Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 21 EKİM 2009 ÇARŞAMBA
16 KÜLTÜR kultur@cumhuriyet.com.tr
CMYB
C M Y B
Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü, ‘Yorgun Sevda’ adlõ romanõyla İrfan Yalçõn’a verildi
Şiirsel, çarpõcõ ve usta işi
Kültür Servisi - Cevdet Kudret
Edebiyat Ödülü’nü, bu yõl roman da-
lõnda, “Yorgun Sevda” (Can Ya-
yõnlarõ) adlõ yapõtõyla İrfan Yalçın
aldõ. Oya Baydar, Yıldız Ecevit,
Semih Gümüş, Handan İnci ve
Hasan Ali Toptaş’tan oluşan seçi-
ci kurul, ödülün Yalçõn’a verilme-
sinin gerekçesini şöyle açõkladõ:
“İrfan Yalçın, ‘Yorgun Sevda’
adlı romanında dili kullanışındaki
şiirselliği ve yetkinliği, romanın
çarpıcı konusu, kurgudaki başa-
rısı, gündelik gerçekliği bütün
boyutları ve sertliğiyle sanki ger-
çekdışıymışçasına aktarma hü-
neri, psikolojik derinliği, fazla-
lıklar ve gereksiz süsler taşıma-
yan, zorlama biçim arayışlarına
girmeyen yalın anlatımı, çağımız
insanının ‘yabancõlaşma’ ve ‘yal-
nõzlõk’ gibi evrensel sorunlarını
çarpıcı imgelerle biçimlendirme-
si; onu, ‘acõ’nın elle tutulur du-
ruma geldiği bir ‘ağõt’a dönüş-
türmesi, edebiyat sanatının ne
olduğunun bilincinde, romanın
öykü anlatmaktan oluşmadığı-
nın farkında bir yazar olduğu
ve roman sanatının birikmiş tec-
rübelerini içeren ustalığı nede-
niyle ödüle değer bulunmuştur.”
İrfan Yalçõn, gazetemize yaptõğõ
açõklamada, kimileri gibi yazõnsal
ödüllere karşõ olmadõğõnõ, bu tür
ödülleri yazar-okur ilişkileri açõ-
sõndan yararlõ bulduğunu belirtti.
Özellikle Cevdet Kudret gibi dü-
şüncelerini kendi düşünceleriyle
özdeşleştirdiği, edebiyat tarihiyle uğ-
raşmõş bir yazar adõna verilen bir
ödülü almaktan daha fazla onur
duyduğunu vurgulayan Yalçõn şöy-
le dedi:
“Ben de Cevdet Kudret gibi, ya-
zın dilinin konuşma dilinden net
bir çizgiyle ayrılmasından yana-
yım. Yazın dili, şiirsel, özenli,
arınmış bir dil olmalı. Herkes bu
kitaptan önce yazmaya bir süre
ara verdim sanmıştı. Ancak du-
rum öyle değil. 90’lı yıllarda
oyunlarım, öykülerim basıldı,
ama fark edilmedi bile. Bu kita-
bı yazarken yoruldum, çok titiz
davrandım. Türkçeyi geliştire-
rek, içeriğe uygun bir dil kullan-
maya çalıştım. Bu ödülü alma-
saydım bile romanımdan mem-
nundum. Ancak ödülü almaktan
onur duyuyorum.”
Yalçõn, ödüle değer görülen
“Yorgun Sevda”da, gençlik buna-
lõmlarõyla sõkõşmõş, insanlar, arka-
daşlarõ ve yaşamdan umudunu kes-
miş bir genç kadõnõn, bir lunapark-
ta çalõşmaya başlamasõyla değişen,
yenilenen ruhunu anlatõyor.
Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü tö-
reni, 31 Ekim Cumartesi günü saat
15.00’te TÜYAP İstanbul Kitap
Fuarõ Kõnalõada Salonu’nda yapõ-
lacak. Törende, Oya Baydar, Y.
Hakan Erdem ve Özgür Gök-
men’in katõlacaklarõ “Edebiyatın
Tanıklığında Yakın Tarihimiz”
konulu bir panel düzenlenecek.
İrfan Yalçõn’a ödülü, 31
Ekim günü TÜYAP İstanbul
Kitap Fuarõ’nda düzenlenecek
bir törenle verilecek. İrfan Yalçõn, 1934’te Zonguldak’ta doğdu.
1960’ta İstanbul Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi Fransõz Dili ve Edebiyatõ
Bölümü’nü bitirdi. Çeşitli liselerde Fransõzca
öğretmenliği yaptõktan sonra İstanbul’da bir
kitabevi açtõ ve Z Yayõnevi’ni kurdu. 1959-
60 yõllarõnda Varlõk ve Türk Dili dergilerinde
öyküleri ve çevirileri yayõmlandõ. 1968’de
Yeni Dergi’nin düzenlediği yarõşmaya “İnce
Memet” eleştirisiyle katõlarak ikincilik
kazandõ. Zonguldak maden ocaklarõnda
çalõşan işçilerin yaşamlarõnõ işleyen öyküleri
1969-72 arasõnda Soyut, Gelecek, Yeditepe,
Yansõma gibi dergilerde yayõmlandõ. 1974’te
Milliyet Yayõnlarõ ikincilik ödülü alan
“Pansiyon Huzur” adlõ ilk romanõ 1975’te
basõldõ. 1978’de yayõmlanan “Genelevde
Yas” adlõ romanõnõ ertesi yõl izleyen
“Ölümün Ağzı” 1980 Türk Dil Kurumu
Roman Ödülü’ne değer görüldü. 1980’de
“Fareyi Öldürmek”, 1982’de “Büyük
Soytarı”, 1991’de “Uzun Bir Yalnızlığın
Tarihçesi”, 1995’te “Annem, Babam ve
Ben” adlõ romanlarõ yayõmlandõ.
ÖZLEM ALTUNOK
Mahallenin torbacõsõ, baş belasõ Salih; askerden
yeni dönmüş, iş arayan vasõfsõz Hakan; felsefe oku-
yan ve geçimini porno dergilere hikâye yazarak
kazanan Murat; tek amacõ zengin bir erkekle ev-
lenmek olan liseli Özlem... Bornova’nõn bu kim-
liksiz, amaçsõz bakkal önü gençlerini, adõnõ bu-
günlerde Altõn Portakal’la duyduğumuz 5 ödüllü
‘Bornova Bornova’nõn oyuncularõ canlandõrõyor.
Festivalde ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülünü alan
Öner Erkan, ödülü en az onun kadar hak eden
Kadir Çermik, ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyun-
cu’ ödülüyle Damla Sönmez filmi, canlandõr-
dõklarõ karakterleri, 12 Eylül sonrasõ kendi ku-
şaklarõnõn çõkmazlarõnõ anlatõyorlar…
- ‘Bornova Bornova’, diyaloğa dayalı, ka-
rakterlere odaklanan ve hızlı akan bir film. Ha-
zırlık süreci zorlu olmalı…
ÖNER ERKAN - Zorlandõk diyemem çünkü
karşõmõzda iyi bir senaryo vardõ. Kafamõzõn bir ta-
rafõ hep senaryoyla meşguldü. Her seferinde bir
şeyler ekleyerek eksilterek çalõştõk. Aramõzdaki ile-
tişim de bunu güçlendirdi. Paslaşmalar, topun ne-
reye gittiğini anlayõp ona göre hareket etmek…
Pingpong oynamak gibiydi.
- Bu paslaşmaların içinde doğaçlamaya yer
var mıydı? Akıcı diyalogları izlerken yönet-
menin size geniş bir özgürlük alanı tanıdığı his-
sini veriyordunuz...
KADİR ÇERMİK - Öyle anlarõ çok yakala-
dõğõmõz halde, senaryonun sağlamlõğõna ikna
olup diyaloglarõn dõşõna çõkmadõk. Her şey nere-
deyse hazõrdõ ve ortada anlatõlmak istenen bir ger-
çeklik vardõ. Zaten oyunculuk kõsmõnda her ka-
rakter için geniş bir alt metin çalõşmasõ yapõldõ. Yö-
netmene ikna olmuşsanõz oyunu o kurallar üze-
rinden oynuyorsunuz. Özgürlüğü ise oyuncu ola-
rak yarattõğõnõz boşluklarda yaşõyorsunuz.
- Oyunculuk kısmında nasıl bir çalışma yap-
tınız öyleyse?
ÇERMİK - Ben bu tür oyunculukla daha ön-
ce karşõlaşmamõştõm. Genç bir ekibiz ve karşõmõzda
da bağõmsõz bir yönetmen var. Biz oyuncu olarak
öğrenmeye açõktõk ve İnan’dan çok beslendik. Ha-
yattan, sanattan, felsefeden, politikadan konuştuk.
DAMLA SÖNMEZ - Buna 1.5 aylõk yoğun
prova sürecini de eklerseniz… Bu süreçte can-
landõrdõğõmõz karakterlerin yavaş yavaş içine gir-
meye başladõk.
- Bir sokak filmi ‘Bornova Bornova’. Ka-
rakterleri de sivri, ağzı bozuk ve çıkışsız, mut-
suzlar. Onları bu sivriliklerinin içinde sıra-
danlaştırmayı ve bizden kılmayı nasıl becer-
diniz?
ERKAN - Hayatta sadece iyi ya da tamamen kö-
tü insanlar yok. Bu yüzden karikatürize, kaba, kes-
kin çizgili karakterler yaratmaktan kaçõndõk.
ÇERMİK - Bu bir yandan da disiplin işi. Ka-
rakterler sõnõrlarõ zorlamak için çok müsaitti,
ama yerinde ve olduğu gibi sununca sõrõtmadõ.
SÖNMEZ - Özellikle ben, ekibe en uzak ka-
rakterdim. Diğerleri gibi ne İzmirliyim, ne o er-
kek jargonunu biliyorum. İnan, bana “Gerçek ha-
yatta böyle birini tanıyor musun?” diye sor-
duğunda, yanõtõm “hayır”dõ. Özlem’i anlama-
maktan korktum, ama prova sürecinde zaman za-
man zorlansam da Özlem’le tanõşmayõ başardõm.
- 12 Eylül sonrası kimliksizleştirilen kuşak-
ların hikâyesini izliyoruz
filmde. Bornova’nın özel-
likle seçilmesinin bir se-
bebi var mı?
ERKAN - Yönetmen
Bornovalõ, Kadir ve ben
de İzmirliyiz. İyi bildiği-
miz bir yer olduğu için se-
çildi, ama aslõnda son 30
yõlda Türkiye’de yaşanan-
larõ, gençler üzerinden an-
latmaya çalõştõk.
SÖNMEZ - Mesela Öz-
lem’in yaşadõğõ çõkõşsõzlõk,
orta sõnõf bir aileden gelme-
sine rağmen, lümpenliğin ne-
relere kadar sõzdõğõnõn göster-
gesi.
ÇERMİK - Türkiye’nin po-
litik geçmişinden bahsederken
68 ve 78’lilik diye bir gerçeklik
söz konusu. Onlar sõkõntõ çekmiş,
işkence görmüş, hapis yatmõş bir
nesil olsa da ben sonraki ku-
şaklarõn daha çok acõ çektiğini
düşünüyorum. Çünkü biz çok
steril bir hayat yaşadõk, bilgi-
sayar başõnda büyüdük. Ör-
gütlenme fikri bile bizim için
korkunç bir şey oldu. Öyle
eğitildik. Maalesef bizim
idollerimiz yok.
ERKAN - Sev-Gençliyiz
biz…
SÖNMEZ - Ben 87’li-
yim ve buna en iyi örnek
benim kuşağõmdõr herhal-
de. Ailelerimiz yaşadõk-
larõ acõlar yüzünden bizi
steril büyütmeye mecbur
kaldõ. Kendimizi keşfe-
decek bir sürecin içinden
bile geçmiyoruz.
- ‘Bornova Bornova’
bir erkek filmi. Yö-
netmen İnan Temel-
kuran da “Bu ülkede
herkes çok erkek ve
bu bozulmanın te-
melinde 12 Eylül
var” diyordu gala-
da. Sizce neden ka-
çış noktası erkek-
leşmek?
ÇERMİK - Za-
ten erkek egemen bir
toplumda yaşõyoruz,
yakõlan kitaplar, har-
canan hayatlarõn ya-
rattõğõ korku, onca in-
san telefi bunu daha da
pekiştirdi. Hayatta kal-
ma içgüdüsü güçlü ve
erkek olmayõ beraberinde
getirdi.
SÖNMEZ - Sõkõştõğõmõz yerde en ilkel ya-
nõmõz açõğa çõkõyor. Özlem’in de küfürlü konuş-
masõ, uyuşturucu kullanmasõ bir yer edinme, ka-
bul görme çabasõndan kaynaklanõyor.
Kültür Servisi - “Uluslar-
arası Diyaloğun Odağında
Bütün Yönleriyle Çeviri” ko-
nulu kolokyum, bugün İstanbul
Üniversitesi Beyazõt Kampu-
su’nda başlõyor. Kampusun
dört salonunda yapõlacak top-
lantõ ve sunumlarla 23
Ekim’e dek sürecek olan
kolokyum, bu yõl 10. kuru-
luş yõldönümünü kutlayan
Çeviri Derneği ve İstanbul
Üniversitesi ile FIT- Ulus-
lararasõ Çevirmenler Fe-
derasyonu işbirliğiyle ger-
çekleştirilecek. Açõlõşõ
bugün saat 10.00’da
Rektör Prof. Dr. Yunus
Söylet ve Edebiyat Fa-
kültesi Dekanõ Prof.
Dr. Ahmet Korkut
Tuna’nõn konuşma-
sõyla yapõlacak kolok-
yum, 11.00’de Cemal
Bilsel Salonu’nda Jean
- Rene Ladmiral’in
oturumuyla başlayacak.
Kolokyumun ikinci ve
üçüncü gününde de or-
tak sunumlarla süre-
cek. ‘Kuramsal ve Te-
rimbilimsel Yaklaşım-
lar’dan ‘Türkiye’de Çe-
viri Sektörü ve Meslek-
leşme’ye, ‘çeviri’ konu-
su’ farklõ açõlardan ele alõ-
nacak. Çevirinin kendi bi-
limsel, mesleki ve eğitsel ko-
nularõnõn dõşõnda ‘görsel ve
işitsel medya çevirisi’, ‘çevir-
menin mesleki inisiyatifi ve so-
rumluluğu’ gibi özel konular
da ele alõnacak. İngilizce, Fran-
sõzca, Türkçe gerçekleştirilecek
kolokyumda 100’den fazla bildiri
sunulacak. Bu büyük buluşmaya,
27 ülkeden çeviri bilimci, editör, re-
daktör, çevirmen, çeviri işletmecisi ve
çeviri mesleki örgüt temsilcileri ile ya-
yõnevleri, yazarlar , basõn temsilcile-
ri ve öğrenciler katõlõyor.
Herkese açõk olan Uluslararasõ Çe-
viri Kolokyumu, 2010 İstanbul Kül-
tür Başkenti Ajansõ’nõn desteğiyle
gerçekleştiriliyor.
Christie’s’de Raffaello rekoru
Kültür Servisi - Christie’s Rönesans
ustalarõndan Raffaello’nun Vatikan’daki Stanza
della Segnatura freskosundan bir figürü
betimlediği eskizini satõşa çõkarõyor. 8 Aralõk’ta
düzenlenecek müzayedede Raffaello’nun ‘Esin
Perisinin Başı’ adlõ eskizinin rekor fiyata ,
yaklaşõk 12-16 milyon pound arasõnda alõcõ
bulmasõ bekleniyor. Rönesans ustalarõnõn şimdiye
kadarki rekor fiyatõ ise 8.1 milyon poundla
2000’de satõlan Michelangelo’nun ‘İsa’nın Göğe
Yükselişi’ ve Leonardo’nun ‘At ve Binici’
eskizlerindeydi. 8 Aralõk’taki müzayedede ayrõca
Rembrandt, Domenico Zampieri gibi 19. yüzyõl
sanatçõlarõnõn resimleri de yer alacak.
Washington Post’tan Pamuk’a övgü
WASHINGTON(AA) - Orhan Pamuk’un
‘Masumiyet Müzesi’ adlõ romanõ, ABD’li
Washington Post gazetesinde tanõtõldõ. Marie
Arana imzalõ yazõda, “Scott Fitzgerald’õn
“Muhteşem Gatsby’si, William Styron’un
“Sophie’nin Seçimi” ve Gabriel Garcia
Marquez’in “Kolera Günlerinde Aşk” gibi “bir
kadõna hayatõnõ adayan talihsiz bir âşõğõ konu alan
önemli edebi yapõtlara şimdi de Orhan Pamuk’un
bu büyüleyici romanõ eklendi” denildi.
‘Masumiyet Müzesi’ni “derin bir insani yapõt”
olarak değerlendiren yazõda, romanõn “usta
çevirisi” ve “büyüleyici anlatõmõ”yla Orhan
Pamuk’un, kendi neslinin en iyi yazarlarõndan biri
olduğunun sağlam bir kanõtõ olduğu öne sürülüyor.
Kutluer’e İtalya’dan devlet nişanı
Kültür Servisi -
Flüt sanatçõmõz
Şefika Kutluer,
İtalya Devleti
tarafõndan ‘Devlet
Nişanõ’na layõk
görüldü. Ödülü,
Kutluer’e yarõn
İtalyan
Büyükelçiliği’nde
düzenlenecek
törenle İtalya
Cumhurbaşkanõ
tarafõndan
sunulacak. Kutluer,
bugüne dek
aralarõnda Zubin
Mehta, Sir Charles Mackerras, Royal Filarmoni
Orkestrasõ ve Berlin Filarmoni’nin de olduğu
birçok müzisyenle birlikte çaldõ.
Demirtaş Ceyhun anılıyor
Kültür Servisi - Ulusal Kanal, kõsa süre önce
yitirdiğimiz yazar Demirtaş Ceyhun’u anmak ve
“Yurtsever Aydõnlara Özgürlük” kampanyasõna
katkõ sunmak amacõyla bugün 19.30’da
Kadõköy’deki Müjdat Gezen Tiyatrosu’nda bir
etkinlik düzenleyecek. Osman Şahin, Hüseyin
Haydar, Ferit İlsever, Bedri Baykam, Esin Afşar
ve Süheyl Batum gibi isimlerin söz alacağõ
gecede, Ceyhun’un başkanlõk ettiği “Yurtsever
Aydõnlara Özgürlük” projesi de konuşulacak.
Fazıl Say bugün İKÜ’de
Kültür Servisi- Piyanist Fazıl Say, Bugün
saat 15.00’te İstanbul Kültür Üniversitesi
Ataköy Yerleşkesi’ndeki Akõngüç
Oditoryumu’nda “Cumhuriyet Konseri”
başlõklõ özel bir konser verecek. 2007 yõlõnda
İKÜ Akõngüç Oditoryumu’nun açõlõş töreninde
ve İKÜ 2008-2009 sanat sezonu açõlõşõnda da
birer resital vermiş olan Fazõl Say, bugünkü
“Cumhuriyet Konseri”nde İstanbul Kültür
Üniversitelilerle bir kez daha buluşacak.
Coppola’dan sinema dersi
Kültür Servisi - TÜRSAK Vakfõ ve PİNEMA
işbirliğiyle ülkemize ikinci kez gelen yönetmen
Francis Ford Coppola, önceki gün Said Halim
Paşa Yalõsõ’nda düzenlenen “Francis Ford
Coppola Gözüyle
Dünya Sinemasõ”
başlõklõ panelde,
çeşitli
üniversitelerin
sinema-TV ve
iletişim
bölümlerinden 130
öğrenciyle bir araya
geldi. İlk yõllarda
bağõmsõz filmler
yapmanõn hayalini
kurduğunu söyleyen usta yönetmen, “Baba” filmi
olmasa, bulunduğu yerde olamayacağõnõ belirtti.
Genç sinemacõlara “sevdikleri şeyi yapmalarõnõ”
tavsiye eden Coppola, “sinema yapmanõn sizi
zengin etmeyeceğini varsaymanõz gerekir” dedi.
İstanbul’un kültür envanteri
İSTANBUL (AA) - Kültür ve Turizm
Bakanlõğõ ile Türkiye Bilimler Akademisi
ortaklõğõyla İstanbul’un kültür mirasõ ve kültür
ekonomisi envanteri çõkarõlacak. Bir yõllõk çalõşma
sonucunda, İstanbul’un kültürel mirasõna ilişkin
detaylõ bilgiler, raporlar, fotoğraflar, tablolar
internet ortamõnda erişilebilir hale getirilecek.
2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansõ tarafõndan
finanse edilen projeye ilişkin bilgi veren İstanbul
İl Kültür ve Turizm Müdürü Prof. Dr. Ahmet
Emre Bilgili, İstanbul’un eksikliğini hissettiği ve
çok önemsedikleri projeyi gelecek yõlõn sonuna
doğru tamamlamõş olacaklarõnõ bildirdi. Projenin
toplam 1 milyon 512 bin TL’lik maliyeti Avrupa
Kültür Başkenti Ajansõ tarafõndan karşõlanacak.
İsmail Özışık yaşama veda etti
Kültür Servisi - Marmara Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi İç Mimarlõk Bölümü öğretim
üyesi İsmail Özõşõk, dün son yolculuğuna
uğurlandõ. Önceki gün 86 yaşõnda yaşama veda
eden Özõşõk için, Marmara Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi’nde sabah 10.00’da bir tören
yapõldõ. Özõşõk, törenden sonra Erenköy Galippaşa
Camisi’nde kõlõnan öğle namazõnõn ardõndan son
yolculuğuna uğurlandõ.
İnan Temelkuran’õn yönettiği, 5 ‘Portakal’lõ ‘Bornova Bornova’nõn oyuncularõ kendi kuşaklarõnõ anlatõyor
‘Bizim idollerimiz yok’
İSTANBUL’DA
ULUSLARARASI
ÇEVİRİ BULUŞMASI
‘Uluslararasõ
Diyaloğun Odağõnda
Bütün Yönleriyle Çeviri’
kolokyumu
İstanbul Üniversitesi
Beyazõt Kampusu’nda
bugün başlõyor.
‘ Ö L Ü M Ü N A Ğ Z I ’ N I N Y A Z A R I
12 Eylül darbesinin yarattõğõ travmayõ anlatan filmlere bir yenisi daha
eklendi. Antalya’dan bol ödülle dönen ‘Bornova Bornova’da bu kez darbe
sonrasõ kimliksizleşen, çõkõşsõz gençlerin öyküsüne tanõk oluyoruz.
KadirÇermik
ÖnerErkan
DamlaSönmez