24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 10 KASIM 2009 SALI 18 KÜLTÜR AYNA ADNAN BİNYAZAR Gerçeğin Destansı Anlatısı Turgut Özakman Bilgi Yayınevi’nce yayımlanan “Diriliş”le başladı. Ardından “Şu Çılgın Türkler” geldi. Bugünlerde de “Cumhuriyet” kitabı vitrinlerdeki yerini aldı. Böylece yazarın “Türkiye Üçlemesi” tamamlanmış oluyor. Özakman “Şu Çılgın Türkler”e de “Cumhuriyet”e de “roman” diyor. Bence ikisi de romandan öte; “Diriliş”i de katarak söylüyorum, bu üçleme, ruhunu tarihsel gerçeklerden, coşkusunu Cumhuriyet ve Atatürk inancından alan bir “destansı anlatı”dır. Kurtuluş Savaşı’nın evrelerini anlatan Özakman da, Truva destancısı Homeros’un çağdaş uzantısı... Gerçekten destana... Üçlemenin özelliği bu... Özakman, Cumhuriyet gazetesinde Mahmut Lıcalı’nın sorularına verdiği yanıtta bunu dile getiriyor: “Ben tiyatro yazarıyım, senaristim. Ben binlerce sahne uydurabilirim. Bu konuda yeteneğim var. Ama hiçbir kitabımda kendimden bir sahne yaratmadım. Hepsi belgeye dayalı gerçek hikâyelerdir.” Şunu da ekliyor: “Atatürk karşıtı da aynı belgeye bakıyor, ben de aynı belgeye bakıyorum. O uyduruyor, ben uydurmuyorum. Atatürk karşıtları İngiliz belgelerini okumadan, Meclis’teki tutanakları okumadan, İstanbul hükümetinin belgelerine bakmadan yazıyorlar.” Bu yöntemle kurguladığı kitaplarında Özakman, Kurtuluş Savaşı’nın bir halk hareketi olduğunu, devrimlerin çağdaşlaşma sürecini başlattığını tarihin gerçek sayfalarını açarak sunuyor. Okurun buna ne denli gereksinim duyduğu şundan bellidir ki, “Şu Çılgın Türkler” üç beş yıl içinde yaptığı 374 baskıyla nerdeyse Guinness Rekorlar Kitabı’na girecek... Okuma düzeyinin düşük olduğu bir toplumda bu rakam şaşırtıcıdır. Ama heves başka, inanç başkadır; bu, birden parlayıp bir iki ay sonra sönen pop türü romanlarla bir tutulmamalıdır. Bu yılki 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinliklerinde, müzik kanallarının bile açılışını “10’ncu Yıl Marşı”yla yapması bir rastlantı mıdır?.. Dipten akan ırmakta “Şu Çılgın Türkler”in sesini duymuyor musunuz?.. Tarihte eskiyi anlatıp yaşanılan zamana ayna tutmak her babayiğidin harcı değildir! Üçlemenin değeri yalnızca belge sağlamlığından gelmiyor; Özakman’ın, dolayısıyla yayınevinin toplumun nabzını zamanında tutup ırmağın sesini duyması da önemsenmelidir... Özakman, gençlik yapıtlarında da Türkçeyi iyi kullanan bir yazar olarak da tanınmıştır. Türk Tarih Kurumu’nda çalıştığım yıllarda Enver Ziya Karal’ın bir kitabını yalınlaştırma görevi bana verilmişti. Tarihin ince elekten geçirilen bir biçemle yazıldığını onda görmüştüm. Tarih, kuşkusuz öykü anlatmak değildir, ama öyle bir yönteme başvuruluyorsa, onun da hakkı verilmelidir. Anlatı, dilsel yetkinlik işidir; Özakman’ın kitaplarının toplumca benimsenmesinde onun anlatımsal sıcaklığı da yabana atılmamalıdır. Bu yazıya Özakman’ın kitaplarını tanıtmak amacıyla başladım. Yazı ilerledikçe anladım ki, orda şu var, burada bu var demek yetmiyor, yazarın yarattığı tarihsel bütünlükle, onunla örtüşen biçem bütünlüğü üzerinde durmak gerekiyor. Onun başka bir yönü de var ki, bu az yazara özgü... Yıl 1948. Özakman 18 yaşında. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlamak üzere arkadaşlarıyla, 19 Ağustos günü Polatlı’dan yola çıkıyorlar. Zafer Tepe’ye varmak için on gün yaya yürüyorlar. Böyle kitaplar, bu inanca büyük emek katarak yazılıyor... binyazar@gmail.com kultur@cumhuriyet.com.tr Y aşamõnõ ‘dili güzel kılma’ yoluna adamõş bir kültür ve sanat eridir Cevat Çapan. Konuşurken, yazar- ken -belki küfrederken bile- dili gerektiğin- ce dillendirme çabasõnõ hep ön düzeyde tutan... Rasgele -sõradan- bir söz ediverirse, ‘karizmayı çizdirebileceği’ endişesini de taşõyan sanki... Yõllar boyunca kotarageldiği ‘söz hınzırlık- ları’ndan doğal ki sõnõrsõz bir keyif alan... Acõ- yõ da sevinci de ballõ börek kõvamõnda tatlan- dõran... Şair, çevirmen, tiyatro eleştirmeni, ede- biyat bilimcisi Cevat Çapan, 28. TÜYAP İs- tanbul Kitap Fuarõ’nõn bu yõlki onur yazarõ ola- rak ‘sahne’deydi. Dil kirlenmesinin tavan yaptõğõ bir ortamda, dilimize pek çok farklõ boyutta ürettikleriyle katkõda bulunmuş bir ustanõn sahneye çõkar- tõlmasõna sevinmemek olasõ mõ? Cevat Çapan’õn ‘usta’ kimliği, yalnõzca Batõ kültürünü özümsemiş bir edebiyat-bilim insanõ olmasõyla değil, yõllardõr yapmakta ol- duğu şiir çevirileri yoluyla Batõ’ya ve Doğu’ya ilişkin farklõlõklarõn ürettiği farklõ dilsel du- yarlõklarõ içselleştirmesiyle değil, aynõ za- manda bu iki kültürün çaprazõnda kalan Ana- dolu kültürünü solumayõ ve dilde soluklan- dõrmayõ bilmesiyle açõklanabilir. Bu nedenle, evrensel kültürden yoğunlukla beslenmiş ol- masõna karşõn, ürünlerinde hep ‘kendine öz- gü’ kalabilmiş, gündelik duyarlõklarõn ötesi- ne geçebilmiş olmanõn getirdiği bilgeliği, Nasrettin Hoca’nõnkine yakõn bir alçakgönül- lülük ve dozunda bir güleçlik içinde, tüm ya- zõlõ yapõtlarõnda ve sözlü sunumlarõnda yan- sõyan ‘yalınlık’ ile dengelemiştir. Şiirin dili yaratõcõsõnõ en çok uğraştõrandõr. Çünkü şiirin temel ilkesi dilde söylenmemişi dillendirip, daha önce yaratõlmamõş imgeleri kucaklamaktõr. Çapanca düş gücünün bu doğ- rultudaki en çarpõcõ ürünlerinden biri, doğdu- ğu dağ köyünü terk edip denizaşõrõ serüvenlere sürgün olduktan sonra geri dönen babasõnõn ya- şantõlarõnõn ekseninde oluşturduğu imgelerdir. 1960’lõ yõllarõn başõnda, bir sõrasõ geldiğinde, “Acının ne demek olduğunu babam öldü- ğünde öğrendim” demişti. Babalarõ henüz ya- şamakta olan kimilerimize böylesi bir vurgu biraz abartõ gibi gelmişti belki. Oysa zaman içinde gördük ki, sõra dõşõ bir babaya duyulan özlemden, şiirden şiire koşan bir söylem, sonsuz gizemini sisli bir fon perdesinin altõn- da saklayan bir söylen (mythe) yaratmõş ilk şi- ir kitabõ ‘Dön Güvercin Dön’den (1985) başlayarak... Tanõklõk ettiği dünyada insanlar daha insanca yaşasõnlar diye ölüme giden yiğit canlara da ya- kõn kõlmõş şair yüreğini, güzellikler üreterek yeryüzünü daha yaşanabilir kõlmõş olanlara da... Hep yaşamõn içinde olmuş dizelerinde, en çok da doğayla birlikte (dağlardan, bozkõrdan de- niz kõyõlarõna, yazdan, güz mevsiminden kar zamanõna, kuşlardan, geyiklerden balõklara, gü- neşle uyanmaktan, gün kavuşmasõna, uykusuz gecelere, mersin ağaçlarõndan cevizin gölge- sine, ille de esen ya da esmeyen rüzgâra...). Yal- nõzca dostluklara, sevdalara, paylaşõlmõş anlarõn anõsõna, unutulmaz yolculuklarõn coşkusuna dil dökmemiş, durmaksõzõn geçen zamanla baş edi- lemezliğin ve özlemin acõmtõrak tadõyla da be- zemiş nice dizesini... Topluca gün yüzüne çõkmasõ geç bir tarih- te olsa da, Cevat Çapan’õn 60 yõl boyunca sür- dürdüğü şiir yazma uğraşõnõn koşutunda, “Çin’den Peru’ya” nice yüce şairin dizeleri- ni Türkçede dillendirme edimi var. Bir mer- mer yontucusu gibi, yaşayan aslõnõn tõpkõsõ duy- gusunu vermesi için (uykudayken bile zihin- de birbiriyle güreş tutan sözcükler arasõndan seçilenleri de onlarca kez eleyerek) minik dar- belerle usul usul ‘bütün’e yaklaşmak... En az 50 yõl boyunca, çevrilmeye değer onca şiire ulaşmak için binlerce şiir okumuş olmak. Dil oyacõlõğõ böyle bir deneyim istiyor demek ki! Dili Çapanca ‘yalın’ kõlabilmenin sõrrõ da bu- rada işte. Oyun çevirileri bu nedenle, su gibi akõp gidiyor; ‘İrlanda Tiyatrosu’nda Ger- çekçilik’, ‘Değişen Tiyatro’, ‘John Whiting: Çağdaş Bir Oyun Yazarı’ başlõklõ kuramsal tiyatro kitaplarõ bu nedenle öğrencilerle ve me- raklõsõyla kucaklaşõveriyor. Çapan Hoca’nõn aklõna ve yüreğine sağlõk! Şair, çevirmen, tiyatro eleştirmeni Cevat Çapan, TÜYAP Kitap Fuarõ’nõn onur yazarõ olarak ‘sahne’deydi Raffaello freskosunun kopyası bulundu Kültür Servisi - Rönesans döneminin en önemli sanatçõlarõndan Raffaello’nun en ünlü freskolarõndan “Heliodorus’un Odasõ” (The Room of Heliodorus) adlõ eserinin bir kopyasõ, İtalya’da bir pansiyon odasõnõn duvarõnõn altõndan çõktõ. Pansiyon odasõnõn genişletilmesi sõrasõnda ortaya çõkan ve Raffaello’nun öğrencilerinden Ugo da Scarpi tarafõndan yapõldõğõ düşünülen kopya freskonun, Papa II. Julius’un Apostolic Sarayõ için yaptõrdõğõ dört freskodan biri olduğu belirtildi. Civitavecchia Kalesi’nin bir parçasõ olduğu düşünülen pansiyonun bu odasõnda kalan çift, bu keşif sayesinde yõllardõr paha biçilemez bir sanat eseriyle birlikte uyuduklarõnõ öğrenmiş oldu. Kültür Servisi - Cumhuriyetin ilanõyla birlikte, Türkiye’de çağdaşlaşma sürecinin simgelerinden biri olan Rejans Restaurant, konuklarõna küçük bir “Nostaljik Atatürk Albümü” armağan ediyor. Tarihsel değerlere bir gönderme niteliğinde hazõrlanan ve belleklerimizi Atatürk’lü yõllara taşõyan albümde, Atatürk’ün toplumsal yaşam içindeki fotoğraflarõna yer veriliyor. Rejans, Atatürk’ün İstanbul seyahatlerinde mutlaka uğradõğõ mekânlardan biri olarak biliniyor. ‘Dilber’in Sekiz Günü’ne Norveç’ten ödül Yönetmen Theo Angelopoulosda domuz gribi Kültür Servisi - Cemal Şan’õn yönettiği “Dilber’in Sekiz Günü”, Norveç’te düzenlenen “11. WT OS Uluslararasõ Film Festivali”nde ‘en iyi film ödülü’ aldõ. Avrupa sinemasõndan bağõmsõz filmlerin yarõştõğõ festivalde büyük ödül alan film, Şan’õn ‘aşk üçlemesi’nin sonuncusu, başlõca rollerinde ise Nesrin Cavadzade, Fõrat Tanõş ve Osman Akça rol alõyor. İZMİR (AA) “Angelopoulos Sineması” çalıştayına katılmak ve Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından verilecek onursal doktora unvanını almak için İzmir’e gelmek üzere yola çıkan yönetmen Theo Angelopoulos’ta Atina Havaalanı’nda yapılan kontrolde H1N1 virüsü tespit edildi. Ünlü yönetmenin, Atina Havaalanı’nda karantina odasına alındığı belirtildi. Kitap Fuarõ’nda bir söz oyacõsõ 10 KASIM 2009 Saat 08.00’de Dolmabahçe Sarayı girişinde buluşuyoruz. BAĞIMSIZ BİR YURT VE GELECEĞİ OLAN BİR ULUS YARATAN; SADECE TÜRKİYE’NİN DEĞİL TÜM MAZLUM ULUSLARIN KADERİNİ DEĞİŞTİREN, YÜCE ÖNDER ATATÜRK! SONSUZLUĞA ULAŞTIĞIN GÜNDE, BİZZAT KURDUĞUN TBMM’de YAPILACAĞI SÖYLE- NEN, ADINDA BİLE ANLAŞAMADIKLARI AÇILI- MA KARŞI AÇILIMLARIMIZI - DİYECEKLERİMİZİ Saat 11.00’de BASIN AÇIKLAMASIYLA DUYURACAĞIZ. CUMOKLAR; LÜTFEN DOSTLARINIZI DA ALARAK GAZETEMİZ ve BİR ÇİÇEK İLE GELİNİZ! BASIN AÇIKLAMASI, Dolmabahçe Rıhtımı Saat 11.00 İletişim: 0536 739 02 29 - 0532 461 21 47 - 0532 281 54 54 CUMOK’TAN DOLMABAHÇE KARŞI AÇILIMINA ÇAĞRI www.cumokistanbul.org T.C. ÇAY İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINIRIN AÇIK ARTTIRMA İLANI SAYI: 2009/256 Tal. Bir borçtan dolayõ hacizli ve aşağõda cins, adet ve kõymetleri yazõlõ menkul mal sa- tõşõ çõkartõlmõştõr. Birinci artõrma 03.12.2009 tarihinde saat 10.00-10.10 saatleri ara- sõnda AFYONKARAHİSAR ÇAY YETİŞEN YEDİEMİN DEPOSUNDA adresinde yapõlacak ve o gün kõymetin %60’õna istekli bulunamadõğõ takdirde 08.12.2009 tari- hinde aynõ yer saatte 2. artõrma yapõlarak satõlacağõ. Şu kadar ki artõrma bedelinin ma- lõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bulmasõnõn ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõnõn toplamõndan fazla olmasõnõn ve bundan başka paraya çevirme ve paylarõna paylaştõrma masraflarõnõ geçmesinin şart olduğu ve mahcuzun satõş bedeli üzerinden KDV’nin, damga vergisi alõcõya ait olacağõ ve satõş şartnamesinin icra dos- yasõndan görülebileceği masrafõ verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarda yazõlõ dosya numarasõyla dai- remize başvurmasõ ilan olunur. NOT: Damga vergisi ve KDV alacaklõya aittir. Tellaliye satõş bedelinden ödene- cektir. İştirakçilerden %20 oranõnda geçici teminat alõnacaktõr. İş bu ilan tüm ilan tüm ilgililere tebliğ yerine kaimdir. S NO: 1.TAKDİR EDİLEN DEĞERİ: 15.000 TL ADEDİ: 1 CİNSİ - NİTELİĞİ VE ÖNEMLİ ÖZELLİKLERİ: 43 AS 029 Plakalõ 2008 Mo- del Hyundai Getz Marka. Gri renkli, G4E784157 Motor Nolu ön çamurluğu bir mik- tar çizik ve arka sağ kapõ şeridi olmayan otomobil. (Basõn: 60848) MİLLİ PİYANGO ÇEKİLDİ 1.5 milyon TL: 271477 150 bin TL: 539450 5 bin TL: 212237 Bin TL 326041 416854 421620 479833 551435 500 TL 000285 007580 021029 032083 032664 050224 052532 054178 056189 057980 063812 066955 067013 083101 089949 098264 100670 104509 106255 113093 121197 121423 122034 124252 132874 133000 134144 135969 137145 140840 144761 146418 148965 152421 173557 176266 185045 197499 200169 209286 211658 216737 225680 229795 241595 243665 251721 257627 262218 263291 264882 278677 279721 280622 291773 291870 294071 315727 322505 337691 345917 357192 361204 372437 377441 388912 390370 410222 418357 421512 441086 445011 448079 457724 464487 464587 467716 473617 474415 478906 483663 507117 514127 519979 522974 523398 530084 536010 536314 553588 557190 558100 561543 564822 566231 574450 575927 578656 593224 593355 300 TL 003471 003616 010316 011693 014036 014736 014833 015701 015779 017672 023042 025131 032536 039293 044900 050264 051154 053810 056778 060972 062457 063567 072319 079558 081500 084124 089366 092914 100535 104644 110002 119554 124470 129402 131317 136600 141460 143074 145675 146501 150631 152456 154161 154879 157533 171682 173771 179155 180888 182366 189115 190785 193945 196473 198019 201321 205130 210289 214000 216583 217999 218660 224675 225842 235950 249406 250485 252303 254182 254435 255089 257939 258857 281808 284923 291019 291153 293746 299536 306944 309668 313831 314184 318093 327783 328048 331201 336065 338525 343258 354226 366614 367695 368035 370663 371593 378931 382915 383315 386791 387692 388213 392216 400367 404379 407738 408337 419291 422891 428163 428648 430730 432829 445070 447207 449983 452070 455809 455842 457368 458521 471303 476414 490418 492477 495674 497080 497781 500702 506815 516720 527725 534801 536377 537267 539248 541041 550127 551217 552930 555127 555840 565214 566453 581821 582254 586133 586684 588832 590312 150 TL 03637 09417 13713 17972 22024 22882 23104 24033 30819 31182 34406 34739 36823 40875 41376 43926 45631 50406 53169 53427 55741 55941 56846 57185 58275 59906 65363 66472 67821 69009 70171 70859 75010 79500 82321 87981 89725 92968 97572 98342 80 TL 0170 1411 1882 2100 4028 4121 4234 4375 5003 5357 5528 6790 6846 8051 8242 8877 8930 9397 9519 9774 32 TL 150 196 314 341 567 619 664 752 777 971 24 TL: 07 28 31 46 72 Amorti: 2 ve 5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear