Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 10 KASIM 2009 SALI
8 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr
KAVŞAK
ÖZGEN ACAR
1919... 1989... 10 Kasım 2009...
Pazar günü, genç arkadaşlarım-
la, uzun süredir gidemediğim
Anıtkabir’deydim. 7’sinden 70’ine
tüm insanların, görmedikleri Ataları-
nı nasıl saygıyla, sevgiyle, özlemle
özümlediklerine tanık olmanın beni ne
kadar mutlu ettiğini anlatamam!
1926’da söylediği gibi “naçiz vü-
cudu” 71 yıl önce bugün “toprak olan”
Atatürk’ü görmemişlerdi. Herhangi bir
resmi tören dışında, tümüyle özden
gelen bir duygu seliyle Aslanlı Yol’dan
“mozolesine” akıyorlardı. Bir gülü ya
da bir karanfili “şükran borcu” olarak
sunuyorlardı.
Dünyanın siyasal yaşamında 1989
önemli bir dönüm noktası oldu...
İran’da devir değiştiren Ayetullah
Humeyni öldü. Avrupa’da Demir-
perde çöktü. Berlin Duvarı yıkıldı. Bir
genç, Çin’in başkenti Beijing’de Tia-
nanmen Alanı’nda koskoca tankları
tek başına durdurdu!
Türkiye’de bir başka genç, halkının
özgürlük ve demokrasi yolundaki ya-
şamsal dönüm noktasını 38 yaşında
19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak ba-
sarak gerçekleştirdi. “Dünyada ben-
zeri görülmemiş galibiyetin temsilcileri”
Anadolu’yu işgal etmişlerdi. Ama o
genç inançlıydı. Güven vericiydi. Türk
halkını peşine taktı, tek düşman çiz-
mesi kalmayacak biçimde 29 Ekim
1923’te bağımsız, egemen, özgür, la-
ik Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu.
Anıtkabir’in duvarlarına da kazı-
nan, 20 Ekim 1927 tarihli Mustafa Ke-
mal Atatürk imzalı “Ey Türk Gençli-
ği!” diye başlayan “...memleketin da-
hilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve
dalalet ve hatta hıyanet içinde bulu-
nabilirler” sözleriyle güncelliğini de ko-
ruyan şu hitabını bir kez daha anım-
sayalım:
“Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk
Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve
müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin ye-
gâne temeli budur. Bu temel, senin,
en kıymetli hazinendir. İstikbalde da-
hi, seni bu hazineden mahrum etmek
isteyecek, dahili ve harici bedhahla-
rın olacaktır.
Bir gün, İstiklal ve Cumhuriyeti mü-
dafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye
atılmak için, içinde bulunacağın vazi-
yetin imkân ve şeraitini düşünmeye-
ceksin! Bu imkân ve şerait, çok na-
müsait bir mahiyette tezahür edebilir.
İstiklal ve Cumhuriyetine kastede-
cek düşmanlar, bütün dünyada em-
sali görülmemiş bir galibiyetin mü-
messili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz
vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bü-
tün tersanelerine girilmiş, bütün or-
duları dağıtılmış ve memleketin her kö-
şesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.
Bütün bu şeraitten daha elim ve da-
ha vahim olmak üzere, memleketin
dahilinde, iktidara sahip olanlar gaf-
let ve dalalet ve hatta hıyanet içinde
bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahip-
leri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin
siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Mil-
let, fakr-ü zaruret içinde harap ve bi-
tap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu
ahval ve şerait içinde dahi, vazifen;
Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtar-
maktır! Muhtaç olduğun kudret, da-
marlarındaki asil kanda mevcuttur!”
20 Ekim’de bu köşede; Mülkiyeli
kardeşim, saygın bilim insanı, gaze-
temizin değerli yazarı, daha da önem-
lisi Atatürk ilkelerinin baş savunucu-
larından Ahmet Taner Kışlalı’nın
öldürülmesinin 10. yıldönümünde
onu ve kendisi gibi öldürülen öteki
Atatürkçü aydınlarımızı anmıştım.
Bu yazıdan iki hafta kadar önce
“Kanal 24” adlı TV kuru-
luşundan bir muhabir
hanım, Kışlalı’nın öldü-
rülmesi ile ilgili bir bel-
gesel yaptıklarını, kabul
edersem benimle de ko-
nuşmak istediklerini söy-
ledi. Kabul ettim. Keşke
kabul etmez olaymışım!
A’dan Z’ye kadar sordu-
ğu sorularla söyleşi bir sa-
at sürdü. Elbette, tüm bu
konuşmanın bir saatlik bel-
gesele aynen yansıma-
yacağının bilincindey-
dim. Makaslanması do-
ğaldı. Ama programı izleyince kahrol-
dum! 60 dakikalık söyleşi 1 dakika bi-
le değildi!
Ahmet’in ve öldürülmesinin 1
dakikada anlatılamayacağını okur-
larımız çok iyi bilirler. “Kanal 24” yal-
nız beni değil kızı Dounay’ı ve Işık
Kansu’yu da kullanmıştı. Sanki
Ahmet’i Ergenekoncular öldürt-
müşlerdi!
Konuşmamda Kışlalı’nın Atatürk-
çülüğün temel ilkesi olan “laiklik kar-
şıtı” İran odaklarınca öldürüldüğünü,
tetikçilerin yakalandığını, kukla tetik-
çilerin arkasındaki ipleri tutanların
neden yakalanmadığını sormuştum.
Ardından da Kışlalı’dan sonra ipleri
tutanların yöntem değiştirerek Ata-
türkçü aydınları artık öldürmeyip “Er-
genekoncu” diye içeri tıktıklarını ba-
zı örnekler ile anlatmıştım. Tek örnek
bile yansımadı ekrana!
O gün unuttuğum bir örneği
“Kanal 24”ün bu saygısızlığı
anımsattı! Bildiğiniz gibi, Ata-
türkçü generaller, Türkiye’yi Hu-
meyni’nin İran’ına çevirmek is-
teyenleri 28 Şubat’ta engelle-
mişlerdi. Daha sonra Türkiye’deki
Humeynicilerin bölünmesi ile ta-
kıyyeci “ılımlı İslamcılar” iktidara
gelince, emekli olan Atatürkçü
generalleri “Ergenekon teröristi”
diye Silivri’ye tıkmaya başladılar.
Cinayetlerin yerini Silivri aldı!
Söyleşide, içeriye tıkılanlar ara-
sında TV dünyasının Atatürkçüle-
rini örnek olarak vermeyi unut-
muştum! Başkent TV’nin sahibi rektör
Profesör Mehmet Haberal, Kanal
Türk’ün eski sahibi Tuncay Özkan,
ART’nin sahibi Mustafa Özbek, Ulu-
sal TV’nin sahibi Doğu Perinçek!
Çok farklı siyasal görüşleri olan bu ki-
şileri tek bir parti çatısı altında topla-
yabilir misiniz? Tek ortak paydaları “la-
ik Atatürkçü” olmaları değil mi?
Bu kişiler dışarıda olsalardı Kışlalı bel-
geselini “Kanal 24”ün utanmazlığı doğ-
rultusunda mı yaptırırlardı? Neden bu
kişiler içerideler? “Kanal 24” gibileri
meydanı boş bulsunlar diye değil mi?
Ne diyor son satırlarında Ahmet’in
küçük kızı Dolunay, amcası Mülkiyeli
ağabeyim Mehmet Ali Kışlalı’ya yaz-
dığı mektupta?
“Atatürk’ün kurduğu laik cumhuri-
yetin emanetçilerinden, bekçilerinden,
neferlerinden biri olarak, zaman zaman
bizi aldatan, kullanmaya kalkan med-
ya dahil, herkese el uzatıp kucak aça-
rak Türkiye sevgisini, Türkiye başarısı-
nı anlatacağım, paylaşacağım. Sade-
ce bir tane Türkiye var, o da bizim Tür-
kiye’miz. Bölünmeyiz, böldürmeyiz…”
1989’un, dünya siyasasında dönüm
noktası bir yıl olduğunu söylemiştik.
Çin Halk Cumhuriyeti’nde 1989’un 15
Nisan’da özellikle başkent Beijing’de
halk, iktidarın izlediği siyasaya karşı so-
kaklara döküldü. Yöneticiler arasında-
ki anlaşmazlıkta “baskıcılar” öne çıktı.
Ünlü Tiananmen Alanı’nda öğrencile-
rin, aydınların ve işçilerin ayaklanması
tanklarla bastırıldı. Çin Kızılhaç rakamına
göre yaklaşık üç bin kişi açılan ateş so-
nucu öldürüldü. 3/4 Haziran gecesi bir
gencin tankları tek başına durdurma-
sı, ayaklanmanın simgesi oldu! Bir
gencin azmi tanklara bedeldi! Bu anı
donduran fotoğraf devleşti!
1989’da dün Berlin Duvarı yıkıldı, iki
Almanya’nın birleşme yolu açılırken,
“Demir Perde” olarak tanımlanan Var-
şova Paktı çöktü. Avrupa siyasal ve eko-
nomik düşünce haritası biçim değiştirdi.
Bu oluşumu da Conrad Schumann adlı
19 yaşındaki bir gencin kıvılcımı ateş-
ledi. Doğu Almanya askeri olarak iki Al-
manya’yı ayıran hatta nöbet tutmaya
gönderilmişti. O, tel örgülerin üzerinden
Batı’ya atlayıp özgürlüğü seçti. O anı
donduran fotoğraf da görkemli bir sim-
ge olarak tarihe kazındı.
Komşu İran’ı yobazlığın karanlığı-
na taşıyan Humeyni, Çinli gencin
tankları durdurduğu o ge-
ce öldü. 20 yıl sonra şu
günlerde İranlı gençler
“mollarşi” düzeninden kur-
tulmak için Tahran so-
kaklarında gösteriler dü-
zenliyorlar. Ölüme aldır-
mıyorlar! İstedikleri ne?
Atatürk’ün 86 yıl önce
Türklere verdiği özgür-
lük, laiklik gibi bir cum-
huriyet! Çinlilerin, Doğu
Almanların 20 yıl önce
istediklerini 1923’te
Türklere veren Ata-
türk’ün neler yaptığını
anımsamak için Turgut Özak-
man’ın son kitabı “Cumhuriyet”i
okumak yeterli olacaktır.
86 yıl sonra bugünlerde, “Kanal
24” gibileri “...memleketin dahilinde,
iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet
ve hatta hıyanet içinde bulunanlara”
çanak tutmuyorlar mı?
Elmek: oacar@superonline.com Faks: 0312. 442 79 90
CMYB
C M Y B
Tiananmen Alanı.
Berlinli asker.
Cumhuriyet kitabı.
Sudanlõ liderin, İsrail ve Yunan jetlerinden çekinerek Türkiye ziyaretini iptal ettiği belirtildi
El Beşir jetlerden çekinmiş
Dış Haberler Servisi - Ül-
kesinin Darfur bölgesinde
işlenen insanlõk suçlarõ
nedeniyle Uluslararasõ
Ceza Mahkemesi’nin
hakkõnda tutuklama
kararõ çõkardõğõ Su-
dan Devlet Başkanõ
Ömer Hasan el Be-
şir’in İstanbul’da ya-
põlan İslam Konferan-
sõ Teşkilatõ (İKT) zirvesine
katõlmamasõyla ilgili çelişki-
li açõklamalar yapõldõ.
Jetler yolunu
kesebilirdi
Sudan Tribune internet site-
si, Güney Sudan özerk yöneti-
miyle Hartum’daki merkezi hü-
kümet arasõndaki siyasi krizi ge-
rekçe göstererek İstanbul ziyare-
tini iptal eden El Beşir’in, İsrail ve
Yunanistan savaş uçaklarõndan
çekindiğini öne sürdü. İngiliz ya-
yõn kuruluşu BBC’nin Arapça Ser-
visi’ne dayandõrõlan haberde, El
Beşir’in, yardõmcõlarõndan Ali Os-
man Taha’dan gelen uyarõyõ dik-
kate aldõğõ belirtildi.
Habere göre Yunanistan’õn AB
üyesi olarak El Beşir’i tutuklama
kararõ bulunduğunu hatõrlatan Ta-
ha, uçağõ uluslararasõ hava sahasõna
girdiğinde İsrail jetlerinin de yo-
lunu kesebileceği uyarõsõ yaptõ.
Brüksel merkezli Uluslararasõ
Kriz Grubu uzmanlarõndan Su-
danlõ Fuad Hikmet, ziyareti erte-
leme kararõnõ, El Beşir’in hareket
alanõnõn kõsõtlandõğõnõn gösterge-
si olarak yorumladõ. Uluslararasõ
hava sahasõnda El Beşir’in savun-
masõz olacağõna dikkat çeken Hik-
met, “Yanı başındaki komşula-
rı ve belki Körfez ülkeleri dı-
şındaki yerlere gitmeyi göze ala-
bileceğini sanmıyorum” dedi. El
Beşir, mart ayõ başõnda alõnan tu-
tuklama kararõnõn ardõndan bazõ
Afrika ülkelerini ve Suudi Ara-
bistan’õ ziyaret etmişti.
Başkanlõğõnõ Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül’ün yaptõğõ, İKT
Ekonomik ve Ticari İşbirliği
Daimi Komitesi toplantõlarõna
katõlan Sudan heyeti ise, El Be-
şir’in ziyareti ertelemesinin tek
sebebinin, Sudan’da 20 yõllõk
iç savaşõ bitiren 2005 tarihli an-
laşmanõn uygulanmasõyla ilgili
pürüzler olduğunu savunarak
Türkiye’nin bir tavsiye veya tel-
kinde bulunmadõğõnõ kaydetti.
‘Erdoğan Beşir’i
Netanyahu’ya tercih etti’
Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan’õn devlet televizyonunda
yayõmlanan bir röportajda 10 bin
ila 300 bin Darfurlunun katle-
dilmesinden sorumlu tutulan El
Beşir’i savunmasõ İsrail basõ-
nõnda yankõ uyandõrdõ.
İsrail’in en yüksek tirajlõ ga-
zetesi Yedioth Ahronot’un in-
ternet sitesindeki haberde, “Er-
doğan’ın Sudanlı lideri, İsra-
il Başbakanı Binyamin Netan-
yahu’ya tercih ettiği” vurgu-
landõ.
Haberde, “Erdoğan’ın yo-
rumlarının, İsrail’in yıl ba-
şında Filistin’in Gazze Şeridi
bölgesine düzenlediği saldırı
nedeniyle bozulan Türkiye -
İsrail ilişkilerine daha çok za-
rar verebileceği” ifade edildi.
Haaretz gazetesinin, “Türk
Başbakanı: İsrail’in savaş suç-
ları, Sudan’ınkilerinden beter”
başlõklõ haberinde de, El Beşir’in
suçlu olduğuna inanmadõğõnõ
belirten Erdoğan’õn, “Bir Müs-
lüman böyle bir şey yapamaz
ki” sözü aktarõldõ.
Darfur’daki insanlõk suçlarõndan sorumlu tutulan El Beşir’e bir yardõmcõsõnõn, “uluslararasõ hava
sahasõnda İsrail ve Yunan jetlerinin yolunu kesebileceği” uyarõsõ yaptõğõ ve Sudan Devlet
Başkanõ’nõn İstanbul ziyaretini bunun üzerine iptal ettiği öne sürüldü.
İslam Konferansı
Teşkilatı
Ekonomik ve
Ticari İşbirliği
Daimi Komitesi
(İSEDAK) için
İstanbul’a gelen
liderler, zirvenin
ardından aile
fotoğrafı çektirdi.
Cumhurbaşkanı
Gül, İran
Cumhurbaşkanı
Ahmedinejad ve
Suriye Devlet
Başkanı Beşşar
Esad da fotoğraf
karesinde yer aldı.
(Fotoğraflar: AA)
Nükleerkonusunugörüştüler
MİNE ESEN
İslam Konferansõ Teşkilatõ Ekonomik
ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi Baş-
kanlõğõ’nõ yürüten Cumhurbaşkanõ Ab-
dullah Gül’ün, ekonomi zirvesi için İs-
tanbul’a gelen İran Cumhurbaşkanõ
Mahmud Ahmedinejad ile Tahran yö-
netiminin şüpheyle bakõlan nükleer
programõnõ görüştüğü bildirildi.
Görüşmede, İran’õn atom bombasõ
arayõşõnda olup olmadõğõnõ gözetleyen
ABD, Rusya ve Fransa’nõn sunduğu
nükleer yakõt satma önerisinin yanõ sõ-
ra, ABD ve NATO müdahalesinin sür-
düğü Afganistan’daki gelişmelerin ele
alõndõğõ kaydedildi. Afga-
nistan Cumhurbaşkanõ Ha-
mid Karzai ile yapõlan gö-
rüşmede de devlet başkanlõ-
ğõ seçim süreci sonrasõ istik-
rar arayõşõ ele alõndõ. Kar-
zai’nin, yeniden yapõlanma-
ya katkõlarõndan dolayõ Tür-
kiye’ye teşekkür ettiği belir-
tildi. Suriye Cumhurbaşka-
nõ Beşşar Esad ile yapõlan
görüşmede ise İsrail - Filis-
tin sorunu konularõ gündeme
geldi. Zirveye katõlan 50’yi
aşkõn ülkeden heyet başkanlarõnõn ai-
le fotoğrafõnda, Gül, Ahmedinejad ve
Esad yan yana yer aldõ.
İran Cumhurbaşkanõ Ahmedinejad,
zirvenin sonunda yaptõğõ basõn toplantõ-
sõnda, Uluslararasõ Atom Enerjisi Ku-
rumu Başkanõ Muhammed el Bara-
dey’in geçen hafta İran’õn elindeki uran-
yumun Türkiye’ye gönderilmesi yö-
nündeki teklifinin Gül ile görüşmesinde
gündeme gelip gelmediği yönündeki
bir soruya, iki ülke arasõnda iyi ilişkiler
ve güven olduğu yanõtõnõ verdi. Ahme-
dinejad, Türkiye ile uluslararasõ ilişki-
lerde iyi bir işbirliğinin de bulunduğunu
ifade etti. Türkiye’nin İran’õn uranyum
zenginleştirmesine ilişkin anlaşmada
arabuluculuk rolü konusundaki yorum-
lara ilişkin olarak ise Ahmedinejad şun-
larõ söyledi: “Diyelim ki İsviçre’ye
göndereceksiniz. Türk topraklarından
geçecek. Buna arabuluculuk denmez,
işbirliği demek daha doğru olur...
Bununla ilgili gelişmeler vardır.”
Bölgesel işbirliği
Türkiye-Suriye ve İran arasõnda gi-
derek artan işbirliğine de vurgu yapan
Ahmedinejad, Irak’õn da katõlõmõyla
bölgenin gelişimine ve güçlenmesine
elbirliğiyle katkõ sağlanacağõnõ vur-
guladõ. Ahmedinejad, son dönemde ar-
tan “Türkiye yüzünü do-
ğuya mı dönüyor?” yö-
nündeki tartõşmalara da de-
ğinerek şunlarõ kaydetti:
“Büyük bir devlet olan
Türkiye’yi sınırlandırmak
doğru değil. Türkiye ken-
di çıkarları doğrultusunda
kiminle ilişki kurmak is-
terse kurar.... Avrupa Bir-
liği (AB) içinde yer alma-
sı birliğin yararınadır.
Türkiye onlara saygın-
lık kazandırıyor.”
Gül, Karzai ile birlikte Afganistan ve Afganistan’a komşu
ülkeler ile gayriresmi kahvaltılı istişare toplantısına katıldı.
Uranyum önerisi
ABD’den geldi
Dış Haberler Servisi - ABD
yönetiminin, İran’õn elindeki
düşük ölçekte
zenginleştirilmiş uranyumun,
aralarõnda Türkiye’nin de
bulunduğu bazõ ülkelere
gönderilmesini istediği ve bu
isteğini Tahran yönetimine
ilettiği bildirildi.
ABD’de yayõmlanan New
York Times gazetesinin,
kimliği açõklanmayan yetkili
ve diplomatlara dayandõrdõğõ
haberine göre, ABD
yönetimi, isteğini
Uluslararasõ Atom Enerjisi
Kurumu (UAEK)
aracõlõğõyla geçen iki hafta
içinde İran’a iletti, ancak
Tahran bu isteği reddetti.
Gazete, UAEK Başkanõ
Muhammed el
Baradey’in bu konuda
Washington ile Tahran
arasõnda arabuluculuk
yaptõğõnõ da yazdõ.
El Baradey geçen hafta
sonunda yaptõğõ açõklamada,
İran’õn elindeki uranyumun
Türkiye’ye gönderilmesini
teklif ettiklerini söylemişti.
İran, stoklarõndaki
uranyumun çoğunu
uluslararasõ denetçilerin
gözetimine vermeyi kabul
ediyor ancak yurtdõşõna
göndermek istemiyor. Üst
düzey bir Amerikalõ yetkili
ise İran’õn uluslararasõ
denetçileri ülkeden
göndermesi ihtimal dahilinde
olduğu için bunun kabul
edilemeyeceğini söyledi.
İsviçre’nin Cenevre kentinde
1 Ekim’de yapõlan
görüşmelerde ise İran’õn
elindeki uranyumu
yurtdõşõna göndermesi
konusunda uzlaşma
sağlanmõştõ.
New York Times, İran
uranyumunun Türkiye’ye
gönderilmesini ABD’nin
istediğini yazdõ.
CHAVEZ ORDUYA HAZIRLIK EMRİ VERDİKERKÜK SORUNU KOMİSYONA HAVALE
Dış Haberler Servisi - Venezüel-
la Devlet Başkanõ Hugo Chavez’in
orduya Kolombiya ile çõkabilecek
muhtemel bir savaş için hazõrlõk em-
ri vermesi üzerine Kolombiya, yardõm
için Birleşmiş Milletler (BM) ve
Amerikan Devletleri Örgütü’ne
(OAS) başvuracağõnõ açõkladõ. Bogota
ve Washington arasõnda, ABD’ye
ülkedeki 7 askeri üssü 10 yõllõk süre
için kullanma izni veren anlaşma
üzerine bölgede baş gösteren gerilim
tõrmanõyor. Venezüella Devlet Baş-
kanõ Hugo Chavez, önceki gün haf-
talõk “Alo Başkan” isimli radyo-
televizyon programõnda yaptõğõ açõk-
lamada, Venezüellalõ askerlere “sa-
vaşa”, vatandaşlara da “vatanı sa-
vunmaya” hazõrlõk çağrõsõnda bu-
lundu. “Savaşı önlemenin en iyi
yolu ona hazırlıklı olmaktır” diyen
Chavez, ABD Başkanõ Barack Oba-
ma’ya da seslendi.
Chavez “Yanlış yapma Obama,
Kolombiya’yı kullanarak Venezü-
ella’ya karşı saldırı emri verme” de-
di. Kolombiya’nõn, ABD ile yaptõğõ as-
keri anlaşmanõn bölgesel istikrarõ teh-
dit ettiğini belirten Chavez, çõkabilecek
bir Venezüella-Kolombiya savaşõnõn
tüm Güney Amerika’ya yayõlacağõnõ da
savundu. Venezüella’daki muhalefet li-
deri Julio Borges ise Chavez’i geri-
limi azaltmak için Kolombiya’yla mü-
zakerelere çağõrdõ. Chavez’in açõkla-
malarõnõ “Venezüella hükümetinin
savaş tehditleri” olarak nitelendiren
Kolombiya Devlet Başkanõ Alvaro
Uribe, BM ve OAS’dan yardõm iste-
yeceklerini açõkladõ.
Dış Haberler Servisi - Irak Mecli-
si, seçimlerin zamanõnda yapõlmasõ için
ihtiyaç duyulan, ancak petrol zengini
Kerkük nedeniyle aylardõr üzerinde uz-
laşma sağlanamayan seçim yasasõnõ ön-
ceki akşam yapõlan oylamayla kabul et-
ti. 275 sandalyeli mecliste 195 millet-
vekilinin katõldõğõ, bazõ Türkmen ve
Arap milletvekillerinin ise boykot et-
tiği oylamada, 141 milletvekili yasa le-
hinde oy kullandõ. Yasada Kerkük’te
Türkmen ve Arap gruplarõn istediği
yönde özel bir uygulama yapõlma-
masõ, bölgesel Kürt yönetimini mem-
nun etti. Kürtler, Kerkük’te şimdiki
seçmen kütüklerinin, Türkmenler ve
Araplar, 2004 ve 2005 yõllarõna ait seç-
men kütüklerinin esas alõnmasõnõ isti-
yordu. Yasa esas alõnacak seçmen
kütüğünü Irak Yüksek Seçim Kuru-
lu’nun belirlemesini öngörüyor. Yasa
ayrõca Kerkük ve seçmen kütükleri ko-
nusundaki tartõşmalarõn sürdüğü diğer
bölgelerde, sonuçlarõn şüphe yaratmasõ
durumunda sonuçlarõn soruşturma
komisyonu tarafõndan incelendikten
sonra nihai kararõn verilmesini öngö-
rüyor. Yasa uyarõnca Irak halkõ açõk oy
usulüne göre hem partilere hem de tek
tek adaylara oy verebilecek.
Seçim hazõrlõklarõnõn 16 Ocak’a ye-
tişmeyeceği, bu nedenle seçimin 21
Ocak 2010’da yapõlmasõna yönelik
Başkanlõk Konseyi’ne teklif sunul-
duğu kaydedildi. ABD Başkanõ Ba-
rack Obama da seçim yasasõnõn
kabul edilmesinin Irak’ta barõşõn
sağlanmasõnda önemli bir adõm ol-
duğunu belirterek, Iraklõ milletve-
killerini kutladõ.
İSEDAK için gelen Ahmedinejad’la gündem İran’õn faaliyetleriydi
İstanbul ziyaretini
iptal eden El Beşir,
Çin-Afrika
zirvesine katıldı.