Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Ben anlamını çok iyi bildiğimi düşündüğüm bir
sözcük üzerinde yoğunlaştığım zaman mutlaka
sözlüğe tekrar bakarım. O zaman çoğunlukla
bildiğimden farklı anlamlarının olduğunu görürüm.
Zaman sözcüğü için de yine Dil Derneği’nin
sözlüğüne baktım. 11 temel anlam sıralanmış.
2009, 21. yüzyılın tek haneli son yılı olarak
tarihteki yerini alırken, bir yılı değil, bir günü
anlatmaya çalışalım. “Anı yakalamak” anlamında
kullanılan “Carpe Diem” başlıklı anlatımı
paylaşalım:
“Düşünün ki her sabah hesabınıza 86.400 birim
kredi veren bir bankanız var. Ama bir günden
ötekine hiç bakiye devretmiyor. Tutarı ne olursa
olsun, kullanmadığınız bakiye miktarı her akşam
iptal ediliyor. Böyle bir durumda ne yapardınız?
Tabii ki son kuruşuna kadar çekerdiniz!
Aslında hepimizin böyle bir bankası var. Adı,
zaman.
Her sabah iyi şeylere yatırım yapmadığınız
kısmını silip, hesabınıza zarar kaydediyor. Hiç
devretmiyor. Kredi miktarından bir kuruş fazla
kullandırmıyor. Her banka size yeni bir hesap
açıyor. Her akşam günün bakiyesini yakıyor. Eğer
günlük depozitonuzu kullanmadıysanız, bu zarar
sizindir. Geriye dönüş yok. Yarından avans
çekmek yok. Bugünü, bugünkü depozitonuzu
yaşamalısınız. Ona yatırım yapın ki, size sağlık,
mutluluk ve başarı olarak geri dönsün...
Bir senenin değerini anlayabilmek için, sınıfta
kalan öğrenciye sorun.
Bir ayın değerini anlayabilmek için, prematüre
bir bebeği dünyaya getiren anneye sorun.
Bir haftanın değerini anlayabilmek için, haftalık
derginin editörüne sorun.
Bir dakikanın değerini anlayabilmek için, treni
henüz kaçırmış bir kişiye sorun.
Bir saniyenin değerini anlayabilmek için, bir
kazayı kıl payı atlatmış bir kişiye sorun.
Sahip olduğunuz her anı değerlendirin. Daha
fazla değer verin, çünkü onu çok özel biriyle,
zamanını harcamaya değecek kadar özel biriyle
paylaştınız. Şunu unutmayın ki, zaman hiç kimseyi
beklemez. Dün artık mazi oldu. Yarın ise belirsiz.
Bugün ise avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir
armağandır.”
Bir gün... 86.400 saniye... Avuçlarımızda... Ne
kadar değerlendirebilirsek, o kadar var...
“Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder” diyen şairin,
46 yaşında yaşama veda ettiğini düşününce,
gelecek kavramının ne kadar göreceli olduğunu
duyumsuyor insan.
O yüzden de hiçbir şeyin hiçbir yaş için geç ya
da erken olduğunu da düşünmemeli.
Mozart, ilk konçertosunu 7’sinde yazdı.
Bill Gates, bilgisayar programları üzerinde
çalışmaya başladığında 12’sindeydi.
İbni Sina, 18’inde saray hekimi oldu.
Evliya Çelebi, dünyayı dolaşmaya 19’unda
başladı.
Dostoyevski ilk romanı İnsancıklar’ı 25’inde
bastırdı.
Oktay Sinanoğlu, profesör unvanı aldığında
26’sındaydı.
Piri Reis, dünya haritasını 63’ünde tamamladı.
Timur, Beyazıt’ı yendiğinde 66’sındaydı.
Cinnah, Pakistan’ın kurucu devlet başkanı
olduğunda 75’indeydi.
Mimar Sinan, “ustalık eserim” dediği Selimiye
Camisi’ni 80’inde tamamladı.
Freud, “Musa ve Monoteizm” kitabını
yazdığında 83’ündeydi.
İsmet İnönü, “Yaşamımın kalan bölümünde tek
kimlik istiyorum” deyip Senato üyeliğinde karar
kıldığında 89’undaydı.
Vehbi Koç, yaşamına yeni alanlar ekleyip BM
Dünya Nüfus Planlaması Ödülü aldığında
93’ündeydi.
Aydın Boysan, 2001’de 80. yaşını kutlarken, bir
ömür yaptıklarını özetleyip sormuştu:
- Acaba kaç yaşındayım?
Hemen ardından yanıtını vermişti:
- 30 yaşını geçmiş olamam!
70’li yaşlardaki Fikret Otyam’a da takılmıştı:
“Fikret, gençliğinin kıymetini bil!”
2009’un usul usul gitmekte olduğunu
düşünürken bunlar geçti aklımdan.
Zamanı dört duvar arasına sıkıştırınca, “an
kavramı, geçmiş derinliğiyle gelecek sonsuzluğu
arasında tam terazinin denge dilinde duruyor.”
O zaman “an”lar insanın içinde uzun bir
yolculuğa dönüşüyor.
Soruyorsunuz güzel bir an, ne kadar zaman?
Bir gün, bir ay, bir yıl?
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
2009’da tutuklandı! Balbay tutuklandıktan aylar
sonra yargıç önüne çıkarıldı. Sorgusu yapıldı,
savunmasını yaptı. Savcıların, yargıçların, diğer
kimi tutukluların çapraz sorularını yanıtladı.
Bir gazeteci olarak, izlediği olayların sanığı değil,
ancak tanığı olabileceğini kanıtlayacak yanıtlar
verdi savunmasında ve çapraz sorularda...
Balbay ve avukatları mahkemeden tahliye
talebinde bulundular.
Tahliye istemi haklı nedenlere dayanıyordu.
Notlarına dayanılarak suçlu olduğu kanıtlanmaya
çalışılan Balbay, savunması ve sorgusu sırasında:
“Ben buradayım; -Ayışığı, Eldiven vs. gibi kod adlı
darbe hazırlıklarını anlatan ve iddianamelere kanıt
olarak yansıyan- güncel anıların sahibi emekli
Oramiral Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek
nerede?” diye sorması…
…daha sonra ifadeleri alınıp serbest bırakılan
diğer kuvvet komutanları için aynı soruyu
yinelemesi... tahliye beklentisini yoğunlaştırdı.
Beklentiyi yoğunlaştıran başka gerçekler de var:
İddianamede Türkiye Cumhuriyeti hükümetini
ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını
engellemeye teşebbüs etmekle suçlanan
sanıklardan eski Jandarma Komutanı Şener
Eruygur ile eski Ordu Komutanı emekli Orgeneral
Hurşit Tolon hastalık gerekçesiyle, Türkiye
Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya
görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmekle
suçlanan Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan
Aygün yurtdışına kaçması olanaksız diye...
Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan
kaldırmaya veya görevini engellemeye teşebbüs
etmekle suçlanan Başkent Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Mehmet Haberal hastanede...
Her ne gerekçeyle olursa olsun… Elbette aklın
gereği ve gönüllerin onayladığı sonuçla, yukarıda
adı geçenler: DIŞARIDA!
İddianamede Türkiye Cumhuriyeti hükümetini
ortadan kaldırmak veya görevini yapmasını
engellemeye teşebbüsle -yukarıda adı geçenlerle
aynı suçlamalarla- tutuklanan, yurtdışına kaçması,
delil diye gösterilen öğeleri karartması olanaksız…
bir gazeteci olarak olayların içeriğini izleyen...
…tahliye talebi önceki gün reddedilen Mustafa
Balbay ise… 293 gündür İÇERİDE!
Adalete güvenenlere reva görülen eşitlik bu mu?
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 23 ARALIK 2009 ÇARŞAMBACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 23 Aralık
Oslo K -6
Helsinki K 4
Stockholm K 1
Londra K 5
AmsterdamB 3
Brüksel K 0
Paris K 3
Bonn K 4
Münih K 4
Berlin K 3
Budapeşte Y 8
Madrid Y 13
Viyana Y 8
Belgrad Y 8
Sofya PB 13
Roma Y 18
Atina B 19
Zürih K 5
Moskova B -2
Aşkabat B 16
Taşkent Y 7
Bakû PB 8
Bişkek K 2
Tiflis PB 14
Kahire PB 18
Şam PB 17
İstanbul PB 13
Edirne Y 11
Kocaeli PB 14
Çanakkale Y 15
İzmir PB 15
Manisa PB 14
Denizli S 16
Zonguldak B 14
Sinop PB 14
Samsun PB 13
Trabzon PB 16
Giresun PB 17
Ankara S 9
Eskişehir S 10
Konya S 9
Sıvas S 8
Antalya PB 17
Adana PB 18
Mersin PB 17
Diyarbakır S 13
Şanlıurfa PB 15
Mardin PB 12
Siirt PB 12
Hakkâri S 5
Van S 8
Kars S 3
Ülkemizin kuzey ve
batı kesimleri parça-
lı ve çok bulutlu, Edir-
ne, Kırklareli, Tekir-
dağ Çanakkale ve
Hakkâri çevreleri ha-
fif yağmurlu, diğer
yerler az bulutlu ge-
çecek. Marmara’nın
güneyinde sabah ve
gece saatlerinde sis,
iç ve doğu bölgeler-
de ise sis ile birlikte
buzlanma ve don ola-
yı görülecek. hava sı-
caklığı kuzey, iç ve
batı kesimlerde 4 ila
6 derece artacak.
SİBEL BAHÇETEPE
Prof. Dr. Türkan Saylan’õn 21 yõl gönüllü
olarak başhekimliğini yürüttüğü ve cüzam-
lõ (lepra) hastalarõnõn tedavisinde önemli bir
yeri olan Lepra Deri ve Zührevi Hastalõklar
Hastanesi’nin kapatõlarak, Bakõrköy Dr.
Sadi Konuk Eğitim ve Araştõrma Hastane-
si’ne bağlanacağõ ve poliklinik hizmeti ve-
receği belirtildi.
Kararõn önceki gün İstanbul il müdürlü-
ğünce hastane başhekimi Dr. Vahdet Koşu-
cu’ya iletildiği öne sürüldü. Hastanenin yük-
sek rant alanõ üzerinde bulunduğu ve bazõ ke-
simlerin iştahõnõ kabarttõğõnõ belirten hastane
çalõşanlarõ ve sağlõk meslek örgütleri, “Yıl-
lardır cüzam (lepra) hastalığının tedavisi
için uğraşlar vermiş ve adı lepra hastane-
si ile özdeşleşmiş çağdaş Türk kadını Prof.
Dr. Türkan Saylan’ın adı da tamamen si-
linmek isteniyor” dediler.
ÇYDD ve Cüzzamla Savaş Derneği Baş-
kanlõğõ yapan Prof. Dr. Saylan’õn uzun yõllar
başhekimliğini yaptõğõ 50 yatak kapasiteli,
Türkiye’nin dört bir yanõndan gelen cüzam-
lõ hastalara hizmet veren hastanenin taşõnma
kararõ, tepkilere neden oldu.
İstanbul Tabip Odasõ, SES ve Cüzzamla Sa-
vaş Derneği ile hastane çalõşanlarõnõn, kara-
rõ protesto etmek için yarõn hastane önünde
kitlesel bir açõklama yapacağõ kaydedildi.
SES Bakõrköy Şube Başkanõ, hemşire Ley-
la Koç, hastanenin Dr. Sadi Konuk Eğitim ve
Araştõrma Hastanesi’ne Cildiye Kliniği ola-
rak bağlanacağõnõ, cüzamlõ hastalarõnsa Av-
cõlar’daki bir poliklinik bünyesinde tedavi-
lerinin devam ettirileceği yönünde bilgilerin
kendilerine ulaştõğõnõ ifade etti.
Cüzzamla Savaş Derneği Başkanõ Prof. Dr.
Ayşe Yüksel, hastanenin 1981’de Bakõrköy
Ruh ve Sinir Hastalõklarõ Hastanesi’nin bir ser-
visi iken Prof. Saylan’õn çabalarõyla özel dal
hastanesi haline getirildiğini söyledi.
Lepra Deri ve Zührevi Hastalıklar Hastanesi kapatılıyor
TEKEL işçileri: Hakkõmõzõ alõp gitmezsek tarih bizi affetmez
‘Hakkõmõzõ helal etmiyoruz’
SELDA GÜNEYSU
ANKARA - TEKEL işçileri
Türk-İş Genel Merkezi önünde
bekleyişlerini, eylemlerinin 8.
günü olan dün de sürdürdü.
TEKEL işçileri, eylemlerinin 8.
günü olan dün de nöbet sistemi-
ne geçti. Eyleme katõlan işçilerin
büyük bölümü memleketlerine
dönüp, izinlerini, raporlarõnõ ye-
nileyip yeniden eyleme katõlõ-
yor. Kimi işçiler de işbaşõ yapõyor.
Böylece eyleme katõlmayan ar-
kadaşlarõnõn eyleme katõlmalarõ-
nõ sağlõyor. Ayrõca dün sabah iti-
barõyla Tokat’tan eyleme destek
için 3 otobüs geldi. Bu arada,
Türk-İş Başkanlar Kurulu da
Mustafa Kumlu başkanlõğõnda
bugün saat 10.00’da toplanacak.
‘Emekçiden korkulmaz’
CHP Genel Başkan Yardõmcõ-
sõ Cevdet Selvi, CHP İstanbul
Milletvekili Çetin Soysal, MHP
Genel Başkan Yardõmcõsõ Os-
man Çakır ile bazõ sivil toplum
temsilcileri de dün işçilere destek
ziyaretinde bulundu. Selvi Türk-
İş önünde yaptõğõ konuşmada,
“Siz bütün işçilerin sesi olu-
yorsunuz. Biliyorsunuz Devlet
Demiryolları işçileri hak ara-
mak için eylem yaptılar. Ancak
onlar derhal cezalandırıldılar.
16 Demiryolu çalışanı derhal
açığa alındı. Yetmedi, 46 kişiye
ceza verdiler. Siz onların da se-
sisiniz” dedi. Abdi İpekçi Par-
kõ’ndaki müdahale sõrasõnda biber
gazõna maruz kalan CHP’li Soy-
sal, “Bir bedel ödenecekse Çe-
tin Soysal bin kere öder” dedi.
Milletvekillerinin konuşmalarõ
sõrasõnda iki küçük çocuğun “Ba-
bamıza ve arkadaşlarına destek
olmaya geldik” yazõlõ pankart aç-
tõğõ gözlendi.
Eyleme katõlan işçiler ise 8
gündür yaşadõklarõnõ Cumhuri-
yet’e şöyle anlattõlar:
BAYRAM AKGÜL: Haklõ
mücadelemizden asla dönmeye-
ceğiz. Devletin işçisine bu şekil-
de davranmasõnõ kabul etmiyoruz.
Günlerdir kaldõrõmlarda, sandal-
yelerin üzerinde yatõyoruz. Birçok
arkadaşõmõz hasta. Başbakan ne
yapmak istiyor anlamadõk. İşçi-
sine zulmeden bir başbakanõ ilk
kez görüyorum. Hükümet, kendi
yandaşlarõna peşkeş çekmek için
bizim işyerlerimizi kapatõyor.
AHMET BİLGİÇ: Eyleme
Adõyaman’dan katõlõyorum. Bu
insanlar, Başbakan’a çok güven-
di. İşçi arkadaşlarõmõz maaş bord-
rolarõnõ gönderdi. Eşlerimiz, ana-
larõmõz küpelerini verdi, yeter ki
IMF’ye olan borçlarõ kapat, bizi
borçsuz yaşat diye. Biz, bizi aç ya-
şat demedik ki. Başbakan’a hak-
kõmõzõ helal etmiyoruz. Bu dün-
yanõn öbür dünyasõ da var. Ahi-
rette de olsa hakkõmõzõ alacağõz.
EROL SALMAN: İşçi demek
yan gelip yatan demek değildir.
Ama “yandaş” dediğin zaman
herkesin aklõna AKP gelir. 15 yõ-
lõmõ verdim TEKEL’e. Gerekti-
ğinde taş taşõdõm, gerektiğinde ye-
mek yaptõm, şoförlük yaptõm.
Şimdi hükümet beni sokağa atar-
ken hiç mi düşünmüyor? Bu in-
sanõn 15 yõlõnõ aldõm demiyor mu?
Hükümet vicdana gelmeli. Cum-
hurbaşkanõ’nõn devreye girmesi-
ni bekliyoruz. Tarafsõz bir Cum-
hurbaşkanõ ise devreye girsin.
‘İşçi tarih yazdı’
RECEP TANRIKULU: Bu
ülkede çoktandõr bu şekilde bir iş-
çi ayaklanmasõ olmamõştõ. Biz bu-
raya hak aramaya geldik. Orta-
doğu’nun en büyük fabrikasõ Di-
yarbakõr’da. 1300 kişi çalõşõyor.
Şimdi hükümet Doğu’ya yatõrõm
yatõrõm diyor, açõlõm yapacağõz di-
yor ama fabrikayõ kapatõyor. Eli-
mizde olanlarõ alõp götürüyorlar,
sömürüyorlar. Yeni Şafak gaze-
tesi yazarõ Fehmi Koru da hak-
sõzca yazõyor. Hükümetin yandaşõ
olan Koru, biz burada hak müca-
delesi verirken bizi başka yerle-
re çekmeye çalõşõyor yazõlarõnda.
Ekonomik olarak şu an çok zor
durumdayõz. TEKEL işçileri bu-
rada bir tarih yazdõ. Ama hakkõ-
mõzõ alõp gitmezsek, tarih bizi af-
fetmeyecek.
‘Çocuğum harçlık istiyor’
ŞABAN ASLAN: Biz hiçbir
zaman yan gelip yatmadõk. Hak-
kõmõ almadan buradan gitmeye-
ceğim. Allah’tan korkanlar işçi-
sine böyle zulmetmez. Bizleri
sokakta bõrakmaz. Benim üç ta-
ne çocuğum var. En büyüğü ilk-
okul 2. sõnõfa gidiyor. Bu sabah te-
lefonda konuştuk, diyor ki: “Ba-
bacığım okula gideceğim kim
bana harçlık verecek?” Bülent
Arınç geliyor üniversitemize ağ-
lõyor. Timsah gözyaşlarõ bunlar.
Güneydoğu’da tek fabrika var
ve hükümet bunu kapatõyor, böy-
le mantõk nerede görülmüştür?
ENGİZ KILINÇ: Eğer devlet
sosyal devlet ise sosyal devletin
sorumluluklarõnõ yerine getirsin.
Biz buraya taşkõnlõk yapmaya ya
da Ankara’nõn sokaklarõnõ dağõt-
maya da gelmedik. Bizim istedi-
ğimiz tek şey hakkõmõz.
(Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ)
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sosyal
Güvenlik Kurumu’nun (SGK) Türk Eczacõlarõ
Birliği’ni (TEB) devreden çõkarõp eczanelerle tek
tek sözleşme imzalama hazõrlõğõ geri tepti. Türki-
ye genelinde hizmet veren 23 bin eczanenin ta-
mamõna yakõnõ Çalõşma ve Sosyal Güvenlik Ba-
kanlõğõ’na sunulmak üzere “TEB’in taraf olma-
dığı hiçbir sözleşmeyi kabul etmeyeceklerine”
ilişkin dilekçe yazdõ. Tüm Eczacõ İşverenler Sen-
dikasõ (TEİS) Genel Başkanõ Nurten Saydan da
sağlõk ocaklarõ ve hastanelerde açõlacak SGK ec-
zanelerinde tek tip ilaçlar olacağõnõ belirtti.
ANKARA / İSTANBUL (Cumhuriyet) - Sağ-
lõk Bakanõ Recep Akdağ, domuz gribiyle ilgili
17 Aralõk 2009 itibarõyla vaka sayõsõnõn 12 bin
316 olduğunu, 458 kişinin de yaşamõnõ yitirdiğini
belirtti. Sağlõk Bakanlõğõ ise bundan böyle domuz
gribinden ölenlerin sayõsõnõn “gerekli görülme-
si” durumunda açõklanacağõnõ bildirdi. Sağlõk Ba-
kanlõğõ’ndan yapõlan açõklamada, Türkiye’de
yaklaşõk 4 milyon kişinin hastalõğõ geçirdiği ve 2
milyon kişinin de aşõ olduğu belirtilerek, “Ülke-
mizde hastalığa karşı bağışık hale gelen kişi
sayısının 6 milyon olduğu tahmin edilmekte-
dir” uyarõsõ yapõldõ. Açõklamada, domuz gribinin
Türkiye’nin tüm illerinde görüldüğü belirtildi.
Türk Tabipleri Birliği Başkanõ Prof. Gençay
Günsoy, önümüzdeki aylarda beklenen salgõndan
korunmanõn tek yolunun aşõ olduğunu vurgulaya-
rak Sağlõk Bakanlõğõ’na domuz gribi aşõsõ konu-
sunda “Birlikte kampanya düzenleme ve basın
açıklaması yapma çağrısında” bulundu.
AHMET ŞEFİK
TRABZON - KESK Trabzon Şubeler Platformu Yürütme Kurulu
üyesi Celal Akaç, 2008 yõlõnda KESK Dönem Sözcüsü olduğu dönemde
düzenlenen meşaleli yürüyüş ve basõn açõklamasõndan dolayõ Trabzon 1.
Asliye Ceza Mahkemesi tarafõndan 18 ay hapse mahkûm edildi. 5 yõl
içinde ikinci kez benzer bir organizasyona katõlõrsa cezasõnõn ikiye katla-
nacağõna dikkat çeken Akaç, “Kararı demokratik muhalif hareket-
lerde önderlik edenleri bir daha sokağa çıkmama yönünde baskı al-
tına almaya çalışan bir girişim olarak yorumluyorum” diye konuştu.
(Fotoğraf: SERKAN YILDIZ)
‘TEB’in taraf olmadığı
sözleşmeyi imzalamayız’
Sağlık çalışanlarının yüzde
45’i şiddete maruz kaldı
Domuz gribinde 12 bin
316 vaka, 458 ölüm
İstanbul Haber Servisi - Sağlõk meslek örgüt-
leri, son bir yõl içerisinde şiddete maruz kalan
sağlõk çalõşanõ oranõnõn yüzde 45 olduğunu belir-
terek “Son yıllarda hekime yönelik şiddet olay-
ları arttı. Sağlık alanında yaşanan olumsuz ge-
lişmelerin sorumlusu sağlık çalışanı gibi göste-
riliyor ve bu şiddeti körüklüyor” dedi. Türkiye
Psikiyatri Derneği (TPD) İstanbul Şubesi, İstan-
bul Tabip Odasõ, Sağlõk ve Sosyal Hizmet Emek-
çiler Sendikasõ (SES) üyeleri hekimlere yönelik
şiddet olaylarõnõ masaya yatõrdõ. Toplantõda konu-
şan TPD Genel Başkanõ Doç. Dr. Doğan Yeşil-
bursa, Bakõrköy Ruh Sağlõğõ ve Sinir Hastalõklarõ
Eğitim ve Araştõrma Hastanesi’nde geçen günler-
de bir psikiyatri uzmanõnõn tõbbi gereklilik olma-
dõğõ halde yeşil reçeteye tabi olan ilaçlarõn yazõl-
masõnõ isteyen ve bu isteği yerine getirilmemesi
gerekçesiyle bõçaklõ saldõrõyõ uğradõğõnõ söyledi.
Meşaleli
yürüyüş
için 18 ay
hapis cezası
TEKEL işçileri Türk-İş Genel Merkezi önünde bekleyişlerini, eylemlerinin 8. günü olan dün de sürdürdü.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - TBMM Genel Kuru-
lu’nda 2010 Yõlõ Merkezi Bütçe
Yasa Tasarõsõ’nõn 14 maddesi
kabul edildi. Görüşmelere, 1 haf-
tayõ aşkõn süredir bütün olumsuz
koşullara rağmen eylem yapan
TEKEL işçileri damgasõnõ vurdu.
CHP, tasarõnõn 5. maddesi üze-
rinde TEKEL işçileri dahil, 4C
kapsamõnda çalõştõrõlanlarõn ka-
zanõlmõş haklarõnõn korunarak is-
tihdamõna ilişkin değişiklik öner-
gesi verdi. Ancak önerge AKP
oylarõyla reddedildi. Maliye Ba-
kanõ Mehmet Şimşek ise millet-
vekillerinin sorularõnõ yanõtlarken,
TEKEL’in faaliyetlerinin “aşağı
yukarı durduğunu” belirtirken,
özelleştirmelerden kaynaklanan
durumlarda ihbar ve kõdem taz-
minatõ verilen işçilerin 4C kap-
samõnda yeniden işe alõndõğõnõ
söyledi. Şimşek, “TEKEL işçi-
lerinin kazanılmış haklarının
korunarak, başka kamu ku-
ruluşlarına aktarılması şu an-
da gündemde değildir” dedi.
‘Ücret çalışması yapılıyor’
Başbakan Tayyip Erdoğan da
Suriye’ye gidişi öncesinde Esen-
boğa Havalimanõ’nda TEKEL
işçilerinin eylemi ile ilgili soruyu
yanõtlarken konunun 8 günlük
değil, 2 yõllõk bir mazisi olduğu-
nu savundu. Yaklaşõk iki yõl ön-
ce sendika yöneticileriyle konu-
nun görüşüldüğünü ve kendisin-
den erteleme talep ettiklerini ifa-
de eden Erdoğan, “10 bine yakın
kişi bu depolarda çalışmadan
ücret alıyorlar” dedi. Erdoğan,
söz konusu ücretlerin maliyetinin
40 trilyon lira olduğuna işaret et-
ti. Eylemleri ve yapõlan açõkla-
malarõ “spekülatif” olarak nite-
lendiren Erdoğan, muhalefet mil-
letvekillerini de “şov” yapmakla
suçladõ. Erdoğan, 4C ile herkesin
eğitim düzeyine göre farklõ üc-
retlendirme yapacaklarõnõ, konu-
nun üzerinde çalõştõklarõnõ ve ça-
lõşma süresinin 11 aya çõkarõla-
cağõnõ bildirdi.
Erdoğan, “Arkadaşlarımız
ücretlerle ilgili çalışmaları ya-
pıyor, öyle zannediyorum ki
bir hafta içinde bu çalışmalar
da biter. Tüm TEKEL işçileri-
nin geldikleri yere dönmelerini,
bu tür oyunlara da gelmeme-
lerini rica ediyorum” dedi.
AKP işçilere umut vermedi
Şimşek: Kazanõlmõş haklarõn korunarak başka kurumlara
aktarõlmasõ söz konusu değil. Erdoğan: Evlerine dönsünler