Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
2 AĞUSTOS 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 9
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
İsyancıl Bir Tutku...
Bazen bir isyancıl tutku düşüyor dudakla-
rımdan, mavinin gölgesi oluyor. Bazen dünya-
nın ölümsüzlüğünü öğrenen bir çocuk gibi ma-
salsı kentler kuruyorum...
Bir özgürlük oluyorum bazen. Bazen hırçınla-
şıp bazen hüzünleniyorum...
Telefon çaldığında Işık Kansu’nun sesini du-
yup yıkılacağımı düşünüp, 24 Ocak 1993 Paza-
rı’nı anımsıyorum:
“Hikmet Ağabey, Uğur Mumcu’nun otomo-
biline konulan bomba patladı!..”
Karlı sokağı görür gibi oluyorum...
Paramparça olmuş bir otomobil...
Uğur Mumcu’nun bedeni...
Ahmet Taner Kışlalı’nın ölüm haberini alıyo-
rum yine bir sabah...
O alçakça tuzak...
Patlayan bomba!..
Bir akşamüstü Onat Kutlar’ın; The Marmara’nın
bombalandığı gündü...
Onat Kutlar, Ahmet Taner Kışlalı’dan önce,
Uğur’dan bir yıl sonra aramızdan ayrılmıştı...
2006’nın 5 Mayıs gecesi İbrahim Yıldız’ın te-
lefondaki titreyen sesini, 10 Mayıs akşamı da duy-
muştum:
“Bombalandık Ağabey!”
11 Mayıs’ta gazetedeydim ve saat 16.30’du...
Patlama sesiyle irkilmiştim...
Uğur’un ve Kışlalı’nın ölümleri...
İkisi de Atatürkçü, laik, demokrat ve sol-
cuydu...
İkisi de güzel konuşur, iyi yazardı...
Uğur’un kanıtları süpürülerek, Ahmet Ta-
ner’inkiler ise yıkanarak yitirilmişti...
İçimde tarifsiz bir acı belirdi o yılları anımsar-
ken, ardından derin bir hüzün...
Kimileri, ne Onat Kutlar’ın, ne Uğur’un, ne de
Ahmet Taner’in karartılan kanıtlarını, hatta o ci-
nayetleri anımsıyor... Ulacanlar katliamını, Sıvas’ı,
Kahramanmaraş’ı, Gazi’yi unutuyor...
Musa Anter’i, Vedat Aydın’ı, Mehmet Sin-
car’ı...
Hizbullah kamplarını, onlara eğitim verenle-
ri...
Apdi İpekçi’yi, Çetin Emeç’i, Turan Dursun’u,
Muammer Aksoy’u, Bahriye Üçok’u anımsamak
bile istemiyor...
Ulucanlar operasyonunda çekilen görüntüler
kayboluyor, Uğur’un, Ahmet Taner’in delilleri gi-
bi...
Dünya dönüyor...
Çocuklar büyüyor...
Özgür ve Özge Mumcu kaç yaşında şimdi...
Ahmet Taner’in eşi Nilüfer Kışlalı ve kızı Nil-
han Nur’u uzaktan gördüm; Ankara’da bir buçuk
ay önce yeni büromuzun açılış kokteylinde...
Peki Hablemitoğlu cinayeti aydınlandı mı?
O da unutulup gitti...
Hrant Dink’in katledilmesi...
Malatya katliamı...
Trabzon’da rahip Andrea Santoro cinayeti...
Bu cinayetleri nasıl anımsamayız aradan yıllar
geçse bile!..
Ben unutmam bu tür cinayetleri ve kıyımla-
rı...
Asker de unutmamalı, siviller de, gazeteciler
de...
Gümüşhane Barosu Başkanı Avukat Ali Gün-
day’ı anımsadınız mı?
O “malum Gazete”nin hedef gösterdiği Ali
Günday’ı...
Onu öldüren yobazı...
Dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı, “İs-
tihbarat toplantısında Hrant Dink’e saldırı yapı-
lacağı gündeme geldi mi” sorusuna “Hatırlamı-
yorum” diyor...
İnanıyor musunuz komutanın hatırlamadığına!..
Ben inanmıyorum...
Kaç yıl önce yitirmiştik Kemal Türkler’i?
29 yıl önce...
O geceyi anımsıyorum. Ören’deydik bir dost
masasında...
Orhan Yavuz, Doğan Öz, Cavit Orhan Tü-
tengil...
1980 yazındaki İzmir İnciraltı katliamı...
Ölen çocuklarımız!..
Bu yüzden isyancıl bir tutkunun alevleriyle
yanıyorum. İçim acıyor, kahroluyorum.
Şu cümleyi çok severim:
“Kara bir hayatın ortasında yitik zaman
peşindeyim...”
Metin Altıok’un dizelerinde Bakırçay’dan Me-
nemen’e oradan Gediz Ovası’na, Manisa’ya, Sa-
lihli’ye doğru yol alıyorum:
“Şimdi sen öldün ya/Yumuşacık bir çiz-
gi/Ediniyor avuçlarına/Yeni doğan çocuk-
lar/Artık veda yazgılarını/Çizgiden okuya-
caklar”
[email protected]
Faks numaramız: 02126 343 72 69
Hayal’in avukatõnõn kullandõğõ ‘normal sayõlmayacak’ cümlelerle provokasyonu amaçladõğõ iddia edildi
Turgut õrkçõlõğõ körüklüyorduİstanbul Haber Servisi -
Hrant Dink cinayeti davasõ
tutuklu sanõklarõndan Yasin
Hayal’in avukatõ Fuat
Turgut’un, ülkede etnik
ayrõmcõlõğõ körükleyecek Türk-
Ermeni, Türk-Kürt gibi õrkçõlõğõ
öne çõkaran açõklamalarõna dikkat
çekilen iddianamade, özellikle
Hrant Dink cinayeti davasõnõn
duruşmalarõndan sarf ettiği
“Kuduz Ermeniler, etnik
çeteciler, pislikler, etnikçi
pislikler” gibi sözlerinin normal
karşõlanamayacağõ belirtildi.
Basın danışmanı aracılık
yapmış
Turgut’un Pelitli Belediyesi
Basõn Danõşmanõ’nõn aracõlõğõ
üzerine Hrant Dink’in
öldürülmesinde azmettirici olarak
yargõlanan Yasin Hayal’in
avukatlõğõnõ kabul ettiği
anlatõlarak, söz konusu cinayetle
ilgili duruşmalarda söylediklerine
dikkat çekildi. Turgut’un Veli
Küçük ve Kemal Kerinçsiz’e
“can dostum Kerinçsiz, sevgili
paşam Veli Küçük” diye hitap
ederken maktul Hrant Dink ve
yakõnlarõna karşõ “Ermeni ölüsü,
Türk düşmanı, kuduz
Ermeniler, etnik çeteciler,
pislikler, etnikçi pislikler ve eli
kanlı Brüksel lahanası” gibi
ifadeler kullanmasõ, adliye
önünde basõn mensuplarõna
“Karen Fogg, Claudia Roth,
enişteleri Joost Lagendijk geldi
mi? Hrantçıların anaları var,
enişteleri var. Malta memurları
burada mı? Hepimiz Ermeniyiz
diyen güruh nerede? Onlar da
dışarıda mı? Allah hepsini
Hrantlarına kavuştursun!
İnşallah Hrant ile birlikte
haşrolurlar! Bu, bugünkü
duruşmadan önce onlara
yaptığım duadır...” şeklinde
tahrik edici konuşmalar yaptõğõ
anõmsatõldõ. İddianamede,
Dink’in öldürülmesinin hem
ülkemizde hem de yurtdõşõnda
nefretle karşõlandõğõna dikkat
çekilerek şüpheli Fuat Turgut’un
bu tavõr ve davranõşlarõnõn normal
olmadõğõ, Ergenekon örgütünün
amaç ve faaliyetlerine uygun
hareket ettiği kanaatinin oluştuğu
öne sürüldü.
Tebrik mesajı iddianamede
Turgut’un cep telefonu ile Sevgi
Erenerol ve Veli Küçük’e
“RTE/AB.Dullah G. ve şürekası
eliyle parçalanma sürecine itilen
T.C.’yi korumak için
milliyetçi/devrimci ihtilal
kaçınılmazdır!
Bayramınız/2008’iniz kutlu
olsun” şeklinde gönderdiği mesaj
da iddianamede yer aldõ. Mesajda
RTE’nin Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, AB.Dullah G.’nin
Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül
olduğu belirtilerek bu mesajõn
Turgut’un telefonunda kayõtlõ
herkese gönderildiği ifade edildi.
İddianamede “ihtilal” kelimesinin
Türk Dili Kurumu Sözlüğü ve
Türkçe Sözlük’teki anlamlarõ tek
tek sõralanarak “Şüphelinin eğitim
durumu ve toplum içindeki
konumu dikkate alındığında
kullandığı kelimelerin ne anlama
geldiğini bilmemesi mümkün
değildir. Yasadışı Ergenekon
terör örgütü mensuplarının
sürekli olarak Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti’ni
yıpratmak ve ortadan kaldırmaya
yönelik çalışma ve eylem içinde
oldukları, iddianamemizin değişik
yerlerinde sıklıkla anlatılmıştır.
Kaçınılmaz olarak ifade ettiği
milliyetçi/devrimci ihtilal
beklentisi aynı zamanda örgütün
beklentisi ve amaçlarından
biridir. Düşünceyi açıklamak suç
değildir, ancak yakın ve açık
tehlike oluşturan, şiddeti
çağrıştıran düşünce
açıklamalarını ifade özgürlüğü
içinde değerlendirmek mümkün
değildir. Devletin mevcut yapısını
ve iktidar düzenini değiştirmek
amacıyla zor kullanılarak yapılan
halk hareketi anlamına gelen
ihtilal isteği ve bu isteğin 700-800
kişiye gönderilerek çağrı
yapılması masum bir düşünce
açıklaması olarak
değerlendirilemez” denildi.
Turgut’un 19.03.2008 tarihli
Mustafa adlõ kişi ile yaptõğõ yaptõğõ
telefon görüşmesinde
“....Menderes’in partisi de
devrildiğinde 400 küsur
milletvekili vardı..” beyanlarõna
atõf yapõlarak “Diğer Ergenekon
örgütü mensuplarının da sık sık
dile getirdikleri askeri müdahale
istemi ve bunun 27 Mayıs 1960
ihtilali gibi olması söylemi ile
birebir örtüştüğü görülmüştür”
denildi.
Şüphelinin beyanlarõnõn basite
alõnamayacak ciddi açõklamalar
olduğu öne sürülerek, örgüt
mensuplarõnõn kontrol altõnda
tuttuklarõ sivil toplum kuruluşlarõ
aracõlõğõ ile yaptõğõ gösteriler,
örgütün talimatõ ile açõlan davalar;
ülkede etnik ayrõmcõlõğõ
körükleyecek Türk-Ermeni, Türk-
Kürt gibi õrkçõlõğõ öne çõkaran,
huzur ve sükûn ortamõnõ bozacak,
kardeşlik duygularõnõ yok edecek,
yüzyõllar boyu bir arada yaşamõş
insanlarõ birbirine düşman edecek,
kin ve nefret duygularõnõ
kamçõlayan, yapay bir kaos
ortamõnõn yaratõlmasõna, istikrarõ
baltalamaya yönelik girişimler
olarak nitelendi.
57 numaralõ şüpheli avukat Fuat Turgut’un Ergenekon örgütü ile süreklilik,
çeşitlilik ve yoğunluk arz eden organik bir bağ kurarak örgüt üyesi ol-
mak ve halkõ hükümete karşõ silahlõ isyana tahrik etmek suçlarõnõ işlediği
gerekçesi ile ağõrlaştõrõlmõş müebbet ve 5 yõldan 10 yõla kadar hapis ile
cezalandõrõlmasõ istendi. Ergenekon iddianamesinde yer alan savcõlõk ifa-
desine göre Fuat Turgut’un avukat Kemal Kerinçsiz ile 2 yõldõr tanõştõğõ
ve onun talimatõ üzerine Turgut’un İzmir’den İstanbul’a gelerek Orhan
Pamuk ve Elif Şafak davalarõna müdahil olarak katõldõğõ kaydedildi.
Turgut’un bu beyanõ ile Ergenekon örgütünün hukuk birimi sorumlusu
olan şüpheli Kemal Kerinçsiz ile fikir ve amaç birliği içinde olduğunu
kabul ettiği belirtildi. İddianamede, Turgut’un örgütün yöneticisi Veli
Küçük’e sempati duyduğunu, tanõşõp elini öpmek istediğini söylediği
anõmsatõlarak, bu sözlerin Ergenekon örgütü ile fikir ve amaç birliği için-
de olduğu ve hiyerarşik durumunu ortaya koyduğu kaydedildi.
Şafak ve Pamuk davalarõnda müdahil oldu
Avukat Fuat Turgut.
Ergenekon sanõklarõndan Hayrettin Ertekin’in medya mensuplarõnõ araştõrdõğõ öne sürüldü
Hem kaçakçı hem fişlemeciİstanbul Haber Servisi - Semra Özal’õn ku-
yumcusu olarak tanõnan ve 2004’te yapõlan
Kelebek operasyonunda Sedat Peker’in fikir
alõşverişinde bulunduğu kişiler arasõnda adõ ge-
çen Hayrettin Ertekin Ergenekon iddianame-
sinde de 58 No’lu şüpheli. Ertekin, iddianame-
de diğer şüphelilerden farklõ olarak tarihi eser ka-
çakçõlõğõyla da suçlanõyor. Evinde 256 adet sa-
tõlmasõ yasak tarihi eser bulunan Ertekin’in yi-
ne evinde bulunan medya ile ilgili dokümanda
Nuri Çolakoğlu, Mehmet Ali Birand ile ilgi-
li çarpõcõ iddialar bulunuyor. TRT’de Ermeni ve
Süryani asõllõ yöneticilerin kadrolaştõğõ ve
PKK’nin siyasallaşmasõ sürecinde TRT’nin
önemli bir rol üstlendiği savunuluyor.
Semra Özal’õn kuyumcusu olarak tanõnan ve
2004’te yapõlan Kelebek operasyonunda Sedat
Peker’in fikir alõşverişinde bulunduğu kişiler ara-
sõnda adõ geçen Hayrettin Ertekin’in evinde 256
adet satõlmasõ yasak tarihi eser bulundu. Ertekin,
bu eserlerin tarihi nitelikte olduğunu bilmediğini
öne sürerek “Bu eserleri Topkapı’da antika-
cılardan, Beyazıt’taki sahaflardan, Kapalı
Çarşı’daki bedestenden, Azerbeycan’dan ve
çeşitli yerlerden satın aldığını, ofisinde ca-
mekân yapıp orada teşhir ettiğini, tarihi
eser olduklarını düşünmediği için herhangi bir
yere tescil ettirmediğini” söyledi.
PKK’lilerin şiirleri türkü oluyor
Ertekin’in yine evinde yapõlan aramalarda bu-
lunan “Bölücü ve Yıkıcı Kadrolaşma”, “Ge-
nel Manzara ve Yürütülen Faaliyetler” alt baş-
lõklarõndan oluşan dokümanlar iddianamede is-
tihbari bilgi olarak nitelendi. Dokümanda med-
ya dünyasõnõn birçok ünlü ismi Ermeni asõllõ ol-
makla ve PKK’nin siyasallaşmasõ sürecini ör-
gütlemekle suçlanõyor. Ayrõca PKK üyelerinin
mağaralarda, cezaevlerinde yazdõğõ şiirlerin do-
ğu kökenli sanatçõlar tarafõndan türkü yapõldõğõ
öne sürülüyor.
Dokümanda şu “çarpıcı tespitler” yer alõyor:
“- Medya alanında, uluslararası yıkıcı or-
ganizasyonların Türkiye istasyonu şefi Nuri
Çolakoğlu. Çolakoğlu’nun koordinasyonu ile
1988 yılından itibaren uluslararası odakların
etkisine ve kontrolüne giren TRT, 2000’li yıl-
larda kendisini Türk milletinden farklı bir et-
nik aidiyet duygusu ile görenlerin yani ‘Sür-
yani’ ve ‘Ermenilerin’ eline geçti.
- Görsel medyada Nuri Çolakoğlu’nun or-
ganize ettiği bu yeni kadrolaşma M. Ali Birand
ve Ali Kõrca’nın yetiştirdiği elemanlarla he-
define ulaştı. Metin Balcõ, Mithat Bereket,
Can Dündar ve Deniz Arman gibi beyinler ön-
celeri TRT’de, daha sonra da özel televiz-
yonlarda Türkiye Cumhuriyeti’nin iç ve dış
düşmanlarının psikolojik ve politik amaçla-
rına uygun sosyal bir taban oluşturma gay-
retine girdiler.
- Çolakoğlu ve Birand’ın ekipleri tüm
medyaya hâkim. Nuri Çolakoğlu’nun edi-
törleri PKK’yi siyasallaştırma faaliyetlerine
yoğun bir şekilde devam ediyor. Nuri Çola-
koğlu’nun 1988 yılında TRT Genel Müdürü
Cem Duna’nın yardımcısı olarak göreve gel-
mesi ile Lale Dilligil ve Çetin Çeki’nin sunduğu
‘İyi Akşamlar’ programında Türkiye’de ilk de-
fa etnik ayrımcılığın-bölücülüğün propa-
gandası yapılmaya başlandı.
-TRT’de Yücel Yener’in genel müdür olması
ile PKK terör örgütünün siyasallaşma süre-
cinde kullandığı mesajlar planlı ve etkili bir
şekilde ekrana taşındı. PKK mensuplarının
mağaralarda, cezaevlerinde yazdıkları sözüm
ona kahramanlık şiirleri Bilal Ercan, Zafer
Gündoğdu ve TRT’deki doğu kökenli sanat-
çılar tarafından türkü haline getirilerek pro-
paganda yapılıyor.
- Avrupa’da PKK’nin konser faaliyetleri-
ni Arif Sağ, Yavuz Bingöl, Hülya Süer, Erdal Er-
zincan, Ahmet Kaya, Bilal Ercan ve Zafer Gün-
doğdu organize ediyor. Ülkemiz üzerinde eme-
li olan dış güçlerin 1980 askeri müdahalesi so-
nucu kaçarak Almanya’ya yerleşen Fuat Sa-
ka kullanılmaya başlandı. Volkan Konak, Sa-
ka’nın en yakın arkadaşı ve bu sanatçılar Laz
milleti yaratma çabalarına destek oluyor.
- Kars kökenli Ermeni ailenin çocuğu olan
Ayhan Karapars, Yücel Yener tarafından
TRT Genel Sekreterliği’ne getirildi. Program
ve Haberden Sorumlu Genel Müdür Yar-
dımcısı’nın Ermeni kökenli bir aileye mensup
Bülent Varol. İstanbul Televizyon Müdürü
Hülya Alp, Erzincan kökenli bir Ermeni ai-
lenin çocuğu. Siyasallaşma sürecinde PKK,
Aleviliği perde arkası yaparak TRT’yi etkin
bir şekilde kullandı.
- Mahsun Kõrmõzõgül, Ataol Behramoğlu,
Suavi, İzzet Yõldõzhan, Yavuz Bingöl, Bilal Er-
can, Faruk Demir, Edip Akbayram, Hülya Sü-
er, Kõvõrcõk Ali, İsmail Hazar, Sümer Ezgü, Ali
Demirhan, Mehmet Seske, Gülsen Altun, Hayal
Has, Saime Cantürk ve Musa Eroğlu gibi sa-
natçılarla psikolojik harekât devam ettirili-
yor.
- Yücel Yener, trilyonlarca liralık kaynağı
İstanbul piyasasına peşkeş çekti. Kurum dı-
şı drama yapımları;
Latif Okul, Tomris Giritlioğlu, Ziya Öztan ve
Nilgün Sağyaşar tarafından bölücü-yıkıcı zih-
niyetteki firmalara verildi. Sabah haberle-
rinde Mustafa Aydoğan Kõlõnç, Pazar Pano-
rama programında Mustafa Balbay, Hasan Ça-
kõr ve Cem Kõrçak bölücü ve Marksist ideo-
lojinin propagandasını yaparak bu ideoloji-
ye yakın isimleri konuk ediyorlar. Dev-Sol mi-
litanı ve DHKP-C’nin örgütlenme çalışma-
larını yürüten Mete Muyan genel müdürün
emriyle SAYTEK’in başına getirildi.”
İstanbul Haber Servisi -
“Ergenekon” soruşturmasõ
kapsamõnda 86 sanõk hak-
kõnda açõlan davaya ilişkin id-
dianamenin 420 klasörden
oluşan ve 3 DVD’ye kayde-
dilen eklerinin bir örneği,
davaya bakacak olan İstanbul
13. Ağõr Ceza Mahkeme-
si’ne verildi. Ekler, avukat-
lara da dağõtõldõ. İşçi Partisi
(İP) Genel Başkan Yardõm-
cõsõ emekli general Servet
Cömert, Ergenekon iddia-
namesinde öne sürülen İP’nin
Türk Silahlõ Kuvvetleri
(TSK) içerisindeki örgütlen-
mesine ilişkin iddialarõ “uy-
durma” olarak nitelendirdi.
İP İstanbul İl Merkezi bi-
nasõnda düzenlenen basõn
açõklamasõnda konuşan Cö-
mert, İstanbul Başsavcõ Yar-
dõmcõsõ Zekeriya Öz’ün
“Ergenekon soruşturması-
nın merkezinde Ulusal Ka-
nal ve İP bulunuyor” açõk-
lamalarõnõ değerlendirdi. Cö-
mert, iddianamede, İP bün-
yesinde bulunan Ulusal Stra-
teji Merkezi’nin (USMER)
örgütün tertiplediği gizli top-
lantõlarõ organize ettiği,
emekli orgeneral Şener
Eruygur ve Hurşit To-
lon’un bu toplantõlara katõ-
larak önderlik ettiği, merke-
zin darbe yapmaya yönelik
ön hazõrlõk çalõşmalarõnda
aktif olarak görev aldõğõ gi-
bi iddialarõn yer aldõğõnõ be-
lirtti. USMER’in yasadõşõ
alanlarda çalõşmasõnõn müm-
kün olamayacağõnõ vurgula-
yan Cömert, Eruygur ve To-
lon’un da İP ile hiçbir bağ-
lantõsõnõn olmadõğõnõ söyledi.
Cömert, “Partimize üye
gençleri, askeri yapılan-
maya sızdırılma iddiaları
da yalan ve iftiradır. İP’nin
halkı, Silahlı Kuvvetleri ve
bazı devlet kurumlarını
hükümete karşı isyana tah-
rik etmek gibi haince dü-
şünce ve eylemlerimiz ola-
maz” dedi.
USMER yasadõşõ çalõşmaz
İP’den Ulusal Strateji Merkezi’yle ilgili iddialara sert yanõt geldi