28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 24 MAYIS 2009 CUMARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul PB 24 Sinop 22 Adana Y 30 Edirne PB 29 Samsun 22 Mersin B Kocaeli PB 25 Trabzon Çanakkale PB 26 Giresun Izmir 19 Diyarbakır B 18 Şanlıurfa B 30 Ankara B 26 Mardin B Manisa A 30 Eskişehir Y 24 Siirt B Aydın Denizli A 33 Konya B 24 Hakkâri 30 Sıvas 20 Van Zönguldak Y 20 Antalya PB 29 Kars Ülkemizin kuzey, iç ve doğu bölgeleri parçalı ve çok bulut- lu, Karadeniz, İç Ana- dolu'nun kuzey ve doğusu sağanak ve gök gürültülü sağa- nak, diğer yerler az bulutlu ve açık geçe- cek. Hava sıcaklığın- da önemli bir deği- şiklik olmayacak. DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y B PB Y B Y 19 17 18 21 19 22 22 24 Berlin PB 22 Moskova 16 Münih PB 23 Zürih Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Y Y Y PB Y PB B 26 24 24 27 26 23 26 Y 29 Şam Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire A B A B Y Y A 30 22 31 22 26 20 31 30 pAçık Parçalı bulutlu Bulutlu > Çok bulutlu • ; ; : . . . " ; . . ' . Gök gürültülü GUNCEL CÜNEYT ARCAYUREk • Baştarafı 1. Sayfada Görünürde kamuoyunun sindireceği bir açıkla- ması da yok hükümetin. Uzlaşma önerilerine de ya- naşmıyor. örneğin görev mayın temizleme konusunda uzman NATO'ya bağlı NAMSA'ya verilsin diyorlar. Hayır, illa ki yabancı bir firma, bir şirket olsun di- ye direniyor. Acaba neden? ••• Oysa mayınlardan arındırılacak sınır bölgesi stratejik önem taşıyor. örneğin uluslararası sorun olmaya aday sular buradan geçiyor. örneğin söz konusu bölge Suriye sınırında. Hükümet mayın tasarısını TBMM'ye gönder- meden bir-iki yıl önce; görevi Maliye Bakanlığı'na verdi. Bakanlık bir karamame ile yabancı firmala- rın katılımını sağlayan ihale açtı. Katılımcılar ya doğrudan Israil ile ya da Israil'le bağlantıları olan firmalardı. Danıştay'a başvuruldu. Sınır, mayından arındı- rılırsa bölge halkının yararlanacağı verimli toprak- larda tarım yapılabilirdi. Danıştay, "Aynı firma hem mayın temizleme hem de tarım işletmesi yapamaz" dedi. Maliye ihaleyi iptal etti. Hükümet, ya öyle mi, öyleyse dedi ve kararna- me ile yapamadığını yasayla yapmaya girişti. Türk topraklarını 44 yıllığına yabancılara veren ya- sayı, çoğunluğuna güvenerek Meclis'te gerçek- leştirme yolunu seçti. Yabancılara bu denli bağımlılık acaba neden? ••• Bölge sadece bölge halkı açısından.. ulusal sı- nırlar içine 44 yıllığına yabancı bir devletin firma- ları yerleştirmesi veya tarımsal alandaki değeri açı- sından önem taşımıyor. Stratejik açıdan da bu topraklar önemli. Sınırın hemen ötesinde Suriye'de ve Kamışlı'da petrol bulundu. Tasarı yasalaşırsa yine Israil firmaları ihaleye ka- tılacak ve Suriye, askersel siyasal açıdan uzlaşa- madığı Israil'le bu kez Türkiye topraklarında sınır- daş olacak! Hükümet bu denli önemli sakıncaları gözet- mekten acaba neden kaçınıyor? • * • Üstelik muhalefetin öne sürdüğü kimi nedenler, örneğin uluslararası tahkim anlaşmaları, 44 yıllığına kiralanacak bu toprakları bir daha geri alamaya- cağımızı içeriyor. Oysa 1950'den beri mayınlı olan bu arazide -AB ölçeklerine göre- toplam 2 bin 500 tarım işletme- si çalışabilir. Bu, 12 bin 500 aileye iş demektir. Bu, bir aile- ye ayda yaklaşık 1400 lira gelir demektir. Petrol aramalannın önü açılabilir. Işsizlik oranı dü- şebilir. Güneydoğu'yu ve bölge halkını ekonomik alan- da kalkındırmaktan söz eden hükümet, önüne çı- kan kimi olanaklan, yabancılara teslim etmekte aca- ba neden direniyor? ••• Hükümetin açıklamadığı kimi gizli amaçları yok- sa, öne çıkan görüşleri mayın temizleme yasası- na yansıtarak uzlaşıcı bir yol izleyebilir. Örneğin temizleme olayını belirli bir süreye bağlayabilir. NAMSA bile üstlense çalışmalarda askerlerin ve- ya Türk uzmanların bulunmasını isteyebilir. Mayından temizlenen topraklann bölge insanı- na verilmesini sağlayabilir. Askerin mayın temizlemeyi başaramayacağını an- layınca görevi üstlenmekten vazgeçtiğini günler- ce işledi hükümet. Genelkurmay "temizlemeyi yapacak teçhizatın ta- mamen farklı olduğunu, halen TSK'de temizlemeyi sağlayacak modern teçhizatın ve bu konuda eği- tilmiş uzman personelin bulunmadığını" açıkladı ve böylece yalancının mumunun ancak yatsıya kadar yanacağı bir kez daha kanıtlandı. Ulusal sınırları doğrudan ilgilendiren böylesi önemli bir konuda öne çıkan asker-sivil eleştirile- ri ve önerilerini hükümet; acaba neden dikkate al- mıyor? Kuşadası... Telekom olaylarında olduğu gibi bu olayda da bir yabancı firmaya vaadini yerine ge- tirmek mi istiyor acaba? Tasarının istediği gibi geçmesinde acaba neden direniyor? Neden, neden, neden? 'Karanlık birdönemdeyiz'• Baştarafı 1. Sayfada TBB'nin 30. Olağan Gencl Kurulu dün Ankara'da başladı. Özdemir Özok, açış konuşma- sma, geçcn hafta yaşamını yiti- ren Prof. Dr. Türkan Saylan'ı anarak başlarken, "Yüreği in- san sevgisi, kafası çağdaş dü- şüncelcr ile yüklü olan örnek insana önırünün son günle- rinde reva görülenlere, cena- •/.csinc katılan scssiz yığınlar çok anlatnlı bir yanıt vermiş- tir" dedi. Yıllardır hukuk, yar- gı, demokrasi ve insan haklan adına belirleme ve değerlen- dirmeler yaptıklarını anımsa- taıı Özok, "Ancak bunca uğraş sonucu ortaya koyduğumuz görüş ve düşüncelerimiz ko- ntınun sorunıluları tarafın- dan yeterince algılanama- maktadır" diye konuştu. Şatiin'e eleştiri Özok, isim vcrmeden eski Adalet Bakaııı Mehmet Ali Şa- hin'in "...anlatılanlarda zer're kadar hukuk sorunu yok, si- yaset ve ideoloji var" değer- lendirmesine sitem etti. îktidar tcmsilcilerinin, yüksek yargı başkanlannm uyanlarına İculak vererek, gereğini yapmalan ge- rektiğini anlatan Özok, "Siyasal iktidar temsilcilerinin yapa- cağı bu seslere kulak vermek ve onun gereğini yerine getir- nıek olmahdır. Yoksa her fır- satta mahkeme kararlannı cleştirmek, kararların etra- Monica Bellucci. Sharon Stone. Richard Gere. Moriah Carey. Tom Jones. Dev otele muhteşem açılış KORAY GEÇGEL ANTALYA- Dünyaca ünlü sinema yıldızlan Sharon Stone, Richard Gere, Monica Belluc- ci, Mariah Carey, Paris Hilton, Seal ve Tom Jones Azeri asılh Rus işadamı Telman lsnıai- lov'un Antalya'da 1.4 milyar dolar harcayarak inşa ettirdiği Mardan Palace Oteli'nin açılışı- na katıldı. Açılış öncesi yıldız- larla birlikte basının karşıstna çı- kan Ismailov, otelin maliyetine ilişkin sorulara tepki gösterdi. Sharon Stone ise otelin özen- le dekore edildiğini, sonraki bir tarihte yeniden gelerek, otelde ta- til yapmak istediğini söyledi. Monica Bellucci dc güzelliğinin sırrının ne olduğu yönündeki soruya, "Güzel kalabilmek için Sharon Stone'u örnek alıyo- rum. İnsan içinde hissettiğini dışına yansıttığı sürece güzel olur. Güzel bir ailem var. v Gü- zel bir işim var. Güzellik as- lında sizin iç hayatınızda nasü yaşadığınızı ele verir" dedi. Türkiye'ye ilk gelişi olduğunu belirten ünlü aktör Richard Ge- re de eşiyle yeniden gelip, çok ta- nınmadan daha uzun bir tatil yap- mak istediğini vıırguladı. Scal de otelin Osmanlı Imparatorlu- ğu'nu anlattığma dikkat çekti. fından dolanmak, yargı ba- ğımsızlığı ve yargıç güvence- sinin içini boşaltmak, hukuku ve yargıyı ayak bağı olarak görmek değjldir" dedi. Özdemir Özok, şu değerlen- dirmeyi yaptı: "Hukukun üs- tünlüğü ve hukuk devleti kav- ramının söylemlerde kaldığı, yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesinin sadece anayasa metinlerinde vurgulandığı, hak vc adalet duygusunun toplum belleğindcn silindiği, siyaset başta olmak üzere, tünı top- lumsal ilişkilerin kirlendiği, cumhuriyet değerlerinin ala- bildiğine yıpratıldığı, en iyim- ser yurttaşın dahi yaşananlar karşısında karamsarhğa ka- pıldığı, kutsal din duygulannın acımasızca sömürüldüğü, ita- at, biat ve kör töre kültürünün tutsağı kişilerin özgürlük ve demokrasi havarisi kesildiği, bilimin aydınlık yolunun dış- landığı, ülke bütünlüğünün bölünme eşiğine geldiği, tünı çağdaş kıırıım ve kavramlann acımasızca karalandığı, bir karanlık dönemden geçiyo- ruz. Yolumuz büyük önder Atatürk ve arkadaşlannın ay- dınlattığı çağdaş, özgür ve tam bağımsız, demokratik, laik sosyal hukuk devleti olan Tür- kiye Cumhuriyeti yoludur. Bu yoldan bizi hiçbir güç alıko- yamayacak ve engelleyeme- yecektir." 'Gül yargılanamaz' Özok konuşmasının ardmdan gazetecilerin sorularını da ya- nıtladı. Özok', bir soru üzerine, Sincan 1. Aj|ır Ceza Mahke- mesi'nin Cumhurbaşkanı Ab- dullah Gül hakkında verdiği ka- rann bir sürecin devamı oldu- ğunu ve Gül hakkında henüz ko- vuşturmaya karar verilmediğini söyledi. Tartışmaların, Cum- hurbaşkanlığı makamım yıpra- tacağını belirten Özok, kişisel görüşünü şöyle açıkladı: "Biz ne Dcniz Feneri'ne karşıyız ne Ergenekon'un yanındayız, biz hukukun yannıdayız. Bir insan mahkeme kararıyla hüküm giymediği sürece masumdur. Cumhurbaşkanı görevde ol- duğu sürece bence yargılana- maz." TBB Başkanlığı için bugün yapılacak seçimde, Yalova Ba- ro Başkanı Cemal Inci ile Öz- demir Özok yanşacak. Tiirkiye'nin utaııcı töre Töre cinayetlerinin engellenebümesi için hükümet ile sivil toplum örgütleri arasındaU işbirliğinin ve eğitim sisteminin yeniden yapılandırılmasının önemine dikkat çekildi Dışlanma Çağı Ayııur MELETLİ • Baştarafı 2. Sayfada Sistemin dünyada yarattığı gelir uçurumu, artan işsizlik vc yoksulluk nedeniyle AGE OF EXCLUSİON (Dışlanma Çağı) olarak da nitelenen bu süreç; aslında Varşova Paktı'nın dağılmasıyla zinciri boşalan kapita- lizmin, 70'lerdeki petrol kriziyle kaybettiğini fazlasıyla geri alması için ürettiği bir çözünıdü ve bu doğrultuda dünya, neoliberal polirikalar ve ku- rumlan WB, IMF, WT0 aracıhğıy- la Batı'nın ve dev şirketlerinin lehi- ne yeniden yapılandınldı. Oysa, az- gelişmiş ülkelere küreselleşmeyle vaat edilen; ekonomik kalkınma vc refahın yayılmasıydı. Ancak bu sü- recin ekonomik verileri Batı'yı ya- lanladı. Azgelişmiş ülkelerin çoğu kaybe- derken küreselleşmenin kazananı; bu sürecin artılan olan üretimde ve- rim, teknolojik gelişim, hızlı bilgi ab- şı sayesinde zengin Batı ve ulusöte- si şirkctler oldu. Buna karşm azge- lişmiş ülkelerin üretimi, piyasaya ulaşımı, sanayileşmesi engeUendi. Bu ülkelerdeki yabancı sermaye ise üre- timden çok paradan para kazanma- yı seçti. Aynca bilgi ve iletişim tek- nolojilerinin gelişmesiyle, üretimin bilgiye dayalı değişimi, işsizüği, yoksulluğu daha da artnrdı. Dünyada zengin ve yoksul arasındaka gelir, tek- noloji uçurumlan dalıa da derinleş- ti. Hümanist dcğerler yok oldu, refah yerine terör ve yolsuzluklar küıe- selleşti. Dünya Bankası'nın son ve- rileri dünyanın bu dengesizliklerini göz önüne sermekte. Örneğin, 2000 yılında dünya nürusunun en zengin ve en fakir yüzde 10'u arasmda 13.3 kat olan gelir farkı, 2006'da en zen- gin yüzde 10'un toplam gelirin 34.1'ini, en düşük yüzde 10'unsa yüzde 2'sini almasıyla 17 kata çık- tı. lşsiz sayısı ise 191.8 milyon. Bu- gün dünyada günde 2 dolann altı bir gelirle yaşamak zorunda kalan ne ürc- time ne de tüketime dalıil olamayan 3 milyar insan hem sistcmden hem de sosyal korumakapsammdan dışlan- mış durumda. Öyle görünüyorki şayet Batı; Kü- reselleşmenin diyalektiğinden ge- len bu eytişimin, çelişimin olumlu ya- nı olan dünyada refahın yaygınlaşma potansiyelini öne çıkarıp idealizmin tekliğinde, hümanist değerleri de katarak bütünlemezse, dünya ve in- sanlık yeni bir kınlma noktasından geçereîc kabuk değiştirecek gibi. MAHMUT L1CALI ANKARA - Ağn'da bir haftada iki töre vahşeti yaşanması, Türkiye 'nin utanç kaynağı nanıus ciııayctleri ve böl- gedeki aşiret düzeni gerçeğini yeniden gündeme getirdi. Uzmanlar, ne huku- ki önlemlerin ne de eğitimin tek başı- na töre cinayeti sorununu çözmeye yet- meyeceğini, hükümet ve sivil toplum örgütlerinin işbirliğiyle bölgede ay- dınlannıaya yönclik çalışmalar yapil- ması gerektiğini beliıtiyor. CHP Adana Milletvekili, eski TBMM Namus Cinayctlerini Araştrr- ma Komisyonu Üyesi Nevin Gaye Er- batur, bölgede kadına bir namus at- fedildiğini ve töreye göre kadının er- keğin ve ailenin namusu olarak görül- düğünü söyledi. Erbatur, şunları kay- detti: "Burada cinayet bilerek, iste- yerek ve takip ederek oluyor. Tür- kiye'de ilgili yasa çıkana kadar na- mus cinayetleri gcnellikle küçük ço- cuklara işletiliyordu. Şimdi bunun önüne geçildi. Ama ne yazık ki na- mus nedeniyle, namus payesiyle iş- lenen suçlar ömür boyu hapis ceza- sı kapsamına ulııınıudı." 'Eşit bireyler yetiştirilmeli' Töre cinayetlerinin engellenmesi için eğitim sisteminin yeniden yapı- landınlmasının önemine işaret eden Er- batur, eğitim alan bütün çocuklann "er- kek" ya da "laz çocuğu" olarak değil, eşit bireyler olarak yetiştirilmesi ge- rektiğini ifade etti. Erbatur; vali, kay- makam ve belediye başkanlan olmak üzerc yerel yöneticilerin bu konuda du- yarh olması gerektiğini söyledi. 'Yerelde çalışma yapılmalı' Dogu ve Güneydoğu'da uzun yıllar avukathk yapan Cıunlıuriyct Kadınla- n Demeği Başkanı Şenal Sarıhan, tö- re cinayetlerinin önüne geçebilmcnin yalnızca hukuki önlemlerle sağlana- mayacağına işaret etti. Sanhan, "Biz hukukçular uzun süre bu konudaki cezaların ağırlaştınlmasım ve yal- nızca tetiği çekenlerin değil, cinaye- tin işlenmesine karar verenlerin ve teşvik edenlerin de cezalandırılma- sı talebinde bulunduk. Ama bu yet- miyor" diye konuştu. Hükümetin, bu konuda sivil toplumdan çalışma yap- masını beklediğini ifade eden Sanhan, "Bu bölgelerde yerelde çalışma yap- mak gerekir. Belediyelerden başla- mak gerekir" diye konuştu. 'Sorunun kaynağı aşiretler' Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Nar- lı ise "Töre cinayetlerinin yaşan- nıaması için Güneydoğu'da mev- cut aşiret düzeninin yarattığı olum- suz koşullann giderilmesi gerekiyor" dedi. Narlı, şunları söyledi: "Olumlu davranış olarak adlandırabileceği- miz gelenekler vardı. Artık bunlar yok. Aşiret yapısında ağalann ağır- lığını koyarak kan davalarım çöz- nıesi ve barış sağlaması gibi gele- nekler de bulunuyordu. Aşiretin olumlu yanları ve törelerinin tama- nu'iı ortadan kalktığını, ama olum- suz törelerin de inatla devam ettiği- ni görüyoruz." Sivil toplum örgütle- rinin daha aktif olarak çalışmasının öne- mine işaret eden Narlı, "Bir insanın namus gerekçesiyle öldürülmüş ol- ınasıııa 'Hak etmiştir' denilmemesi, bölgedeki aşiret düzeninin yarattığı olumsuz törelerin ortadan kaldırıl- nıası için eğitim ve bilinç yükseltme çalışmalan yapılmalı" diye konuştu. 'Ziyaret ederek çözülmez' Gazi Üniversitesi tletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazife Gün- gör, yabancıların kuramlanm kulla- narak, Türkiye'ye özgü toplumsal du- rumlan açıklamaya çalışmakla birye- re vanlamayacağinı kaydetti. Güngör, siyasetçilerin yalnızca seçim dönem- lerinde, korku içerisinde yaptıklan ve ardından da bir kahramanlık öyküsü ha- linc getirdikleri göstetmelik ziyarctlerle Türkiye'mn bu bölgelerinin sorunlanna çözüm üretilemeyeceğini kaydetti. APflKAN BM'YE GİDİYOR nihayet atanıyor OZGEN ACAR ANKARA - Ali Babacan'm bir türlü becere- mediği büyükelçi atamalan nihayet gerçekleşir- ken, yanlış hesap bu kez Bağdat'tan değil, Bir- leşmiş Milletlcr'den dönüyor. "Emekli" Bü- • yükelçi Baki llkin'in yerine, Müsteşar Büyük- elçi Ertuğrul Apakan gidiyor. Cumhurbaşkan- lığı Dış Siyasa Damşmanı Büyükelçi Gürcan Türkoğlu da bir süredir boş olan Paris'e UNESCO'ya ve yerine Ortadoğu Genel Müdü- rü Hüseyin Diriöz atanıyorlar. Aıumsanacağı üzere, llkin'in 3 Ekim'de 65 yaş sınınndan dolayı emekli ölacağı bilindiği halde yerine atama yapılmamıştı. Türkiye'nin BM Güvenlik Kurulu "geçici üyeliğine" 47 yıl- lık bir aradan sonra yeniden seçilmesine karşın, "emekli" llkin'in "Cumhurbaşkanbğı Siyasa Damşmanı" adı altında BM'de görev yapması yanlışında ısrar edilmişti. Bu görev başta Sayıştay kurallan olmak üze- re Türkiye'nin iç hukuku açısından da önemli sorunlar yaratmıştı. Yaklaşık dokuz yıldır An- kara'da görev yapmakta olan Büyükelçi Apa- kan, 1 Tcmmuz'da Türkiye'nin devir alacağı Güvenlik Kurulu Dönem Başkanlığı görevini de yüklenecek. Babacan, ğörevdeyken son dönemlerde değil büyükelçi atamalannı yapmak, aralannda Cum- hurbaşkanı Abdullah Gül'ün Erivan'a futbol maçına gittiği, çeşitli sıcak sorunlann yaşandığı ortamda, bakanlıkta Kafkaslardan Soruırdu Ge- nel Müdürlük dc aylardır boştu. Müsteşar Doğan Lahey'e atanıyor Bakanlık koridor haberlerine göre Müsteşar ldari îşler Yardımcısı Uğur Doğan Lahey'e, Selahattin Alpar'ın yerine atanıyor. Mcrkeze döneceklerden Ahmet Ertay'm ye- rine KAAÖ Genel Müdürü Tomur Bayer Vi- yana BM'ye; Bülent Tulun'un yerine Amerika Dairesi Genel Müdürü Vefahan Ocak Saray- bosna'ya; Ahmet Gürkan'ın yerine Brasilia'ya Ersin Erçin; Ethem Tokdemir'in yerine Kâ- bil'c Basat Öztürk; Ertan Tezgör'ün yerine Tiflis'e Levent Murat Bilhan; Engin Soy- sal'ın yerine Babür Hızlan Islamabad'a atanı- yorlar. Tallin'e Kültür lşleri Genel Müdürü Ay- şenur Alpaslan, Kuveyt'e Hilmi Dedeoğlu atanıyor. Bağdat'tan Derya Kanbay Bern'e ge- çerken o görevdeki Alev Kdıç ise Meksika'ya gidecek. Boşalan Bağdat'ı ise Irak Özel Temsil- cisi Murat Ozçelik dolduracak. Bu arada, boşalan müsteşarlığa Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Feridun Sinirlioğ- lu'nun, Müsteşar ldari lşler Yardımcıhğı'na Ri- yat Büyükelçisi M. Naci Koru'nun gelmesi ve Şam'dan Halit Çevik'in merkeze dönmesi de koridorlann gündeminde. SEÇİMLERDE KOZ OLDUK 'Fransa'da Türkiye kavgası' Haber Merkezi - tngiliz ekonomi gazetesi The Financial Times, Fransa'da Avrupa Parla- mentosu seçimlerine hazırlanan siyasi partilerin "Türkiye" yüzünden birbirine girdiğini belirtti. Gazete, önemli partilerin ekonomi gibi ciddi konularda birbiriyle siyasi polemikten kaçmma- sı nedeniyle hcyecansız geçcn seçim kampan- yasmın, Türkiye tartışması sayesinde biraz can- landığını ileri sürdü. Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin UMP partisinin, küresel ekonomik kriz nedeniyle büyük yara alan ekonomi konu- sundan uzak durmaya çahştığını belirten gazete, "Sarkozy, dikkatle hazırlandığı belli olan se- çim kampanyasıyla, kafaları ekonomik kriz- le meşgul olan seçmenin dikkatini ekonomi- den Türkiye'ye çekmeye çahşıyor. Bu sayede 2004'te yüzde 43 olan oy oramnın bu yıl yüz- de 28'den daha da aşağıya düşmemesine ba- kıyor" diye yazdı. The Financial Times'a göre, muhalefet partileri de Sarkozy'nin gündeme ge- tirdiği konuya hemen sahip çıkarken bu çerçe- vedc, Türkiye'nin AB üyeliğinden yana olan muhalefetteki SosyalistParti'nin, Sarkozy'yi seçmene yalan söylemekle suçladığını yazdı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear