24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 23 ARALIK 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT TSK’de de Mezhep Ayrımı mı?.. Deniz öğretmen Yarbay Ali Tatar’ın, komutanlara suikast girişimi iddiasıyla ikinci kez tutuklanma isteği karşısında geçirdiği bunalım sonucunda beylik tabancası ile yaşamına son vermesi farklı yankılara neden oldu? Ali Yarbay gibi, başka TSK mensuplarını da Ergenekon soruşturması bağlamında hesaplaşma çemberinin içinde görmek isteyenlere göre, bunalım; başlatılmış olan soruşturmanın arzu edilmeyen, ama doğal olması gereken sonucudur. İddia makamının elindeki güçlü kanıtlar, şüpheli kişiyi zor durumda bırakacağı için, yarbay kendi silahı ile canına kıymış olmalıdır. Geride bıraktığımız 2 yılda Deniz Kuvvetleri’nde, üstündeki sis perdesi aralanamamış olan 6 ölüm olayı da anımsanacak olursa, Hacettepe Üniversitesi’ni başarı ile tamamlamış olan yarbayın ölümünü o perdenin içinde görmekten başka yapılabilecek bir şey yoktur. Komutanın sürprizi Ta ki, merhum yarbay için toprağa verildiği Ankara’da düzenlenen ikinci törende Oramiral Yiğit’in de öteki silah arkadaşlarının başında yer aldığını gösteren video, fotoğraf ve haberleri görünceye kadar. Yarbay Tatar’ı suçlayan cumhuriyet savcılarının iddiası, onun ve başka arkadaşlarının Deniz Kuvvetleri’nin bugünkü komutanının yanı sıra, Oramiral Yiğit’ten önceki komutanına ve başka amiral rütbesindeki subaylara yönelik bir suikastlar zincirinin planlanmış olmasıdır. Ne ki, Yarbay Ali Tatar’ın tabutu başında toplananların ön safında onun hedefinde olduğu, gizli muhbirlerin ihbar mektupları ile ileri sürülmüş olan Oramiral Yiğit’in bulunması, Fethullahçıların sözcüsü Zaman gazetesinin birinci sayfasındaki habere atılmış başlıkta da vurgulandığı gibi “komutan sürprizi” ile altüst olmuştur. Siz hiç, yaşamınıza son vermek için örgütlenmiş bir kişinin, eyleme geçmeden yakayı ele vermesi ve dahi yaşamına son verdiğini öğrenip, onun cenaze töreninde, tabutu başında saf tutan birisini gördünüz mü? O kişinin, namazı kıldıran imama uyup, musalla taşındaki mevtaya rahmet okuduğunu, dahası kendisine hakkını helal ettiğini hayal ettiniz mi? O tabutta yatan kişinin arkasında bıraktığı eşine, kızına, kardeşlerine gidip “metin olun” dediğini işittiniz ve astınız olan kişiyi en üst rütbeli komutanı olarak askerce selam ile uğurladığının videolarını izlediniz mi? Önceki gün başkentin Kocatepe camiindeki cenaze töreninde benim sorular dizisi olarak yansıttığım bu görüntüler birbirlerini izledi. Oramiral Yiğit, kabul edersiniz ki, kendi yaşamına kıyma hesaplarını yapmış bir astını sadece bu dünyada değil; ahirette de bağışlayacak kadar saf birisi değildi. Ali Yarbay’ın böyle bir eylemin içinde olduğunu ısrarla iddia eden savcılar gibi düşünseydi, camide ne işi vardı? Dünkü Milliyet’te, gazete yönetiminin çok değer verdiği yazarlardan Hasan Cemal, Oramiral Yiğit’in ve öteki komutanların, “Gazete manşetlerine oturan Yarbay Ali Tatar’ın neden ölümü seçtiğini yerli yerine oturtmaları gerektiği”ni yazıyordu. Nilüfer Tatar’ın feryadı 40 yıllık meslek birikimini, CNN Türk’te kendisi gibi bir başka birikim sahibi ile birlikte olup bitenleri aydınlatmak için seferber eden Hasan, merhum yarbayın eşi Nilüfer Tatar’ın camide söylediklerini duyup, okumadı mı? Nilüfer Tatar’ın “TSK’ye kurulan bu komplo 10 yılda hazırlandı. Alevi subayların hepsi içerde” iddiası öyle duymadım denilecek kadar sıradan, ani bir kızgınlıktan doğacak kadar basit bir suçlama değildir. Söylenmesi bile çok acı bir suçlamadır. TSK, cumhuriyetin ordusu olarak bünyesindeki subay ve astsubayların etnik ya da mezhepsel kökenleri ile ilgilenmeyen bir kurum değil miydi ki, şimdi yere batasıca mezhep ayrımcılığını bu kutsal kuruma da bulaştırmak isteyenlerin olduğunu okumak durumunda bırakılıyoruz? AKP iktidarı bir yandan Alevi çalıştayı toplamaktan söz ederken, öte yandan Silahlı Kuvvetler’de görev alan subaylarının mezhepleri için özel değerlendirme kütüklerinin tutulmasına destek mi oluyor? Bu tür ayrıma değer veren cemaatlerin bulunduğu, dahası onların Deniz Kuvvetleri’nde etkili olabilmek için gayret gösterdiği iddiaları umarım sadece dedikodu ile uğraşan çevrelerin üretim tekelindedir. Öyle de olsa bu tekellerin oyununa gelinmemesi için sorumluluk herkesten önce hükümettedir. Başbakan’dadır. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net CHP’li Mengü: Savcõ Öz, Başbakanlõk’a ‘ne kadarõnõ münasip görürseniz bildirin’ diye yazõ yazmõş CHP’lilerden savcõya yanõtANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamuoyunda “Ergenekon” olarak anõlan davayõ “gözlemci” sõfatõyla iz- leyenler arasõnda yer alan CHP mil- letvekilleri, oturduklarõ yerle ilgili olarak savcõ Mehmet Ali Pekgü- zel’in verdiği mütalayõ “komedi” olarak nitelendirirken “Alana gidin- ce gaz yiyoruz, mahkemede azar” dediler. CHP Manisa Milletvekili Şa- hin Mengü, “Mahkeme başkanının gösterdiği yerde oturduk. Büyük ih- timalle savcıya iktidar tarafından talimat verildiği ortaya çıkmıştır” dedi. Mengü, “savcı Zekeriya Öz’ün Başbakanlık’tan, MİT’in Ergene- kon ile ilgili Başbakanlık’a gön- derdiği yazıdan ‘arzu ettikleri kada- rõnõ’ savcılığa bildirmelerini” iste- diğine dikkat çekti. CHP milletvekilleri, dün parla- mentoda düzenledikleri basõn top- lantõsõnda savcõnõn mütalasõna yanõt verdi. Şahin Mengü, “7 Eylül 2009 ta- rihindeki duruşmada, mahkeme yargıcına giderek, izleyici koltuk- larında oturmanın sorunlar yarat- tığını, alkışlar, tepkiler yaşandığı- nı ifade ettiklerini ve kendilerine özel bir yer göstermelerini istedik- lerini” anlattõ. Mengü, sözlerini şöy- le sürdürdü: “Sanık vekillerinin yanına otur- mak gibi bir talebimiz yoktur. Yar- gıç, sanık vekillerinin oturduğu ye- rin bitiminden sonra başlayan boş- luktan itibaren oturabileceğimizi söyledi. Bundan sonra sürekli aynı yerde oturduk. Düne kadar kendi- sine talimat verilmemiş savcı, bu ko- nuyu hiç dile getirmedi. ‘Münasip görüldüğü kadar’ O günden bu yana 4 kez duruş- maya katıldık, aynı yerde oturduk. Büyük bir ihtimalle savcıya, siyasi iktidar tarafından, bizim bu dava- yı takip etmemizden duyulan ra- hatsızlık nedeniyle talimat verildi- ği açık şekilde ortaya çıkmıştır. Biz savcılık talepleri alındığı za- manlarda salonu terk ediyoruz. Bu, savcının anlayamayacağı bir jest ve centilmenlik örneği. Mah- keme Başkanı’ndan ‘Oraya otur- malarõnõ ben söyledim’ demelerini beklerdik. Bunca zamandır suç iş- liyor idiysek ilk defa işlemiyoruz. Olay savcı açısından tam bir ko- medi. Kimliklerimizin tespitini is- tiyor. Sayın savcının gözleri bo- zuktu herhalde, bizi göremedi o me- safeden. Adımı anmadan tarifle sanıklardan biriyle avukat-mü- vekkil ilişkisi içinde olduğum söy- lenmiş. Tuncay Özkan’ın, Hurşit Tolon’un eskiden avukatıydım. AKP, davayı takip etmemizden rahatsız olmaktadır.” Mengü, “Bir savcılığın Başba- kanlık’a yazdığı yazı var. O yazı- da, MİT; 2003’te Başbakanlık’a Ergenekon ile ilgili yazı yazmış, 2006’da tekrarlamış. ‘Bunun için- de ne kadarõnõ münasip görürseniz, savcõlõğa bildirin’ diye savcı Öz’ün Başbakanlık’a hitaben yazılmış bir yazısı var. Bu, davanın nasıl bir siyasi dava olduğunu bu açıkça or- taya koyuyor” dedi. Zekeriya Öz imzasõyla “Ergene- kon soruşturması” ile ilgili olarak Başbakanlõk’a gönderilen yazõda şöyle deniliyor: “Cumhuriyet başsavcılığımızca yürütülmekte olan Ergenekon terör örgütü ile alakalı olarak yürütülen soruşturmada MİT Müsteşarlığına cumhuriyet başsavcılığımızca ya- zılan yazıya verilen 9.05.2008 tarihli cevabi yazıda; Ergenekon yapı- lanması ile alakalı olarak yapılan çalışmaların 19.11.2003 tarihinde Sn. Başbakan’a intikal ettirildiği ve 19.01.2006 tarihinde ise yine aynı konu ile alakalı olarak Sn. Başba- kan’a sunulduğu belirtilmiş olup, konu ile alakalı olarak yüksek ma- kamınıza sunulan rapor ve belge- lerin soruşturmamızın aydınlatıl- ması açısından uygun görüldüğü takdirde dosyamıza konulmak üze- re gönderilmesi arz olunur.” ‘İzin almamız gerekmiyor’ Mengü, Başbakan’a “Arzu ettiği- niz kadarını verin” diyebilecek bir savcõnõn olamayacağõnõ vurguladõ. Mengü şu değerlendirmeyi yaptõ: “Eğer savcılık bir olayı inceli- yorsa, gizli belgeleri heyet inceler. Eğer savcılık böyle bir ihbarı al- mışsa; MİT’in, Başbakanlık’a yaz- dığı yazıyla ilgili, bunun tümünü is- ter. Ergenekon ile ilgili MİT’in Başbakanlık’a yazdığı yazıdan ‘Siz istediğiniz kadarõnõ verin’ diyorsunuz. Yani Sayın Başbakan’ı bilirkişi ta- yin ediyorsunuz. Sayın Başbakan’ın ne kültürü, ne bilgisi, ne hukuki de- rinliği böyle bir şeyi anlamaya mü- sait değil. Başbakan, bunun neresi gönderilir neresi gönderilmez nasıl anlayacak? Başbakan, bu ülkede bir suç örgütü varsa, bu konuda 2003’te bilgi sahibi olmuş. Niye bunu savcılığa intikal ettirmemiş? 2003’te bunu yapmıyorsun, 2006’da da kaale almıyorsun.. Savcı arıyo- ruz, diyordu Başbakan. Aradığın savcıyı buluyorsun. Savcı arıyo- ruz, dediğin andan itibaren dava- nın siyasi olduğunu görüyoruz.” CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, savcõlõğõn CHP’li milletve- killerin davayõ izlemesinden neden rahatsõz olduğunu sordu. Kart, “Da- vayı izlemek milletvekili olmanın gereği. Bunun için kimseden izin almamız gerekmiyor. Savcılık makamı, iddianamesine hâkim olamamanın, iddianameyi biz- zat hazırlamamasının ezikliği, tedirginliği ve kompleksini yaşı- yor. Aynı tedirginliği mahkeme heyeti de yaşıyor” dedi. CHP Sõvas Milletvekili Malik Ec- der Özdemir de, “Alanlara gittiği- mizde gaz, mahkemeye gittiğimiz- de ise azar yiyoruz” diye konuştu. CHP milletvekilleri, duruşmada oturduklarõ yerle ilgili olarak savcõ Mehmet Ali Pekgüzel’in verdiği mütalayõ “komedi” olarak nitelendirdi. Şahin Mengü, “savcõ Öz’ün Başbakanlõk’tan, MİT’in Ergenekon ile ilgili Başbakanlõk’a gönderdiği yazõnõn ‘arzu ettikleri kadarõnõ’ savcõlõğa bildirmelerini” istediğine dikkat çekti. Mengü, “AKP davayõ izlememizden rahatsõz” dedi ‘Türk hukukunun kerbelası’ HATİCE TUNCER İkinci Ergenekon davasõnda tutuklu sanõk gazeteci-yazar ve Yeni Parti Ge- nel Başkanõ Tuncay Özkan, “Ergene- kon iddianamesi Türk hukukunun kerbelasıdır. Zulmüyle hatırlana- caktır” dedi. Özkan, AKP Diyarbakõr Milletvekili İhsan Arslan’õn kendisini öldürtmek için korucu bir aile ile an- laştõğõnõ iddia etti. İkinci Ergenekon davasõnõn dünkü duruşmasõnda Özkan’õn savunmasõnõn alõnmasõna başlandõ. Savunmasõna “Suçum konusunda bilgisizim. 7 dilekçe yazdım, Cevap verilmedi” sözleriyle başlayan Tuncay Özkan şu konuşmayõ yaptõ: “Suçumu öğrenmek istiyorum. Ben mi TBMM’yi iskat edecek mi- şim? Babam Ziya Özkan matbaa us- tasıydı. TBMM çalışanıydı, akciğer kanserinden öldü. TBMM bize dul ve yetim aylığı bağladı, biz onunla okuduk. Bir parça insanlık, vicdan varsa böyle bir suçlamayı bana nasıl yazarlar?” CHP’li Şahin Mengü’nün 1983’te avukatõ olduğunu anlatan Özkan, “Ga- zeteciyim, ben bütün milletvekilleri- ni tanıyorum. Abdullah Gül de arka- daşım, Tayyip Erdoğan da” dedi. “İnançlarımızdan dolayı suçlanıyo- ruz” diyen Özkan şu öyküleri anlattõ: “Hazreti Hüseyin’e ‘Kerbelaya’ya git- me seni öldürürler’ demişler. ‘Doğru- luk yolunda bir Hüseyin öldü derler’ demiş. Ben bilmiyor muydum Erge- nekon soruşturmasından alınacağı mı? ‘Bir Tuncay Özkan öldü’ derler. Özkan şu iddialarda bulundu: “Beni öldüreceklerdi. AKP Diyar- bakır Milletvekili İhsan Arslan beni öldürtecekti. Matkap davasından ifade verirken yanımda Zekeriya Öz vardı. Telefon dinlemeleri de var. Arslan’ın Kanaltürk’te kaldırılması- nı istediği bir program vardı. Çok paralar teklif edildi. Program kaldı- rılmayınca Arslan, Muşlu bir koru- cu aile ile beni öldürtmek için anlaş- mış.” Duruşmanõn öğleden sonraki bö- lümünde savunmasõnõ sürdüren Özkan, “Aykut Cengiz Engin’e talimat veri- yormuşum…Tövbe estağfurullah” diye konuştu. Mali baskı Kanaltürk’ü “siyasi ve maliyenin baskısı nedeniyle” satmak zorunda kal- dõğõnõ ifade eden Özkan, “Kanaltürk’ü elimden zorla devlet eliyle gasp ederek aldılar. Başbakan’ın şikâyetleri ve mali denetimler sonucunda reklam ge- lirleri bıçak gibi kesildi. Çay alamaz hale geldik. Bize reklam veren bir işa- damı Egemen Bağõş ile bir otelin tu- valetinde karşılaşmış. İşerlerken Ba- ğış ‘Başbakan sizin Kanaltürk’e reklam verdiğinizi görmüş’ demiş. İşadamı gelip bize ‘kusura bakmayõn reklam vermeyeceğiz artõk’ dedi. Sonuç Fet- hullah Gülen’in adamı Akõn İpek’e sat- tım. Eşyamı alıp çıktım” dedi. Emniyette “21. yüzyılın işkencesi” nin yaşadõğõnõ anlatan Özkan, başõnõn üzeri- ni göstererek “Işık orada, çiş ve bok ko- kan battaniye üzerinde, 6 zeytin ve ya- rım litre su. Traş olmak yasak. İç ça- maşır değiştirmek yasak, 4 gün sonra savcılıkla birlikte 50 saat sorgu. Son- ra 5 günde ne hale geldi diye haberler çıkıyor” diye konuştu. Alevi Bektaşi Fe- derasyonu Başkanõ Ali Balkız’a suikast iddialarõnõn bulunduğu iddianamede sa- nõk olduğuna dikkat çeken Özkan Aziz Nesin’in Madõmak katliamõna ilişkin bir şiirini okuyarak şöyle devam etti: “ Ben ‘Oy Madõmak, oy Başbağlar’ di- ye bağıracağım, adım terörist. Ölürüm bu yaftayla dolaşmam.” CHP’denanlamlõziyaret Erhan K. cezaevine gönderildi İstanbul Haber Servisi -Ergenekon soruş- turmasõnda tutuklanan emekli Tuğgeneral Le- vent Ersöz’ün tedavi gördüğü hastanede etrafa ateş ettikten sonra gözaltõna alõnan Erhan K. dün çõkarõldõğõ mahkemece “silahlõ örgüte yar- dõm yataklõk, ruhsatsõz silah taşõma, görevli memura tehdit” suçlarõndan tutuklanarak ceza- evine gönderildi. Özel yetkili cumhuriyet sav- cõlarõndan Bilal Bayraktar tarafõndan önceki gün yaklaşõk 2 saat sorgulanan Erhan K.’nin emekli asker olmadõğõ ve vatani görevini yap- tõğõ 1988-1990 yõllarõnda görev alan komutan- larõn ismini kullanarak emekli asker olduğunu söylediği öğrenildi. K’nin, “Alacak verecek meselesinden arasõnõn bozuk olduğu emekli bir astsubayõn, bir tanõdõğõnõ ziyaret edeceğini öğrendiği için hastaneye gittiğini” belirtildi. Ergenekon davasõ kapsamõnda tutuklu bulunan gazeteci yazar Özkan savunmasõna başladõ İntihar eden Yarbay Ali Tatar’õn baba evine giden 7 milletvekili, yaşananlarõ ‘ibret verici’ olarak niteledi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - İntihar eden Deniz Yarbay Ali Tatar’õn babasõnõn evine ön- ceki gün taziye ziyaretinde bulu- nan CHP’li milletvekilleri, Yarbay Tatar’õn intiharõ ve geçmişte ya- şanan olaylarõn “arka yüzünü araştırmak” için TBMM İnsan Haklarõ Komisyonu’na başvura- rak, bir alt komisyon kurulmasõnõ talep edeceklerini açõkladõ. Keçiören İncirli’deki baba evi- ne gerçekleşen ziyarette, Deniz Yarbay Tatar’õn ağabeyi Ahmet Tatar, siyasi partilerin sosyal olaylarda daha etkin olmasõnõ bek- lediklerini belirterek, “Desteğinizi daha fazla hissetmek istiyoruz. Bu hukuksuzluğa daha etkili bir muhalefet gerekiyor” diye konuştu. Ziyaretin ardõndan açõk- lama yapan CHP Sõvas Milletve- kili Malik Ecder Özdemir, ya- şananlarõn “ibret verici” olduğu- nu söyledi. Özdemir, “Ergenekon iddianamesiyle tutuklanan, ha- yatlarında yapmadıkları şeyler için tutuklanan insanların ce- zaevlerinde yatıyor olduklarını hep birlikte görüyoruz” dedi. ‘Suikast iddiası safsata’ İntihar eden Tatar’õn “İpe sa- pa gelmez iddialarla gözaltına alındığını ve serbest bırakıldık- tan sonra ikinci kez gözaltına alınmayı kendine yediremeyerek intihar ettiğini” ailesinden öğ- rendiklerini ifade eden Özdemir, ailenin büyük bir acõ yaşadõğõnõ di- le getirdi. Bir gazetecinin “Bülent Arınç’a suikast girişimi iddia- larını nasıl değerlendireceksi- niz” sorusunu yanõtlayan CHP Manisa Milletvekili Şahin Men- gü, iddialarõ ‘safsata’ olarak ni- telendirdi. Mengü, “Sayın Bü- lent Arınç’ın hakkındaki suikast iddialarıyla ilgili, bunun ipe sa- pa gelir tarafı yok. Siz bu iki ta- ne subayı alacaksınız, sonra savcı tahliye edecek. Demek ki en ufak bir şüphe dahi yok. Anladığım kadarıyla Berlusco- ni’nin suratına yumruk atılma- sından sonra Berlusconi’nin pu- anlarının 7 puan yükselmesi, AKP’lileri böyle bir davranışa sürükledi” dedi. Ziyarette CHP milletvekilleri Osman Kaptan, Erol Tınastepe, Zekeriya Akıncı, Ahmet Ersin, Derviş Günday da yer aldõ. GÖZALTINDAKİ İKİ KİŞİ SERBEST İddia çelişki dolu ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Devlet Bakanõ ve Başba- kan Yardõmcõsõ Bülent Arınç’a suikast iddiasõna ilişkin dün ba- sõnda yer alan haberler soru işa- retleri yarattõ. Başta Star olmak üzere birçok yazõlõ ve görsel medya organõnda gözaltõna alõ- nanlardan birinin albay, diğeri- nin binbaşõ olduğu ve Arõnç’õn adresinin yazõlõ olduğu kâğõdõ “yutamadan” yakalandõklarõ savunuldu. Ancak gözaltõna alõ- nan iki kişinin de serbest bõra- kõlmasõ “Madem böyle güçlü bir delil vardı, neden iki kişi birden serbest bırakıldı” so- rusunu gündeme getirdi. Star gazetesi, Arõnç’õn evinin et- rafõnda keşif yapan kişilerden bi- rinin albay, diğerinin de binbaşõ olduğunu ve halen Özel Kuvvet- ler Komutanlõğõ’nda görevli ol- duklarõ iddiasõnõ ortaya attõ. Ga- zete, gözaltõna alõnan binbaşõnõn Arõnç’õn adresinin yazõlõ olduğu kâğõdõ yutamadan polislerce ya- kalandõğõnõ savundu. www.odatv.com internet site- sinin dün yayõmladõğõ haberde ise söz konusu iki kişiyle ilgili Em- niyet’e suikast ihbarõnõn Arõnç’õn korumalõğõnõ yapan bir kişi tara- fõndan yapõldõğõ savunuldu. Ha- berde, yakalananlardan birinin emekli asker, diğerinin de sivil bir yurttaş olduğu savunuldu. Genel- kurmay ile hiçbir bağlantõlarõnõn olmadõğõ belirtilen bu kişilerin sorgularõnõ MİT’in yaptõğõ ve id- dialar doğrulanamadõğõndan ser- best bõrakõldõklarõnõn altõ çizildi. FAİLLERİN BULUNMASI GEREKLİ AKP’ye göre gerçek ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç’a suikast girişimi iddiasõyla ilgili soruşturma sü- rerken; AKP yöneticileri, suikast girişiminin gerçek olduğu kanõ- sõna varan açõklamalar yaptõ. AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, “Vahim bir durum” derken, AKP Grup Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı da, “Böy- le bir olayı kabul edebilmek mümkün değil” dedi. AKP MYK, dün Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlõğõnda toplandõ. AKP Grup Başkanve- kili Bekir Bozdağ, toplantõ ön- cesinde gazetecilerin Arõnç’a yönelik suikast girişimi iddia- larõyla ilgili sorularõnõ yanõtladõ. Bozdağ şunlarõ söyledi: “Bu durumun araştırılma- sı, maddi gerçeğin ortaya çı- karılması ve ilgililer kimse veya failleri kimlerse onlarla ilgili gerekli işlemlerin yapıl- ması zaten gereklidir.” AKP Genel Başkan Yardõm- cõsõ Hüseyin Çelik de MYK toplantõsõnda suikast girişimi iddialarõnõn görüşülmediğini söyledi. Çelik, “Ümit ederiz ki böyle bir şey söz konusu de- ğildir. Ümit ederiz bu bir yan- lış anlaşılmadır” dedi. Bahçekapõlõ da “Şiddetle red- dediyorum. Ama şu anda bir şey söylemek mümkün değil. Hukukun üstünlüğünü sağla- maya çalıştığımız bugünlerde böyle bir olayı kabul edebilmek mümkün değil” diye konuştu. CHP’li vekiller, ziyaretin ardından açıklama yaptı. (Fotoğraf:AA)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear