Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 21 ARALIK 2009 PAZARTESİ
14 ARAŞTIRMA
Karaveli, yeni kitabõ Ali Kemal “belki de bir günah keçisi...” ile yine tartõştõrõyor, bilgilendiriyor ve düşündürüyor
Ali Kemal ve bugünkü benzerleri
Dr. COŞKUN ÖZDEMİR
D
eneyimli gazeteci ve yazar arkada-
şõmõz Orhan Karaveli son yõllarda
birbiri ardõ sõra ilgiyle okunan, üze-
rinde geniş bir şekilde tartõşõlan,
bilgilendirici, düşündürücü kitaplara imza at-
tõ. Orhan Karaveli daha 50’li yõllarda Vatan ga-
zetesinin yazarlarõ arasõnda yer alõyordu ve 1959
yõlõnda Menderes’in Amerika seyahatinde
ona eşlik etti. Bu genç gazeteci, başbakana cid-
di eleştiriler yöneltmiş ve onun tepkilerine yol
açmõştõ. Amerika’da bulunduğu sõrada gazetesi
gibi kendisi de yõlõn ilk günlerinde bir devrim
gerçekleştirmiş olan Küba’yõ ziyaret etmeyi
planlõyordu. Ama bu pek kolay olamazdõ,
çünkü Küba hiçbir Batõlõ gazeteciye vize ver-
miyordu. Karaveli konsolosluğa başvurunca ay-
nõ cevabõ aldõ. Genç yazar, “Ama ben her-
hangi bir Batı ülkesinden değil emperya-
lizme karşı savaşmış Atatürk’ün ülkesinden
geliyorum” deyince vize alan ilk Batõlõ gaze-
teci olmak ayrõcalõğõna kavuştu. Genç Orhan,
Küba’da onu çok mutlu eden bir ilgi gördü ve
bugün yönetimin başõnda olan Fidel’in kardeşi
Raul Castro ile konuşmalar yaparak Ameri-
ka’ya döndü. Onlara Castro hareketinin san-
dõklarõ gibi kolay devrilmeyeceğini, halkõn Fi-
del Castro’ya büyük bir sevgi ve bağlõlõk
duyduğunu anlattõ. 50 yõl sonra tüm güçlüklere,
ambargolara direnen Küba’nõn benim de tanõğõ
olduğum bugünkü durumu onu haklõ çõkarõ-
yor. Doğaldõr ki Karaveli’nin Küba ziyareti bü-
yük ilgi uyandõrdõ ve dönüşünde bu anõlarõ Va-
tan gazetesi, “Sakallı İhtilalciler Memleke-
tinde” başlõğõ ile yayõmladõ.
Bu genç gazeteci bu defa 1960 yõlõnda Mos-
kova’da Nâzım Hikmet’le buluşma fõrsatõnõ bul-
du. Ne var ki o yõllarda Nâzõm Hikmet’i anmak
pek kolay değildir. Sadece Yön dergisi onun şi-
irlerini yayõmlayabilmiştir. Bu buluşmanõn anõ-
larõ 1978 yõlõnda Cumhuriyet’te bir dizi olarak
yayõmlandõ. Bunun kitap haline gelmesi 12 Ey-
lül faşizminin ardõndan mümkün oldu. Ancak
Kenan Evren, kitabõn adõna “Vatan hainle-
ri anılıyor” diye tepki gösterdiği için Nâzım
Hikmet’le Moskova’da adõ ve kitap kapağõ de-
ğiştirilerek Türk Yazarlar Dizisi’nden Kişiler
ve Köşeler adõ ile yayõmlanmõştõr. Daha sonraki
yõllarda bu anõlar Tanıdığım Nâzım Hikmet adõ
ile kitaplaştõ ve birçok yeni baskõ yaptõ. Kara-
veli bundan başka 1999’da “Bir Anadolu Ai-
lesinin Öyküsü”, 2004’te “Sakallı Celal”,
2005’te Tevfik Fikret ve Haluk Gerçeği”,
2008’de Ziya Gökalp kitaplarõnõ yayõmladõ.
Şimdi elimizde onun son kitabõ Ali Kemal var.
Kapakta Ali Kemal başlõğõ altõnda “belki de bir
günah keçisi” sözcüğü yer alõyor. Ali Kemal
biraz da beklenmedik bir kitap. Çünkü bu isim
ihaneti çağrõştõrõyor. Neden bir hain için kitap
sorgulamasõ çõkõyor ortaya. Orhan Karaveli Ata-
türkçü aydõnlanmacõ kimliği ile çok iyi tanõnan
bir insan. Bu nedenle bir haini temize çõkarmak
gibi bir niyeti, bir amacõ olamaz. Nedeni anla-
mak için önyargõsõz olarak kitabõ dikkatle oku-
mak lazõm. Eleştirenler sanõrõm okumadan sa-
dece Ali Kemal ismine takõlõyorlar. Kitapta an-
latõlan Ali Kemal savunmasõ değildir. Onun çev-
resinde, onun yaşadõğõ dönem, o tarih parçasõ,
o mütareke atmosferi o günlerin önemli aktör-
leri, Ali Kemal’in benzerleri, dostlarõ, aile iliş-
kileri ve iyi bilinmeyen olaylar ele alõnmõştõr.
Yalnõz İstanbul’da yer alan mütareke basını de-
ğil bütün Anadolu basõnõ incelenmiş, gözden ge-
çirilmiş, doğrusu az bildiğimiz tarihe özel bir il-
gisi olmayanlarõn tanõmadõğõ çok sayõda olay ve
gelişmeler sergilenmiştir bu kitapta...
Ayrıntılarıyla Mütareke Dönemi
Karaveli kitabõnda mütareke dönemini ayrõntõlõ
işliyor. Milli Mücadele’ye karşõ duranlarõn Ali
Kemal’den ibaret olmadõğõnõ çok iyi biliyoruz.
Atatürk için, onu ziyaret edip görüştükten son-
ra “Deli zannediyordum, meğerse zırdeli
imiş” diyen Ref’i Cevat’õ bilmez olur muyuz?
Onu yõllar sonra Milliyet gazetesinde itibarlõ bir
yazar olarak okuduk. Kuvayi Milliye’nin ha-
berleşme yollarõnõ kesen Refik Halit’i tanõmaz
olur muyuz? Rıza Tevfik’i, Anadolu basõnõn-
da düşmanla işbirliği yapan, onlarõ kurtarõcõ gi-
bi selamlayanlarõ da biliyoruz. Peki bunlarõn için-
den 150’lik olarak yurtdõşõna çõkarõlan, affedi-
lip döndükten sonra iadei itibar edilen, ha-
inlik suçlamasõndan arõndõrõlmõş olanlar,
Ali Kemal’den farklõ mõ idiler? İhanet
damgasõnõn sadece Ali Kemal’in alnõna sü-
rülmesi haksõzlõk değil midir? Karaveli bu-
na işaret etmek istiyor. Atatürk’ün Nutuk’ta
geniş yer ayõrdõğõ ve silah arkadaşlarõnõn
olumsuz davranõşlarõ, onun önerilerini
reddetmeleri nedeniyle görev vermek du-
rumunda kaldõğõ gaddar bir komutan Nu-
rettin Paşa’nõn yönlendirmesi ile halk ta-
rafõndan linç edilmeseydi, Ali Kemal
1938 affõ ile geri dönüp tõpkõ Ref’i Cevat
ve Refik Halit gibi okunan bir yazar ola-
maz mõ idi? Karaveli’nin kitabõnõn kapa-
ğõna koyduğu “Belki de bir günah keçi-
si...” alt yazõsõ sanõrõm bunu vurgulamak
içindir. Tüm hainlerin suçunu yüklenmiş
gibidir Ali Kemal. Evet Ali Kemal’i sadece
hain kimliği ile anmak yanlõş ve eksiktir.
İki kez dahiliye vekilliği yapmõş olan la-
netlenmiş bu insan, çalõşkan, iyi okuyan,
çağdaşlaşma özlemleri taşõyan, bu yüzden
sürgünlere gönderilmiş bir entelektüeldir.
Onu alkol almaz, sazdan anlamaz, kuma-
ra düşkündür diye tarif edenler var. Er-
meniler ve Kürtler için dikkate değer gö-
rüşler ileri sürmektedir. 14 kitap yazmõş-
tõr, 1000 kadar da makale. Ve fikirlerinden ötü-
rü 19 yaşõnda sürgüne yollanmõştõr. Arkadaşlõk
ettiği Yahya Kemal onu bir üslup ustasõ olarak
anõyor. Şu aşağõdaki sözler ve değerlendirme-
ler onun:
“Öğrencilerimiz ilmi ilim olarak değil bir
amaca ulaşmak için vasıta ve alet gibi gör-
düklerinden onu sevmiyorlar.” “Öğrenim için
Avrupa’ya gönderilen Türk öğrencileri ulu-
sal değerlerini yitirmemeli, ecnebileşmeme-
li, Türklüğünü unutmamalı, ülkesine bağlı ve
aşina kalmalı.”
“Dar düşünceli adamlar, kadınların ve kız-
ların üniversite öğrenimi görmesini güya İs-
lama aykırı olduğunu ileri sürerek engelle-
meye kalkışmışlardır.”
“Taassup bir kavme veya topluma mu-
sallat olan afetlerin en öldürücü olanıdır.
Biz kendimize bakarsak biçare Türklerin
taassubun en hazin kurbanlarından biri
olduğunu görürüz.”
“Endülüs Arapları ile değil Faslılarla ay-
nı yolda gidiyoruz.”
“Fikirlerin tartışılmasına engel olunamaz.”
“İstanbul, Londra’dan Petersburg’a ka-
dar öteki dünya kentleri ile kıyaslandığında
doğası üstün ancak sanat ve bayındırlıkta ba-
yağı ve aşağı durumdadır.”
Bunlar kitaptan seçtiğim bazõ sözler. Kolay-
lõkla çoğaltõlabilecek ve paylaşabileceğimiz
bu örnekler onun görüşleri ve kişiliği hakkõn-
da yeterince fikir veriyor.
Milli Mücadele’ye inanmamak, onu kuşku ile
karşõlamak hatta ona karşõ çõkmak ve manda
arayõşlarõ içinde olmak sanõrõm o günün ko-
şullarõ iyi algõlanabilirse anlaşõlõr bir şeydir ve
kolay kolay suçlanma nedeni olmaz. Birçok ya-
zar, düşünür ve o günün aydõnõ o günlerin pe-
rişanlõğõ ve yoksunluklarõ içinde yedi düvele
karşõ bir kurtuluş savaşõ yapõlabileceğine inan-
mõyordu. Halide Edip bunlar arasõndadõr.
Bizzat Mustafa Kemal, “O günlerde Kuvayi
Milliye’ye inananlar kadar inanmayanlar da
haklı idiler” demiştir.
Özür dilerlerdi ama..
Böyledir ama anlaşõlmasõ mümkün olmayan,
asla hoş görülemeyecek, affedilemeyecek olan
şey Mustafa Kemal ve kurtuluş hareketine
karşõ takõndõklarõ saldõrgan, aşağõlayõcõ hakaretler
içeren tavõrdõr. Ölçüsüz ve sõnõrsõz saldõrõlar, Ali
Kemal ve benzerlerinin yazdõklarõ ve söyle-
dikleri, Ankara’nõn başarõsõna inanmamaktan
ibaret olsaydõ söylenecek fazla şey olmayabi-
lirdi. Zaferden sonra özür diler kutlamalara ka-
tõlõrlardõ. Ama şu yazõ başlõklarõna ve satõrlara
bakar mõsõnõz?
“Mustafa Kemal’in maskaralıkları, la-
net, lanet, lanet... Bu canavarlar böyle bıra-
kılamaz. Yılanın başı ezilmelidir. Ankara sa-
vaş demektir. Müdahinler, münafıklar, mu-
railer, o ipsiz sapsız akılsız fikirsiz zorba-
lardan canilerden kurtulmalıyız.. Kuvayi
Milliye asilerinin bütün kaynakları İstan-
bul’dadır. Mustafa Kemal’i haydutluk işinin
başına getiren Harbiye Nezareti’dir. Bunlar
dinsiz ve ikiyüzlüdürler. Allah’a, ahrete
inanmazlar.”
Şu satırlar da Ulunay’dan: Bunlar eşkõ-
yadõr, çalarlar. Kemalcilerin kolunu kõrmaya bir
binbaşõ yeter... Filozof Rõza Tevfik de Musta-
fa Kemal’i Prof. Lombroso’nun siyasi mec-
nunlarõ arasõna koyuyor.
Kapakta Ali Kemal başlõğõ altõnda “belki de bir gü-
nah keçisi” sözcüğü yer alõyor. Ali Kemal, biraz da bek-
lenmedik bir kitap. Çünkü bu isim ihaneti çağrõştõrõyor.
Neden bir hain için kitap sorgulamasõ çõkõyor ortaya. Or-
han Karaveli, Atatürkçü, aydõnlanmacõ kimliği ile çok iyi
tanõnan bir insan. Bu nedenle bir haini temize çõkarmak
gibi bir niyeti, bir amacõ olamaz. Nedeni anlamak için
önyargõsõz olarak kitabõ dikkatle okumak lazõm. Eleşti-
renler sanõrõm okumadan, sadece Ali Kemal ismine ta-
kõlõyorlar. Kitapta anlatõlan Ali Kemal savunmasõ değildir.
P
eki bu sõnõrsõz kin, şiddet, husumet,
düşmanlõk nereden kaynaklanõ-
yor? Açõklamak güç. Nedir bunu
besleyen? Karaveli, araştõrmalarõ ile bu-
nun çõkar ilişkileriyle, satõlmõşlõkla ilgi-
li olmadõğõna inandõğõnõ söylüyor. Büyük
bir gaflet, arkasõnda dalalet ve hõyanet var
mõ sorusunu, yoktur diye yanõtlamak ko-
lay değil.
Karaveli Anadolu basõnõnõ iyi incelemiş.
Adana’da, Bolu’da, İzmir’de, daha birçok
bölgede en zor koşullarda direnişi des-
tekleyen kahramanlar var. Bir de düşman
kuvvetlerini kurtarõcõ olarak selamla-
yanlar.
Yunus Nadi Bey’in Yenigün’ü, Celal
Nuri İleri’nin, Necmeddin Sa-
dak’õn, Ruşen Eşref’in gaze-
teleri Milli Mücadele’nin
büyük destekçileri.
Orhan Karaveli, “Pe-
ki bugünün Ali Ke-
mal’lerine ne buyru-
lur” diye soruyor.
Cumhuriyetimizin di-
bini oymak isteyen-
ler. Mustafa Kemal’i
ve Cumhuriyeti kara-
layan, Kemalizmi her
türlü olumsuzluğun ne-
deni olarak görenler.
Cumhuriyete karşõ isyan
edenleri kahramanlaştõ-
ranlar, Atatürk’le Kenan Ev-
ren arasõnda fazla bir fark bul-
mayanlar. Açõkça laik demokratik hu-
kuk devletine karşõ politikalara, demok-
rasiyi savunuyoruz diye destek verenler.
Yargõnõn savunma durumuna sokulmuş
olmasõnõ umursamayanlar, hatta yargõya
güvenilmez diye buna arka çõkanlar, yar-
gõ ve basõnõn ağõr bir baskõ altõna girme-
sine hiç itirazõ olmayanlar. Açõk hukuk ih-
lalleri karşõsõnda bir kõsmõ sessiz tepkisiz
kalan, bir kõsmõ bu ihlallere destek veren
hukukçular, profesörler. Orduya karşõ
amansõz bir savaş açan tarikatlara, ce-
maatlere, hukuksuzluğa eyvallah diyerek
taraf tutan liberallerimiz. Türkan Say-
lan’a, “Onu cehennemde zebaniler
karşılayacak” diye söven Dürrizade mi-
rasçõlarõ... Börekçizade Rıfat soyundan
yurtseverler ise pek ortada yok... Bir za-
manlar solcunun, emekçinin idolü duru-
mundaki “Atatürk ümmet toplumun-
dan bir ulus yaratmıştır” diyen çok ün-
lü bir solcu eskisinden bugün muhteşem
bir dönüşle “Atatürk 30 bin kişiyi öl-
dürtmekten başka ne yapmıştır”de-
ğerlendirmesi. “Kurtuluş Savaşı iddia
edildiği gibi düveli muazzamaya kar-
şı değil sadece Yunanlılara karşı ya-
pılmıştır” diyen, Mustafa Kemal’e, onun
devrimlerine, ilkelerine saldõran yeni ku-
şak yazarlarõ. Bunlar Ali Kemal’den çok
aşağõ kalõyorlar mõ dersiniz?Bugün
dinci ve Cumhuriyet ve onun
güçlerini yok etmek iste-
yen iktidara taraf olan
yardakçõ medya müta-
reke basõnõndan fark-
lõ mõ? O günlerde
Ankara’ya karşõ çõ-
kanlarõn bir gerek-
çesi vardõ. Mustafa
Kemal henüz başa-
rõya ulaşmamõştõ.
Bugün o yüce insanõ
aşağõlayõp çõğrõndan
çõkmõş bir demokratik
korku devleti halini al-
mõş olan ülkede bunun
yaratõcõsõ yönetimi destek-
lemenin bir gerekçesi olabilir
mi? Tõpkõ Ali Kemal gibi iyi eğitim
görme şansõna kavuşmuş, dünya gör-
müş birikimli bir sözde aydõn yazar, pro-
fesör takõmõ demokrasiye, insan haklarõ-
na, hukuka karşõ sistemli bir savaş açmõş
olan iktidarõ ve onun politikalarõnõ des-
tekliyor. Nedeni bilinmeden aylardõr ha-
piste yatan meslektaşlarõ için kõlõnõ kõ-
põrdatmõyor, hatta bu adaletsizliği onay-
lõyor. Dehşetle izliyoruz bunlarõ, nasõl,
hangi ortamda, hangi koşullarda yetişiyor
bu insanlar? Bu iç karartan tablonun ger-
çek olduğuna inanamõyor insan. Nasõl bir
toplum bu? Nasõl bu kadar yozlaştõrõldõ?
Yandaş medya mütareke
basõnõndan farklõ mõ?
K
itapta düşündürücü pek çok şey
var. Öğrendiğimiz çok şey Ali
Kemal’in bir basõn şehidi olarak
anõlabileceğini ileri sürenler ve buna
karşõ çõkanlarõ da anlatõyor Karaveli.
Bitirmeden kitaptaki bazõ çarpõcõ olay ve
bilgilere değinmek istiyorum:
Nurettin Paşa’nõn tõpkõ Ali Kemal gi-
bi İzmir’de linç edilmesine önayak olduğu
Metropolit Hrisostomos, aynõ Ali Kemal
gibi kaçma önerilerini reddediyor. 30
Ağustos zaferinden sonra Ali Kemal
şunlarõ söylemiştir: “Bizim gibi muha-
lifler fena halde yanılırken Avrupa ile
anlaşmazlıklarımızı çözmek için sila-
ha sarılarak barış koşullarımızı kılı-
cımızla yazdırmak isteyenler haklı
çıktılar” diyor ve “Gayeler birdi ve bir-
dir. Türk milletindeki cevheri göre-
medim” diye ekliyor. Ali Kemal Avrupa
ile anlaşmamõz gerektiğine ve onlarõ si-
lahla asla mağlup edemeyeceğimize,
teslimiyetle uzlaşabileceğimize inanõ-
yordu. Çok yanlõş bir yer tuttu. Bütün ye-
tenekleri ile fena halde kaybetti. Cercle
d’orient’dan çõkõşõnda alttaki berber dük-
kânõnda yakalanõncaya kadar kaçmaya te-
şebbüs etmedi. Ankara’ya götürüleceği-
ne inanõyordu. İzmit’te Nurettin Paşa’ya
çarptõ. Mustafa Kemal bu linç olayõndan
üzüntü duymuş, biz dağ başõ kurallarõ uy-
gulamõyoruz demiştir. Atatürk’ün Nu-
rettin Paşa ile ilgili olumsuz görüşleri Nu-
tuk’ta geniş yer alõr.
İsmet Paşa’nõn Ali Kemal’in baldõzõ-
na talip oluşu sanõrõm az bilinir. Nere-
deyse bacanak olacaklardõ. Bir ilginç olay
da Rauf Orbay’õn, Ali Kemal’in İsviç-
re’de bulunan dul eşine talip oluşudur.
Mütareke sõrasõnda eşine Mustafa Ke-
mal’in tarafõna geçmesini telkin eden Sa-
biha Hanım, Rauf Orbay’õn teklifini ge-
ri çevirmiştir.
Ali Kemal ile bacanak olamayan İs-
met Paşa, onun 8 yaşõnda babasõz kalan
oğluna büyük bir destek veriyor ve bir
hainin oğluna iş verilir mi diyen gay-
retkeşlerin, onun önünü kesmesini en-
gelliyor. Böylece Zeki Kuneralp Tür-
kiye Cumhuriyeti’nde başarõlõ bir hari-
ciyeci ve büyükelçi olarak hizmet veri-
yor... Onun babasõnõn ilk eşinden kar-
deşleri, yeğenleri var, Avrupa’da yaşõ-
yorlar. Kuneralp’le Türkiye’de buluş-
malarõnõn çok ilginç hikâyeleri kitapta
yer alõyor. Talihsiz bir insan Kuneralp.
Kendisi nörolojik kronik bir hastalõkla
yaşõyor. Eşi de Madrid’de bir Ermeni te-
rörüne kurban gidiyor.
Düş kırıklığı yaşadım
Bende büyük bir düş kõrõklõğõ yaratan
bir olayõ bu kitaptan öğrendim. Adnan
Adıvar ve eşi Halide Edip benim hiç an-
layamadõğõm bir nedenle Cumhuriyet
devrimlerinin gerçekleştiği yõllarda Tür-
kiye’yi terk etmişlerdir. Sorgularsanõz ala-
cağõnõz cevap Atatürk’ü çok radikal bu-
luyor olmalarõdõr. İnanõlõr gibi değil,
doğru anlõyorsam devrimlerin demokra-
si ile gerçekleştirilmesini istiyorlardõ;
halkõn oyunu alarak. Beni şaşõrtan bu gö-
rüşü paylaşan bu çeşit aydõnlara sõkça
rastlanõr ülkemizde. Onlara göre Atatürk
halka sorarak yapacaktõ devrimleri. Ta-
rih Boyunca Bilim ve Din kitabõnõn ya-
zarõdõr Adnan Adõvar. Halide Edip’in teş-
vikiyle yazdõğõ bu kitabõ hayranlõkla
okudum. İşte bu Adnan Bey Avrupa’da
kendisine Türkiye’den getirilen bir ar-
mağanõn Atatürk’ün Nutuk’u olduğunu
öğrenince onu yere atõyor. İnanamadõm
ama Karaveli bunun gerçek olduğunu be-
lirtiyor. Çok yazõk.
Bu kitabõ okurken zaman zaman Nu-
tuk’a başvurdum. Şu ileri yaşlarõmda bir
kez daha Atatürk’ün nasõl eşsiz bir ko-
mutan, bir stratejist, bir politikacõ, bir li-
der, bir aydõnlanmacõ, bir hümanist ol-
duğunu gördüm, algõladõm. Yaptõklarõ ve
başardõklarõ ile akla, mantõğa kolay sõğ-
dõramayacağõmõz bir dâhi... İnönü’nün,
ölümü üzerine millete beyannamesinde
söylediği gibi, “İnsanlık idealinin âşık
ve mümtaz siması eşsiz bir kahraman”.
Tarihi bize sevdirenlere teşekkürler. Ka-
raveli’den yeni kitaplar bekliyoruz.
coskunoz@superonline.com
‘PEKİ BUGÜNÜN ALİ KEMAL’LERİNE NE BUYURULUR?’
İsmet İnönü, Ali Kemal’in
oğluna büyük destek verdi
KİTAPTA DÜŞÜNDÜRÜCÜ PEK ÇOK ŞEY VAR
Ali Kemal, ya-
şamını bu taç
kapının önünde
noktalamıştı.
(6 Kasım 1922)
Ali Kemal’in Elazığ’da yayımlanan bir gazetede yer alan
karikatürü. Ali Kemal, Yunanistan Kralı Konstantin’e
saygılarını sunuyor. (1922)