24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Ben anlamını çok iyi bildiğimi düşündüğüm bir sözcük üzerinde yoğunlaştığım zaman mutlaka sözlüğe tekrar bakarım. O zaman çoğunlukla bildiğimden farklı anlamlarının olduğunu görürüm. Zaman sözcüğü için de yine Dil Derneği’nin sözlüğüne baktım. 11 temel anlam sıralanmış. 2009, 21. yüzyılın tek haneli son yılı olarak tarihteki yerini alırken, bir yılı değil, bir günü anlatmaya çalışalım. “Anı yakalamak” anlamında kullanılan “Carpe Diem” başlıklı anlatımı paylaşalım: “Düşünün ki her sabah hesabınıza 86.400 birim kredi veren bir bankanız var. Ama bir günden ötekine hiç bakiye devretmiyor. Tutarı ne olursa olsun, kullanmadığınız bakiye miktarı her akşam iptal ediliyor. Böyle bir durumda ne yapardınız? Tabii ki son kuruşuna kadar çekerdiniz! Aslında hepimizin böyle bir bankası var. Adı, zaman. Her sabah iyi şeylere yatırım yapmadığınız kısmını silip, hesabınıza zarar kaydediyor. Hiç devretmiyor. Kredi miktarından bir kuruş fazla kullandırmıyor. Her banka size yeni bir hesap açıyor. Her akşam günün bakiyesini yakıyor. Eğer günlük depozitonuzu kullanmadıysanız, bu zarar sizindir. Geriye dönüş yok. Yarından avans çekmek yok. Bugünü, bugünkü depozitonuzu yaşamalısınız. Ona yatırım yapın ki, size sağlık, mutluluk ve başarı olarak geri dönsün... Bir senenin değerini anlayabilmek için, sınıfta kalan öğrenciye sorun. Bir ayın değerini anlayabilmek için, prematüre bir bebeği dünyaya getiren anneye sorun. Bir haftanın değerini anlayabilmek için, haftalık derginin editörüne sorun. Bir dakikanın değerini anlayabilmek için, treni henüz kaçırmış bir kişiye sorun. Bir saniyenin değerini anlayabilmek için, bir kazayı kıl payı atlatmış bir kişiye sorun. Sahip olduğunuz her anı değerlendirin. Daha fazla değer verin, çünkü onu çok özel biriyle, zamanını harcamaya değecek kadar özel biriyle paylaştınız. Şunu unutmayın ki, zaman hiç kimseyi beklemez. Dün artık mazi oldu. Yarın ise belirsiz. Bugün ise avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir armağandır.” Bir gün... 86.400 saniye... Avuçlarımızda... Ne kadar değerlendirebilirsek, o kadar var... “Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder” diyen şairin, 46 yaşında yaşama veda ettiğini düşününce, gelecek kavramının ne kadar göreceli olduğunu duyumsuyor insan. O yüzden de hiçbir şeyin hiçbir yaş için geç ya da erken olduğunu da düşünmemeli. Mozart, ilk konçertosunu 7’sinde yazdı. Bill Gates, bilgisayar programları üzerinde çalışmaya başladığında 12’sindeydi. İbni Sina, 18’inde saray hekimi oldu. Evliya Çelebi, dünyayı dolaşmaya 19’unda başladı. Dostoyevski ilk romanı İnsancıklar’ı 25’inde bastırdı. Oktay Sinanoğlu, profesör unvanı aldığında 26’sındaydı. Piri Reis, dünya haritasını 63’ünde tamamladı. Timur, Beyazıt’ı yendiğinde 66’sındaydı. Cinnah, Pakistan’ın kurucu devlet başkanı olduğunda 75’indeydi. Mimar Sinan, “ustalık eserim” dediği Selimiye Camisi’ni 80’inde tamamladı. Freud, “Musa ve Monoteizm” kitabını yazdığında 83’ündeydi. İsmet İnönü, “Yaşamımın kalan bölümünde tek kimlik istiyorum” deyip Senato üyeliğinde karar kıldığında 89’undaydı. Vehbi Koç, yaşamına yeni alanlar ekleyip BM Dünya Nüfus Planlaması Ödülü aldığında 93’ündeydi. Aydın Boysan, 2001’de 80. yaşını kutlarken, bir ömür yaptıklarını özetleyip sormuştu: - Acaba kaç yaşındayım? Hemen ardından yanıtını vermişti: - 30 yaşını geçmiş olamam! 70’li yaşlardaki Fikret Otyam’a da takılmıştı: “Fikret, gençliğinin kıymetini bil!” 2009’un usul usul gitmekte olduğunu düşünürken bunlar geçti aklımdan. Zamanı dört duvar arasına sıkıştırınca, “an kavramı, geçmiş derinliğiyle gelecek sonsuzluğu arasında tam terazinin denge dilinde duruyor.” O zaman “an”lar insanın içinde uzun bir yolculuğa dönüşüyor. Soruyorsunuz güzel bir an, ne kadar zaman? Bir gün, bir ay, bir yıl? GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada 2009’da tutuklandı! Balbay tutuklandıktan aylar sonra yargıç önüne çıkarıldı. Sorgusu yapıldı, savunmasını yaptı. Savcıların, yargıçların, diğer kimi tutukluların çapraz sorularını yanıtladı. Bir gazeteci olarak, izlediği olayların sanığı değil, ancak tanığı olabileceğini kanıtlayacak yanıtlar verdi savunmasında ve çapraz sorularda... Balbay ve avukatları mahkemeden tahliye talebinde bulundular. Tahliye istemi haklı nedenlere dayanıyordu. Notlarına dayanılarak suçlu olduğu kanıtlanmaya çalışılan Balbay, savunması ve sorgusu sırasında: “Ben buradayım; -Ayışığı, Eldiven vs. gibi kod adlı darbe hazırlıklarını anlatan ve iddianamelere kanıt olarak yansıyan- güncel anıların sahibi emekli Oramiral Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek nerede?” diye sorması… …daha sonra ifadeleri alınıp serbest bırakılan diğer kuvvet komutanları için aynı soruyu yinelemesi... tahliye beklentisini yoğunlaştırdı. Beklentiyi yoğunlaştıran başka gerçekler de var: İddianamede Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmekle suçlanan sanıklardan eski Jandarma Komutanı Şener Eruygur ile eski Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hurşit Tolon hastalık gerekçesiyle, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmekle suçlanan Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün yurtdışına kaçması olanaksız diye... Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini engellemeye teşebbüs etmekle suçlanan Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal hastanede... Her ne gerekçeyle olursa olsun… Elbette aklın gereği ve gönüllerin onayladığı sonuçla, yukarıda adı geçenler: DIŞARIDA! İddianamede Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmak veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüsle -yukarıda adı geçenlerle aynı suçlamalarla- tutuklanan, yurtdışına kaçması, delil diye gösterilen öğeleri karartması olanaksız… bir gazeteci olarak olayların içeriğini izleyen... …tahliye talebi önceki gün reddedilen Mustafa Balbay ise… 293 gündür İÇERİDE! Adalete güvenenlere reva görülen eşitlik bu mu? ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 23 ARALIK 2009 ÇARŞAMBACUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 23 Aralık Oslo K -6 Helsinki K 4 Stockholm K 1 Londra K 5 AmsterdamB 3 Brüksel K 0 Paris K 3 Bonn K 4 Münih K 4 Berlin K 3 Budapeşte Y 8 Madrid Y 13 Viyana Y 8 Belgrad Y 8 Sofya PB 13 Roma Y 18 Atina B 19 Zürih K 5 Moskova B -2 Aşkabat B 16 Taşkent Y 7 Bakû PB 8 Bişkek K 2 Tiflis PB 14 Kahire PB 18 Şam PB 17 İstanbul PB 13 Edirne Y 11 Kocaeli PB 14 Çanakkale Y 15 İzmir PB 15 Manisa PB 14 Denizli S 16 Zonguldak B 14 Sinop PB 14 Samsun PB 13 Trabzon PB 16 Giresun PB 17 Ankara S 9 Eskişehir S 10 Konya S 9 Sıvas S 8 Antalya PB 17 Adana PB 18 Mersin PB 17 Diyarbakır S 13 Şanlıurfa PB 15 Mardin PB 12 Siirt PB 12 Hakkâri S 5 Van S 8 Kars S 3 Ülkemizin kuzey ve batı kesimleri parça- lı ve çok bulutlu, Edir- ne, Kırklareli, Tekir- dağ Çanakkale ve Hakkâri çevreleri ha- fif yağmurlu, diğer yerler az bulutlu ge- çecek. Marmara’nın güneyinde sabah ve gece saatlerinde sis, iç ve doğu bölgeler- de ise sis ile birlikte buzlanma ve don ola- yı görülecek. hava sı- caklığı kuzey, iç ve batı kesimlerde 4 ila 6 derece artacak. SİBEL BAHÇETEPE Prof. Dr. Türkan Saylan’õn 21 yõl gönüllü olarak başhekimliğini yürüttüğü ve cüzam- lõ (lepra) hastalarõnõn tedavisinde önemli bir yeri olan Lepra Deri ve Zührevi Hastalõklar Hastanesi’nin kapatõlarak, Bakõrköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştõrma Hastane- si’ne bağlanacağõ ve poliklinik hizmeti ve- receği belirtildi. Kararõn önceki gün İstanbul il müdürlü- ğünce hastane başhekimi Dr. Vahdet Koşu- cu’ya iletildiği öne sürüldü. Hastanenin yük- sek rant alanõ üzerinde bulunduğu ve bazõ ke- simlerin iştahõnõ kabarttõğõnõ belirten hastane çalõşanlarõ ve sağlõk meslek örgütleri, “Yıl- lardır cüzam (lepra) hastalığının tedavisi için uğraşlar vermiş ve adı lepra hastane- si ile özdeşleşmiş çağdaş Türk kadını Prof. Dr. Türkan Saylan’ın adı da tamamen si- linmek isteniyor” dediler. ÇYDD ve Cüzzamla Savaş Derneği Baş- kanlõğõ yapan Prof. Dr. Saylan’õn uzun yõllar başhekimliğini yaptõğõ 50 yatak kapasiteli, Türkiye’nin dört bir yanõndan gelen cüzam- lõ hastalara hizmet veren hastanenin taşõnma kararõ, tepkilere neden oldu. İstanbul Tabip Odasõ, SES ve Cüzzamla Sa- vaş Derneği ile hastane çalõşanlarõnõn, kara- rõ protesto etmek için yarõn hastane önünde kitlesel bir açõklama yapacağõ kaydedildi. SES Bakõrköy Şube Başkanõ, hemşire Ley- la Koç, hastanenin Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştõrma Hastanesi’ne Cildiye Kliniği ola- rak bağlanacağõnõ, cüzamlõ hastalarõnsa Av- cõlar’daki bir poliklinik bünyesinde tedavi- lerinin devam ettirileceği yönünde bilgilerin kendilerine ulaştõğõnõ ifade etti. Cüzzamla Savaş Derneği Başkanõ Prof. Dr. Ayşe Yüksel, hastanenin 1981’de Bakõrköy Ruh ve Sinir Hastalõklarõ Hastanesi’nin bir ser- visi iken Prof. Saylan’õn çabalarõyla özel dal hastanesi haline getirildiğini söyledi. Lepra Deri ve Zührevi Hastalıklar Hastanesi kapatılıyor TEKEL işçileri: Hakkõmõzõ alõp gitmezsek tarih bizi affetmez ‘Hakkõmõzõ helal etmiyoruz’ SELDA GÜNEYSU ANKARA - TEKEL işçileri Türk-İş Genel Merkezi önünde bekleyişlerini, eylemlerinin 8. günü olan dün de sürdürdü. TEKEL işçileri, eylemlerinin 8. günü olan dün de nöbet sistemi- ne geçti. Eyleme katõlan işçilerin büyük bölümü memleketlerine dönüp, izinlerini, raporlarõnõ ye- nileyip yeniden eyleme katõlõ- yor. Kimi işçiler de işbaşõ yapõyor. Böylece eyleme katõlmayan ar- kadaşlarõnõn eyleme katõlmalarõ- nõ sağlõyor. Ayrõca dün sabah iti- barõyla Tokat’tan eyleme destek için 3 otobüs geldi. Bu arada, Türk-İş Başkanlar Kurulu da Mustafa Kumlu başkanlõğõnda bugün saat 10.00’da toplanacak. ‘Emekçiden korkulmaz’ CHP Genel Başkan Yardõmcõ- sõ Cevdet Selvi, CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, MHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Os- man Çakır ile bazõ sivil toplum temsilcileri de dün işçilere destek ziyaretinde bulundu. Selvi Türk- İş önünde yaptõğõ konuşmada, “Siz bütün işçilerin sesi olu- yorsunuz. Biliyorsunuz Devlet Demiryolları işçileri hak ara- mak için eylem yaptılar. Ancak onlar derhal cezalandırıldılar. 16 Demiryolu çalışanı derhal açığa alındı. Yetmedi, 46 kişiye ceza verdiler. Siz onların da se- sisiniz” dedi. Abdi İpekçi Par- kõ’ndaki müdahale sõrasõnda biber gazõna maruz kalan CHP’li Soy- sal, “Bir bedel ödenecekse Çe- tin Soysal bin kere öder” dedi. Milletvekillerinin konuşmalarõ sõrasõnda iki küçük çocuğun “Ba- bamıza ve arkadaşlarına destek olmaya geldik” yazõlõ pankart aç- tõğõ gözlendi. Eyleme katõlan işçiler ise 8 gündür yaşadõklarõnõ Cumhuri- yet’e şöyle anlattõlar: BAYRAM AKGÜL: Haklõ mücadelemizden asla dönmeye- ceğiz. Devletin işçisine bu şekil- de davranmasõnõ kabul etmiyoruz. Günlerdir kaldõrõmlarda, sandal- yelerin üzerinde yatõyoruz. Birçok arkadaşõmõz hasta. Başbakan ne yapmak istiyor anlamadõk. İşçi- sine zulmeden bir başbakanõ ilk kez görüyorum. Hükümet, kendi yandaşlarõna peşkeş çekmek için bizim işyerlerimizi kapatõyor. AHMET BİLGİÇ: Eyleme Adõyaman’dan katõlõyorum. Bu insanlar, Başbakan’a çok güven- di. İşçi arkadaşlarõmõz maaş bord- rolarõnõ gönderdi. Eşlerimiz, ana- larõmõz küpelerini verdi, yeter ki IMF’ye olan borçlarõ kapat, bizi borçsuz yaşat diye. Biz, bizi aç ya- şat demedik ki. Başbakan’a hak- kõmõzõ helal etmiyoruz. Bu dün- yanõn öbür dünyasõ da var. Ahi- rette de olsa hakkõmõzõ alacağõz. EROL SALMAN: İşçi demek yan gelip yatan demek değildir. Ama “yandaş” dediğin zaman herkesin aklõna AKP gelir. 15 yõ- lõmõ verdim TEKEL’e. Gerekti- ğinde taş taşõdõm, gerektiğinde ye- mek yaptõm, şoförlük yaptõm. Şimdi hükümet beni sokağa atar- ken hiç mi düşünmüyor? Bu in- sanõn 15 yõlõnõ aldõm demiyor mu? Hükümet vicdana gelmeli. Cum- hurbaşkanõ’nõn devreye girmesi- ni bekliyoruz. Tarafsõz bir Cum- hurbaşkanõ ise devreye girsin. ‘İşçi tarih yazdı’ RECEP TANRIKULU: Bu ülkede çoktandõr bu şekilde bir iş- çi ayaklanmasõ olmamõştõ. Biz bu- raya hak aramaya geldik. Orta- doğu’nun en büyük fabrikasõ Di- yarbakõr’da. 1300 kişi çalõşõyor. Şimdi hükümet Doğu’ya yatõrõm yatõrõm diyor, açõlõm yapacağõz di- yor ama fabrikayõ kapatõyor. Eli- mizde olanlarõ alõp götürüyorlar, sömürüyorlar. Yeni Şafak gaze- tesi yazarõ Fehmi Koru da hak- sõzca yazõyor. Hükümetin yandaşõ olan Koru, biz burada hak müca- delesi verirken bizi başka yerle- re çekmeye çalõşõyor yazõlarõnda. Ekonomik olarak şu an çok zor durumdayõz. TEKEL işçileri bu- rada bir tarih yazdõ. Ama hakkõ- mõzõ alõp gitmezsek, tarih bizi af- fetmeyecek. ‘Çocuğum harçlık istiyor’ ŞABAN ASLAN: Biz hiçbir zaman yan gelip yatmadõk. Hak- kõmõ almadan buradan gitmeye- ceğim. Allah’tan korkanlar işçi- sine böyle zulmetmez. Bizleri sokakta bõrakmaz. Benim üç ta- ne çocuğum var. En büyüğü ilk- okul 2. sõnõfa gidiyor. Bu sabah te- lefonda konuştuk, diyor ki: “Ba- bacığım okula gideceğim kim bana harçlık verecek?” Bülent Arınç geliyor üniversitemize ağ- lõyor. Timsah gözyaşlarõ bunlar. Güneydoğu’da tek fabrika var ve hükümet bunu kapatõyor, böy- le mantõk nerede görülmüştür? ENGİZ KILINÇ: Eğer devlet sosyal devlet ise sosyal devletin sorumluluklarõnõ yerine getirsin. Biz buraya taşkõnlõk yapmaya ya da Ankara’nõn sokaklarõnõ dağõt- maya da gelmedik. Bizim istedi- ğimiz tek şey hakkõmõz. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) Türk Eczacõlarõ Birliği’ni (TEB) devreden çõkarõp eczanelerle tek tek sözleşme imzalama hazõrlõğõ geri tepti. Türki- ye genelinde hizmet veren 23 bin eczanenin ta- mamõna yakõnõ Çalõşma ve Sosyal Güvenlik Ba- kanlõğõ’na sunulmak üzere “TEB’in taraf olma- dığı hiçbir sözleşmeyi kabul etmeyeceklerine” ilişkin dilekçe yazdõ. Tüm Eczacõ İşverenler Sen- dikasõ (TEİS) Genel Başkanõ Nurten Saydan da sağlõk ocaklarõ ve hastanelerde açõlacak SGK ec- zanelerinde tek tip ilaçlar olacağõnõ belirtti. ANKARA / İSTANBUL (Cumhuriyet) - Sağ- lõk Bakanõ Recep Akdağ, domuz gribiyle ilgili 17 Aralõk 2009 itibarõyla vaka sayõsõnõn 12 bin 316 olduğunu, 458 kişinin de yaşamõnõ yitirdiğini belirtti. Sağlõk Bakanlõğõ ise bundan böyle domuz gribinden ölenlerin sayõsõnõn “gerekli görülme- si” durumunda açõklanacağõnõ bildirdi. Sağlõk Ba- kanlõğõ’ndan yapõlan açõklamada, Türkiye’de yaklaşõk 4 milyon kişinin hastalõğõ geçirdiği ve 2 milyon kişinin de aşõ olduğu belirtilerek, “Ülke- mizde hastalığa karşı bağışık hale gelen kişi sayısının 6 milyon olduğu tahmin edilmekte- dir” uyarõsõ yapõldõ. Açõklamada, domuz gribinin Türkiye’nin tüm illerinde görüldüğü belirtildi. Türk Tabipleri Birliği Başkanõ Prof. Gençay Günsoy, önümüzdeki aylarda beklenen salgõndan korunmanõn tek yolunun aşõ olduğunu vurgulaya- rak Sağlõk Bakanlõğõ’na domuz gribi aşõsõ konu- sunda “Birlikte kampanya düzenleme ve basın açıklaması yapma çağrısında” bulundu. AHMET ŞEFİK TRABZON - KESK Trabzon Şubeler Platformu Yürütme Kurulu üyesi Celal Akaç, 2008 yõlõnda KESK Dönem Sözcüsü olduğu dönemde düzenlenen meşaleli yürüyüş ve basõn açõklamasõndan dolayõ Trabzon 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafõndan 18 ay hapse mahkûm edildi. 5 yõl içinde ikinci kez benzer bir organizasyona katõlõrsa cezasõnõn ikiye katla- nacağõna dikkat çeken Akaç, “Kararı demokratik muhalif hareket- lerde önderlik edenleri bir daha sokağa çıkmama yönünde baskı al- tına almaya çalışan bir girişim olarak yorumluyorum” diye konuştu. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) ‘TEB’in taraf olmadığı sözleşmeyi imzalamayız’ Sağlık çalışanlarının yüzde 45’i şiddete maruz kaldı Domuz gribinde 12 bin 316 vaka, 458 ölüm İstanbul Haber Servisi - Sağlõk meslek örgüt- leri, son bir yõl içerisinde şiddete maruz kalan sağlõk çalõşanõ oranõnõn yüzde 45 olduğunu belir- terek “Son yıllarda hekime yönelik şiddet olay- ları arttı. Sağlık alanında yaşanan olumsuz ge- lişmelerin sorumlusu sağlık çalışanı gibi göste- riliyor ve bu şiddeti körüklüyor” dedi. Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) İstanbul Şubesi, İstan- bul Tabip Odasõ, Sağlõk ve Sosyal Hizmet Emek- çiler Sendikasõ (SES) üyeleri hekimlere yönelik şiddet olaylarõnõ masaya yatõrdõ. Toplantõda konu- şan TPD Genel Başkanõ Doç. Dr. Doğan Yeşil- bursa, Bakõrköy Ruh Sağlõğõ ve Sinir Hastalõklarõ Eğitim ve Araştõrma Hastanesi’nde geçen günler- de bir psikiyatri uzmanõnõn tõbbi gereklilik olma- dõğõ halde yeşil reçeteye tabi olan ilaçlarõn yazõl- masõnõ isteyen ve bu isteği yerine getirilmemesi gerekçesiyle bõçaklõ saldõrõyõ uğradõğõnõ söyledi. Meşaleli yürüyüş için 18 ay hapis cezası TEKEL işçileri Türk-İş Genel Merkezi önünde bekleyişlerini, eylemlerinin 8. günü olan dün de sürdürdü. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - TBMM Genel Kuru- lu’nda 2010 Yõlõ Merkezi Bütçe Yasa Tasarõsõ’nõn 14 maddesi kabul edildi. Görüşmelere, 1 haf- tayõ aşkõn süredir bütün olumsuz koşullara rağmen eylem yapan TEKEL işçileri damgasõnõ vurdu. CHP, tasarõnõn 5. maddesi üze- rinde TEKEL işçileri dahil, 4C kapsamõnda çalõştõrõlanlarõn ka- zanõlmõş haklarõnõn korunarak is- tihdamõna ilişkin değişiklik öner- gesi verdi. Ancak önerge AKP oylarõyla reddedildi. Maliye Ba- kanõ Mehmet Şimşek ise millet- vekillerinin sorularõnõ yanõtlarken, TEKEL’in faaliyetlerinin “aşağı yukarı durduğunu” belirtirken, özelleştirmelerden kaynaklanan durumlarda ihbar ve kõdem taz- minatõ verilen işçilerin 4C kap- samõnda yeniden işe alõndõğõnõ söyledi. Şimşek, “TEKEL işçi- lerinin kazanılmış haklarının korunarak, başka kamu ku- ruluşlarına aktarılması şu an- da gündemde değildir” dedi. ‘Ücret çalışması yapılıyor’ Başbakan Tayyip Erdoğan da Suriye’ye gidişi öncesinde Esen- boğa Havalimanõ’nda TEKEL işçilerinin eylemi ile ilgili soruyu yanõtlarken konunun 8 günlük değil, 2 yõllõk bir mazisi olduğu- nu savundu. Yaklaşõk iki yõl ön- ce sendika yöneticileriyle konu- nun görüşüldüğünü ve kendisin- den erteleme talep ettiklerini ifa- de eden Erdoğan, “10 bine yakın kişi bu depolarda çalışmadan ücret alıyorlar” dedi. Erdoğan, söz konusu ücretlerin maliyetinin 40 trilyon lira olduğuna işaret et- ti. Eylemleri ve yapõlan açõkla- malarõ “spekülatif” olarak nite- lendiren Erdoğan, muhalefet mil- letvekillerini de “şov” yapmakla suçladõ. Erdoğan, 4C ile herkesin eğitim düzeyine göre farklõ üc- retlendirme yapacaklarõnõ, konu- nun üzerinde çalõştõklarõnõ ve ça- lõşma süresinin 11 aya çõkarõla- cağõnõ bildirdi. Erdoğan, “Arkadaşlarımız ücretlerle ilgili çalışmaları ya- pıyor, öyle zannediyorum ki bir hafta içinde bu çalışmalar da biter. Tüm TEKEL işçileri- nin geldikleri yere dönmelerini, bu tür oyunlara da gelmeme- lerini rica ediyorum” dedi. AKP işçilere umut vermedi Şimşek: Kazanõlmõş haklarõn korunarak başka kurumlara aktarõlmasõ söz konusu değil. Erdoğan: Evlerine dönsünler
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear