21 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada 1970-80’li yıllarda “yasadışı örgüt” üyeleri ya- kalanınca toplu halde fotoğrafları çektirilirdi. Kla- sik tablo şuydu: Önde alçak bir masa üzerinde onlarca kitap, ar- kada o kitabı bulundurma suçunu işlemiş olan şüp- heliler. Son yıllarda bırakılan bu yöntemin yerini bilgi- sayar alıyor. Üstelik daha tehlikeli ve tartışmalı bi- çimde. Size gelen bir kitabı “tehlikeli” bulursanız, her- hangi bir yöntemle ortadan kaldırırsınız. Böylece o kitapla sizin aranızda hiçbir ilişki kalmaz. Bilgisayarda ise size ulaşan bir mesaj, belge, ya- zılı herhangi bir doküman neredeyse ayrılmaz bir parçanız haline geliyor. Kimliğinizi yitirebilirsiniz, ama bilgisayarlarınızdakileri isteseniz de yitirme şansınız yok. Yerine göre sizde olduğunu bilme- diğiniz bir dijital veri bile sizi suçlu ilan etmeye ye- tebilir. Hukuk, girişte vurguladığımız soru işaretlerini or- tadan kaldırmak için bir kişinin bilgisayarı alındı- ğında mutlaka o anda kopyalanması gerektiğini hükme bağlamış. Tabii uygulanırsa... Ya uygulanmazsa? Bu da soru mu? Yasa maddesi uygulanmazsa diye bir soru elbette olmaz! Telefon konusu da en az bilgisayarlar kadar kar- maşık. Cumhuriyet gazetesinin Ankara Büro- su’nun santral telefonlarının da benim kişisel te- lefonummuş gibi dinlendiği, iddianame eklerinde de açıkça yer alıyor. Olayın iki boyutu var: 1. Bütün gazete çalışanlarının konuşmaları kayda alınıyor. 2. Bütün konuşmalardan ben sorumlu tutulu- yorum. İkinci şıkkı açalım... Örneğin gazetemizin eğitim muhabiri bir rektörle santral telefonu üzerinden gö- rüştü. Bu görüşmeyi Mustafa Balbay yapmış gi- bi rakamlamışlar. Böylece ben o rektörle çok yo- ğun ilişkideymişim gibi gösterilmiş. Olabilir de... Suç mu? Değil... Ama buna “ör- gütsel ilişki” anlamı yüklenmiş. Bu yöntemle 200-300 kez telefon görüşmesi yapmış gibi gösterildiğim kişiler var. Şimdi ben bir bakıma, kendi suçsuzluğumu ka- nıtlamaya çalışırken benim dışımda yapılan gö- rüşmelerde de suç unsuru bulunmadığını da ka- nıtlamak durumundayım. Aklıma şöyle bir anlatım geliyor; örneğin otoyolun hemen kıyısında eviniz var. Otoyoldaki bütün tra- fik suçlarından sizi sorumlu tutuyorlar! Aynı anda 5 defa kırmızı ışıkta geçmiş oluyorsunuz, 10 de- fa kaza yapıyorsunuz... Hukukun dışına çıkmadan buyrun kendinizi anlatın. 20 Eylül Pazar günü Akşam gazetesinde Türk Ceza Hukuku Derneği Başkanı Prof. Duygun Yar- suvat’la yapılmış bir söyleşi yayımlandı. Söyleşi- nin başlığı şuydu: Ortaçağ hukuku geri geliyor! Prof. Yarsuvat, terör olaylarına karşı adeta bir panik atakla mücadele yasaları çıkaran ülkelerin insan hakları ihlallerini net biçimde ortaya koyu- yor. Prof. Yarsuvat’ın Ergenekon davasına bakışı şöy- le: “... Bu iddianame Türkiye’deki hukuk sistemi için- de yetişmiş birinin yazacağı bir iddianame değil... Bazı yerleri samimi olabilir, davayı samimiyetsiz ya- pan alakasız kişilerin, olayların bir araya getirilmesi... Siyasi nitelikli bir dava... Bazı konularda haklı ola- bilirdi ama onu da kaybediyor.” Dava nasıl sonuçlanır sorusuna Prof. Yarsuvat’ın yanıtı şu: “Ben öbür dünyaya giderim, oğlum avukat ola- rak kendi görevini bitirir, torunum avukat olursa bu dava da biter. Nasıl sonuçlanacağını da siz bulun.” Bu değerlendirmeleri yapan Prof. Yarsuvat’ın ku- rumsal unvanını tam aktaralım: Merkezi Paris’te bulunan Dünya Ceza Hukuku Derneği’ne üye Türk Ceza Hukuku Derneği Baş- kanı. [email protected] İstanbul Y 23 Edirne Y 22 Kocaeli Y 26 Çanakkale Y 23 İzmir Y 25 Manisa Y 25 Aydın Y 26 Denizli B 26 Zonguldak Y 23 Sinop B 23 Samsun B 29 Trabzon PB 25 Giresun PB 25 Ankara PB 25 Eskişehir Y 25 Konya PB 26 Sıvas PB 26 Antalya PB 26 Adana A 28 Mersin B 29 Diyarbakır A 30 Şanlıurfa A 33 Mardin B 29 Siirt A 30 Hakkâri B 23 Van B 23 Kars B 21 Oslo Y 8 Helsinki Y 12 Stockholm Y 11 Londra B 17 Amsterdam B 15 Brüksel Y 16 Paris Y 19 Bonn Y 17 Münih Y17 Berlin Y 17 Budapeşte PB 23 Madrid B 29 Viyana B 21 Belgrad PB 22 Sofya PB 19 Roma Y 24 Atina PB 26 Zürih PB 19 Moskova Y 13 Aşkabat A 26 Astana PB 18 Taşkent A 29 Bakû A 23 Bişkek A 24 Tiflis A 28 Kahire A 30 Şam A 32 Ülkemizin kuzey ve ba- tı kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Marmara, Kuzey ve kıyı Ege ile Bartın ve Zonguldak çevreleri sağanak ya- ğışlı, diğer yerler parçalı ve az bulutlu geçecek. Yağışların Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne çev- relerinde kuvvetli ol- ması bekleniyor. DTP’li Kõşanak, verdiği soru önergesinde olayda ihmali olanlar hakkõnda soruşturma açõlõp açõlmadõğõnõ sordu Ceylan’õn ölümü Meclis’te DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - DTP Diyarbakõr Mil- letvekili Gülten Kışanak, Di- yarbakõr’õn Lice ilçesine bağlõ Şenlik köyü Paşaciya mezrasõnda meydana gelen patlamada ölen 12 yaşõndaki Ceylan Önkol ile ilgi- li olayõ TBMM gündemine taşõ- dõ. DTP’liler Van’da düzenle- dikleri eylemle de olayõn aydõn- latõlmasõnõ istedi. Başbakan Recep Tayyip Er- doğan’õn yanõtlamasõ istemiyle bir soru önergesi veren DTP’li Kõ- şanak, Önkol’un cansõz bedeninin ve şarapnel parçalarõnõn savcõnõn talimatõyla Abalõ Jandarma Ka- rakolu’na ailesi ve köylüler tara- fõndan taşõndõğõnõ, otopsinin ka- rakolun nizamiyesinde cumhuri- yet savcõsõnõn emriyle, bilirkişi olarak bir pratisyen hekim ve iki temizlik işçisi tarafõndan yapõldõ- ğõnõ belirtti. Önkol’un ölümünün medyada yer almasõnõn ardõndan olaydan 3 gün sonra cumhuriyet savcõsõnõn olay yerinde inceleme yaptõğõnõ anõmsatan Kõşanak, köylülerin Tapantepe Tabu- ru’ndan ateş açõldõğõnõ ifade etti- ğini vurguladõ. Kõşanak, önergesinde şu ifade- leri kullandõ: “Önkol’un ağa- beyi savcılığa verdiği ifadede Ceylan’ın hayvanları otlatmak için dışarı çıktığını ve kısa bir süre sonra önce havan topu se- si tarzında bir ses duyduğunu, daha sonrada patlama sesi duy- duğunu belirtmiştir. Adli mua- yene tutanağında yer alan bil- giler de köylülerin anlatımını doğrular niteliktedir.” ‘Tapantepe Taburu’ndan atış yapıldı mı?’ DTP’li Kõşanak, önergesinde Başbakan Erdoğan’a şu sorularõ yöneltti: “Cumhuriyet savcısının Ceylan Önkol’un öldüğü gün olay yerine gitmemesi, olay ye- ri inceleme tutanağının tutul- maması, delillerin usulüne uy- gun olarak toplanmaması, ola- yı karanlıkta bırakmaya yöne- lik bir yaklaşım değil midir? Di- yarbakır il merkezinde dona- nımlı adli tıp kurumu olmasına rağmen Abalı Karakolu Niza- miyesi’nde, pratisyen hekim ve temizlik işçileri eşliğinde otop- si yapılmasının sebebi nedir? Ceylan Önkol’un cesedinin 6 sa- at olay yerinde bırakılması, savcının olay yerine gitmemesi, otopsinin bir karakolun niza- miyesinde, usul yerini bulsun di- ye yapılması, görev ihmali de- ğil midir? Konuyla ilgili soruş- turma başlatılmış mıdır? CeylaÖnkol’un yaşamını yitir- diği gün, Tapantepe Tabu- ru’ndan atış yapılmış mıdır? Yapılmışsa hangi gerekçeyle, hangi istikamete ve kimler ta- rafından yapılmıştır?” Anna Lindh Vakfõ ve EuroMed gazeteciler grubu ortak toplantõsõ İsveç’in başkenti Stockholm’de yapõldõ ‘Barõş için tarihi fõrsatõ kaçõrmayalõm’ LEYLA TAVŞANOĞLU STOCKHOLM - AB dönem baş- kanõ İsveç’in başkenti Stockholm’de Anna Lindh Vakfõ ve EuroMed ga- zeteciler grubu ortak toplantõsõna ka- tõlõyorum. Toplantõnõn önde gelen isimleri arasõnda vakfõn başkanõ ve Fas krallarõnõn 20 yõldõr danõşmanlõğõnõ ya- pan Andre Azoulay ve BM’nin eski barõş elçisi Lakhdar Brahimi de var. Toplantõnõn ismi, Güveni Yeniden İnşa Etme ve Köprüleri Yeniden Kur- ma Forumu. Konuşmacõlar dünya li- derlerine Ortadoğu ve Geniş Akdeniz havzasõnda barõş koşullarõnõn oluştu- rulmasõ için tarihi fõrsatõn kaçõrõlma- masõ çağõrõsõnda bulunuyorlar. Dünya Barõş Günü’ne denk düşü- rülerek, ABD Başkanõ Obama’nõn Or- tadoğu liderleriyle yapacağõ görüş- menin hemen öncesinde düzenlenen toplantõya 30’un üzerinde Akdeniz Birliği ülkesinden sivil toplum kuru- luşu temsilcileri ve medya mensupla- rõ katõlõyor. ‘Esin kaynağı oluyor’ Ortadoğu ve Akdeniz havzasõnda barõş fõrsatlarõ değerlendiriliyor. Fo- rumun açõlõşõnda dünya çapõnda ünlü konuşmacõlar var. İsveç’in AB dönem başkanlõğõ adõna İsveç Dõşişleri’nden sorumlu devlet bakanõ söz alõyor: Anna Lindh Kültürler Arasõ Diya- log Vakfõ ağõnõ temsil eden 43 ülke in- sanlarõnõn yaratõcõlõklarõ ve oluştur- duklarõ kaynaksal zenginliği anlat- mak için kelimeler yetersiz kalõr. Vakfõn Başkanõ Andre Azoulay de şunlarõ söylüyor: “Sivil toplum üze- rinden ve ortak hareketimizle siya- si liderler için yeni bir barış oluş- turmaları zemini yaratmalıyız. Bu zemin, özellikle insan onuru ve say- gı söz konusu olduğunda eşitlikçi ve çifte standarttan uzak olmalıdır. Bu yeni barış vizyonunu canlı tut- malıyız. Çalışmamız uzun erimli perspektife sahip olmalı ve sivil toplumun, bölgesel çerçeve için Baş- kan Obama’nın çizdiği yeni vizyo- na ve Akdeniz Birliği’nin önünde- ki fırsatlara uygun biçimde sesini duyurmasının önü açılmalıdır.” BM’nin eski Barõş Elçisi Brahimi de şu cümleleri telaffuz ediyor: “Anna Lindh Vakfı’nın sergilediği insanlar arası güveni yeniden oluşturmak ve toplumlarımızın içinde ve dışında- ki sorunları aşarak bölgemiz in- sanlarının onurlu bir çevrede ya- şamalarına olanak sağlayıcı giri- şimler bana esin kaynağı oluyor.” Barış Savaşçıları’na ödül Güveni Yeniden İnşa Etme ve Köp- rüleri Yeniden Kurma Forumu İsrail’in Gazze’ye yaptõğõ saldõrõlarõn hemen ar- dõndan kurulan bir oluşum. Bunun içinde Akdeniz Birliği’ne üye 43 ül- ke, BM’nin Medeniyetler İttifakõ ve Stockholm merkezli Uluslararasõ Fo- rum yer alõyor. Forumun kapanõş akşamõnda Anna Lindh Vakfõ’nõn 2009 yõlõ ödülleri açõklanõyor. Bu yõlki ödül sahipleri bir grup İsrailli ve Filistinli tarafõndan ku- rulan “Barış Savaşçıları” ve Bosna- Hersek, Sõrbistan ve Hõrvatistan’dan tarih öğretmenlerinin oluşturduğu “Tarih Harekete Geçti” adlõ girişim. Biraz da Anna Lindh Kültürler Arasõ Diyalog Vakfõ’ndan söz ede- lim. 10 Eylül 2003’te bir alõşveriş merkezinde öldürülen İsveç’in Dõş- işleri Bakanõ Anna Lindh adõna 2005’te Akdeniz Birliği’ne üye 43 ül- keyi bünyesinde toplayan bir vakõf. Merkezi Mõsõr’õn İskenderiye ken- tinde. 3 binin üzerinde sivil toplum kuruluşuyla ağ bağlantõlarõ var. Vak- fõn amacõ kültürler arasõ diyaloğu ge- liştirmek için farklõ kültürlerden in- sanlarõ bir araya getirmek. 5 EKİM 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI 9 BEYİN SARSINTISI GEÇİRDİ Öğrenciye polis dayağı hastanelik etti CİHAN ORUÇOĞLU Avcõlar’da bir parkta arkadaşlarõyla oturduğu sõrada polisler tarafõndan darp edildiği öne sürülen üniversite öğrencisi Güney T. be- yin kanamasõ geçirerek hastaneye kaldõrõl- dõ. “Hayati tehlikesi vardır” raporu alõ- nan üniversite öğrencisinin ailesi polisler- den şikâyetçi olacaklarõnõ söyledi. Avcõlar Sahili’ndeki Mustafa Burcu parkõnda önceki gece 23.00 sõralarõnda ar- kadaşlarõyla zaman geçiren Güney T. isimli üniversite öğrenci motorize polis ekiplerinin müdahalesiyle karşõlaştõ. Gü- ney T. kendilerini dağõlmalarõ konusunda uyaran 8 polis memuruna yasalara aykõrõ bir davranõş içerisinde bulunmadõklarõnõ ve kimseyi rahatsõz etmediklerini söyledi. İddiaya göre polisler, bunun üzerine “sen çok şey biliyorsun” diyerek üniversite öğrencisi Güney T’yi darp etmeye başla- dõ. Özellikle kafasõna aldõğõ darbeler so- nucu fenalaşan ve yere yõğõlan Güney T, Avcõlar Devlet Hastanesi’ne kaldõrõldõ. Burada mauayeneden geçirilen Güney T’ye “sağlam” raporu verilmesi üzerine ailesi polisler hakkõnda şikâyetçi olmaya- rak hastaneden ayrõldõ. Eve götürülürken yolda fenalaşarak kusmaya başlayan Gü- ney T. Beylikdüzü’ndeki özel bir hastane- ye kaldõrõldõ. Burada yapõlan tetkikler so- nucu beyin kanamasõ teşhisi konulan Gü- ney T, Bakõrköy Ruh ve Sinir Hastalõklarõ Hastanesi’ne sevk edildi. Nöroloji servisi- ne yatõrõlan Güney T’ye hayati tehlikesi bulunduğuna dair rapor verildi. Bir ayağı kırık, bir ayağı çatlak Yeğeninin özellikle kafa bölgesinin darp edildiğini anlatan teyze Sezer Ayvaz, polislerin uyguladõğõ şiddetin Gü- ney’in arkadaşlarõ tarafõndan cep telefonu kamerasõ ile kaydedildiğini söyledi. Yeğe- ninin beyin kanamasõ riskinin yanõ sõra bir ayağõnda kõrõk diğer ayağõnda ise çatlak bulunduğunu anlatan Sezer Ayvaz, olayla ilgili olarak Cumhuriyet Savcõlõğõ’na suç duyurusunda bulunduklarõnõ söyledi. Sav- cõlõğõn olaya el koymasõnõn ardõndan şid- deti uygulayan polislerin amirleriyle bir- likte hastaneye gelerek özür dilediklerini belirten Ayvaz, “Bizim elimizde ‘hayati tehlikesi vardõr’ raporu var. Kamera gö- rüntüleri var. Bu işin peşini bırakma- yacağız” diye konuştu. Arkadaşlarõyla bir parkta otururken dağõlmalarõnõ isteyen polisin saldõrõsõna uğrayan Güney T. feci şekilde dayak yedi. Devlet hastanesinde sağlam rapo- ru verilen gence bir özel hastanede “Hayati tehlikesi var” raporu verildi. 13 YAŞINDA ÇOCUKTAN AÇIKLAMA DTP Van İl Başkanlığı Ceylan Önkol’un ölümünün aydın- latılması için bir yürüyüş düzenledi. Van Belediye Başkan- lığı önünde toplanan DTP’liler Cumhuriyet Caddesi boyun- ca slogan atarak yürüdü. Van Valiliği önünde katılımcılar adına basın açıklamasını okuyan 13 yaşındaki Pınar Kurt, “Bazen tek bir olay, bütün bir ülkeyi anlatır. Bu ülke, bir roketle bir kız çocuğunun paramparça edilebildiği bir ülke. Ceylan’ı vuran roket o açılımın içini doldurmuyorsa hiçbir şey dolduramaz” dedi. Yürüyüş sırasında, DTP’liler “Katil devlet hesap verecek” yazılı pankartlar taşıdı ve sloganlar attı. Eyleme DTP Van Milletvekili Özdal Üçer de katıldı. Şeyh Haznevi’nin elini öpenler arasında milletvekili Eyüpoğlu da vardı. Fotoğraflar Vatan gazetesinin internet sitesinden alõnmõştõr. Nakşi şeyhe vekil ilgisi ŞANLIURFA (Cumhuriyet) - Nakşibendi tarikatõ şeyhlerinden olan ve Suriye’de yaşayan Şeyh Abdulgani Haznevi, Türkiye’ye gelişi sõ- rasõnda SP’li Akçakale Belediye Başkanõ Ab- dülhakim Ayhan, MHP’li Harran Belediye Başkanõ Mehmet Özyavuz’un da aralarõnda bu- lunduğu yüzlerce kişi tarafõndan karşõlandõ. Şanlõurfa’nõn Akçakale ilçesinde bulunan sõnõr kapõsõndan giriş yapan Şeyh Hazn- evi’nin elini öpmek isteyen, başlarõnda tak- ke ve sarõk bulunan çoğunluğu cüppeli yüz- lerce müridi izdihama yol açtõ. Yüzlerce metre uzunluğundaki kuyrukta bu- lunan müritlerinin tek tek elini öptüğü Şeyh Haznevi, daha sonra lüks jipi ile Harran il- çesine giderek buradaki Hz. Hayati Harrani türbesini ziyaret etti. Harran ziyaretinin ardõndan Şeyh Abdülgani El Haznevi, beraberindeki müritlerinin oluş- turduğu yüzlerce araçlõk konvoy ile Kara- köprü beldesine geldi. Haznevi’yi burada Şan- lõurfa Bağõmsõz Milletvekili Seyit Eyyü- poğlu ve yeraltõ dünyasõnõn ünlü isimlerinden “Drej Ali” lakaplõ Ali Yasak karşõladõ. Milletvekili Eyyüpoğlu, aracõndan inen Şeyh Haznevi’nin elini öptü. Üç ilde hüzün Şehit askerler uğurlandı Haber Merkezi - Sõvas’ta askeri aracõn devrilmesi sonucu şehit olan Jandarma Komando Er Şükrü Ulutaş, memleketi Malatya’da, Hakkâri ve Şõrnak’ta kalp krizi ve silah kazasõ sonucu şehit düşen iki asker de Osmaniye ve Muş’ta top- rağa verildi. Şehit Jandarma Komando Er Şükrü Ulutaş için Şehir Mezarlõğõ Camisi’nde tören düzenlendi. Şe- hit askerin annesi Azize Ulutaş tö- ren boyunca güçlükle ayakta du- rabildi. Hakkâri Dağ ve Komando Tugay Komutanlõğõ’nda görev ya- pan ve geçirdiği kalp krizi sonra- sõnda hastanede şehit olan Uzman Çavuş Hakkı Alaca için Dağ ve Komando Tugay Komutanlõğõ’nda tören düzenlendi. Şehidin cenaze- si toprağa verilmek üzere Osma- niye’ye gönderildi. Şõrnak’õn mer- kez Gömeç ve Güneyce köyleri ara- sõndaki bölgede konuşlu askeri birlikte meydana gelen silah kaza- sõ sonucu şehit düşen Piyade Çavuş Erol Bingöl’ün cenazesi de Muş’un Varto ilçesinde düzenlenen törenle toprağa verildi. Öte yandan, Ayvacõk ilçesinden Çanakkale yönüne seyahat eden Uzman Çavuş Gürkan Tuncay’õn kullandõğõ askeri minibüs Ezine il- çesi yakõnlarõnda devrildi. Kazada 9 kişi yaralandõ. Öldürülen DTP’lilerle ilgili bir kişi tutuklandı DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinde 25 Temmuz Günyüzü Köyü yakınlarında DTP’li Necman Ölmez ve Ferhat Erdiş’in öldürülmesine ilişkin Beytüşşebap Cumhuriyet Sav- cılığı’nca sürdürülen soruşturma kapsamında Zeki A. adlı zanlı göz- altına alındı. Askerlik yaptığı bölükten gözaltına alındığı öne sürülen zanlının cinayeti işlediğini itiraf ettiği iddia edildi. Sevk edildiği nö- betçi mahkeme tarafından tutuklanan Zeki A, adliyeden asker elbi- sesi giydirilerek çıkarıldı. Şüphelinin adliyeden çıkarılması sırasında jandarma ve polis yoğun güvenlik önlemi aldı. Zanlının ifadelerinin ardından olayla ilgili 13 kişinin daha aranmaya başlandığı bildirildi. HAKKARİ (Cumhuriyet) - Hakkâri Üniver- sitesi tarafõndan düzenlenen “Kürt Kadını Kon- gresi”nin 3’üncü gününde, katõlõmcõlar için gezi düzenlendi. Katõlõmcõlar, gezi sõrasõnda 1969 yõ- lõnda Deniz Gezmiş ve arkadaşlarõnca Zap Suyu üzerinde inşa edilen Devrimci Gençlik Köprü- sü’nü ziyaret ettiler. Köprüde anõ fotoğrafõ çekti- ren ve köylülerle bir süre sohbet eden ziyaretçi- ler, ülkenin yakõn tarihi açõsõndan önemli bir ye- re sahip olan köprünün koruma altõna alõnmasõ gerektiğini ifade ettiler. İstanbul Boğaziçi Köp- rüsü’nün yapõlmasõnõ protesto etmek amacõyla Deniz Gezmiş ve arkadaşlarõnca 1969 yõlõnda Zap Suyu üzerinde Devrimci Gençlik Köprüsü yapõldõ. Halk arasõnda “Deniz Gezmiş Köprü- sü” olarak da bilinen 20 metre uzunluğundaki köprünün yapõmõ 22 gün sürdü. 1999’da bomba- lanarak yõkõlan köprünün yeniden yapõlmasõ için aralarõnda Edip Akbayram, Cezmi Ersöz, Le- man Sam’õn da bulunduğu sanatçõ ve aydõnlar “İstanbul’dan Hakkâri’ye köprü ol, barışa köprü ol” sloganõyla bir konser organize ettiler. GENÇLİK KÖPRÜSÜ’NE ZİYARET Hakkâri’den Gezmiş’e selam
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear