yaşandõ. Ayrõca bu yõl 140 yabancõ sörf hocasõ- na çalõşma izni çõkma- masõ nedeniyle Bodrum, Datça ve Foça’daki 3 te- sis kapanõrken buralara gelmesi beklenen 20 bin turist de Yunanistan’a kaptõrõldõ. Türkiye Otelciler Fe- derasyonu (TÜROFED) Ahmet Barut düzenle- diği basõn toplantõsõnda, teşvik paketinin sektörün hiçbir beklentisini karşõ- lamadõğõnõ belirterek “Biz 8 aydır taleplerimizi di- le getiriyoruz. Ama ge- linen noktada hiçbir beklentimiz karşılan- madı. Elimizde fiyat dü- şürmek kalıyor. Bu da uzun vadede turizmde kötü olan imajımızı pe- kiştirir ve Türkiye’nin turizm gelirini azaltır” dedi. Barut, Türkiye’nin tu- rist çektiği ülkelerde be- lirsizliğin devam etmesi nedeniyle 2010’un da tu- rizm açõsõndan riskli ol- duğuna dikkat çekerek bu yüzden sektörün di- rencini arttõracak bir tu- rizme özel bir teşvik pa- ketinin hazõrlanmasõ ge- rektiğini söyledi. Barut, İsrail pazarõndaki düşüş- le ilgili olarak da “İsra- illilerin yılın ilkyarısın- daki bütün bayram ve tatillerini kaçırdık. Grupların hepsini kay- bettik. Yılın tamamı için yüzde 50 ve altında bir kayıpla kapatırsak İs- rail pazarını bu bile ba- şarıdır” diye konuştu. Ekonomi Servisi - Dünyanõn dört bir ya- nõndan 1 milyar dolarõ geçen alacaklarõnõ tahsil edemeyen ihracatçõlar için Türkiye İhracatçõlar Meclisi (TİM) bünyesin- de “Dış Ticaret Danışmanlık Merkezi” kuruldu. İhracatçõlara dõş ticaret mev- zuatõ, Dünya Ticaret Örgütü ve Av- rupa Birliği mevzuatõ, uluslarara- sõ ticaret ve yatõrõmlardan kay- naklanan uyuşmazlõklarõn çözümü, yurtdõşõ ihracat bedellerinin tahsi- li, lojistik ve taşõma hukuku, sigorta mevzuatõ, bankalar mevzuatõ, hu- kuki, mali ve finansal açõdan şir- ketlerin yeniden yapõlandõrõlmasõ gibi pek çok alanda danõşmanlõk hizmeti sunacak olan birim, bu hiz- meti piyasa koşullarõna göre yüz- de 20 daha ucuza veriyor. TİM Başkanõ Mehmet Büyü- kekşi konuya ilişkin düzenlenen basõn toplantõsõnda şunlarõ söyle- di: “Firmalarımızın gerçekleştirdikleri ih- racat sonucu yurtdı- şında kalan alacakla- rının tahsili konusu, önemli bir sorun olarak karşımızda duruyor. Yapılan ihracatlar sonucu, fir- malarımızın yurtdışındaki müş- terilerinden olan ihracat ala- caklarını tahsil etmekte güçlük çektiklerini veya hiç alamadık- larını biliyoruz. Özellikle son günlerde bu olumsuz durumun oldukça yoğun yaşandığı da bir gerçektir.” CeBIT 10 yaşında Ekonomi Servisi - Avrasya’nõn en büyük dijital iş ve teknoloji platformu Cebit Bilişim Eurasia, 7-11 Ekim ta- rihlerinde kapõlarõnõ bu yõl onuncu kez farklõ ülkelerden gelen on binlerce pro- fesyonel yönetici, bilim insanõ, kamu yetkilisi ve teknoloji meraklõlarõna açõ- yor. Bu yõl iş dünyasõnõ teknolojiyle bu- luşturmaya yönelik çeşitli faliyetler de düzenlenecek. Fuarla ilgili bilgilendir- me toplantõsõnda konuşan CeBIT Bili- şim Eurasia organizatörü HİFAŞ Genel Müdürü Alexander Kühnel, CeBIT’in bu yõl Broadcast Cable&Satalite Fuarõ ile birleştirileceğini söyledi. TİM Başkanõ Büyükekşi, “Yurtdõşõndaki alacaklarõ kurtaracağõz. Hizmeti yüzde 20 daha ucuza mal ediyoruz” dedi. Ekonomi Servisi - Dünyanõn dört bir yanõna yõl- da ortalama 50 milyon dolarlõk meyve ihraç eden Alara Tarõm, iç piyasa satõşlarõnda Carrefour- SA’ya verdiği meyve çeşitlerini zenginleştirdi. “Doğa Tat Carrefour” projesini Alara Ta- rõm’õn ürettiği kirazlarla destekleyen Carrefour- SA’da şimdi de aynõ firmanõn kayõsõ, japoneri- ği ve nektarin satõşlarõna başlandõ. Satõşla ilgili düzenlenen imza töreninde konuşan CarrefourSA Genel Müdürü Guillaume Vicai- re şunlarõ söyledi: “Gittikçe önem kazanan, in- sana ve çevreye saygılı üretim modeli, Tür- kiye’de CarrefourSA ve Alara Tarım işbirli- ğiyle yapılıyor. Meyvelerin üretiminde kim- yasal ve sentetik gübreler, ilaçlar ve hormonlar kullanılmıyor. Ekibimiz Türkiye’de böyle kaliteli üreticiler arıyor.” 1 milyar dolarlõk alacağõn tahsili için şirket kurdular Kriz nedeniyle zor günler geçiren turizmciler teşvik paketinden umduğunu bulamadõ. Başbakan’õn Davos çõkõşõ nedeniyle İsrail’den gelen turist sayõsõnda da sert düşüş yaşandõ. SON DÜZENLEMELER BANKACILIKREFORMU ADANA (AA) - Türkiye Bankalar Birli- ği (TBB) Başkanõ ve İş Bankasõ Genel Mü- dürü Ersin Özince, İş Bankasõ’nõn Adana’da yaptõrdõğõ yeni hizmet binasõnõn açõlõşõ öncesi, ilköğretim okulu öğrencilerine kitap dağõtõ- mõ yaptõktan sonra gazetecilerin sorularõnõ ya- nõtladõ. Merkez Bankasõ’nõn faizleri düşür- mesiyle ilgili soruya Özince, “MB’nin bi- leceği iş. MB kendi kısa vadeli piyasayla ilgili gösterge faizini düşürebilir, düşürür” yanõtõnõ verdi. Şu anda özellikle kredi talebinde çok bü- yük bir canlõlõk olmadõğõnõ belirten Özince, şöyle konuştu: “Kimileri ‘kredi verilmiyor’ diye gereksiz bir popülizm yapıyor. Ama, paraya olan talep iş olursa artar, dolayı- sıyla MB’nin yaptığını muhakkak yerin- de görmek lazım. Yetkilidir, MB faizleri gerektiği zamanda tabii ki yükseltir. İn- terbank piyasalarının en büyük fonlayıcısı MB’nin kendisi. Bir yandan da ekonomi- yi hareketlendirmek istiyor. Faiz düşerse iyi olur. Biz İş Bankası olarak ciro üzeri- ne daha çok stratejimizi kurarız.” İş Bankası Genel Müdürü Özince, İş Bankası’nın Adana’da yaptırdığı yeni hizmet bina- sının açılışı öncesi ‘Karneni Göster Kitabını Al’ kampanyası kapsamında kitap dağıttı. Ekonomide düzelme yavaş olacak Yaşanan iyileşme havasõnõ “negatifin hõzõnõn kesilmesi” olarak değerlendiren Yõlmaz, “Tünelin içine girdik. Tünel karanlõktõ. Öbür tarafa doğru bir õşõk göründü. Işõk, çõkõşõ mõ gösteriyor, yoksa üzerimize gelen araba mõdõr” diye sordu. Toparlanma işaretleri belirginleşirse faiz indirimlerinde bir yavaşlama veya ara vermenin gündeme alõnabileceğini bildiren Yõlmaz uyardõ: Gün geldiğinde faizler artacak. Bizi nasõl faizler düşerken seviyorsanõz, çõkarken de sevmeye devam edin. Yõlmaz’a göre bu krizden çõkõş yavaş ve kademeli olacak. 1994 ve 2001 krizlerinin ardõndan ekonomik faaliyetlerde gözlenen hõzlõ toparlanmanõn benzeri yaşanmayacak. Küresel talebin yakõn dönemde kalõcõ bir şekilde canlanma ihtimali düşük görülüyor. Turizme darbe üstüne darbe Özince: Faiz, Merkez’in bileceği iş ‘CarrefourSA Doğa Tat’a Alara tazeliği Obama’dan yeni paket WASHINGTON (Cumhuriyet) - ABD Başkanõ Barack Obama, gelecekteki olasõ mali krizleri ön- leyebilmek için bankacõlõk sistemi- ne yönelik yeni reformlarõ açõkladõ. Tüketicilerin çõkarlarõnõ korumak, mortgage ve kredi kartlarõ piyasa- larõnõ düzenleme için özel bir kurum oluşturulacak. Amerikan Merkez Bankasõ’na (Fed) ise büyük mali kuruluşlarõ ya- kõndan izleme yetkisi verilecek. ABD Başkanõ Barack Obama, ma- li kuruluşlar arasõnda gözetim ek- sikliğinin hem şirketler hem de bi- reyler için sistemik suiistimallere yol açtõğõnõ belirtti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear