Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
25 KASIM 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr
EKONOMİ POLİTİK
ERİNÇ YELDAN
Ana Gündem Maddesi:
Kronik İşsizlik
ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr
Domuz gribi ve aşısı hakkında
kafalar hâlâ karışık. Dünyada bilimsel
gelişmeler ve sağlık ile ilgili teknolojiler
sürekli bir ilerleme halinde.
Seviniyoruz. Ancak yeni hastalıklar da
bütün güçleri ile devrede. Birkaç yılda
bir yeni bir virüs, yeni bir ölümcül
hastalık ortaya çıkıyor.
Küreselleşmenin de etkisi ile kısa
sürede hemen her ülkede kendini
gösteriyor. Hal böyle iken yeni tedavi
yöntemleri ve yeni ilaçlar da herkesin
ilgi odağı haline geliyor. Kişiye özel
ilaçlar, yakın gelecekte kök hücre
araştırmaları ile körlüğe çözüm
bulunacak olması, fare bedeninde
insan kulağı üretilmesi gibi...
Pfizer’in İngiltere’deki Global
Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge)
merkezine yaptığımız ziyaret ve
katıldığımız seminerle ilaç
endüstrisinde gelinen noktayı ve yeni
eğilimleri anlamamız açısında yararlı
oldu. Londra’ya 2 saat mesafede
Sandwich kasabasındaki merkezi
Pfizer’in hem ABD dışındaki ilk hem de
Avrupa’daki en büyük Ar-Ge merkezi.
3000 kişinin çalıştığı olağanüstü
güvenlik önlemlerinin olduğu dev bir
komplex. Avrupa’nın birçok ülkesinin
yanı sıra İsrail, Rusya ve Gürcistan’dan
da gazeteciler hep birlikte 2 günlük
seminerler dizisinde AIDS, kök hücre
çalışmaları, sahte ilaçlar ve birçok
konuda çeşitli sunumlar dinledik.
Yeni bir ilaç üretmek hiç de kolay
değil. Her şeyden önce fikrin ortaya
çıkışından hastanın başucuna gidişine
kadar geçen süre en az 10 yıl. Her yeni
100 fikirden sadece bir ürün çıkıyor ve
her yeni ilaç için 800 ila 1300 milyon
dolar para harcanıyor. Pfizer’in de Ar-
Ge için ayırdığı bütçe anımsanacak
gibi değil. 2008 gelirleri 48.3 milyar
dolar iken Ar-Ge harcamaları 7.9
milyar dolar olarak gerçekleşmiş, 2009
için ayrılan pay 9 milyar dolar.
Ocak 2009’da Wyeth’i 68 milyar
dolara satın alan Pfizer’in birleşme
sonrasında Pfizer’in stratejik öncelikleri
de haliyle değişmiş. Daha önce
özellikle alerji, solunum, AIDS ve ağrı
konusunda çalışmalar yaparken
örneğin artık aşı üretimi de faaliyet
alanları içine girmiş durumda. Yeni
2009 yılında GlaxoSmithKline ile
birlikte HIV portföylerini geliştirmek
amacıyla bağımsız bir şirket kurdu.
Pfizer Global Araştırma ve Geliştirme
Başkanı Martin Mackay, genetik ve
hücre biyolojisindeki gelişmelerin de
etkisiyle gerek tüm sektörde gerekse
Pfizer’de stratejik önceliklerin de
farklılaştığını anlattı. “Ar-Ge bütçesi
artıyor ama yeni molekül sayısı da
giderek azalıyor. Artık daha çok hedefe
yönelik çalışmalar yapılacak. Rekabet
öncesi işbirliği giderek önem
kazanıyor.”
Biyoloji biliminin sürekli olarak
kendini yenilediğini vurgulayan
Mackay, ilaç endüstrisinin geleceğine
ilişkin de şunları söyledi:
“Yenilikçi ilaçların piyasaya hızla
girmesinden hastalar kazançlı çıkacak.
İlaç geliştirme daha hızlı ve eskisine
kıyasla daha az maliyetli olacağı için
şirketler açısından da bu avantajlı bir
durum yaratacak.”
Mackay ile yaptığımız söyleşide, Çin,
Brezilya, Rusya ve Türkiye gibi
ülkelerin kendileri açısından öneminin
giderek arttığını belirterek “Bu ülkeler
sadece pazar olarak değil, hastalıkların
teşhis ve tedavisi ile bölgesel
gelişmeler açısından da önemli.
Hacettepe Üniversitesi’ni Kilit Stratejik
Merkez’lerimiz arasına kattık. İlaç Ar-
Ge’sinde Türkiye’deki bilim insanlarına
çok güveniyoruz” dedi. Bu arada
Pfizer’in Türkiye dışındaki birimlerinde
34 Türk yöneticinin de görev yaptığını
anımsatalım.
Her altı kişiden
birinin ağrısı var
Dinlediğimiz sunumlardan biri de
ağrı ile ilgiliydi. Örneğin her 6 kişiden
birinin kronik ve geçici ağrısı
bulunduğunu öğrendik. Ancak kronik
ağrı çekenlerin yüzde 50’sine henüz
tam bir çözüm geliştirilebilmiş değil.
Ağrı ilaçlarında ise daha çok ilaç
geliştirme yapılıyor. Yeni ilacın payı
sadece yüzde 2. Ağrı ile ilgili diğer
bilgiler ise şöyle: İşgücünün yüzde
13’ü iki haftalık periyotta işe ağrı ile
gidip geliyor. Çalışanların yüzde 51’i
ağrı nedeniyle verimlerinin
düştüğünü söylüyor. Migren ağrısı
çekenlerin ise çoğu kadın.
İlaçta Ar-Ge...
Mevcut krizin 2001 ya da daha öncesinde
yaşanmış olan krizlerden önemli bir farkı da
Türkiye’nin siyasi gündemi ile ilgili. “İktisat”,
bundan önce kriz dalgalarından farklı olarak
mevcut kriz sürecinde Türkiye’nin güncel
gündeminde hemen hemen hiç ana gündem
maddesi olarak algılanmadı. Bu gerçekte,
kuşkusuz iktidar partisinin becerikli
manevraları olduğu kadar, muhalif siyasi
örgütlerin ve kitlesel meslek kuruluşlarının da
çalışanların sorun ve taleplerini daha etkin bir
toplumsal muhalafet olarak
yansıtamamalarının da payı var.
Oysa 2008 sonrası Türkiye’nin Cumhuriyet
tarihi boyunca yaşamış olduğu krizlerin en
şiddetlisi ve uzun dönemlisi olarak karşımızda
duruyor. Kriz dalgaları, sadece ulusal
ekonomide değil, uluslararası düzeydeki
yansımalarıyla kapitalizmin bir sistem olarak
sorgulandığı bir konjonktür yaratmış durumda.
Krizin Türkiye ekonomisindeki seyri bahar
aylarında göreceli bir toparlanmadan sonra,
yaz sonuna doğru yeniden bir ikinci daralma
tehlikesine işaret ediyor. Sanayi üretiminde
temmuz ayından beri gözlenen ikinci daralma
ve işsizlik oranında yaşanan yeni artışlar, krizin
reel ekonomideki yansımalarının ne kadar kalıcı
olduğunu bir kez daha belgeliyor. TÜİK’in
geçen hafta temmuz-eylül ayları ortalamasını
yansıtan “ağustos” verilerine göre işsizlik oranı
yüzde 13.4 iken, tarım dışı işsizlik oranı yüzde
17’ye yükselmiş durumda.
İşgücü piyasalarına ait son verilere göre,
Türkiye genelinde işsiz sayısı geçen yılın aynı
dönemine göre 927 bin kişi artarak 3 milyon
429 bin kişiye yükselmiştir. İşsizlik oranı ise 3.2
puanlık artış göstermiş; kentsel yerlerde işsizlik
oranı 4.3 puanlık artışla yüzde 16.5, kırsal
yerlerde ise 1.3 puanlık artışla yüzde 7.4
olmuştur.
Bu dönemdeki işsizlerin yüzde 45’inin lise ve
lise üstü eğitimli olduğu, yani göreceli olarak
daha eğitimli işgücünde yaşanan işsizliğin,
tamamın neredeyse yarısına ulaştığı
anlaşılmaktadır. Bundan öte, işsizlerin yüzde
27.3’ünün bir yıl ve daha uzun süredir iş
aramakta olduğu görülmektedir. Demek ki
yaklaşık her dört işsizden birisi uzun süreli
olarak işsiz konumdadır.
TÜİK’in anket verilerine göre işsizlerin yüzde
24.3’ünü çalıştığı iş geçici olup işi sona erenler,
yüzde 25’ini işten çıkarılanlar, yüzde 8.7’sini de
işyerini kapatan/iflas edenler oluşturmaktadır.
Yani, krizin doğrudan etkileri nedenleriyle işini
kaybetmiş olan işgücü, toplam işsizlerin yüzde
60’ına ulaşmaktadır.
İşsizlik Türkiye’nin giderek “kronik”, yapısal
bir sorunu haline dönüşmektedir. Bu yapısal
döngünün ana nedenlerini ve çözüm yollarını
gelecek haftaki yazımda ele almayı
arzuluyorum.
Bugün kamu çalışanları bir günlük uyarı
grevindeler. Tüm kamu emekçilerine ve
örgütlerine haklı davalarında başarılar
dilekleriyle.
Memura ek
ödeme yok
Altında ‘uçuş korkusu’Ekonomi Servisi - Altõn fiyatlarõn-
daki yükseliş yatõrõmcõsõnõ ihya etme-
ye devam ediyor.
Dolardaki düşüş, uzun vadeli en-
flasyon kaygõlarõ ve yeni rezerv para
tartõşmalarõnõn etkisinde en güvenli ya-
tõrõm aracõ haline gelen altõn, uzman-
lara göre önümüzdeki dönem de yük-
selişini sürdürecek.
Uluslararasõ piyasalarda önceki gü-
nü ons başõna 1169 dolar seviyesinde
kapatan altõn dün de 1165 dolarõn
üzerinde işlem görmeye devam etti.
Yurt içinde çeyrek altõn son 1.5 ayda
yüzde 15 artarak 93 liraya, Cumhuri-
yet Altõnõ da son iki haftada 27 lira bir-
den yükselerek 378 liraya fõrladõ.
Uluslararasõ piyasalarda altõn fiyat-
larõ spekülatif alõm satõmlara konu
olurken tüketici piyasalarõnda tam ter-
sine ciddi bir durgunluk göze çarpõyor.
Kuyumcular, piyasada altõn takõ ve
benzeri ürünlerin alõm satõmõnõn ya-
vaşladõğõnõ belirtiyorlar.
İstanbul Kuyumcular Odasõ Baş-
kanõ Alaattin Kameroğlu da artõşõn
kuyumculuk sektöründeki iyileşmeden
dolayõ gerçekleşmediğini belirterek
“Sektörün üretim yapabilmesi, is-
tihdam yaratabilmesi için altının
takı olarak satılması önemli. Aksi
takdirde kuyumculuk sektörünün
yaşaması mümkün değil. Temenni-
miz odur ki altın fiyatları düşsün, in-
sanlar takı alsın” diye konuştu.
Yastık altında 5 bin ton altın
İstanbul Altõn Rafinerisi (İAR) Baş-
kanõ Özcan Halaç, Türkiye’de yastõk
altõnda 5 bin ton altõn olduğunun tah-
min edildiğini ve bunun değerinin
180 milyar dolara yaklaştõğõnõ belir-
terek “180 milyar doların yastık al-
tında olmayıp piyasada olduğunu
düşünürsek bu binlerce yatırım,
milyonlarca da istihdam anlamına
gelir. Altının çıkarılması için gere-
kirse Maliye teşvik etsin” dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
AKP’li milletvekillerinin bütçenin ko-
misyondaki görüşmeleri sõrasõnda ver-
diği önergelerle bazõ kamu kurumlarõ-
nõn kullanõmõ için yedek ödeneklere
53.7 milyon TL’lik kaynak aktarõmõ ön-
görüldü. Muhalefetin memur maaşla-
rõnõn artõşõ ve bir defaya mahsus olmak
üzere memurlara ek ödeme yapõlmasõna
yönelik verdiği önergelerse reddedildi.
Maliye Bakanõ Mehmet Şimşek “Ka-
yıt dışı kalma ve vergi kaçırmanın ce-
zaları arttırılmalı” dedi.
2010 Yõlõ Merkezi Yönetim Bütçe
Kanun Tasarõsõ, önceki gece geç saat-
lerde TBMM Plan ve Bütçe Komis-
yonu’nda kabul edildi. Tasarõ, komis-
yon raporunun yazõlmasõnõn ardõndan,
aralõk ayõnõn ilk günlerinde görüşülmek
üzere genel kurula gönderilecek.
GE Capital’den
İslami bono
Ekonomi Servisi - General Elect-
ric’in finans iş birimi GE Capital,
Ortadoğu, Asya ve Avrupa’daki
yatõrõmcõlar için özel olarak hazõr-
lanan ilk “Sukuk (İslami Bono)” ih-
racõnõ gerçekleştirdiğini açõkladõ.
Oldukça yüksek talep gördüğü be-
lirtilen 500 milyon dolar değerindeki
beş yõllõk “Sukuk” sayesinde GE Ca-
pital’in, İslami bono ihraç eden ilk
ABD kurumu konumuna geldiği
bildirildi. Sukuk’tan elde edilecek
satõş gelirlerininse genel kurumsal
amaçlar için kullanõlacağõ belirtildi.
B‹ L G ‹ T O P L U M U N A D O / R U / Ö Z L E M Y Ü Z A K
Borsada
yükseliş
kõsa
sürdü
Ekonomi Servisi -
İçeride yaşanan siyas
gerginliklerin etkisinde
geçen hafta yüzde 8
değer kaybeden
İMKB’deki yükseliş
umudu kõsa sürdü.
Önceki gün 1.26 artõşla
45 bin 801 puana
yükselen İstanbul
Borsasõ, dün 45 bin 514
seviyesinden kapandõ.
Merkez Bankasõnõn
yaptõğõ ‘toparlanma
yavaş olacak’
şeklindeki açõklamalarõ
da borsanõn değer
kaybetmesinde etkili
oldu. Merkez
Bankasõnõn şimdilik
faiz indirimlerine ara
verebileceği beklentileri
ve bunun yanõnda
2010’da kredilerin geri
dönmesinde sorunlar
yaşanabileceği
endişeleri hisse
senetlerne satõş getirdi.
Öte yandan İMKB’de
dün sabah teknik arõza
nedeniyle işlemler
geçici olarak durdu.
Yaklaşõk 50 dakika
süreyle kapatõlan hisse
senetleri piyasasõ
10.55’te yeniden
işleme açõldõ.
KISA... KISA...
Kerkük-Yumurtalık’tasevkıyatdurdu
Kerkük-Yumurtalõk Petrol Boru Hattõndaki sev-
kõyatõn 21 Kasõm Cumartesi günü saat 21.51 iti-
barõyla durduğu bildirildi. Enerji ve Tabii Kay-
naklar Bakanlõğõ yetkilileri, söz konusu kesintinin
Irak tarafõndan yapõldõğõ ve hattõn ne zaman açõ-
lacağõnõn şu anda belli olmadõğõnõ kaydetti.
İş Yatırım Dubai’de şirket kuracak
İş Yatõrõm Menkul Değerler A.Ş Yönetim Kuru-
lu, Dubai’de yerleşik ‘Is Investment Gulf Ltd.’
unvanlõ bir şirket kurulmasõnõ kararlaştõrdõ.
DEBA’ya alıcı çıkmadı
Üretimini geçen ay durduran ve İş Bankasõ ta-
rafõndan icra yolu ile satõşa çõkarõlan Deniz-
li Basma ve Boya Sanayi AŞ’ye (DEBA) ikin-
ci defa alõcõ çõkmadõ.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) İstihdam koşullarõnda kalõcõ iyi-
leşme uzun zaman alacak.
Merkez Bankasõ tarafõndan yõlda iki
kez yayõmlanan “Finansal İstikrar
Raporu’nun” ikinci sayõsõna göre kü-
resel ekonomideki iyileşmenin mev-
cut kamu desteklerine dayanmadan
sürdürülebilirliği yönündeki endişe-
ler önemini korumakta. Rapora göre
önümüzdeki dönemde iktisadi faali-
yetteki toparlanmanõn yavaş ve ka-
demeli bir eğilim göstermesi bekle-
niyor. Rapora göre, Türkiye ekono-
misi, 2009’un ikinci çeyreğinde ver-
gi teşviklerinin tüketim harcamalarõ-
nõ artõrmasõ nedeniyle hõzlõ bir topar-
lanma gösterdi. Tüketim talebinin
ikinci çeyrekte sergilediği kayda de-
ğer yükselişten sonra, yõlõn geri kalan
bölümünde daha zayõf bir seyir izle-
mesi bekleniyor. Talep belirsizliği ve
düşük kapasite kullanõmõ yatõrõm har-
camalarõnõ sõnõrlamaya devam edecek.
Bu çerçevede, istihdam koşullarõnõn
kalõcõ olarak iyileşmesi uzun zaman
alacak. Cari açõğõn finansman yapõ-
sõnõn kriz nedeniyle değişikliğe uğ-
radõğõ gözlenmekte. Tahsili gecikmiş
alacaklar artmaya devam etmekte
olup, iktisadi faaliyetteki toparlan-
manõn kademeli olacağõ göz önüne
alõndõğõnda, bu artõşõn bir süre daha de-
vam edebileceği düşünülmektedir.
İşsizlik krizle hortladı
Raporda, küresel krizle birlikte
ekonomide yaşanan daralmanõn iş-
sizliği arttõrdõğõ ve bu durumun ha-
nehalkõnõn borç geri ödeme kapasi-
tesini olumsuz etkilediği belirtilerek,
“Her ne kadar iktisadi faaliyette
ılımlı bir iyileşme bekleniyor olsa
da, işsizlik oranlarının yüksek
seyrini korumasına bağlı olarak
hanehalkının borç geri ödemele-
rinde bir süre daha sorunlar ya-
şanması, ancak bu sorunların özel-
likle konut kredileri için ABD ve
Avrupa ortalamalarına kıyasla
daha ılımlı seyretmesi beklen-
mektedir” denildi. Merkez Banka-
sõ raporun son bölümünde önümüz-
deki dönemde, finansal istikrara yö-
nelik en önemli risklerin, “İktisadi
faaliyetteki toparlanmanın bekle-
nenden yavaş olması ve buna bağ-
lı olarak yüksek işsizlik oranları ile
küresel finans piyasalarında ya-
şanabilecek yeni şoklar” olarak
sõraladõ. Raporun bu bölümünde alõ-
nan parasal tedbirlerin orta vadede
mali disiplin ve yapõsal düzenleme-
lerle desteklenmesinin büyük önem
taşõdõğõna da vurgu yapõldõ.
Ekonomideki
toparlanma
beklenenden yavaş olacak. Hanehalkõnõn borç geri
ödemelerinde bir süre daha sorunlar yaşanacak.
İyileşme yavaş olacak Düşük kapasite
kullanõmõ yatõrõm
harcamalarõnõ sõnõrlamaya devam edecek.
Enflasyon göstergeleri düşük seyrini koruyacak.
Yatırımlar düşecek İstihdam
koşullarõnõn kalõcõ
olarak iyileşmesi uzun zaman alacak. Yüksek işsizlik
nedeniyle piyasalarda yeni şoklar olabilir.
İşsizlere umut yok
KÂR AZALDI ÖDEME
GÜCÜ ZAYIFLADI
Finansal İstikrar Raporu’nda şu
noktalara dikkat çekildi:
Bütçe açõklarõnõn önümüzdeki
dönemlerde mali sürdürülebilirlik
kaygõlarõnõ artõrmasõnõn engellenmesi
için kõsa vadedeki mali genişlemenin
orta vadede telafi edilmesi
gerekmektedir.
Hanehalkõ yükümlülüklerinin faiz ve
kur riskinin sõnõrlõ olmasõ, hanehalkõnõn
ekonomik konjonktürdeki olumsuz
gelişmelerden nispeten daha az
etkilenmesini sağladõ.
Firmalarõn satõş gelirlerinin
düşmesine bağlõ olarak faaliyet
kârlõlõğõ azaldõ ve ödeme güçleri
zayõfladõ.
Küresel krizde yurtiçi altõn fiyatlarõ
yurtdõşõ kaynaklõ olarak yükseldi ve
2009’un ilk beş ayõnda altõn ithalatõ
durdu, yükselen fiyatlardan
yararlanmak amacõyla hanehalkõnõn
altõn tasarruflarõnõn bir kõsmõnõ nakde
dönüştürmesi nedeniyle altõn ihracõ
büyük ölçüde arttõ.
Durmuş Yılmaz’õn başõnda bulundu-
ğu Merkez Bankasõ’nõn raporuna göre,
önceki dönemlerde yurtdõşõndan sağla-
dõğõ uzun vadeli kaynaklarla cari açõğõ
finanse eden özel sektör, son dönemde net
dõş borç geri ödeyicisi durumuna geçti.
Raporda şöyle denildi:
“Bankacılıkta tahsili gecikmiş ala-
caklar artmaya devam etmekte olup,
iktisadi faaliyetteki toparlan-
manın kademeli olacağı göz
önüne alındığında, bu artışın bir süre da-
ha devam edebileceği düşünülmektedir.
Reel sektörün finansal borçları, 2009 Ey-
lül ayı itibarıyla 339.6 milyar lira olarak ger-
çekleşti.” Merkez Bankasõ’nõn küresel krizin
yurtiçi ekonomi üzerindeki olumsuz etkileri-
ni sõnõrlamak için üzerine düşeni yapmayõ sür-
düreceği belirtilen raporda, alõnan parasal
tedbirlerin orta vadede mali disiplin ve yapõ-
sal düzenlemelerle desteklenmesinin büyük
önem taşõdõğõ kaydedildi.
Merkez Bankasõ’nõn Finansal İstikrar Raporu’na göre ekonomik toparlanma yavaş olacak, banka kârlarõ 2010’da düşecek
Tünelinucundaõşõkyok
ÖZEL SEKTÖR BORÇ ÖDEYİCİSİ OLDU
Uluslararası pi-
yasalarda zirve
yapan altın fi-
yatları yurtiçin-
de de yeni re-
korlara imza atı-
yor ama kuyum-
cularda alım sa-
tım düştü. Fiyat-
ların düşeceğini
umanlar alım,
yükselmesini
bekleyenler sa-
tım, yapmaktan
çekiniyor.
İlaçta
sahteciliğin
boyutları
ürkütücü
Posta kutunuza her gün gelen “Viagra satın alın” türü
mesajları biliyorsunuzdur. Gerçekten ilaçta sahteciliğin
boyutları ürkütücü. Üstelik gerçek ilacı sahtesinden ayırmak
gözle mümkün değil gibi bir şey. Pfizer’in Ar-Ge
merkezindeki sonumlardan biri de sahte ilaçlar üzerineydi.
Gelin edindiğimiz bilgileri özetle aktaralım:
2008 yılında 42 ülkede 11.1 milyon sahte ilaca el konuldu.
2007 yılına kıyasla yüzde 29 arttı. Kimi zaman ölümle bile
sonuçlanabiliyor. En çok sahtesi yapılan ilaç elbette Viagra!
Viagra, Pfizer’in da en çok satan ürünlerinden. 2008’de
yaklaşık 11 milyon sahte Pfizer tablet ele geçmiş, bunların
yüzde 61’i Viagra’ymış. Türkiye’de ise 10 bin sahte Pfizer ilacı
ele geçmiş, bunların neredeyse hepsi Viagra çıkmış. Pfizer
Global Güvenlik Kıdemli Müdürü Steve Allen, en çok sahte ilaç
üretiminin Hindistan ve Çin’de olduğunu söylüyor. İnternet
üzerinden sahte ilaç satışı ise hayli yaygın. Allen “Özellikle
gençler utandıkları için internetten Viagra satın alıyorlar” diyor.
Bu arada gösterdikleri resimlerdeki görüntüler gerçekten
iğrenç. Biri Çin’den diğeri ise Macaristan’daki bir atölyeden...
Kullanılan maddeler, araç-gereçler hepsi de pislik içinde...
Pfizer’in Sandwich’deki Ar-Ge Mer-
kezi, Avrupa’daki merkezlerin en bü-
yüğü. 3 bini aşkın çalışan bulunuyor.