26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 23 ARALIK 2009 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ Derinden Akan Magma Az da olsa gidişin gidiş olmadığını anlayanlar var artık. Militer olmayan bir gücün militer olanı etkisizleştirerek, onu yedeğine alarak memleketi yeniden dizayn etmeye, isterseniz düzleştirmeye de diyebilirsiniz, çalıştığını görenlerin sayısı artıyor. Bu ilk bakışta, reelpolitikanın çok etkili kavramları açısından bakıldığında, görünen gerçektir, ama arkasında daha önemli ve derin bir gerçek yer alıyor. Onu yeteri kadar görebildiğimizden kuşkuluyum. Ama dilerseniz önce görünen katmanı ele alalım. Türkiye’de silahlı kuvvetlere saldırının tahlil ya da eleştiri dozunun çok üstünde olduğunu yapan da biliyor, seyreden de. Çoğu kişi “Bu nasıl oluyor, bu nasıl bir cürettir” diye şaşarken, o taraftan bakanlar da “Bu nasıl bir kahramanlıktır” diye kıvanç içindeler. Gerçekte durum çok da karmaşık değildir. Kahramanlık hiç değildir. Fiziki güç ve ideolojik destek olarak dini ve cemaati, en önemlisi iktidarın çok çeşitli güç mekanizmalarını, ABD’yi, AB’yi arkasına almış olanın kahramanlığı biraz sudan bir kahramanlıktır. Fazla ciddiye almak gerekmez. Bugün o arkadaki çok güçlü yığınak nedeniyle “Paşa! Paşa! Otur oturduğun yerde” diye yazanların önemli bir kısmı yarın, “Paşam, paşam kıymetinizi bilemedik” de diyebilirler. Yakın uzak geçmişe bakanlar gerçek kahramanlarla sahtelerini ayırt edebilecek bilgi ve belgeleri kolayca bulabilir, 12 Eylül romanlarını okuyanlar kahramanları ve “kahramanları” hemen tanıyabilirler. Bu görünen reelpolitik katmanının arkasında ya da daha doğrusu altında ülkenin geleceği açısından büyük önem taşıyan gerçek bir saflaşma yer alıyor. Bu kendiliğinden saf tutma, yığışma, yoğunlaşma öyle kolay görülemiyor. Görülememesinin nedeni, güncel tartışmaların korkutucu, insanı kolayca etkileyen tehditkâr ya da iktidar olmanın o çok gönül çelen, öncelikle ideolojik sonra da maddi kazançlarıdır. Tehdit altında olan gerçeği görmekte zorlanıyor, çünkü yakın tehlike onun bakış açısını da, görme yetisini de etkiliyor. Yakın tehlikeyi, kendisine ait olduğunu varsaydığı hayali bir güçle savuşturabilmenin olanaklarının var olup olmadığına dikiyor gözünü. Kendini iktidarın mütemmim cüzü, ayrılmaz parçası sayan ise gerçekte var olmayan “yakın ve büyük tehlikeye” saldırmanın derin hazzını yaşıyor. Oysa ciddiye alan için gerçek tehlike yakın ya da uzak değildir. İçinde yaşadığımız durumdur. Gelecek değil, gelmiştir, şimdiki zamandır. Bunu anlamak için tarafgir gazetelerin birinci sayfalarına değil, kış günü havuza itilen Tekel işçilerine bakacaksınız. Avrupa Türkiye ilişkilerine, artık kara bir eldivenle bizi itekleyip duran o beyaz küresel gücün planlarına bakacaksınız. Eğer bir tarafta büyük demokrasi nutukları atılıyor, karşılaştığımız kaba insan hakları ihlalleri için kendilerine “tecrübe” adını takmış kalemler “Türkiye büyük bir değişim yaşıyor, bunlara katlanmak, fazla ciddiye almamak, görmemek lazım, adam intihar etmiş, aylardır tutukluymuş, önemli olan büyük resimdir” diyorlarsa kuşkusuz işimiz zordur. İçerde övgüsünü yaptıkları bu “değişimin” uluslararası boyutunu da pervasızca övdüklerini, her adımda ABD ve AB ile uyum istediklerini de görüyorsunuzdur herhalde. Ama siz yine de, esas olanı, ikinci katmanı görmeye, ona hizmet sunmaya bakın. Gittikçe artan yoksulluğu, açılan gelir dağılımı makasını, büyük bir başarı gibi gösterilen efelenmenin arkasındaki tabiyeti, bağımlılığı görmeyi deneyin. Birinci katman yani “açılım” olarak da ifade edilen reelpolitik alan, boş vaatlerle, sahte umutlarla doludur. Şimdilerde çok söz edilen büyük meseleleri, örneğin Kürt meselesini reelpolitik çözemez. Çözer de, ne Kürt’e, ne Türk’e faydası var bu “çözümün”. Emperyalizm, kapitalizm bu türden sorunları çözmekle ilgili değildir. O her şey gibi sorunları sömürmekle ilgilidir. e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr ‘Cemaat kavgasõ’ yargõda İLHAN TAŞCI ANKARA - Erzincan Başsavcõlõğõ ile Erzurum Başsavcõlõğõ arasõndaki İs- mailağa ve Fethullah Gülen cemaa- ti soruşturmasõnõ “kim yapacak” kavgasõ mahkemeye taşõndõ. Erzincan Başsavcõsõ İlhan Cihaner, özel yet- kili savcõ Osman Şanal’õn cemaat so- ruşturmasõnda kurallarõ ve uygula- mayõ hiçe sayarak gizliliği ihlal etti- ği ve soruşturmaya zarar verdiği sa- võyla dava açtõ. Dava dilekçesinde, ce- maatin siyasilerden aldõğõ sözün ar- dõndan yapõlan “uyarı ve ricalar” so- nuç vermeyince özel yetkili savcõlõğõn devreye girdiği vurgulandõ. Erzincan Cumhuriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner, cemaat soruşturma- sõnda yetki alanõna girmediği halde Er- zurum Savcõsõ Osman Şanal’õn yasa- lara aykõrõ hareket ettiği gerekçesiyle Adalet Bakanlõğõ’ndan soruşturma izni verilmesini istedi. Ancak bakan- lõk yasada belirlenen 60 günlük süre içerisinde herhangi bir işlem yapma- dõ. Erzincan Başsavcõsõ Cihaner de avukatõ Turgut Kazan aracõlõğõyla, herhangi bir karar verilmemesini ba- kanlõğõn “ret” yönünde işlemi saya- rak bunun iptali istemiyle Ankara İdare Mahkemesi’ne dava açtõ. ‘İnanılmaz va akıl almaz’ Dava dilekçesinde, Şanal’õn Erzin- can Başsavcõlõğõ’nca yürütülen ve görev alanõna girmeyen İsmailağa ve Gülen cemaatine ilişkin soruşturma dosyasõnda, “kuralları ve uygula- mayı hiçe sayarak, gizliliği ihlal et- tiği, soruşturmaya zarar verdiği” belirtildi. Silah ve şiddete ilişkin ka- nõtlar olmamasõ nedeniyle cemaat so- ruşturmasõnõn Erzincan’da yürütül- mesinin yasaya uygun olduğu anlatõ- lan dilekçede “Savcılıklar arası ast- lık/üstlük sıralaması yoktur, olamaz. Özel yetkili savcılık da yetki alanı içindeki il savcılarının amiri değil- dir. Osman Şanal, kendini yetki ala- nı içindeki il başsavcılıklarının ami- ri sanarak ve sayarak, yasa/ku- ral/teamül ve nezaket dışı bir yol iz- lemiştir. İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı’na ‘Er- zincan Başsavcõlõğõ’nõn yetkisi tara- fõmõzdan kaldõrõlmõştõr’ yolunda ya- zılar yazmıştır. Bu inanılmaz ve akıl almaz, kural dışı” denildi. ‘Cemaat Ankara’dan söz aldı’ Cemaat soruşturmasõnda sürecin işlemesinin beklenemediği vurgulanan dilekçede, ilginç bir iddiada bulunul- du: “Önce, cemaatin ileri gelenleri, politik yetkilileri ziyaretle işe baş- layıp söz almışlar. Uyarı ve ricalar sonuç vermeyince, sorunun özel yetkili savcılıkça çözüleceği düşü- nülmüş ve hemen örgütün silahlı ol- duğu yolunda, isimsiz ihbar mek- tupları yazılmıştır. Somut hiçbir veriye dayanmayan bu ihbar mek- tupları üzerine, Şanal devreye gir- miş, gönderdiği yazılar ve fakslar- la gizilliği yırtıp yıktığı gibi, sağlık- lı soruşturmayı engellemiştir. Din- lemeye takılan şüphelilerin, daha dosya Erzurum’a istenmeden ve istendikten sonra henüz gönderil- meden ‘müjde, dosya Erzurum’a gi- diyor’ yolundaki sevinç dolu iletişim kayıtları, iddiamızın somut delilidir. Nitekim bu gerçek gizlenemeyece- ği için, Şanal, kaleme aldığı iddia- namenin birinci sahifesinde, dosya Erzurum’a gideceği için, tüm şüp- helilerin nasıl sevince boğulduğunu kaydetmek zorunda kalmıştır. ” ‘Kaçakçılık ve sahtecilik ne oldu?’ Başsavcõ İlhan Cihaner’in görev- sizlik kararõyla Erzurum’a gönderdi- ği dosyadaki, “dinleme kayıtları, yasadışı imar uygulamaları, ihale- ye fesat karıştırma, sahte diploma hazırlama, vergi kaçakçılığı ve ba- zı kurumlara temsilci seçimi, belli medya grubuna avantaj sağlama, Danıştay’daki bir davaya aracı bul- ma ve karşılığında oğlunu bir ku- ruluşta işe aldırma gibi” suçlar için işlem yapõlõp yapõlmadõğõnõn da belli olmadõğõ belirtilerek özel yetkili sav- cõ Şanal hakkõnda, soruşturma izni ve- rilmesinin gerektiği vurgulandõ. Erzincan Başsavcõsõ İlhan Cihaner, özel yetkili savcõ Osman Şanal’õn cemaat soruşturmasõnda kurallarõ ve uygulamayõ hiçe sayarak gizliliği ihlal ettiği savõyla dava açtõ. Dava dilekçesinde, cemaatin siyasilerden aldõğõ sözün ardõndan yapõlan “uyarõ ve ricalar” sonuç vermeyince özel yetkili savcõlõğõn devreye girdiği vurgulandõ. Erzurum ve Erzincan’da tutuklanan MİT ve jandarma istihbarat personeli ile görüşen CHP Milletvekili Ahmet Ersin, bölgede yaşananlarõ ‘hükümetin İsmailağa soruşturmasına misillemesi’ diye niteledi AYŞE SAYIN ANKARA - Erzurum Özel Yetkili Savcõlõğõ’nca tutuklanan MİT ve Jandarma İstihbarat personeli ile görüşen CHP’li TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme Komisyonu Üyesi Ahmet Ersin, tutuklamalarõ Er- zincan cumhuriyet Başsavcõsõ’nõn İsmailağa cemaa- tine yönelik başlattõğõ soruşturmaya “misilleme” ve laik cumhuriyet yapõsõnõ “tarikatçı-cemaatçi yapı- ya dönüştürme projesinin parçası” olarak nitele- di. Ersin, bir başbakan yardõmcõsõnõn Erzincan baş- savcõsõnõ arayarak, cemaat soruşturmasõnda gözaltõ- na alõnan 16 kişiyi serbest bõrakmasõnõ istediğini öne sürdü. MİT ve Jandarma’ya yönelik baskõn ve tutuklamalarõn ardõndan Erzurum ve Erzincan’a gi- derek gözaltõna alõnanlarla bizzat görüşen Ersin, iz- lenimlerini ve tespitlerini Cumhuriyet’e anlattõ: ? İçerden bilgi verildi: Erzincan’da yapõlan güvenlik toplantõsõnda, İs- mailağa cemaatinin çocuklarõ evlerinden toplayõp, yatõlõ dini eğitim verdiği, izinsiz, makbuzsuz yar- dõm topladõğõ ve İstanbul’a gönderdiği konuşulu- yor. Cumhuriyet Başsavcõsõ 2007 Aralõk ayõnda İsmailağa cemaati hakkõnda soruşturma başlatõ- yor. Araştõrma ilerleyince bunlarõn bazõ ihalelere fesat karõştõrdõğõ ortaya çõkõyor. Başsavcõ, emni- yetle birlikte bir operasyon yapõyor. Ancak, ope- rasyonlardan eli boş dönüyor. Savcõ, operasyonla ilgili karşõ tarafa bilgi verildiğini düşünüyor ve bu kez operasyonu jandarma ile yapõyor. ? Bakan devreye girdi: Yerel seçim öncesinde jandarmayla yapõlan ope- rasyonda 16 kişi gözaltõna alõnõyor. Bunun üzerine bir başbakan yardõmcõsõ başsavcõyõ arayarak, “Onları bırak” diyor. Başsavcõ da “Hukuki sü- reç devam ediyor, bu aşamada böyle bir şey olamaz, soruşturmayı sürdüreceğim” diyor ve 16 kişiyi tutuklatõyor. Bunun üzerine Adalet Ba- kanlõğõ müfettişlerini gönderiyor, başsavcõ hakkõn- da soruşturma açõlõyor. Soruşturma dosyalarõnõn Erzurum özel yetkili savcõsõna gönderilmesi için baskõ yapõyorlar. Başsavcõ dosyalarõ gönderiyor ve müfettişleri başsavcõ hakkõnda 26 yõla kadar hapis istemiyle dava açõyor. Erzurum Özel Yetkili Sav- cõsõ soruşturmayõ aldõktan sonra Erzincan MİT Bölge Müdürlüğü’ne baskõn yapõlõyor. ? MİT araması keyfi: MİT personeli hakkõnda bir soruşturma başlatõl- masõ için Başbakanlõk’tan izin alõnmasõ gerekiyor ama izin yok. Keyfi bir şekilde baskõn yapõlmõş. MİT binasõ tapu müdürlüğü binasõ değil ki... Orada devletin gizli bilgileri var. Oradan Jandandarma Alay Komutanlõğõ’na gidiyor, Jandarma İstihbarat müdürü ve 2 personelin odasõnda arama yapmak is- tiyorlar ama mahkeme kararõnda burada arama ya- põlmasõna ilişkin bir ifade yok. Bunu söyleyip itiraz ediyorlar: İşte ‘İzni unutmuşum da telefonla alı- rım’ filan diyor savcõ ve orada da arama yapõyor. İstihbaratçõlar da gözaltõna alõnõp tutuklanõyorlar. ? MİT’e tasfiye operasyonu: Kanaatimce MİT kendi içinde de operasyon yapõ- yor. Yani anti-Amerikancõ ve ulusalcõ kanadõn tasfi- yesi için düğmeye basõldõ. Jandarma İstihbarat Şube Müdürü ve gözaltõna alõnan 2 personelin gözaltõna alõnma gerekçesi ise yaptõklarõ çalõşmalar sõrasõnda bu cemaatle ilgili çok geniş bilgiye sahip olmalarõ. O nedenle etkisiz hale getirmek istiyorlar. ? Cemaate dokunanı yakarım: Soruşturma İsmailağa cemaatine yönelik soruş- turmayla başlõyor ve gitgide Fethullah Gülen ce- maatine uzanõyor. Burada “Cemaatlere dokunan başına bela alır, cemaate dokunanı yakarım” mesajõ vermek için bir operasyon yapõlõyor. Yani herkese mesaj veriliyor. Cemaat soruşturmasõ ne- deniyle yapõlan bir misilleme. Bu olayõ Ergene- kon’a, İrticayla Mücadele Eylem Planõ’na filan bağlamak saçma. Bu olay tamamen laik Cumhuri- yet yapõsõnõ tarikatçõ, cemaatçi yapõya dönüştürme operasyonunun bir parçasõdõr. Erzincan Başsavcõsõ, İsmailağa soruşturmasõna zarar verdiği iddiasõyla savcõ Şanal hakkõnda dava açtõ GİZLİ TANIK ‘ERZİNCAN’ TANIĞIN ÖLÜM KORKUSU ‘ASKERE Mİ YIKILIYOR’ Atatürk Üniversitesi’nden bir öğrenci MİT’e bir mail atıyor. Diyor ki “Kurtoğlu tarikatının üyesiyim. Hem onlarla, hem Nurcu tarikatı hem de üniversi- tedeki birtakım gelişmelerle ilgili size bilgi vermek istiyorum.” İşte kod adı “Erzincan” denen adam bu. MİT’çiler bu adamla ilişkiye giriyor ama verdiği bilgilerin tu- tarsız olduğunu görünce, bu adamla ilişkiyi kesiyorlar. Bu ki- şi şimdi bu 3 MİT’çi aleyhine “gizli tanıklık” yapıyor. Yani MİT’çilerin verdiği bilgileri tu- tarsız buldukları adam, şimdi aleyhlerine gizli tanık oluyor. DSİ’nin göletinde vatandaş mühimmat buluyor. Bir istih- barat elemanı geliyor jardarma- ya “Polis, ‘sana mühimmat vere- lim, söyleyeceğimiz yere koy, sonra gelip biz onu bulalım’ de- di diyor”. İstihbarat elemanı “Ben kabul etmedim” diyor. Jandarma bu elemana “Savcı önünde tanıklık eder misin?” di- yor. Ama “Tanıklık edersem öl- dürürler’ diyor. Adamın biri ba- lık avlarken bomba buldum diye polise şikâyet ediyor. Halbuki jandarma bölgesinde. Polis gidi- yor, mühimmatı bulduktan son- ra jandarmaya haber veriyor. Şimdi şöyle bir olay var. 11 Ağustos 2008’de Erzincan- Kâhta yoluna konulan bomba nedeniyle 1 yarbay ve 8 asker şehit oluyor. Erzurum özel yetkili savcısı, tutuklanan jan- darma istihbaratçılara “Bom- bayı siz mi koydunuz?” diye sordu mu sormadı mı? Ben sorduğunu biliyorum. Olayı PKK üstlendiği halde, neden bu soruyu yöneltmiştir? Bu da Tokat’ta olduğu gibi, 33 erin şehit edilmesinde olduğu gibi yine bu olayın sorum- luluğunu askere yıkma çaba- sının bir parçası mıdır? “ “ “ “ “ “ Kocaoğlu’nun bürokrasi tepkisi İzmir Metrosu’nun Üçyol-Üçku- yular hattının ihalesini Kamu İha- le Kurumu’nun iptal etmesinin ar- dından kent genelinde başlayan tartışmalar sonrasında tüneller, basın mensuplarına açıldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yarım kalan tünellerde- ki betonlama işlemlerini belediye- nin kendi olanaklarıyla 230 kişilik personelle üç vardiya halinde yap- tığını ve 45 gün içerisinde tamam- lanacağını söyledi. Kocaoğlu, bü- rokrasiden de yakınarak “Anka- ra’ya bürokratlarla görüşmeye gi- diyorum. Güvenlik görevlileri ‘otur şuraya bekle’, ‘Kimliğini ver’ diyor. Hükümet, bürokrasiyi adil davranmaya zorlamalı” dedi. Dinlemenin başındakilere dava MİT, TİB ve ve emniyet hakkõndaki takipsizlik kaldõrõldõ, TİB’deki dinlemeyi engelledikleri iddiasõyla kurum başkanõ, MİT temsilcisi ve 22 yargõç hakkõnda suç duyurusunda bulunuldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi, eski YARSAV Baş- kanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun, tele- fonlarõnõn ve bilgisayar yazõşmalarõnõn din- lenip, izlendiği iddiasõyla MİT, emniyet ve Te- lekomünikasyon İletişim Başkanlõğõ (TİB) gö- revlileri hakkõnda yaptõğõ suç duyurusu üze- rine verilen takipsizlik kararõnõ kaldõrdõ. Mah- keme, dinlemenin başõndakilerin yargõlanmasõ gerektiğine hükmetti. Mahkeme, ayrõca TİB’deki incelemeyi engelledikleri gerekçe- siyle Başkan Fethi Şimşek, MİT temsilcisi ile 22 yargõç hakkõnda suç duyurusunda bulu- nulmasõna karar verdi. Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi, Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesi hâkimi Hayri Kes- kin’in, TİB’de yaptõğõ ikinci incelemeye iliş- kin raporun ulaşmasõnõn ardõndan, Eminağa- oğlu’nun, Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’nõn verdiği takipsizlik kararõnõn kaldõrõlmasõ yönündeki itirazõnõ kabul etti. Mahkeme, An- kara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn, MİT, Em- niyet ve TİB görevlileri hakkõnda vermiş ol- duğu kovuşturmaya yer olmadõğõna ilişkin ka- rarõ kaldõrdõ. Karar uyarõnca Ankara Başsav- cõlõğõ yeniden soruşturma yapacak. Takipsiz- lik kararõnõn yerinde olduğu sonucuna ulaşmasõ durumunda ya kanun yararõna bozma istemiyle Adalet Bakanlõğõ’na başvuracak ya da ku- rumlar hakkõnda dava açmak zorunda kalacak. Tedbir kararı alan yargıçlar Mahkeme ayrõca TİB’de yapõlan ikinci in- celeme sõrasõnda, Eminağaoğlu’na ait numa- ralarla ilgili verilerin yedeklenmesinin en- gellendiği gerekçesiyle TİB Başkanõ Şimşek, Teknik Daire Başkanõ ve MİT temsilcisi hak- kõnda, “adli soruşturmayı engelleme ve görevi kötüye kullanma” suçlarõndan suç du- yurusunda bulunulmasõ kararõ verdi. Mahke- me, TİB’deki incelemeye ilişkin tedbir ka- rarı alan 22 hâkim hakkõnda “adil yargıla- mayı etkilemeye teşebbüs ve yargı görevi ya- panı etkileme” suçlarõndan suç duyurusunda bulunulmasõnõ kararlaştõrdõ. Mahkeme kara- rõ uyarõnca TİB’de inceleme yapõlacağõnõn ke- sinleşmesi üzerine bazõ kentlerdeki hâkimler, kendi önlerindeki dosyalarla ilgili dinlemelerin incelenmemesi için tedbir kararõ almõştõ. Mahkeme, suç duyurusu dosyasõnõ, Yargõ- tay Cumhuriyet Başsavcõlõğõ Siyasi Partiler So- ruşturma Bürosu’na da göndermeyi kararlaş- tõrdõ. Mahkeme, TİB’de yapõlan incelemeye ilişkin bilirkişi raporunu 3 Aralõk 2009’da is- teyen Yargõtay Birinci Başkanlõk Kurulu’na da raporun bir örneğini iletecek. Kurul, Yar- gõtay telefonlarõnõn dinlenildiğine ilişkin id- dialar üzerine “ön inceleme” kararõ almõştõ. Dernek telefonları da dinlendi Eminağaoğlu’nun, kendisine ve derneğe ait telefonlarõn ve bilgisayar yazõşmalarõnõn din- lenip izlendiği iddiasõyla MİT, emniyet ve TİB görevlileri hakkõnda yaptõğõ suç duyurusu üzerine, kamu görevlileri hakkõnda kovuş- turmaya yer olmadõğõna karar verilmişti. Sin- can Ağõr Ceza Mahkemesi’nin, takipsizlik ka- rarõnõ kaldõrmasõnõn ardõndan, tekrar başlatõ- lan soruşturmada kovuşturmaya yer olmadõ- ğõna karar verilmişti. Bu karar üzerine Emi- nağaoğlu, Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne başvurarak kararõn kaldõrõlmasõnõ talep etmişti. Ersin’den ürküten izlenimler MAKAM ODASINDA KENDİNİ VURDU Ezine’de jandarma komutanõ intihar etti ÇANAKKALE (Cumhu- riyet) - Çanakkale’ye bağ- lõ Ezine’nin İlçe Jandarma Komutanõ Üsteğmen Ön- der Galip, makamõnda in- tihar etti. Dün sabah ilçe jandarma komutanlõğõnda- ki makamõna gelen Galip, habercisini başka bir yere gönderdikten sonra oda- sõnda beylik tabancasõyla intihar etti. Gelibolu 2. Kolordu Komutanlõ- ğõ’ndan gelen askeri bir savcõ odada inceleme yap- tõ. Çanakkale Valisi Abdülkadir Atalık, İl Jandarma Komutanõ Albay Metin Yerlika- ya da ilçe jandarma komutanlõğõna gelerek, bilgi aldõlar. Galip’in cenazesi otopsi için İstanbul Adli Tõp Kurumu’na gönderildi. İntihar ilçede şok etkisi yarattõ. Yurttaşlar, “Komutan neşeli tavırlarıyla dikkat çe- kerdi. İntiharına anlam veremedik, aile- sel nedenlerden olabilir” yorumunu yaptõ.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear