Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 26 AĞUSTOS 2008 SALI
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Futbol Kanlı Başladı
Süper Lig, bu cumartesi başladı. Doğrusu ilk haf-
tada futbol olarak seyirciyi doyuracak karşılaşmalar
izleyemedik. Hele hele geçen yılın şampiyonu Ga-
latasaray, ilk maçını pek güçlü görünmeyen Deniz-
li karşısında, farklı kazanmasına karşın futbol adına
ortaya pek de dişe dokunur bir şeyler koyamadı.
Defanstan başlayan hatalar, koşmadan yürüyerek
oynanan oyun, kenar yönetiminin değerlendirme ha-
taları da eklenince seyri eza veren bir temaşaya dön-
üştü. Bir ara televizyon başından ayrılıp balkonda-
ki arkadaşlarıma katılarak manzarayı seyretmenin, bi-
raz sohbet etmenin daha doğru olacağını düşündüm.
Türk futbolunun belirli bazı noksanları var ve za-
man içinde bunlarda herhangi bir düzelmeye de ta-
nık olmuyoruz.
Turgay Renklikurt Sky Türk televizyonundaki bir
programda, bu eksiklerden birini dile getiriyordu. Bu
futbol adamımız, Türk futbolcularının yazın dinlen-
me dönemini iyi geçirmediklerini, açığın mevsim ba-
şında fazla yüklenmeyle giderilmeye çalışıldığını, bu-
nun da sakatlıklara yol açtığını, bu noksanın gide-
rilmesi yolunda da hiçbir şey yapılamadığını söylü-
yordu.
Cumartesi-pazar günü izlediğimiz oyunlar bu
saptamanın doğruluğunu kanıtlıyordu.
Tabii futbol oynamanın gerçekten güç olduğu ik-
lim şartlarının etkisini görmezden gelmek de fut-
bolculara haksızlık olacak. Ama bütün bu etkenler,
geçen mevsim sonu ile bu mevsim başındaki korkunç
farkı açıklamaya yetmiyor.
Bizim ligin geçen yılki şampiyonu Galatasaray ya-
rın Bükreş’te Steau ile karşılaşacak. Görünen o ki, Ga-
latasaray’ın elindeki kadroyla rahat alt edebileceği Ste-
au karşısında tur şansı yok.
Futbolda sürprizler, başka sporlardan daha sık olur,
belki de onu çekici kılan öğelerden biri de budur. Bu
durumda Galatasaray bu turu geçemez demek değil,
amacımız. Ama cumartesi günü ortaya koyduğu
performansa baktığımız zaman böyle bir sonucun çok
büyük sürpriz olacağı da ortada, zaten bütün otori-
teler de bu görüşte birleşiyorlar.
Bükreş’te güçlü olasılık olarak önümüzde duruyor
görünen elenmenin, Galatasaray’ı hem mali ve hem
idari bakımdan karıştırması, hatta bu sezonun kaybı-
na yol açması bile mümkündür.
Böyle bir sonuçla karşılaşmamayı temenni ederek
asıl konumuza geçelim.
Bu yıl lig kanlı başladı. Önce Gaziantep’teki Fe-
nerbahçe maçında iki takımın taraftarları arasında çı-
kan ve kan dökülen çatışmalar, sonra ertesi günü An-
talya’da Antalyaspor-Beşiktaş maçında stat dışında
yine kan dökülen çatışma, ardından, Beşiktaş Kulü-
bü Başkanı’nın şeref tribününde uğradığı saldırı, bu
yılın çok tehlikeli olaylara gebe olduğunu gösteriyor.
Ciddi biçimde önlem alınmaması halinde, stat
çevrelerinde ve tribünlerde sonu ölümle bitebilecek
kanlı olayların artması kaçınılmazdır.
Bütün uyarılara karşın, futbolda şiddetin her yıl art-
makta olduğunu görüyoruz.
Geçmiş yıllarda, futbol eleştirmeni olarak Türkiye’nin
dört bir yanını gezdim.
Bütün bu kentler arasında, Gaziantep seyircisinin
çok değişik bir yeri vardır. Gaziantep’te bundan on yıl
öncesine kadar şiddete tanık olmazdınız.
Hiç unutmuyorum, Doğan Koloğlu ile birlikte izle-
diğimiz Galatasaray-Gaziantep maçında, hakemin ev
sahibi takım aleyhine verdiği tartışmalı bir penaltı ka-
rarı vardı.
Maçtan sonra, ikimiz birlikte stattan otele doğru yo-
la çıktığımız sırada, basın tribününün çıkışında, Ga-
ziantepli taraftarlar çevremizi sardılar, konuşmaya baş-
ladık, içlerinden biri,
- Allah aşkına söyle Doğan Abi, o pozisyon penal-
tı mıydı, diye sordu.
- Penaltıydı, bana göre dedi Doğan Koloğlu, büyük
bir rahatlıkla ve nedenlerini açıklamaya koyuldu.
Soruyu soran, aldığı yanıt görüşüne uymasa da kız-
madı, saygı gösterdi, biraz daha sohbet edip ayrıldık.
Kısa sayılacak bir süre önce, Gaziantep’te futbol sey-
retmek böyleydi, şimdi orası da taşlı sopalı, kanlı olay-
ların yaşandığı bir yer olmuşsa, futbolun sorumluları
çok ciddi olarak önlemler almak ve bunları yürürlüğe
koymak zorundadırlar.
Bir iş nasıl başlarsa öyle gider, bu yıl futbol kanlı baş-
ladı. Bunun derhal önüne geçmek gerekir. Kem küm
etmenin, idare-i maslahatın yeri değil artık.
Futboldaki şiddetin görünen ve derinde yatan ne-
denlerini ararken disiplini sağlayacak önlem ve ka-
rarların hiç vakit kaybetmeden alınması gerek.
Yoksa?..
“Yoksa?”yı düşünmek bile korkutucu...
[email protected]
3 Kasõm 2002 seçiminden bu yana 1018 müfettiş hakkõnda soruşturma açõldõ, 138’ine ceza verildi
AKPdenetimisevmiyorANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - İktidarõ boyunca kamu kurum
ve kuruluşlarõndaki teftiş kurullarõ-
nõ kaldõrmayõ hedefleyen, ancak
bu yöndeki yasal düzenlemeleri
gerçekleştiremeyen AKP, soruş-
turma yöntemini kullanarak mü-
fettişleri baskõ altõna alõyor. AKP’nin
ilk iktidara geldiği 3 Kasõm 2002 se-
çimlerinden bugüne kadar 1018
müfettiş hakkõnda soruşturma açõ-
lõrken, 138’ine disiplin cezasõ ve-
rildi. 62 müfettiş ise başka kadrolara
atandõ. Yolsuzluklarõ eleştirdiği için
AKP hükümeti tarafõndan Sağlõk
Bakanlõğõ’ndaki başmüfettişlik gö-
revinden alõnarak Polatlõ’ya sürülen
Devlet Denetim Elemanlarõ Derne-
ği (DENETDE) Genel Başkanõ Atı-
lay Ergüven, hükümetin soruştur-
ma yoluyla müfettişleri baskõ altõna
almaya çalõştõğõnõ söyledi.
CHP Antalya Milletvekili Hüsnü
Çöllü, Başbakan Tayyip Erdo-
ğan’õn yanõtlamasõ istemiyle verdi-
ği soru önergesinde, AKP iktidarõ
döneminde kamu kurum ve kuru-
luşlarõnda görevden alõnan ve hak-
kõnda soruşturma açõlan müfettiş
sayõsõnõ sordu. Erdoğan adõna yanõt
veren Çalõşma ve Sosyal Güvenlik
Bakanõ Murat Başesgioğlu, Kasõm
2002 tarihinden bugüne kadar hak-
kõnda soruşturma açõlan müfettiş
sayõsõnõn 1018 olduğunu bildirdi. Ba-
şesgioğlu, 138 müfettişe disiplin
cezasõ uygulandõğõnõ, 62 müfettişin
de başka kadrolara atandõğõnõ kay-
detti.
AKP iktidarlarõ döneminde dev-
let memurluğundan çõkarõlan kişi-
lerle ilgili de bilgi veren Başesgi-
oğlu, 1135 kişinin memurluktan
çõkarõldõğõnõ, bu işlemlere karşõ 791
dava açõldõğõnõ söyledi. Başesgioğ-
lu, bu davalardan 425’inin idare le-
hine, 125’inin ise idare aleyhine so-
nuçlandõğõnõ, 227 davanõn ise devam
ettiğini bildirdi.
Müfettişlere baskı
DENETDE Genel Başkanõ Atõlay
Ergüven, Abdullah Gül’ün başba-
kanlõğõ döneminde teftiş kurullarõ-
nõn etkinleştirilmesi için bazõ ça-
lõşmalar yapõldõğõnõ, ancak daha
sonra bu kurullarõn kaldõrõlmasõna
yönelik Kamu Yönetimi Temel Ya-
sasõ çõkarõldõğõnõ söyledi. AKP’nin
10. Cumhurbaşkanõ Ahmet Necdet
Sezer tarafõndan veto edilmesinin
ardõndan yasayõ bir daha gündeme
getirmediğini, ancak teftiş kurulla-
rõnõn yönetim yeteneğinden yoksun
kişiler atanarak kendi kendini tasfiye
eder hale getirildiğini vurgulayan
Ergüven, birçok bakanlõkta mü-
fettişlerin kurul yönetimleriyle ade-
ta savaş halinde olduğunu söyledi.
Denetim görevini kötüye kulla-
nanlar ve denetim etiğine uyma-
yanlarõn ayõklanmasõ gerektiğini,
ancak soruşturmalarla müfettişlerin
baskõ altõna alõndõğõnõ, özgür irade-
leri ve tarafsõz olarak görevlerini ye-
rine getirmelerinin engellendiğini
vurgulayan Ergüven, “Meslek ah-
lakına aykırı davrananlar elbet-
te var, bunların ayıklanması la-
zım. Ama soruşturmalar baskı
amacına yönelik. Sırf işini doğru
yapması ya da istenilen sipariş
şeklinde rapor yazmaması nede-
niyle ya da raporları değiştirme-
mesi nedeniyle kara listeye alınıp
bu tür muamelelerle karşılaşan
çok sayıda müfettiş var” dedi.
Müfettişlerin hukuksuz biçimde
mesleğinden atõlmasõ, görevinden
atõlmasõ, hiçbir şey çõkmasa bile so-
ruşturma açarak baskõ altõna alõn-
masõnõn hukuk dõşõ bir uygulama ol-
duğunu kaydeden Ergüven, “Yar-
gı süreci geç çalıştığı için bu tür
hukuksuzluğu yapanlar yargıda-
ki süreci kullanıyorlar, en azından
‘Biz yapalõm, gitsin mahkemelerde
sürünsün’ hesabı yapılıyor” görü-
şünü dile getirdi.
ATILAY ERGÜVEN:
Denetimsizlik
Türkiyeiçin
felaketolur
AKP yolsuzluklarõnõ eleştirince
başmüfettişlikten alõnan DENETDE Genel
Başkanõ Ergüven, denetimsizliğin yolsuzluğu,
bunun da kayõt dõşõlõğõ beraberinde getirdiğini
belirtti. AKP hükümetinin bugüne kadar
yapõlan uyarõlarõ dikkate almadõğõnõ belirten
Ergüven, denetim kurumlarõnõn bağõmsõz
olmasõ gerektiğine dikkat çekti.
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - AKP’nin
yolsuzluklarõn artmasõna
yol açtõğõna ilişkin gaze-
temize yaptõğõ açõklama-
nõn ardõndan başmüfet-
tişlikten alõnarak say-
manlõkta görevlendirilen
Devlet Denetim Eleman-
larõ Derneği (DENET-
DE) Genel Başkanõ Atı-
lay Ergüven, Türkiye’nin
denetimsizleştirildiğini,
bunun da felakete yol aça-
cağõ uyarõsõnda bulundu.
DENETDE Genel Baş-
kanõ Ergüven, 16 Şubat
2007 tarihinde gazetemi-
ze verdiği demeçte,
AKP’nin yolsuzluk algõ-
sõnõ, “İnsanlar inandı ve
oy verdi. İktidara gel-
dikten kısa bir süre son-
ra yolsuzlukla mücade-
lede önemli olan
DGM’leri kaldırdılar,
Çıkar Amaçlı Suç Ör-
gütleriyle Mücadele Ya-
sası’nı değiştirdiler. Yol-
suzlukla mücadelede en
önemli araç olan dene-
tim sisteminin de yeni-
den yapılandırma adı
altında etkisizleştiril-
mesi ve fonksiyonsuz-
laştırılması gayretine gi-
rildi” sözleriyle değer-
lendirdi. Bu açõklamasõnõn
ardõndan Ergüven, değişik
gerekçe ve iddialarla so-
ruşturma kõskacõna alõndõ.
Soruşturmalarõn tama-
mõnda aklanan Ergüven,
12 Haziran’da da Sağlõk
Başmüfettişliği’nden alõ-
narak, Polatlõ Sağlõk Grup
Başkanlõğõ’nda ayniyat
saymanõ yapõldõ.
Yaşadõklarõ nedeniyle
kimseye kõrgõn ve küskün
olmadõğõnõ vurgulayan
Ergüven, DENETDE ola-
rak yayõmladõklarõ bildiri
ve yaptõklarõ açõklama-
larla hükümetin yolsuz-
lukla mücadele çabasõnõ
yeterli bulmadõklarõnõ di-
le getirdiklerini anõmsat-
tõ. Ergüven, “Yine dile
getiriyoruz. Teftiş ku-
rulları, denetim birim-
leri fonksiyonel bağım-
sızlığa kavuşturulma-
dıkça Türkiye’de yol-
suzlukla mücadelede ba-
şarılı olunması müm-
kün değildir. Biz bu dü-
şüncelerimizi Sayın Baş-
bakan’a yüz yüze ilet-
mek için pek çok kez
randevu talep ettik, an-
cak alamadık” dedi.
DENETDE’de 3 bin
300 denetçi ve müfettiş
üyeleri bulunduğunu kay-
deden Atõlay Ergüven,
“57. hükümet dönemin-
de de yolsuzlukları gün-
deme getirdik. Çıkarılan
aflara karşı kampanya
başlattık. Mesleğimiz
gereği hassasiyet duy-
duğumuz yolsuzluklar
konusunda kamuoyu-
nun dikkatini çektik. Bu
faaliyetler 59. Hükümet
döneminde de devam
etti” diye konuştu.
2003 yõlõnda teftiş ku-
rullarõnõn kapatõlmasõ
amacõyla Kamu Refor-
mu Yasa Tasarõsõ hazõr-
landõğõnõ ve kurullarõ ağõr
töhmet altõnda bõrakan
gerekçelere yer verildi-
ğini anõmsatan Ergüven,
şu değerlendirmeyi yaptõ:
“Denetim birimlerini
kapatma isteğini anla-
yabilmiş değiliz. Avru-
pa’da sistem liberalize
edilirken, denetim daha
da güçlendiriliyor. Tür-
kiye’de de devlet pek
çok alandan çekiliyor, li-
beralizasyon hızlı şekil-
de uygulanıyor. Ama
aynı oranda Türkiye de-
netimsizleştiriliyor. Bu
bir felakettir Türkiye
açısından... Denetimsiz-
lik yolsuzluğu, bu da
kayıt dışılığı beraberin-
de getirir. Türkiye’nin
en büyük sorunu yol-
suzlukları besleyen ka-
yıt dışılıktır. Denetim-
sizlik yönetimin hukuk-
tan sapmasına da ne-
den olur. Denetim işler-
se yargının da yükü ha-
fifler. Sayın Başba-
kan’ın Ulusa Sesleniş’te
dile getirdiği hususla-
rın işlerlik kazanabil-
mesi için, devletin etkin
ve hukuka uygun çalı-
şabilmesi için denetimin
mutlaka bağımsızlaştı-
rılması gerektiğini bir
kez daha hatırlatmak
istiyoruz.”
Eşi Serap Tanyar’ın banyoda
olduğu sırada, 4’üncü katta-
ki dairenin kapısını açarak
içeri giren kimliği belirsiz ki-
şiler, yatak odasında uyuyan
Fahrettin Tanyar’ı kalbin-
den bıçakladı. Olayın ardın-
dan Tanyar’ın yakınları sinir
krizi geçirdi. (Fotoğraf: AA)
CHP’li İl Genel Meclisi Üyesi Fahrettin Tanyar, yatağõnda bõçaklanarak öldürüldü
Bolu’da sır dolu cinayet
Müfettişler dava yorgunu
AKP, iktidarõ boyunca yolsuzluklarla savaşõm veren bürokratlarõ
soruşturma ve görevden almalarla sindirme yoluna gitti
İLHAN TAŞCI
ANKARA - Seçim meydanla-
rõnda yolsuzluklarõ bitireceği vaa-
dinde bulunan AKP iktidara gel-
diği günden bugüne kadar yol-
suzluklarla savaşõm yürüten ve
yolsuzluklara karşõ kamunun en
güçlü silahõ konumundaki mü-
fettişlerle hep mahkemelik oldu.
Yolsuzluklarla mücadelede
önemli görevler alan denetim
elemanlarõndan bazõlarõnõn yaşa-
dõklarõ olaylar şöyle:
Dönemin Gümrüklerden So-
rumlu Devlet Bakanõ Kürşad
Tüzmen ile gümrük bürokratla-
rõnõn da adõnõn karõştõğõ milyon-
larca dolarlõk akaryakõt kaçakçõ-
lõğõnõ ortaya çõkardõktan sonra
hükümetin hedefi haline gelen
Gümrük Teftiş Kurulu Başkanõ
Erdener Demirağ önceki yõl
görevinden alõndõ. 1 milyar dola-
rõ bulan 15 ayrõ soruşturma dos-
yasõnõ gündeme getiren ve istediği
inceleme onaylarõ Gümrük Müs-
teşarlõğõ’nca verilmeyen Demirağ,
son olarak Gümrüklerden So-
rumlu Devlet Bakanõ Hayati Ya-
zıcı’nõn gümrükte hakkõnda so-
ruşturma yapõlan kişi ve firmala-
rõn listesinin verilmesi emrine
hukuk dõşõ olduğu gerekçesiyle
karşõ çõktõ. Bu gelişmeler üzerine
Demirağ AKP döneminde ikinci
kez görevinden alõndõ. Demirağ
yargõya başvururken Gümrük
Teşfiş Kurulu Başkanlõğõ’na ata-
nan Sezai Uçarmak ismi dikkat
çekti.
Sezai Uçarmak’õn adõ Kapõ-
kule’deki rüşvet operasyonunda
gümrükçülerin telefonlarõnõn din-
lenmesi sõrasõnda gümrüğün biti-
şiğindeki caminin kullanõlmasõna
izin veren Edirne Müftüsünü Di-
yanet İşleri Başkanlõğõ’na şikâyet
etmesiyle gündeme gelmişti.
Bir diğer olayda, Maliye Baş-
müfettişi Hamza Kaçar, BM’nin
terörü finanse edenler listesinde-
ki Yasin Kadı’nõn Türkiye’deki
faaliyetlerini soruşturmuştu. Ka-
çar raporunda, çalõşmasõ sõrasõn-
da “siyasi ve bürokratik engel-
lemelerle” karşõlaştõğõ değerlen-
dirmesine yer verdi. Bunun ar-
dõndan Kaçar vekâleten Maliye
Yüksek Eğitim Merkezi Başkan
Yardõmcõlõğõ’na atandõ. Kaçar
yargõ kararõyla yeniden başmü-
fettişliğe döndü. Ancak bu kez de
Başbakan Tayyip Erdoğan’õn
“kefilim” dediği Kadõ hakkõnda
düzenlediği raporunda “resmi
belgede sahtecilik, görevi kötüye
kullanma ve iftira” suçunu iş-
lediği gerekçesiyle memuriyetten
çõkarõldõ. Kaçar, açtõğõ tüm da-
valarõ kazanarak yeniden baş-
müfettişlik görevine başlayabildi.
Sağlõk Bakanlõğõ Başmüfettişi
Mustafa Kemikli, 5 yõl önceki
lojman talebi sõrasõnda “konutu-
nun olup olmadığına” ilişkin
soruya yalnõzca “var” demekle
yetinip 2 tane evi olduğunu gös-
termediği gerekçesiyle görevinden
alõnarak sayman olarak atandõ.
Kemikli’nin bu idare işlemine
karşõ açtõğõ dava halen sürüyor.
Başmüfettiş Çağatay Kurt ise
babasõnõn ameliyat geçirdiği Ada-
na’da rahatsõzlanmasõ üzerine bu
kentte tam teşekküllü hastaneden
aldõğõ rapor kabul edilmeyerek
‘memuriyetten çekilmiş’ sayõl-
dõ. Kurt’un raporunun usule uy-
gun olduğunu raporlaştõran mü-
fettişler daha sonra bunun tam ter-
si yönünde görüş bildirdiler. Kurt
sahte rapor kullanmaktan mah-
kemeye verilirken memuriyetten
ayrõlmõş sayõldõ. Kurt’un açtõğõ da-
va da halen sürüyor.
RUJHAT AVŞAR
BOLU - Bolu İl Genel Meclisi’nin
CHP’li üyesi 56 yaşõndaki Fahrettin Tan-
yar, evine giren kimliği belirsiz kişiler ta-
rafõndan yatağõnda uyurken bõçaklanarak öl-
dürüldü.
Olay, dün sabaha karşõ saat 03.00 sõra-
larõnda Tanyar’õn Bahçelievler Mahallesi
Hürriyet Caddesi Şerbetçioğlu Apartma-
nõ’ndaki 19 numaralõ dairesinde meydana
geldi. Eşi Serap Tanyar’õn banyoda olduğu
sõrada, 4’üncü kattaki dairenin kapõsõnõ aça-
rak içeri giren kimliği belirsiz kişiler, ya-
tak odasõnda uyuyan Tanyar’õ kalbinden bõ-
çakladõ. Odadan gelen sesler üzerine ban-
yodan çõkan Serap Tanyar ile uykularõndan
uyanan çocuklarõ Tanay ile Tulu Tanyar,
babalarõnõn yatakta kanlar içindeki cesedini
gördü. Anne ve çocuklarõn çõğlõklarõ üze-
rine eve toplanan komşularõ polise ve 112
Acil Servis’e haber verdi. Sağlõk ekipleri-
nin yaptõğõ kontrolde Tanyar’õn yaşamõnõ
kaybettiği tespit edildi. Polis evde incele-
me yaparken kapõda herhangi bir zorlama
olmadõğõnõ saptarken belirtilen katilleri
yakalamak için çalõşma başlattõ. Saldõr-
ganlarõn aynõ zamanda gõda ürünleri satan
işyeri bulunan Tanyar’õn dolaptaki 2 av tü-
feğini de alarak kaçmasõ dikkat çekti. Po-
lis yetkilileri, saldõrõya hõrsõzlõk süsünün ve-
rilmeye çalõşõldõğõnõ ifade ettiler.
Serap Tanyar, polise verdiği ifadede, “Kı-
zımın çığlığı üzerine banyodan çıktım.
Yatak odasına gittiğimde eşimin kanlar
içindeki cesedini gördüm. Banyodan çı-
karken evin kapısından çıkan 2-3 kişiyi
gördüm. Kim olduklarını bilmiyorum”
dedi. Tanyar’õn cesedi, cumhuriyet savcõ-
sõnõn evde yaptõğõ incelemenin ardõndan Kö-
roğlu Devlet Hastanesi morguna kaldõrõl-
dõ. Tanyar’õn cesedinin incelenmek üzere
Ankara Adli Tõp Kurumu’na gönderilme-
sine karar verildi. Şeker hastasõ olduğu bi-
linen Fahrettin Tanyar’õn akşam saatlerin-
de rahatsõzlanmasõ üzerine hastaneye kal-
dõrõldõğõ ve gece 01.00 sõralarõnda taburcu
edilerek evine gönderildiği öğrenildi.
Bolu’da çok sevilen bir kişi olan Tan-
yar’õn acõ haberi üzerine birçok partili ve
vatandaş evinin önünde toplandõ. CHP il ör-
gütü üyelerinin yanõ sõra bazõ AKP’li yö-
neticiler de başsağlõğõ ziyaretinde bulundu.
Aynõ zamanda Köroğlu Avcõlar Kulü-
bü’nün de başkanlõğõnõ yürüten Tanyar, 1.5
ay önce vücuda yapõşan keneyi çõkarmak
için bulduğu kolay ve pratik çözümle gün-
deme gelmişti. Tanyar’õn bulduğu yöntem
ile enjektörün ucu kesilip, hava basõncõ ile
kene vücuttan çõkarõlõyor.
TOKİ’DE AZİZ NESİN’LİK OLAY
Bayraktar, okula
babasınınadınıverdi
CAN HACIOĞLU
ESKİŞEHİR - Es-
kişehir’in Çankaya Ma-
hallesi’nde Toplu Ko-
nut İdaresi (TOKİ) ta-
rafõndan yapõlan Ihla-
murkent Konutla-
rõ’ndaki ilköğretim
okuluna TOKİ Başka-
nõ Erdoğan Bayrak-
tar’õn babasõ Ahmet
Hamdi Bayraktar’õn
adõ verildi.
Okulun önümüzde-
ki günlerde eğitime
açõlmasõ planlanõrken
yurttaşlar, “Devletin
imkânlarıyla yapılan
okula nasıl TOKİ
Başkanı’nın babası-
nın adı verilebilir?”
diye tepki gösterdiler.
Eğitim-Sen Eskişehir
Şube Başkanõ Süley-
man Solak da olayõ,
“Aziz Nesin’lik bir hi-
kâye” olarak nitelen-
dirdi. Solak, “Okula
verilecek pek çok isim
varken Ahmet Ham-
di Bayraktar ismi ve-
rilmesi fıkra gibi bir
olay” diye konuştu.
CHP Eskişehir İl
Başkanõ İsmet Süder
ise bu olayõn AKP zih-
niyetinin bir yansõma-
sõ olduğunu söyledi.
Süder, “TOKİ Baş-
kanı Erdoğan Bay-
raktar, okulu kendi
parası ile yapsa, iste-
diği ismi verebilir.
Ama devletin parası
ile yapılan binaya ba-
basının ismini ver-
mesi de sadece AKP
döneminde olabilecek
bir olaydır. Ahmet
Hamdi Bayraktar’ın
Eskişehir’i gördüğü-
nü bile zannetmiyo-
rum” dedi.
AKP’nin iktidara geldiği 3 Kasõm seçimlerinin ardõndan 1018 müfettiş hakkõnda
soruşturma açõlõrken 138’ine disiplin cezasõ uygulandõ. 62 müfettiş ise görevinden alõnarak
başka kadrolara atandõ. DENETDE Genel Başkanõ Atõlay Ergüven, hükümetin bu
soruşturmalarla sipariş rapor düzenlemeyen ya da raporu istenilen yönde değiştirmeyen
müfettişleri baskõ altõna aldõğõnõ söyledi.