26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 EKİM 2009 ÇARŞAMBA 16 KÜLTÜR kultur@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü, ‘Yorgun Sevda’ adlõ romanõyla İrfan Yalçõn’a verildi Şiirsel, çarpõcõ ve usta işi Kültür Servisi - Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü’nü, bu yõl roman da- lõnda, “Yorgun Sevda” (Can Ya- yõnlarõ) adlõ yapõtõyla İrfan Yalçın aldõ. Oya Baydar, Yıldız Ecevit, Semih Gümüş, Handan İnci ve Hasan Ali Toptaş’tan oluşan seçi- ci kurul, ödülün Yalçõn’a verilme- sinin gerekçesini şöyle açõkladõ: “İrfan Yalçın, ‘Yorgun Sevda’ adlı romanında dili kullanışındaki şiirselliği ve yetkinliği, romanın çarpıcı konusu, kurgudaki başa- rısı, gündelik gerçekliği bütün boyutları ve sertliğiyle sanki ger- çekdışıymışçasına aktarma hü- neri, psikolojik derinliği, fazla- lıklar ve gereksiz süsler taşıma- yan, zorlama biçim arayışlarına girmeyen yalın anlatımı, çağımız insanının ‘yabancõlaşma’ ve ‘yal- nõzlõk’ gibi evrensel sorunlarını çarpıcı imgelerle biçimlendirme- si; onu, ‘acõ’nın elle tutulur du- ruma geldiği bir ‘ağõt’a dönüş- türmesi, edebiyat sanatının ne olduğunun bilincinde, romanın öykü anlatmaktan oluşmadığı- nın farkında bir yazar olduğu ve roman sanatının birikmiş tec- rübelerini içeren ustalığı nede- niyle ödüle değer bulunmuştur.” İrfan Yalçõn, gazetemize yaptõğõ açõklamada, kimileri gibi yazõnsal ödüllere karşõ olmadõğõnõ, bu tür ödülleri yazar-okur ilişkileri açõ- sõndan yararlõ bulduğunu belirtti. Özellikle Cevdet Kudret gibi dü- şüncelerini kendi düşünceleriyle özdeşleştirdiği, edebiyat tarihiyle uğ- raşmõş bir yazar adõna verilen bir ödülü almaktan daha fazla onur duyduğunu vurgulayan Yalçõn şöy- le dedi: “Ben de Cevdet Kudret gibi, ya- zın dilinin konuşma dilinden net bir çizgiyle ayrılmasından yana- yım. Yazın dili, şiirsel, özenli, arınmış bir dil olmalı. Herkes bu kitaptan önce yazmaya bir süre ara verdim sanmıştı. Ancak du- rum öyle değil. 90’lı yıllarda oyunlarım, öykülerim basıldı, ama fark edilmedi bile. Bu kita- bı yazarken yoruldum, çok titiz davrandım. Türkçeyi geliştire- rek, içeriğe uygun bir dil kullan- maya çalıştım. Bu ödülü alma- saydım bile romanımdan mem- nundum. Ancak ödülü almaktan onur duyuyorum.” Yalçõn, ödüle değer görülen “Yorgun Sevda”da, gençlik buna- lõmlarõyla sõkõşmõş, insanlar, arka- daşlarõ ve yaşamdan umudunu kes- miş bir genç kadõnõn, bir lunapark- ta çalõşmaya başlamasõyla değişen, yenilenen ruhunu anlatõyor. Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü tö- reni, 31 Ekim Cumartesi günü saat 15.00’te TÜYAP İstanbul Kitap Fuarõ Kõnalõada Salonu’nda yapõ- lacak. Törende, Oya Baydar, Y. Hakan Erdem ve Özgür Gök- men’in katõlacaklarõ “Edebiyatın Tanıklığında Yakın Tarihimiz” konulu bir panel düzenlenecek. İrfan Yalçõn’a ödülü, 31 Ekim günü TÜYAP İstanbul Kitap Fuarõ’nda düzenlenecek bir törenle verilecek. İrfan Yalçõn, 1934’te Zonguldak’ta doğdu. 1960’ta İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransõz Dili ve Edebiyatõ Bölümü’nü bitirdi. Çeşitli liselerde Fransõzca öğretmenliği yaptõktan sonra İstanbul’da bir kitabevi açtõ ve Z Yayõnevi’ni kurdu. 1959- 60 yõllarõnda Varlõk ve Türk Dili dergilerinde öyküleri ve çevirileri yayõmlandõ. 1968’de Yeni Dergi’nin düzenlediği yarõşmaya “İnce Memet” eleştirisiyle katõlarak ikincilik kazandõ. Zonguldak maden ocaklarõnda çalõşan işçilerin yaşamlarõnõ işleyen öyküleri 1969-72 arasõnda Soyut, Gelecek, Yeditepe, Yansõma gibi dergilerde yayõmlandõ. 1974’te Milliyet Yayõnlarõ ikincilik ödülü alan “Pansiyon Huzur” adlõ ilk romanõ 1975’te basõldõ. 1978’de yayõmlanan “Genelevde Yas” adlõ romanõnõ ertesi yõl izleyen “Ölümün Ağzı” 1980 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü’ne değer görüldü. 1980’de “Fareyi Öldürmek”, 1982’de “Büyük Soytarı”, 1991’de “Uzun Bir Yalnızlığın Tarihçesi”, 1995’te “Annem, Babam ve Ben” adlõ romanlarõ yayõmlandõ. ÖZLEM ALTUNOK Mahallenin torbacõsõ, baş belasõ Salih; askerden yeni dönmüş, iş arayan vasõfsõz Hakan; felsefe oku- yan ve geçimini porno dergilere hikâye yazarak kazanan Murat; tek amacõ zengin bir erkekle ev- lenmek olan liseli Özlem... Bornova’nõn bu kim- liksiz, amaçsõz bakkal önü gençlerini, adõnõ bu- günlerde Altõn Portakal’la duyduğumuz 5 ödüllü ‘Bornova Bornova’nõn oyuncularõ canlandõrõyor. Festivalde ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülünü alan Öner Erkan, ödülü en az onun kadar hak eden Kadir Çermik, ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyun- cu’ ödülüyle Damla Sönmez filmi, canlandõr- dõklarõ karakterleri, 12 Eylül sonrasõ kendi ku- şaklarõnõn çõkmazlarõnõ anlatõyorlar… - ‘Bornova Bornova’, diyaloğa dayalı, ka- rakterlere odaklanan ve hızlı akan bir film. Ha- zırlık süreci zorlu olmalı… ÖNER ERKAN - Zorlandõk diyemem çünkü karşõmõzda iyi bir senaryo vardõ. Kafamõzõn bir ta- rafõ hep senaryoyla meşguldü. Her seferinde bir şeyler ekleyerek eksilterek çalõştõk. Aramõzdaki ile- tişim de bunu güçlendirdi. Paslaşmalar, topun ne- reye gittiğini anlayõp ona göre hareket etmek… Pingpong oynamak gibiydi. - Bu paslaşmaların içinde doğaçlamaya yer var mıydı? Akıcı diyalogları izlerken yönet- menin size geniş bir özgürlük alanı tanıdığı his- sini veriyordunuz... KADİR ÇERMİK - Öyle anlarõ çok yakala- dõğõmõz halde, senaryonun sağlamlõğõna ikna olup diyaloglarõn dõşõna çõkmadõk. Her şey nere- deyse hazõrdõ ve ortada anlatõlmak istenen bir ger- çeklik vardõ. Zaten oyunculuk kõsmõnda her ka- rakter için geniş bir alt metin çalõşmasõ yapõldõ. Yö- netmene ikna olmuşsanõz oyunu o kurallar üze- rinden oynuyorsunuz. Özgürlüğü ise oyuncu ola- rak yarattõğõnõz boşluklarda yaşõyorsunuz. - Oyunculuk kısmında nasıl bir çalışma yap- tınız öyleyse? ÇERMİK - Ben bu tür oyunculukla daha ön- ce karşõlaşmamõştõm. Genç bir ekibiz ve karşõmõzda da bağõmsõz bir yönetmen var. Biz oyuncu olarak öğrenmeye açõktõk ve İnan’dan çok beslendik. Ha- yattan, sanattan, felsefeden, politikadan konuştuk. DAMLA SÖNMEZ - Buna 1.5 aylõk yoğun prova sürecini de eklerseniz… Bu süreçte can- landõrdõğõmõz karakterlerin yavaş yavaş içine gir- meye başladõk. - Bir sokak filmi ‘Bornova Bornova’. Ka- rakterleri de sivri, ağzı bozuk ve çıkışsız, mut- suzlar. Onları bu sivriliklerinin içinde sıra- danlaştırmayı ve bizden kılmayı nasıl becer- diniz? ERKAN - Hayatta sadece iyi ya da tamamen kö- tü insanlar yok. Bu yüzden karikatürize, kaba, kes- kin çizgili karakterler yaratmaktan kaçõndõk. ÇERMİK - Bu bir yandan da disiplin işi. Ka- rakterler sõnõrlarõ zorlamak için çok müsaitti, ama yerinde ve olduğu gibi sununca sõrõtmadõ. SÖNMEZ - Özellikle ben, ekibe en uzak ka- rakterdim. Diğerleri gibi ne İzmirliyim, ne o er- kek jargonunu biliyorum. İnan, bana “Gerçek ha- yatta böyle birini tanıyor musun?” diye sor- duğunda, yanõtõm “hayır”dõ. Özlem’i anlama- maktan korktum, ama prova sürecinde zaman za- man zorlansam da Özlem’le tanõşmayõ başardõm. - 12 Eylül sonrası kimliksizleştirilen kuşak- ların hikâyesini izliyoruz filmde. Bornova’nın özel- likle seçilmesinin bir se- bebi var mı? ERKAN - Yönetmen Bornovalõ, Kadir ve ben de İzmirliyiz. İyi bildiği- miz bir yer olduğu için se- çildi, ama aslõnda son 30 yõlda Türkiye’de yaşanan- larõ, gençler üzerinden an- latmaya çalõştõk. SÖNMEZ - Mesela Öz- lem’in yaşadõğõ çõkõşsõzlõk, orta sõnõf bir aileden gelme- sine rağmen, lümpenliğin ne- relere kadar sõzdõğõnõn göster- gesi. ÇERMİK - Türkiye’nin po- litik geçmişinden bahsederken 68 ve 78’lilik diye bir gerçeklik söz konusu. Onlar sõkõntõ çekmiş, işkence görmüş, hapis yatmõş bir nesil olsa da ben sonraki ku- şaklarõn daha çok acõ çektiğini düşünüyorum. Çünkü biz çok steril bir hayat yaşadõk, bilgi- sayar başõnda büyüdük. Ör- gütlenme fikri bile bizim için korkunç bir şey oldu. Öyle eğitildik. Maalesef bizim idollerimiz yok. ERKAN - Sev-Gençliyiz biz… SÖNMEZ - Ben 87’li- yim ve buna en iyi örnek benim kuşağõmdõr herhal- de. Ailelerimiz yaşadõk- larõ acõlar yüzünden bizi steril büyütmeye mecbur kaldõ. Kendimizi keşfe- decek bir sürecin içinden bile geçmiyoruz. - ‘Bornova Bornova’ bir erkek filmi. Yö- netmen İnan Temel- kuran da “Bu ülkede herkes çok erkek ve bu bozulmanın te- melinde 12 Eylül var” diyordu gala- da. Sizce neden ka- çış noktası erkek- leşmek? ÇERMİK - Za- ten erkek egemen bir toplumda yaşõyoruz, yakõlan kitaplar, har- canan hayatlarõn ya- rattõğõ korku, onca in- san telefi bunu daha da pekiştirdi. Hayatta kal- ma içgüdüsü güçlü ve erkek olmayõ beraberinde getirdi. SÖNMEZ - Sõkõştõğõmõz yerde en ilkel ya- nõmõz açõğa çõkõyor. Özlem’in de küfürlü konuş- masõ, uyuşturucu kullanmasõ bir yer edinme, ka- bul görme çabasõndan kaynaklanõyor. Kültür Servisi - “Uluslar- arası Diyaloğun Odağında Bütün Yönleriyle Çeviri” ko- nulu kolokyum, bugün İstanbul Üniversitesi Beyazõt Kampu- su’nda başlõyor. Kampusun dört salonunda yapõlacak top- lantõ ve sunumlarla 23 Ekim’e dek sürecek olan kolokyum, bu yõl 10. kuru- luş yõldönümünü kutlayan Çeviri Derneği ve İstanbul Üniversitesi ile FIT- Ulus- lararasõ Çevirmenler Fe- derasyonu işbirliğiyle ger- çekleştirilecek. Açõlõşõ bugün saat 10.00’da Rektör Prof. Dr. Yunus Söylet ve Edebiyat Fa- kültesi Dekanõ Prof. Dr. Ahmet Korkut Tuna’nõn konuşma- sõyla yapõlacak kolok- yum, 11.00’de Cemal Bilsel Salonu’nda Jean - Rene Ladmiral’in oturumuyla başlayacak. Kolokyumun ikinci ve üçüncü gününde de or- tak sunumlarla süre- cek. ‘Kuramsal ve Te- rimbilimsel Yaklaşım- lar’dan ‘Türkiye’de Çe- viri Sektörü ve Meslek- leşme’ye, ‘çeviri’ konu- su’ farklõ açõlardan ele alõ- nacak. Çevirinin kendi bi- limsel, mesleki ve eğitsel ko- nularõnõn dõşõnda ‘görsel ve işitsel medya çevirisi’, ‘çevir- menin mesleki inisiyatifi ve so- rumluluğu’ gibi özel konular da ele alõnacak. İngilizce, Fran- sõzca, Türkçe gerçekleştirilecek kolokyumda 100’den fazla bildiri sunulacak. Bu büyük buluşmaya, 27 ülkeden çeviri bilimci, editör, re- daktör, çevirmen, çeviri işletmecisi ve çeviri mesleki örgüt temsilcileri ile ya- yõnevleri, yazarlar , basõn temsilcile- ri ve öğrenciler katõlõyor. Herkese açõk olan Uluslararasõ Çe- viri Kolokyumu, 2010 İstanbul Kül- tür Başkenti Ajansõ’nõn desteğiyle gerçekleştiriliyor. Christie’s’de Raffaello rekoru Kültür Servisi - Christie’s Rönesans ustalarõndan Raffaello’nun Vatikan’daki Stanza della Segnatura freskosundan bir figürü betimlediği eskizini satõşa çõkarõyor. 8 Aralõk’ta düzenlenecek müzayedede Raffaello’nun ‘Esin Perisinin Başı’ adlõ eskizinin rekor fiyata , yaklaşõk 12-16 milyon pound arasõnda alõcõ bulmasõ bekleniyor. Rönesans ustalarõnõn şimdiye kadarki rekor fiyatõ ise 8.1 milyon poundla 2000’de satõlan Michelangelo’nun ‘İsa’nın Göğe Yükselişi’ ve Leonardo’nun ‘At ve Binici’ eskizlerindeydi. 8 Aralõk’taki müzayedede ayrõca Rembrandt, Domenico Zampieri gibi 19. yüzyõl sanatçõlarõnõn resimleri de yer alacak. Washington Post’tan Pamuk’a övgü WASHINGTON(AA) - Orhan Pamuk’un ‘Masumiyet Müzesi’ adlõ romanõ, ABD’li Washington Post gazetesinde tanõtõldõ. Marie Arana imzalõ yazõda, “Scott Fitzgerald’õn “Muhteşem Gatsby’si, William Styron’un “Sophie’nin Seçimi” ve Gabriel Garcia Marquez’in “Kolera Günlerinde Aşk” gibi “bir kadõna hayatõnõ adayan talihsiz bir âşõğõ konu alan önemli edebi yapõtlara şimdi de Orhan Pamuk’un bu büyüleyici romanõ eklendi” denildi. ‘Masumiyet Müzesi’ni “derin bir insani yapõt” olarak değerlendiren yazõda, romanõn “usta çevirisi” ve “büyüleyici anlatõmõ”yla Orhan Pamuk’un, kendi neslinin en iyi yazarlarõndan biri olduğunun sağlam bir kanõtõ olduğu öne sürülüyor. Kutluer’e İtalya’dan devlet nişanı Kültür Servisi - Flüt sanatçõmõz Şefika Kutluer, İtalya Devleti tarafõndan ‘Devlet Nişanõ’na layõk görüldü. Ödülü, Kutluer’e yarõn İtalyan Büyükelçiliği’nde düzenlenecek törenle İtalya Cumhurbaşkanõ tarafõndan sunulacak. Kutluer, bugüne dek aralarõnda Zubin Mehta, Sir Charles Mackerras, Royal Filarmoni Orkestrasõ ve Berlin Filarmoni’nin de olduğu birçok müzisyenle birlikte çaldõ. Demirtaş Ceyhun anılıyor Kültür Servisi - Ulusal Kanal, kõsa süre önce yitirdiğimiz yazar Demirtaş Ceyhun’u anmak ve “Yurtsever Aydõnlara Özgürlük” kampanyasõna katkõ sunmak amacõyla bugün 19.30’da Kadõköy’deki Müjdat Gezen Tiyatrosu’nda bir etkinlik düzenleyecek. Osman Şahin, Hüseyin Haydar, Ferit İlsever, Bedri Baykam, Esin Afşar ve Süheyl Batum gibi isimlerin söz alacağõ gecede, Ceyhun’un başkanlõk ettiği “Yurtsever Aydõnlara Özgürlük” projesi de konuşulacak. Fazıl Say bugün İKÜ’de Kültür Servisi- Piyanist Fazıl Say, Bugün saat 15.00’te İstanbul Kültür Üniversitesi Ataköy Yerleşkesi’ndeki Akõngüç Oditoryumu’nda “Cumhuriyet Konseri” başlõklõ özel bir konser verecek. 2007 yõlõnda İKÜ Akõngüç Oditoryumu’nun açõlõş töreninde ve İKÜ 2008-2009 sanat sezonu açõlõşõnda da birer resital vermiş olan Fazõl Say, bugünkü “Cumhuriyet Konseri”nde İstanbul Kültür Üniversitelilerle bir kez daha buluşacak. Coppola’dan sinema dersi Kültür Servisi - TÜRSAK Vakfõ ve PİNEMA işbirliğiyle ülkemize ikinci kez gelen yönetmen Francis Ford Coppola, önceki gün Said Halim Paşa Yalõsõ’nda düzenlenen “Francis Ford Coppola Gözüyle Dünya Sinemasõ” başlõklõ panelde, çeşitli üniversitelerin sinema-TV ve iletişim bölümlerinden 130 öğrenciyle bir araya geldi. İlk yõllarda bağõmsõz filmler yapmanõn hayalini kurduğunu söyleyen usta yönetmen, “Baba” filmi olmasa, bulunduğu yerde olamayacağõnõ belirtti. Genç sinemacõlara “sevdikleri şeyi yapmalarõnõ” tavsiye eden Coppola, “sinema yapmanõn sizi zengin etmeyeceğini varsaymanõz gerekir” dedi. İstanbul’un kültür envanteri İSTANBUL (AA) - Kültür ve Turizm Bakanlõğõ ile Türkiye Bilimler Akademisi ortaklõğõyla İstanbul’un kültür mirasõ ve kültür ekonomisi envanteri çõkarõlacak. Bir yõllõk çalõşma sonucunda, İstanbul’un kültürel mirasõna ilişkin detaylõ bilgiler, raporlar, fotoğraflar, tablolar internet ortamõnda erişilebilir hale getirilecek. 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansõ tarafõndan finanse edilen projeye ilişkin bilgi veren İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, İstanbul’un eksikliğini hissettiği ve çok önemsedikleri projeyi gelecek yõlõn sonuna doğru tamamlamõş olacaklarõnõ bildirdi. Projenin toplam 1 milyon 512 bin TL’lik maliyeti Avrupa Kültür Başkenti Ajansõ tarafõndan karşõlanacak. İsmail Özışık yaşama veda etti Kültür Servisi - Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimarlõk Bölümü öğretim üyesi İsmail Özõşõk, dün son yolculuğuna uğurlandõ. Önceki gün 86 yaşõnda yaşama veda eden Özõşõk için, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde sabah 10.00’da bir tören yapõldõ. Özõşõk, törenden sonra Erenköy Galippaşa Camisi’nde kõlõnan öğle namazõnõn ardõndan son yolculuğuna uğurlandõ. İnan Temelkuran’õn yönettiği, 5 ‘Portakal’lõ ‘Bornova Bornova’nõn oyuncularõ kendi kuşaklarõnõ anlatõyor ‘Bizim idollerimiz yok’ İSTANBUL’DA ULUSLARARASI ÇEVİRİ BULUŞMASI ‘Uluslararasõ Diyaloğun Odağõnda Bütün Yönleriyle Çeviri’ kolokyumu İstanbul Üniversitesi Beyazõt Kampusu’nda bugün başlõyor. ‘ Ö L Ü M Ü N A Ğ Z I ’ N I N Y A Z A R I 12 Eylül darbesinin yarattõğõ travmayõ anlatan filmlere bir yenisi daha eklendi. Antalya’dan bol ödülle dönen ‘Bornova Bornova’da bu kez darbe sonrasõ kimliksizleşen, çõkõşsõz gençlerin öyküsüne tanõk oluyoruz. KadirÇermik ÖnerErkan DamlaSönmez
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear