28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
CMYB C M Y B 27 ARALIK 2009 PAZAR BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Polisi Askeri Silahla Donatma Yasasının Çağrıştırdığı - 1 Hükümetin, askeri silahlar kategorisine giren satınalmaların ordunun tekelinden çıkarılarak İçişleri Bakanlığı ve dolayısıyla Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, yani polisin (de) yetki alanına sokulmasını öngören yasal girişimi, önemlidir. Bu girişimin “Orduya karşı polis”in “askeri” örgütlenmesiyle sıkı bir ilişkisi var. Ayrıca Almanya tarihiyle de sıkı bir ilişki kurmak mümkün... Önce habere bakalım: Hükümetin hazırladığı ve Meclis’e sevk ettiği yeni Silah Kanunu, askeri silahların dış satınalımı yetkisinin, TSK dışında, İçişleri Bakanlığı ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na da verilmesini öngörüyor. Bu bakanlıklar polis ve MİT için istedikleri ağır- askeri silahları satın alabilecek. Askeri silahların alım satımı ise Savunma Bakanlığı aracılığıyla TSK’nin tekelinde. TSK bütün bunların dökümünü tutuyor. Kanal D’den İbrahim Gündüz’ün haberine göre TSK bu tasarıya karşı çıktı ve “Bu yasa çıkarsa askeri silah ve malzemelerin ithali kontrolsüz kalır” bilgi notunu gönderdi komisyona. TSK bu tasarının sivil amaçlar için hazırlandığı halde, askeri silahları da kapsadığına işaret ediyor. İlginç olan diğer bir nokta da, hükümetin bu tasarıyı “AB’ye uyum” kapsamında hazırlamış olması! Uyum konusunda ülkemizin refahı, halkımızın mutluluğu, gelirlerinin arttırılması için tonlarca kamyon yasanın çıkarılması gerekirken, iktidarın, doğrudan kendi komutasındaki MİT ve polisi askeri silahlarla donatmaya öncelik vermesi, açıkça bir perdelemedir! AKP, “AB ile uyum” perdelemesini hemen her konuda yapar ve kendi niyetlerini saklar oldu! İktidar, “AB’ye uyum” gerekçesini, salt polisi ve MİT’i yasal olarak askeri silahlarla donatma kararlılığında göstermiyor... Bu gerekçeyi, aynı zamanda polis sayısını her yıl on binlerce arttırmada da kullanıyor. Bu yılın ağustos ayına gidelim. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, emniyet hizmetlerinde çalışanların sayısını 201.064 olarak açıklıyor ve diyor ki: “Polis sayımız AB ortalamasının altında. Ülkemizde 309 kişiye bir polis düşerken, AB ülkelerinde ise 250 kişiye bir polis düşüyor; buna göre AB ortalamasına ulaşmak için 40.946 polis daha almamız gerekiyor... 20 bin kadar üniversite mezununu teşkilata kattık, bu yıl 10 bin üniversite mezununu daha eğitime alacağız..” (Cihan Haber Ajansı, 14 Ağustos 09) 3 Aralık 09’da ise Emniyet Genel Müdürlüğü, 2009-2013 Stratejik Planı’nı açıkladı. Planda da 250 kişiye bir polis ortalamasının tutturulması hedefine ulaşmak için 30 bin polise daha ihtiyaç olduğu belirtiliyor. Gerekçesi de “AB’ye uyum”! Bu arada ağustostan bu yana, anlaşılan 10 bin polis daha teşkilata katıldığı için olsa gerek, 295 kişiye bir polis olarak belirtiliyor. İçişleri Bakanı, AB’ye uyum konusunda tutturduğu bu başarımdan dolayı her türlü kutlamaya layıktır!!! AKP, iktidara geldiğinden bu yana, polisin her bakımdan güçlendirilmesine büyük önem verdi. Maaşı ve çalışan insan olarak değeri dışında, polisin ve polis teşkilatının her türlü silah- mühimmat, elektronik, istihbarat, saldırı-savunma, toplulukları dağıtma vb. araç gereçle donatılması için hiçbir masraftan kaçınılmadı. Ayrıca polis teşkilatı, ana kontrol noktalarında tamamen AKP- Cemaatleştirildi. Şu eğilim çok net: AKP, TSK’yi “kendi askeri- gücü” olarak görmüyor. TSK’nin kendi terfi, liyakat-atama sistemi var! Bir de cemaatleşmeye fazla izin verilmiyor. Böylece dincilerin “peygamber ocağı” kriterlerine fazla uymuyor. Ama İran bunu nasıl da başarmıştı! Emniyet Genel Müdürlüğü ise zaten yapısı itibarıyla da her zaman siyasi iktidarların polis- paramiliter gücüdür. Siyasi iktidarlar arasında, AKP gibi güçlü bir ideolojik odak olma özelliği ağır basan, toplumu kendi ideolojisi doğrultusunda dönüştürme ve çok güçlü otoriter bir rejim kurma hevesinde ve gelişiminde olan, bu amaçla da toplumda hemen bütün kilit iktidar noktalarını ele geçirmeye birinci derecede önem veren bir iktidar için, büyük bir polis-askeri güce kumanda etme, birinci derecede önem taşır. TSK üzerinde kopan gürültünün temel bir nedeni de bu. Şimdi bu polis-paramiliter güce, yeni Silah Yasası ile militer ağırlık kazandırılacak... Askeri Ordu’ya karşı Polis Ordusu... (Yarın devam: Almanya örneği) obursali@cumhuriyet.com.tr ‘LÖSEV, alnı açık çıkmıştır’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Löse- mili Çocuklar Vakfõ (LÖSEV) Yönetim Kuru- lu Başkanõ Dr. Üstün Ezer, bazõ vakõf yetkili- leri ile dün basõn toplantõsõ düzenledi. Üstün Ezer, kurban bağõşõ kesim ihalelerinde yolsuz- luk yapõldõğõ iddialarõ ile ilgili olarak “LÖ- SEV, bu soruşturmadan, ihaleye fesat karõştõr- ma, resmi evrakta sahtecilik ya da bu örgütün içinde yer almak gibi bir suçla suçlanmadan tertemiz, alnõ ak olarak çõkmõştõr. LÖSEV’den hiçbir kişi tutuklanmamõştõr” dedi. İl müdürünün Atatürk düşmanlığı ORDU (Cumhuriyet) - Ordu İl Tarõm Mü- dürlüğü’nün internet sitesinden Atatürk bölü- münü kaldõrtõp namaz saatlerini içeren bir bö- lüm koydurtan Ordu Tarõm Müdürü Sadi Sadõ- koğlu’nun kurumun yayõnladõğõ kitaptan Ata- türk resmini de kaldõrttõğõ ortaya çõktõ. Konunun gazetemizde haber olarak yer alma- sõnõn ardõndan Vali Orhan Düzgün, Sadõkoğ- lu’nu resmi bir yazõ ile uyarmõştõ. Ancak Sadõ- koğlu, talimatõ dikkate almadõ ve internet site- sinde hiçbir düzenleme yapmadõ. 2 kişiye 1 milyon 437’şer bin TL ANKARA (AA) - Sayõsal Loto’nun bu haf- taki çekilişinde kazanan numaralar “9, 12, 23, 29, 39 ve 47” olarak belirlenirken 6 bilen 2 ki- şi, 1 milyon 437 bin 936’şar TL ikramiye ka- zandõ. Çekilişte 5 bilenler 1366, 4 bilenler 16 ve 3 bilenler ise 3’er lira ikramiye kazandõ. İstanbul Haber Servisi - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, “Bizi ayırmak, bölmek isteyen tuzaklara, tertiplere inanıyorum düşmeyeceğiz. Türkiye- mizi hep beraber sahipleneceğiz. Her- kes kendi inancıyla, genel bir birlik ve bütünlük içinde, bu topraklarda barış ve kardeşlik içinde yaşamayı başara- caktır” dedi. Alevi-Bektaşi toplumu için kutsal olan Muharrem ayõnõn onun- cu günü olmasõ nedeniyle Şahkulu Sul- tan Dergâhõ’nõ ziyaret eden Baykal, Tür- kiye Caferileri’nce düzenlenen Kerbe- la şehitlerini anma törenine katõldõ. Caferi İnancõnõ Tanõtma Derneği (Caferi-Der) ta- rafõndan Hz. Muham- med’in torunu, Hz. Ali’nin oğlu İmam Hüseyin ile 72 arkadaşõnõn Kerbela Çö- lü’nde şehit edilişinin 1370. yõldönümü dolayõsõyla Hal- kalõ’daki Aşure Meyda- nõ’nda “Evrensel Aşure Matem Merasimi” dü- zenlendi. Törende konu- şan Baykal, bugün tarihin en acõ, acõ olmanõn ötesin- de en utanç verici, en bü- yük faciasõnõn 1370 yõl sonra yüreklerdeki õstõra- bõnõ paylaşmak, o faciayõ bir kez daha yaşamak, şe- hitlerini saygõyla anmak için toplanõldõ- ğõnõ belirterek, bir daha böyle bir facia- nõn insanlõk âleminde yaşanmamasõnõ sağlamak için, gereken ibret dersini her- kesin almasõnõ sağlamak için bir araya ge- lindiğini söyledi. “Ben de bu muhteşem beraberliğe saygılarımı ifade etmek için katıldım. Aynı duyguları paylaş- tığımızı dosta düşmana bir kez daha göstermek için yanınızdayım” diye konuşan Baykal, her yerde mezhebi ve cemaati ne olursa olsun dünyanõn her ye- rindeki Müslümanlarõn dün ortaya koy- duğu duygularõ saygõyla paylaştõğõnõ be- lirtti. Baykal, Kerbela faciasõnõn insanlõğa kanõtladõğõ bir önemli olayõn, sevginin kudreti, gücü olduğunu belirtti. Ehlibeyt sevgisinin, ehlibeytin temsil ettiği ahla- kõn, anlayõşõn, inancõn, imanõn sevgisinin 1370 yõl sonra da bu olayõ canlõ tuttuğu- nu söyleyen Baykal “Ne yazık ki, Mua- viyeler bitmedi, Yezitler bitmedi. Mua- viyeler, Yezitler, acı, zulüm, haksızlık, şehadet şu türlü veya bu türlü devam ederse, bu olayları unutmak mümkün olur mu? Onun için unutamıyorsunuz, onun için unutturmuyorlar” diye ko- nuştu. Baykal, şöyle devam etti: “İn- şallah bu toprakların üzerinde hiçbir ayrım yapmadan, kimseyi inancın- dan, mezhebinden, di- ninden, anlayışından, ır- kından, ırkının kökün- den, etnik kimliğinden ve cinsiyetinden dolayı ayırmadan, bölmeden, parçalamadan bir birlik ve bütünlük içinde her- kesin kendi kimliğini ya- şamasına derin bir saygı ve sevgi gösterirken her birimizin, birbirimize karşı değil bir arada ol- mamızın önem taşıdığını bilerek, bu topraklarda kardeşçe yaşamaya de- vam ederiz. Bizi ayır- mak, bölmek isteyen tu- zaklara, tertiplere inanı- yorum düşmeyeceğiz. Herkes kendi inancıyla genel bir birlik ve bütünlük içinde bu topraklarda barış ve kar- deşlik içinde yaşamayı başaracaktır. Bu beraberliğimizin temelinde de siz- lerin harcınızın en büyük rol oynadı- ğını yürekten biliyorum” dedi. ‘Caferi açılımı var mı?’ Türkiye Caferileri lideri Selahattin Özgündüz ise Ermeni, Kürt ve Roman yurttaşlara yönelik açõlõm projelerinin gündeme geldiğini anõmsatarak, “Ca- feri Azeri camiasına karşı bir açılım var mıdır, Yoksa hak etmiyorlar mıdır?” diye sordu. Baykal, Kerbela şehitlerini anma etkinliğine katõldõ ‘Yezitler bitmedi zulüm sürüyor’ Türkan Saylan’a vefa Yakalandığı kanser hastalığı nede- niyle 18 Mayıs 2009’da yaşamını yi- tiren ÇYDD Başkanı Türkan Saylan anısına evinin de bulunduğu Arna- vutköy’deki Türkan Saylan Par- kı’nda dikilen heykelin açılışı dün gerçekleştirildi. Heykeltıraş Ferit Özşen tarafından yapılan bronz hey- kelin açılışını CHP Genel Başkanı Deniz Baykal yaptı. Açılış törenine CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Te- kin, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, ÇYDD Genel Başkanı Aysel Çelikel, gazeteci Uğur Dündar da ka- tıldı. Baykal, kentleri anlamlandıran unsurun insanlar olduğunu, Say- lan’ın da bu insanlardan biri olma özelliğini taşadığını söyledi. Trafik kazasından sonra soruşturma ‘açılamadı’ İstanbul Haber Servisi - İstan- bul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve İSKİ’nin müteahhitlerinden Yõldõ- rõm İnşaat ve Ticaret AŞ’nin orta- ğõ olan ve geçen pazar günü Unka- panõ’nda meydana gelen trafik ka- zasõnda aynõ aileden 1 kişinin ölü- müne ve 3 kişinin yaralanmasõna ne- den olmakla şuçlanan Bayram Yıl- dırım hakkõnda kaza üzerinden bir hafta geçmesine karşõn hiçbir so- ruşturma açõlmadõ. Yõldõrõm’õn “siyasi ve ekono- mik” bağlantõlarõnõ kullanarak so- ruşturmayõ engellediğini ileri süren mağdur ailenin avukatõ Aydın Mol- laoğlu ise Yõldõrõm’õn tutuklanma- sõ istemiyle savcõlõğa başvurdu. Avukat Mollaoğlu’nun önceki gün İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’na verdiği dilekçe, Yõldõrõm’õn neden olduğu kazaya ilişkin ilginç bilgiler barõndõrõyor. Tedavi gördüğü Hisar Intercontinental Hospital’õn şüpheli Yõldõrõm’õn “Hayati tehli- kesi olduğu ve yoğun bakım üni- tesinde tutulduğu” yönünde ver- diği raporun gerçeği yansõtmadõğõ kaydedilen dilekçede, “Yıldırım ambulansa yürüyerek binmiştir. Ancak, anlaşılmaz bir şekilde ha- len ifadesi alınamamış ve olay sav- cılığa intikal ettirilmemiştir” de- nildi. Dilekçede en önemli kanõtõn MOBESE kayõtlarõ olduğu belirti- lerek bu kayõtlarõn da polise gön- derilmediği, delillerin keyfi olarak karartõldõğõ savunuldu. Yıldırım kimdir? Bayram Yõldõrõm’õn da ortağõ ol- duğu Yõldõrõm Grup, enerji, inşaat ve otelcilik alanõnda faaliyet gös- teriyor. Grup, başta İBB ve İSKİ ol- mak üzere birçok kurumun inşaat faaliyetlerini de yürütüyor. Koruma kalkanı kim? Şahkulu’ na ziyaret CHP Genel Başka- nı Baykal Gözte- pe’deki Şahkulu Sultan Dergâhı’nı da ziyaret etti. Al- evi-Bektaşi toplulu- ğuna seslenen Bay- kal, “Türkiye’nin bölünmesinin önündeki en büyük engel sizsiniz” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear