28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
OKTAY EKİNCİ Aralarõnda ünlü “eski mezun”larõn bulunduğu “Mülkiye”liler Anka- ra’daki binalarõnõ yõkmak isteyen Mül- kiyeliler Birliği Derneği yönetimine karşõ çõkarak “hatıraları ve kültür mi- rasını koruma” çağrõsõ yaptõlar. “Es- ki eser” sayõlmasalar bile Mülkiyeli- lerin “mücadelesi”ne yarõm yüzyõldõr tanõklõk eden binalarõnõn toplumsal bellekteki yeriyle “anı mirası” oldu- ğunu belirten Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunlarõ şunu belirtiyorlar: “1946’da kurulan derneğimizin binaları ve bahçesi önemli siyasal olaylara ev sahipliği yapmış, mül- kiyelilerle aynı değerleri paylaşan siyasetçiler, aydınlar, sanatçılar ve daha birçok muhalif için adeta bir vaha olmuştur...” Çankaya ilçesindeki bina ve bahçe- sinde 12 Eylül Anayasasõ’na alternatif anayasa taslaklarõnõn hazõrlandõğõnõ, Dil Derneği’nin kurulduğunu, ünlü Aydõnlar Dilekçesi’nin hazõrlandõğõnõ; 12 Eylül’ün tüm baskõlarõna rağmen hapsedilen, işkence gören, okullarõndan uzaklaştõrõlan öğretim üyeleri, öğren- ciler, aydõnlar için adeta “sığınak” ol- duğunu belirten çağrõ sahiplerinden Prof. Alpaslan Işıklı şunlarõ ekliyor: “Sıvas katliamının ertesi günü, ölüm- den kurtulan Aziz Nesin ve Cevat Ge- ray ilk basın açıklamasını bahçe- mizde yaptılar. İşçi sınıfı temsilcisi üç konfederasyon 12 Eylül sonrasında ilk defa işçi sınıfı birlikteliğine adım atmış, Muammer Aksoy hocamız ile gazeteci Uğur Mumcu’nun cenaze törenlerinde demokratik kitle ör- gütlerinin ev sahipliği yine bu sa- lonlarda üstlenilmiştir. Ayrıca, Prof. Dr. Ernest Mandel, Prof. Dr. Michel Choussudovksy, Samir Amin, Brendan Martin gibi uluslararası konuklar yine bizim mütevazı salonlarımızda ağırlanmıştır...” ‘Kıyıma engel olun’ Böylesine anõlarla yüklü mekânla- rõn “imar rantı uğruna” yok edilmek istendiğini belirten “hocaların hoca- sı” mülkiyeli Prof. Cevat Geray, der- nek yöneticilerinin “kurumsal kim- liği” önemsemediklerinden yakõnõ- yor. Mimarlar Odasõ’ndaki bir çalõş- maya göre de binalarõn “Cumhuriyet dönemi kent dokusunu tamamla- dıkları”nõ belirten Geray, yeni rant projesinin “150 yıllık Mülkiye gele- neği”yle de bağdaşmadõğõnõ söylüyor. Derneğin mart ayõnda yapõlacak genel kurulundan önce binalarõn yõ- kõmõnõ planlayan yönetime karşõ tüm duyarlõ kesimlerin itirazlarõnõ yük- seltmeleri istenen çağrõda özetle şu söyleniyor: “Özel bir firmaya pa- rayla hazırlatılan deprem raporu bahane edilerek yok edilmek istenen geçmişimiz ülkemizin ve Cumhuri- yete bağlı herkesin ortak gurur ta- rihidir. Bu kıyıma engel olmak için destek bekliyoruz...” Mülkiyeliler Ankara’daki binalarõnõ yõkmak isteyen dernek yönetimine karşõ çõktõ. Prof. Cevat Geray anõlarla yüklü mekânlarõn “imar rantõ uğruna” yok edil- mek istendiğini belirterek kõyõma engel olmak için destek beklediklerini söyledi. CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 28 ARALIK 2009 PAZARTESİ 6 HABERLER BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI AKP Polisi ve Asker-2 İktidar kitlelere karşı haşin. Özellikle çalışan kesimlerin hak arama mücadeleleri, başta Erdoğan olmak üzere AKP’nin tüylerini diken diken ediyor; bugüne kadarki uygulamalara baktığımızda gördüğümüz net fotoğraf budur. AKP, “Vayy izinsiz toplandın” bahanesiyle, kitleleri durmadan sopalıyor. Kitlesel gösteriler, AKP’nin korkulu rüyası! Cumhuriyet mitinglerini, borazancı takımı ile “faşist başkaldırı” olarak nitelemeleri ve yasal takibe almaları boşa değil. Bu mitinglere katılmayı suç olarak gören, hele hele Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği gibi, halkın gönlünü kazanmış bir eğitim gönüllüsü dernek ve üyelerini üstelik Ergenekoncu görerek, kökünü kazıma girişimini başlatan bir iktidarın, ne tür bir rejim amaçladığını hayal edemeyen salaklar ülkesi miyiz?! İnsanoğlu, siyasal aklıyla, bugün olanlara bakarak ne yapılmak, ne kurulmak istendiğine ilişkin çıkarsamalar yapma yeteneği ile diğer canlılardan ayrılır! İktidar, nüfusunu 210 bin kişiye çıkarttığı polis örgütünü askeri silahlarla donatmanın yolunu açacak. Bu yasayla, iktidarın hangi tür silahları ithal edeceğini bile izlemek mümkün olmayacak. AKP-Feto iktidarı, iktidardan hiç gitmeyecekmiş, hiç düşmeyecekmiş gibi davranıyor. Veya kendini sanki ebedi iktidara hazırlıyor. Ordunun bütününün hedef alınması ve her bahaneyle çökertilmek istenmesi de, “ebedi iktidar düşü”ne yönelik çabası olarak algılanabilir. Önümüzdeki seçimlere çok az kalmıştır. İktidar koalisyonu, bu süreye kadar sanki “işi bitirmek” istiyor ve bir imkânsızı deniyor! AKP’nin, eski katil ülkücü çetelerin savunuculuğundan bugün iktidar savunuculuğuna sıçramış bazı siyasal tipler, çok açıkça yazıyor: Başka bir ordu kurulmalı! Yeni bir ordu! Bu “akıl” Erdoğan’a sanki rehberlik ediyor gibidir! Bu istekleri, rasyonel politik aklın değil, irrasyonel aklın ürünü gibi gözükse de, siyasal tahlilleri doğru bir hedefe yönelmektedir: Bu ordudan, Erdoğan’ın otoriter rejiminin koruyucusu bir ordu çıkarmak, deveye hendek atlatmak kadar zordur. Belki de olanaksızdır! Ordu tepeden tırnağa değişmelidir, yurtseverlik anlayışı, ideolojik duruşu, Atatürk’e bağlılığı, Türkiye Cumhuriyeti’nin bütünlüğünü ülkü edinen düşüncesi, laiklik ve çağdaşlık kavrayışı... (Son 10 yıl bunun kavgası veriliyor!) Bütün bunlar çok zaman alacağı için, en kestirme düşünce yeni bir ordudur. TSK’yi bir AKP ordusuna dönüştürebilmek için, subay kademelerini budaması, parçalayıp dağıtması gerekmekte. Özellikle bütün üst düzey kademeyi saf dışı bırakmalıdır (bu yönde çabaları var). Ancak, iktidardaki koalisyonun, böyle kesin ve radikal bir niyeti varsa, bu niyetlerini bu kısa süreye sığdırmaları olanak dışıdır. TSK ne de olsa silahlı bir güçtür, kısa sürede ve bütünüyle yok edilmek istendiklerini görürler veya böyle bir algılama içine girerlerse, Türkiye büyük bir iç savaşa sürüklenebilir. Yarbay Tatar’lar bugün dayanamıyorlar ve silahları kendilerine doğrultuyorlar. Ama önümüzde büyük bir risk duruyor; bir dizi zincirleme gelişme sonucu kısa gelecekte büyük kaos yaşanabilir ve bu kaos da Türkiye’yi bitirebilir… İnsanoğlu, özellikle ülkemizdeki çeşidi, rasyonel bir politik imaj vermiyor. Oysa ki normal siyaset, rasyonel aklı kışkırtmak için vardır! İrrasyoneli değil! Her şeye rağmen, AKP’nin bütün bu sürecin ne kadar bilincinde olduğu da, bir bilmecedir! Belki de dışarıda ve içeride iktidar odaklarının istediği bu kaostur. Dış ülkeler takımı, müthiş bir tarihi fırsatın yaratılmakta olduğunun şüphesiz bilincindedir… Onlarla birlikte hareket eden içerideki takımın da, Türkiye ve/veya bütünlüğüyle bir ilgisi, sanki kalmamış gibidir! Bugün için kötümser bir durum var: Ordunun böylesine hedefe alınması, ordunun salt yasal sınırlar içinde kalması, demokratik kültürün bir parçası olması, kendi görevini yapması istemini çok çok aşmaktadır. Açıkça yazılıp söylendiği gibi, ordu değişmeli, bunun için de gerekiyorsa, yıkılmalı! Bu kesin bir hesaplaşma süreci midir? Polisin askerileştirilmesi ve rejimin ana koruyucu gücü haline dönüştürülmek istenmesi niyetleri, bu açıdan doğruysa eğer... O zaman Almanya örneğine bakmak zorundayız... Umarım yarın… obursali@cumhuriyet.com.tr Dernek yönetiminin ‘anõlarla yüklü’ binalarõ yõkma hazõrlõğõ Mülkiyelileri ayağa kaldõrdõ Mülkiyede ‘bina’ gerilimi MAHMUT LICALI ANKARA - Milli Eğitim Bakanlõğõ’nõn (MEB) Anadolu, fen, sosyal bilimler, gü- zel sanatlar ve spor liselerine öğretmen ata- malarõnda alt sõnõr olan 40 puan uygulamasõ yargõya taşõndõ. Eğitim-İş, başarõlõ olmak için adaylarõn 40 puan almasõ koşulunun “sı- navı sembolik hale getirdiği” gerekçesiyle düzenlemenin yürütmesinin durdurulmasõ ve iptali istemiyle Danõştay’da dava açtõ. MEB, 19 Eylül 2009 tarihinde yaptõğõ yö- netmelik değişikliğiyle her türlü Anadolu, fen, sosyal bilimler, güzel sanatlar ve spor liselerinde görev yapacak öğretmenlerin atanmalarõnda ölçüt olarak kullanõlan seç- me sõnavõnõn başarõ puanõnõ 60’tan 40’a in- dirmişti. Yeni düzenlemeyle 100 puan üze- rinden değerlendirilen sõnavda 40 puan alarak atama için başvuru yapmak olanak- lõ hale gelirken, atamalar sõnavõn yanõ sõra öğretmenlerin sicil notlarõ, aldõklarõ takdir ve teşekkür gibi ödüllendirme belgeleriyle birlikte değerlendiriliyor. Danıştay’a dava Eğitim-İş başarõ puanõnõn 40 olarak be- lirlenmesiyle birlikte sõnavõn “sembolik ha- le getirildiği” gerekçesiyle “Milli Eğitim Bakanlığı’na Bağlı Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri, Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri ile Her Türdeki Anadolu Liseleri Öğretmenlerinin Seçimi ve Atamalarına Dair Yönetmelik” ile birlikte bu yönet- meliğe dayanõlarak hazõrlanan sõnav kõla- vuzunun ilgili maddelerinin yürütmesinin durdurulmasõ ve iptal edilmesi istemiyle Da- nõştay’da dava açtõ. Dilekçede şöyle denildi: “Bu düzenlemeler ışığında gerçekleşti- rilecek atamaların ‘sõnav puan üstünlüğü’ esasına dayalı olmadığı, dolayısıyla ya- pılan sınavın tamamen sembolik bir an- lam teşkil eder hale getirildiği açıktır.” Dilekçede, söz konusu yönetmeliğin 12. maddesi ile yönetmeliğe dayanõlarak ha- zõrlanan sõnav kõlavuzunun 8/b maddesin- de 40 olarak düzenlenen başarõ puanõnõn dü- şürülmesinde hukuken geçerli bir neden bu- lunmadõğõ belirtildi. TARKAN TEMUR Kongre sürecine giren CHP İstanbul İl Örgütü’nde heyecan sürüyor. CHP İstanbul Örgütü, 18 ilçede kongrelerini tamamladõ. Mevcut Başkan Kamil İhsan Tuncay ve Zeki Şen’in yarõştõğõ Şile İlçe Kongresi’ni Zeki Şen ka- zandõ. Maltepe’de Atagün Duygulu ve Özkan Yıl- maz arasõndaki seçim yarõşõnõ, Duygulu kazanarak başkanlõğa seçildi. Büyükçekmece’de Dursun Ta- zegül ile Erol Şahin arasõndaki yarõşõ, 5 oyla fark- la geçen Şahin kazandõ. Diğer ilçe kongrelerine tek adayla gidildi. Kâğõthane’de ise ilk kez yemekli bir ilçe kongresi gerçekleştirildi. Yeni başkanlar şöy- le: Kartal: Yüksel Çiftçi, Şile: Zeki Şen, Beşiktaş: Uğur Gedik, Beylikdüzü: Ekrem İmamoğlu, Bah- çelievler: Hüseyin Özkahraman, Başakşehir: Öz- gür Karabat, Çatalca: Süleyman Kolcuoğlu, Eyüp: Ali Galip Mamal, Fatih: Turan Durmuş, Gazios- manpaşa: Yõlmaz Yõldõrõm, Güngören: Selami Öz- demir, Kağıthane: Fevzi Şit, Maltepe: Atagün Duy- gulu, Ümraniye: Mehmet Yeşilyurt, Üsküdar: Mustafa Çetinkaya, Zeytinburnu: Metin Doğan. İSTANBUL’DA 18 İLÇEDE SEÇİM YAPILDI CHP’de kongre heyecanõ sürüyor Davutoğlu’nun telefon trafiği ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Dõş- işleri Bakanõ Ahmet Da- vutoğlu, İran Dõşişleri Bakanõ Manuçehr Mut- teki ve ABD Başkanõ Barack Obama’nõn Ulu- sal Güvenlik Danõşmanõ General Jim Jones ile te- lefon görüşmesi yaptõ. Davutoğlu’nun Mutteki ile görüşmesinde, İran’la birlikte yürütülmesi ön- görülen ekonomik proje- lerle nükleer programa yönelik gelişmeler ele alõndõ. Davutoğlu’nun Jones ile yaptõğõ görüş- mede de İran’õn nükleer programõnõn yanõ sõra ocak ayõnda Türkiye’de yapõlmasõ planlanan Türkiye-Pakistan-Afga- nistan zirvesi ile Afga- nistan’a komşu ülkeler toplantõsõna ilişkin ha- zõrlõklar ele alõndõ. ‘Süreç Öcalan’a hizmet ediyor’ MERSİN (Cum- huriyet) - CHP Mersin Milletvekili Ali Oksal, AKP hükümetinin yargõ- da ve polis teşkilatõnda kadrolaştõğõnõ belirterek “Polis okullarõnõn sõnav- larõnda çõkacak sorular cemaat okullarõna sõzdõ- rõlõyor” dedi. Oksal, de- mokratik açõlõm süreci- nin de terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’õn planlarõna hizmet ettiği- ni söyledi. Sevil Yurdakul yaşamını yitirdi İstanbul Haber Servisi - Gazeteci Do- ğan Yurdakul’un ablasõ, Doğan Avcõoğlu’nun eşi Sevil Yurdakul, İstan- bul’da tedavi gördüğü hastanede yaşamõnõ yi- tirdi. Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi mezu- nu ve Paris Başkonso- losluğu’ndan emekli bir diplomat olan Yurda- kul’un cenaze töreninin Ankara’da yapõlacağõ kaydedildi. ‘İstek şarkı’ kavgası ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Çan- kaya’da eğlenmek için önceki gece bir bara ge- len Emrah G. (29), ağa- beyi Ramazan G. ve yanlarõndaki 2 arkadaşõ ile polis memuru olduğu belirlenen Serkan A. (32) ve ağabeyi Levent A. arasõnda, “istek şar- kõda bulunma” dolayõ- sõyla tartõşma çõktõ. Em- rah G. ruhsatsõz tabanca ile Serkan A’ya 2 el ateş etti. Serkan A’nõn da si- lahla karşõlõk vermesi üzerine Emrah G. olay yerinde hayatõnõ kaybet- ti. Olayla ilgili soruştur- ma başlatõldõ. Sarıgül ikna etti İstanbul Haber Servisi - Büyükdere Caddesi üzerinde 10 katlõ bir binanõn en üst katõna çõkan Ersin Türe intihar girişiminde bu- lundu. Türe’nin fark edilmesi üzerine olay yerine çok sayõda polis ekibi çağrõldõ. Üst kõs- mõndaki elbiselerini çõ- karan Türe, kendisini ji- letledi. Olay yerine ge- len Şişli Belediye Baş- kanõ Mustafa Sarõgül, Türe’yi ikna etmeyi ba- şardõ. Türe, “Çocuğu- mun kalbi delik. Kapağõ değişecek. 5 bin lira is- tediler. Ancak 850 lira açõğõm var. Ben amele- lik yapõyorum. Allah ra- zõ olsun, başkanõm kar- şõladõ” dedi. İLHAN TAŞCI ANKARA - Kurban yolsuzluğunun merkezinde yer alan Mayet şirketine, Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlõ- ğõndaki Özelleştirme Yüksek Kuru- lu’nun “kıyak” kararõnõn mahkemeye taşõndõğõ anlaşõldõ. Yapõlan suç duyu- rusu üzerine aralarõnda eski Özelleş- tirme İdaresi Başkanõ Metin Kilci’nin de bulunduğu 10 sanõk hakkõnda açõlan davanõn hangi mahkemede görüşüle- ceği uyuşmazlõk konusu oldu. Yargõtay 5. Ceza Dairesi, davanõn ağõr cezada mõ yoksa asliye cezada mõ görüleceğini ka- rara bağlayacak. Erdoğan’õn imzasõnõ taşõyan kararõn iptal edilip edilmeye- ceğine ise Danõştay karar verecek. Cumhuriyet’in gündeme getirdiği Mayet’e özelleştirme kõyağõ, mahke- meleri de ikiye böldü. Olay şöyle gelişti: Sabahattin Uyar, Adnan Serpen ve Süheyla Ertosun adlõ girişimciler Manisa Et Kombinasõ’nõn özelleştirme ihalesine girmek için “Tanıtım dokü- manı ve ihale şartları belgesini” satõn aldõlar. Sözleşmede, 2 milyon dolar ya- tõrõm yapõlacağõ, kombinanõn satõş ve devrinin yapõlamayacağõ taahhütlerini görünce, yeterli mali güçleri olmasõna karşõn koşullarõn çok ağõr olmasõ nede- niyle ihaleye katõlmadõlar. Girişimciler, kombinayõ satõn alan Mayet’in, 3 yõl dev- redilemeyeceği sözleşmede belirtilme- sine karşõn satõn aldõktan hemen sonra te- sisin makinelerini, tesisatõnõ sattõğõ, baş- ka bir yere naklettiği ve çalõşanlarõ çõ- kardõğõnõ öğrendiler. Kombinanõn Özel- leştirme Yüksek Kurulu’nun kararõyla satõşõnõn önünün açõldõğõnõ öğrenen gi- rişimciler, Ankara Cumhuriyet Baş- savcõlõğõ’na suç duyurusunda bulun- dular. Şikâyet dilekçesinde, “Tüm Türkiye’nin ve Türk halkının men- faatleri hiçe sayılmış, kombina, tabiri caizse haraç mezat, adeta içine para konularak alıcıya satılmıştır. Adım adım gidilerek yazılan senaryo ger- çekleştirilmiştir” denildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, aralarõnda eski Özelleştirme İdaresi Başkanõ Kilci ve Mayet’in sahibi Mahmut Ay’õn da bulunduğu 10 ki- şi hakkõnda, “müzayedeye hile ve fe- sat karıştırma” iddiasõyla 8 Ekim 2009 tarihinde dava açtõ. Ankara 6. Asliye Ceza Mahkemesi, 20 Ekim’de sanõklarõn ihaleye hile ve fesat karõştõrma suçunu işlemiş olma- larõ nedeniyle görevsizlik kararõ ve- rerek, dosyayõ Ankara Ağõr Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Ankara 3. Ağõr Ceza Mahkemesi de görevsizlik kararõ verince dosya uyuşmazlõğõn çözülmesi için Yargõtay’a gönderildi. Yargõtay 5. Ceza Dairesi’nin görevli mahkeme hakkõnda vereceği kararõn ardõndan Özelleştirme İdaresi yetkili- lerinin yargõlanmasõna başlanacak. Erdoğan başkanlõğõndaki ÖYK’nin kararõnõn iptali istemiyle açõlan dava da Danõştay’da karar için bekliyor. Kurban yolsuzluğunun odağõndaki Mayet’e özelleştirme ayrõcalõğõna mahkeme aranõyor Mayet’e kayõrma yargõdaEski Özelleştirme İdaresi Başkanõ Metin Kilci’nin de aralarõnda bulunduğu 10 sanõk hakkõnda açõlan davanõn ağõr cezada mõ yoksa asliye cezada mõ görüleceğini Yargõtay 5. Ceza Dairesi karara bağlayacak. Erdoğan’õn imzasõnõ taşõyan kararõn iptal edilip edilmeyeceğine ise Danõştay karar verecek. EĞİTİM-İŞ’TEN 40 PUANA DAVA ‘Sõnav sembolik hale geldi’ İşçilerden Erdoğan’a tepki ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TEKEL iş- çilerinin özlük haklarõyla birlikte kamu işletmele- rine nakil hakkõ verilmesi talebiyle başlattõklarõ ey- lem 14. gününe girerken AKP hükümetinin emek- çilere karşõ umursamaz tavrõna karşõn, toplumun her kesiminden işçilere destek yağõyor. Tek Gõda-İş Ge- nel Başkanõ Mustafa Türkel, Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan’õn işçilerin eylemini ideolojik olarak tanõmlamasõna tepki göstererek “Başbakan Er- doğan’ı insafa davet ediyoruz” dedi. Türkiye’nin dört bir yanõndan gelen binlerce TE- KEL işçisinin Türk-İş Genel Merkezi önündeki bek- leyişi dün de sürdü. İşçiler 2 haftadõr seslerini duy- mayan hükümete tepki gösterdi. Türkel, “Biz hakkımızı almadan değil 15 gün, 1 ay da olsa bu- radan ayrılmayacağız” dedi. TEKEL işçilerinin ta- leplerinin ilk gün neyse bugün de aynõ olduğunu ifa- de eden Türkel, özelleştirme sonucu kapatõlan iş- yerlerinde çalõşan işçilerin aynõ haklarla başka ka- mu kuruluşlarõna devrini istediklerini ifade etti. Baş- bakan Erdoğan’õn TEKEL işçilerinin eylemini ideolojik olarak tanõmlamasõna tepki gösteren Tür- kel, kâr eden işletmelerinin satõlmasõnõn ardõndan TE- KEL işçilerinin durumunu Erdoğan’õn vicdanõnõn de- rinliklerindeki kõrõntõlara havale ettiğini belirterek şunlarõ dile getirdi: “Sayın Başbakan bunu söy- lerken vicdanıyla söylemiyor. Buradaki işçilerin çoluk çocukları yok mu? Bu eylemin ideolojik ol- duğunu söyleyen Sayın Başbakan bize hakkımızı versin yarın burada bir kişi kalmaz. Zamanın- da biz onlarla anlaştık diye demagoji yapıyor” ‘Toplumu korku tüneline soktu’ Hükümetin toplumu bir korku tüneline soktuğu- nu kaydeden Türkel, herkesin sindirildiğini ve bu ne- denle kimsenin hakkõnõ arayamadõğõnõ kaydetti. Tür- kel, TEKEL işçisinin sorunlarõnõn çözülmemesi du- rumunda Türkiye’deki herkesin “genel greve” hazõrlõklõ olmasõ gerektiğini ifade ederek “Birkaç gün içinde bu işe sonuç bulunmazsa her ilden oto- büslerle buraya gelen işçilerimizle büyük bir yü- rüyüşü başlatmak zorunda kalacağız” dedi. İşçilere çeşitli sivil toplum kuruluşlarõ, memur ve iş- çi sendikalarõ ile siyasi partilerden de destek ziyaret- leri yapõldõ. Nâzõm Hikmet Vakfõ Çocuk Kumpanya- sõ’ndaki çocuklarõn ziyareti sõrasõnda duygulanan ba- zõ işçilerin ağladõğõ gözlendi. Eski DSP Genel Başka- nõ Zeki Sezer de işçileri ziyaret ederek destek verdi. TEKEL işçilerinin direnişi 14. gününe girdi. İşçiler, eylemi ‘ideolojik’ olarak tanõmlayan Başbakan’õ insafa davet etti Türk-iş Genel Merkezi önünde bekleyen işçiler “Haklarımızı almadan buradan ayrılmayacağız” dediler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear