25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 2 AĞUSTOS 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA İsyancıl Bir Tutku... Bazen bir isyancıl tutku düşüyor dudakla- rımdan, mavinin gölgesi oluyor. Bazen dünya- nın ölümsüzlüğünü öğrenen bir çocuk gibi ma- salsı kentler kuruyorum... Bir özgürlük oluyorum bazen. Bazen hırçınla- şıp bazen hüzünleniyorum... Telefon çaldığında Işık Kansu’nun sesini du- yup yıkılacağımı düşünüp, 24 Ocak 1993 Paza- rı’nı anımsıyorum: “Hikmet Ağabey, Uğur Mumcu’nun otomo- biline konulan bomba patladı!..” Karlı sokağı görür gibi oluyorum... Paramparça olmuş bir otomobil... Uğur Mumcu’nun bedeni... Ahmet Taner Kışlalı’nın ölüm haberini alıyo- rum yine bir sabah... O alçakça tuzak... Patlayan bomba!.. Bir akşamüstü Onat Kutlar’ın; The Marmara’nın bombalandığı gündü... Onat Kutlar, Ahmet Taner Kışlalı’dan önce, Uğur’dan bir yıl sonra aramızdan ayrılmıştı... 2006’nın 5 Mayıs gecesi İbrahim Yıldız’ın te- lefondaki titreyen sesini, 10 Mayıs akşamı da duy- muştum: “Bombalandık Ağabey!” 11 Mayıs’ta gazetedeydim ve saat 16.30’du... Patlama sesiyle irkilmiştim... Uğur’un ve Kışlalı’nın ölümleri... İkisi de Atatürkçü, laik, demokrat ve sol- cuydu... İkisi de güzel konuşur, iyi yazardı... Uğur’un kanıtları süpürülerek, Ahmet Ta- ner’inkiler ise yıkanarak yitirilmişti... İçimde tarifsiz bir acı belirdi o yılları anımsar- ken, ardından derin bir hüzün... Kimileri, ne Onat Kutlar’ın, ne Uğur’un, ne de Ahmet Taner’in karartılan kanıtlarını, hatta o ci- nayetleri anımsıyor... Ulacanlar katliamını, Sıvas’ı, Kahramanmaraş’ı, Gazi’yi unutuyor... Musa Anter’i, Vedat Aydın’ı, Mehmet Sin- car’ı... Hizbullah kamplarını, onlara eğitim verenle- ri... Apdi İpekçi’yi, Çetin Emeç’i, Turan Dursun’u, Muammer Aksoy’u, Bahriye Üçok’u anımsamak bile istemiyor... Ulucanlar operasyonunda çekilen görüntüler kayboluyor, Uğur’un, Ahmet Taner’in delilleri gi- bi... Dünya dönüyor... Çocuklar büyüyor... Özgür ve Özge Mumcu kaç yaşında şimdi... Ahmet Taner’in eşi Nilüfer Kışlalı ve kızı Nil- han Nur’u uzaktan gördüm; Ankara’da bir buçuk ay önce yeni büromuzun açılış kokteylinde... Peki Hablemitoğlu cinayeti aydınlandı mı? O da unutulup gitti... Hrant Dink’in katledilmesi... Malatya katliamı... Trabzon’da rahip Andrea Santoro cinayeti... Bu cinayetleri nasıl anımsamayız aradan yıllar geçse bile!.. Ben unutmam bu tür cinayetleri ve kıyımla- rı... Asker de unutmamalı, siviller de, gazeteciler de... Gümüşhane Barosu Başkanı Avukat Ali Gün- day’ı anımsadınız mı? O “malum Gazete”nin hedef gösterdiği Ali Günday’ı... Onu öldüren yobazı... Dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı, “İs- tihbarat toplantısında Hrant Dink’e saldırı yapı- lacağı gündeme geldi mi” sorusuna “Hatırlamı- yorum” diyor... İnanıyor musunuz komutanın hatırlamadığına!.. Ben inanmıyorum... Kaç yıl önce yitirmiştik Kemal Türkler’i? 29 yıl önce... O geceyi anımsıyorum. Ören’deydik bir dost masasında... Orhan Yavuz, Doğan Öz, Cavit Orhan Tü- tengil... 1980 yazındaki İzmir İnciraltı katliamı... Ölen çocuklarımız!.. Bu yüzden isyancıl bir tutkunun alevleriyle yanıyorum. İçim acıyor, kahroluyorum. Şu cümleyi çok severim: “Kara bir hayatın ortasında yitik zaman peşindeyim...” Metin Altıok’un dizelerinde Bakırçay’dan Me- nemen’e oradan Gediz Ovası’na, Manisa’ya, Sa- lihli’ye doğru yol alıyorum: “Şimdi sen öldün ya/Yumuşacık bir çiz- gi/Ediniyor avuçlarına/Yeni doğan çocuk- lar/Artık veda yazgılarını/Çizgiden okuya- caklar” hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 02126 343 72 69 Hayal’in avukatõnõn kullandõğõ ‘normal sayõlmayacak’ cümlelerle provokasyonu amaçladõğõ iddia edildi Turgut õrkçõlõğõ körüklüyorduİstanbul Haber Servisi - Hrant Dink cinayeti davasõ tutuklu sanõklarõndan Yasin Hayal’in avukatõ Fuat Turgut’un, ülkede etnik ayrõmcõlõğõ körükleyecek Türk- Ermeni, Türk-Kürt gibi õrkçõlõğõ öne çõkaran açõklamalarõna dikkat çekilen iddianamade, özellikle Hrant Dink cinayeti davasõnõn duruşmalarõndan sarf ettiği “Kuduz Ermeniler, etnik çeteciler, pislikler, etnikçi pislikler” gibi sözlerinin normal karşõlanamayacağõ belirtildi. Basın danışmanı aracılık yapmış Turgut’un Pelitli Belediyesi Basõn Danõşmanõ’nõn aracõlõğõ üzerine Hrant Dink’in öldürülmesinde azmettirici olarak yargõlanan Yasin Hayal’in avukatlõğõnõ kabul ettiği anlatõlarak, söz konusu cinayetle ilgili duruşmalarda söylediklerine dikkat çekildi. Turgut’un Veli Küçük ve Kemal Kerinçsiz’e “can dostum Kerinçsiz, sevgili paşam Veli Küçük” diye hitap ederken maktul Hrant Dink ve yakõnlarõna karşõ “Ermeni ölüsü, Türk düşmanı, kuduz Ermeniler, etnik çeteciler, pislikler, etnikçi pislikler ve eli kanlı Brüksel lahanası” gibi ifadeler kullanmasõ, adliye önünde basõn mensuplarõna “Karen Fogg, Claudia Roth, enişteleri Joost Lagendijk geldi mi? Hrantçıların anaları var, enişteleri var. Malta memurları burada mı? Hepimiz Ermeniyiz diyen güruh nerede? Onlar da dışarıda mı? Allah hepsini Hrantlarına kavuştursun! İnşallah Hrant ile birlikte haşrolurlar! Bu, bugünkü duruşmadan önce onlara yaptığım duadır...” şeklinde tahrik edici konuşmalar yaptõğõ anõmsatõldõ. İddianamede, Dink’in öldürülmesinin hem ülkemizde hem de yurtdõşõnda nefretle karşõlandõğõna dikkat çekilerek şüpheli Fuat Turgut’un bu tavõr ve davranõşlarõnõn normal olmadõğõ, Ergenekon örgütünün amaç ve faaliyetlerine uygun hareket ettiği kanaatinin oluştuğu öne sürüldü. Tebrik mesajı iddianamede Turgut’un cep telefonu ile Sevgi Erenerol ve Veli Küçük’e “RTE/AB.Dullah G. ve şürekası eliyle parçalanma sürecine itilen T.C.’yi korumak için milliyetçi/devrimci ihtilal kaçınılmazdır! Bayramınız/2008’iniz kutlu olsun” şeklinde gönderdiği mesaj da iddianamede yer aldõ. Mesajda RTE’nin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB.Dullah G.’nin Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül olduğu belirtilerek bu mesajõn Turgut’un telefonunda kayõtlõ herkese gönderildiği ifade edildi. İddianamede “ihtilal” kelimesinin Türk Dili Kurumu Sözlüğü ve Türkçe Sözlük’teki anlamlarõ tek tek sõralanarak “Şüphelinin eğitim durumu ve toplum içindeki konumu dikkate alındığında kullandığı kelimelerin ne anlama geldiğini bilmemesi mümkün değildir. Yasadışı Ergenekon terör örgütü mensuplarının sürekli olarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni yıpratmak ve ortadan kaldırmaya yönelik çalışma ve eylem içinde oldukları, iddianamemizin değişik yerlerinde sıklıkla anlatılmıştır. Kaçınılmaz olarak ifade ettiği milliyetçi/devrimci ihtilal beklentisi aynı zamanda örgütün beklentisi ve amaçlarından biridir. Düşünceyi açıklamak suç değildir, ancak yakın ve açık tehlike oluşturan, şiddeti çağrıştıran düşünce açıklamalarını ifade özgürlüğü içinde değerlendirmek mümkün değildir. Devletin mevcut yapısını ve iktidar düzenini değiştirmek amacıyla zor kullanılarak yapılan halk hareketi anlamına gelen ihtilal isteği ve bu isteğin 700-800 kişiye gönderilerek çağrı yapılması masum bir düşünce açıklaması olarak değerlendirilemez” denildi. Turgut’un 19.03.2008 tarihli Mustafa adlõ kişi ile yaptõğõ yaptõğõ telefon görüşmesinde “....Menderes’in partisi de devrildiğinde 400 küsur milletvekili vardı..” beyanlarõna atõf yapõlarak “Diğer Ergenekon örgütü mensuplarının da sık sık dile getirdikleri askeri müdahale istemi ve bunun 27 Mayıs 1960 ihtilali gibi olması söylemi ile birebir örtüştüğü görülmüştür” denildi. Şüphelinin beyanlarõnõn basite alõnamayacak ciddi açõklamalar olduğu öne sürülerek, örgüt mensuplarõnõn kontrol altõnda tuttuklarõ sivil toplum kuruluşlarõ aracõlõğõ ile yaptõğõ gösteriler, örgütün talimatõ ile açõlan davalar; ülkede etnik ayrõmcõlõğõ körükleyecek Türk-Ermeni, Türk- Kürt gibi õrkçõlõğõ öne çõkaran, huzur ve sükûn ortamõnõ bozacak, kardeşlik duygularõnõ yok edecek, yüzyõllar boyu bir arada yaşamõş insanlarõ birbirine düşman edecek, kin ve nefret duygularõnõ kamçõlayan, yapay bir kaos ortamõnõn yaratõlmasõna, istikrarõ baltalamaya yönelik girişimler olarak nitelendi. 57 numaralõ şüpheli avukat Fuat Turgut’un Ergenekon örgütü ile süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz eden organik bir bağ kurarak örgüt üyesi ol- mak ve halkõ hükümete karşõ silahlõ isyana tahrik etmek suçlarõnõ işlediği gerekçesi ile ağõrlaştõrõlmõş müebbet ve 5 yõldan 10 yõla kadar hapis ile cezalandõrõlmasõ istendi. Ergenekon iddianamesinde yer alan savcõlõk ifa- desine göre Fuat Turgut’un avukat Kemal Kerinçsiz ile 2 yõldõr tanõştõğõ ve onun talimatõ üzerine Turgut’un İzmir’den İstanbul’a gelerek Orhan Pamuk ve Elif Şafak davalarõna müdahil olarak katõldõğõ kaydedildi. Turgut’un bu beyanõ ile Ergenekon örgütünün hukuk birimi sorumlusu olan şüpheli Kemal Kerinçsiz ile fikir ve amaç birliği içinde olduğunu kabul ettiği belirtildi. İddianamede, Turgut’un örgütün yöneticisi Veli Küçük’e sempati duyduğunu, tanõşõp elini öpmek istediğini söylediği anõmsatõlarak, bu sözlerin Ergenekon örgütü ile fikir ve amaç birliği için- de olduğu ve hiyerarşik durumunu ortaya koyduğu kaydedildi. Şafak ve Pamuk davalarõnda müdahil oldu Avukat Fuat Turgut. Ergenekon sanõklarõndan Hayrettin Ertekin’in medya mensuplarõnõ araştõrdõğõ öne sürüldü Hem kaçakçı hem fişlemeciİstanbul Haber Servisi - Semra Özal’õn ku- yumcusu olarak tanõnan ve 2004’te yapõlan Kelebek operasyonunda Sedat Peker’in fikir alõşverişinde bulunduğu kişiler arasõnda adõ ge- çen Hayrettin Ertekin Ergenekon iddianame- sinde de 58 No’lu şüpheli. Ertekin, iddianame- de diğer şüphelilerden farklõ olarak tarihi eser ka- çakçõlõğõyla da suçlanõyor. Evinde 256 adet sa- tõlmasõ yasak tarihi eser bulunan Ertekin’in yi- ne evinde bulunan medya ile ilgili dokümanda Nuri Çolakoğlu, Mehmet Ali Birand ile ilgi- li çarpõcõ iddialar bulunuyor. TRT’de Ermeni ve Süryani asõllõ yöneticilerin kadrolaştõğõ ve PKK’nin siyasallaşmasõ sürecinde TRT’nin önemli bir rol üstlendiği savunuluyor. Semra Özal’õn kuyumcusu olarak tanõnan ve 2004’te yapõlan Kelebek operasyonunda Sedat Peker’in fikir alõşverişinde bulunduğu kişiler ara- sõnda adõ geçen Hayrettin Ertekin’in evinde 256 adet satõlmasõ yasak tarihi eser bulundu. Ertekin, bu eserlerin tarihi nitelikte olduğunu bilmediğini öne sürerek “Bu eserleri Topkapı’da antika- cılardan, Beyazıt’taki sahaflardan, Kapalı Çarşı’daki bedestenden, Azerbeycan’dan ve çeşitli yerlerden satın aldığını, ofisinde ca- mekân yapıp orada teşhir ettiğini, tarihi eser olduklarını düşünmediği için herhangi bir yere tescil ettirmediğini” söyledi. PKK’lilerin şiirleri türkü oluyor Ertekin’in yine evinde yapõlan aramalarda bu- lunan “Bölücü ve Yıkıcı Kadrolaşma”, “Ge- nel Manzara ve Yürütülen Faaliyetler” alt baş- lõklarõndan oluşan dokümanlar iddianamede is- tihbari bilgi olarak nitelendi. Dokümanda med- ya dünyasõnõn birçok ünlü ismi Ermeni asõllõ ol- makla ve PKK’nin siyasallaşmasõ sürecini ör- gütlemekle suçlanõyor. Ayrõca PKK üyelerinin mağaralarda, cezaevlerinde yazdõğõ şiirlerin do- ğu kökenli sanatçõlar tarafõndan türkü yapõldõğõ öne sürülüyor. Dokümanda şu “çarpıcı tespitler” yer alõyor: “- Medya alanında, uluslararası yıkıcı or- ganizasyonların Türkiye istasyonu şefi Nuri Çolakoğlu. Çolakoğlu’nun koordinasyonu ile 1988 yılından itibaren uluslararası odakların etkisine ve kontrolüne giren TRT, 2000’li yıl- larda kendisini Türk milletinden farklı bir et- nik aidiyet duygusu ile görenlerin yani ‘Sür- yani’ ve ‘Ermenilerin’ eline geçti. - Görsel medyada Nuri Çolakoğlu’nun or- ganize ettiği bu yeni kadrolaşma M. Ali Birand ve Ali Kõrca’nın yetiştirdiği elemanlarla he- define ulaştı. Metin Balcõ, Mithat Bereket, Can Dündar ve Deniz Arman gibi beyinler ön- celeri TRT’de, daha sonra da özel televiz- yonlarda Türkiye Cumhuriyeti’nin iç ve dış düşmanlarının psikolojik ve politik amaçla- rına uygun sosyal bir taban oluşturma gay- retine girdiler. - Çolakoğlu ve Birand’ın ekipleri tüm medyaya hâkim. Nuri Çolakoğlu’nun edi- törleri PKK’yi siyasallaştırma faaliyetlerine yoğun bir şekilde devam ediyor. Nuri Çola- koğlu’nun 1988 yılında TRT Genel Müdürü Cem Duna’nın yardımcısı olarak göreve gel- mesi ile Lale Dilligil ve Çetin Çeki’nin sunduğu ‘İyi Akşamlar’ programında Türkiye’de ilk de- fa etnik ayrımcılığın-bölücülüğün propa- gandası yapılmaya başlandı. -TRT’de Yücel Yener’in genel müdür olması ile PKK terör örgütünün siyasallaşma süre- cinde kullandığı mesajlar planlı ve etkili bir şekilde ekrana taşındı. PKK mensuplarının mağaralarda, cezaevlerinde yazdıkları sözüm ona kahramanlık şiirleri Bilal Ercan, Zafer Gündoğdu ve TRT’deki doğu kökenli sanat- çılar tarafından türkü haline getirilerek pro- paganda yapılıyor. - Avrupa’da PKK’nin konser faaliyetleri- ni Arif Sağ, Yavuz Bingöl, Hülya Süer, Erdal Er- zincan, Ahmet Kaya, Bilal Ercan ve Zafer Gün- doğdu organize ediyor. Ülkemiz üzerinde eme- li olan dış güçlerin 1980 askeri müdahalesi so- nucu kaçarak Almanya’ya yerleşen Fuat Sa- ka kullanılmaya başlandı. Volkan Konak, Sa- ka’nın en yakın arkadaşı ve bu sanatçılar Laz milleti yaratma çabalarına destek oluyor. - Kars kökenli Ermeni ailenin çocuğu olan Ayhan Karapars, Yücel Yener tarafından TRT Genel Sekreterliği’ne getirildi. Program ve Haberden Sorumlu Genel Müdür Yar- dımcısı’nın Ermeni kökenli bir aileye mensup Bülent Varol. İstanbul Televizyon Müdürü Hülya Alp, Erzincan kökenli bir Ermeni ai- lenin çocuğu. Siyasallaşma sürecinde PKK, Aleviliği perde arkası yaparak TRT’yi etkin bir şekilde kullandı. - Mahsun Kõrmõzõgül, Ataol Behramoğlu, Suavi, İzzet Yõldõzhan, Yavuz Bingöl, Bilal Er- can, Faruk Demir, Edip Akbayram, Hülya Sü- er, Kõvõrcõk Ali, İsmail Hazar, Sümer Ezgü, Ali Demirhan, Mehmet Seske, Gülsen Altun, Hayal Has, Saime Cantürk ve Musa Eroğlu gibi sa- natçılarla psikolojik harekât devam ettirili- yor. - Yücel Yener, trilyonlarca liralık kaynağı İstanbul piyasasına peşkeş çekti. Kurum dı- şı drama yapımları; Latif Okul, Tomris Giritlioğlu, Ziya Öztan ve Nilgün Sağyaşar tarafından bölücü-yıkıcı zih- niyetteki firmalara verildi. Sabah haberle- rinde Mustafa Aydoğan Kõlõnç, Pazar Pano- rama programında Mustafa Balbay, Hasan Ça- kõr ve Cem Kõrçak bölücü ve Marksist ideo- lojinin propagandasını yaparak bu ideoloji- ye yakın isimleri konuk ediyorlar. Dev-Sol mi- litanı ve DHKP-C’nin örgütlenme çalışma- larını yürüten Mete Muyan genel müdürün emriyle SAYTEK’in başına getirildi.” İstanbul Haber Servisi - “Ergenekon” soruşturmasõ kapsamõnda 86 sanõk hak- kõnda açõlan davaya ilişkin id- dianamenin 420 klasörden oluşan ve 3 DVD’ye kayde- dilen eklerinin bir örneği, davaya bakacak olan İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkeme- si’ne verildi. Ekler, avukat- lara da dağõtõldõ. İşçi Partisi (İP) Genel Başkan Yardõm- cõsõ emekli general Servet Cömert, Ergenekon iddia- namesinde öne sürülen İP’nin Türk Silahlõ Kuvvetleri (TSK) içerisindeki örgütlen- mesine ilişkin iddialarõ “uy- durma” olarak nitelendirdi. İP İstanbul İl Merkezi bi- nasõnda düzenlenen basõn açõklamasõnda konuşan Cö- mert, İstanbul Başsavcõ Yar- dõmcõsõ Zekeriya Öz’ün “Ergenekon soruşturması- nın merkezinde Ulusal Ka- nal ve İP bulunuyor” açõk- lamalarõnõ değerlendirdi. Cö- mert, iddianamede, İP bün- yesinde bulunan Ulusal Stra- teji Merkezi’nin (USMER) örgütün tertiplediği gizli top- lantõlarõ organize ettiği, emekli orgeneral Şener Eruygur ve Hurşit To- lon’un bu toplantõlara katõ- larak önderlik ettiği, merke- zin darbe yapmaya yönelik ön hazõrlõk çalõşmalarõnda aktif olarak görev aldõğõ gi- bi iddialarõn yer aldõğõnõ be- lirtti. USMER’in yasadõşõ alanlarda çalõşmasõnõn müm- kün olamayacağõnõ vurgula- yan Cömert, Eruygur ve To- lon’un da İP ile hiçbir bağ- lantõsõnõn olmadõğõnõ söyledi. Cömert, “Partimize üye gençleri, askeri yapılan- maya sızdırılma iddiaları da yalan ve iftiradır. İP’nin halkı, Silahlı Kuvvetleri ve bazı devlet kurumlarını hükümete karşı isyana tah- rik etmek gibi haince dü- şünce ve eylemlerimiz ola- maz” dedi. USMER yasadõşõ çalõşmaz İP’den Ulusal Strateji Merkezi’yle ilgili iddialara sert yanõt geldi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear