Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
1970-80’li yıllarda “yasadışı örgüt” üyeleri ya-
kalanınca toplu halde fotoğrafları çektirilirdi. Kla-
sik tablo şuydu:
Önde alçak bir masa üzerinde onlarca kitap, ar-
kada o kitabı bulundurma suçunu işlemiş olan şüp-
heliler.
Son yıllarda bırakılan bu yöntemin yerini bilgi-
sayar alıyor. Üstelik daha tehlikeli ve tartışmalı bi-
çimde.
Size gelen bir kitabı “tehlikeli” bulursanız, her-
hangi bir yöntemle ortadan kaldırırsınız. Böylece
o kitapla sizin aranızda hiçbir ilişki kalmaz.
Bilgisayarda ise size ulaşan bir mesaj, belge, ya-
zılı herhangi bir doküman neredeyse ayrılmaz bir
parçanız haline geliyor. Kimliğinizi yitirebilirsiniz,
ama bilgisayarlarınızdakileri isteseniz de yitirme
şansınız yok. Yerine göre sizde olduğunu bilme-
diğiniz bir dijital veri bile sizi suçlu ilan etmeye ye-
tebilir.
Hukuk, girişte vurguladığımız soru işaretlerini or-
tadan kaldırmak için bir kişinin bilgisayarı alındı-
ğında mutlaka o anda kopyalanması gerektiğini
hükme bağlamış.
Tabii uygulanırsa...
Ya uygulanmazsa?
Bu da soru mu? Yasa maddesi uygulanmazsa
diye bir soru elbette olmaz!
Telefon konusu da en az bilgisayarlar kadar kar-
maşık. Cumhuriyet gazetesinin Ankara Büro-
su’nun santral telefonlarının da benim kişisel te-
lefonummuş gibi dinlendiği, iddianame eklerinde
de açıkça yer alıyor.
Olayın iki boyutu var:
1. Bütün gazete çalışanlarının konuşmaları
kayda alınıyor.
2. Bütün konuşmalardan ben sorumlu tutulu-
yorum.
İkinci şıkkı açalım... Örneğin gazetemizin eğitim
muhabiri bir rektörle santral telefonu üzerinden gö-
rüştü. Bu görüşmeyi Mustafa Balbay yapmış gi-
bi rakamlamışlar. Böylece ben o rektörle çok yo-
ğun ilişkideymişim gibi gösterilmiş.
Olabilir de... Suç mu? Değil... Ama buna “ör-
gütsel ilişki” anlamı yüklenmiş.
Bu yöntemle 200-300 kez telefon görüşmesi
yapmış gibi gösterildiğim kişiler var.
Şimdi ben bir bakıma, kendi suçsuzluğumu ka-
nıtlamaya çalışırken benim dışımda yapılan gö-
rüşmelerde de suç unsuru bulunmadığını da ka-
nıtlamak durumundayım.
Aklıma şöyle bir anlatım geliyor; örneğin otoyolun
hemen kıyısında eviniz var. Otoyoldaki bütün tra-
fik suçlarından sizi sorumlu tutuyorlar! Aynı anda
5 defa kırmızı ışıkta geçmiş oluyorsunuz, 10 de-
fa kaza yapıyorsunuz...
Hukukun dışına çıkmadan buyrun kendinizi
anlatın.
20 Eylül Pazar günü Akşam gazetesinde Türk
Ceza Hukuku Derneği Başkanı Prof. Duygun Yar-
suvat’la yapılmış bir söyleşi yayımlandı. Söyleşi-
nin başlığı şuydu:
Ortaçağ hukuku geri geliyor!
Prof. Yarsuvat, terör olaylarına karşı adeta bir
panik atakla mücadele yasaları çıkaran ülkelerin
insan hakları ihlallerini net biçimde ortaya koyu-
yor.
Prof. Yarsuvat’ın Ergenekon davasına bakışı şöy-
le:
“... Bu iddianame Türkiye’deki hukuk sistemi için-
de yetişmiş birinin yazacağı bir iddianame değil...
Bazı yerleri samimi olabilir, davayı samimiyetsiz ya-
pan alakasız kişilerin, olayların bir araya getirilmesi...
Siyasi nitelikli bir dava... Bazı konularda haklı ola-
bilirdi ama onu da kaybediyor.”
Dava nasıl sonuçlanır sorusuna Prof. Yarsuvat’ın
yanıtı şu:
“Ben öbür dünyaya giderim, oğlum avukat ola-
rak kendi görevini bitirir, torunum avukat olursa bu
dava da biter. Nasıl sonuçlanacağını da siz bulun.”
Bu değerlendirmeleri yapan Prof. Yarsuvat’ın ku-
rumsal unvanını tam aktaralım:
Merkezi Paris’te bulunan Dünya Ceza Hukuku
Derneği’ne üye Türk Ceza Hukuku Derneği Baş-
kanı.
ankcum@cumhuriyet.com.tr
İstanbul Y 23
Edirne Y 22
Kocaeli Y 26
Çanakkale Y 23
İzmir Y 25
Manisa Y 25
Aydın Y 26
Denizli B 26
Zonguldak Y 23
Sinop B 23
Samsun B 29
Trabzon PB 25
Giresun PB 25
Ankara PB 25
Eskişehir Y 25
Konya PB 26
Sıvas PB 26
Antalya PB 26
Adana A 28
Mersin B 29
Diyarbakır A 30
Şanlıurfa A 33
Mardin B 29
Siirt A 30
Hakkâri B 23
Van B 23
Kars B 21
Oslo Y 8
Helsinki Y 12
Stockholm Y 11
Londra B 17
Amsterdam B 15
Brüksel Y 16
Paris Y 19
Bonn Y 17
Münih Y17
Berlin Y 17
Budapeşte PB 23
Madrid B 29
Viyana B 21
Belgrad PB 22
Sofya PB 19
Roma Y 24
Atina PB 26
Zürih PB 19
Moskova Y 13
Aşkabat A 26
Astana PB 18
Taşkent A 29
Bakû A 23
Bişkek A 24
Tiflis A 28
Kahire A 30
Şam A 32
Ülkemizin kuzey ve ba-
tı kesimleri parçalı ve
çok bulutlu, Marmara,
Kuzey ve kıyı Ege ile
Bartın ve Zonguldak
çevreleri sağanak ya-
ğışlı, diğer yerler parçalı
ve az bulutlu geçecek.
Yağışların Tekirdağ,
Kırklareli ve Edirne çev-
relerinde kuvvetli ol-
ması bekleniyor.
DTP’li Kõşanak, verdiği soru önergesinde olayda ihmali olanlar hakkõnda soruşturma açõlõp açõlmadõğõnõ sordu
Ceylan’õn ölümü Meclis’te
DİYARBAKIR (Cumhuriyet
Bürosu) - DTP Diyarbakõr Mil-
letvekili Gülten Kışanak, Di-
yarbakõr’õn Lice ilçesine bağlõ
Şenlik köyü Paşaciya mezrasõnda
meydana gelen patlamada ölen 12
yaşõndaki Ceylan Önkol ile ilgi-
li olayõ TBMM gündemine taşõ-
dõ. DTP’liler Van’da düzenle-
dikleri eylemle de olayõn aydõn-
latõlmasõnõ istedi.
Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan’õn yanõtlamasõ istemiyle bir
soru önergesi veren DTP’li Kõ-
şanak, Önkol’un cansõz bedeninin
ve şarapnel parçalarõnõn savcõnõn
talimatõyla Abalõ Jandarma Ka-
rakolu’na ailesi ve köylüler tara-
fõndan taşõndõğõnõ, otopsinin ka-
rakolun nizamiyesinde cumhuri-
yet savcõsõnõn emriyle, bilirkişi
olarak bir pratisyen hekim ve iki
temizlik işçisi tarafõndan yapõldõ-
ğõnõ belirtti. Önkol’un ölümünün
medyada yer almasõnõn ardõndan
olaydan 3 gün sonra cumhuriyet
savcõsõnõn olay yerinde inceleme
yaptõğõnõ anõmsatan Kõşanak,
köylülerin Tapantepe Tabu-
ru’ndan ateş açõldõğõnõ ifade etti-
ğini vurguladõ.
Kõşanak, önergesinde şu ifade-
leri kullandõ: “Önkol’un ağa-
beyi savcılığa verdiği ifadede
Ceylan’ın hayvanları otlatmak
için dışarı çıktığını ve kısa bir
süre sonra önce havan topu se-
si tarzında bir ses duyduğunu,
daha sonrada patlama sesi duy-
duğunu belirtmiştir. Adli mua-
yene tutanağında yer alan bil-
giler de köylülerin anlatımını
doğrular niteliktedir.”
‘Tapantepe Taburu’ndan
atış yapıldı mı?’
DTP’li Kõşanak, önergesinde
Başbakan Erdoğan’a şu sorularõ
yöneltti: “Cumhuriyet savcısının
Ceylan Önkol’un öldüğü gün
olay yerine gitmemesi, olay ye-
ri inceleme tutanağının tutul-
maması, delillerin usulüne uy-
gun olarak toplanmaması, ola-
yı karanlıkta bırakmaya yöne-
lik bir yaklaşım değil midir? Di-
yarbakır il merkezinde dona-
nımlı adli tıp kurumu olmasına
rağmen Abalı Karakolu Niza-
miyesi’nde, pratisyen hekim ve
temizlik işçileri eşliğinde otop-
si yapılmasının sebebi nedir?
Ceylan Önkol’un cesedinin 6 sa-
at olay yerinde bırakılması,
savcının olay yerine gitmemesi,
otopsinin bir karakolun niza-
miyesinde, usul yerini bulsun di-
ye yapılması, görev ihmali de-
ğil midir? Konuyla ilgili soruş-
turma başlatılmış mıdır?
CeylaÖnkol’un yaşamını yitir-
diği gün, Tapantepe Tabu-
ru’ndan atış yapılmış mıdır?
Yapılmışsa hangi gerekçeyle,
hangi istikamete ve kimler ta-
rafından yapılmıştır?”
Anna Lindh Vakfõ ve EuroMed gazeteciler grubu ortak toplantõsõ İsveç’in başkenti Stockholm’de yapõldõ
‘Barõş için tarihi fõrsatõ kaçõrmayalõm’
LEYLA TAVŞANOĞLU
STOCKHOLM - AB dönem baş-
kanõ İsveç’in başkenti Stockholm’de
Anna Lindh Vakfõ ve EuroMed ga-
zeteciler grubu ortak toplantõsõna ka-
tõlõyorum. Toplantõnõn önde gelen
isimleri arasõnda vakfõn başkanõ ve Fas
krallarõnõn 20 yõldõr danõşmanlõğõnõ ya-
pan Andre Azoulay ve BM’nin eski
barõş elçisi Lakhdar Brahimi de var.
Toplantõnõn ismi, Güveni Yeniden
İnşa Etme ve Köprüleri Yeniden Kur-
ma Forumu. Konuşmacõlar dünya li-
derlerine Ortadoğu ve Geniş Akdeniz
havzasõnda barõş koşullarõnõn oluştu-
rulmasõ için tarihi fõrsatõn kaçõrõlma-
masõ çağõrõsõnda bulunuyorlar.
Dünya Barõş Günü’ne denk düşü-
rülerek, ABD Başkanõ Obama’nõn Or-
tadoğu liderleriyle yapacağõ görüş-
menin hemen öncesinde düzenlenen
toplantõya 30’un üzerinde Akdeniz
Birliği ülkesinden sivil toplum kuru-
luşu temsilcileri ve medya mensupla-
rõ katõlõyor.
‘Esin kaynağı oluyor’
Ortadoğu ve Akdeniz havzasõnda
barõş fõrsatlarõ değerlendiriliyor. Fo-
rumun açõlõşõnda dünya çapõnda ünlü
konuşmacõlar var. İsveç’in AB dönem
başkanlõğõ adõna İsveç Dõşişleri’nden
sorumlu devlet bakanõ söz alõyor:
Anna Lindh Kültürler Arasõ Diya-
log Vakfõ ağõnõ temsil eden 43 ülke in-
sanlarõnõn yaratõcõlõklarõ ve oluştur-
duklarõ kaynaksal zenginliği anlat-
mak için kelimeler yetersiz kalõr.
Vakfõn Başkanõ Andre Azoulay de
şunlarõ söylüyor: “Sivil toplum üze-
rinden ve ortak hareketimizle siya-
si liderler için yeni bir barış oluş-
turmaları zemini yaratmalıyız. Bu
zemin, özellikle insan onuru ve say-
gı söz konusu olduğunda eşitlikçi ve
çifte standarttan uzak olmalıdır.
Bu yeni barış vizyonunu canlı tut-
malıyız. Çalışmamız uzun erimli
perspektife sahip olmalı ve sivil
toplumun, bölgesel çerçeve için Baş-
kan Obama’nın çizdiği yeni vizyo-
na ve Akdeniz Birliği’nin önünde-
ki fırsatlara uygun biçimde sesini
duyurmasının önü açılmalıdır.”
BM’nin eski Barõş Elçisi Brahimi de
şu cümleleri telaffuz ediyor: “Anna
Lindh Vakfı’nın sergilediği insanlar
arası güveni yeniden oluşturmak ve
toplumlarımızın içinde ve dışında-
ki sorunları aşarak bölgemiz in-
sanlarının onurlu bir çevrede ya-
şamalarına olanak sağlayıcı giri-
şimler bana esin kaynağı oluyor.”
Barış Savaşçıları’na ödül
Güveni Yeniden İnşa Etme ve Köp-
rüleri Yeniden Kurma Forumu İsrail’in
Gazze’ye yaptõğõ saldõrõlarõn hemen ar-
dõndan kurulan bir oluşum. Bunun
içinde Akdeniz Birliği’ne üye 43 ül-
ke, BM’nin Medeniyetler İttifakõ ve
Stockholm merkezli Uluslararasõ Fo-
rum yer alõyor.
Forumun kapanõş akşamõnda Anna
Lindh Vakfõ’nõn 2009 yõlõ ödülleri
açõklanõyor. Bu yõlki ödül sahipleri bir
grup İsrailli ve Filistinli tarafõndan ku-
rulan “Barış Savaşçıları” ve Bosna-
Hersek, Sõrbistan ve Hõrvatistan’dan
tarih öğretmenlerinin oluşturduğu
“Tarih Harekete Geçti” adlõ girişim.
Biraz da Anna Lindh Kültürler
Arasõ Diyalog Vakfõ’ndan söz ede-
lim. 10 Eylül 2003’te bir alõşveriş
merkezinde öldürülen İsveç’in Dõş-
işleri Bakanõ Anna Lindh adõna
2005’te Akdeniz Birliği’ne üye 43 ül-
keyi bünyesinde toplayan bir vakõf.
Merkezi Mõsõr’õn İskenderiye ken-
tinde. 3 binin üzerinde sivil toplum
kuruluşuyla ağ bağlantõlarõ var. Vak-
fõn amacõ kültürler arasõ diyaloğu ge-
liştirmek için farklõ kültürlerden in-
sanlarõ bir araya getirmek.
5 EKİM 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI 9
BEYİN SARSINTISI GEÇİRDİ
Öğrenciye
polis dayağı
hastanelik etti
CİHAN ORUÇOĞLU
Avcõlar’da bir parkta arkadaşlarõyla oturduğu
sõrada polisler tarafõndan darp edildiği öne
sürülen üniversite öğrencisi Güney T. be-
yin kanamasõ geçirerek hastaneye kaldõrõl-
dõ. “Hayati tehlikesi vardır” raporu alõ-
nan üniversite öğrencisinin ailesi polisler-
den şikâyetçi olacaklarõnõ söyledi.
Avcõlar Sahili’ndeki Mustafa Burcu
parkõnda önceki gece 23.00 sõralarõnda ar-
kadaşlarõyla zaman geçiren Güney T.
isimli üniversite öğrenci motorize polis
ekiplerinin müdahalesiyle karşõlaştõ. Gü-
ney T. kendilerini dağõlmalarõ konusunda
uyaran 8 polis memuruna yasalara aykõrõ
bir davranõş içerisinde bulunmadõklarõnõ
ve kimseyi rahatsõz etmediklerini söyledi.
İddiaya göre polisler, bunun üzerine “sen
çok şey biliyorsun” diyerek üniversite
öğrencisi Güney T’yi darp etmeye başla-
dõ. Özellikle kafasõna aldõğõ darbeler so-
nucu fenalaşan ve yere yõğõlan Güney T,
Avcõlar Devlet Hastanesi’ne kaldõrõldõ.
Burada mauayeneden geçirilen Güney
T’ye “sağlam” raporu verilmesi üzerine
ailesi polisler hakkõnda şikâyetçi olmaya-
rak hastaneden ayrõldõ. Eve götürülürken
yolda fenalaşarak kusmaya başlayan Gü-
ney T. Beylikdüzü’ndeki özel bir hastane-
ye kaldõrõldõ. Burada yapõlan tetkikler so-
nucu beyin kanamasõ teşhisi konulan Gü-
ney T, Bakõrköy Ruh ve Sinir Hastalõklarõ
Hastanesi’ne sevk edildi. Nöroloji servisi-
ne yatõrõlan Güney T’ye hayati tehlikesi
bulunduğuna dair rapor verildi.
Bir ayağı kırık, bir ayağı çatlak
Yeğeninin özellikle kafa bölgesinin
darp edildiğini anlatan teyze Sezer
Ayvaz, polislerin uyguladõğõ şiddetin Gü-
ney’in arkadaşlarõ tarafõndan cep telefonu
kamerasõ ile kaydedildiğini söyledi. Yeğe-
ninin beyin kanamasõ riskinin yanõ sõra bir
ayağõnda kõrõk diğer ayağõnda ise çatlak
bulunduğunu anlatan Sezer Ayvaz, olayla
ilgili olarak Cumhuriyet Savcõlõğõ’na suç
duyurusunda bulunduklarõnõ söyledi. Sav-
cõlõğõn olaya el koymasõnõn ardõndan şid-
deti uygulayan polislerin amirleriyle bir-
likte hastaneye gelerek özür dilediklerini
belirten Ayvaz, “Bizim elimizde ‘hayati
tehlikesi vardõr’ raporu var. Kamera gö-
rüntüleri var. Bu işin peşini bırakma-
yacağız” diye konuştu.
Arkadaşlarõyla bir parkta otururken
dağõlmalarõnõ isteyen polisin saldõrõsõna
uğrayan Güney T. feci şekilde dayak
yedi. Devlet hastanesinde sağlam rapo-
ru verilen gence bir özel hastanede
“Hayati tehlikesi var” raporu verildi.
13 YAŞINDA ÇOCUKTAN AÇIKLAMA
DTP Van İl Başkanlığı Ceylan Önkol’un ölümünün aydın-
latılması için bir yürüyüş düzenledi. Van Belediye Başkan-
lığı önünde toplanan DTP’liler Cumhuriyet Caddesi boyun-
ca slogan atarak yürüdü. Van Valiliği önünde katılımcılar
adına basın açıklamasını okuyan 13 yaşındaki Pınar Kurt,
“Bazen tek bir olay, bütün bir ülkeyi anlatır. Bu ülke, bir
roketle bir kız çocuğunun paramparça edilebildiği bir ülke.
Ceylan’ı vuran roket o açılımın içini doldurmuyorsa hiçbir
şey dolduramaz” dedi. Yürüyüş sırasında, DTP’liler “Katil
devlet hesap verecek” yazılı pankartlar taşıdı ve sloganlar
attı. Eyleme DTP Van Milletvekili Özdal Üçer de katıldı.
Şeyh Haznevi’nin elini öpenler arasında milletvekili Eyüpoğlu da
vardı. Fotoğraflar Vatan gazetesinin internet sitesinden alõnmõştõr.
Nakşi şeyhe vekil ilgisi
ŞANLIURFA (Cumhuriyet) - Nakşibendi
tarikatõ şeyhlerinden olan ve Suriye’de yaşayan
Şeyh Abdulgani Haznevi, Türkiye’ye gelişi sõ-
rasõnda SP’li Akçakale Belediye Başkanõ Ab-
dülhakim Ayhan, MHP’li Harran Belediye
Başkanõ Mehmet Özyavuz’un da aralarõnda bu-
lunduğu yüzlerce kişi tarafõndan karşõlandõ.
Şanlõurfa’nõn Akçakale ilçesinde bulunan
sõnõr kapõsõndan giriş yapan Şeyh Hazn-
evi’nin elini öpmek isteyen, başlarõnda tak-
ke ve sarõk bulunan çoğunluğu cüppeli yüz-
lerce müridi izdihama yol açtõ.
Yüzlerce metre uzunluğundaki kuyrukta bu-
lunan müritlerinin tek tek elini öptüğü Şeyh
Haznevi, daha sonra lüks jipi ile Harran il-
çesine giderek buradaki Hz. Hayati Harrani
türbesini ziyaret etti.
Harran ziyaretinin ardõndan Şeyh Abdülgani
El Haznevi, beraberindeki müritlerinin oluş-
turduğu yüzlerce araçlõk konvoy ile Kara-
köprü beldesine geldi. Haznevi’yi burada Şan-
lõurfa Bağõmsõz Milletvekili Seyit Eyyü-
poğlu ve yeraltõ dünyasõnõn ünlü isimlerinden
“Drej Ali” lakaplõ Ali Yasak karşõladõ.
Milletvekili Eyyüpoğlu, aracõndan inen Şeyh
Haznevi’nin elini öptü.
Üç ilde hüzün
Şehit
askerler
uğurlandı
Haber Merkezi - Sõvas’ta askeri
aracõn devrilmesi sonucu şehit olan
Jandarma Komando Er Şükrü
Ulutaş, memleketi Malatya’da,
Hakkâri ve Şõrnak’ta kalp krizi ve
silah kazasõ sonucu şehit düşen iki
asker de Osmaniye ve Muş’ta top-
rağa verildi.
Şehit Jandarma Komando Er
Şükrü Ulutaş için Şehir Mezarlõğõ
Camisi’nde tören düzenlendi. Şe-
hit askerin annesi Azize Ulutaş tö-
ren boyunca güçlükle ayakta du-
rabildi. Hakkâri Dağ ve Komando
Tugay Komutanlõğõ’nda görev ya-
pan ve geçirdiği kalp krizi sonra-
sõnda hastanede şehit olan Uzman
Çavuş Hakkı Alaca için Dağ ve
Komando Tugay Komutanlõğõ’nda
tören düzenlendi. Şehidin cenaze-
si toprağa verilmek üzere Osma-
niye’ye gönderildi. Şõrnak’õn mer-
kez Gömeç ve Güneyce köyleri ara-
sõndaki bölgede konuşlu askeri
birlikte meydana gelen silah kaza-
sõ sonucu şehit düşen Piyade Çavuş
Erol Bingöl’ün cenazesi de
Muş’un Varto ilçesinde düzenlenen
törenle toprağa verildi.
Öte yandan, Ayvacõk ilçesinden
Çanakkale yönüne seyahat eden
Uzman Çavuş Gürkan Tuncay’õn
kullandõğõ askeri minibüs Ezine il-
çesi yakõnlarõnda devrildi. Kazada
9 kişi yaralandõ.
Öldürülen
DTP’lilerle
ilgili bir kişi
tutuklandı
DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinde 25
Temmuz Günyüzü Köyü yakınlarında DTP’li Necman Ölmez ve
Ferhat Erdiş’in öldürülmesine ilişkin Beytüşşebap Cumhuriyet Sav-
cılığı’nca sürdürülen soruşturma kapsamında Zeki A. adlı zanlı göz-
altına alındı. Askerlik yaptığı bölükten gözaltına alındığı öne sürülen
zanlının cinayeti işlediğini itiraf ettiği iddia edildi. Sevk edildiği nö-
betçi mahkeme tarafından tutuklanan Zeki A, adliyeden asker elbi-
sesi giydirilerek çıkarıldı. Şüphelinin adliyeden çıkarılması sırasında
jandarma ve polis yoğun güvenlik önlemi aldı. Zanlının ifadelerinin
ardından olayla ilgili 13 kişinin daha aranmaya başlandığı bildirildi.
HAKKARİ (Cumhuriyet) - Hakkâri Üniver-
sitesi tarafõndan düzenlenen “Kürt Kadını Kon-
gresi”nin 3’üncü gününde, katõlõmcõlar için gezi
düzenlendi. Katõlõmcõlar, gezi sõrasõnda 1969 yõ-
lõnda Deniz Gezmiş ve arkadaşlarõnca Zap Suyu
üzerinde inşa edilen Devrimci Gençlik Köprü-
sü’nü ziyaret ettiler. Köprüde anõ fotoğrafõ çekti-
ren ve köylülerle bir süre sohbet eden ziyaretçi-
ler, ülkenin yakõn tarihi açõsõndan önemli bir ye-
re sahip olan köprünün koruma altõna alõnmasõ
gerektiğini ifade ettiler. İstanbul Boğaziçi Köp-
rüsü’nün yapõlmasõnõ protesto etmek amacõyla
Deniz Gezmiş ve arkadaşlarõnca 1969 yõlõnda
Zap Suyu üzerinde Devrimci Gençlik Köprüsü
yapõldõ. Halk arasõnda “Deniz Gezmiş Köprü-
sü” olarak da bilinen 20 metre uzunluğundaki
köprünün yapõmõ 22 gün sürdü. 1999’da bomba-
lanarak yõkõlan köprünün yeniden yapõlmasõ için
aralarõnda Edip Akbayram, Cezmi Ersöz, Le-
man Sam’õn da bulunduğu sanatçõ ve aydõnlar
“İstanbul’dan Hakkâri’ye köprü ol, barışa
köprü ol” sloganõyla bir konser organize ettiler.
GENÇLİK KÖPRÜSÜ’NE ZİYARET
Hakkâri’den
Gezmiş’e selam