26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 21 ARALIK 2009 PAZARTESİ 14 ARAŞTIRMA Karaveli, yeni kitabõ Ali Kemal “belki de bir günah keçisi...” ile yine tartõştõrõyor, bilgilendiriyor ve düşündürüyor Ali Kemal ve bugünkü benzerleri Dr. COŞKUN ÖZDEMİR D eneyimli gazeteci ve yazar arkada- şõmõz Orhan Karaveli son yõllarda birbiri ardõ sõra ilgiyle okunan, üze- rinde geniş bir şekilde tartõşõlan, bilgilendirici, düşündürücü kitaplara imza at- tõ. Orhan Karaveli daha 50’li yõllarda Vatan ga- zetesinin yazarlarõ arasõnda yer alõyordu ve 1959 yõlõnda Menderes’in Amerika seyahatinde ona eşlik etti. Bu genç gazeteci, başbakana cid- di eleştiriler yöneltmiş ve onun tepkilerine yol açmõştõ. Amerika’da bulunduğu sõrada gazetesi gibi kendisi de yõlõn ilk günlerinde bir devrim gerçekleştirmiş olan Küba’yõ ziyaret etmeyi planlõyordu. Ama bu pek kolay olamazdõ, çünkü Küba hiçbir Batõlõ gazeteciye vize ver- miyordu. Karaveli konsolosluğa başvurunca ay- nõ cevabõ aldõ. Genç yazar, “Ama ben her- hangi bir Batı ülkesinden değil emperya- lizme karşı savaşmış Atatürk’ün ülkesinden geliyorum” deyince vize alan ilk Batõlõ gaze- teci olmak ayrõcalõğõna kavuştu. Genç Orhan, Küba’da onu çok mutlu eden bir ilgi gördü ve bugün yönetimin başõnda olan Fidel’in kardeşi Raul Castro ile konuşmalar yaparak Ameri- ka’ya döndü. Onlara Castro hareketinin san- dõklarõ gibi kolay devrilmeyeceğini, halkõn Fi- del Castro’ya büyük bir sevgi ve bağlõlõk duyduğunu anlattõ. 50 yõl sonra tüm güçlüklere, ambargolara direnen Küba’nõn benim de tanõğõ olduğum bugünkü durumu onu haklõ çõkarõ- yor. Doğaldõr ki Karaveli’nin Küba ziyareti bü- yük ilgi uyandõrdõ ve dönüşünde bu anõlarõ Va- tan gazetesi, “Sakallı İhtilalciler Memleke- tinde” başlõğõ ile yayõmladõ. Bu genç gazeteci bu defa 1960 yõlõnda Mos- kova’da Nâzım Hikmet’le buluşma fõrsatõnõ bul- du. Ne var ki o yõllarda Nâzõm Hikmet’i anmak pek kolay değildir. Sadece Yön dergisi onun şi- irlerini yayõmlayabilmiştir. Bu buluşmanõn anõ- larõ 1978 yõlõnda Cumhuriyet’te bir dizi olarak yayõmlandõ. Bunun kitap haline gelmesi 12 Ey- lül faşizminin ardõndan mümkün oldu. Ancak Kenan Evren, kitabõn adõna “Vatan hainle- ri anılıyor” diye tepki gösterdiği için Nâzım Hikmet’le Moskova’da adõ ve kitap kapağõ de- ğiştirilerek Türk Yazarlar Dizisi’nden Kişiler ve Köşeler adõ ile yayõmlanmõştõr. Daha sonraki yõllarda bu anõlar Tanıdığım Nâzım Hikmet adõ ile kitaplaştõ ve birçok yeni baskõ yaptõ. Kara- veli bundan başka 1999’da “Bir Anadolu Ai- lesinin Öyküsü”, 2004’te “Sakallı Celal”, 2005’te Tevfik Fikret ve Haluk Gerçeği”, 2008’de Ziya Gökalp kitaplarõnõ yayõmladõ. Şimdi elimizde onun son kitabõ Ali Kemal var. Kapakta Ali Kemal başlõğõ altõnda “belki de bir günah keçisi” sözcüğü yer alõyor. Ali Kemal biraz da beklenmedik bir kitap. Çünkü bu isim ihaneti çağrõştõrõyor. Neden bir hain için kitap sorgulamasõ çõkõyor ortaya. Orhan Karaveli Ata- türkçü aydõnlanmacõ kimliği ile çok iyi tanõnan bir insan. Bu nedenle bir haini temize çõkarmak gibi bir niyeti, bir amacõ olamaz. Nedeni anla- mak için önyargõsõz olarak kitabõ dikkatle oku- mak lazõm. Eleştirenler sanõrõm okumadan sa- dece Ali Kemal ismine takõlõyorlar. Kitapta an- latõlan Ali Kemal savunmasõ değildir. Onun çev- resinde, onun yaşadõğõ dönem, o tarih parçasõ, o mütareke atmosferi o günlerin önemli aktör- leri, Ali Kemal’in benzerleri, dostlarõ, aile iliş- kileri ve iyi bilinmeyen olaylar ele alõnmõştõr. Yalnõz İstanbul’da yer alan mütareke basını de- ğil bütün Anadolu basõnõ incelenmiş, gözden ge- çirilmiş, doğrusu az bildiğimiz tarihe özel bir il- gisi olmayanlarõn tanõmadõğõ çok sayõda olay ve gelişmeler sergilenmiştir bu kitapta... Ayrıntılarıyla Mütareke Dönemi Karaveli kitabõnda mütareke dönemini ayrõntõlõ işliyor. Milli Mücadele’ye karşõ duranlarõn Ali Kemal’den ibaret olmadõğõnõ çok iyi biliyoruz. Atatürk için, onu ziyaret edip görüştükten son- ra “Deli zannediyordum, meğerse zırdeli imiş” diyen Ref’i Cevat’õ bilmez olur muyuz? Onu yõllar sonra Milliyet gazetesinde itibarlõ bir yazar olarak okuduk. Kuvayi Milliye’nin ha- berleşme yollarõnõ kesen Refik Halit’i tanõmaz olur muyuz? Rıza Tevfik’i, Anadolu basõnõn- da düşmanla işbirliği yapan, onlarõ kurtarõcõ gi- bi selamlayanlarõ da biliyoruz. Peki bunlarõn için- den 150’lik olarak yurtdõşõna çõkarõlan, affedi- lip döndükten sonra iadei itibar edilen, ha- inlik suçlamasõndan arõndõrõlmõş olanlar, Ali Kemal’den farklõ mõ idiler? İhanet damgasõnõn sadece Ali Kemal’in alnõna sü- rülmesi haksõzlõk değil midir? Karaveli bu- na işaret etmek istiyor. Atatürk’ün Nutuk’ta geniş yer ayõrdõğõ ve silah arkadaşlarõnõn olumsuz davranõşlarõ, onun önerilerini reddetmeleri nedeniyle görev vermek du- rumunda kaldõğõ gaddar bir komutan Nu- rettin Paşa’nõn yönlendirmesi ile halk ta- rafõndan linç edilmeseydi, Ali Kemal 1938 affõ ile geri dönüp tõpkõ Ref’i Cevat ve Refik Halit gibi okunan bir yazar ola- maz mõ idi? Karaveli’nin kitabõnõn kapa- ğõna koyduğu “Belki de bir günah keçi- si...” alt yazõsõ sanõrõm bunu vurgulamak içindir. Tüm hainlerin suçunu yüklenmiş gibidir Ali Kemal. Evet Ali Kemal’i sadece hain kimliği ile anmak yanlõş ve eksiktir. İki kez dahiliye vekilliği yapmõş olan la- netlenmiş bu insan, çalõşkan, iyi okuyan, çağdaşlaşma özlemleri taşõyan, bu yüzden sürgünlere gönderilmiş bir entelektüeldir. Onu alkol almaz, sazdan anlamaz, kuma- ra düşkündür diye tarif edenler var. Er- meniler ve Kürtler için dikkate değer gö- rüşler ileri sürmektedir. 14 kitap yazmõş- tõr, 1000 kadar da makale. Ve fikirlerinden ötü- rü 19 yaşõnda sürgüne yollanmõştõr. Arkadaşlõk ettiği Yahya Kemal onu bir üslup ustasõ olarak anõyor. Şu aşağõdaki sözler ve değerlendirme- ler onun: “Öğrencilerimiz ilmi ilim olarak değil bir amaca ulaşmak için vasıta ve alet gibi gör- düklerinden onu sevmiyorlar.” “Öğrenim için Avrupa’ya gönderilen Türk öğrencileri ulu- sal değerlerini yitirmemeli, ecnebileşmeme- li, Türklüğünü unutmamalı, ülkesine bağlı ve aşina kalmalı.” “Dar düşünceli adamlar, kadınların ve kız- ların üniversite öğrenimi görmesini güya İs- lama aykırı olduğunu ileri sürerek engelle- meye kalkışmışlardır.” “Taassup bir kavme veya topluma mu- sallat olan afetlerin en öldürücü olanıdır. Biz kendimize bakarsak biçare Türklerin taassubun en hazin kurbanlarından biri olduğunu görürüz.” “Endülüs Arapları ile değil Faslılarla ay- nı yolda gidiyoruz.” “Fikirlerin tartışılmasına engel olunamaz.” “İstanbul, Londra’dan Petersburg’a ka- dar öteki dünya kentleri ile kıyaslandığında doğası üstün ancak sanat ve bayındırlıkta ba- yağı ve aşağı durumdadır.” Bunlar kitaptan seçtiğim bazõ sözler. Kolay- lõkla çoğaltõlabilecek ve paylaşabileceğimiz bu örnekler onun görüşleri ve kişiliği hakkõn- da yeterince fikir veriyor. Milli Mücadele’ye inanmamak, onu kuşku ile karşõlamak hatta ona karşõ çõkmak ve manda arayõşlarõ içinde olmak sanõrõm o günün ko- şullarõ iyi algõlanabilirse anlaşõlõr bir şeydir ve kolay kolay suçlanma nedeni olmaz. Birçok ya- zar, düşünür ve o günün aydõnõ o günlerin pe- rişanlõğõ ve yoksunluklarõ içinde yedi düvele karşõ bir kurtuluş savaşõ yapõlabileceğine inan- mõyordu. Halide Edip bunlar arasõndadõr. Bizzat Mustafa Kemal, “O günlerde Kuvayi Milliye’ye inananlar kadar inanmayanlar da haklı idiler” demiştir. Özür dilerlerdi ama.. Böyledir ama anlaşõlmasõ mümkün olmayan, asla hoş görülemeyecek, affedilemeyecek olan şey Mustafa Kemal ve kurtuluş hareketine karşõ takõndõklarõ saldõrgan, aşağõlayõcõ hakaretler içeren tavõrdõr. Ölçüsüz ve sõnõrsõz saldõrõlar, Ali Kemal ve benzerlerinin yazdõklarõ ve söyle- dikleri, Ankara’nõn başarõsõna inanmamaktan ibaret olsaydõ söylenecek fazla şey olmayabi- lirdi. Zaferden sonra özür diler kutlamalara ka- tõlõrlardõ. Ama şu yazõ başlõklarõna ve satõrlara bakar mõsõnõz? “Mustafa Kemal’in maskaralıkları, la- net, lanet, lanet... Bu canavarlar böyle bıra- kılamaz. Yılanın başı ezilmelidir. Ankara sa- vaş demektir. Müdahinler, münafıklar, mu- railer, o ipsiz sapsız akılsız fikirsiz zorba- lardan canilerden kurtulmalıyız.. Kuvayi Milliye asilerinin bütün kaynakları İstan- bul’dadır. Mustafa Kemal’i haydutluk işinin başına getiren Harbiye Nezareti’dir. Bunlar dinsiz ve ikiyüzlüdürler. Allah’a, ahrete inanmazlar.” Şu satırlar da Ulunay’dan: Bunlar eşkõ- yadõr, çalarlar. Kemalcilerin kolunu kõrmaya bir binbaşõ yeter... Filozof Rõza Tevfik de Musta- fa Kemal’i Prof. Lombroso’nun siyasi mec- nunlarõ arasõna koyuyor. Kapakta Ali Kemal başlõğõ altõnda “belki de bir gü- nah keçisi” sözcüğü yer alõyor. Ali Kemal, biraz da bek- lenmedik bir kitap. Çünkü bu isim ihaneti çağrõştõrõyor. Neden bir hain için kitap sorgulamasõ çõkõyor ortaya. Or- han Karaveli, Atatürkçü, aydõnlanmacõ kimliği ile çok iyi tanõnan bir insan. Bu nedenle bir haini temize çõkarmak gibi bir niyeti, bir amacõ olamaz. Nedeni anlamak için önyargõsõz olarak kitabõ dikkatle okumak lazõm. Eleşti- renler sanõrõm okumadan, sadece Ali Kemal ismine ta- kõlõyorlar. Kitapta anlatõlan Ali Kemal savunmasõ değildir. P eki bu sõnõrsõz kin, şiddet, husumet, düşmanlõk nereden kaynaklanõ- yor? Açõklamak güç. Nedir bunu besleyen? Karaveli, araştõrmalarõ ile bu- nun çõkar ilişkileriyle, satõlmõşlõkla ilgi- li olmadõğõna inandõğõnõ söylüyor. Büyük bir gaflet, arkasõnda dalalet ve hõyanet var mõ sorusunu, yoktur diye yanõtlamak ko- lay değil. Karaveli Anadolu basõnõnõ iyi incelemiş. Adana’da, Bolu’da, İzmir’de, daha birçok bölgede en zor koşullarda direnişi des- tekleyen kahramanlar var. Bir de düşman kuvvetlerini kurtarõcõ olarak selamla- yanlar. Yunus Nadi Bey’in Yenigün’ü, Celal Nuri İleri’nin, Necmeddin Sa- dak’õn, Ruşen Eşref’in gaze- teleri Milli Mücadele’nin büyük destekçileri. Orhan Karaveli, “Pe- ki bugünün Ali Ke- mal’lerine ne buyru- lur” diye soruyor. Cumhuriyetimizin di- bini oymak isteyen- ler. Mustafa Kemal’i ve Cumhuriyeti kara- layan, Kemalizmi her türlü olumsuzluğun ne- deni olarak görenler. Cumhuriyete karşõ isyan edenleri kahramanlaştõ- ranlar, Atatürk’le Kenan Ev- ren arasõnda fazla bir fark bul- mayanlar. Açõkça laik demokratik hu- kuk devletine karşõ politikalara, demok- rasiyi savunuyoruz diye destek verenler. Yargõnõn savunma durumuna sokulmuş olmasõnõ umursamayanlar, hatta yargõya güvenilmez diye buna arka çõkanlar, yar- gõ ve basõnõn ağõr bir baskõ altõna girme- sine hiç itirazõ olmayanlar. Açõk hukuk ih- lalleri karşõsõnda bir kõsmõ sessiz tepkisiz kalan, bir kõsmõ bu ihlallere destek veren hukukçular, profesörler. Orduya karşõ amansõz bir savaş açan tarikatlara, ce- maatlere, hukuksuzluğa eyvallah diyerek taraf tutan liberallerimiz. Türkan Say- lan’a, “Onu cehennemde zebaniler karşılayacak” diye söven Dürrizade mi- rasçõlarõ... Börekçizade Rıfat soyundan yurtseverler ise pek ortada yok... Bir za- manlar solcunun, emekçinin idolü duru- mundaki “Atatürk ümmet toplumun- dan bir ulus yaratmıştır” diyen çok ün- lü bir solcu eskisinden bugün muhteşem bir dönüşle “Atatürk 30 bin kişiyi öl- dürtmekten başka ne yapmıştır”de- ğerlendirmesi. “Kurtuluş Savaşı iddia edildiği gibi düveli muazzamaya kar- şı değil sadece Yunanlılara karşı ya- pılmıştır” diyen, Mustafa Kemal’e, onun devrimlerine, ilkelerine saldõran yeni ku- şak yazarlarõ. Bunlar Ali Kemal’den çok aşağõ kalõyorlar mõ dersiniz?Bugün dinci ve Cumhuriyet ve onun güçlerini yok etmek iste- yen iktidara taraf olan yardakçõ medya müta- reke basõnõndan fark- lõ mõ? O günlerde Ankara’ya karşõ çõ- kanlarõn bir gerek- çesi vardõ. Mustafa Kemal henüz başa- rõya ulaşmamõştõ. Bugün o yüce insanõ aşağõlayõp çõğrõndan çõkmõş bir demokratik korku devleti halini al- mõş olan ülkede bunun yaratõcõsõ yönetimi destek- lemenin bir gerekçesi olabilir mi? Tõpkõ Ali Kemal gibi iyi eğitim görme şansõna kavuşmuş, dünya gör- müş birikimli bir sözde aydõn yazar, pro- fesör takõmõ demokrasiye, insan haklarõ- na, hukuka karşõ sistemli bir savaş açmõş olan iktidarõ ve onun politikalarõnõ des- tekliyor. Nedeni bilinmeden aylardõr ha- piste yatan meslektaşlarõ için kõlõnõ kõ- põrdatmõyor, hatta bu adaletsizliği onay- lõyor. Dehşetle izliyoruz bunlarõ, nasõl, hangi ortamda, hangi koşullarda yetişiyor bu insanlar? Bu iç karartan tablonun ger- çek olduğuna inanamõyor insan. Nasõl bir toplum bu? Nasõl bu kadar yozlaştõrõldõ? Yandaş medya mütareke basõnõndan farklõ mõ? K itapta düşündürücü pek çok şey var. Öğrendiğimiz çok şey Ali Kemal’in bir basõn şehidi olarak anõlabileceğini ileri sürenler ve buna karşõ çõkanlarõ da anlatõyor Karaveli. Bitirmeden kitaptaki bazõ çarpõcõ olay ve bilgilere değinmek istiyorum: Nurettin Paşa’nõn tõpkõ Ali Kemal gi- bi İzmir’de linç edilmesine önayak olduğu Metropolit Hrisostomos, aynõ Ali Kemal gibi kaçma önerilerini reddediyor. 30 Ağustos zaferinden sonra Ali Kemal şunlarõ söylemiştir: “Bizim gibi muha- lifler fena halde yanılırken Avrupa ile anlaşmazlıklarımızı çözmek için sila- ha sarılarak barış koşullarımızı kılı- cımızla yazdırmak isteyenler haklı çıktılar” diyor ve “Gayeler birdi ve bir- dir. Türk milletindeki cevheri göre- medim” diye ekliyor. Ali Kemal Avrupa ile anlaşmamõz gerektiğine ve onlarõ si- lahla asla mağlup edemeyeceğimize, teslimiyetle uzlaşabileceğimize inanõ- yordu. Çok yanlõş bir yer tuttu. Bütün ye- tenekleri ile fena halde kaybetti. Cercle d’orient’dan çõkõşõnda alttaki berber dük- kânõnda yakalanõncaya kadar kaçmaya te- şebbüs etmedi. Ankara’ya götürüleceği- ne inanõyordu. İzmit’te Nurettin Paşa’ya çarptõ. Mustafa Kemal bu linç olayõndan üzüntü duymuş, biz dağ başõ kurallarõ uy- gulamõyoruz demiştir. Atatürk’ün Nu- rettin Paşa ile ilgili olumsuz görüşleri Nu- tuk’ta geniş yer alõr. İsmet Paşa’nõn Ali Kemal’in baldõzõ- na talip oluşu sanõrõm az bilinir. Nere- deyse bacanak olacaklardõ. Bir ilginç olay da Rauf Orbay’õn, Ali Kemal’in İsviç- re’de bulunan dul eşine talip oluşudur. Mütareke sõrasõnda eşine Mustafa Ke- mal’in tarafõna geçmesini telkin eden Sa- biha Hanım, Rauf Orbay’õn teklifini ge- ri çevirmiştir. Ali Kemal ile bacanak olamayan İs- met Paşa, onun 8 yaşõnda babasõz kalan oğluna büyük bir destek veriyor ve bir hainin oğluna iş verilir mi diyen gay- retkeşlerin, onun önünü kesmesini en- gelliyor. Böylece Zeki Kuneralp Tür- kiye Cumhuriyeti’nde başarõlõ bir hari- ciyeci ve büyükelçi olarak hizmet veri- yor... Onun babasõnõn ilk eşinden kar- deşleri, yeğenleri var, Avrupa’da yaşõ- yorlar. Kuneralp’le Türkiye’de buluş- malarõnõn çok ilginç hikâyeleri kitapta yer alõyor. Talihsiz bir insan Kuneralp. Kendisi nörolojik kronik bir hastalõkla yaşõyor. Eşi de Madrid’de bir Ermeni te- rörüne kurban gidiyor. Düş kırıklığı yaşadım Bende büyük bir düş kõrõklõğõ yaratan bir olayõ bu kitaptan öğrendim. Adnan Adıvar ve eşi Halide Edip benim hiç an- layamadõğõm bir nedenle Cumhuriyet devrimlerinin gerçekleştiği yõllarda Tür- kiye’yi terk etmişlerdir. Sorgularsanõz ala- cağõnõz cevap Atatürk’ü çok radikal bu- luyor olmalarõdõr. İnanõlõr gibi değil, doğru anlõyorsam devrimlerin demokra- si ile gerçekleştirilmesini istiyorlardõ; halkõn oyunu alarak. Beni şaşõrtan bu gö- rüşü paylaşan bu çeşit aydõnlara sõkça rastlanõr ülkemizde. Onlara göre Atatürk halka sorarak yapacaktõ devrimleri. Ta- rih Boyunca Bilim ve Din kitabõnõn ya- zarõdõr Adnan Adõvar. Halide Edip’in teş- vikiyle yazdõğõ bu kitabõ hayranlõkla okudum. İşte bu Adnan Bey Avrupa’da kendisine Türkiye’den getirilen bir ar- mağanõn Atatürk’ün Nutuk’u olduğunu öğrenince onu yere atõyor. İnanamadõm ama Karaveli bunun gerçek olduğunu be- lirtiyor. Çok yazõk. Bu kitabõ okurken zaman zaman Nu- tuk’a başvurdum. Şu ileri yaşlarõmda bir kez daha Atatürk’ün nasõl eşsiz bir ko- mutan, bir stratejist, bir politikacõ, bir li- der, bir aydõnlanmacõ, bir hümanist ol- duğunu gördüm, algõladõm. Yaptõklarõ ve başardõklarõ ile akla, mantõğa kolay sõğ- dõramayacağõmõz bir dâhi... İnönü’nün, ölümü üzerine millete beyannamesinde söylediği gibi, “İnsanlık idealinin âşık ve mümtaz siması eşsiz bir kahraman”. Tarihi bize sevdirenlere teşekkürler. Ka- raveli’den yeni kitaplar bekliyoruz. coskunoz@superonline.com ‘PEKİ BUGÜNÜN ALİ KEMAL’LERİNE NE BUYURULUR?’ İsmet İnönü, Ali Kemal’in oğluna büyük destek verdi KİTAPTA DÜŞÜNDÜRÜCÜ PEK ÇOK ŞEY VAR Ali Kemal, ya- şamını bu taç kapının önünde noktalamıştı. (6 Kasım 1922) Ali Kemal’in Elazığ’da yayımlanan bir gazetede yer alan karikatürü. Ali Kemal, Yunanistan Kralı Konstantin’e saygılarını sunuyor. (1922)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear