26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 21 ARALIK 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL ‘Sosyal Güvenliğin Büyük Ayõbõ’: Eski SSK Emekli Aylõklarõ 3395 sayõlõ, kamuoyu deyimiyle “Süper Emeklilik Yasası” 7 Temmuz 1987 günü yürürlüğe girer girmez, SSK emeklilerini “süper emekli” ve “normal emekli” olarak ikiye ayõrmõştõr. Bu yasanõn ge- tirdiği adaletsizlik 23 yõldõr bir türlü düzeltilememiştir. Bu sütunlarda 23 yõldõr eleştirildi, tartõşõldõ, hiçbir sonuca varõlamadõ. Süper Emeklilik Yasasõ’nõn getirdiği adaletsizlik yetmezmiş gibi, 1 Ocak 2000’de yürürlüğe giren 4447 sayõlõ “Reform Yasası” bu ada- letsizliği çok daha büyük boyutlara taşõdõ. Bu adaletsizlik, her geçen yõl katlanarak büyümektedir. Bugün aynõ koşullarda, aynõ statüden, aynõ gün sayõsõyla ve günümüz taban ve tavan ücretlerine endekslendiğin- de aynõ primi ödeyenlerin aldõklarõ emekli aylõklarõ iki katõna ulaşan fark- lõlõklara ulaşmõştõr. 23 yõldõr, SSK emekli, dul ve yetimlerinin nasõl gruplaştõrõldõğõnõ ak- taralõm. SSK Emekli Grupları: 1. Grup: Nisan 1950 (İşçi Sigortalarõ Kurumu dönemi) ile Mart 1969 arasõnda emekli olanlar bu grupta yer alõr. Bu dönemde aylõklar 1950 ile 1968 yõllarõnõ içeren bir tek “Gösterge Tespit Tablosu”yla ve si- gorta primine esas alõnan son 3 takvim yõlõ kazancõnõn alt sõnõrõ ile üst sõnõrõ göz önüne alõnarak yeniden düzenlenmiştir. Ancak aylõk bağla- ma oranõ yüzde 70’te dondurulmuştur. O günlerin emekli, dul ve ye- timleri bugün de yüzde 70 oran üzerinden aylõk almaktadõr. 2. Grup: Mart 1969 ile Mart 1982 döneminde emekli olanlardan oluş- maktadõr. Bu dönemde her yõl için ayrõ ayrõ yapõlan “Gösterge Tespit Tabloları” ile aylõklar, yine sigorta primine esas alõnan son 3 takvim yõlõ kazancõnõn alt sõnõrõ ile üst sõnõrõ göz önüne alõnarak bağlanmõştõr. Ancak aylõk bağlama oranõ bu kez yüzde 70’te değil yüzde 85’te don- durulmuştur. 3. Grup: Bu grupta Mart 1982 ile Ocak 2000 arasõnda emekli olan- lara yer verilmiştir. Bu grupta yer alan sigortalõlar alt gruplara da ay- rõlmaktadõr. 3. Grup Alt Grup (1): Nisan 1950 ile Mart 1982 arasõnda Alt Gös- terge Tablosu’nun 1. derece 9. kademesinden (en yüksek) borçlanarak “süper emekli” olma hakkõnõ kazanmõştõr. Bu hakkõ kazananlar “Ge- çici Gösterge Tablosu” üzerinden ve en yüksek geçici gösterge olan 5.000 göstergeden 4 milyon 200 bin lira ödeyerek “süper emekli” olan- larõ kapsamaktadõr. 3. Grup Alt Grup (2): Yine Alt Gösterge Tablosu’nun 1. derece 9. kademesinden emekli olup, ekonomik gücü 4 milyon 200 bin lira öde- meye yetmediği için borçlanamayõp “süper emekli” olamayanlarla, Alt Gösterge Tablosu’ndaki 1. derece 9. kademeye ulaşamadõklarõ için, borç- lanma hakkõndan yararlanamayõp “yaşam boyu” normal emekli kalanlar. 3. Grup Alt Grup (3): 1982 yõlõndan 3869 sayõlõ yasanõn yürürlü- ğe girdiği 1993 yõlõna kadar, “aylık talep veya ölüm tarihinden ön- ceki beş takvim yılında prim hesabına esas gösterge tablosundaki en yüksek gösterge üzerinden” hesaplanan kazançlarõnõn “beş yıllık tutarının yıllık ortalaması” üzerinden aylõk alanlar bu grupta yer alõr. 3. Grup Alt Grup (4): Bu alt grupta “1983, 1984, 1985, 1986, 1987, 1988, 1989, 1990, 1991 ve 1992 yılı emeklileri” yer almõşlardõr. Bu grupta yer alanlarõn aylõklarõ, “primi ödenmiş son 5 takvim yılının prim hesabına esas tutulan” ücretlerine göre bağlanmõştõr. 4. Grup: Bu grup, 3869 sayõlõ yasanõn “mağdurlarından” oluşur. 3869 sayõlõ yasa, “Yaşlılık aylığının hesaplanması” koşulunu de- ğiştirmiş ve Üst Gösterge Tablosu’ndan yaşlõlõk aylõğõ almaya hak ka- zananlarõn aylõklarõ, prime esas alõnan kazanç ortalamasõ, 5 takvim yõ- lõna göre değil, 10 takvim yõlõna göre hesaplanmõştõr. “Alt Gösterge Tablosu”ndan aylõk almaya hak kazananlarõn göstergeleri yine 5 tak- vim yõlõnõn kazancõna göre saptanmõştõr. Ancak, “Üst Gösterge Tablosu” uygulamasõ 1994 yõlõndan sonra emekli olanlar için kademeli olarak yapõlmõştõr. Yõllõk prime esas 10 takvim yõlõ kazanç ortalamasõ: 4. Grup Alt Grup (1): 1994 yõlõnda emekli olanlara altõ tak- vim yõlõ, 4. Grup Alt Grup (2): 1995 yõlõnda emekli olanlara yedi tak- vim yõlõ, 4. Grup Alt Grup (3): 1996 yõlõnda emekli olanlara sekiz tak- vim yõlõ, 4. Grup Alt Grup (4): 1997 yõlõnda emekli olanlara dokuz tak- vim yõlõ, 4. Grup Alt Grup (5): 1998 ve 1999 yõlõnda emekli olanlara bağ- lanan “aylıkların hesabında”, on takvim yõlõ, prime esas ücret göz önü- ne alõnarak aylõklarõ bağlanmõştõr. 5. Grup: Bu grup 4447 sayõlõ yasaya göre, 1 Ocak 2000’den sonra emekli olanlarõ kapsamaktadõr ve her yeni takvim yõlõnda emekli olan- lar, yeni bir alt grupta yer almaktadõr. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr Yeni Osmanlıcılar için Türklük ve Türkçe ile sorunları olan yeni Osmanlıcı açılımcılara anıştırma... Osmanlı İmparatorluğu döneminde kabul edilmiş, 1876 tarihli ilk anayasa, yani Kanunu Esasi’nin 18. maddesi der ki: “Tebaai Osmaniye’nin hidemâtı devlette istihdam olunmak için devletin lisani resmisi olan Türkçeyi bilmeleri şarttır.” Ayan ve Mebusan meclisleri ile ilgili 57. maddesi der ki: “Heyetlerin müzakeratı lisanı Türki üzre cereyan eder.” Ve Türkçe bilmeyenlerin Meclis üyesi seçilemeyeceklerini düzenleyen 68. maddesi der ki: “Dört seneden sonra icra olunacak intihaplarda mebus olmak için Türkçe okumak ve mümkün mertebe yazmak dahi şart olacaktır.” Kendisi, Silivri sakinlerinden. Suçu mu? Açık oturum düzenlemek ve konuşma yapmak... Eski USİAD Genel Sekreteri, CHP üyesi Birol Başaran geçen hafta savunmasını yaptı. Medyada önemsenmedi ama, temelleri olan bir savunmaydı: “...Ben ODTÜ’de okumuş, sol görüşlü bir insanım. Adı ‘Ergenekon’ olan bir derneğe bile üye olmam. Ergenekon kelimesini daha çok sağcılar kullanır. Kanarya sevenler derneği olsa dahi ‘Ergenekon’a üye olmam. Ben bu ülkenin yetiştirdiği iyi bilgisayar uzmanlarından biriyim. Bizi tutuklamakla sadece bize değil, ülkeye de zarar veriyorsunuz. Bu ülkede son seçimlerde CHP 9 milyon oy aldı. Bu, aileleriyle birlikte 20 milyon kişi AKP’nin yönetimini istemiyor demektir. AKP’nin ülkeyi yönetmesinden memnun değilim. Bu terör suçuysa, ben cezama razıyım. ...‘Ben CHP’liyim’ diyorum. CHP felsefesi bugün ne düşünüyorsa, ben de çok yakın düşünüyorum. Ana muhalefet partisi CHP ne diyor? ‘AKP Türkiye’yi iyi yönetmiyor, iyiye gitmiyor’ diye düşünüyor. Bunu düşünmek suç değil. Ben AKP’nin yaptıklarından memnun değilim. Bunu panelde de söyledim. Bir panelde konuşmak terörist faaliyetse, biz bu anayasayı niye yazdık? Yarın CHP iktidara geldiğinde AKP’liler terörist diye içeri mi atılmalı?” Duruşma tutanakları ile birlikte, bildik davanın içeriği ve o davanın açıldığı dönemin etkin “demokratları” da böylece tarihe geçmiş oldular! CHP’li olmak suç mu? Toz oldu Türkiye İnsan Hakları Kurumu Başkanı Muzaffer İlhan Erdost’a, “Açılım insan bıraktı mı?” diye sorduk. Yanıtladı: “Soru mu bu, yanıt mı? Ben bilemedim. Ama açıldıkça açıldık, saçıldıkça saçıldık. Az gittik, uz gittik, mumu kandilde yaktık. Az geldik, çok geldik, sağı, solu, önü, arkası, altı, üstü açık bir çıkmaza tıkıldık. Kapısız, penceresiz, yolsuz, yolaksız bir kazığa çakıldık. Oldu adı ‘açılım’. Vurdular, ‘barış’ diye çığırdılar. Kırdılar, ‘barış’ diye çığırdılar. Kestiler, ‘barış’ diye çığırdılar. Öldürdüler, ‘barış’ diye çığırdılar. Daha çok öldürdüler, daha çok ‘barış’ diye çığırdılar. Biri imam, biri molla, öteki talip. Hilenin çarkları arasında ezildi insan. Un-ufak oldu. Üzüldü, büzüldü, küçüldü, küçüldü, toz oldu.” Genelkurmay Başkanı, “Terör olaylarını TSK ile ilişkilendiren siyasiler, akademisyenler ve medya mensupları”ndan yakındı. Orgeneral İlker Başbuğ’un bu göndermesi, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in “Bingöl’de şehit edilen 33 askerin nasıl şehit edildiği karanlık bir noktadır” sözleri ile Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, Reşadiye katliamını kimin gerçekleştirdiğine kuşkuyla bakmasını getirdi akla. Bir de, “Bingöl’de taktik sorumluluk bendeydi” diyen emekli general Necati Özgen’in doğruyu söylemediğini ileri süren polislikten ayrılma Emre Uslu’nun yazılarını... Başbuğ yakınmasında haklı olabilir, ancak bir küçük ayrımla... Bu köşede, şimdiye değin yalanlanmayan eski Genelkurmay Harekât Başkanı Korgeneral Nusret Taşdeler’in Eylül 2007 tarihli raporunu birkaç kez gündeme getirmiştik. Raporda, Türkiye’deki “İslami demokrasi” bağlamında kazanılmış olan ivmeyi geri çevirmenin zorluğuna değiniliyor, “ılımlı İslam” veya “demokratik İslam” olarak nitelendirilen yeni devlet düzeni içinde, TSK’nin kendisine nasıl bir yer bulabileceği üzerinde duruluyordu. Raporda ayrıca, “Türkiye’deki güvenlik, siyaset, ekonomi ve sosyal hayatla ilgili gelişmelerde AB ve ABD’nin önemli rol oynadığına, her ikisi ile de duygusallıktan uzak, gerçekçi ve bire bir diyalog kurulmasına ihtiyaç bulunduğuna” da vurgu yapılmaktaydı. Raporun anlamı açıktı: TSK, rotasını AKP, ABD ve AB ile çatışmamaya, hatta uyuşmaya yöneltiyordu. Bir alıntı daha. Recep Tayyip Erdoğan geçen kasım ayında, bu yorumu pekiştiren bir açıklama yapmış ve demişti ki: “7 yıllık süreç içinde birçok kurumsal değişikliklerin yapılması ve atılan adımlar noktasında, iktidar-ordu ilişkilerinde çok daha olumlu bir sürecin içine girdik.” Sorulacak soru bellidir: Başbuğ’un son yakınmasına neden olan tüm eleştirilerin TSK ile olumlu süreç yaşadığı ifade edilen AKP iktidarı ve ona yakın çevrelerden gelmesi karşısında suç kimde? Eleştirende mi, eleştirenden yakınanda mı? Suç kimde? PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Acelen Neydi Dostum? Çiçek Bar’da karşılaşmamızın üzerinden on gün geçmiş. Yüzün sanki biraz sarıydı, sormadım, yorgunluğuna vurdum. Yaşadığımız bu zor günlerde insan yüreği gördükleri, tanık oldukları, duydukları karşısında gün boyu en ağır yüklerin altına girmişçesine yoruluyor. Bir sırt hamalı olsan yatar dinlenirsin, geçer. Ya o yürek yorgunluğu? Her zaman, “Cumhuriyet nasıl gidiyor?” diye sorardın, alacağın yanıtı merakla bekleyerek. Her “İyi gidiyor” dediğimde yüzüne içten bir gülümseme otururdu. O akşam sormadın, o an anlamalıydım sende yorgunluktan öte bir şeylerin ters gittiğini. Yanımdan geçerek yan masaya, kadim dostların Rutkay Aziz’le Tarık Akan’ın masasına oturdun. Nereden bilebilirdim seni o gün son kez gördüğümü? Aramızdan ayrılışını cep telefonuma düşen kısa bir iletiden öğrendim. Sonra televizyonlar verdiler haberi, “Sinemamızın duayen yönetmeni Zeki Ökten yaşamını yitirdi” diye. Bir an aklıma o “duayen” sözcüğü takıldı, ülkemizde hayatlar ne kadar kısa yaşanıyor, diye düşündüm sonra. Öyle ya.. 68 yaşındaydın daha, ama doğru, duayenlik yaşla değil meslek ömrüyle kazanılıyor. Seni okuldan, Haydarpaşa Lisesi’ndeki tiyatro çalışmalarından tanıyordum, üç sınıf yukarıdaydın benden. Yeşilçam’a adım atıp Nişan Hançer’in yönettiği “Acı Hançer”in çekimlerine katıldığında 20 yaşındaydın. İki yıl sonra ise “Ölüm Pazarı” ile ilk yönetmenlik denemesini yapacaktın. Daha sonra dokuz yıl sürecek yönetmen asistanlığı dönemin başladı, ta ki 1972 yılında “Kadın Yapar”ı çekene kadar. Bu film ve ertesi yıl çektiğin “Bir Demet Menekşe” ile birlikte sinema eleştirmenleri, ülkemiz sinemasının seninle birlikte 7. sanata “toplumsal eleştirel” gözle bakan ve geleceği olan bir yönetmen kazandığı görüşünde birleştiler. Sonra imzanı taşıyan filmler birbirini izledi. 1970’lerde 15 film yönettin. “Hanzo”, “Kapıcılar Kralı”, “Çöpçüler Kralı”, “Düşman” ve “Sürü” bu dönemde sana yurtiçi ve yurtdışında onlarca ödül kazandırdı. Her filminde biraz daha ustalaşıyordun. 1980’lerde 9 film yönettin, “Derman”, “Pehlivan”, “Kan”, “Düttürü Dünya” ününü daha da pekiştirdi. Aldığın ödüllere yenileri katıldı. 80’ler, neo-liberal rüzgârların güçlenerek estiği, insan malzemesinin değişikliğe uğradığı, değerlerin altüst olduğu yıllardı. Erdemli yüreklerin kaldıramayacağı “yeni hayat” anlayışları egemen oluyordu topluma. Ya yaşanan yeni hayatlara kendini uydurup onca emek verdiğin sanatını bir diş macunu, bir bulaşık deterjanı ya da ne bileyim bir plastik gövdeli çakmak derekesine düşürüp kakara kikirisi bol, “izle-unut” çizgide filmler yapacak ya da kendini geri çekecektin. Seçimin ikincisi oldu. 1990’lı yıllarda yalnızca bir sinema filmiyle, “Aşk Üzerine Söylenmemiş Her Şey” ile yetindin. Bu filmi 2000’de “Güle Güle”, 2003’te “Gülüm”, 2006’da “Çinliler Geliyor” izledi. Sevgili dostum, arkanda yarın da, yarından sonra da ilgiyle, beğeniyle izlenecek o kadar çok yapıt bıraktın ki.. Sen, yerel-ulusal olandan yola çıkarak evrensellikle buluşan, buluşabilen, bunu duygusal bir olağanlıkla başarabilen ender yönetmenlerdendin; Truffaut’lar, Fellini’ler, Bunuel’ler, Fassbinder’ler gibi. Bilir misin, (laf işte nereden bileceksin, hiç söylemedim ki) sana hep hayranlık besledim. Sen alçakgönüllülüğünle örnek bir insandın. Ben, kazandığı onca başarıya, aldığı onca övgüye, alkışa, ödüle karşın alçakgönüllülüğünden bir milim sapmamış başka bir insan tanımadım. Öyle ki kazandığın önemli bir ödülü almak için sahneye bile çıkmamıştın. Seni her zaman en iyi duygularla anımsayacağım. Bugün seni saat 10.30’da Beyoğlu Sineması’ndan, öğle namazının ardından da Teşvikiye Camisi’nden uğurlayacağız. Biliyorum, gittiğin yerde senden önce giden Atıf Yılmaz, Kemal Sunal, Nevzat Şenol, Erol Özkök ve başka Çiçekçi’lerle buluşup kurulan dostlar masasının ayrılmazı olacaksın. Ama yine de “Acelen neydi dostum?” diye sormadan edemiyorum. dkavukcuoglu@superonline.com www.denizkavukcuogluyazilari.blogspot.com (ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ k_urgenc@yahoo.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Küçük ve tat- lõ bir karpuz cin- si. 2/ Ağzõmõz- daki dişlerin bir bölümüne veri- len ad... Batak- lõk gazõ. 3/ Kap- lama ya da dol- durma olmayan mobilyalar için kullanõlan söz- cük... Yankõ. 4/ Hayvan damõ... Tütün dizmek, kurut- mak ve işlemek için kullanõlan üstü kapalõ sergi. 5/ Zarara uğrama tehlikesi... Bir nota. 6/ Yemek... Bir düşünce biçiminin yazõlõ ya da sözlü anlatõmõ. 7/ Kõsa yazõ... Bir işi yerine getirmek için verilen söz. 8/ Açõk duran baş- parmağõn ucundan işa- ret parmağõnõn ucuna kadar olan uzaklõk. 9/ Zeki ve be- cerikli olmadõğõ halde kendini öyle sanan. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Çapraz düğmeli, ipek ya da sõrma işlemeli bir tür kõ- sa yelek. 2/ Açõklama... Taş kõrõklarõ üzerine kum dö- şenip silindir geçirilerek yapõlan yol. 3/ Halk arasõnda “darı” olarak da adlandõrõlan tarõm bitkisi... Eski Mõ- sõr imparatorluğunun en parlak dönemindeki başken- ti. 4/ Gözün rengini veren tabakasõ... Bir nota. 5/ Ulus- lararasõ Para Fonu’nun simgesi... Büyük sopa. 6/ Ku- zu sesi... Uskumrugillerden bir balõk. 7/ Lokmanruhu... Osmanlõ devletinin bir dönemine de adõnõ veren süs bit- kisi. 8/ Başarõsõzlõk. 9/ Yaratõcõsõnõn adõ bilinmeyen ya- põt... Tantal elementinin simgesi. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 C İ L V E G Ö Z Ü Ü R Ü N E N İ R C İ P E V E R E Ü S A L A Z A K N L R E A D E V R E A B H O D A N A B A A L İ L A S E S C U M A O V A S I 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK fhakancelik@mynet.com MERKEZ AMASYA 2. İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINIRIN AÇIK ARTTIRMA İLANI 2009/444 TLMT. Bir borçtan dolayõ hacizli ve aşağõda cins, miktar ve değerleri yazõlõ mallar satõşa çõkarõlmõş olup: Birinci arTtõrmanõn 08/01/2010 Cuma günü saat 14.30 14.40’ta Suluova Yolu Üzeri Boğazköy Mevkii Güner Otoparkõ’nda yapõlacağõ ve o gün kõymetlerinin % 60’õna istekli bulunmadõğõ taktirde 13/01/2010 Çarşamba günü aynõ yer ve saatte 2. arttõrmanõn yapõlarak satõlacağõ; şu kadar ki, arttõrma bedelinin malõn tahmin edilen değerinin % 40’õnõ bulmasõnõn ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõn topla- mõndan fazla olmasõnõn ve bundan başka paraya çevirme ve paylarõn paylaştõrma giderlerini geçmesinin şart olduğu; mahcuzun satõş bedeli üze- rinden % 18 oranõnda KDV’nin alõcõya ait olacağõ ve satõş şartnamesinin icra dosyasõndan görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartname- nin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarõda yazõlõ dosya numarasõyla Dairemize başvurmalarõ ilan olu- nur. 04/12/2009 Takdir Edilen Değeri YTL.: 25.000,00 Adedi: 1 Adet Cinsi (Mahiyeti ve önemli nitelikleri): 60 KF 680 Plakalõ, 1997 Mo- del, Ford Marka, 2520 Kargo Tipli, Kõrmõzõ renkli, lastikleri kõsmen yeni, sağ ön kõsmõ kõrõlmõş, aracõn ön kõsmõnda küçük çürük bulunan kam- yon. (İİK m.114/1, 114/3) (Basõn: 73090)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear