24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 23 ARALIK 2009 ÇARŞAMBA 4 HABERLER Geçtiğimiz on yıl bize üç büyük (ekonomik, ekolojik, küresel liderlik) bir seri de “küçük” (bölgesel) kriz miras bıraktı. Kopenhag zirvesinin de gösterdiği gibi 2010 yılına, “büyük krizlere” yakın zamanda bir çare bulunabileceğine ilişkin hemen hiçbir belirti olmadan giriyoruz. Bu koşullarda küçük krizlerin de giderek derinleşmesi, sayılarının artması beklenebilir. Kopenhag zirvesi Büyük krizleri, örneğin iklim değişikliği sorununu, yerel düzeyde aşmak olanaklı değil. Bu nedenle, 198 ülkenin lideri Kopenhag’da toplandılar, bir hafta boyunca dünya halklarının gözlerinin önünde tartıştılar. Ama sonuç fiyasko oldu, dünyayı ölümden kurtaracak bir anlaşma üretemediler. Halbuki durum işi gücü bırakarak Kopenhag’a gelip günlerce tartışacak kadar vahimdi. Peki öyleyse, ne oldu da zirve fiyaskoyla bitti? N’olacak kapitalizm işte: “Biriktir, biriktir! Musa’sı da budur tüm diğer peygamberleri de” (K. Marx, Capital Cilt I, sf 742 Penguin Classics)... Bu toplumsal üretim modelinin tek bir önceliği var o da sermaye birikimi! Tüm diğer sorunlar, bu arada dünyanın geleceği de, hele bir de ekonomik bir kriz söz konusuysa, sermaye birikim sürecinin gereksinimlerine göre belirleniyor. Chavez Kopenhag’da, “Çevre banka olsaydı çoktan kurtarmıştınız” derken tam da bunu kastetmiyor muydu? Bankaları kurtarmak için bugüne kadar yaklaşık 12 trilyon dolar harcanmadı mı? Sanayileşirken atmosfere bastıkları gazlarla bugünkü koşulları hazırlayan zengin ülkeler, yoksul ülkelerin çözüme katkılarını sağlayabilecek mali desteğe gelince, ancak 100 milyar dolar çıkarabildiler, onu da somut bir anlaşmaya bağlayamadılar. Naomi Kline’in, Noel’e doğru günleri sayan bir halk şarkısına atıfla söylediği gibi, “Dokuzuncu günde Afrika’yı kurban ettiler”... Kopenhag zirvesi, sermaye birikim sürecinin gereksinimlerini ikinci plana iterek, insanlığın varoluş koşullarına öncelik verecek bir küresel liderlik eksikliğini de gözler önüne serdi. Angela Merkel’in Kopenhag sonrasında, sonucu değerlendirirken, “Kendine çok güvenli bir Çin vardı karşımızda” sözleri bu bağlamda ciltlerle jeopolitik analize bedeldi (Der Spiegel, 20/12/09). ABD medyası Kopenhag’ın faturasını Çin’e çıkarmaya çalışırken, Çin Merkez Bankası Başkan Yardımcısı’nın “Dünyanın, ABD’nin çıkardığı tüm borç kâğıtlarını almaya devam edebilecek parası yok” demeci de... (Shangai Daily, 18/12/09) ABD ve Çin hem dünyanın güçlü, hem de atmosferi en çok kirleten iki ülkesi. Dünya siyaseti bunların arasındaki dengeler, çelişkiler üzerinden şekillenmeye başladı. Kimi tarihçiler, bu ikilinin (Chimerica, G2) arasındaki uyumun dünyaya düzen getirebileceğine inanıyor. Kopenhag zirvesiyse tam aksi yönde bir görüntü sergiledi. Bu ikili anlaştılar, ama karbondioksit üretiminde gereken kesintiyi yapmama konusunda anlaştılar; ekonomik siyasi hedefleri uğruna gezegeni ölüme sürüklemeyi göze alabileceklerini de göstermiş oldular. Yerel krizler daha da derinleşecek Ekonomik krizin getirdiği “de- globalizasyon”, finans piyasalarını kurtarma paketleri, işsizlik, yoksulluk artışı, kaynak rekabeti, küresel ısınmanın getirdiği su, gıda sıkıntıları, ulus devletlerin siyasi aktörler olarak yeniden öne çıkmalarına neden oldu. Bu sürecin, 2010 yılı boyunca, küresel liderlik yokluğu, derinleşen rekabet ortamında, Bismark dönemini anımsatan dış politika eğilimlerini güçlendirmesini de bekleyebiliriz. Dünya halklarının güçlerini, kaynaklarını birleştirmelerini gerektiren krizler derinleşirken, kaynakların bölünmesine, çatışma eğilimlerinin güçlenmesine 2010’da daha çok şahit olacağız. Diğer taraftan, küresel çapta işbirliği yokluğu, hem küresel liderlik iddiasında olanların, hem de yerel düzeyde sorunlarla boğuşmaya çalışan ulus devletlerin seçkinlerinin artan sıklıkta başarısız kalmalarına yol açması kaçınılmaz görünüyor. Bu başarısızlıklar, genelde çalışanlar, özellikle de eğitim, iletişim, teknoloji kullanma düzeyine bağlı olarak dünyayı daha yakından izleme, anlama şansına sahip “yeni orta sınıf” üyeleri arasında siyasi liderliklere ve ekonomik düzene karşı güvensizliği körükleyecek. Kopenhag’daki fiyaskoya, devletlerin, mali krizin kamu bütçelerine getirdiği yükleri, şimdi emekçilerin omuzlarına yıkmaya hazırlanmalarına bakarak, liberal -sözde- demokrasilerin, daha baskıcı ve denetimci yönde evrimleşmelerini, iç sorunlardan kaçmak için uluslararası maceralara yönelmelerini de bekleyebiliriz. Giderek iç istikrarını kaybetmeye, ama aynı zamanda dış ilişkilerinde, Bismark’ı anımsatan bir biçimde, komşularını tek tek idare ederek, büyük güçleri dengeleyerek bölgesinde güç yansıtmaya çalışan bir ülke görünümündeki Türkiye açısından da 2010’un çok zor bir yıl olması kaçınılmaz gibi görünüyor. erginy@tr.net http://erginyildizoglu. blogspot.com GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU 2000-2010 (II) EÜAŞ’de kömür alõmõ, taşõnmasõ, akaryakõt alõmõ işleri şaibeli çõktõ EnerjidekötükokularMURAT KIŞLALI ANKARA - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlõğõ’na bağlõ Elektrik Üretim AŞ’de (EÜAŞ) kömür alõmõ, kömür taşõnmasõ ve akaryakõt alõmõ işlerinde tespit edilen usulsüzlükler nedeniyle Başbakanlõk ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlõğõ’nca soruşturma yapõlmasõ isten- diği ortaya çõktõ. Kurumda kömür alõmõndan yõlda 10- 15 milyon TL, kömür taşõ- ma işinden 2 milyon 250 bin TL kamu zararõ oluştuğu ayrõca her üç işin Kamu İhale Yasasõ’na “açıkça ay- kırı olarak” yapõldõğõ be- lirlendi. Başbakanlõk Yük- sek Denetleme Kurulu’nca (YDK) hazõrlanan ilk Özel İnceleme Ra- poru’nda “EÜAŞ’nin, dışarıdan ton başına ortalama 86.53 TL’ye alabildiği kömürü, Türkiye Taş- kömürü Kurumu’ndan (TTK) ihale yapmadan 94 ve 102.82 TL’ye temin ettiği ve bu nedenle yılda yaklaşık 10-15 milyon TL kurum zararı oluştuğu” tespit edildi. Raporda saha işleticisi firma- larõn üretimi olan taşkömürünün TTK tarafõndan satõn alõnarak EÜAŞ’a ihalesiz şekilde satõl- masõnõn “Kamu İhale Yasası’na açıkça aykırı” olduğu belirtilerek, şu ifadelere yer verildi: “TTK evrak üzerinde kömü- rü ilgililerden satın almakta ve satın alma bedeline yaklaşık yüzde 15-20 civarında kâr ila- ve ederek EÜAŞ’ye satmakta olduğundan, bu işlemler sonu- cunda yaklaşık 10-15 miyon YTL tutarında kâr elde et- mektedir. Bu durum anılan Kuruma EÜAŞ’çe kaynak ak- tarımından başka bir şey ifade etmemektedir. İşlemler EÜAŞ kamu zararının çıkmasına ne- den olmaktadır. Özel şahıslar- ca üretilen ve santral stok sa- hasına nakledilerek teslim edi- len taşkömürünün, mevzuata açıkça aykırı olarak TTK ara- cılığıyla satın alınması uygula- masına bir an önce son veril- mesi, mevzuata aykırı söz ko- nusu işlemlerin Başbakanlık Teftiş Kurulu’nca soruşturul- ması gerekmektedir.” Taşıması da yasal değil YDK’nin ikinci Özel İnceleme Raporu’nda, EÜAŞ’nin, “Sıvas- Kangal Kömür Ocağı’ndan Af- şin Elbistan Termik Santra- lı’na 450 bin ton kömür taşıma” işini, ihalesiz olarak ton başõna 40 YTL üzerinden 18 milyon YTL’ye Türkiye Kömür İşlet- meleri’ne (TKİ) verdiği belirtildi. Raporda, “bu rakamın Kamu İhale Yasası’na göre hizmet alımının ihalesiz olarak yapıla- bilmesi için belirlenen 4.7 mil- yon TL’lik limiti aştığı, ayrıca yine aynı yasaya göre bu işi ya- pabilecek kurumlar arasında TKİ’nin sayılmadığı” tes- pit edilerek, “Bahse konu taşıma işinin bir an önce durdurulması ve konu- nun Enerji ve Tabii Kay- naklar Bakanlığı’nca so- ruşturulması gerekmek- tedir” denildi. YDK’nin üçüncü Özel İnceleme Raporu’nda ise “Tek ihale konusu yapıl- ması, gerek hukuki gerekse tek- nik açıdan zorunluluk arz eden yaklaşık 42 milyon litre moto- rin, 8 Ocak - 20 Şubat 2008 ta- rihleri arasında 22 ayrı alıma konu edilerek toplamda 73.9 milyon YTL civarında ödeme yapılmıştır” tespiti yapõldõ. Bu alõmlarõn da Enerji ve Tabii Kay- naklar Bakanlõğõ Teftiş Kuru- lu’nca soruşturulmasõ istendi. Yüksek Denetleme Kurulu raporuna göre Elektrik Üretim AŞ’nin kömür alõm işlemlerindeki usulsüzlükler nedeniyle kurum her yõl 10-15 milyon TL zarar ediyor. Kömür taşõmasõnda da ihalesiz işlem yapõlarak kamunun zarara uğratõldõğõ belirtilen raporda akaryakõt alõm işlemlerinin ise mevzuata aykõrõ işlemler nedeniyle incelenmesi isteniyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear