Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 23 ARALIK 2009 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
Derinden Akan Magma
Az da olsa gidişin gidiş olmadığını anlayanlar
var artık. Militer olmayan bir gücün militer olanı
etkisizleştirerek, onu yedeğine alarak
memleketi yeniden dizayn etmeye, isterseniz
düzleştirmeye de diyebilirsiniz, çalıştığını
görenlerin sayısı artıyor. Bu ilk bakışta,
reelpolitikanın çok etkili kavramları açısından
bakıldığında, görünen gerçektir, ama arkasında
daha önemli ve derin bir gerçek yer alıyor.
Onu yeteri kadar görebildiğimizden
kuşkuluyum.
Ama dilerseniz önce görünen katmanı ele
alalım.
Türkiye’de silahlı kuvvetlere saldırının tahlil
ya da eleştiri dozunun çok üstünde olduğunu
yapan da biliyor, seyreden de. Çoğu kişi “Bu
nasıl oluyor, bu nasıl bir cürettir” diye
şaşarken, o taraftan bakanlar da “Bu nasıl bir
kahramanlıktır” diye kıvanç içindeler.
Gerçekte durum çok da karmaşık değildir.
Kahramanlık hiç değildir. Fiziki güç ve
ideolojik destek olarak dini ve cemaati, en
önemlisi iktidarın çok çeşitli güç
mekanizmalarını, ABD’yi, AB’yi arkasına almış
olanın kahramanlığı biraz sudan bir
kahramanlıktır.
Fazla ciddiye almak gerekmez.
Bugün o arkadaki çok güçlü yığınak
nedeniyle “Paşa! Paşa! Otur oturduğun
yerde” diye yazanların önemli bir kısmı yarın,
“Paşam, paşam kıymetinizi bilemedik” de
diyebilirler. Yakın uzak geçmişe bakanlar
gerçek kahramanlarla sahtelerini ayırt
edebilecek bilgi ve belgeleri kolayca bulabilir,
12 Eylül romanlarını okuyanlar kahramanları
ve “kahramanları” hemen tanıyabilirler.
Bu görünen reelpolitik katmanının arkasında
ya da daha doğrusu altında ülkenin geleceği
açısından büyük önem taşıyan gerçek bir
saflaşma yer alıyor. Bu kendiliğinden saf tutma,
yığışma, yoğunlaşma öyle kolay görülemiyor.
Görülememesinin nedeni, güncel tartışmaların
korkutucu, insanı kolayca etkileyen tehditkâr
ya da iktidar olmanın o çok gönül çelen,
öncelikle ideolojik sonra da maddi
kazançlarıdır.
Tehdit altında olan gerçeği görmekte
zorlanıyor, çünkü yakın tehlike onun bakış
açısını da, görme yetisini de etkiliyor. Yakın
tehlikeyi, kendisine ait olduğunu varsaydığı
hayali bir güçle savuşturabilmenin olanaklarının
var olup olmadığına dikiyor gözünü.
Kendini iktidarın mütemmim cüzü, ayrılmaz
parçası sayan ise gerçekte var olmayan “yakın
ve büyük tehlikeye” saldırmanın derin hazzını
yaşıyor.
Oysa ciddiye alan için gerçek tehlike yakın
ya da uzak değildir. İçinde yaşadığımız
durumdur. Gelecek değil, gelmiştir, şimdiki
zamandır. Bunu anlamak için tarafgir
gazetelerin birinci sayfalarına değil, kış günü
havuza itilen Tekel işçilerine bakacaksınız.
Avrupa Türkiye ilişkilerine, artık kara bir
eldivenle bizi itekleyip duran o beyaz küresel
gücün planlarına bakacaksınız.
Eğer bir tarafta büyük demokrasi nutukları
atılıyor, karşılaştığımız kaba insan hakları
ihlalleri için kendilerine “tecrübe” adını takmış
kalemler “Türkiye büyük bir değişim yaşıyor,
bunlara katlanmak, fazla ciddiye almamak,
görmemek lazım, adam intihar etmiş,
aylardır tutukluymuş, önemli olan büyük
resimdir” diyorlarsa kuşkusuz işimiz zordur.
İçerde övgüsünü yaptıkları bu “değişimin”
uluslararası boyutunu da pervasızca
övdüklerini, her adımda ABD ve AB ile uyum
istediklerini de görüyorsunuzdur herhalde.
Ama siz yine de, esas olanı, ikinci katmanı
görmeye, ona hizmet sunmaya bakın. Gittikçe
artan yoksulluğu, açılan gelir dağılımı makasını,
büyük bir başarı gibi gösterilen efelenmenin
arkasındaki tabiyeti, bağımlılığı görmeyi
deneyin.
Birinci katman yani “açılım” olarak da ifade
edilen reelpolitik alan, boş vaatlerle, sahte
umutlarla doludur. Şimdilerde çok söz edilen
büyük meseleleri, örneğin Kürt meselesini
reelpolitik çözemez.
Çözer de, ne Kürt’e, ne Türk’e faydası var bu
“çözümün”. Emperyalizm, kapitalizm bu
türden sorunları çözmekle ilgili değildir.
O her şey gibi sorunları sömürmekle ilgilidir.
e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr
‘Cemaat kavgasõ’ yargõda
İLHAN TAŞCI
ANKARA - Erzincan Başsavcõlõğõ
ile Erzurum Başsavcõlõğõ arasõndaki İs-
mailağa ve Fethullah Gülen cemaa-
ti soruşturmasõnõ “kim yapacak”
kavgasõ mahkemeye taşõndõ. Erzincan
Başsavcõsõ İlhan Cihaner, özel yet-
kili savcõ Osman Şanal’õn cemaat so-
ruşturmasõnda kurallarõ ve uygula-
mayõ hiçe sayarak gizliliği ihlal etti-
ği ve soruşturmaya zarar verdiği sa-
võyla dava açtõ. Dava dilekçesinde, ce-
maatin siyasilerden aldõğõ sözün ar-
dõndan yapõlan “uyarı ve ricalar” so-
nuç vermeyince özel yetkili savcõlõğõn
devreye girdiği vurgulandõ.
Erzincan Cumhuriyet Başsavcõsõ
İlhan Cihaner, cemaat soruşturma-
sõnda yetki alanõna girmediği halde Er-
zurum Savcõsõ Osman Şanal’õn yasa-
lara aykõrõ hareket ettiği gerekçesiyle
Adalet Bakanlõğõ’ndan soruşturma
izni verilmesini istedi. Ancak bakan-
lõk yasada belirlenen 60 günlük süre
içerisinde herhangi bir işlem yapma-
dõ. Erzincan Başsavcõsõ Cihaner de
avukatõ Turgut Kazan aracõlõğõyla,
herhangi bir karar verilmemesini ba-
kanlõğõn “ret” yönünde işlemi saya-
rak bunun iptali istemiyle Ankara
İdare Mahkemesi’ne dava açtõ.
‘İnanılmaz va akıl almaz’
Dava dilekçesinde, Şanal’õn Erzin-
can Başsavcõlõğõ’nca yürütülen ve
görev alanõna girmeyen İsmailağa ve
Gülen cemaatine ilişkin soruşturma
dosyasõnda, “kuralları ve uygula-
mayı hiçe sayarak, gizliliği ihlal et-
tiği, soruşturmaya zarar verdiği”
belirtildi. Silah ve şiddete ilişkin ka-
nõtlar olmamasõ nedeniyle cemaat so-
ruşturmasõnõn Erzincan’da yürütül-
mesinin yasaya uygun olduğu anlatõ-
lan dilekçede “Savcılıklar arası ast-
lık/üstlük sıralaması yoktur, olamaz.
Özel yetkili savcılık da yetki alanı
içindeki il savcılarının amiri değil-
dir. Osman Şanal, kendini yetki ala-
nı içindeki il başsavcılıklarının ami-
ri sanarak ve sayarak, yasa/ku-
ral/teamül ve nezaket dışı bir yol iz-
lemiştir. İl Emniyet Müdürlüğü ve
İl Jandarma Komutanlığı’na ‘Er-
zincan Başsavcõlõğõ’nõn yetkisi tara-
fõmõzdan kaldõrõlmõştõr’ yolunda ya-
zılar yazmıştır. Bu inanılmaz ve akıl
almaz, kural dışı” denildi.
‘Cemaat Ankara’dan söz aldı’
Cemaat soruşturmasõnda sürecin
işlemesinin beklenemediği vurgulanan
dilekçede, ilginç bir iddiada bulunul-
du: “Önce, cemaatin ileri gelenleri,
politik yetkilileri ziyaretle işe baş-
layıp söz almışlar. Uyarı ve ricalar
sonuç vermeyince, sorunun özel
yetkili savcılıkça çözüleceği düşü-
nülmüş ve hemen örgütün silahlı ol-
duğu yolunda, isimsiz ihbar mek-
tupları yazılmıştır. Somut hiçbir
veriye dayanmayan bu ihbar mek-
tupları üzerine, Şanal devreye gir-
miş, gönderdiği yazılar ve fakslar-
la gizilliği yırtıp yıktığı gibi, sağlık-
lı soruşturmayı engellemiştir. Din-
lemeye takılan şüphelilerin, daha
dosya Erzurum’a istenmeden ve
istendikten sonra henüz gönderil-
meden ‘müjde, dosya Erzurum’a gi-
diyor’ yolundaki sevinç dolu iletişim
kayıtları, iddiamızın somut delilidir.
Nitekim bu gerçek gizlenemeyece-
ği için, Şanal, kaleme aldığı iddia-
namenin birinci sahifesinde, dosya
Erzurum’a gideceği için, tüm şüp-
helilerin nasıl sevince boğulduğunu
kaydetmek zorunda kalmıştır. ”
‘Kaçakçılık ve
sahtecilik ne oldu?’
Başsavcõ İlhan Cihaner’in görev-
sizlik kararõyla Erzurum’a gönderdi-
ği dosyadaki, “dinleme kayıtları,
yasadışı imar uygulamaları, ihale-
ye fesat karıştırma, sahte diploma
hazırlama, vergi kaçakçılığı ve ba-
zı kurumlara temsilci seçimi, belli
medya grubuna avantaj sağlama,
Danıştay’daki bir davaya aracı bul-
ma ve karşılığında oğlunu bir ku-
ruluşta işe aldırma gibi” suçlar için
işlem yapõlõp yapõlmadõğõnõn da belli
olmadõğõ belirtilerek özel yetkili sav-
cõ Şanal hakkõnda, soruşturma izni ve-
rilmesinin gerektiği vurgulandõ.
Erzincan Başsavcõsõ İlhan Cihaner, özel yetkili savcõ Osman Şanal’õn cemaat
soruşturmasõnda kurallarõ ve uygulamayõ hiçe sayarak gizliliği ihlal ettiği savõyla dava açtõ.
Dava dilekçesinde, cemaatin siyasilerden aldõğõ sözün ardõndan yapõlan “uyarõ ve ricalar”
sonuç vermeyince özel yetkili savcõlõğõn devreye girdiği vurgulandõ.
Erzurum ve Erzincan’da tutuklanan MİT ve jandarma istihbarat personeli ile görüşen CHP Milletvekili
Ahmet Ersin, bölgede yaşananlarõ ‘hükümetin İsmailağa soruşturmasına misillemesi’ diye niteledi
AYŞE SAYIN
ANKARA - Erzurum Özel Yetkili Savcõlõğõ’nca
tutuklanan MİT ve Jandarma İstihbarat personeli ile
görüşen CHP’li TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme
Komisyonu Üyesi Ahmet Ersin, tutuklamalarõ Er-
zincan cumhuriyet Başsavcõsõ’nõn İsmailağa cemaa-
tine yönelik başlattõğõ soruşturmaya “misilleme” ve
laik cumhuriyet yapõsõnõ “tarikatçı-cemaatçi yapı-
ya dönüştürme projesinin parçası” olarak nitele-
di. Ersin, bir başbakan yardõmcõsõnõn Erzincan baş-
savcõsõnõ arayarak, cemaat soruşturmasõnda gözaltõ-
na alõnan 16 kişiyi serbest bõrakmasõnõ istediğini
öne sürdü. MİT ve Jandarma’ya yönelik baskõn ve
tutuklamalarõn ardõndan Erzurum ve Erzincan’a gi-
derek gözaltõna alõnanlarla bizzat görüşen Ersin, iz-
lenimlerini ve tespitlerini Cumhuriyet’e anlattõ:
? İçerden bilgi verildi:
Erzincan’da yapõlan güvenlik toplantõsõnda, İs-
mailağa cemaatinin çocuklarõ evlerinden toplayõp,
yatõlõ dini eğitim verdiği, izinsiz, makbuzsuz yar-
dõm topladõğõ ve İstanbul’a gönderdiği konuşulu-
yor. Cumhuriyet Başsavcõsõ 2007 Aralõk ayõnda
İsmailağa cemaati hakkõnda soruşturma başlatõ-
yor. Araştõrma ilerleyince bunlarõn bazõ ihalelere
fesat karõştõrdõğõ ortaya çõkõyor. Başsavcõ, emni-
yetle birlikte bir operasyon yapõyor. Ancak, ope-
rasyonlardan eli boş dönüyor. Savcõ, operasyonla
ilgili karşõ tarafa bilgi verildiğini düşünüyor ve bu
kez operasyonu jandarma ile yapõyor.
? Bakan devreye girdi:
Yerel seçim öncesinde jandarmayla yapõlan ope-
rasyonda 16 kişi gözaltõna alõnõyor. Bunun üzerine
bir başbakan yardõmcõsõ başsavcõyõ arayarak,
“Onları bırak” diyor. Başsavcõ da “Hukuki sü-
reç devam ediyor, bu aşamada böyle bir şey
olamaz, soruşturmayı sürdüreceğim” diyor ve
16 kişiyi tutuklatõyor. Bunun üzerine Adalet Ba-
kanlõğõ müfettişlerini gönderiyor, başsavcõ hakkõn-
da soruşturma açõlõyor. Soruşturma dosyalarõnõn
Erzurum özel yetkili savcõsõna gönderilmesi için
baskõ yapõyorlar. Başsavcõ dosyalarõ gönderiyor ve
müfettişleri başsavcõ hakkõnda 26 yõla kadar hapis
istemiyle dava açõyor. Erzurum Özel Yetkili Sav-
cõsõ soruşturmayõ aldõktan sonra Erzincan MİT
Bölge Müdürlüğü’ne baskõn yapõlõyor.
? MİT araması keyfi:
MİT personeli hakkõnda bir soruşturma başlatõl-
masõ için Başbakanlõk’tan izin alõnmasõ gerekiyor
ama izin yok. Keyfi bir şekilde baskõn yapõlmõş.
MİT binasõ tapu müdürlüğü binasõ değil ki... Orada
devletin gizli bilgileri var. Oradan Jandandarma
Alay Komutanlõğõ’na gidiyor, Jandarma İstihbarat
müdürü ve 2 personelin odasõnda arama yapmak is-
tiyorlar ama mahkeme kararõnda burada arama ya-
põlmasõna ilişkin bir ifade yok. Bunu söyleyip itiraz
ediyorlar: İşte ‘İzni unutmuşum da telefonla alı-
rım’ filan diyor savcõ ve orada da arama yapõyor.
İstihbaratçõlar da gözaltõna alõnõp tutuklanõyorlar.
? MİT’e tasfiye operasyonu:
Kanaatimce MİT kendi içinde de operasyon yapõ-
yor. Yani anti-Amerikancõ ve ulusalcõ kanadõn tasfi-
yesi için düğmeye basõldõ. Jandarma İstihbarat Şube
Müdürü ve gözaltõna alõnan 2 personelin gözaltõna
alõnma gerekçesi ise yaptõklarõ çalõşmalar sõrasõnda
bu cemaatle ilgili çok geniş bilgiye sahip olmalarõ.
O nedenle etkisiz hale getirmek istiyorlar.
? Cemaate dokunanı yakarım:
Soruşturma İsmailağa cemaatine yönelik soruş-
turmayla başlõyor ve gitgide Fethullah Gülen ce-
maatine uzanõyor. Burada “Cemaatlere dokunan
başına bela alır, cemaate dokunanı yakarım”
mesajõ vermek için bir operasyon yapõlõyor. Yani
herkese mesaj veriliyor. Cemaat soruşturmasõ ne-
deniyle yapõlan bir misilleme. Bu olayõ Ergene-
kon’a, İrticayla Mücadele Eylem Planõ’na filan
bağlamak saçma. Bu olay tamamen laik Cumhuri-
yet yapõsõnõ tarikatçõ, cemaatçi yapõya dönüştürme
operasyonunun bir parçasõdõr.
Erzincan Başsavcõsõ, İsmailağa soruşturmasõna zarar verdiği iddiasõyla savcõ Şanal hakkõnda dava açtõ
GİZLİ TANIK ‘ERZİNCAN’ TANIĞIN ÖLÜM KORKUSU ‘ASKERE Mİ YIKILIYOR’
Atatürk Üniversitesi’nden bir
öğrenci MİT’e bir mail atıyor.
Diyor ki “Kurtoğlu tarikatının
üyesiyim. Hem onlarla, hem
Nurcu tarikatı hem de üniversi-
tedeki birtakım gelişmelerle ilgili
size bilgi vermek istiyorum.” İşte
kod adı “Erzincan” denen adam
bu. MİT’çiler bu adamla ilişkiye
giriyor ama verdiği bilgilerin tu-
tarsız olduğunu görünce, bu
adamla ilişkiyi kesiyorlar. Bu ki-
şi şimdi bu 3 MİT’çi aleyhine
“gizli tanıklık” yapıyor. Yani
MİT’çilerin verdiği bilgileri tu-
tarsız buldukları adam, şimdi
aleyhlerine gizli tanık oluyor.
DSİ’nin göletinde vatandaş
mühimmat buluyor. Bir istih-
barat elemanı geliyor jardarma-
ya “Polis, ‘sana mühimmat vere-
lim, söyleyeceğimiz yere koy,
sonra gelip biz onu bulalım’ de-
di diyor”. İstihbarat elemanı
“Ben kabul etmedim” diyor.
Jandarma bu elemana “Savcı
önünde tanıklık eder misin?” di-
yor. Ama “Tanıklık edersem öl-
dürürler’ diyor. Adamın biri ba-
lık avlarken bomba buldum diye
polise şikâyet ediyor. Halbuki
jandarma bölgesinde. Polis gidi-
yor, mühimmatı bulduktan son-
ra jandarmaya haber veriyor.
Şimdi şöyle bir olay var. 11
Ağustos 2008’de Erzincan-
Kâhta yoluna konulan bomba
nedeniyle 1 yarbay ve 8 asker
şehit oluyor. Erzurum özel
yetkili savcısı, tutuklanan jan-
darma istihbaratçılara “Bom-
bayı siz mi koydunuz?” diye
sordu mu sormadı mı? Ben
sorduğunu biliyorum. Olayı
PKK üstlendiği halde, neden
bu soruyu yöneltmiştir? Bu
da Tokat’ta olduğu gibi, 33
erin şehit edilmesinde olduğu
gibi yine bu olayın sorum-
luluğunu askere yıkma çaba-
sının bir parçası mıdır?
“ “ “
“ “ “
Kocaoğlu’nun
bürokrasi tepkisi
İzmir Metrosu’nun Üçyol-Üçku-
yular hattının ihalesini Kamu İha-
le Kurumu’nun iptal etmesinin ar-
dından kent genelinde başlayan
tartışmalar sonrasında tüneller,
basın mensuplarına açıldı. İzmir
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz
Kocaoğlu, yarım kalan tünellerde-
ki betonlama işlemlerini belediye-
nin kendi olanaklarıyla 230 kişilik
personelle üç vardiya halinde yap-
tığını ve 45 gün içerisinde tamam-
lanacağını söyledi. Kocaoğlu, bü-
rokrasiden de yakınarak “Anka-
ra’ya bürokratlarla görüşmeye gi-
diyorum. Güvenlik görevlileri
‘otur şuraya bekle’, ‘Kimliğini
ver’ diyor. Hükümet, bürokrasiyi
adil davranmaya zorlamalı” dedi.
Dinlemenin başındakilere dava
MİT, TİB ve ve emniyet hakkõndaki takipsizlik kaldõrõldõ, TİB’deki dinlemeyi engelledikleri
iddiasõyla kurum başkanõ, MİT temsilcisi ve 22 yargõç hakkõnda suç duyurusunda bulunuldu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sincan
1. Ağõr Ceza Mahkemesi, eski YARSAV Baş-
kanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun, tele-
fonlarõnõn ve bilgisayar yazõşmalarõnõn din-
lenip, izlendiği iddiasõyla MİT, emniyet ve Te-
lekomünikasyon İletişim Başkanlõğõ (TİB) gö-
revlileri hakkõnda yaptõğõ suç duyurusu üze-
rine verilen takipsizlik kararõnõ kaldõrdõ. Mah-
keme, dinlemenin başõndakilerin yargõlanmasõ
gerektiğine hükmetti. Mahkeme, ayrõca
TİB’deki incelemeyi engelledikleri gerekçe-
siyle Başkan Fethi Şimşek, MİT temsilcisi ile
22 yargõç hakkõnda suç duyurusunda bulu-
nulmasõna karar verdi.
Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi, Ankara 1.
Sulh Ceza Mahkemesi hâkimi Hayri Kes-
kin’in, TİB’de yaptõğõ ikinci incelemeye iliş-
kin raporun ulaşmasõnõn ardõndan, Eminağa-
oğlu’nun, Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ’nõn verdiği takipsizlik kararõnõn kaldõrõlmasõ
yönündeki itirazõnõ kabul etti. Mahkeme, An-
kara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn, MİT, Em-
niyet ve TİB görevlileri hakkõnda vermiş ol-
duğu kovuşturmaya yer olmadõğõna ilişkin ka-
rarõ kaldõrdõ. Karar uyarõnca Ankara Başsav-
cõlõğõ yeniden soruşturma yapacak. Takipsiz-
lik kararõnõn yerinde olduğu sonucuna ulaşmasõ
durumunda ya kanun yararõna bozma istemiyle
Adalet Bakanlõğõ’na başvuracak ya da ku-
rumlar hakkõnda dava açmak zorunda kalacak.
Tedbir kararı alan yargıçlar
Mahkeme ayrõca TİB’de yapõlan ikinci in-
celeme sõrasõnda, Eminağaoğlu’na ait numa-
ralarla ilgili verilerin yedeklenmesinin en-
gellendiği gerekçesiyle TİB Başkanõ Şimşek,
Teknik Daire Başkanõ ve MİT temsilcisi hak-
kõnda, “adli soruşturmayı engelleme ve
görevi kötüye kullanma” suçlarõndan suç du-
yurusunda bulunulmasõ kararõ verdi. Mahke-
me, TİB’deki incelemeye ilişkin tedbir ka-
rarı alan 22 hâkim hakkõnda “adil yargıla-
mayı etkilemeye teşebbüs ve yargı görevi ya-
panı etkileme” suçlarõndan suç duyurusunda
bulunulmasõnõ kararlaştõrdõ. Mahkeme kara-
rõ uyarõnca TİB’de inceleme yapõlacağõnõn ke-
sinleşmesi üzerine bazõ kentlerdeki hâkimler,
kendi önlerindeki dosyalarla ilgili dinlemelerin
incelenmemesi için tedbir kararõ almõştõ.
Mahkeme, suç duyurusu dosyasõnõ, Yargõ-
tay Cumhuriyet Başsavcõlõğõ Siyasi Partiler So-
ruşturma Bürosu’na da göndermeyi kararlaş-
tõrdõ. Mahkeme, TİB’de yapõlan incelemeye
ilişkin bilirkişi raporunu 3 Aralõk 2009’da is-
teyen Yargõtay Birinci Başkanlõk Kurulu’na
da raporun bir örneğini iletecek. Kurul, Yar-
gõtay telefonlarõnõn dinlenildiğine ilişkin id-
dialar üzerine “ön inceleme” kararõ almõştõ.
Dernek telefonları da dinlendi
Eminağaoğlu’nun, kendisine ve derneğe ait
telefonlarõn ve bilgisayar yazõşmalarõnõn din-
lenip izlendiği iddiasõyla MİT, emniyet ve TİB
görevlileri hakkõnda yaptõğõ suç duyurusu
üzerine, kamu görevlileri hakkõnda kovuş-
turmaya yer olmadõğõna karar verilmişti. Sin-
can Ağõr Ceza Mahkemesi’nin, takipsizlik ka-
rarõnõ kaldõrmasõnõn ardõndan, tekrar başlatõ-
lan soruşturmada kovuşturmaya yer olmadõ-
ğõna karar verilmişti. Bu karar üzerine Emi-
nağaoğlu, Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne
başvurarak kararõn kaldõrõlmasõnõ talep etmişti.
Ersin’den ürküten izlenimler
MAKAM ODASINDA KENDİNİ VURDU
Ezine’de jandarma
komutanõ intihar etti
ÇANAKKALE (Cumhu-
riyet) - Çanakkale’ye bağ-
lõ Ezine’nin İlçe Jandarma
Komutanõ Üsteğmen Ön-
der Galip, makamõnda in-
tihar etti. Dün sabah ilçe
jandarma komutanlõğõnda-
ki makamõna gelen Galip,
habercisini başka bir yere
gönderdikten sonra oda-
sõnda beylik tabancasõyla
intihar etti. Gelibolu 2.
Kolordu Komutanlõ-
ğõ’ndan gelen askeri bir
savcõ odada inceleme yap-
tõ. Çanakkale Valisi Abdülkadir Atalık, İl
Jandarma Komutanõ Albay Metin Yerlika-
ya da ilçe jandarma komutanlõğõna gelerek,
bilgi aldõlar. Galip’in cenazesi otopsi için
İstanbul Adli Tõp Kurumu’na gönderildi.
İntihar ilçede şok etkisi yarattõ. Yurttaşlar,
“Komutan neşeli tavırlarıyla dikkat çe-
kerdi. İntiharına anlam veremedik, aile-
sel nedenlerden olabilir” yorumunu yaptõ.