01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 26 AĞUSTOS 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Sen misin 42 Bin Dolara Tatil Yapan? İngiliz Muhafazakâr Partisi’nin lideri David Cameron’un Göcek kıyılarında yaptığı bir haftalık mavi yolculuğun faturasının yüklü olması (42 bin ABD Doları), ilk genel seçimlerde iktidara gelme olasılığı bulanan genç politikacıya sert eleştiriler yöneltilmesine neden olmuş. Haberi, AKP yandaşı bir gazetemizde, “Star”da okudum. Gazetemiz, İngiliz halkının kendi beytülmalı üzerindeki duyarlılığından, bizim kamuoyumuzun da habersiz kalmamasını istediği için olmalı, ge- leceğin başbakan adayının beş yıldızlı çok lüks bir yat ile Göcek’e uzanması ile ilgili haberini bi- rinci sayfasından ve sürmanşetten vermiş. İngiliz ana muhalefetinin liderinin birkaç hafta önce, sayfiye yerlerinden Cornwall’da eşi ile bir- likte tatil yapmasına karşın; kısa bir aradan son- ra Fethiye kıyılarında da bayrak göstermesinin gi- deri olduğu bildirilen o 42 bin doları, Star gaze- tesinin alıntı yaptığı İngiliz medyası nasıl elde ede- bilir? Haberde bu konuda bir ayrıntı bulunmuyor. Teselli ödünü gibi mi? Bizim hem Cumhurbaşkanımız, hem Baş- bakanımızın, tıpkı Davit Cameron gibi, eşleri ve yakın dostları ile birlikte aynı kıyılarda ve aşağı yu- karı aynı tarihlerde tatile çıktıklarını bilen; ama o tatil için hangi kaynaktan ve ne kadar para har- candığını bir türlü öğrenemeyen kendi kamuo- yumuz için, geleceğin İngiliz Başbakanı’nın yap- tığı harcamayı bir teselli ödünü gibi mi algılaya- cağız? İngiltere’nin gelecekteki başbakan adayının, bir haftalık tatil için ne kadar para harcamış olduğunu öğrenebiliyoruz ama; bizim bugünkü liderlerimi- zin bu ağustos ayında gerçekleştirdikleri tatilin ma- liyeti hakkında bilgi olanağımız yok. Dahası, David Cameron’un bizim kıyılarımıza bı- raktığı o 42 bin doları, kendisinin dışında bir baş- ka kişinin ödemiş olma olasılığının hemen hemen imkânsız olduğunu söylemek de yanlış olmaya- cak sanırım. İngiltere gibi, politikacıların başka ve bilinme- yen kaynaklar tarafından finanse edilmesi duru- munda kıyametlerin koparılacağı bilinen bir ülkede, müstakbel başbakanın böyle bir skandalı göze al- mış olması Anglosakson mantığının sınırları dışında olmalı. Bilinmeyenler denklemi... Bizim Cumhurbaşkanımız ile Başbakanımı- zın, tatillerini ilginç bir rastlantı ile Tamimce’nin yat ve otelinde geçirdiklerini öğrenebiliyoruz da, günlük yaşama dönerken, bu kişinin sahip olduğu tesisin kasasına kaç para ödedikleri konusunda bilgisiz kalmış olmaktan sakınca duymuyoruz. Dahası, Sayın Gül ile Sayın Erdoğan’ın elleri- ni ceplerine atarak yaptıkları bir ödeme olup ol- madığını ve varsa faturaların kimlere kesildiğini de bilmiyoruz. Onlar, öyle anlaşılıyor ki, birer devlet sırrı gibi gizli kalacaklar. Ya da Tamimce’nin otelinde boy gösteren Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgı- zistanlı irili ufaklı politikacılara yönelik kuşkular gibi, ilgili kuruluşun “avantacılara ödenenler..” hesabında yer alacaktır. Yeri gelmişken, Fettah Tamimce’nin ünlü otelinde kalan saygın konukları ziyaret için gi- denlere bile, kendilerini karşılayan halkla ilişkiler görevlilerinin “Süreniz sadece yarım saattir: Onun dışındaki her yarım saat için 150 Avro ödemeniz, ya da bu paranın ziyaret ettiğiniz kişinin hesabı- na işleneceğini bilmeniz gerekir” uyarısında bu- lunulduğunu da söylemeliyim. Ben, o tür bir ziyaret yapan bir yakınımın ya- lancısıyım ve ondan öğrendim ki bir bardak su için 3 YTL alınan otelde, her odaya her sabah beda- va bırakılan Zaman gazetesi sayesinde, yurt ve dünya haberlerini izleyebilmek için beş kuruş bi- le harcamaya gerek olmuyormuş. Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] 25 Ağustos 1991’de, Linus Tor- valds’ın “..Nisan’dan beri ücretsiz bir işletim sistemi üzerinde çalışıyo- rum, sadece bir hobi olarak. Ve ha- zır hale gelmeye başladı; bu aşa- mada MINIX’in sevdiğiniz/sevme- diğiniz özellikleri ile ilgili düşüncele- rinizi almak istiyorum ..” sözleriyle do- ğan Linux’un, 17. yaşını kutluyoruz. Linus Torvalds Helsinki Üniversi- tesi’nde bir öğrenci iken Intel’in ye- ni işlemcisi 80386’nın korumalı mod mimarisini denemek üzere geliştir- meye başladığı Unix (yani Minix) ta- banlı bir işletim sistemi çekirdeği olan Linux, Torvalds’ın İnternette yaptı- ğı duyuru sonucunda tüm dünyadan birçok programcının da desteği ile hızla gelişti. Açık kaynak kodlu, öz- gür bir yazılım olan linux günümüz- de hemen hemen tüm büyük bilgi- sayarlarda kullanılmaktadır. Açık kodlu bir yazılım olan Linux özgür gelişimi, yaratıcılığı ve ba- ğımsız ilerlemeyi desteklemekte ve bilişim dünyasından destek gör- mektedir. Peki bunca söz ettiğimiz özgür ya- zılım ne ola ki? İnternet ansiklope- disi Vikipedia şöyle anlatıyor: “Özgür yazılım, kullanıcısına ça- lıştırma, kopyalama, dağıtma, ince- leme, değiştirme ve geliştirme öz- gürlükleri tanıyan yazılım türüdür. Özgür Yazılım Vakfı’nın ifadesiyle belli başlı dört özgürlüğü barındırır: · Her türlü amaç için programı ça- lıştırma özgürlüğü (özgürlük 0) · Programın nasıl çalıştığını ince- leme ve kendi gereksinimleri doğ- rultusunda değiştirme özgürlüğü (özgürlük 1). Program kaynak kodu- na erişim bunun için bir önşarttır. · Yeniden dağıtma ve toplumla paylaşma özgürlüğü (özgürlük 2). · Programı geliştirme ve gelişmiş haliyle topluma dağıtma özgürlüğü (özgürlük 3). Böylece yazılım bütün toplum yararına geliştirilmiş olur. Program kaynak koduna erişim bu- nun için de bir önşarttır. Bir program, ancak bütün kullanı- cıları bu hakların tümüne sahip ol- dukları zaman özgür bir yazılım olur. Bu özgürlüklere sahip olmak, kim- seden izin almamayı ve izin için hiç- bir bedel ödememeyi de içerir. Ge- nel kanının aksine özgür bir yazılım, ücretsiz dağıtılabileceği gibi ücretli de dağıtılabilir. Bu nedenle, ticari ya- zılım olarak satılmasına engel yoktur... Şu anda neredeyse tüm üniversite bilgi işlem merkezleri, bunların yanın- da Google, NASA, IBM, Yahoo, HP, Boeing, HSBC, CitiBank, Red Hat, Sony Ericsson, Nokia, Siemens, Sam- sung, General Motors, Hyun, Oracle, EToys, TÜBİTAK, Troll Tech., Novell gibi çok büyük kuruluşlar Linux kul- lanmakta ve bir şekilde özgür yazılım- lara destek olmaktadırlar.” Doğal olarak büyük işletim sis- temlerini üreten firmalar bu girişim- lerden hiç ama hiç hoşlanmıyorlar. Ancak TÜBİTAK tarafından gelişti- rilen Pardus artık sadece Türki- ye’de değil Avrupa Birliği’nin birçok ülkesinde de kullanıcı buluyor. Ül- kemizde bazı yayınlar özgür masa- üstü programı Scribus ile çıkıyor. Hem arkasında büyük bir kitlesel programcı desteği var hem de kul- lanıcı açısından bedava. Ülkemizde en çak kullanılan masaüstü yayıncılık programının neredeyse onda biri kadar yer tutuyor.. ama bana so- rarsanız (her ikisini de kullanmakta- yım) Scribus daha marifetli. Bu hafta Linux’un yaşgününü kut- ladıktan sonra bir başka önemli ko- nuya daha kısaca değinmek gerek. Aylardır sansürlenen Youtube site- sine Türkiye’den erişim yakında ola- naklı olacak. İnternet ve bilişim ca- hili sansürcülere buradan bir iki söz etmek gerekli. Türkiye’deki internet kullanıcılarının büyük çoğunluğu bu- nun gibi yasaklanan sitelere arka ka- pılardan dolaşarak girdiler. LKD sitesinden aldığımız bilgiye göre de sansürlenmeye çalışılan Youtube’de 34 bin Atatürk, 103 bin İstanbul, 5400 Alanya, 7750 Bod- rum, 48000 Fenerbahçe, 46000 Ga- latasaray, 35600 Beşiktaş videosu da dahil olmak üzere yüz milyonlarca video var. Youtube gibi sosyal ağ webleri, pek çok eğitici malzemeyi, az bulunan eski belgeleri, filmleri, ders notlarını içerdiği gibi, çeşitli iş bağlantılarına da olanak sağlıyor. Ama sansürcü, sitedeki herhangi bir film yüzünden tüm siteyi yasak- lamayı sürdürüyor. Hadi sansürcü- nün görevi bu.. Peki onu teşvik edenlere ne demeli? Olanlardan hiçbir şey anlamaz gibi duran Ulaştırma Bakanı hızlı tre- ne baktığı kadar, internet ile ilgilense keşke... İyi ki Doğdun.. Nice Yıllara... ENTERNET / MEHMET SUCU [email protected] İhtara uymayan sürücüöldürüldü SIVAS (Cumhuri- yet) - Sõvas’ta polis ekipleri, “dur” ihta- rõna uymayan ve ara- cõyla barikatlarõ aşan sürücüyü ateş açarak öldürdü. Kentte önceki gece kontrol yapan polis ekipleri, şüpheli gör- dükleri bir otomobili durdurmak istedi. Po- lis ekiplerinin “dur” ihtarõna uymayan sü- rücü Turan Özdemir (41) hõzla yoluna de- vam etti. Bunun üze- rine aracõ takip eden polis ekipleri, telsiz anonslarõyla diğer ekipleri de bilgilen- dirdi. Kentin çeşitli noktalarõnda barikat- lar oluşturuldu. Bari- katlarõ otomobiliyle aşan Özdemir, Yeni- şehir Mahallesi’ndeki Sõvas-Kayseri kara- yolundaki bir kavşak- ta yine durdurulmak istendi. İhtarlara uy- mayan ve polis ekip- lerinin üzerine doğru geldiği belirtilen oto- mobile yönelik açõ- lan ateşte, kurşun sü- rücü Özdemir’e isabet etti. Cumhuriyet Üni- versitesi Tõp Fakülte- si Araştõrma ve Uy- gulama Hastanesi’ne kaldõrõlan Özdemir, yaşamõnõ yitirdi. Öz- demir’in cesedi otop- si için aynõ hastanenin morguna kaldõrõldõ. Araçta bulunan C.Y. ve H.A. gözaltõna alõndõ. Araçta yapõlan ara- malarda bira şişeleri, sopalar ve çeşitli mal- zemeler bulundu. Otomobilde bomba bulunma olasõlõğõna karşõ özel kõyafetli bomba imha uzmanõ da araçta arama yap- tõ. Polis yetkilileri, olayda yaşamõnõ yiti- ren Özdemir’in çeşit- li suçlardan sabõkasõ- nõn bulunduğunu be- lirttiler. BARİKATLARI AŞTI Ankara’da toplanan 1. TOBB Girişimciler Kurulu Kongresi’nde sorunlar masaya yatõrõldõ Kadõn girişimcinin parasõ yok KURULDAN NOTLAR 81 ilden 800 girişimcikadın birarayageldi TOBB Kadõn Girişimciler Kurulu Başkanõ Aynur Bektaş “Artõk sahip olduğumuz işkollarõnda yönetime ortak olmak istiyoruz” dedi. ÖZLEM YÜZAK 81 ilden 800’ü aşkõn girişimci kadõn ile birlikteyiz. Kuaföründen makine imalat- çõsõna, sigortacõsõndan mobilyacõsõna, dershane sahibine kadar... TOBB Kadõn Girişimciler Kurulu’nun 1. genel kurulu için Ankara’da TOBB ETÜ’deki toplan- tõ bir anlamda hem iş dünyasõndaki ka- dõnlarõn sorunlarõnõn dile getirildiği dev bir arena... Önce rakamlarla konuşalõm isterseniz: ILO verilerine göre, 2007 yõlõnda küresel ölçekte kadõn istihdam oranõ yüzde 49, Av- rupa Birliği’nde yüzde 56. Türkiye’de ise kadõnlarõn istihdam oranõ ancak yüzde 24. TOBB Başkanõ Rifat Hisarcıklıoğlu, bu durumu, “Ülkemiz kadın istihdam po- tansiyelinin ancak dörtte birini kulla- nıyor” diye özetliyor ve soruyor: “Bu du- rumdaki bir ülke uluslararası piyasa- da rekabet edebilir mi? AB’ye üye ola- bilir mi? Bu durumdaki bir ülkenin in- sanları zenginleşebilir mi?” Zaten TOBB Kadõn Girişimci Kuru- lu’nun oluşma amacõ da bu. Kadõn giri- şimcilerinin örgütlenmesi ve sayõnõn art- tõrõlmasõ... Yaklaşõk 1 yõl önce kurulan bu kurul hem birlik bünyesindeki Kredi Ga- ranti Fonu sayesinde teminat göstereme- diği için banka kredisine ulaşamayan ka- dõn girişimcilere kefil olarak finansman sağlamalarõnõ kolaylaştõrõyor. Ayrõca ka- dõnlarõn yurtiçi fuarlara ücretsiz katõlõmõ- nõn yolunun açõlmasõ da önemli bir ge- lişme. Ancak girişimci kadõnõn sorunu şüp- hesiz sadece finansman değil. TOBB Kadõn Girişimciler Kurulu Başkanõ Ay- nur Bektaş, “Bizler de erkeklerimiz gi- bi çalışıyoruz, üretiyoruz, iş veriyoruz ancak hep yönetiliyoruz. Artık sahip ol- duğumuz iş kollarında yönetime ortak olmak istiyoruz” diye önemli bir noktaya vurgu yapõyor. Bu durumda aklõmõza “Peki neden TOBB kadınların oda ve borsa organlarının yönetiminde yer al- ması için kota sistemini devreye almı- yor?” sorusu geliyor. Kadõnõn haklarõnõn korunmasõ konu- sunda inanõlmaz bir gönülsüzlük sergi- leyen Kadõn ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanõ Nimet Çubukçu, hükümetinin yapmasõ gerekip de yapmadõğõ konularõ bir kenara bõrakõp “Sivil toplum kuru- luşlarında, sendikalarda neden kadın- lar yönetimde değil?” sorusunu ortaya atõyor. Israrla vurgulanan husus TOBB’nin bu konuya el atmakta biraz geç kalmõş ol- masõ. Ancak kadõnlarõn örgütlenip bir güç haline gelmeleri açõsõndan da önemli bir fõrsat olduğunu düşünüyorlar. Tabii bir noktada, illerde oluşturulan bu kurullarõn yönetimine gelen kadõnlar için yalnõzca bir sosyal statü göstergesi haline gelme ris- ki de kulis sohbetlerinde dile getirilen ko- nular arasõnda. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye Odalar ve Borsa- lar Birliği (TOBB) Başkanõ Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin, ka- dõn istihdam potansiyelinin ancak dörtte birini kullandõğõnõ belirte- rek, “Böylesine bir insan kay- nağı israfına göz yumacak lük- sümüz yoktur” dedi. Devlet Ba- kanõ Nimet Çubukçu “Gele- neksel roller ve kadınların ma- li olarak erkeklere bağımlı ol- masının kadın girişimciliğin önünde engel olduğunu” söy- lerken, TOBB Kadõn Girişimciler Kurulu Başkanõ Aynur Bektaş da sermaye yetersizliği için bir fon oluşturulmasõ, kadõnlarõn bak- makla yükümlü olduğu çocuk ve yaşlõlar için de kreşler açõlmasõ ge- rektiğini kaydetti. 1. TOBB Kadõn Girişimciler Kurulu Kongresi, Ankara’da top- landõ. Kongreye Devlet Bakanõ Çubukçu, TOBB Başkanõ Hisar- cõklõoğlu ve TOBB Kadõn Giri- şimciler Kurulu Başkanõ Bektaş ile 600’ü aşkõn kadõn girişimci ka- tõldõ. Hisarcõklõoğlu, Uluslararasõ Çalõşma Örgütü’nün verilerine göre, 2007 yõlõnda kadõn istihdam oranõnõn, küresel ölçekte yüzde 49, Avrupa Birliği’nde yüzde 56, Türkiye’de ise sadece yüzde 24 ol- duğunu belirterek “Bir başka ifadeyle ülkemiz, kadın istihdam potansiyelinin ancak dörtte bi- rini kullanmakta, gerisini ise he- ba etmektedir” dedi. Hisarcõklõoğlu, “Son verilere göre ülkemizde 16.2 milyon er- kek istihdamına karşı, kadın is- tihdamı ancak 6.1 milyon kişi- dir. Ama daha çarpıcı olanı, 1 milyon 219 bin işverenin sade- ce yüzde 6’sı, yani 75 bini ka- dındır. Cumhuriyetimizin ku- rucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk, şöyle der: ‘Bir toplum, cinslerinden yalnõzca bi- rinin çağdaş gerekleri kazanma- sõyla yetinirse, o toplum yarõ ya- rõya güçsüz kalmõş demektir.’ Biz de, ülkemizdeki mevcut du- rumu, tek kolu bağlı şekilde ringe çıkıp mücadele eden bir boksöre benzetiyoruz. İnsanla- rımızın dörtte birini iş orta- mından uzak tutarak, küresel rekabette var olmaya çalışıyo- ruz. Böylesine bir insan kayna- ğı israfına göz yumacak lüksü- müz yoktur” diye konuştu. Kadına camdan engel Çubukçu, geleneksel değerlerin kadõnõ özel alan sorumlulukla- rõyla sõnõrlamasõnõn, kadõnlarõn erkeklerle sosyal ve kültürel ha- yatta eşit fõrsatlardan yararlana- mamasõna neden olduğunu belir- terek, kadõnlarõn ekonomik olarak erkeklere bağõmlõ olmasõnõn da ka- dõnõn girişimci olmasõnõ engelle- diğini söyledi. Yasal bir engel ol- mamasõna rağmen kadõnõn giri- şimci olamamasõnõ, mali kaynak- larõn erkeklerin egemenliğinde olmasõna bağlayan Çubukçu, dün- yada mülklerin yüzde 91’inin, Türkiye’de ise yüzde 93’ünün erkeklerin üzerine olduğunu vur- gulayarak “Mali kaynaklara eri- şemeyen kadının girişimci ol- masını beklemek haksızlık olur” dedi. ‘Fon yaratılmalı’ Çubukçu, kadõnlarõn istihdama katõlmasõnda “esnek çalışma sa- atleri uygulaması”nõn önem ta- şõdõğõnõ, Avrupa’daki kadõnlarõn yaklaşõk yüzde 30’unun bu şekil- de çalõştõğõnõ söyledi. Kadõnlarõn §ºsendikalõlaşma oranõnõn da yük- seltilmesi gerektiğini belirten Çu- bukçu, “Kadınların başta eğitim olmak üzere bazı konularda pozitif desteklere ihtiyacı var” diye konuştu. Bektaş da kadõn gi- rişimcilerin kullanabileceği giri- şimcilik sermayesinin yetersiz ol- duğunu, çocuk ve yaşlõ bakõmõ ko- nularõnõn da kadõnlarõn çalõşma ya- şamõna girmesinin önündeki en te- mel nedenlerden biri olduğunu söyledi. Bektaş, sermaye sorununun KOSGEB bünyesinde özel bir kadõn girişimcilik fonunun ku- rulmasõ ile çözüleceğini, bakõm konusunda da “Bir fon yaratıla- rak Organize Sanayi Bölgeleri ve yerel yönetimlerin ortaklaşa kreşler açması gerektiğini” bil- dirdi. Bektaş, işgücü piyasasõna katõlõm oranlarõ son derece düşük olan kadõnlar için İş-Kur tarafõn- dan ayrõ meslek programlarõnõn oluşturulmasõ gerektiğini de söz- lerine ekledi. Bektaş, “kız çocuklarının oku- tulması, kadınların sağlık hiz- metlerine erişimi, istihdama ve yetki karar alma süreçlerine katılımı” gibi parametreleri ba- rõndõran toplumsal cinsiyet eşitli- ğinin sağlanmasõ durumunda, hem ekonomik kalkõnmanõn hõzlandõ- rõlacağõnõ, hem sosyal sorunlarõn çözüleceğini kaydetti. Kongrede kadın girişimcinin önünde birçok engel bulunduğu belirtildi. (Fotoğraf: AA) Türkiye’nin en önemli turizm bölgesinde her şey Arap turistlere göre değiştiriliyor Uludağ’da şeriat kuralları uygulanıyor BURSA (Cumhuriyet) - Tür- kiye’nin en ünlü turizm bölgesi Uludağ, AKP döneminde şeriat kurallarõnõn uygulanmaya baş- landõğõ bir merkeze dönüşmeye başladõ. Arap turistlerin “Ya- bancılarla fazla yakın olmak istememesi” nedeniyle telefe- riklerde yolcu sayõsõ azaltõlõrken birçok restoranda da artõk içki servisi yapõlamaz oldu. Teferrüç-Kadõyayla-Sarõalan istasyonlarõ arasõnda 1962 yõ- lõndan bu yana yolcu taşõyan teleferikte Arap turistlerin, bazõ turizm şirketleri aracõlõğõyla ilet- tikleri “Yabancılar bize fazla yaklaşmamalı. Vücutları ka- dınlarımıza, kızlarımıza deği- yor. Bu olursa Uludağ’a gel- meyiz” yönündeki istekleri üze- rine AKP’li Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafõndan kabul edil- di. 40 kişilik kabinlerdeki yolcu sayõsõ 25’e düşürülünce Ulu- dağ’a çõkmak isteyenler uzun sü- re kuyrukta beklemek zorunda kaldõ. Teleferiğin oteller bölge- sine kadar uzatõlmasõ işinin, iha- leye çõkõlmaksõzõn Fethullah Gülen’e yakõnlõğõyla bilinen Şentürkler Şirketi’ne devredil- mesi ve yeni kõsõmda VIP va- gonlarõn konulacağõnõn açõkla- masõ da tartõşma yarattõ. Turi- zimciler bu uygulamayla ha- rem-selamlõk yolcu taşõmacõlõğõ yapõlacağõnõ öne sürdüler. Teleferiğin yolcu taşõdõğõ böl- gelerde bulunan “kendin pişir kendin ye” türü lokantalarda da Araplar turistlerin olduğu dö- nemlerde içki servisi yapõlma- masõ dikkat çekti. İçki servisi yok Arap turistlerin tercih ettiği Sa- rõalan’da bazõ et lokantalarõ içki servislerini kaldõrdõ. Adõnõn açõk- lanmasõnõ istemeyen bir işlet- meci, Çevre ve Orman Bakanlõ- ğõ ve Kültür ve Turizm Bakan- lõğõ ile içki nedeniyle sorunlar ya- şadõklarõnõ, bürokratlarõn içki servisi konusunda kendilerine baskõ yaptõğõnõ iddia etti. Başbakan Recep Tayip Er- doğan’õn, Uludağ’daki çarpõk yapõlaşmayla mücadele edilme- si gerektiğini söylemesinin ar- dõndan Bursalõ olan Çalõşma ve Sosyal Güvenlik Bakanõ Faruk Çelik’in de Uludağ’da 3. bir bölge oluşturulmasõ ve burada Osmanlõ mimarisine uygun otel- lerin yapõlmasõ çağrõsõ da tartõş- ma yarattõ. ¨§ Uludağ, yaz kış yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmeyi sürdürüyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanõ Hisarcõklõoğlu, Türkiye’nin, kadõn istihdam potansiyelinin ancak dörtte birini kullandõğõnõ belirtti. Arap turistlerin ‘yabancõlarla fazla yakõn olmak istememesi’ nedeniyle teleferiklerde yolcu sayõsõ azaltõlõyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear