Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
23 ARALIK 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
TSK’de de Mezhep
Ayrımı mı?..
Deniz öğretmen Yarbay Ali Tatar’ın,
komutanlara suikast girişimi iddiasıyla ikinci
kez tutuklanma isteği karşısında geçirdiği
bunalım sonucunda beylik tabancası ile
yaşamına son vermesi farklı yankılara neden
oldu?
Ali Yarbay gibi, başka TSK mensuplarını da
Ergenekon soruşturması bağlamında
hesaplaşma çemberinin içinde görmek
isteyenlere göre, bunalım; başlatılmış olan
soruşturmanın arzu edilmeyen, ama doğal
olması gereken sonucudur.
İddia makamının elindeki güçlü kanıtlar,
şüpheli kişiyi zor durumda bırakacağı için,
yarbay kendi silahı ile canına kıymış olmalıdır.
Geride bıraktığımız 2 yılda Deniz
Kuvvetleri’nde, üstündeki sis perdesi
aralanamamış olan 6 ölüm olayı da
anımsanacak olursa, Hacettepe
Üniversitesi’ni başarı ile tamamlamış olan
yarbayın ölümünü o perdenin içinde görmekten
başka yapılabilecek bir şey yoktur.
Komutanın sürprizi
Ta ki, merhum yarbay için toprağa verildiği
Ankara’da düzenlenen ikinci törende Oramiral
Yiğit’in de öteki silah arkadaşlarının başında
yer aldığını gösteren video, fotoğraf ve
haberleri görünceye kadar.
Yarbay Tatar’ı suçlayan cumhuriyet
savcılarının iddiası, onun ve başka
arkadaşlarının Deniz Kuvvetleri’nin bugünkü
komutanının yanı sıra, Oramiral Yiğit’ten önceki
komutanına ve başka amiral rütbesindeki
subaylara yönelik bir suikastlar zincirinin
planlanmış olmasıdır.
Ne ki, Yarbay Ali Tatar’ın tabutu başında
toplananların ön safında onun hedefinde
olduğu, gizli muhbirlerin ihbar mektupları ile
ileri sürülmüş olan Oramiral Yiğit’in bulunması,
Fethullahçıların sözcüsü Zaman gazetesinin
birinci sayfasındaki habere atılmış başlıkta da
vurgulandığı gibi “komutan sürprizi” ile altüst
olmuştur.
Siz hiç, yaşamınıza son vermek için
örgütlenmiş bir kişinin, eyleme geçmeden
yakayı ele vermesi ve dahi yaşamına son
verdiğini öğrenip, onun cenaze töreninde,
tabutu başında saf tutan birisini gördünüz
mü?
O kişinin, namazı kıldıran imama uyup,
musalla taşındaki mevtaya rahmet
okuduğunu, dahası kendisine hakkını helal
ettiğini hayal ettiniz mi?
O tabutta yatan kişinin arkasında bıraktığı
eşine, kızına, kardeşlerine gidip “metin olun”
dediğini işittiniz ve astınız olan kişiyi en üst
rütbeli komutanı olarak askerce selam ile
uğurladığının videolarını izlediniz mi?
Önceki gün başkentin Kocatepe camiindeki
cenaze töreninde benim sorular dizisi olarak
yansıttığım bu görüntüler birbirlerini izledi.
Oramiral Yiğit, kabul edersiniz ki, kendi
yaşamına kıyma hesaplarını yapmış bir astını
sadece bu dünyada değil; ahirette de
bağışlayacak kadar saf birisi değildi.
Ali Yarbay’ın böyle bir eylemin içinde
olduğunu ısrarla iddia eden savcılar gibi
düşünseydi, camide ne işi vardı?
Dünkü Milliyet’te, gazete yönetiminin çok
değer verdiği yazarlardan Hasan Cemal,
Oramiral Yiğit’in ve öteki komutanların,
“Gazete manşetlerine oturan Yarbay Ali
Tatar’ın neden ölümü seçtiğini yerli yerine
oturtmaları gerektiği”ni yazıyordu.
Nilüfer Tatar’ın feryadı
40 yıllık meslek birikimini, CNN Türk’te
kendisi gibi bir başka birikim sahibi ile birlikte
olup bitenleri aydınlatmak için seferber eden
Hasan, merhum yarbayın eşi Nilüfer Tatar’ın
camide söylediklerini duyup, okumadı mı?
Nilüfer Tatar’ın “TSK’ye kurulan bu komplo
10 yılda hazırlandı. Alevi subayların hepsi
içerde” iddiası öyle duymadım denilecek kadar
sıradan, ani bir kızgınlıktan doğacak kadar
basit bir suçlama değildir. Söylenmesi bile çok
acı bir suçlamadır.
TSK, cumhuriyetin ordusu olarak
bünyesindeki subay ve astsubayların etnik ya
da mezhepsel kökenleri ile ilgilenmeyen bir
kurum değil miydi ki, şimdi yere batasıca
mezhep ayrımcılığını bu kutsal kuruma da
bulaştırmak isteyenlerin olduğunu okumak
durumunda bırakılıyoruz?
AKP iktidarı bir yandan Alevi çalıştayı
toplamaktan söz ederken, öte yandan Silahlı
Kuvvetler’de görev alan subaylarının
mezhepleri için özel değerlendirme kütüklerinin
tutulmasına destek mi oluyor?
Bu tür ayrıma değer veren cemaatlerin
bulunduğu, dahası onların Deniz Kuvvetleri’nde
etkili olabilmek için gayret gösterdiği iddiaları
umarım sadece dedikodu ile uğraşan
çevrelerin üretim tekelindedir.
Öyle de olsa bu tekellerin oyununa
gelinmemesi için sorumluluk herkesten önce
hükümettedir. Başbakan’dadır.
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
CHP’li Mengü: Savcõ Öz, Başbakanlõk’a ‘ne kadarõnõ münasip görürseniz bildirin’ diye yazõ yazmõş
CHP’lilerden savcõya yanõtANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Kamuoyunda “Ergenekon” olarak
anõlan davayõ “gözlemci” sõfatõyla iz-
leyenler arasõnda yer alan CHP mil-
letvekilleri, oturduklarõ yerle ilgili
olarak savcõ Mehmet Ali Pekgü-
zel’in verdiği mütalayõ “komedi”
olarak nitelendirirken “Alana gidin-
ce gaz yiyoruz, mahkemede azar”
dediler. CHP Manisa Milletvekili Şa-
hin Mengü, “Mahkeme başkanının
gösterdiği yerde oturduk. Büyük ih-
timalle savcıya iktidar tarafından
talimat verildiği ortaya çıkmıştır”
dedi. Mengü, “savcı Zekeriya Öz’ün
Başbakanlık’tan, MİT’in Ergene-
kon ile ilgili Başbakanlık’a gön-
derdiği yazıdan ‘arzu ettikleri kada-
rõnõ’ savcılığa bildirmelerini” iste-
diğine dikkat çekti.
CHP milletvekilleri, dün parla-
mentoda düzenledikleri basõn top-
lantõsõnda savcõnõn mütalasõna yanõt
verdi. Şahin Mengü, “7 Eylül 2009 ta-
rihindeki duruşmada, mahkeme
yargıcına giderek, izleyici koltuk-
larında oturmanın sorunlar yarat-
tığını, alkışlar, tepkiler yaşandığı-
nı ifade ettiklerini ve kendilerine
özel bir yer göstermelerini istedik-
lerini” anlattõ. Mengü, sözlerini şöy-
le sürdürdü:
“Sanık vekillerinin yanına otur-
mak gibi bir talebimiz yoktur. Yar-
gıç, sanık vekillerinin oturduğu ye-
rin bitiminden sonra başlayan boş-
luktan itibaren oturabileceğimizi
söyledi. Bundan sonra sürekli aynı
yerde oturduk. Düne kadar kendi-
sine talimat verilmemiş savcı, bu ko-
nuyu hiç dile getirmedi.
‘Münasip görüldüğü kadar’
O günden bu yana 4 kez duruş-
maya katıldık, aynı yerde oturduk.
Büyük bir ihtimalle savcıya, siyasi
iktidar tarafından, bizim bu dava-
yı takip etmemizden duyulan ra-
hatsızlık nedeniyle talimat verildi-
ği açık şekilde ortaya çıkmıştır.
Biz savcılık talepleri alındığı za-
manlarda salonu terk ediyoruz.
Bu, savcının anlayamayacağı bir
jest ve centilmenlik örneği. Mah-
keme Başkanı’ndan ‘Oraya otur-
malarõnõ ben söyledim’ demelerini
beklerdik. Bunca zamandır suç iş-
liyor idiysek ilk defa işlemiyoruz.
Olay savcı açısından tam bir ko-
medi. Kimliklerimizin tespitini is-
tiyor. Sayın savcının gözleri bo-
zuktu herhalde, bizi göremedi o me-
safeden. Adımı anmadan tarifle
sanıklardan biriyle avukat-mü-
vekkil ilişkisi içinde olduğum söy-
lenmiş. Tuncay Özkan’ın, Hurşit
Tolon’un eskiden avukatıydım.
AKP, davayı takip etmemizden
rahatsız olmaktadır.”
Mengü, “Bir savcılığın Başba-
kanlık’a yazdığı yazı var. O yazı-
da, MİT; 2003’te Başbakanlık’a
Ergenekon ile ilgili yazı yazmış,
2006’da tekrarlamış. ‘Bunun için-
de ne kadarõnõ münasip görürseniz,
savcõlõğa bildirin’ diye savcı Öz’ün
Başbakanlık’a hitaben yazılmış
bir yazısı var. Bu, davanın nasıl bir
siyasi dava olduğunu bu açıkça or-
taya koyuyor” dedi.
Zekeriya Öz imzasõyla “Ergene-
kon soruşturması” ile ilgili olarak
Başbakanlõk’a gönderilen yazõda
şöyle deniliyor:
“Cumhuriyet başsavcılığımızca
yürütülmekte olan Ergenekon terör
örgütü ile alakalı olarak yürütülen
soruşturmada MİT Müsteşarlığına
cumhuriyet başsavcılığımızca ya-
zılan yazıya verilen 9.05.2008 tarihli
cevabi yazıda; Ergenekon yapı-
lanması ile alakalı olarak yapılan
çalışmaların 19.11.2003 tarihinde
Sn. Başbakan’a intikal ettirildiği ve
19.01.2006 tarihinde ise yine aynı
konu ile alakalı olarak Sn. Başba-
kan’a sunulduğu belirtilmiş olup,
konu ile alakalı olarak yüksek ma-
kamınıza sunulan rapor ve belge-
lerin soruşturmamızın aydınlatıl-
ması açısından uygun görüldüğü
takdirde dosyamıza konulmak üze-
re gönderilmesi arz olunur.”
‘İzin almamız gerekmiyor’
Mengü, Başbakan’a “Arzu ettiği-
niz kadarını verin” diyebilecek bir
savcõnõn olamayacağõnõ vurguladõ.
Mengü şu değerlendirmeyi yaptõ:
“Eğer savcılık bir olayı inceli-
yorsa, gizli belgeleri heyet inceler.
Eğer savcılık böyle bir ihbarı al-
mışsa; MİT’in, Başbakanlık’a yaz-
dığı yazıyla ilgili, bunun tümünü is-
ter. Ergenekon ile ilgili MİT’in
Başbakanlık’a yazdığı yazıdan ‘Siz
istediğiniz kadarõnõ verin’ diyorsunuz.
Yani Sayın Başbakan’ı bilirkişi ta-
yin ediyorsunuz. Sayın Başbakan’ın
ne kültürü, ne bilgisi, ne hukuki de-
rinliği böyle bir şeyi anlamaya mü-
sait değil. Başbakan, bunun neresi
gönderilir neresi gönderilmez nasıl
anlayacak? Başbakan, bu ülkede
bir suç örgütü varsa, bu konuda
2003’te bilgi sahibi olmuş. Niye
bunu savcılığa intikal ettirmemiş?
2003’te bunu yapmıyorsun, 2006’da
da kaale almıyorsun.. Savcı arıyo-
ruz, diyordu Başbakan. Aradığın
savcıyı buluyorsun. Savcı arıyo-
ruz, dediğin andan itibaren dava-
nın siyasi olduğunu görüyoruz.”
CHP Konya Milletvekili Atilla
Kart, savcõlõğõn CHP’li milletve-
killerin davayõ izlemesinden neden
rahatsõz olduğunu sordu. Kart, “Da-
vayı izlemek milletvekili olmanın
gereği. Bunun için kimseden izin
almamız gerekmiyor. Savcılık
makamı, iddianamesine hâkim
olamamanın, iddianameyi biz-
zat hazırlamamasının ezikliği,
tedirginliği ve kompleksini yaşı-
yor. Aynı tedirginliği mahkeme
heyeti de yaşıyor” dedi.
CHP Sõvas Milletvekili Malik Ec-
der Özdemir de, “Alanlara gittiği-
mizde gaz, mahkemeye gittiğimiz-
de ise azar yiyoruz” diye konuştu.
CHP milletvekilleri, duruşmada oturduklarõ yerle ilgili olarak savcõ Mehmet Ali Pekgüzel’in
verdiği mütalayõ “komedi” olarak nitelendirdi. Şahin Mengü, “savcõ Öz’ün Başbakanlõk’tan,
MİT’in Ergenekon ile ilgili Başbakanlõk’a gönderdiği yazõnõn ‘arzu ettikleri kadarõnõ’ savcõlõğa
bildirmelerini” istediğine dikkat çekti. Mengü, “AKP davayõ izlememizden rahatsõz” dedi
‘Türk hukukunun kerbelası’
HATİCE TUNCER
İkinci Ergenekon davasõnda tutuklu
sanõk gazeteci-yazar ve Yeni Parti Ge-
nel Başkanõ Tuncay Özkan, “Ergene-
kon iddianamesi Türk hukukunun
kerbelasıdır. Zulmüyle hatırlana-
caktır” dedi. Özkan, AKP Diyarbakõr
Milletvekili İhsan Arslan’õn kendisini
öldürtmek için korucu bir aile ile an-
laştõğõnõ iddia etti.
İkinci Ergenekon davasõnõn dünkü
duruşmasõnda Özkan’õn savunmasõnõn
alõnmasõna başlandõ.
Savunmasõna “Suçum konusunda
bilgisizim. 7 dilekçe yazdım, Cevap
verilmedi” sözleriyle başlayan Tuncay
Özkan şu konuşmayõ yaptõ:
“Suçumu öğrenmek istiyorum.
Ben mi TBMM’yi iskat edecek mi-
şim? Babam Ziya Özkan matbaa us-
tasıydı. TBMM çalışanıydı, akciğer
kanserinden öldü. TBMM bize dul
ve yetim aylığı bağladı, biz onunla
okuduk. Bir parça insanlık, vicdan
varsa böyle bir suçlamayı bana nasıl
yazarlar?”
CHP’li Şahin Mengü’nün 1983’te
avukatõ olduğunu anlatan Özkan, “Ga-
zeteciyim, ben bütün milletvekilleri-
ni tanıyorum. Abdullah Gül de arka-
daşım, Tayyip Erdoğan da” dedi.
“İnançlarımızdan dolayı suçlanıyo-
ruz” diyen Özkan şu öyküleri anlattõ:
“Hazreti Hüseyin’e ‘Kerbelaya’ya git-
me seni öldürürler’ demişler. ‘Doğru-
luk yolunda bir Hüseyin öldü derler’
demiş. Ben bilmiyor muydum Erge-
nekon soruşturmasından alınacağı
mı? ‘Bir Tuncay Özkan öldü’ derler.
Özkan şu iddialarda bulundu:
“Beni öldüreceklerdi. AKP Diyar-
bakır Milletvekili İhsan Arslan beni
öldürtecekti. Matkap davasından
ifade verirken yanımda Zekeriya Öz
vardı. Telefon dinlemeleri de var.
Arslan’ın Kanaltürk’te kaldırılması-
nı istediği bir program vardı. Çok
paralar teklif edildi. Program kaldı-
rılmayınca Arslan, Muşlu bir koru-
cu aile ile beni öldürtmek için anlaş-
mış.” Duruşmanõn öğleden sonraki bö-
lümünde savunmasõnõ sürdüren Özkan,
“Aykut Cengiz Engin’e talimat veri-
yormuşum…Tövbe estağfurullah”
diye konuştu.
Mali baskı
Kanaltürk’ü “siyasi ve maliyenin
baskısı nedeniyle” satmak zorunda kal-
dõğõnõ ifade eden Özkan, “Kanaltürk’ü
elimden zorla devlet eliyle gasp ederek
aldılar. Başbakan’ın şikâyetleri ve
mali denetimler sonucunda reklam ge-
lirleri bıçak gibi kesildi. Çay alamaz
hale geldik. Bize reklam veren bir işa-
damı Egemen Bağõş ile bir otelin tu-
valetinde karşılaşmış. İşerlerken Ba-
ğış ‘Başbakan sizin Kanaltürk’e reklam
verdiğinizi görmüş’ demiş. İşadamı
gelip bize ‘kusura bakmayõn reklam
vermeyeceğiz artõk’ dedi. Sonuç Fet-
hullah Gülen’in adamı Akõn İpek’e sat-
tım. Eşyamı alıp çıktım” dedi.
Emniyette “21. yüzyılın işkencesi” nin
yaşadõğõnõ anlatan Özkan, başõnõn üzeri-
ni göstererek “Işık orada, çiş ve bok ko-
kan battaniye üzerinde, 6 zeytin ve ya-
rım litre su. Traş olmak yasak. İç ça-
maşır değiştirmek yasak, 4 gün sonra
savcılıkla birlikte 50 saat sorgu. Son-
ra 5 günde ne hale geldi diye haberler
çıkıyor” diye konuştu. Alevi Bektaşi Fe-
derasyonu Başkanõ Ali Balkız’a suikast
iddialarõnõn bulunduğu iddianamede sa-
nõk olduğuna dikkat çeken Özkan Aziz
Nesin’in Madõmak katliamõna ilişkin bir
şiirini okuyarak şöyle devam etti:
“ Ben ‘Oy Madõmak, oy Başbağlar’ di-
ye bağıracağım, adım terörist. Ölürüm
bu yaftayla dolaşmam.”
CHP’denanlamlõziyaret
Erhan K. cezaevine gönderildi
İstanbul Haber Servisi -Ergenekon soruş-
turmasõnda tutuklanan emekli Tuğgeneral Le-
vent Ersöz’ün tedavi gördüğü hastanede etrafa
ateş ettikten sonra gözaltõna alõnan Erhan K.
dün çõkarõldõğõ mahkemece “silahlõ örgüte yar-
dõm yataklõk, ruhsatsõz silah taşõma, görevli
memura tehdit” suçlarõndan tutuklanarak ceza-
evine gönderildi. Özel yetkili cumhuriyet sav-
cõlarõndan Bilal Bayraktar tarafõndan önceki
gün yaklaşõk 2 saat sorgulanan Erhan K.’nin
emekli asker olmadõğõ ve vatani görevini yap-
tõğõ 1988-1990 yõllarõnda görev alan komutan-
larõn ismini kullanarak emekli asker olduğunu
söylediği öğrenildi. K’nin, “Alacak verecek
meselesinden arasõnõn bozuk olduğu emekli
bir astsubayõn, bir tanõdõğõnõ ziyaret edeceğini
öğrendiği için hastaneye gittiğini” belirtildi.
Ergenekon davasõ kapsamõnda tutuklu bulunan gazeteci yazar Özkan savunmasõna başladõ
İntihar eden Yarbay Ali Tatar’õn baba evine giden 7
milletvekili, yaşananlarõ ‘ibret verici’ olarak niteledi
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - İntihar eden Deniz Yarbay
Ali Tatar’õn babasõnõn evine ön-
ceki gün taziye ziyaretinde bulu-
nan CHP’li milletvekilleri, Yarbay
Tatar’õn intiharõ ve geçmişte ya-
şanan olaylarõn “arka yüzünü
araştırmak” için TBMM İnsan
Haklarõ Komisyonu’na başvura-
rak, bir alt komisyon kurulmasõnõ
talep edeceklerini açõkladõ.
Keçiören İncirli’deki baba evi-
ne gerçekleşen ziyarette, Deniz
Yarbay Tatar’õn ağabeyi Ahmet
Tatar, siyasi partilerin sosyal
olaylarda daha etkin olmasõnõ bek-
lediklerini belirterek, “Desteğinizi
daha fazla hissetmek istiyoruz.
Bu hukuksuzluğa daha etkili
bir muhalefet gerekiyor” diye
konuştu. Ziyaretin ardõndan açõk-
lama yapan CHP Sõvas Milletve-
kili Malik Ecder Özdemir, ya-
şananlarõn “ibret verici” olduğu-
nu söyledi. Özdemir, “Ergenekon
iddianamesiyle tutuklanan, ha-
yatlarında yapmadıkları şeyler
için tutuklanan insanların ce-
zaevlerinde yatıyor olduklarını
hep birlikte görüyoruz” dedi.
‘Suikast iddiası safsata’
İntihar eden Tatar’õn “İpe sa-
pa gelmez iddialarla gözaltına
alındığını ve serbest bırakıldık-
tan sonra ikinci kez gözaltına
alınmayı kendine yediremeyerek
intihar ettiğini” ailesinden öğ-
rendiklerini ifade eden Özdemir,
ailenin büyük bir acõ yaşadõğõnõ di-
le getirdi. Bir gazetecinin “Bülent
Arınç’a suikast girişimi iddia-
larını nasıl değerlendireceksi-
niz” sorusunu yanõtlayan CHP
Manisa Milletvekili Şahin Men-
gü, iddialarõ ‘safsata’ olarak ni-
telendirdi. Mengü, “Sayın Bü-
lent Arınç’ın hakkındaki suikast
iddialarıyla ilgili, bunun ipe sa-
pa gelir tarafı yok. Siz bu iki ta-
ne subayı alacaksınız, sonra
savcı tahliye edecek. Demek ki
en ufak bir şüphe dahi yok.
Anladığım kadarıyla Berlusco-
ni’nin suratına yumruk atılma-
sından sonra Berlusconi’nin pu-
anlarının 7 puan yükselmesi,
AKP’lileri böyle bir davranışa
sürükledi” dedi.
Ziyarette CHP milletvekilleri
Osman Kaptan, Erol Tınastepe,
Zekeriya Akıncı, Ahmet Ersin,
Derviş Günday da yer aldõ.
GÖZALTINDAKİ İKİ KİŞİ SERBEST
İddia çelişki dolu
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Devlet Bakanõ ve Başba-
kan Yardõmcõsõ Bülent Arınç’a
suikast iddiasõna ilişkin dün ba-
sõnda yer alan haberler soru işa-
retleri yarattõ. Başta Star olmak
üzere birçok yazõlõ ve görsel
medya organõnda gözaltõna alõ-
nanlardan birinin albay, diğeri-
nin binbaşõ olduğu ve Arõnç’õn
adresinin yazõlõ olduğu kâğõdõ
“yutamadan” yakalandõklarõ
savunuldu. Ancak gözaltõna alõ-
nan iki kişinin de serbest bõra-
kõlmasõ “Madem böyle güçlü
bir delil vardı, neden iki kişi
birden serbest bırakıldı” so-
rusunu gündeme getirdi.
Star gazetesi, Arõnç’õn evinin et-
rafõnda keşif yapan kişilerden bi-
rinin albay, diğerinin de binbaşõ
olduğunu ve halen Özel Kuvvet-
ler Komutanlõğõ’nda görevli ol-
duklarõ iddiasõnõ ortaya attõ. Ga-
zete, gözaltõna alõnan binbaşõnõn
Arõnç’õn adresinin yazõlõ olduğu
kâğõdõ yutamadan polislerce ya-
kalandõğõnõ savundu.
www.odatv.com internet site-
sinin dün yayõmladõğõ haberde
ise söz konusu iki kişiyle ilgili Em-
niyet’e suikast ihbarõnõn Arõnç’õn
korumalõğõnõ yapan bir kişi tara-
fõndan yapõldõğõ savunuldu. Ha-
berde, yakalananlardan birinin
emekli asker, diğerinin de sivil bir
yurttaş olduğu savunuldu. Genel-
kurmay ile hiçbir bağlantõlarõnõn
olmadõğõ belirtilen bu kişilerin
sorgularõnõ MİT’in yaptõğõ ve id-
dialar doğrulanamadõğõndan ser-
best bõrakõldõklarõnõn altõ çizildi.
FAİLLERİN BULUNMASI GEREKLİ
AKP’ye göre gerçek
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan Yardõmcõsõ
Bülent Arınç’a suikast girişimi
iddiasõyla ilgili soruşturma sü-
rerken; AKP yöneticileri, suikast
girişiminin gerçek olduğu kanõ-
sõna varan açõklamalar yaptõ.
AKP Grup Başkanvekili Bekir
Bozdağ, “Vahim bir durum”
derken, AKP Grup Başkanvekili
Ayşenur Bahçekapılı da, “Böy-
le bir olayı kabul edebilmek
mümkün değil” dedi.
AKP MYK, dün Başbakan
Tayyip Erdoğan başkanlõğõnda
toplandõ. AKP Grup Başkanve-
kili Bekir Bozdağ, toplantõ ön-
cesinde gazetecilerin Arõnç’a
yönelik suikast girişimi iddia-
larõyla ilgili sorularõnõ yanõtladõ.
Bozdağ şunlarõ söyledi:
“Bu durumun araştırılma-
sı, maddi gerçeğin ortaya çı-
karılması ve ilgililer kimse
veya failleri kimlerse onlarla
ilgili gerekli işlemlerin yapıl-
ması zaten gereklidir.”
AKP Genel Başkan Yardõm-
cõsõ Hüseyin Çelik de MYK
toplantõsõnda suikast girişimi
iddialarõnõn görüşülmediğini
söyledi. Çelik, “Ümit ederiz ki
böyle bir şey söz konusu de-
ğildir. Ümit ederiz bu bir yan-
lış anlaşılmadır” dedi.
Bahçekapõlõ da “Şiddetle red-
dediyorum. Ama şu anda bir
şey söylemek mümkün değil.
Hukukun üstünlüğünü sağla-
maya çalıştığımız bugünlerde
böyle bir olayı kabul edebilmek
mümkün değil” diye konuştu.
CHP’li vekiller, ziyaretin ardından
açıklama yaptı. (Fotoğraf:AA)