24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dünyada 100’den fazla ülkede bugün “5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü” kutlanõyor. Türkiye’de öğretmenlerin iş yükünün fazlalõğõndan ücret düşüklüğüne kadar pek çok sorunu çözüm bek- liyor. Türkiye’deki bir öğretmenin Avrupa’daki meslektaşlarõna göre ortalama 180 saat daha fazla çalõşmasõna karşõn, yõllõk 13 bin dolar da- ha düşük ücret almasõ öğretmene değer verilme- diğini ortaya koyuyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkõnma Örgütü’nün (OECD) hazõrladõğõ “Bir Bakışta Eğitim 2009” adlõ rapor, Türkiye’de eğitim emekçilerinin du- rumunu gözler önüne seriyor. Rapora göre, Tür- kiye’de bir öğretmen yõlda toplam bin 832 saat çalõşõyor. Avrupa ülkelerinin ortalamasõnõn bin 652 saat olduğu dikkate alõndõğõnda Türkiye’deki öğret- menlerin ortalama 180 saat daha fazla çalõştõğõ ortaya çõkõyor. İskoçya’da bir öğretmen 1365 saat, İspanya’da 1425 saat, Portekiz’de ise 1432 saat çalõşõyor. Türkiye’de okulöncesi eğitimde bir öğretmen başõna 26, ilköğretimde bir öğretmen başõna 26 ve ortaöğretimde ise bir öğretmen başõna 17 öğ- renci düşüyor. Her üç okul türünde de Türkiye, Avrupa ülkeleri arasõnda birinci sõrada yer alõ- yor. İş yükünde 1. ücrette sonuncu OECD’nin raporuna göre Rapora göre, 2007 yõlõnda ilköğretim okulunda çalõşmaya başlayan öğretmenin başlangõç maaşõ yõllõk 17 bin 909 dolar olarak hesaplanõrken, 2009 yõlõnda aynõ ücret 14 bin 63 dolara geriledi. 2007 yõlõnda en üst derecede kadrosu olan bir ilköğretim öğret- menin maaşõ 21 bin 623 dolar iken, 2009 yõlõnda bu rakam 17 bin 515 dolara düştü. Lisede çalõş- maya başlayan bir öğretmenin başlangõç maaşõ 2007 yõlõnda toplam 18 bin 179 dolar olarak he- saplanõrken, 2009 yõlõnda aynõ durumdaki bir öğretmenin aldõğõ maaş krizin etkisiyle 14 bin 63 dolara geriledi. Almanya’da kõdemli bir ilk- öğretim öğretmeninin maaşõ ekonomik krize karşõn iki yõl için 52 bin 62 dolardan 57 bin 630 dolara; kõdemli bir lise öğretmeninin maaşõ ise 57 bin 671 dolardan 71 bin 546 dolara yükseldi. CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 5 EKİM 2009 PAZARTESİ 6 EĞİTİM BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Aptalca Bir Şey (Bedeli Biz, Türk ve Kürt Ödeyecek) Elektronik postama “çok iyi bir çalışma” başlığı ile ikide bir düşen “aptalca” bir araştırma var. Amacı, Kürtlerin Çanakkale Savaşı’na hiç katılmadıklarını veya çok az katıldıklarını “belgelemeyi” amaçlıyor. Ça- nakkale’de şehit düşen askerlerin bölgesel dağılımı- nı gösteriyor. Bu haritaya göre, Güneydoğu ve Doğu Anadolu böl- gerine düşen “şehit sayılarının oranı” yüzde 2! İstan- bul yüzde 29, Akdeniz yüzde 7! Verilmek istenen mesaj “Bak Çanakkale’de Kürtler savaşmadı!” İkinci mesaj “onlar kurucu unsur değil- di...” Sonraki çıkarsamalar: Kürtler şöyledir, böyledir... Hatta: Onları Türkiye’den atmak gerekire bile varan- lar var.. Aynı “araştırma”da başka bir harita daha var: Kur- tuluş Savaşı’nda şehit olanların bölgesel dağılımı... Ba- kıyoruz: Karadeniz, İç Anadolu ve Ege’de yoğunlaş- mış şehitler. Güneydoğu’nun payı ise yüzde 2, Do- ğu Anadolu’nun yüzde 7! Buna göre de İstanbul’u Türkiye’den “şutlamak” ge- rekir! Osmanlı zamanında, İkinci Dünya Savaşı’nda Su- riye’de vb. şehit olanların dağılımına bakarsak, aca- ba ne göreceğiz?! Bu tür “şehit” sayımından bugün için zırva sonuç- lar çıkarmak ve Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarını, böl- gelerini, etnik kökenlerini töhmet altına sokmak, ay- rılıkçılığı körüklemenin de dik âlâsıdır! İktidarın oluşturduğu atmosfer içinde “Kürt soru- nu”nun geldiği, getirildiği, sürüklendiği, iteklendiği nok- tada, ayrılıkçı rüzgârlar daha şiddetle esiyor. Bu iki halkın birbiriyle kaynaştığını, birlikte üzüldü- ğünü, birlikte sevindiğini, pek çok konuda birbirine destek olduğunu, yüz binlercesinin/milyonlarcasının her anlamda ortak hayat kurduğunu anımsatmıyor egemen siyaset. Ve buna göre birliktelik siyasetleri ge- liştirmiyor. Şüphesiz ki, Kürtler bu ülkeyi yöneten siyasetin da- ha fazla cefasını çekti. Daha yoksul kaldı. Türk ve Kürt önde gelen siyasetçiler, zenginlikleri kendi sınıfları ara- sında paylaşmakta, Türk ve Kürt emekçilerinin ise da- ha çok mutlu olmasını ve refaha ulaşmasını engelle- mekte işbirliği yaptılar. Kürt kökenli yurttaşlar, yok- sulluktan, baskıdan, özgür ve eşit yurttaş olamamaktan daha çok payını aldı. Bugün gelinen noktada ise Kürt egemen siyaset- çileri, Kürtlerin emeklerini yalnız ve tek başlarına sö- mürmeye yöneldi. Olayın emekçiler açısından bir yö- nü budur. Şüphesiz, Kürt dili ve kültürü de, ülkeyi bunca yıl- dır yöneten siyasetçilerin müthiş baskısı altında kal- dı. Bir yazılı Kürt kültürü ülkemizde gelişemedi. As- keri darbe ve sıkıyönetim dönemlerinde bu baskı had safhaya çıktı. Bugün Kürt siyasetçilerin neredeyse ta- mamen “ayrılıkçı” yönde ilerlemelerinde, çekilmez ha- le gelen bu tür baskıların payının büyük olduğunu ka- bul etmeliyiz. Türk-Kürt gerici siyasetçilerinin ortak- laşa yarattıkları bir sonuç veya durum ile karşı kar- şıyayız. Her şey, iki dilde eğitime, federasyona, özerk böl- geciliğe ve sonuçta ayrılıkçılığa götürüyor. Hem de çok hızlı! Çünkü arkada ABD vardır! Ve epey de Avrupa! Bizdeki utanmaz yandaşlar “bu işin arkasında ABD’nin olduğunu söylemek, komplo teorisidir” desinler! TRT Şeş’in bile kuruluş sürecine, bizzat Amerika bü- yükelçiliği siyasi yetkililerinin katıldıklarını, TRT’ye ge- lerek gelişmeyi hızlandırıcı etkide bulunduklarını okuyoruz (TRT’de Kürtçe Yayın Kavgası, Lâtif Okul, 3 Ekim 09, Cumhuriyet) Cumhurbaşkanı Gül’ün, Meclis’i açış konuşma- sında “eğer biz bu açılımı kendi irademizle yapmaz- sak, başka güçler yapar, bu meseleyi çözer” biçiminde konuşması, olayın perde arkasını yeterince açıklayı- cıdır ve bu köşede yazdıklarımızı doğrulayıcıdır! Gül’e, Türkiye’yi bu gerçekten haberdar ettiği için te- şekkür borçluyuz! Kürt ayrılıkçılığının rüzgârını şişiren güç ABD’dir. PKK ve DTP, oradan aldıkları güçle ayrılıkçı politikalarını tırmandırıyor. AKP âcizdir! “Açılım”ı sürdürmek zorundadır! Çün- kü, “açılım”ı dış güçler sürdürür ve gerçekleştirirse, AKP’nin de Gül’ün de işi bitmiş demektir! AKP iki yıl içinde bu “açılım”ı bitirmek zorunda. Ama öyle gözüküyor ki, bu “açılım”ı yapsa da yapmasa da, sonuçta çok büyük bir bedel ödeyecektir! Tabii, bir partinin bedel ödemesinin önemi yoktur, yüzlerce parti gibi batar gider; ama asıl bedeli Tür- kiye ve “ırk” temelinde birbirine düşürülecek Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları ödeyecek! Tehlikenin farkında mıyız? Skandalõn faturasõ öğretmeneMAHMUT LICALI ANKARA - Milli Piyango Ana- dolu Lisesi’nde “uğursuzluk oldu- ğu” gerekçesiyle Ocak 2009’da oku- la kurşun döktüren okul müdürü Ali Okur hakkõnda hiçbir soruşturma açõlmazken, skandalõ ortaya çõkaran Eğitim-Sen temsilcisi ve biyoloji öğretmeni Aysun Pehlivanlı usulsüz bir şekilde ceza aldõ. Pehlivanlõ’ya sa- vunmasõ istenmeden “amirlerine ve okul personeline karşı kötü davranışları” gerekçe gösterilip, ihtar cezasõ verildi. Skandalõn kamuoyuna yansõmasõnõn ardõndan biyoloji öğretmeni Aysun Pehlivanlõ hakkõnda 45 gün önce yap- tõğõ bir davranõşla ilgili olarak soruş- turma başlatõlarak, usulsüz bir şekil- de ceza verildi. Edinilen bilgiye göre, skandalõn yaşandõğõ 2 Ocak 2009 ta- rihinde Pehlivanlõ, nöbetçi öğretmen olduğu katta okul memuru Yasemin Kırağ ve iki kadõnõn hizmetli odasõnda kurşun döktüğünü gördü. Pehlivanlõ, durumu okul müdürüne bildirince, okul müdürü Okur, “Senin ne işin var orada? Ben işiniz olmayan yere girmeyeceksiniz demedim mi?” di- yerek tepki gösterdi. Baskılar artıyor Pehlivanlõ’nõn konuyu öğretmenler kurulunda gündeme getireceğini ifa- de etmesinin ardõndan okul yönetimi öğretmen üzerinde baskõ kurmaya başladõ. Okul yönetimi ilk olarak Pehlivanlõ’ya ders saati içinde müdür yardõmcõsõ Fatih Kaymaz tarafõn- dan çağrõlan bir öğrenciyi, mevzuat ge- reği izin kâğõdõ olmadõğõ gerekçesiy- le, dersten çõkarmamasõ nedeniyle resmi yazõyla uyardõ. Okur imzalõ ve 27 Şubat 2009 tarihli uyarõ yazõsõnda, acil zamanlarda öğrencilerin idareye izin kâğõdõ olmadan da çağrõlabilece- ği savunularak, Pehlivanlõ’nõn amir- lerine karşõ daha saygõlõ olmasõ ge- rektiği belirtildi. Daha sonra 5 Mart 2009 tarihinde Pehlivanlõ’yõ odasõna çağõran Okur, öğretmenden artõk olay- lardan uzak durmasõnõ, çok fazla konuşmamasõnõ istedi. Skandalõn ga- zetelerde Mart 2009’da haber olma- sõnõn ardõndan Pehlivanlõ hakkõnda 3 Nisan 2009 tarihinde 45 gün önce yaptõğõ bir olayla ilgili soruşturma başlatõldõ. Soruşturmada Müdür Okur kendini muhakkik (soruşturmacõ) olarak görevlendirdi. 16 Nisan’da ifadesi alõnan Pehli- vanlõ’ya yaklaşõk 6 ay sonra ve sa- vunmasõ alõnmadan ihtar cezasõ verildi. Okur’un 31 Ağustos 2009 tarihli ce- za yazõsõnda, “Gerek amirlerinize ge- rekse arkadaşlarınıza karşı daha dikkatli davranmanız ve medeni kurallar çerçevesinde hareket et- meniz konusunda 27 Şubat 2009’da uyarılmanıza rağmen benzer dav- ranışlarınızı devam ettirdiğiniz an- laşılmaktadır” denildi. ‘Yıldırma politikası’ Eğitim-Sen Ankara 2 No’lu Şube Başkanõ Tuğrul Culfa, cezanõn, temel görevi bilimsel laik eğitim mücadelesi veren öğretmenlere yö- nelik baskõ ve yõldõrma politikasõnõn bir göstergesi olduğunu belirtti. Culfa, “Sorunları il milli eğitim müdürüne de defalarca iletme- mize rağmen okul müdürü hak- kında herhangi bir işlem ya da uyarı yapılmadı. Müdürün bu tutumu çalışma barışını da boz- maktadır” dedi. Ankara Milli Piyango Anadolu Lisesi’nde kurşun döktürme olayõnõ ortaya çõkaran Eğitim-Sen üyesi cezalandõrõldõ Okulda “uğursuzluk olduğu” gerekçesiyle kurşun döktüren okul müdürü Ali Okur hakkõnda bugüne kadar Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafõndan soruşturma dahi açõlmadõ. Bu olayõ ortaya çõkaran öğretmene usulsüz bir şekilde ihtar cezasõ verildi. FİGEN ATALAY İlköğretim çağõndaki çoğu kõz yaklaşõk 250 bin çocuk, yeni öğ- retim yõlõnda kayõt yaptõrmadõ. Bir o kadarõnõn, sisteme kayõtlõ ol- salar da okula devam edemedikleri belirtiliyor. Kõrsal kesimde ya da büyük kentlerin çeperlerinde ya- şayan çocuklar, õsõtma sistemi ça- lõşmayan okullarda eğitim gör- mek zorunda kalabiliyorlar. İs- tanbul’da hâlâ 70 kişilik sõnõflar- da okuyan öğrenciler bulunuyor. Okulda şiddet sorunu da çözüle- miyor. Oysa eğitim, uluslararasõ hu- kuk belgelerinin koruma altõna aldõğõ temel bir insan hakkõ. Her çocuğun sağlõklõ ve güvenli bir or- tamda eğitim görme hakkõ var. Eğitim Reformu Girişimi (ERG), tüm çocuklarõn eğitim süreç ve or- tamlarõnda haklarõnõ öğrenmesi, iç- selleştirmesi ve gerektiğinde hak arama yollarõnõ kullanabilmesi için “Eğitimde Haklar” projesi- ni yürütüyor. www.egitimdehak- larimizvar.org internet sitesinin de bu amaçla kurulduğunu vurgu- layan ERG Direktörü Prof. Dr. Üs- tün Ergüder, şöyle diyor: “Her çocuk zorunlu eğitimden yarar- lanmalı, her çocuk ilköğretimden mezun olmalı. Ancak çocukların eğitimle ilgili sahip oldukları haklar, yalnızca eğitime erişim- le sınırlı değil. Çocuklar aynı za- manda sağlıklı ve güvenli bir or- tamda eğitim görmeyi de hak ediyorlar. Bu ortam her türlü şiddetten arındırılmış olmalı. Eğitim sistemi çocukların din- lenme, boş zaman ve oyun hak- kı olduğunu dikkate almalı, öğ- rencilerin üzerine aşırı yük yük- lenmesini önlemeli. Öğrenciyle il- gili kararlar verilirken çocuk- ların da görüşleri dikkate alın- malı, çocukların kendileriyle il- gili kararlara katılım hakkı ol- duğu unutulmamalı. Bunlar ve daha birçok hak, Çocuk Hakla- rına Dair Sözleşme ve diğer uluslararası hukuk belgeleriyle ortaya konulmuş durumda. Tür- kiye de bu insan hakları belge- lerinin imzacısı ve ülkemizde yaşayan her çocuk, bu haklara sahip. Peki, çocuklar ve anne- babalar, bu haklarının ne kadar farkında?” Çocuklar, bu internet sitesinde, okul içindeki mekânlarla ilgili haklarõnõ sanal bir okulu gezerek öğrenebiliyorlar. Bu gezinti sõra- sõnda onlara dört farklõ “eğitimde haklar spreyi” eşlik ediyor. Ço- cuklar bu sitede, eğitimde haklar- la ilgili oyunlar oynayabiliyorlar ya da diğer belge ve sitelere erişebi- liyorlar. Eğitim Reformu Girişimi, tüm çocuklarõn eğitim süreç ve ortamlarõnda haklarõnõ öğrenmesi, içselleştirmesi ve gerektiğinde hak arama yollarõnõ kullanabilmesi için çalõşmalar yürütüyor. Çok çalışıp az kazanıyorlar 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nde emekçilerin sorunlarõ bir kez daha gözler önüne serildi Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Erdal Atıcı dünya ülkelerinin yanı sıra Türkiye’de de kutlanan Dünya Öğretmenler Günü’nde toplumsal geleceğin hazırlanmasında emek veren öğretmenlerin hak ettikleri özlük haklarının yanında hak ettikleri itibarlarının da verilmesi gerektiğini kaydetti. Türkiye’de öğretmenlerin yıllardır ağır ekonomik ve sosyal sorunlar ile savaşarak yaşamaya çalıştığını söyleyen Atıcı, öğretmenlerin yüzde 30’unun ikinci bir iş yapmak zorunda kaldığını belirtti. YÜZDE 30’U EK İŞ YAPIYOR Eğitimde haklarõmõz var i Her çocuk eğitim hakkõndan eşit olarak yararlanmalõ. i En önemlisi senin yararõn. i Eğitim, yaşamõnõ ve gelişimini desteklemeli. i Dinlenebilmeli, boş zamanlarõnõ değerlendirebilmeli, oyun oynayabilmelisin. i Eğitim ortamlarõ sağlõklõ olmalõ. i Görüşlerin dikkate alõnmalõ, görüşlerini özgürce ifade edebilmelisin. i Derneklere üye olabilmeli, arkadaşlarõnla barõş içinde toplanabilmelisin. i Bilgi ve belgeye erişebilmelisin. i Özel yaşamõna saygõ gösterilmeli. i Eğitim ortamlarõ şiddet içermemeli. Nitelikli öğretimin koşulu YEDİTEPE-BELEDİYE İŞBİRLİĞİ Adalar’da felsefe İstanbul Haber Ser- visi - Yeditepe Üniver- sitesi Fen Edebiyat Fa- kültesi Felsefe Bölümü ile Adalar Belediyesi’nin işbirliğiyle düzenlenen “Adalar’da Felsefe Et- kinlikleri” başladõ. Adalar Belediye Mec- lis Salonu’da düzenlenen felsefe etkinliklerinin açõlõş konuşmasõnõ yapan Adalar Belediye Başka- nõ Mustafa Farsakoğlu, meclis koltuklarõnda fel- sefecilerin oturmasõnõn çok sevindirici olduğunu belirterek “Bu salonda ilk defa ilçenin sorun- larını tartışmayacağız, felsefe yapacağız” dedi. Farsakoğlu, felsefe et- kinliğinin çokkültürlü- lüğün, harmoninin sem- bolü olan Adalar ilçe- sinde yapõlmasõnõn da daha da anlamlõ olduğu- nu söyledi. Yeditepe Üniversitesi Felsefe Bölümü Başka- nõ Prof. Dr. Saffet Ba- bür, felsefe etkinlikleri- nin farklõ konu ve ko- nuşmacõlarla devam ede- ceğini, hedefin sadece akademik dünya olma- dõğõnõ, felsefeye ilgi du- yan herkesin etkinlikle- re katõlabileceğini söy- ledi. Prof. Dr. Doğan Öz- lem “Özgürlük ve Öz- gürlükler” başlõklõ su- numunda “özgürlük” kavramõnõn birçok top- lum, felsefi akõm ve bi- lim alanõndaki farklõ an- lamlarõnõ irdeledi. Çağ- daş siyaset felsefesinde ve hukukta iki temel yaklaşõmõn olduğunu söyleyen Özlem, çeşitli alanlarda birey hak ve özgürlüklerin savunu- cusu olan liberal yakla- şõm ile eşitlikçiliği daha fazla ön plana çõkaran toplumsal özgürlükçü yaklaşõmõn savunucusu sosyalist fikirlerin bu alandaki temel yakla- şõmlar olduğunu kay- detti. (0 216 578 06 94 - sbabür@yeditepe.edu.tr) Üniversitelere ek yerleştirmeler ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Üniversitelerdeki boş kon- tenjanlara yapõlacak ek yerleştirme için başvurular bugün başlõyor. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), ÖSS merkezi yerleştirme ve kayõtlar sonucunda boş kalan kontenjanlar ile üniver- sitelere yeni tahsis edilen konten- janlara ek yerleştirme yapacak. Adaylar, ek yerleştirme için ha- zõrlanan kõlavuza, ÖSYM’nin “www.osym.gov.tr” internet ad- resinden ulaşabilecek. Kõlavuz ay- rõca pazartesi gününden itibaren sõ- nav merkezlerinden de alõnabile- cek. Başvurular 9 Ekim’de sona erecek. Kontenjanlar Devlet ve vakõf üniversiteleri ile KKTC’deki ve yurt dõşõndaki üniversitelerde 50 bin 990’õ li- sans, 110 bin 475’i ön lisans olmak üzere toplam boş kontenjan sayõ- sõ 161 bin 465 olarak belirlendi. Devlet üniversitelerinin lisans prog- ramlarõnda 23 bin 409, ön lisans programlarõnda 83 bin 481 olmak üzere toplam 106 bin 890 boş kontenjan mevcut. Vakõf üniver- sitelerinde 14 bin 651 lisans, 25 bin 388 ön lisans; KKTC’deki üni- versitelerde 12 bin 234 lisans, bin 474 ön lisans; yurt dõşõndaki üni- versitelerde de 696 lisans, 132 ön lisans program boş bulunuyor. Ek yerleştirme ile üniversitelere gir- meye hak kazanan adaylar 19-21 Ekim’de kayõt yaptõracak. Her yıl, okul çağına gelmiş binlerce çocuk tarlada, hayvanların bakımında ve ev işlerinde çalıştığı için okula gidemiyor. Yine binlerce çocuk da derslik, bina ve öğretmen yetersizlği gibi nedenlerle eğitim hakkından yoksun kalıyor. BUGÜN BAŞLIYOR obursali@cumhuriyet.com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear