Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Osmanlı’ya özenti duygusu veren çalışma ofisi.
Gazetecilerden biri Milliyet’ten Derya Sazak.
Bir süredir AKP borazanı TRT’de pazar söyleşileri
yapıyor.
Diğeri AKP doğrultusunda düşünceleri savunan
-RTE’den çok İngiltere’de okul arkadaşlığı yaptığı
Çankaya’daki AKP’liye, yakın olan bir yazar.
Fehmi Koru (Taha Kıvanç).
Diğer tarafta bilimsel yeteneklerini RTE’yi
rahatsız etmeden soruya dönüştüren iki profesör.
Sazak’ın gazeteciye, gazeteciliğe benzer
soruları dışında katılımcıların RTE’ye toplantı
boyunca dilediğini söyleme, istediği gibi sağı solu
karalama olanağı sağladıklarını söylersek…
programı izlememiş olanlar kuşkusuz çanak
sorularla Başbakan’ı rahatlatmış olduklarına
hükmedecekler ve de… yanılmamış olacaklardır.
Katılımcıların çanak sorular dışına çıkmamaları
RTE patentli kimi gerçekleri öğrenmemize vesile
oldu.
Örneğin RTE’ye göre, Türkiye’ye gelmesi (ya da
gelmemesi) günlerce tartışılan Sudan Devlet
Başkanı Ömer el Beşir, Darfur’da yüz binlerce
insanın ölümü, milyonlarca insanın evsiz barksız
kalmasıyla suçlanamaz.
Zira El Beşir “Bir Müslümandır ve soykırım suçu
işlemez!”
Bu mantıkla yola çıkarsak her kim Müslüman
ise yalan söylemez. Rüşvet almaz, yolsuzluk ve
zina yapmaz, cinayet işlemez (mi?) diyeceğiz.
Müslüman RTE, Müslüman dünyasının hamisi!
Mısırlı Nasır’dan sonra son Ortadoğu lideri!
Müslüman Beşir’i soykırımdan aklayan RTE’yi;
kuzuların sessizliğiyle dinleyen dört katılımcı,
-dincilikten laikliğe dönen- bir yazar kadar yürekli
olamadılar.
Ahmet Hakan dün yazdığı “Müslüman hem de
nasıl soykırım yapar” başlıklı yazısında…
Suriye’nin Hama kentinin tanklarla yerle bir
edildiğini… Halepçe’de binlerce insanın üstüne
kimyasal gaz püskürtülmesini… örnek olarak
gösterdi ve:
“…Bunları yapan adamlar da Müslüman idi…”
dedi.
RTE ile söyleşen dört kişi tarihsel bu gerçekleri
bilmezler mi?
Bilirler ama… beyefendiyi rahatsız etmemek
için söylemez, sormazlar!
Ama Başbakan; soykırımla Gazze’deki dramı
kıyaslayarak Sudanlı El Beşir’i savunurken Batılı
hukuk adamlarının, soykırım sanığı Beşir’in
görüldüğü yerde tutuklanması kararını veren
Milletlerarası Ceza Mahkemesi üyelerinin
hayretten dudaklarının uçuklamasına neden
olacak bir açıklama yapar… TRT’deki dörtlünün
mantığa sığmayan açıklamalarıyla RTE’ye ilgili
sorular yöneltmek akıllarının ucundan bile
geçmez.
İçeride ne derse baş sallayanlar dış konularda
da vazgeçilmez olduğuna inandıkları (üstelik
aykırı sorularla bir daha yan yana gelme şansını
yitirecekleri) liderin irdelemelerine akılları yatmasa
da karşı çıkamazlar.
Saçma da olsa, mantığa, olaylara yatkın
olmasa da ne söylese sineye çektiler.
Sudan’da soykırım yapılmadığının kanıtı var mı
elinde RTE’nin?
Var! “Ben Başbakan olarak Darfur’a gittim.
Orada ifade edildiği gibi soykırım tespiti
yapamadık” dediğine göre kanıt da kendisi!
Darfur’da El Beşir’in soykırım yaptığına Avrupa
Birliği, ABD… Milletlerarası Ceza Mahkemesi…
Batı dünyası inanıyor ve lakin RTE, iki günlük
Sudan gezisinde Darfur’a uğruyor ve bir de
bakıyor ki… Batılılar yalan yere bir Müslüman
olduğu için El Beşir’i suçluyorlar!
Eee, amaç haksızlığa karşı savaşan bir
başbakan havasında İslam dünyasında liderliğe
soyunmak! Ne çare tuttuğu yol ne içeride ne de
dışarıda yutuluyor.
-Şimdilik- Batı’yla ipleri koparmadan Sudan’la,
İran’la, Suriye ile derin ilişkiler kurmak… nereye
kadar?
Aralıkta ayağına gideceği Barack Obama’ya
da Kasımpaşalı Müslümanlık taslasa ya!
SAYFA 10 KASIM 2009 SALICUMHURİYET
16 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 10 Kasım
Oslo K 1
Helsinki B 4
Stockholm K 4
Londra B 8
AmsterdamY 9
Brüksel Y 7
Paris B 9
Bonn Y 8
Münih Y 13
Berlin Y 10
Budapeşte Y 12
Madrid Y 20
Viyana Y 10
Belgrad Y 15
Sofya Y 15
Roma B 15
Atina B 23
Zürih Y 8
Moskova K 3
Aşkabat B 17
Taşkent B 13
Bakû PB 15
Bişkek B 4
Tiflis B 14
Kahire B 24
Şam B 23
İstanbul B 22
Edirne Y 20
Kocaeli B 25
Çanakkale Y 21
İzmir Y 25
Manisa B 22
Denizli B 20
Zonguldak B 21
Sinop PB 20
Samsun B 22
Trabzon B 19
Giresun B 19
Ankara B 20
Eskişehir PB 18
Konya PB 19
Sıvas B 18
Antalya B 25
Adana PB 26
Mersin PB 25
Diyarbakır PB 20
Şanlıurfa B 23
Mardin PB 20
Siirt PB 21
Hakkâri PB 13
Van PB 14
Kars B 14
1923 Devrimi, 1789 Fransız
Devrimi’nden esinlenen
“Aydınlanma ateşi”nin yakıldığı
tarihtir.
1923’ten 1938’e uzanan süreç,
topu topu 15 yıldır...
Bugün Aydınlanmanın lideri Gazi
Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm
yıldönümü.
Ata’mızın ölümünden sonraki 71
yıllık süreçte ne demokrasiyi ne
özgürlükleri içimize sindirdik, ne de
insan haklarını.
Tarih bilincinden yoksun olanlar,
bugün televizyon ekranlarında
Atatürk’ü en ağır dille karalıyor;
İstiklal Mahkemeleri’ni gündeme
getirip laik Cumhuriyete ve
Aydınlanma Devrimi’ne saldırıyor.
İstiklal Mahkemeleri 1920’de
kuruldu...
Kurtuluş Savaşı koşullarında
kurulan olağanüstü mahkemeleri
2009 yılında gündeme getirip
tartışanlara soruyorum:
“1920 koşullarının ne olduğunu
biliyor musunuz?”
Yunan orduları 15 Mayıs 1919’da
İzmir’i işgal etmiş, sosyalist gazeteci
Hasan Tahsin, ilk kurşunu
attıktan sonra şehit düşmüştü.
1916’da Rus orduları doğuyu
kırıp geçirmişti... Rus ordusu
doğuya girince, Ermeniler
ayaklanmış ve onlara katılmıştı.
Amaç Anadolu’yu bölüp
parçalamaktı...
Ben bunlara Kurtuluş
Savaşı’nı ve Atatürk’ü
anlayabilmeleri için İngiliz tarihçi
Andrew Mango’nun kitaplarını
okumalarını salık veririm.
Ankara, 23 Nisan 1920’de
“Hıyaneti Vataniye” Yasası’nı
çıkarmak zorunda kaldı.
İşte İstiklal Mahkemeleri bu
koşullarda kuruldu ve 1927 yılına
değin sürdü.
Kimi din bezirgânları, dönek tayfa,
hâlâ İstiklal Mahkemeleri’ni ısıtıp
ısıtıp toplumun önüne sürüyor, yalan
yanlış bilgilerle gençlerimizin kafasını
karıştırıyor.
12 Eylül’ün ve 28 Şubat’ın
paşalarıyla hesaplaşmaktan
çekinenler, 1920’lerle hesaplaşmak
istiyorlar...
On yıl önceye dek asker ve sivil
yargıçlardan oluşan mahkemelerin
düşünce suçlularına en ağır cezaları
verdiğini ne çabuk unuttuk!
Saygın bir bilim insanı olan İsmail
Beşikçi’nin düşüncelerinden ve
kitaplarından ötürü yıllarca hapis
yattığını, sanırım gençlerimiz
bilmiyor.
Beşikçi bir Türk’tü ve Kürtlerin
haklarını savunduğu için zindanlarda
çürüdü!
Gencecik insanlarımız, duvarlara
orak-çekiç çizdiği için, Lenin’in,
Marx’ın kitaplarını okuduğu için,
delikanlılık dönemlerini hapislikte
geçirdi.
Ya polise taş attıkları için 15-20 yıl
ağır hapisle yargılanan Kürt
kökenli çocuklarımız?
Demokrasi öyle kolay bir iş
değildir; sık sık değindiğim
gibi, gökten zembille halkın
önüne inmez.
Şöyle bir bakın
Yunanistan’ın, Almanya’nın,
İtalya’nın, İspanya’nın,
Portekiz’in yakın tarihine,
yeter!
Kimisi bilim insanı olmuş,
kimisi gazeteci...
Ağızlarında aynı şarkı:
“Türkiye’de demokrasinin ve
özgürlüklerin gelişmemesinin en
büyük nedeni laiklik ve askerdir!”
Yahu, demokrasi laiklik temeli
üzerinde gelişir, laik olmayan bir
ülkede demokrasi falan olmaz!
Siz kimi kandırıyorsunuz?
Dünyada bunun tek örneği var
mı?
Cuntalara, darbelere karşı çıkmak
başka bir şey, orduyu düşman gibi
görmek başka bir şey!
Bazı aklıevveller, Apo’ya paşa
rütbesi verip Bodrum’a
göndermekle yetinmeyip işi daha da
ileriye götürüyor:
“Türk ordusunu lağvedelim, yeni
bir ordu kuralım!”
Biz geçmişte ne hızlı solcular
gördük, şimdi ise liberal demokratlar
görüyoruz!
60’lı yılların sonunda Ankara
Kızılay’da benzin dökerek kendini
yakmaya kalkışan, “Devrim ordusu
hazır” diyen hızlı solcu Muzaffer
Köklü, 12 Mart’tan sonra Ecvet
Güresin’in Yeni Gazete’sinde “Ben
bir polis ajanıydım” başlıklı dizi yazısı
hazırlayınca, çoğu arkadaşımız
şaşırıp kalmıştı.
Gazi Mustafa Kemal, Türkiye’yi
aydınlığa kavuşturacak pencereyi
açtı 1923’te...
1950’de başlayan çoğulcu
demokrasimizde gerici, sağcı, dinci,
faşist sivil iktidarlar Türkiye’yi geriye
götürdü; 12 Mart’lar ve 12 Eylül’ler
bu ivmeye destek verdi...
Bugün gelinen noktayı anlatmaya
gerek yok!
Yaşıyoruz, yaşıyorsunuz!
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
71 Yıl Sonra...
Ülkemizin batı ke-
simleri parçalı ve çok
bulutlu, Marmara’nın
batısı ( Edirne, Kırkla-
reli, Tekirdağ, Çanak-
kale ) ile Kıyı Ege (İz-
mir, Aydın, Muğla) sa-
ğanak ve gökgürül-
tülü sağanak diğer
yerler az bulutlu ve
açık geçecek. Kara-
deniz’de rüzgâr: Doğu
ve Güneydoğu, sa-
bah doğusu kuzey-
batı, gece güneybatı-
dan 2 ila 4, batısı ile
öğleden sonra Orta
Karadeniz 3 ila 5 kuv-
vetinde esecek.
İktidara dokunan yanıyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet
Bakanlõğõ, yasadõşõ telefon dinleme iddialarõnõ
araştõrmak üzere dinlemenin merkezi olan Tele-
komünikasyon İletişim Başkanlõğõ’nda (TİB)
arama kararõ veren Sincan 1. Ağõr Ceza Mahke-
mesi Başkanõ Osman Kaçmaz ile cumhuriyet
mitinglerine katõlmakla “suçlanan” ve yasadõşõ
dinlemeye ilişkin suç duyurusunda bulunan
YARSAV Başkanõ Ömer Faruk
Eminağaoğlu’nun meslekten ihracõnõ istedi.
Kaçmaz ile Eminağaoğlu’nun ihraç edilip edil-
meyeceğine Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Ku-
rulu (HSYK) karar verecek. Kaçmaz’õn avukatõ
Baykal Doğan, yasadõşõ telefon dinlemeleriyle
müvekkilinin suçlandõğõnõ belirterek “İhraç is-
teminin TİB baskınından sonra gelmesi ma-
nidar. Biz raporun iptali istemiyle dava aça-
cağız” dedi.
Adalet Bakanlõğõ Teftiş Kurulu, Kaçmaz ve
Eminağaoğlu hakkõnda sürdürdüğü soruştur-
mayõ tamamladõ. Bakanlõğõn düzenlediği ra-
porda, Kaçmaz hakkõnda bir kez meslekten ih-
raç, iki kez yer değiştirme, 4 kez de adli soruş-
turma isteminde bulunuldu. Eminağaoğlu için
de hukuksal konulara ilişkin açõklamada bu-
lunmak, kendisi ve diğer bazõ soruşturmalarla
ilgili gizliliği ihlal, Yargõtay ek binasõnda dü-
zenlediği basõn toplantõsõ nedeniyle 1 “Mes-
lekten ihraç” ve 2 “Yer değiştirme” cezasõ
istendi. Bakanlõk ayrõca aynõ gerekçelerle 3
ayrõ adli soruşturma yapõlmasõnõ da talep etti.
Rapor HSYK’yi bağlamıyor
Kaçmaz ve Eminağaoğlu’nun ihracõ istemli
rapor, Adalet Bakanõ Sadullah Ergin ve Müs-
teşar Ahmet Kahraman tarafõndan da onaylan-
dõ. Kaçmaz ve Eminağaoğlu ile ilgili kararõ ve-
recek olan HSYK’ye gönderilen raporun HSYK
açõsõndan bağlayõcõlõğõ bulunmuyor. Kurul,
Kaçmaz ve Eminağaoğlu’nun ihracõna karar ve-
rebileceği gibi hiçbir yaptõrõmda da bulunmaya-
bilir. Rapor adli kovuşturma yönünden Ankara
Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na da gönderildi.
Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi Başkanõ
Kaçmaz, verdiği kararlarla AKP iktidarõnõ en
çok rahatsõz eden yargõçlar arasõnda yer aldõ.
Kaçmaz, Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül hak-
kõnda “Kayıp Trilyon” davasõnda “şüpheli”
sõfatõnõ kullanmõş ve yargõlanmasõ gerektiğine
karar vermişti. Kaçmaz, Başbakan Tayyip Er-
doğan’õn Abdullah Öcalan’dan iki kez “Sa-
yın” ve şehitlerden de “kelle” diye söz etmesi
nedeniyle yapõlan suç duyurularõna ilişkin veri-
len takipsizlik kararõnõ da kaldõrmõştõ. Kaçmaz,
en son Eminağaoğlu’nun telefonlarõnõn dinlenip
dinlenmediği konusunda TİB’in tüm dinleme
kayõtlarõnõn kontrol edilmesi kararõna imza at-
mõştõ. Kaçmaz’õn avukatõ Doğan, ihraç istemi-
nin Ergenekon soruşturmasõyla ilgisi olmadõğõnõ
belirterek, “Yapılan telefon dinlemelerindeki
çıkarımlarla ilgili bir soruşturma. Bu dinle-
meler de zaten usulsüz. İhraç istemli rapo-
run iptali istemiyle dava açmayı düşünüyo-
rum” değerlendirmesini yaptõ.
Cumhuriyet’e destek vermek
Eminağaoğlu’nun Ergenekon soruşturmasõna
ilişkin usulsüzlüklerle ilgili yaptõğõ açõklamalarõ
da dosyaya konuldu. Eminağaoğlu’nun meslek-
ten ihracõna gerekçe yapõlan suçlamalar şöyle:
“Sabih Kanadoğlu’nun evinin aranmasının
ardından yaptığı açıklama, Cumhuriyet ga-
zetesine destek vermek, Cumhuriyet miting-
lerine katılmak, Adalet Bakanı ve müsteşarı
hakkında açıklamalarda bulunmak.”
Adalet Bakanlõğõ, Sincan Mahkemesi Başkanõ Kaçmaz ve YARSAV Başkanõ Eminağaoğlu’nun ihracõnõ istedi
Adalet Bakanlığı, Sincan hâkimi Osman
Kaçmaz ile YARSAV Başkanı Ömer Fa-
ruk Eminağaoğlu’nun “meslekten ihra-
cı”nı isterken, Bakan Sadullah Ergin de
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda,
YARSAV ile Hâkimler ve Savcılar Yük-
sek Kurulu’na (HSYK) yönelik “tasfiye”
planının işaretlerini verdi. Ergin, hâkim
ve savcıların meslek kuruluşu olarak,
“Türkiye Hâkimler ve Savcılar
Birliği”nin kurulmasının amaçlandığını
bildirdi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin,
Kaçmaz ile ilgili işlemin yeni bir durum
olmadığını, 2008 yılında başlayan soruş-
turmanın söz konusu olduğunu belirterek,
“Teftiş Kurulu ve Ceza İşleri Genel Mü-
dürlüğümüz kendi işlemlerini bitirip ilgili
başsavcılığa göndermiş. Bundan sonra sü-
reç bağımsız yargıda işleyecek. Hep bera-
ber takip edeceğiz” diye konuştu.
Tasfiyenin işareti
YARSAV Başkanı Eminağa-
oğlu, hakkındaki ihraç iste-
minin, Adalet Bakanlığı’nın
yargıya yönelik baskısının
farklı bir boyutu olduğuna
işaret ederek, “Yargıtay Ka-
nunu’na göre Yargıtay baş-
savcı yardımcılarının tüm
özlük hakları HSYK tarafın-
dan yerine getirilir. Ben
Yargıtay savcısıyım. Adalet
Bakanlığı’nın hakkımda so-
ruşturma açma yetkisi yok-
tur. Bu yetki HSYK’ye ait-
tir” dedi. Bakanlığın kendisi
hakkında ihraç isteyerek,
Yargıtay’a, HSYK’ye ve hu-
kuka saldırdığını anlatan
Eminağaoğlu, şunları söyle-
di: “Hukuka aykırı telefon
dinlemeden müfettişler hak-
kında suç duyurusunda bu-
lundum. Bakan izin vermedi,
dava halen Danıştay’da sü-
rüyor. TİB hakkında suç du-
yurusunda bulundum ve
Yargıtay telefonlarının din-
lendiği tespit edildi. Suçüstü
yakalanınca beni ve mahke-
me başkanını ihraç etmek is-
tediler. Askeri darbe dönem-
lerinde bile yargıya bu kadar
darbe vurulmadı. Bakanlığın
siyasi beklentilerine uygun
davranmayanlara her şeyin
yapılacağı mesajı veriliyor.”
‘YARGIYA YÖNELİK BASKININ FARKLI BİR BOYUTU’ TİB YETKİLİSİNE SUÇ DUYURUSU
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sincan 1.
Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı doğrultu-
sunda Telekomünikasyon İletişim Başkanlı-
ğı’nda (TİB) inceleme yapan Ankara 1. Sulh
Ceza Mahkemesi Hâkimi Hayri Keskin, ince-
leme sırasında “fiili engellemede bulunduğu”
iddiasıyla TİB görevlisi bir kişi hakkında suç
duyurusunda bulundu. Alınan bilgiye göre,
Keskin ve beraberindeki bilirkişilerce geçen
hafta Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu
(BTK) TİB’de “HTS” kayıtları incelenerek,
bunlara ilişkin mahkeme kayıtlarının olup ol-
madığı araştırılmak istendiği sırada, TİB’de
Hukuk Daire Başkanı olarak görev yapan
Mustafa Akar’ın “fiili engellemede bulundu-
ğu” öne sürüldü. Olaya ilişkin olarak Keskin
tarafından hazırlanan suç duyurusu dilekçesi
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunuldu.
Baykal: Bu tam bir savaş
Kaçmaz ve Eminağaoğlu hakkındaki ihraç istemine muhalefetten sert tepki
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sincan
hâkimi Osman Kaçmaz ve YARSAV Genel
Başkanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu hakkõn-
daki ihraç istemine muhalefet sert tepki gös-
terdi. CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, ih-
raç istemini, “Tam bir savaş, sindirme” ola-
rak nitelendirdi.
Baykal, ihraç istemine ilişkin bir soru
üzerine “Bu tam bir savaş. Bunun huku-
ki geçerliliği nedir? Bu bir sindirme. Tür-
kiye’de yargı çok ciddi bir konu, bir ke-
re daha bu ortaya çıkıyor. Demokrasi ba-
kımından da en önemli konu, bugün yar-
gının içinde bulunduğu bu konumdur”
açõklamasõnõ yaptõ. Kõlõçdaroğlu ise kararõ
duyduğunda, önce kulaklarõna inanamadõğõnõ
belirterek Adalet Bakanlõğõ’nõn bir yargõç
hakkõnda böylesine karar almasõnõn “21.
yüzyıl Türkiyesi’ne yakışmadığını” söyledi.
“Türkiye adım adım örtülü faşizme doğ-
ru gidiyor” diyen Kõlõçdaroğlu, şunlarõ kay-
detti. “Siyasi iktidarın hoşuna gitmeyen ka-
rarlar alındı diye yargıca baskı kurmak,
yargıcın düşüncelerini baskılamak, onun
sağlıklı karar almasını engellemek doğru
bir uygulama değildir.”
‘Yargıya açıktan müdahale’
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn “ıs-
lak imzalı” belgeyle ilgili olarak Adli Tõp ra-
porunun dikkate alõnmasõna ilişkin sözlerine
de CHP’den tepki geldi. Erdoğan’õn sözleri-
ni “açıktan yargıya müdahale” olarak nite-
lendiren Baykal, “Yargı hangi teknik bilgi-
ye ihtiyaç duyacağını kendisi takdir eder ve
o doğrultuda gerekli kararları alır” dedi. Er-
doğan’õn “Islak imza meselesi bana göre bü-
yük önem arz ediyor. Kilidi o açacak” söz-
lerine dikkat çeken Baykal, “Kilidi bu aça-
cak ama kilidi açacak anahtarı bir türlü
kimseye göstermeyeceğiz. ‘Bizim elimizde’
diyeceğiz. Bu kadar önemli, tartışmalı bir
konuyu muğlak bırakacaksın” dedi.
‘Göndermekten niçin korkuyorlar?’
CHP Grup Başkanvekili Kõlõçdaroğlu da ko-
nuya ilişkin bir soru üzerine, “Sayın Başba-
kan hangi gerekçeyle, hangi bilgisiyle, han-
gi bilgi birikimiyle Adli Tıp raporunun ye-
terli olduğunu, askeri savcılığın da buna uy-
ması gerektiğini söyleyebiliyor? Islak imzayı
askeri savcıya göndermekten niçin korku-
yorlar? O zaman akla şu geliyor, demek ki
bu belge düzmece... Birtakım insanları bul-
dular, ‘Siz bu imza Dursun Çiçek’e aittir di-
ye karar verin, biz bu kararõ esas alõp bu işi gö-
türeceğiz’ diyecekler” yanõtõnõ verdi.
? Tuzla Tersaneler Bölgesi’ndeki Torgem Tersa-
nesi YET Denizcilik taşeron şirketinde çalõşan
25 işçinin 4 aylõk alacaklarõ için görüşmeye gi-
den DİSK’e bağlõ Limter-İş Sendikasõ Genel
Başkanõ Cem Dinç, tersane sahibi Kenan Tor-
lak ve korumalarõnõn saldõrõsõna uğradõ.
? Kartal’da yoldan çõkan araç, bir fabrikada çalõ-
şan işçilerin soyunma odasõ olarak kullandõk-
larõ kulübeye girdi. Kazada Ali Seven ve Musa
Duruş yaşamõnõ yitirdi, 4 kişi yanralandõ.
? Bir bankanõn Kadõköy şubesine gelen bir kişi,
elindeki “Paralarõ çantaya doldur, yoksa patla-
tõrõm” yazõlõ kâğõdõ veznedeki görevliye vere-
rek soymak istedi. Görevlinin paralarõ çantaya
koyduğu sõrada, paniğe kapõlan soyguncu çan-
tayõ almadan kaçtõ. Eşkâli belirlenen soygun-
cunun yakalanmasõ için çalõşma başlatõldõ.
? On Numara oyununun bu haftaki çekilişinde
kazanan numaralar “1, 2, 4, 10, 12, 15, 33, 35,
36, 37, 40, 45, 46, 49, 52, 54, 68, 69, 74, 76,
78 ve 80” olarak belirlenirken 10 bilen çõkma-
yõnca, 196 bin 662 lira 75 Kr haftaya devretti.
K I S A . . . K I S A . . .