Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
OKTAY EKİNCİ
Aralarõnda ünlü “eski mezun”larõn
bulunduğu “Mülkiye”liler Anka-
ra’daki binalarõnõ yõkmak isteyen Mül-
kiyeliler Birliği Derneği yönetimine
karşõ çõkarak “hatıraları ve kültür mi-
rasını koruma” çağrõsõ yaptõlar. “Es-
ki eser” sayõlmasalar bile Mülkiyeli-
lerin “mücadelesi”ne yarõm yüzyõldõr
tanõklõk eden binalarõnõn toplumsal
bellekteki yeriyle “anı mirası” oldu-
ğunu belirten Siyasal Bilgiler Fakültesi
mezunlarõ şunu belirtiyorlar:
“1946’da kurulan derneğimizin
binaları ve bahçesi önemli siyasal
olaylara ev sahipliği yapmış, mül-
kiyelilerle aynı değerleri paylaşan
siyasetçiler, aydınlar, sanatçılar ve
daha birçok muhalif için adeta bir
vaha olmuştur...”
Çankaya ilçesindeki bina ve bahçe-
sinde 12 Eylül Anayasasõ’na alternatif
anayasa taslaklarõnõn hazõrlandõğõnõ,
Dil Derneği’nin kurulduğunu, ünlü
Aydõnlar Dilekçesi’nin hazõrlandõğõnõ;
12 Eylül’ün tüm baskõlarõna rağmen
hapsedilen, işkence gören, okullarõndan
uzaklaştõrõlan öğretim üyeleri, öğren-
ciler, aydõnlar için adeta “sığınak” ol-
duğunu belirten çağrõ sahiplerinden
Prof. Alpaslan Işıklı şunlarõ ekliyor:
“Sıvas katliamının ertesi günü, ölüm-
den kurtulan Aziz Nesin ve Cevat Ge-
ray ilk basın açıklamasını bahçe-
mizde yaptılar. İşçi sınıfı temsilcisi üç
konfederasyon 12 Eylül sonrasında
ilk defa işçi sınıfı birlikteliğine adım
atmış, Muammer Aksoy hocamız ile
gazeteci Uğur Mumcu’nun cenaze
törenlerinde demokratik kitle ör-
gütlerinin ev sahipliği yine bu sa-
lonlarda üstlenilmiştir. Ayrıca, Prof.
Dr. Ernest Mandel, Prof. Dr. Michel
Choussudovksy, Samir Amin, Brendan
Martin gibi uluslararası konuklar
yine bizim mütevazı salonlarımızda
ağırlanmıştır...”
‘Kıyıma engel olun’
Böylesine anõlarla yüklü mekânla-
rõn “imar rantı uğruna” yok edilmek
istendiğini belirten “hocaların hoca-
sı” mülkiyeli Prof. Cevat Geray, der-
nek yöneticilerinin “kurumsal kim-
liği” önemsemediklerinden yakõnõ-
yor. Mimarlar Odasõ’ndaki bir çalõş-
maya göre de binalarõn “Cumhuriyet
dönemi kent dokusunu tamamla-
dıkları”nõ belirten Geray, yeni rant
projesinin “150 yıllık Mülkiye gele-
neği”yle de bağdaşmadõğõnõ söylüyor.
Derneğin mart ayõnda yapõlacak
genel kurulundan önce binalarõn yõ-
kõmõnõ planlayan yönetime karşõ tüm
duyarlõ kesimlerin itirazlarõnõ yük-
seltmeleri istenen çağrõda özetle şu
söyleniyor: “Özel bir firmaya pa-
rayla hazırlatılan deprem raporu
bahane edilerek yok edilmek istenen
geçmişimiz ülkemizin ve Cumhuri-
yete bağlı herkesin ortak gurur ta-
rihidir. Bu kıyıma engel olmak için
destek bekliyoruz...”
Mülkiyeliler Ankara’daki binalarõnõ
yõkmak isteyen dernek yönetimine karşõ
çõktõ. Prof. Cevat Geray anõlarla yüklü
mekânlarõn “imar rantõ uğruna” yok edil-
mek istendiğini belirterek kõyõma engel
olmak için destek beklediklerini söyledi.
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 28 ARALIK 2009 PAZARTESİ
6 HABERLER
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
AKP Polisi ve Asker-2
İktidar kitlelere karşı haşin. Özellikle çalışan
kesimlerin hak arama mücadeleleri, başta
Erdoğan olmak üzere AKP’nin tüylerini diken
diken ediyor; bugüne kadarki uygulamalara
baktığımızda gördüğümüz net fotoğraf budur.
AKP, “Vayy izinsiz toplandın” bahanesiyle, kitleleri
durmadan sopalıyor. Kitlesel gösteriler, AKP’nin
korkulu rüyası! Cumhuriyet mitinglerini, borazancı
takımı ile “faşist başkaldırı” olarak nitelemeleri ve
yasal takibe almaları boşa değil.
Bu mitinglere katılmayı suç olarak gören, hele
hele Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği gibi,
halkın gönlünü kazanmış bir eğitim gönüllüsü
dernek ve üyelerini üstelik Ergenekoncu görerek,
kökünü kazıma girişimini başlatan bir iktidarın, ne
tür bir rejim amaçladığını hayal edemeyen
salaklar ülkesi miyiz?!
İnsanoğlu, siyasal aklıyla, bugün olanlara
bakarak ne yapılmak, ne kurulmak istendiğine
ilişkin çıkarsamalar yapma yeteneği ile diğer
canlılardan ayrılır!
İktidar, nüfusunu 210 bin kişiye çıkarttığı polis
örgütünü askeri silahlarla donatmanın yolunu
açacak. Bu yasayla, iktidarın hangi tür silahları
ithal edeceğini bile izlemek mümkün olmayacak.
AKP-Feto iktidarı, iktidardan hiç
gitmeyecekmiş, hiç düşmeyecekmiş gibi
davranıyor. Veya kendini sanki ebedi iktidara
hazırlıyor. Ordunun bütününün hedef alınması ve
her bahaneyle çökertilmek istenmesi de, “ebedi
iktidar düşü”ne yönelik çabası olarak algılanabilir.
Önümüzdeki seçimlere çok az kalmıştır. İktidar
koalisyonu, bu süreye kadar sanki “işi bitirmek”
istiyor ve bir imkânsızı deniyor!
AKP’nin, eski katil ülkücü çetelerin
savunuculuğundan bugün iktidar
savunuculuğuna sıçramış bazı siyasal tipler, çok
açıkça yazıyor: Başka bir ordu kurulmalı! Yeni
bir ordu!
Bu “akıl” Erdoğan’a sanki rehberlik ediyor
gibidir!
Bu istekleri, rasyonel politik aklın değil,
irrasyonel aklın ürünü gibi gözükse de, siyasal
tahlilleri doğru bir hedefe yönelmektedir: Bu
ordudan, Erdoğan’ın otoriter rejiminin koruyucusu
bir ordu çıkarmak, deveye hendek atlatmak kadar
zordur. Belki de olanaksızdır! Ordu tepeden
tırnağa değişmelidir, yurtseverlik anlayışı, ideolojik
duruşu, Atatürk’e bağlılığı, Türkiye
Cumhuriyeti’nin bütünlüğünü ülkü edinen
düşüncesi, laiklik ve çağdaşlık kavrayışı... (Son 10
yıl bunun kavgası veriliyor!)
Bütün bunlar çok zaman alacağı için, en
kestirme düşünce yeni bir ordudur.
TSK’yi bir AKP ordusuna dönüştürebilmek için,
subay kademelerini budaması, parçalayıp
dağıtması gerekmekte. Özellikle bütün üst düzey
kademeyi saf dışı bırakmalıdır (bu yönde çabaları
var). Ancak, iktidardaki koalisyonun, böyle kesin
ve radikal bir niyeti varsa, bu niyetlerini bu kısa
süreye sığdırmaları olanak dışıdır.
TSK ne de olsa silahlı bir güçtür, kısa sürede ve
bütünüyle yok edilmek istendiklerini görürler veya
böyle bir algılama içine girerlerse, Türkiye büyük
bir iç savaşa sürüklenebilir. Yarbay Tatar’lar
bugün dayanamıyorlar ve silahları kendilerine
doğrultuyorlar. Ama önümüzde büyük bir risk
duruyor; bir dizi zincirleme gelişme sonucu kısa
gelecekte büyük kaos yaşanabilir ve bu kaos da
Türkiye’yi bitirebilir…
İnsanoğlu, özellikle ülkemizdeki çeşidi, rasyonel
bir politik imaj vermiyor.
Oysa ki normal siyaset, rasyonel aklı kışkırtmak
için vardır! İrrasyoneli değil!
Her şeye rağmen, AKP’nin bütün bu sürecin ne
kadar bilincinde olduğu da, bir bilmecedir!
Belki de dışarıda ve içeride iktidar odaklarının
istediği bu kaostur. Dış ülkeler takımı, müthiş bir
tarihi fırsatın yaratılmakta olduğunun şüphesiz
bilincindedir… Onlarla birlikte hareket eden
içerideki takımın da, Türkiye ve/veya bütünlüğüyle
bir ilgisi, sanki kalmamış gibidir!
Bugün için kötümser bir durum var: Ordunun
böylesine hedefe alınması, ordunun salt yasal
sınırlar içinde kalması, demokratik kültürün bir
parçası olması, kendi görevini yapması istemini
çok çok aşmaktadır. Açıkça yazılıp söylendiği
gibi, ordu değişmeli, bunun için de gerekiyorsa,
yıkılmalı!
Bu kesin bir hesaplaşma süreci midir? Polisin
askerileştirilmesi ve rejimin ana koruyucu gücü
haline dönüştürülmek istenmesi niyetleri, bu
açıdan doğruysa eğer...
O zaman Almanya örneğine bakmak
zorundayız... Umarım yarın…
obursali@cumhuriyet.com.tr
Dernek yönetiminin ‘anõlarla yüklü’ binalarõ yõkma hazõrlõğõ Mülkiyelileri ayağa kaldõrdõ
Mülkiyede ‘bina’ gerilimi
MAHMUT LICALI
ANKARA - Milli Eğitim Bakanlõğõ’nõn
(MEB) Anadolu, fen, sosyal bilimler, gü-
zel sanatlar ve spor liselerine öğretmen ata-
malarõnda alt sõnõr olan 40 puan uygulamasõ
yargõya taşõndõ. Eğitim-İş, başarõlõ olmak
için adaylarõn 40 puan almasõ koşulunun “sı-
navı sembolik hale getirdiği” gerekçesiyle
düzenlemenin yürütmesinin durdurulmasõ
ve iptali istemiyle Danõştay’da dava açtõ.
MEB, 19 Eylül 2009 tarihinde yaptõğõ yö-
netmelik değişikliğiyle her türlü Anadolu,
fen, sosyal bilimler, güzel sanatlar ve spor
liselerinde görev yapacak öğretmenlerin
atanmalarõnda ölçüt olarak kullanõlan seç-
me sõnavõnõn başarõ puanõnõ 60’tan 40’a in-
dirmişti. Yeni düzenlemeyle 100 puan üze-
rinden değerlendirilen sõnavda 40 puan
alarak atama için başvuru yapmak olanak-
lõ hale gelirken, atamalar sõnavõn yanõ sõra
öğretmenlerin sicil notlarõ, aldõklarõ takdir
ve teşekkür gibi ödüllendirme belgeleriyle
birlikte değerlendiriliyor.
Danıştay’a dava
Eğitim-İş başarõ puanõnõn 40 olarak be-
lirlenmesiyle birlikte sõnavõn “sembolik ha-
le getirildiği” gerekçesiyle “Milli Eğitim
Bakanlığı’na Bağlı Fen Liseleri, Sosyal
Bilimler Liseleri, Güzel Sanatlar ve Spor
Liseleri ile Her Türdeki Anadolu Liseleri
Öğretmenlerinin Seçimi ve Atamalarına
Dair Yönetmelik” ile birlikte bu yönet-
meliğe dayanõlarak hazõrlanan sõnav kõla-
vuzunun ilgili maddelerinin yürütmesinin
durdurulmasõ ve iptal edilmesi istemiyle Da-
nõştay’da dava açtõ. Dilekçede şöyle denildi:
“Bu düzenlemeler ışığında gerçekleşti-
rilecek atamaların ‘sõnav puan üstünlüğü’
esasına dayalı olmadığı, dolayısıyla ya-
pılan sınavın tamamen sembolik bir an-
lam teşkil eder hale getirildiği açıktır.”
Dilekçede, söz konusu yönetmeliğin 12.
maddesi ile yönetmeliğe dayanõlarak ha-
zõrlanan sõnav kõlavuzunun 8/b maddesin-
de 40 olarak düzenlenen başarõ puanõnõn dü-
şürülmesinde hukuken geçerli bir neden bu-
lunmadõğõ belirtildi.
TARKAN TEMUR
Kongre sürecine giren CHP İstanbul İl Örgütü’nde
heyecan sürüyor. CHP İstanbul Örgütü, 18 ilçede
kongrelerini tamamladõ.
Mevcut Başkan Kamil İhsan Tuncay ve Zeki
Şen’in yarõştõğõ Şile İlçe Kongresi’ni Zeki Şen ka-
zandõ. Maltepe’de Atagün Duygulu ve Özkan Yıl-
maz arasõndaki seçim yarõşõnõ, Duygulu kazanarak
başkanlõğa seçildi. Büyükçekmece’de Dursun Ta-
zegül ile Erol Şahin arasõndaki yarõşõ, 5 oyla fark-
la geçen Şahin kazandõ. Diğer ilçe kongrelerine tek
adayla gidildi. Kâğõthane’de ise ilk kez yemekli bir
ilçe kongresi gerçekleştirildi. Yeni başkanlar şöy-
le: Kartal: Yüksel Çiftçi, Şile: Zeki Şen, Beşiktaş:
Uğur Gedik, Beylikdüzü: Ekrem İmamoğlu, Bah-
çelievler: Hüseyin Özkahraman, Başakşehir: Öz-
gür Karabat, Çatalca: Süleyman Kolcuoğlu, Eyüp:
Ali Galip Mamal, Fatih: Turan Durmuş, Gazios-
manpaşa: Yõlmaz Yõldõrõm, Güngören: Selami Öz-
demir, Kağıthane: Fevzi Şit, Maltepe: Atagün Duy-
gulu, Ümraniye: Mehmet Yeşilyurt, Üsküdar:
Mustafa Çetinkaya, Zeytinburnu: Metin Doğan.
İSTANBUL’DA 18 İLÇEDE SEÇİM YAPILDI
CHP’de kongre
heyecanõ sürüyor
Davutoğlu’nun
telefon trafiği
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - Dõş-
işleri Bakanõ Ahmet Da-
vutoğlu, İran Dõşişleri
Bakanõ Manuçehr Mut-
teki ve ABD Başkanõ
Barack Obama’nõn Ulu-
sal Güvenlik Danõşmanõ
General Jim Jones ile te-
lefon görüşmesi yaptõ.
Davutoğlu’nun Mutteki
ile görüşmesinde, İran’la
birlikte yürütülmesi ön-
görülen ekonomik proje-
lerle nükleer programa
yönelik gelişmeler ele
alõndõ. Davutoğlu’nun
Jones ile yaptõğõ görüş-
mede de İran’õn nükleer
programõnõn yanõ sõra
ocak ayõnda Türkiye’de
yapõlmasõ planlanan
Türkiye-Pakistan-Afga-
nistan zirvesi ile Afga-
nistan’a komşu ülkeler
toplantõsõna ilişkin ha-
zõrlõklar ele alõndõ.
‘Süreç Öcalan’a
hizmet ediyor’
MERSİN (Cum-
huriyet) - CHP Mersin
Milletvekili Ali Oksal,
AKP hükümetinin yargõ-
da ve polis teşkilatõnda
kadrolaştõğõnõ belirterek
“Polis okullarõnõn sõnav-
larõnda çõkacak sorular
cemaat okullarõna sõzdõ-
rõlõyor” dedi. Oksal, de-
mokratik açõlõm süreci-
nin de terör örgütü lideri
Abdullah Öcalan’õn
planlarõna hizmet ettiği-
ni söyledi.
Sevil Yurdakul
yaşamını yitirdi
İstanbul Haber
Servisi - Gazeteci Do-
ğan Yurdakul’un ablasõ,
Doğan Avcõoğlu’nun eşi
Sevil Yurdakul, İstan-
bul’da tedavi gördüğü
hastanede yaşamõnõ yi-
tirdi. Ankara Siyasal
Bilgiler Fakültesi mezu-
nu ve Paris Başkonso-
losluğu’ndan emekli bir
diplomat olan Yurda-
kul’un cenaze töreninin
Ankara’da yapõlacağõ
kaydedildi.
‘İstek şarkı’
kavgası
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - Çan-
kaya’da eğlenmek için
önceki gece bir bara ge-
len Emrah G. (29), ağa-
beyi Ramazan G. ve
yanlarõndaki 2 arkadaşõ
ile polis memuru olduğu
belirlenen Serkan A.
(32) ve ağabeyi Levent
A. arasõnda, “istek şar-
kõda bulunma” dolayõ-
sõyla tartõşma çõktõ. Em-
rah G. ruhsatsõz tabanca
ile Serkan A’ya 2 el ateş
etti. Serkan A’nõn da si-
lahla karşõlõk vermesi
üzerine Emrah G. olay
yerinde hayatõnõ kaybet-
ti. Olayla ilgili soruştur-
ma başlatõldõ.
Sarıgül ikna etti
İstanbul Haber
Servisi - Büyükdere
Caddesi üzerinde 10
katlõ bir binanõn en üst
katõna çõkan Ersin Türe
intihar girişiminde bu-
lundu. Türe’nin fark
edilmesi üzerine olay
yerine çok sayõda polis
ekibi çağrõldõ. Üst kõs-
mõndaki elbiselerini çõ-
karan Türe, kendisini ji-
letledi. Olay yerine ge-
len Şişli Belediye Baş-
kanõ Mustafa Sarõgül,
Türe’yi ikna etmeyi ba-
şardõ. Türe, “Çocuğu-
mun kalbi delik. Kapağõ
değişecek. 5 bin lira is-
tediler. Ancak 850 lira
açõğõm var. Ben amele-
lik yapõyorum. Allah ra-
zõ olsun, başkanõm kar-
şõladõ” dedi.
İLHAN TAŞCI
ANKARA - Kurban yolsuzluğunun
merkezinde yer alan Mayet şirketine,
Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlõ-
ğõndaki Özelleştirme Yüksek Kuru-
lu’nun “kıyak” kararõnõn mahkemeye
taşõndõğõ anlaşõldõ. Yapõlan suç duyu-
rusu üzerine aralarõnda eski Özelleş-
tirme İdaresi Başkanõ Metin Kilci’nin
de bulunduğu 10 sanõk hakkõnda açõlan
davanõn hangi mahkemede görüşüle-
ceği uyuşmazlõk konusu oldu. Yargõtay
5. Ceza Dairesi, davanõn ağõr cezada mõ
yoksa asliye cezada mõ görüleceğini ka-
rara bağlayacak. Erdoğan’õn imzasõnõ
taşõyan kararõn iptal edilip edilmeye-
ceğine ise Danõştay karar verecek.
Cumhuriyet’in gündeme getirdiği
Mayet’e özelleştirme kõyağõ, mahke-
meleri de ikiye böldü. Olay şöyle gelişti:
Sabahattin Uyar, Adnan Serpen
ve Süheyla Ertosun adlõ girişimciler
Manisa Et Kombinasõ’nõn özelleştirme
ihalesine girmek için “Tanıtım dokü-
manı ve ihale şartları belgesini” satõn
aldõlar. Sözleşmede, 2 milyon dolar ya-
tõrõm yapõlacağõ, kombinanõn satõş ve
devrinin yapõlamayacağõ taahhütlerini
görünce, yeterli mali güçleri olmasõna
karşõn koşullarõn çok ağõr olmasõ nede-
niyle ihaleye katõlmadõlar. Girişimciler,
kombinayõ satõn alan Mayet’in, 3 yõl dev-
redilemeyeceği sözleşmede belirtilme-
sine karşõn satõn aldõktan hemen sonra te-
sisin makinelerini, tesisatõnõ sattõğõ, baş-
ka bir yere naklettiği ve çalõşanlarõ çõ-
kardõğõnõ öğrendiler. Kombinanõn Özel-
leştirme Yüksek Kurulu’nun kararõyla
satõşõnõn önünün açõldõğõnõ öğrenen gi-
rişimciler, Ankara Cumhuriyet Baş-
savcõlõğõ’na suç duyurusunda bulun-
dular. Şikâyet dilekçesinde, “Tüm
Türkiye’nin ve Türk halkının men-
faatleri hiçe sayılmış, kombina, tabiri
caizse haraç mezat, adeta içine para
konularak alıcıya satılmıştır. Adım
adım gidilerek yazılan senaryo ger-
çekleştirilmiştir” denildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ,
aralarõnda eski Özelleştirme İdaresi
Başkanõ Kilci ve Mayet’in sahibi
Mahmut Ay’õn da bulunduğu 10 ki-
şi hakkõnda, “müzayedeye hile ve fe-
sat karıştırma” iddiasõyla 8 Ekim
2009 tarihinde dava açtõ.
Ankara 6. Asliye Ceza Mahkemesi,
20 Ekim’de sanõklarõn ihaleye hile ve
fesat karõştõrma suçunu işlemiş olma-
larõ nedeniyle görevsizlik kararõ ve-
rerek, dosyayõ Ankara Ağõr Ceza
Mahkemesi’ne gönderdi. Ankara 3.
Ağõr Ceza Mahkemesi de görevsizlik
kararõ verince dosya uyuşmazlõğõn
çözülmesi için Yargõtay’a gönderildi.
Yargõtay 5. Ceza Dairesi’nin görevli
mahkeme hakkõnda vereceği kararõn
ardõndan Özelleştirme İdaresi yetkili-
lerinin yargõlanmasõna başlanacak.
Erdoğan başkanlõğõndaki ÖYK’nin
kararõnõn iptali istemiyle açõlan dava
da Danõştay’da karar için bekliyor.
Kurban yolsuzluğunun odağõndaki Mayet’e özelleştirme ayrõcalõğõna mahkeme aranõyor
Mayet’e kayõrma yargõdaEski Özelleştirme İdaresi Başkanõ Metin Kilci’nin de
aralarõnda bulunduğu 10 sanõk hakkõnda açõlan davanõn ağõr
cezada mõ yoksa asliye cezada mõ görüleceğini Yargõtay 5. Ceza
Dairesi karara bağlayacak. Erdoğan’õn imzasõnõ taşõyan kararõn
iptal edilip edilmeyeceğine ise Danõştay karar verecek.
EĞİTİM-İŞ’TEN 40 PUANA DAVA
‘Sõnav
sembolik
hale geldi’
İşçilerden Erdoğan’a tepki
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TEKEL iş-
çilerinin özlük haklarõyla birlikte kamu işletmele-
rine nakil hakkõ verilmesi talebiyle başlattõklarõ ey-
lem 14. gününe girerken AKP hükümetinin emek-
çilere karşõ umursamaz tavrõna karşõn, toplumun her
kesiminden işçilere destek yağõyor. Tek Gõda-İş Ge-
nel Başkanõ Mustafa Türkel, Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan’õn işçilerin eylemini ideolojik olarak
tanõmlamasõna tepki göstererek “Başbakan Er-
doğan’ı insafa davet ediyoruz” dedi.
Türkiye’nin dört bir yanõndan gelen binlerce TE-
KEL işçisinin Türk-İş Genel Merkezi önündeki bek-
leyişi dün de sürdü. İşçiler 2 haftadõr seslerini duy-
mayan hükümete tepki gösterdi. Türkel, “Biz
hakkımızı almadan değil 15 gün, 1 ay da olsa bu-
radan ayrılmayacağız” dedi. TEKEL işçilerinin ta-
leplerinin ilk gün neyse bugün de aynõ olduğunu ifa-
de eden Türkel, özelleştirme sonucu kapatõlan iş-
yerlerinde çalõşan işçilerin aynõ haklarla başka ka-
mu kuruluşlarõna devrini istediklerini ifade etti. Baş-
bakan Erdoğan’õn TEKEL işçilerinin eylemini
ideolojik olarak tanõmlamasõna tepki gösteren Tür-
kel, kâr eden işletmelerinin satõlmasõnõn ardõndan TE-
KEL işçilerinin durumunu Erdoğan’õn vicdanõnõn de-
rinliklerindeki kõrõntõlara havale ettiğini belirterek
şunlarõ dile getirdi: “Sayın Başbakan bunu söy-
lerken vicdanıyla söylemiyor. Buradaki işçilerin
çoluk çocukları yok mu? Bu eylemin ideolojik ol-
duğunu söyleyen Sayın Başbakan bize hakkımızı
versin yarın burada bir kişi kalmaz. Zamanın-
da biz onlarla anlaştık diye demagoji yapıyor”
‘Toplumu korku tüneline soktu’
Hükümetin toplumu bir korku tüneline soktuğu-
nu kaydeden Türkel, herkesin sindirildiğini ve bu ne-
denle kimsenin hakkõnõ arayamadõğõnõ kaydetti. Tür-
kel, TEKEL işçisinin sorunlarõnõn çözülmemesi du-
rumunda Türkiye’deki herkesin “genel greve”
hazõrlõklõ olmasõ gerektiğini ifade ederek “Birkaç
gün içinde bu işe sonuç bulunmazsa her ilden oto-
büslerle buraya gelen işçilerimizle büyük bir yü-
rüyüşü başlatmak zorunda kalacağız” dedi.
İşçilere çeşitli sivil toplum kuruluşlarõ, memur ve iş-
çi sendikalarõ ile siyasi partilerden de destek ziyaret-
leri yapõldõ. Nâzõm Hikmet Vakfõ Çocuk Kumpanya-
sõ’ndaki çocuklarõn ziyareti sõrasõnda duygulanan ba-
zõ işçilerin ağladõğõ gözlendi. Eski DSP Genel Başka-
nõ Zeki Sezer de işçileri ziyaret ederek destek verdi.
TEKEL işçilerinin direnişi 14. gününe girdi. İşçiler, eylemi
‘ideolojik’ olarak tanõmlayan Başbakan’õ insafa davet etti
Türk-iş Genel Merkezi önünde bekleyen işçiler “Haklarımızı almadan buradan ayrılmayacağız” dediler.