21 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 21 EKİM 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN Toparlanma süreci giderek ayrışmaya başladı. Bir yanda finansal varlıkların değerleri (yani söz gelimi İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda alınıp satılan “kâğıtların” fiyatları) yükselir ve dövizin fiyatı düşerken diğer yanda da reel ekonominin üretim ve istihdam gibi önemli göstergelerinde krizin etkilerinin sürdüğü anlaşılıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından izlenen sanayi üretim endeksine ilişkin olarak en son olarak ağustos ayı verileri yayımlandı. Verilerden sanayi üretiminde mart ayında başladığı savlanan toparlanmanın haziran ayında hız kestiği, temmuz sonrasında ise yeniden ikinci bir gerileme dalgasına sürüklenildiği anlaşılmaktadır. Aşağıdaki şekilde imalat sanayi ile birlikte toplam sanayi sektörünün üretim düzeyi, aylar itibarıyla resmedilmekte. Eğer küresel krizin etkilerinin hissedilmeye başladığı ilk ay olan Ekim 2008’de sanayi üretim düzeyini 100 kabul edersek, birinci dalga krizin dip noktasına ulaştığı Şubat 2009’da sanayi üretimindeki kayıpların yüzde 25’e ulaştığını izlemekteyiz. Kaynak: TÜİK Kısmen KDV ve ÖTV vergilerinin aşağıya çekilmesinden oluşan “kurtarma paketiyle” birlikte açıklanabilecek toparlanma mart ayından sonra izlenebilmektedir. Ancak verilerden açıkça gözlenebildiği üzere sanayideki toparlanma tam olarak gerçekleşememiş; sanayi sektöründeki üretim artışları bir önceki aya görece pozitif yönlü de olsa, yıl toplamında bakıldığında, Ekim 2008 düzeyine hiçbir zaman ulaşılamamıştır. Yani sanayi sektöründeki “toparlanma” sadece yaşanmakta olan resesyonun bir ay öncesine görece hız kesmesi biçiminde kalmıştır. Sanayinin toparlanma ivmesinin temmuz ayından itibaren duraksayarak ikinci bir kez inişe geçmesi nasıl açıklanabilir? Bu sorunun yanıtı kuşkusuz küresel krizin ülkemizi etkileme biçiminden kaynaklanmaktadır. Türkiye ekonomisi mevcut küresel krizi 2001 ya da daha önce 1994’te olduğu gibi finans piyasaları ve bankacılık sektörü üzerinden değil, doğrudan doğruya reel ekonomi ve sanayi sektörü üzerinden yaşamaktadır. Sanayi sektörü 2003 sonrasında alıştırıldığı ucuz döviz, ucuz ithalat ve ucuz işgücüne dayalı tornavida/montaj hattı teknolojisini küresel kriz altında sürdürememekte, ancak bir yandan da bugüne değin izlenen ithalata bağımlı sanayileşme politikalarının yaratmış olduğu tahribat nedeniyle, bir türlü kendisini ulusal ekonomiyle entegre edememektedir. Ara malı ve sermaye mallarının ithalatına dayalı yılların verdiği tahribat, ne yazık ki, bir iki ay içerisinde aşılabilecek gibi değildir. Yukarıdaki gözlemlerimizi Korkut Boratav Hoca bu haftaki yazısında daha açık bir şekilde şöyle özetlemektedir: “Uluslararası finans kapital, kriz öncesinde bizim gibi ülkelere bol sermaye akıtmış, borçlandırmış, ekonomileri dış kaynağa bağımlı kılmış; kriz patlak verince de ‘borçlarınızı kesintisiz ödeyiniz’ diyerek, bizleri (sık sık IMF gözetiminde) daraltıcı politikalara (ve bunalımın derinleşmesine) mahkûm etmiştir.”(*) Hükümetin geçen ay hazırlamış olduğu Orta Vadeli Program ise hâlâ 2003-2007 arasındaki ithalata bağımlı, spekülatif yönlü büyümeyi veri kabul etmekte ve krizin idaresini finansal varlıkların değer artışları ve döviz kurundaki ucuzlamayla bir tutmaya devam etmektedir. ___________ (*) “Krizden Etkilenme Tablosu: Çevre Ekonomileri” - http://habersol.org.tr/yazarlar/korkut-boratav [email protected] 14 ayrı sivil toplum kuruluşu; uzmanlıkları farklı, ilgi alanları farklı... Ancak Türkiye’nin son derece önemli bir sorunu üzerinde birleşip ortak bir platform oluşturdular: “Eğitim Hakkı ve Eğitimde Haklar...” Sabancı Üniversitesi’ne bağlı çalışan Eğitim Reformu Girişimi’nin öncülüğünde oluşturulan platformun katılımcıları: Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği; Toplum Gönüllüleri Vakfı; Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi; Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Forumu, Gündem: Çocuk! Derneği; Halk Sağlığı Uzmanları Derneği; Helsinki Yurttaşlar Derneği; İnsan Hakları Derneği; İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi; İstanbul Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi; Tarih Vakfı; Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi; Uluslararası Çocuk Merkezi. Herkesin bildiği gibi eğitim Türkiye’nin kanayan bir yarası. Genç nüfusu ile övünen bir ülkeyiz. 72 milyonluk Türkiye nüfusunun neredeyse yarısını çocuklar ve gençler oluşturuyor. Ancak ilköğretim 8 yıla çıkarılmış olmasına rağmen halen istenilen düzeyde nitelik kazandırılabilmiş değil. Üstelik kayıt yaptırmasına karşın çeşitli nedenlerle eğitim hakkından yararlanamayan binlerce çocuk var. Platform “eğitim hakkını sadece ilköğretime kayıt oranları temelinde ele almak yeterli değil. Bu hakkın, hem kaliteli bir eğitim alma hem de eğitim sürecinde ve ortamlarında saygı görme gibi diğer bileşenleri de var. Onu göz ardı edemeyiz” diyor. Ve ekliyor: “Temel bir insan hakkı olan eğitim, bireylerin diğer insan haklarından yararlanmalarının ve haklarını arayabilmelerinin de önkoşuludur.” Geçen hafta bu 14 sivil toplum kuruluşunun temsilcilerinin de katıldığı bir sohbet toplantısında konu biz medya mensupları ile paylaşıldı. Eğitim Reformu Girişimi (ERG) Direktörü Prof. Dr. Üstün Ergüder projenin ilk adımlarını 2007 Haziran’da attığını, öncelikle eğitimde haklar alanında yasal çerçevenin iyileştirilmesi konusunda çalışmalar yaptıklarını söyledi. Çalışmalar Avrupa Komisyonu tarafından da destekleniyor. “Eğitimde Haklarımız Var” Platformu temel olarak 5 alanda öneriler üretiyor: 1) Eğitim Hakkı. 2) Çocuk-Merkezli Eğitim. 3) Eğitimde Eşitliğin Sağlanması. 4) Okullarda Sağlık. 5) Okullarda Öğrenciye Yönelik Her Türlü Şiddetin Önlenmesi. Nisan ayında TBMM Çocuk Haklarını İzleme Komisyonu’na hazırladıkları raporu aktardıklarını söyleyen Ergüder, raporda 20’nin üzerinde mevzuat değişikliği önerisi bulunduğunu anlatarak “Amacımız siyasi irade ve bürokrasinin bu uyarıları dikkate alması, biz de sivil toplum kuruluşları olarak izleme görevini üstlendik, platform ‘eğitimde ki hakların’ toplum önünde de savunuculuğunu ve takipçiliğini yapacak. Önümüzde uzun, çok uzun bir yol var...” diye konuştu. Projenin benim açımdan belki de en önemli unsuru “ortak çalışma kültürüne sahip olmayan” Türkiye’deki STK’lerin böyle bir güç birliğini başarabilmeleri. Zira eğitim üzerine yapılan tartışmalar türbandan, anadilde eğitime, etnik ayrımcılığa kadar ülkeyi kutuplaştıran birçok sorunsalı da bünyesinde barındırıyor. Proje kapsamında, çocuklara haklarının tanıtıldığı ve hak arama yollarının anlatıldığı üç kılavuz ve iki internet sitesi de hazırlandı. 10-14 yaş grubundaki çocuklara yönelik hazırlanan ‘Eğitimde Haklarım Var!’ kitapçığı ile www.egitimdehaklarimizvar.org sitesi, çocukların, eğitim ortamlarında sahip olduğu hakları tanımaları, hak ihlallerini saptayabilmeleri ve hak arama yollarını öğrenmelerini hedefliyor. www.egitimdehaklar.org isimli sitede ise eğitim hakkıyla ilgili 300’ün üzerinde mevzuat belgesine ulaşılabilecek. ‘Eğitimde Haklarımız Var!’ Projesi Sanayide Çift Dipli Resesyon Tehlikesi Türkiye’nin IMF’den artõk mezun olmasõ gerektiğini belirten Yõlmaz, işsizlik konusuna da dikkat çekti İşsizlikte iyileşme çok sõnõrlõ Ekonomi Servisi - Ekonomik kri- zin hõzõnõ kesmiş olmasõna ve az da ol- sa iyileşme yaşanmasõna karşõn hâlâ dikkatli olunmasõ gerektiğine vurgu yapan Merkez Bankasõ Başkanõ Dur- muş Yılmaz, işsizlikte de iyileşmenin oldukça sõnõrlõ olduğunu anlattõ. Yõlmaz, Eskişehir Sanayi Odasõ (ESO) ve Dünya gazetesi işbirliğiyle Eskişehir Anemon Otel’de düzen- lenen etkinlikte verdiği “Para Po- litikaları” konulu konferansta, her 3 ayda bir Ankara’nõn dõşõna çõkarak şubelerinin bulunduğu yerlerde, An- kara’dan göremedikleri veya duy- madõklarõ konularõ bu tür toplantõ- larda görüp alacaklarõ kararlarõn içi- ne koymaya çalõştõklarõnõ söyledi. Enflasyon yüksek olabilir Küresel krizin finans kesiminde ortaya çõktõğõnõ, oradan reel ekono- miye, ardõndan da emek piyasasõna sõç- radõğõnõ anõmsatan Yõlmaz, “Dün- yada işsizlik oranları toplam talep- te olumsuz baskı yapıyor. Bu da ekonomik canlanmayı geciktiriyor. Emek piyasasındaki iyileşmelerin toplam talebi oluşturması ve bunun olumlu sonuçlarıyla krizden çıkıla- cağını düşünüyorum” dedi. Yõlmaz, “Enflasyon aylık bazda artsa bile yıllık bazda düşmeye de- vam edecek, hatta yüzde 5’in altı bi- le görülebilir” dedi. Enflasyon şu an- da yüzde 5.27 düzeyinde bulunuyor. Yõlmaz, bankanõn hesaplarõna göre bu ay enflasyonun piyasa tahminlerinden yüksek çõkabileceğini söyledi. Özel tüketimde hafif toparlanmaya karşõn, yatõrõm talebinde belirgin to- parlanma işareti görmediklerini vur- gulayan Yõlmaz, bu nedenlerle para politikasõnõn aşağõ yönlü esnekliğini uzun süre koruyacağõnõ yineledi. IMF’den mezun olmalıyız Kredi piyasalarõndaki sõkõşõklõğõn sürdüğünü de belirten Yõlmaz, ikinci bir dõş dalga gelmezse, 2010’un orta- larõna doğru durumun daha iyi olaca- ğõnõ öngördü. Yõlmaz, Türkiye’nin kendi ayakla- rõ üzerinde durmasõnõn zamanõnõn geldiğini belirterek, “IMF sonsuza kadar sürmez. Buradan mezun ol- mamız lazım” dedi. IMF ile ilgili süreci değerlendiren Yõlmaz, “Olandan bitenden dersle- ri çıkararak iç dinamiklerimizle, al- mamız gereken tedbirler neyse bun- ları almaya kesintisiz olarak devam etmeliyiz. Bunun bir sonunun ol- ması lazım. Bir anlaşma daha yap- tınız, bir anlaşma daha... Bunun so- nu nerede bitecek? Bizim artık bu- radan mezun olmamız lazım. Ken- di ayaklarımızın üzerinde duruyor olmamız lazım. Geçirdiğimiz badi- reler de bize yeterli bilgi birikimi verdi diye düşünüyorum” dedi. Pamuk üretimi geriliyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Büro- su) - Ege Bölgesi’nde pamuk ekim alanlarõnõn, geçen yõla göre yüzde 29 daraldõğõ, üretimin de 73 bin 370 ton olarak gerçekleşmesinin beklendiği kaydedildi. İzmir Ticaret Borsasõ (İZTB) koordinatörlüğünde Ege İh- racatçõ Birlikleri, İzmir Ticaret Oda- sõ, Söke Ticaret Borsasõ ve Nazilli Pa- muk Araştõrma Enstitüsü’nün katõlõ- mõyla yapõlan tahmin çalõşmasõ ra- poru açõklandõ. Bölgede yeni sezon- da 52 bin 686 hektar ekili alandan de- kar başõna 366 kilogram ve- rimle 193 bin 79 ton kütlü pa- muk üretilecek. Bundan da yüzde 38 randõmanla 73 bin 370 ton mahlõç pamuk elde edilecek. Borsa Başkan Yarõmcõsõ Barış Kocagöz, geçen yõl 74 bin 482 hek- tarlõk alanda ekim yapõldõğõnõ anõm- satarak, “Ekim alanlarında yüzde 29’luk bir daralma yaşanıyor. En büyük daralma yüzde 48’le İzmir ve yüzde 45’le Manisa’da gerçek- leşti. Üretim geçen yıla göre yüzde 22 oranında geriledi” dedi. İZTB RAPORU: Arõcõlar Rekabet Kurulu’na gidecek ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA - Türkiye Arõ Yetiştiri- cileri Birliği ve Bal Sanayicileri Der- neği, üreticiden 5-6 liraya alõnan ba- lõn marketlerde 17 TL’ye satõldõğõnõ belirterek üretenin de tüketenin de kandõrõldõğõ açõkladõ. Türkiye Arõ Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanõ Bahri Yılmaz, aradaki fiyat farkõnõn sahtecilerin iştahõnõ kabarttõğõna dik- kat çekerek konuyu Rekabet Kuru- lu’na taşõyacaklarõnõ söyledi. Yõlmaz, “Bizlerden 4-5 TL alınmaya çalışılan balın fa- hiş fiyattan sa- tılması, sahteci- lerin iştahını ka- bartıyor. Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olanlar birçok konuda olduğu gibi Türk arıcılığına da zarar vermektedirler. Bizler, balları arılarımız ile nasıl üretiyorsak, tüketiciye ulaştırma kanallarını da sağlamayı hedefle- dik. AB’de olduğu gibi doğrudan satış yapmayı sağlayacağız” dedi. SANATÇI VE ÖĞRENCİLERE AÇIK KÜLTÜREL MERKEZ Vakko’nun Nakkaştepe’de yapımını tamamlamak üzere olduğu Moda Merkezi, aynı zamanda ilgili tüm öğrencilerin ve sanatçıların yararlanacağı bir kültür yuvası olarak faaliyet gösterecek. Burada zengin bir sanat kütüphanesi ile bir sanat müzesi de yer alacak. Binayı taşıyan elemanlar arasında camın da yer aldığı Merkez, mimarısi ile de iddialı olacak. Krizde de yatõrõmlara devam eden Vakko, Nakkaştepe’de bir sanat merkezi kuruyor İki yılda 70 milyon dolar Ekonomi Servisi - Krizde yatõrõ- ma ara vermediklerini belirten ve Vakko’nun kurucusu Vitali Hak- ko’nun vefatõndan sonra geçen 2 yõlda markalarõna yaptõklarõ yatõrõmõn 70 milyon dolara ulaştõğõnõ söyledi. Vakko Holding’in Yönetim Kurulu Başkanõ Cem Hakko, “Rahmetli ba- bam bizi böyle yetiştirdi. Bu top- raklarda doğdun, büyüdün, as- kerlik yaptın, para kazandın. Bu topraklara yatırım yapacaksın der- di. Onun sözünü tutuyoruz” dedi. Cem Hakko, Vakko Holding Yö- netim Kurulu Başkanõ Yardõmcõsõ Jeff Hakko ve Vakko Holding Ge- nel Koordinatörü Bülent Turan ile birlikte düzenlediği toplantõda şun- larõ söyledi:  Bugünlere yenilikçilik ve dina- mizmle geldik. Geçen yõl krizin baş- ladõğõ sõrada 30 milyon dolarlõk ya- tõrõmla Esenyurt’ta 30 bin metreka- relik Vakko Üretim Merkezi’ni hiz- mete açtõk. O törende söz verdiğimiz gibi, yatõrõmlarõmõza hiçbir zaman ara vermedik.  Üretim Esenyurt’a taşõnan ve el işçiliği ile son teknolojinin buluştu- ğu Esentepe’deki tesislerde, tasarõm Nakkaştepe’de yapõlacak. Her sezon 600’ü aşkõn deseni hayata geçiriyo- ruz. Vakko, 100 kişilik tasarõm eki- bine sahip.  Aralõk ayõnda Nakkaştepe’de farklõ bir konseptte inşa edilen Vakko Moda Merkezimiz açõlacak. Türkiye’de yine bir ilke imza ata- cağõz. Yapõmõ iki yõl sürdü. 12 bin metrekarelik alan üzerinde İstan- bul’a imzasõnõ atacak bir moda merkezi olacak. Bu yapõ, mimari ve mühendislik açõsõndan da cid- di bir sanat eseri.  Merkezde başlangõçta 15 bin ki- tap ile hizmet verecek Vitali Hakko Sanat Kütüphanesi, bir Vakko Mü- zesi olacak. Ailemizin yaklaşõk 900 sanat eseri bu müzede sergilenecek. Ayrõca çok önemli yerli ve yabancõ eserlerin icra edileceği, Vakko müş- terilerinin yararlanacağõ Vakko Odi- toryumu da burada yer alacak ve 200 kişiyi aynõ anda ağõrlayabilecek.  Merter’deki fabrikanõn duvar- larõnda yer alan Bedri Rahmi Eyü- boğlu ve Jale Yılmabaşar’õn eser- lerinin bulunduğu 8 duvarõ Nak- kaştepe’ye taşõdõk, yeni binamõzda yer alacaklar. Vakko Holding Yönetim Kurulu Başkanõ Cem Hakko, “Yurtdõşõnda da mağazalarõmõz var ama enerjimizi iç pazara yoğunlaştõrõyoruz” dedi. B‹LG‹ TOPLUMUNA DO/RU / ÖZLEM YÜZAK Vakõfbank işbirliği ile İTO üyesi şirketlere özel kredi sağlanacak Ekonomi Servisi - İstanbul Ticaret Odasõ (İTO) ve Vakõfbank arasõnda imzalanan pro- tokolle, İTO üyesi şirketlere düşük faiz ve uy- gun ödeme koşullarõyla kredi olanaklarõ su- nuluyor. Protokol imza töreninde konuşan İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardõmcõsõ Şekib Avdagiç, bugüne kadar 15 bin üyelerine pi- yasa koşullarõndan daha cazip koşullarla kre- di sağladõklarõnõ ve başvuran şirket sayõsõnõn da son dönemde 2 kat arttõğõnõ açõkladõ. Protokole göre, İTO üyelerine 10 yõla ka- dar vadeli işyeri edinme kredisi, 7 yõla kadar vadeli yatõrõm kredileri ve 5 yõla kadar işlet- me ihtiyaç kredisi sunuluyor. İTO üyeleri, Va- kõfbank’tan işletme ihtiyaç kredilerini yüzde 1.17’den başlayan faizle kullanabiliyor. Pa- kette Eximbank veya bankadan oluşan döviz ve TL ihracat kredileri ile orta ve uzun vadeli yatõrõm kredisi de sağlanõyor. İTO’nun, Vakõfbank’õn yanõ sõra İş Bankasõ, Garanti Bankasõ, Halk Bankasõ, Şekerbank, Fortis Bank, Ziraat Bankasõ, Türkiye Finans Katõlõm Bankasõ, Bank Asya, Denizbank ve FFK Fon Leasing ile protokolleri bulunuyor. Ekonomi Servisi - Türk Sanayicileri ve İşadam- larõ Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Kon- seyi Başkanõ Mustafa V. Koç, önceki gün dü- zenlenen TÜSİAD Başkanlar Konseyi toplan- tõsõnõn ardõndan yaptõğõ yazõlõ açõklamada baş- kanlar konseyinin TÜSİAD Başkanõ Arzuhan Doğan Yalçındağ’a teşekkür ettiğini belirtti. Açõklamada şu görüşlere yer verildi: “TÜSİAD Başkanlar Konseyi, TÜSİAD Yö- netim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın üç yıllık görevini tamamlaya- rak ayrılma kararını değerlendirmiş ve Arzuhan Doğan Yalçındağ’a Yönetim Ku- rulu Başkanlığı süresince sürdürdüğü ba- şarılı çalışmalarından dolayı teşekkür et- miştir. Toplantıda, TÜSİAD Yönetim Ku- rulu organlarının görev süresinin 3 yıla çı- karılması konusu ele alınmıştır. Konuyla ilgili değerlendirmelerin sonunda, TÜSİ- AD bünyesinde yer alan yönetim organla- rının, mevcut uygulamanın devamı olarak, 2 yıllığına göreve seçilmelerine yönelik bir eğilim belirlenmiştir. Toplantıda ayrıca, Başkanlar Konseyi yapısının tüzük kapsa- mına alınması değerlendirilmiştir. Konu- nun, 2010 yılının Ocak ayında gerçekleşti- rilecek TÜSİAD Genel Kurul toplantısı gündemine getirilmesi yönünde bir karar alınmıştır.” Merkez Bankasõ Başkanõ Durmuş Yõlmaz, kriz konusunda hâlâ dikkatli olmak gerektiğini dile getirerek dünyada işsizlik oranlarõnõn toplam talepte olumsuz baskõ yaptõğõnõ ve bunun da ekonomik canlanmayõ geciktirdiğini dile getirdi. Vakıfbank Genel Müdür Yardımcısı İhsan Çakır da tüm ürünlerini kullandırmak istediklerini dile getirdi. Yalçõndağ’abaşarõlõ çalõşmalarõiçinteşekkür
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear