26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 12 HAZİRAN 2009 CUMA 10 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr KAVŞAK ÖZGEN ACAR AB ve AP’de Haçlılaşma! “Halk yönetimi” anlamındaki soyut “demokrasi” kavramını, seçmen san- dık başında somutlaştırır. Demo- kratlığı ile övünen Avrupa’nın birliği- ni (AB) amaçlayan 27 ülkede 4-7 Ha- ziran tarihleri arasında 4 değişik gün- de 388 milyon Avrupalının ancak yüzde 43’ü demokrasiyi somutlaş- tırdı. Buna karşılık yüzde 57’si AB’de- ki demokrasi için parmaklarını bile kı- pırdatmadı. Avrupa Parlamentosu’na (AP) 10 bin adaydan, 736 temsilci 5 yıllığına seçildi. 1979’dan bu yana ya- pılan AP seçimlerine katılım tablosuna bakıldığında Av- rupalıların AB’ye inançlarının da gittikçe zayıfladı- ğı gibi bir yargıda bulunmak da her- halde yanlış ol- mayacaktır. Özellikle “de- mokrasinin” ve “insan haklarının” avukatlığını ya- pan, “ırkçılığa” karşı çıkan ortanın solundaki toplum- sal demokratlar ile sosyalistler oy kul- lanmak için sandık başına gitme lüt- funda bulunmayınca, ortanın sağı AP’de sandalye farkını 70’ten 100’e çı- kardı. Sosyalist grup 215’ten 162’ye düştü. Yeşiller gelişme gösterdi. Seçim sonuçlarından bazı ayrın- tıları anımsayalım! “1” numaralı Tür- kiye karşıtı Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy 13 artışla 30 san- dalye kazanırken, sol 31’den 13’e indi. Seçim arifesinde “Türk karşıt- lığını” askıya alan Almanya Başba- kanı Angela Merkel, yüzde 39’luk bir artışla seçimi önde bitirdi. Kü- resel ekonomik bunalım ve artan iş- sizlik, iktidardaki bu partilerin geri- lemesini gerektirdiği halde! Tutucular, genelde Türkiye karşıt- ları, AP’de temel güç olmayı sürdü- recekler. Avusturya’da sağcı partiler ve İslam Karşıtlığı Özgürlük Partisi varlıklarını iki katına çıkardılar. Ma- caristan Nazi Gençlik Örgütü kuru- cuları 2, Danimarka’da göçmen kar- şıtları 1, Finlandiya’da aşırı sağ ilk kez 1 sandalye ile AP’ye girdiler. Aşırı sağcı ve ırkçı sayı- sı AP’de ilk kez 36’ya ulaştı. Anım- sanacağı üzere se- çimlerin temel söy- lemi, ekonomik bu- nalım, işsizlik değil “Türkiye’ye hayır” olmuş, bir anlamda “Türkiye karşıtlığı” amaçlı halkoylama- sına dönüşmüştü. Eskiden “Hıristiyan- lar Kulübü” denilen AB’nin parlamento- su gittikçe “haçlılaşıyor!” 27 Avrupa ülkesinde 2,2 milyonu “seçme” hakkına sahip, 5 milyondan fazla Türk yaşıyor. Hiç anlayamadığı- mız bir nedenle Türk seçmenlerin ço- ğunluğu da sandık başına gitmedi. Se- çime 30 kadar Türk kökenli aday ka- tıldı. Bundan önce 5 Türk AP’ye girdiği halde, bu kez Almanya’dan İsmail Er- tuğ, Hollanda’dan Emine Bozkurt (2. kez) seçilebildiler. Ancak Bulgaris- tan’ın AB üyeliği Filiz Hüsmenova ile Metin Kazak’a AP yolunu açtı. Asla unutmayacağım bir anımı ve kahrımı aktarmak istiyorum. 12 Eylül 1963’te Ankara’da TBMM Onur Salo- nu’nda Türkiye adına Dışişleri Bakanı Feridun Cemal Erkin, o zaman adı “Ortak Pazar” olan ve topu topu 6 üye- si bulunan örgütün konumdaşları ile “Ortak Üyelik” protokolünü imzala- mıştı. Basına dağıtılan “protokol” met- nini, ben de 7 bakana bir anı olarak im- zalatmıştım. Ne yazık ki o günden son- ra Türkiye içinde ve dışında taşınma- larımın birinde o belge yitip gitti. Hâ- lâ kahrolurum! O gün salonda bulunan gazeteci- lerden bugün benimle birlikte ancak üçü görevlerini sürdürüyor. Aradan geçen 46 yıl boyunca Türkiye’nin üyeliği “bugün, yarın, yarından da yakın, yok yarından da öte” söylene söylene Ortak Pazar’ın adı Avrupa Bir- liği oldu, üye sayısı 27’ye çıktı. Hu- kuktaki “pacta sunt servanta (ahde ve- fa-anlaşmaya sadık kalma)” kavramını AB değil rafa kaldırmak, Aralık 2007 ve 2008 doruklarında Türkiye ile ilgi- li “katılım” sözcüğünü bile bildirilerden çıkardı. Şimdi AP seçimlerinde “Tür- kiye karşıtlığı” sağ ve ırkçı partilere sandalye getirir oldu. O günden bugüne 46 yılda Türki- ye’de 34 hükümet geldi geçti. AB’nin “Bugün, yarın, yarından da yakın yok yarından da öte” söyleminde ne değişti? 15 Nisan 2008’de bu köşede şöyle yazmışız: “Erdoğan seçim öncesinde 23 Nisan 2007’de ‘AB’ye alsalar da al- masalar da umurumuzda değil. Bir oyalamadır gidiyor’ sözlerini, seçimden bir yıl sonra 26 Mart’ta ‘Eğer AB üye- leri Türkiye’yi dışlarsa yitireceğimiz bir şey yok’ diye yineledi. 3 Nisan’da ‘Eğer’lerden bıktık. Al- mıyoruz, derseniz bundan da mem- nun oluruz’ sözlerinden birkaç gün sonra Erdoğan, Fransa ve Almanya li- derleri ile yapacağı ‘Üçlü Doruğa’ katılmayacağını bir Kasımpaşalı resti ile şöyle açıkladı: ‘Bu koşullarda böy- le bir doruğun olamayacağını Sayın Merkel’e söyledim. Almanya ve Fran- sa samimi değil. İçeride başka dışa- rıda başka konuşuyorlar.’” Doğrusu iki yıl sonra bile Erdo- ğan’ın bu yargılarına katılmamak ola- naksız. Her ne kadar AB ile görüşme- ler için Erkin’in protokolü imzalama- sından 7 yıl sonra doğan Egemen Ba- ğış’ı “Başmüzakereci Bakan” yap- mışsa da yine havanda su dövülecek ve sonuç değişmeyecektir. Eskiden AB’nin Türkiye karşıtlığı hakkında şu gerekçelere yer vermiştik: 1. Almanya’nın eski Başbakan’ı Helmuth Schmidt yazdığı kitabında “Türkiye AB’ye alınmamalı!” düşün- cesini şöyle açıklıyordu: “Türkiye’nin nüfusu, şu anda 65 milyon. 35 yıl içinde 100 milyon, 21. yy’nin sonuna doğru Fransa ve Almanya’nın toplamı kadar olacak. Türkiye’yi AB’ye almak isteyenlerin bu rakamları akıllarında tutmaları gerekir.” Türkiye AB üyesi olsaydı, geçen haf- ta sonunda nüfusuyla orantılı olarak Al- manya’dan sonra AP’de en çok Türk temsilci olacaktı. Bu çoğunluğun ço- ğu da Avrupalıların gözünde “İslamcı AKP” temsilcileri olacaktı. AB’nin si- yasal yazgısında AKP’nin etkisi göz ar- dı edilebilir mi? 2. Brüksel’de AB karargâhında ça- lışanların, hatta ondan önce “bakan” konumundaki “komiserlerin” de nüfusla orantılı olarak Türk olmaları gereke- cekti. Sözleşmeli bu personel işsiz kalmak ister mi? Dolayısıyla raporları- nın da “Türkiye’ye hayır” olmasından daha doğal ne olabilir? 3. AB’nin amacı, üyeler arasında “gönenç düzeyini” dengelemek oldu- ğuna göre Alman vergi mükellefinin karşı çıktığı Türk halkını kalkındırmak için ceplerinden vergi ödemeleri ken- dilerini mutlu eder mi? Ayrıca AB’ye ye- ni giren Doğu Avrupa’nın Batı’ya kı- yasla yoksul ülkeleri Türkiye’nin dev- reye girmesiyle pasta dilimlerinin kü- çülmesini isterler mi? 4. Türkiye ve Yunanistan’ın üye ol- madığı uluslararası örgütlere Kıbrıs’ın alınmaması kuralına karşın Güney Kıb- rıs AB’ye özellikle Mayıs 2004’te üye yapıldı! Böylece, AB Rum yönetimini Türkiye’ye karşı “veto” hakkı ile “kal- kan” olarak kullanmaya başladı. Ör- neğin “Türkiye limanları ve havaalan- larını Rumlara açsın, sonra üyeliğini dü- şünelim. Ruhban Okulu açılsın Anka- ra’nın üyeliğine sonra karar verelim…” denilmiyor mu? İsveç, dönem baş- kanlığına başlarken Türkiye’nin konu- mundan dolayı “enerji” başlığını aça- cağını duyurdu. Rumlar hemen “hayır” dedi. Kıbrıs’ta çözüm olmazsa Türki- ye’nin “üyeliği unutması” istenmedi mi? Kıbrıslı Türkler BM’nin “Annan Planı’na” evet, Rumlar hayır dediler. Her zamanki yüzsüzlükle Rumlar “Bu sayılmaz, görüşmelere yeniden baş- lanmalı” dediler. Mehmet Ali Talat hazretleri, Dimitri Hristofyas’ın “Ada- da Türkleri asimile edeceğiz (eritece- ğiz)” demesine karşın koltuk sevdası ile görüşmelere başladı ve sürdürüyor. Dolayısıyla Türkiye üyeliği AP’nin, de- ğil bu 5 yıllık döneminde, bundan sonraki 2. ve 3. dönemlerinde de ha- yal… 46 yıldır Türkiye’nin üyeliğini gö- remedim, bundan sonra da göreme- yeceğime kalıbımı basarım! Türkler AB’yi Unutmalı! Biraz da iğneyi kendimize batıralım! 5 Haziran’da Lyon’da Fransa-Türki- ye ulusal futbol takımları karşılaştılar. Oyunun 77. dakikasında Türk izleyici- lerin bulunduğu kale arkasındaki sıra- lardan alana fişekler atılmadı mı? Ha- kem, oyuncuların can güvenliği için oyu- nu durdurmadı mı? Tuncay Şanlı ile Yusuf Şimşek Türk izleyicilerinden bu spor dışı hareketleri durdurmalarını is- temediler mi? Bu koşullarda maçın iz- leyicisi Fransız seçmen ve Sarkozy, Tür- kiye karşıtlığında haklı değiller mi? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarihinde ilk kez Türkiye Cum- huriyetini “aile içi şiddetten mahkûm” etmedi mi? 27 AB üyesinden hangisi hakkında böyle bir karar verildi? Her 10 Türk kadından 4’ü şiddet görmüyor mu? Ya onlar da AİHM’ye başvursa- lardı ne olurdu? Kuşadası’nda Almanların da mülk sahibi olarak yaşadıkları bir sitede evi- ne bayrağını asan bir Alman’a evi sat- tırılıp Türkiye terk ettirilmedi mi? Peki, Almanya’daki Türklerin Türk bayrakları ya da camileri Alman seçmenin tepki- sini çekmiyor mu? “AB’de Hıristiyanlık ve ırkçılık öne çı- kıyor”, diyoruz. Peki, laik Türkiye’de İs- lamiyeti iktidar olmak için kullananla- rın çoğunluğu ele geçirmesinin AB’de- ki bu değişimi tetiklediği söylenemez mi? Örnekleri çok ama çok arttırabili- riz! İsterseniz bu tür örnekleri siz de dü- şününüz bakalım! İğne ve çuvaldız! Elmek: oacar@superonline.com Faks: 0312. 442 79 90 BAŞSAĞLIĞI Gazetemiz Trabzon temsilcilerinden ÖMER GÜNER yaşama gözlerini yumdu. Kederli ailesi başta olmak üzere tüm sevenlerinin acısını paylaşıyoruz. C ÇALIŞANLARI VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Cumhuriyet Gazetesi’nin Trabzon temsilcisi, Hayri, Kemal ve Pınar Güner’in değerli babaları, Trabzonspor Yüksek Divan Kurulu üyesi TGC ve TSYD Trabzon temsilciliklerinin kurucularından ÖMER GÜNER (1925 - ...) Yaşamını yitirmiştir. Güner’in cenazesi 12 Haziran 2009 Cuma günü (bugün), İskenderpaşa Camii’nde kılınacak öğle namazı sonrası toprağa verilecektir. AİLESİ Konservatuvarõmõzõn Emekli Öğretim Üyelerinden Prof. AYHAN TURAN vefat etmiştir. Merhuma Allah’tan rahmet, ailesine ve tüm konservatuvar camiasõna başsağlõğõ dileriz. İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Müdürlüğü KATILIM YIL YÜZDE 1979 62 1984 59 1989 58 1994 57 1999 50 2004 45 2009 43 Domuz gribi için alarm düzeyi küresel salgõn anlamõna gelen 6. aşamaya yükseltildi DSÖ’den küresel salgõn alarmõ Dış Haberler Servisi - Dünya Sağ- lõk Örgütü (DSÖ), 41 yõl sonra domuz gribini (H1N1) ilk küresel grip salgõ- nõ olarak ilan ederek uyarõda bulundu. DSÖ domuz gribi için alarm düzeyi- nin “küresel grip salgınının başla- dığı” anlamõna gelen 6. aşamaya yük- seltildiğini açõkladõ. Sağlõk Bakanlõğõ Müsteşar Yardõmcõsõ Turan Buzgan, DSÖ’nün uyarõsõnõn ardõndan yaptõğõ açõklamada “Hazırlıklarımızı ona göre yaptığımız için mevcut önlem- ler yeterli. Gelişmelere göre yeni ön- lemler alabiliriz” dedi. Buzgan, Tür- kiye’de 13 domuz gribi vakasõ bulun- duğunu bildirdi. Cenevre’de dün yapõlan DSÖ’nün acil toplantõsõnõn ardõndan üye ülkelere gönderilen açõklamada, domuz gribi için 5. derecede bulunan alarm düze- yinin “küresel grip salgınının başla- dığı” anlamõna gelen 6. aşamaya yük- seltildiği bildirdi. DSÖ’nün kararõ ABD, Avrupa, Avustralya, Güney Amerika ve dünyanõn diğer bölgele- rinde salgõnõn yayõlmasõndan ve domuz gribiyle ilgili uzmanlarla yapõlan acil toplantõnõn ardõndan alõndõğõ ifade edildi. DSÖ tarafõndan üye ülkelere gönderilen açõklamada, “Bu erken aşamada salgın, küresel olarak or- ta seviyede tanımlanabilir” ifadesi- ni kullandõ. Ülkelerin sõnõrlarõnõ kapatmamasõnõ, seyahat ve ticaret alanlarõnda sõnõrla- ma getirmemesini isteyen DSÖ, grip aşõsõ üreticileriyle yakõn diyalog ha- linde olacağõnõ bildirdi. DSÖ Genel Müdürü Margaret Chan da grip sal- gõnõnõn ilerlediğini göstermek için do- muz gribi salgõnõnõ en yüksek düzey olan 6. aşamaya çõkarma kararõ aldõk- larõnõ belirterek, “Bu, dünyanın, 21. yüzyılın ilk grip salgınının eski gün- lerine döndüğü anlamına geliyor. Domuz gribi virüsü şu an durduru- lamıyor” dedi. Domuz gribi nedeniy- le daha fazla ölümlerin olacağõnõ, ama ölümcül vakalarda ani artõşõn olma- yacağõnõ belirten Chan, gribin görül- düğü ülkelerin “ikinci dalga” vakala- ra hazõrlõklõ olmalarõ gerektiğini kay- detti. Chan, domuz gribine neden olan H1N1 virüsünün aşõsõnõn ise eylül ayõndan önce elde edilebilir olmadõğõnõ kaydetti. DSÖ, önceki ün 74 ülkeden yaklaşõk 27 bin 737 domuz gribi vakasõ Hong Kong’da kreş ve ilkokullar geçici olarak tatil edildi. (Fotğraf:AP) Dünya Sağlõk Örgütü’nün kararõ ABD, Avrupa, Avustralya, Güney Amerika ve dünyanõn diğer bölgelerinde salgõnõn yayõlmasõndan ve domuz gribiyle ilgili uzmanlarla yapõlan acil toplantõnõn ardõndan alõndõ. Sağlõk Bakanlõğõ Müsteşarõ Turan Buzgan, Türkiye’de 13 domuz gribi vakasõ olduğunu bildirdi ‘ABD Bin Ladin’den farksız’ ASLI KAYABAL MİLANO - İtalya’ya tarihi bir zi- yaret düzenleyen Libya lideri Mu- ammer Kaddafi, uluslararasõ terorizm konusunda yaptõğõ değerlendirmede, “1986’da evlerimize saldıran ABD ile Usame Bin Ladin’in terör ey- lemleri arasında ne fark var?” diye konuştu. İtalya’ya yaptõğõ tarihi ziya- retin ikinci gününde Palazzo Giusti- niani’de Senato Başkanõ Renato Schi- fani ile bir araya gelen Kaddafi, “Bin Ladin bir devlet değil ve yasadışı, oysa ABD uluslararası kuralları olan bir ülke. Teröre karşıyız ve tüm terör eylemlerini mahkûm ediyoruz. Ama bu koşulları yaratan nedenleri kavramamız gerekir. Terorizmi anlamak adına şeytanla bile iletişim kurulabilir” dedi. Sözlerine “Tero- rizm Batı’nın sorumluluğunda” di- ye devam eden Kaddafi, ABD saye- sinde bugün Irak’õn El Kaide terö- ristlerinin arenasõ haline geldiğine dikkat çekti. Roma La Sapienza Üniversitesi Rektörü Luigi Frati ile öğleden son- ra buluşan Kaddafi, sabah erken sa- atlerden itibaren öğrenciler tarafõndan protesto edildi. Öğrenciler adõna ko- nuşan Francesco Brancaccio, “Göç- menlerin sınır dışı edilmelerini ve ‘umut yolculuğu’ adına Akdeniz’de ölüme sürüklenmelerini protesto ediyoruz” dedi. ve 141 ölüm olayõ rapor edildiği- ni açõklamõştõ. DSÖ’nün “küresel salgın” uya- rõsõnõn ardõndan basõn toplantõsõ dü- zenleyen Sağlõk Bakanlõğõ Müs- teşar Yardõmcõsõ Turan Buzgan, Türkiye’de halen 13 domuz gribi vakasõ görüldüğünü, bunlarõn bi- risinin de bugün (dün) tespit edil- diğini belirterek, bu vakalarõn hiç- birinin yerli vaka olmadõğõnõ, yurt- dõşõndan gelen kişiler olduğunu vurguladõ. Gelişmelere göre yeni önlemler alõnabileceğini belirten Buzgan, hac ziyaretinin ertelen- mesi konusu için de daha erken ol- duğunu ifade ederek, “Konuyu ta- kip ediyoruz. Daha süremiz var. Dünyadaki gelişmelere göre ha- reket edeceğiz” dedi. Son olarak 1968’de Hong Kong’daki grip salgõnõnda yaklaşõk bir milyon ki- şi ölmüştü. Normal grip nedeniy- le her yõl yaklaşõk 250-500 bin ki- şinin öldüğü belirtiliyor.Kaddafi’nin ziyareti Roma’yı karıştırdı. Fotoğraf:AP
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear