22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 26 AĞUSTOS 2008 SALI 6 HABERLER SALI ORHAN BURSALI Parti Geleneği ve CHP CHP üzerine her yazı okurda çok sayıda yan- kı buluyor. “CHP’ye Dokunmak” başlıklı yazıdan sonra da, yine bir dizi okur kaleme sarıldı, gö- rüşlerinin odağında genellikle Deniz Baykal var- dı! Şöyle bir yaygın görüş var: Baykal giderse, ye- rine yeni bir yönetim gelirse CHP düzelecek, ik- tidara yürüyecek, biz de AKP’den kurtulacağız! CHP’nin ana sorunu Baykal! Baykal’la bu iş olmaz! Bu ne kadar doğru bilemem, ama sorunu esas Baykal’a bağlayan görüşlere katıldığımı söyleye- mem! Baykal’ın yerine bir başka lider otursa da, benzer sorunların sürebileceğini ve yine geniş ha- yal kırıklıkları doğabileceğini söyleyebilirim! Dışarıdan gözlemci ve eleştirici olarak, 3 nok- ta dikkatimi çekiyor. 1) Parti içi muhalefet sorunu; 2) Program, söy- lem ve yönelecek-yönlendirilecek kitleler; 3) Par- ti liderliğinin kolektif ruhu ve yerel örgütlerle iliş- ki ve çalışma tarzı. Üçüncü nokta, geçen yazının temalarından biriydi, onu bir kenara bırakalım. Ama bir okura (Turgut Karabekir) verdiğim, parti içi muhalefetle ilgili yanıt üzerinde duracağım. Almanya Sosyal Demokrat Parti’yi (SPD), özel- likle parti içindeki liderlik değişimleri sürecini me- rakla izlerim ve CHP ile karşılaştırırım. SPD’de son beş yıl içinde kaç lider değişti? En az 5! Biri ge- lip biri gidiyor! Parti liderlik krizini henüz aşamı- yor. Ama ne gam! 1) Önemli olan SPD’nin durmadan lider çıka- rabilme becerisi, yeteneği, geleneğidir! SPD da- ha bir yıl geçmeden yeni bir liderin hazırlanma sü- reci içinde! Parti, aradığını buluncaya, geniş kit- leleri yeniden partiye, partiyi iktidara sürükleye- cek bir lider ve kadrosunu yaratıncaya kadar, bu canlılığını sürdürecek! Bu çok önemli! 2) Parti içindeki bu liderlik yarışı, bir gelenek- tir! Başka bir gelenek, parti içinde muhalif, fark- lı görüşteki partililerin hemen hepsinin, parti için- de kalmasıdır! Hemen hiç kimse, vay bana hayat hakkı yok burada, diyerek ayrılmıyor! SPD içinde yeni liberal akımın temsilcileri tarafından, “solcu” kaldığı için, partide varlığı müthiş kısıtlanan Os- kar Lafontaine dışında! O da istifa edip, bugün, solcuların birleşik partisi Die Linke’yi oluşturdu ve SPD karşısında büyük bir rakip oldu! Bu hemen hemen tek örnektir! 3) CHP’den ise durmadan ayrılmalar oluyor! An- cak, ayrılanların ciddi ve güçlü bir parti-hareket yarattığını göremiyoruz! Seçimlerde hemen hemen yoklar! Bunun ülkeye özgü nedenleri şüphesiz ki vardır! 4) CHP’de liderlik mücadelesi, bir yarış şeklin- de değil, büyük bir çatışma, yok etme mücade- lesi biçiminde geçiyor genellikle! Birbirine parti- yi dar etme politikası! Ne büyük yanlış! Bu reka- betin daha insancıl ve parti geleceği de düşünü- lerek normal ölçüler içinde geçmesi, muhalefetin ayrılma yerine parti içinde kalmaları gerekmez mi? (Son genel kurul daha normaldi!) Herkes, partiyi, kendi aktif politik yaşam süresi ile sınırlı değer- lendirir ve düşündüğü için mi, böyle bir durum or- taya çıkıyor! Bizde, biraz tanınan ve sivrilen po- litik bir kişinin, hemen kendi partisini kurma eği- limi ve girişimi, herhalde Avrupa’nın hiçbir ülke- sinde görülmez! Acaba bugün CHP’nin misyonuna talip ve sahip, bu misyonu daha iyi yerine geti- receğine inanan kaç parti var ve kaç tane daha yolda var?! 4) Parti liderliği, somut olarak Baykal, muhale- fete, varlığını sürdürecek olanağı tanımada ne ka- dar hoşgörülü olduğu da başlı başına bir sorudur! Özetle, kurumsal olarak CHP örgütü, ben-biz- merkezci bakışın dışında davranamıyor. Partiyi, kurum olarak kişilerin üzerinde tutan, geçmişi, Türkiye ve geleceği düşünen kişilerden ve lider adaylarından bağımsız olarak, partide bir “ortak kurumsal-tarihsel kişilik” yaratamıyor. Veya var olan böyle “kişiliğe” sahip çıkamıyor! Bu eksikliğin, CHP içinde, ülkemizdeki de- mokrasi düzeyi, demokratik anlayışın kurumsal- laşma düzeyi ile bir paralellik taşıdığını varsay- malıyız... Son nokta, parti söylemi ve kitlelere mesajdır, ki bu ayrı bir yazı konusu... obursali@cumhuriyet.com.tr Öldürülen JİTEM’in kurucusunun dokümanlarõ ve silahlarõ Ergenekon davasõyla yeniden gündeme geldi Ersever’in arşivi kimde?İstanbul Haber Servisi - JİTEM adõyla bi- linen Jandarma İstihbaratõ’nõn kurucusu ve 1993’te faile meçhul cinayete kurban giden emekli jandarma subayõ Cem Ersever’in ka- yõp arşivi ve silahlarõ Ergenekon operasyon- larõyla yeniden gündeme geldi. Ankara’da gözaltõna alõnan ve 15 Ağustos Cuma günü tu- tuklanan JİTEM yöneticisi emekli Albay Arif Doğan’a ait yerlerde yapõlan aramalarda ele ge- çirilen silahlardan birinin ve çok sayõdaki do- kümanõn, kendisi de birçok faili meçhul cina- yetten sorumlu tutulan emekli Binbaşõ Cem Er- sever’e ait olduğu iddia ediliyor. Daha önce de Ergenekon davasõndan tutuklu bulunan emek- li Tuğgenerel Veli Küçük’ün Bilecik’te ara- ma yapõlan evinde de Ersever’e ait doküman- larõn bulunduğu iddialarõ ortaya atõlmõştõ. Ergenekon iddianamesinin eklerinde, Baş- bakanlõk Teftiş Kurulu Başkanõ Kutlu Savaş’õn hazõrladõğõ Susurluk Raporu’nun, “devlet sır- rı” olduğu gerekçesiyle açõklanmayan bölüm- leri de dahil tam metninin Doğu Perinçek’in gözaltõna alõndõğõ sõrada yapõlan aramalarda ele geçirilen belgeler arasõnda olduğu belirtildi. Söz konusu raporda, “İstihbaratta çalışanlar da askeri hiyerarşinin dışında kalmışlardır. Binbaşı Cem Ersever, daha yüksek rütbeli- lerin bulunduğu bir ortamda müstakilen ha- reket edebilmiştir” diye anlatõlan Cem Erse- ver, 1993 yõlõnda TSK’den ayrõldõ. Çeşitli ga- zetele ve dergilere verdiği röportajlarda ve ki- taplarda JİTEM’in kural dõşõ faaliyetlerini ve PKK ile mücadele konusunda eleştirilerde bu- lunan Ersever ekim ayõ ortalarõnda kaybolduktan sonra cesedi 4 Kasõm 1993’te Ankara Elma- dağ’da bulundu. Sevgilisi ve PKK itirafçõsõ Ne- val Boz ile yardõmcõsõ, itirafçõ ve JİTEM ele- man Mustafa Deniz’in cesetleri de yine An- kara’da farklõ yerlerde bulundu. Susurluk raporunda faili meçhul kaldõğõ an- latõlan cinayetlerle ilgili olarak dönemin Emniyet İstihbarat Şube Müdür Yardõmcõsõ Hanefi Av- cı’nõn ifadeleri, MİT değerlendirmeleri ve ba- zõ itirafçõlarõn ifadelerine yer verildi. Hanefi Av- cõ, TBBM Susurluk Araştõrma Komisyonu’na 4 Şubat 1997 tarihinde yaptõğõ açõklamada, “jan- darma elemanı Kemal Uzuner’in evinde Er- sever’in arşivinin muhafaza edildiğini, jan- Ders kitabı çelişkisi MAHMUT LICALI ANKARA - Yeni eğitim-öğretim yõlõnda okutula- cak ders kitaplarõ konusunda Milli Eğitim Bakanlõğõ (MEB) çelişkili bilgiler veriyor. MEB Yayõmlar Dai- resi Başkanlõğõ ders kitaplarõnõn 17 Ağustos’tan itiba- ren basõmlarõnõn bittiğini ve okullara gönderilmeye başlandõğõnõ belirtirken MEB İlköğretim Genel Mü- dürlüğü’nün internet sitesinde ise “Ders kitapları hazırlanmakta- dır” deniliyor. MEB’in bu yõl ücretsiz olarak dağõtacağõ kitaplar konusunda ba- kanlõğõn farklõ birimlerinden çeliş- kili açõklamalar yapõlmasõ ise akõl- larõ karõştõrdõ. MEB Yayõmlar Daire Başkanõ Aziz Veren, ilköğretim ve orta- öğretim öğrencilerine verilecek ücretsiz ders kitaplarõnõn 17 Ağustos 2008 tarihinde basõmõnõn bittiğini, söz konusu tarihten iti- baren okullara gönderilmeye başlandõğõnõ kaydetti. 8 Eylül’de sõnõflara gelen öğrenci- lerin ders kitaplarõnõ sõralarõ üzerinde bula- caklarõnõ belirten Veren, “Bu yıl 165 mil- yon civarında kitap dağıtılacak. Dağıtım geçen yıllara göre daha rahat olacak” de- di. Öğrencilere dağõtõlacak toplam 508 farklõ ders kitabõnõn 165 milyon baskõsõnõn okullarõn açõldõğõ gün sõralarõn üzerinde hazõr bulunmasõ hedef- lenirken MEB İlköğretim Genel Müdürlüğü’nün “http://iogm.meb.gov.tr/” adresli internet sitesinin “Ders Kitapları” adlõ bölümünde dağõtõmõ yapõlacak kitaplara ilişkin olarak ise yalnõzca “Ders kitapları hazırlanmaktadır” bilgisine yer verilmesi dikkat çekiyor. 1MİLYON 700 BİN ÖĞRENCİ OKULLU OLUYOR İlköğretim 1. sõnõf ile okulöncesi öğretime kayõt yaptõran yaklaşõk 1 milyon 700 bin öğrenci, 1 Ey- lül’de okula başlayacak. Bu yõlda eğitime yeni başla- yan öğrenciler için erken açõlacak. Öğrenciler, 1-5 Eylül 2008 arasõnda “uyum programına” alõna- cak. İlköğretimin diğer sõnõflarõ ile liseler de, 2009 yõlõ çalõşma takviminde resmi tatillerin hafta içine denk gelmesi nedeniyle bu yõl geçen yõllardan bir hafta önce açõlacak. 2008-2009 eğitim-öğretim yõlõ 8 Eylül 2008 Pazartesi gü- nü başlayacak. İlköğretim okullarõndaki 10 milyon 870 bin ve liselerdeki 3 milyon 245 bin olmak üzere toplam 14 milyon 115 bin öğrenci ile 600 bine ya- kõn öğretmen ders başõ yapacak. Eğitim-öğretim yõlõnõn ilk yarõsõ 23 Ocak 2009 Cuma günü sona erecek ve öğrenciler 26 Ocak-6 Şubat 2009 tarih- leri arasõnda ara tatil yapacaklar. İkinci yarõyõl 9 Şubat’ta başlayacak ve 12 Haziran’da sona erecek. Ankara’da dün sabaha karşı ya- şamını yitiren Anadolu Medeni- yetleri Müzesi Müdürü Hikmet Denizli toprağa verildi. İki gün önce kaldırıldığı Başkent Üni- versitesi Hastanesi’nde kolon kanseri teşhisi konulmasının ardından dün sabaha karşı ya- şamını yitiren Denizli için Ana- dolu Medeniyetleri Müzesi’nde tören düzenlendi. Törene, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Anka- ra İl Kültür ve Turizm Müdürü Doğan Acar, Denizli’nin eşi Aysel Denizli, ço- cukları Hakan ve Serkan Denizli ile sevenleri katıldı. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, törende yaptığı konuşmada şun- ları söyledi: “Denizli, çok nitelik- li, bilgili, birikimli, olgun, dene- yimli bir arkadaşımızdı. Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde yaşa- nılan tüm olumlu gelişmelerde onun imzası vardı.” Denizli’nin cenazesi, öğleyin Hacı Bayram Cami- si’nde kılınan cenaze namazının ardın- dan Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - DTP’nin ardõndan, İnsan Haklarõ Derneği de (İHD) Ergenekon davasõna müdahil olmak için başvuracağõnõ açõkladõ. Göç Edenler Sosyal Yardõmlaşma ve Kültür Derneği (GÖÇ-DER) ile Yakõnlarõnõ Kay- bedenlerle Dayanõşma Derneği (YA- KAYDER) gibi bazõ kuruluşlarõn da ben- zer girişimlerde bulunmak için çalõşmala- ra başladõğõ belirtildi. Ergenekon davasõna müdahil olan DTP, 9-10 Ekim tarihinde faili meçhul cinayet- lere kurban gidenlerin aileleriyle birlikte Ankara’ya yürümeye hazõrlanõrken İHD de davaya müdahil olacağõnõ açõkladõ. İHD Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Vey- si Altay, “Çoğu zaman saldırılara ma- ruz kaldık. 12 Eylül askeri cuntasının ardından ilk kurulan sivil toplum örgü- tüyüz. Ve bu kurum, o karanlık dönem- lerin mağduru ve tanığı olmuştur. Bun- dan dolayı İHD olarak Ergenekon da- vasına müdahil olacağız” dedi. Altay, örgütün binlerce insanõn ölü- münden sorumlu olduğunu da ileri sürdü. Ergenekon örgütünün 1990’lõ yõllarda Jİ- TEM tarafõndan kurulduğunu iddia ede- rek “Peki bu soru niye sorulmuyor. Bu örgüt kurulduğunda dönemin askeri ve siyasi iktidarı olan Tansu Çiller, Süley- man Demirel, Doğan Güreş, Mehmet Ağar neredeydi?” diye konuştu. Altay, Türkiye’de acilen “Adalet ve Gerçekleri Araştırma Komisyonu” kurulmasõ çağ- rõsõnda bulundu. YAKAYDER Genel Başkanõ Cemal Bektaş ise iddianamenin Kürtleri yok say- dõğõnõ savundu. Bektaş, “Yaşanan bu ci- nayetleri savcı görmezden gelemez. Dö- nemin Başbakanı, Cumhurbaşkanı, İç- işleri Bakanı ve Genelkurmay başkanla- rı yargılanmalıdır. Bizler bundan dolayı davaya müdahil olacağız” dedi. GÖÇ- DER İstanbul Şube Başkanõ Şefika Gür- büz de iddianamede yakõlan köylerin akõ- beti hakkõnda hiçbir bilgi ya da gözlemin olmadõğõnõ söyledi. Gürbüz, “Bu eksiklik- ten dolayı davaya müdahil olmak için harekete geçeceğiz. Türkiye’de tarafsız bir Adalet ve Gerçeklerle Yüzleşme Ko- misyonu kurulmalıdır. Özellikle her dö- nem ateşkes çağrısı yapan ve daha son- ra ortalıkta görünmeyen aydınlar da ta- şın altına ellerini koymalıdırlar”dedi. İHDmüdahil olmakistiyor Müze müdürü Hikmet Denizli son yolculuğuna uğurlandı Hikmet Denizli ERGENEKON DAVASI Okulların açılmasına kısa bir süre kala çocuklarda okul heyecanı, velilerde ise masraf telaşı başladı. Ankara’nın Ulus semtinde okul kıyafetlerinin satıldığı mağazalardaki araştırmaya göre önlük fiyatları 15-35 YTL arasında , bir öğren- cinin çantasına görecek kırtasiye malzemeleri de 30-60 YTL arasında değişiyor. (Fotoğraflar: AA) Fiyatlar cep yakıyor darmanın Kemal’in evindeki malzemeleri, arşivi aldığı, Kemal ile randevulaşan Ersever’i yakaladığı eve gelen Mustafa Deniz ve Neval Boz’u da ele geçirdiğini” anlatmõştõ. Ersever’i Ye- şil’in sorguladõğõ iddiasõ- nõn yaygõn olduğu anlatõ- lan Susurluk Raporu’nda, Ersever ve arkadaşlarõnõn güvendiği kişilerce yaka- landõğõ ve infaz ekibine teslim edildiği ihtimali üzerinde duruluyor. MİT’in Yeşil hakkõndaki raporunda ise Ersever’i Yeşil ve JİTEM’e çalõşan PKK itirafçõlarõnõn öldür- düğü anlatõlõyor. EMEKLİLİK SON- RASI İLİŞKİLER PKK itirafçõsõ Abdül- kadir Aygan’õn JİTEM ile ilişkileri basõnda da yer almõştõ. Aygan şu iti- raflarda bulunmuştu: “Kars’a gittiğimde mart ayı idi, dediler ki, ‘Seni Diyarbakõr’dan Binbaşõ Ersever ve Albay Doğan arõyor’. Arif Doğan diye birini tanımıyordum; fa- kat Cem Ersever 1985’te Siirt Alayı‘nda sorguda olduğum zaman yüzba- şı olarak görev yapıyor- du. Emirleri Anka- ra’dan alan bir pozis- yonda idi. İstediği yerde itirafçılardan veya halk- tan yakaladığı kişileri araziye veya istediği ye- re götürebiliyordu.” Susurluk Raporu’nda ortaya dökülen, ancak üzerine gidilmeyen iliş- kilerle ilgili şu yorumlar, Ergenekon soruşturma- sõyla birlikte bir kez daha dikkat çekiyor: “Jan- darma İstihbaratı‘nda çalışan personel, subay ve astsubaylar Güney- doğu’dan dönmelerin- den sonra görevlendi- rildikleri batı bölgele- rinde eski elemanlarla gruplaşmak, emekli ol- duktan sonra da ilişki- leri sürdürme alışkan- lığı içinde olmuşlardır.” İstanbul Terörle Mü- cadele Şubesi ekipleri- nin 22 Ocak’ta gözaltõna aldõğõ Küçük’ün, Bilecik Türkmen köyündeki çift- lik evinde bulunan dokü- manlar arasõnda Erse- ver’in kayõp olan arşivi- nin bulunduğu iddia edil- mişti. Küçük, kendisinde bulunan dokümanlara ilişkin olarak savcõya ver- diği, “Bu bende bir mes- lek hastalığı olarak ni- teleyebileceğim arşivle- me alışkanlığından do- layı, bana görev sıra- sında değişik yerlerden ulaşan belgeleri dosya- layarak muhafaza et- tim. Emekli olduktan sonra da bu şekilde ge- len belgeleri arşivledim” şeklindeki ifade de Su- surluk Raporu’ndaki yo- rumu adeta doğruluyor. SONER YALÇIN: TÜM AKP MUHALİFLERİNE ERGENEKONCU YAFTASI VURULDU İstanbul Haber Servisi - Hürriyet gazetesi yazarõ Soner Yalçın, 24 Ağustos Pazar günkü “Artık Erge- nekon’u ben de yazabilirim” başlõklõ yazõsõnda, Er- genekon’un Susurluk olduğuna dikkat çekiyor. Binba- şõ Cem Ersever öldürülmeden önce onunla görüşme- ler yaptõğõnõ anlatan Yalçõn, “JİTEM’i, JİTEM’in neden ve nasıl kurulduğunu, ilk komutanının kim olduğunu; ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yõldõrõm’ı, Vedat Aydõn’dan Musa Anter’e kadar nice yargısız infazın nasıl yapıl- dığını, PKK itirafçılarının kimler olduğunu, bunların hangi ci- nayetlerde kullanıldığını Binbaşı Ersever anlattı” diyor. Susurluk kazasõndan sonra RP-DYP koalisyon hükümetinin, Susurluk’u “fasa fiso” ilan ettiğini, basõnõn gayretlerine rağmen Susurluk’un üzerinin örtüldüğünü belirten Yalçõn, “Ergenekon aslında Susurluk’tur” diyor. Gladioyu, II. Dünya Savaşõ’nõn bitimiyle birlikte CIA ile an- laşan eski Nazilerin kurduğunu, hedefinin de komünist örgütler ol- duğunu anõmsatarak her NATO ülkesinde bir gladio teşkilatõ kurul- duğunu belirtiyor. Avrupa’daki gladiolar bir bir ortaya çõktõğõnõ, yal- nõzca Türkiye’deki gladionun açõğa çõkarõlmadõğõnõ söyleyerek “12 Mart ve 12 Eylül darbelerinde CIA-Gladio vardı. ABD’nin hedefi-amacı belliydi. Peki, bugünkü Ergene- kon’un altında/arkasında CIA olabilir mi? Gladio bu- gün; Ergenekoncuların mı, yoksa güya Ergenekoncu- lara savaş açmış gibi görünüp Kemalist Cumhuriyet’i yıkmayı amaçlayan Neo-Ergenekoncuların mı arkasın- da? Sorunun yanıtını ‘Gladionun Babasõ’ ABD’nin dış politikalarına bakarak yanıtlayabilirsiniz” diyor. Daha soruşturma aşamasõnda, ortada kamuoyunu ikna edecek bir delil bile yokken yõllarca kontrgerillayla mücadele edenler-kontrgerillanõn he- defi olan aydõnlar, gazeteciler, akademisyenlerin “Ergenekoncu” olarak kamuoyu önüne çõkarõldõklarõnõ söyleyen Yalçõn, devam edi- yor: “Cumhuriyet mitinglerine katılanlar, Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği darbeci yapıldı! Türkiye’deki tüm AKP muhaliflerine ‘Ergenekon çetesi’ yaftası vuruldu. Yandaş medyanın hukuku hiçe sayan fütursuz yayınla- rı çok kişiyi rahatsız etti. Aslında bu çevrelerin amacı, Ergene- kon’u aydınlatmak değildi. Ergenekon sadece araçtı. Amaç, ulus devleti yıkıp ‘renkli devrimin’ yolunu açmaktı... ” MEB Yayõmlar Dairesi kitaplarõn okullara gönderildiğini belirtirken İlköğretim Genel Müdürlüğü ise internet sitesinde hazõrlandõğõnõ açõkladõ Bakan Çelik İran’a gidiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Bakanõ Hüseyin Çelik, İran Eğitim ve Öğretim Bakanõ Alireza Ali Ahmedi’nin resmi davetlisi olarak “bilgi, belge ve tecrübe payla- şõmõ”nda bulunmak amacõyla bugün İran’a gidiyor. Milli Eğitim Bakanlõğõ’ndan yapõlan açõklamada, Çelik’in, beraberindeki heyetle 26-29 Ağustos 2008 arasõnda İran’a resmi ziyaret gerçekleştireceği bildirildi. ARDAHAN (Cumhuriyet) - CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt, 2008-2009 eğitim öğretim yõlõ ile ilgili hazõrlõklarõ değerlendirdi. Öğüt, bu eğitim yõlõnda da çok sayõda köy oku- lunda kõşlõk yakacak olarak tezek kullanõlacağõnõ savunarak “Muhtarlardan bana gelen bilgilere göre bu yõl da bazõ köy okulla- rõnda tezek kullanõlacak. Bunun önlenmesi lazõm. Okullarda yakacak olarak tezek kulla- nõlmamalõ” diye konuştu. (Fotoğraf: AA) ‘Köy okullarında tezek yakılacak’
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear