23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Değişik sözcüğüyle neyi amaçladığını tarafsızlığını bir yana atarak kısa sürede kanıtladı. AKP’nin istediği yasaları gece yarısı onayladı. Sa- kıncalı görülüp devlet kadrolarında göreve gelme- leri önlenenlerle ilgili kararnameleri geri çevirmedi. Önüne gelen rektör listelerinde istediği gibi oynadı. Listede ilk sırada yer almamasına karşın türban ya- sasına karşı çıkanları rektörlüğe atadı. Son günlerde üniversitelere rektör atamalarıyla yi- ne gündemde. Ne ki, bu kez türbanla değil, aile doktoruyla… Bu türden davranışları geniş eleştirilere uğrayın- ca bir açıklama yaptı. Rektör atamalarının cumhur- başkanlarının görevleri arasından çıkarılmasını istedi. Bu davranışıyla ilim irfan ocaklarına saygıyı, üni- versite yaşamına müdahale etmek istemediğini göstermek istiyor. Oysa, Çankaya’daki AKP’li rektör atamalarını cumhurbaşkanlarından çekip almak için zorunlu olan anayasa değişikliğine günümüzün siyasal koşulla- rında olanak olmadığını bal gibi biliyor. Ama bu kez tecahüli arifaneden görünerek, Türk- çesi bildiğini bilmez görünme sanatına başvurarak, rektör atamalarındaki davranışlarını eleştiriden ka- çırmak istiyor. Dilediğini rektör atıyor ve: Anayasa bu yetkiyi ver- di. Beğenmiyorsanız davranışımı, değiştirin anaya- sayı diye sorumluluğu üzerinden atıyor. Tam bir Kayseri kurnazlığı! Son örnek Çankaya’dakine uygun düşen bir ör- nek. İstanbul Üniversitesi rektör adaylarını saptayan YÖK -sanki başkanından başka bir davranış bek- lenirmiş gibi- RTE’nin aile doktorunu, Başbakan’la belediye başkanlığı sırasında sıcak ilişkileri olan Prof. Yunus Söylet’i ikinci sıradan birinci sıraya getiriyor. İlk sıradaki Prof. Ali Akyüz’ü ikinci sıraya ko- yuyor. Medyamız, YÖK’ün Çankaya’dakinin işini kolay- laştırdığını yazıyor. Oysa sıra değişikliğini Çankaya’daki de yapabi- lir ve herhalde Başbakanı’nı kıracak değil ya; RTE’nin aile doktorunu rektör atayıverirdi. Aslında Çankaya’dakinden beklenen ama ger- çekleşmesi olanaksız olan davranış, YÖK’ün Baş- bakan’a yalakalık olsun diye yaptığı değişikliği red- detmektir. Herhalde bu temenni ancak balık kavağa çıktığı zaman gerçekleşebilir. Medyada günlerdir boy gösteren Çankaya ile il- gili diğer bir konu; annesinin Ermeni kökenli oldu- ğunu iddia eden bir söylemden kaynaklanıyor. Sorunun giderek kapsamı genişledi. Köken tar- tışmasının alevlenmesine yol açtı. Çankaya’daki ise bireylerin kökenleri nedeniyle aşağılanmasına veya suçlanmasına karşı çıkan de- meçler verdi ve sonra… … Sonra vay sen benim kökenimin Ermeni ol- duğunu söyleyerek tarafsız konumuma gölge dü- şürüyorsun diye hiddetlendi; iddia sahibi milletve- kili Canan Arıtman hakkında manevi tazminat da- vası açtı. Çankaya’daki bir yandan kökeni nedeniyle in- sanların aşağılanmaması veya suçlanmamasını zo- runlu, çağdaş bir açılımın gereği görüyor. Öte yandan aileme ve bana Ermeni kökenli dedin, Müslümanlığıma ve Türklüğüme hakaret ettin diye iddia sahibine tazminat davası açıyor. Bu tutum, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu öz- deyişini anımsatmıyor mu? SAYFA24 ARALIK 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET 17HABERLERİN DEVAMI İstanbul K 4 Edirne B 6 Kocaeli K 5 Çanakkale K 7 İzmir Y 11 Manisa Y 9 Aydın B 9 Denizli Y 6 Zonguldak K 5 Sinop K 7 Samsun K 9 Trabzon K 13 Giresun K 12 Ankara K 0 Eskişehir K 2 Konya K 1 Sıvas K 1 Antalya Y 13 Adana K 14 Mersin Y 14 Diyarbakır K 6 Şanlıurfa K 7 Mardin K 6 Siirt K 6 Hakkâri K - 1 Van K 3 Kars K - 1 Oslo B - 1 Helsinki B 0 Stockholm B - 1 Londra PB 7 Amsterdam Y 7 Brüksel B 5 Paris PB 5 Bonn Y 6 Münih Y 5 Berlin Y 8 Budapeşte K 4 Madrid B 1 5 Viyana Y 7 Belgrad PB 3 Soyfa K 2 Roma B 1 6 Atina PB 1 2 Zürih B 6 Moskova K - 2 Aşkabat PB 1 0 Astana B -11 Taşkent Y 1 3 Bakû B 1 0 Bişkek PB 5 Tiflis Y 7 Kahire Y 1 8 Şam Y 1 2 Yurt geneli çok bulutlu, Trakya ve Kıyı Ege dı- şında tüm yurt yağışlı- geçecek. Yağışlar Mar- mara’nın doğusu, Doğu Akdeniz, Karadeniz, Do- ğu ve Güneydoğu Ana- dolu ile Sivas çevreleri kuvvetli olmak üzere Ak- deniz’in kıyı kesimleri sağanak yağmur, diğer yerler karla karışık yağ- mur şeklinde olacak. İki büyük olayın, iki büyük kalkışmanın yıl- dönümü yaşanıyor bugünlerde. Türkiye’nin ta- rihinde önemli yeri olan ve asla unutulmaya- cak iki büyük olay. Biri Menemen Olayı… 78 yıl önce Mene- men’de Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay ve iki bekçi Hasan ve Şevki, gerici isyancı- lar tarafından katledildiler. Cumhuriyetin 7’nci yılıydı. Egemenliğin sultanlardan alınıp halka verildiği, çağdaş uygarlık adımlarının peşpeşe atıldığı, aydınlanma atılımlarının peşpeşe hayata geçirildiği günlerdi. Devletin başında, devletin kurucuları Atatürk ve İnö- nü vardı. Atatürk ve İnönü’yü devirmek, on- ların kurduğu laik ve üniter devleti yıkmak için 7 yıldır aralıksız çaba gösterenler, bu kez ül- kenin batısında saldırıya geçmişlerdi. Şeyh Sa- it isyanıyla doğuda sonuç alamamışlar, dev- letin belki de en güçlü olduğu bir yerde Ege kıyılarında meydan okumaya kalkmışlardı. Bu öyle bir meydan okumaydı ki, şeriatçı ayak- lanmayı başlatanlar, bir subayı öldürmekle kal- mamışlar, onun başını da keserek, devletin ve rejimin öncüsü orduya olan kin ve nefret- lerini de kusmuşlardı. Devlet güçlüydü. Devletin kurucuları işba- şındaydılar ve binbir güçlük ve mücadeleyle kurdukları Cumhuriyeti yaşatmaya kararlıydılar. Menemen isyancıları yakalandılar ve yargıla- nıp cezalandırıldılar. İkinci olay Kahramanmaraş Olayı… Mene- men’den 48 yıl sonra 1978’de Kahraman- maraş’ta ayaklanan gericiler, bu kez Alevi yurt- taşlara saldırdılar. Saldırı ki ne saldırı… Kapıları önceden işaretlenen evler basıldı, ateşe ve- rildi, insanlar birer ikişer öldürüldü. O günle- rin gazetelerini açanlar, bebeklerin bile ba- caklarından ayrılarak öldürüldüğü haberleriyle karşılaşırlar. Kurbanların sayısı 100’ü aştı. Ben- zer katliamlar Sıvas’ta, Çorum’da da yapıla- caktı. Katliamdan sonra Alevi yurttaşlar Kah- ramanmaraş’ı terk etmek zorunda kaldılar. Cumhuriyetin kuruluşundan 55 yıl sonra, si- lahlanıp ayaklanan bir grup, bir başka gruba karşı toplu katliam yapma, sağ kalanları da kentten göç ettirme cesaret ve cüretini ken- dinde bulmuştu. Birileri yakalandı, birileri yargılandı, birileri affedildi ve Kahramanma- raş Olayı, o gün bugündür yapanların yanına kâr kaldı. Devlet güçsüzdü. Devleti yönetenler âciz- di. Laik, üniter devletin yaşatılması gibi bir ide- alden de yoksundular. O kadar ki, o yılların ik- tidarları, bu tarihten kısa bir süre sonra baş- layacak yeni bir bölücü ayaklanmanın açık açık tezgâhlandığını bile göremediler. O ayaklan- manın bugün ulaştığı boyutlar ortada… Kurulduğu günden beri didiklenen, tırtıkla- nan, içeriden dışarıdan oyulan, yıpratılan, kimyası bozulan, temelleri sarsılan ama bir tür- lü yıkılamayan bir ülke… Kuranlar, ne sağlam kurmuş?.. GENİŞ AÇI HİKMET BİLA Menemen’den Kahramanmaraş’a Soykõrõmõ Kabul Kampanyasõ... Şükrü M. ELEKDAĞ CHP İstanbul Milletvekili Bu öneri aynõ zaman- da, Türkiye ve Ermenis- tan’õn, sorunun tüm yön- leriyle aydõnlõğa kavuş- masõ için kendi arşivle- rini tamamen açmalarõnõ ve çalõşmalarõn tam bir bilimsel ciddiyet ve dü- zen içinde yapõlmasõ ve zabõtlarõn tutulmasõnõ sağlamak amacõyla bir tür noter görevi yapa- cak tarafsõz “nötr” bir mekanizmanõn da oluş- turulmasõnõ öngörüyor- du. Bu önerim üzerinde önce, CHP Genel Baş- kanõ ve Ana Muhalefet Lideri Sayõn Baykal ile zamanõn Dõşişleri Baka- nõ Sayõn Abdullah Gül’ün mutabakatlarõnõ sağlamam gerekti. Bunu takiben, Sayõn Başba- kan ile Sayõn Baykal 8 Mart 2005 tarihinde bir araya gelerek bu projeyi açõkladõlar. TBMM de, 13 Nisan 2005 tarihinde oybirliğiyle kabul ettiği bir ortak deklarasyonla bu öneriye destek verdi. Basõn haberlerinden, üç yõldõr Erivan tarafõn- dan pek dikkate alõnma- yan bu önerinin, halen Türkiye ile Ermenistan arasõnda yürütülen gizli müzakerelerin odak nok- tasõnõ oluşturduğu anla- şõlõyor. Bizim bu konuda söylemek istediğimiz şu- dur. Gerçeklerden kaç- mayan, gerçeklerin or- taya çıkmasına talip olan Türkiye’dir. Tür- kiye bu maksatla bi- limsel araştırma öneri- sini yapmıştır. Özür- namenin öncüleri ise, bu gerçeği görmezden gelip gerekli araştırma yapılmadan Türkiye’yi mahkûm ettirmek isti- yorlar. Bu bakõmdan bi- zim kendilerine tavsiye- miz, akõl ve mantõkla izahõ kabil olmayan ve ülkemiz çõkarlarõyla bağ- daşmayan bu talihsiz ve sakõncalõ girişimden der- hal vazgeçme sağduyu- sunu göstermeleridir. Özürnamenin talihsiz niteliğinden söz eder- ken, tabiatõyla bu bağ- lamda vurgulanmasõ ge- reken bir husus da, Er- meni mağdurlarõn acõla- rõna yönelik duyarlõlõ- ğõn, telef olan yüz bin- lerce Türk ve Müslüman ahali ile, alçakça öldü- rülen diplomatlar ve ai- lelerinden esirgenerek, onlarõn anõlarõna göste- rilmiş olan saygõsõzlõktõr. Baştarafı 2. Sayfada CHP’den Eryılmaz hakkındasuçduyurusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Mer- kez Yönetim Kurulu, Çankaya Belediye Başkanõ Muzaffer Eryılmaz’a ait olduğu iddia edilen ka- setteki açõklamalarla ilgili Cumhuriyet başsavcõ- lõğõna suç duyurusunda bulunulmasõ kararõ aldõ. Çankaya Belediye Başkanõ Muzaffer Eryõlmaz hak- kõnda disiplin süreci de başlatõldõ. Muzaffer Eryõlmaz’õn belediye meclis üyele- rini hedef alarak “Yamyamları doyuramıyo- rum” sözlerini içeren ses kayõtlarõ medyada yer almõştõ. Eryõlmaz kasedin montaj olduğunu söy- lerken CHP yönetimi de olayõn incelenmesi için bir komisyon kurdu. CHP lideri Deniz Baykal’õn talimatõ üzerine Eryõlmaz hakkõnda suç duyurusunda bulunulmasõ kararõ alõndõ. DİSİPLİN SÜRECİ DE BAŞLATILDI Silahlar PKK’ye gidiyordu DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Di- yarbakõr Emniyet Müdürlüğü’ne bağlõ ekiplerin şüp- heli olduğu gerekçesiyle takibe aldõğõ transit araç- ta çok sayõda patlayõcõ madde, roketatar, el bom- basõ ve fişek ele geçirildi. Diyarbakõr Emniyet Müdürlüğü’ne bağlõ ekipler, 21 Aralõk Pazar günü, Diyarbakõr-Silvan karayo- lunda yaptõklarõ yol uygulamasõnda şüpheli bir araç fark ettiler. Takip edildiğini anlayan araç sürücü- sü, Silvan yönüne doğru kaçtõ. Araç, aynõ gün sa- at 21.00 sõralarõnda şehir merkezi çõkõşõnda, 450 Ev- ler kavşağõndaki stabilize yoldan kayarak çamura saplanmõş ve terk edilmiş vaziyette bulundu. Araçta yapõlan aramada, 57 kilo 303 gram pat- layõcõ madde, 1 RPG 7 roketatar, 50 roket mermi- si, 44 roket sevk fişeği, 70 el bombasõ gövdesi, 70 el bombasõ fünye grubu, 55 elektrikli kapsül, 7 bin 698 Kalaşnikof tüfek fişeği, 2 bin 60 Bixi tüfek fi- şeği, 25 kilogram un, 25 kilogram bulgur, 10 ki- logram toz şeker, 6 kilogram makarna, 2 panço, 9 spor çanta ve katlanmõş vaziyette şeffaf naylon ele geçirildi. Diyarbakõr Valiliği’nden yapõlan açõklamada, araç plakasõnõn ve aracõn çalõntõ olduğunun tespit edil- diği belirtilerek “Malzemelerin PKK terör ör- gütünün dağ kadrosuna gönderildiği değer- lendirilmekte olup, aracın şoförü ve olaya ka- rışan diğer şahıslar ile ilgili olarak çalışmalarımız çok yönlü olarak devam etmektedir” denildi. CEPHANELİK GİBİ ARABA Muhabirimize ödül KESK, kuruluşunun 13. yõldönümünde emek ve demokrasi mücadelesinin kamuoyu ile paylaşõl- masõnda göstermiş olduğu katkõlarõndan dolayõ ga- zetemiz Samsun muhabiri Cemil Ciğerim’i te- şekkür plaketiyle ödüllendirdi. DSİ 7. Bölge Müdürlüğü Konferans Salonu’nda gerçekleştiri- len törende Ciğerim’e plaketini KESK Dönem Sözcüsü Kenan Gülçiçek sundu. Gülçiçek, “KESK, temel toplumsal hakları kazanım mücadelesini her zaman olduğu gibi önümüz- deki dönemde de yılmadan sürdürmeye ka- rarlıdır. Bu bizim topluma karşı tarihsel so- rumluluğumuzdur. Herkese eşit, ücretsiz, ni- telikli ve ulaşılabilir kamu hizmeti, özgür, de- mokratik, eşitlikçi ve bağımsız bir Türkiye mü- cadelemizi daha da yükselteceğiz” dedi. KESK’TEN PLAKET Karyağışıdevamedecek Yurt Haberleri Servisi - Kar yağõşõ ve tipi ne- deniyle dün yurt genelinde yüzlerce köy yolu ka- pandõ. Meteoroloji uzmanlarõ, hafta sonuna dek özellikle iç ve doğu kesimlerde yoğun olmak kar yağõşõnõn etkili olacağõ uyarõsõnda bulundu. Van, Hakkâri, Ağrõ ve Bitlis’te kar yağõşõ ve ti- pi nedeniyle 780 köy yolu ulaşõma kapandõ. Van’õn Başkale ilçesinde etkili olan kar yağõşõ sonucu il- çe merkezinde kar kalõnlõğõ 35, yüksek kesimler- de ise 1 metreye ulaştõ. Ağrõ’da sõcaklõğõn sõfõrõn altõnda 20 dereceye kadar düştüğü belirtildi. Sõvas’ta olumsuz hava koşullarõ nedeniyle 15 köye elektrik verilemezken 60 yerleşim birimiyle de haberleşme sağlanamadõ. Kar yüzünden Bingöl’de 250, Muş’ta ise 200 köy yolu ulaşõma kapandõ. Ardahan-Posof karayolunun Ilgar Dağõ ile Ardahan-Şavşat kara- yolunun Sahara mevkisinde şiddetli tipi nedeniy- le ulaşõm güçlükle sağlandõ. Bolu Dağõ’nõn TEM otoyolu ve D-100 Kara- yolu geçişlerinde kar yağõşõ ve sis ulaşõmõ olum- suz etkiledi. Sis nedeniyle görüş mesafesi yer yer 30 metreye kadar kadar düşerken karayollarõ ekip- leri sürekli D-100 karayolu ve TEM’de tuzlama çalõşmasõ yaptõ. KÖY YOLLARI KAPANDI ‘Gül, YÖK’e değil üniversiteye bakmalı’ ZEYNEP ŞAHİN YÖK Genel Kurulu’nun, İs- tanbul Üniversitesi rektör seçi- minde 2. olan, kurulun eski üye- si, AKP’ye yakõnlõğõyla bilinen, Recep Tayyip Erdoğan’õn aile doktoru olan ve eşi türbanlõ olan Prof. Dr. Yunus Söylet’i, ilk sõ- rada Gül’e sunmasõ üniversite içinde tepkilere ve tedirginliğe yol açtõ. Üniversitedeki seçimde bi- rinci sõrada yer alan Prof. Dr. Ali Akyüz, şimdilik sessiz kalmayõ tercih ederken “YÖK yasaların verdiği bir hakkı kullandı. Dos- ya Cumhurbaşkanlığı’na gitti. Oradan çıkacak sonucu bekle- meden konuşmak istemiyorum” dedi. Eski YÖK Üyesi Prof. Dr. Burhan Şenatalar, 1981’de ge- tirilen sistemin herhangi bir seçi- mi içermediğini belirterek “So- runun kaynağı rektör belirleme yönteminde yatıyor” diye ko- nuştu. Üniversitelerde YÖK sis- temine karşõ muhalefetin yük- seldiği bir dönemde verilen bir ödünle bugünkü yönetimin geti- rildiğini belirten Şenatalar, “Bu yöntemi getirenlerin amacı se- çim yapılıyormuş gibi yapıp son sözü yine de YÖK’e ve cumhurbaşkanına bırakmak- tı. Yani siyasi tercihlerin önem- li bir rol oynaması esası koru- nuyordu” diye konuştu. Şenatalar, bundan kõsa bir süre önce 22 üniversitenin rektörü ata- nõrken üniversitelerde birinci olan adaylarõn yarõya yakõnõnõn atan- madõğõnõ anõmsatarak, söz konu- su rektör adaylarõnõn bir bölü- münü YÖK’ün, bir bölümünü de Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün değiştirdiğini kaydetti. “Şimdi de İstanbul Üniversite- si’ne müdahale edilmeye çalı- şılıyor” diyen Şenatalar, YÖK lis- tesinde Söylet’in birinci sõraya alõnmasõnõn altõnda “siyasi bir amaç” bulunduğunu kaydetti. Şenatalar, şunlarõ dile getirdi: “Adayların oy sayılarının pek farklı olmadığı söylense de YÖK’te yapılan değişikliğin teknik bir gerekçesi olduğuna inanmıyorum. Oylama sonucu da bunu düşündürüyor. YÖK’teki oylama şöyle yapılı- yor: Önce birinci sıraya kimin yazılacağı oylanıyor, en az 11 oy gerekli. Sonra ikinci sıraya ki- min yazılacağı oylanıyor, orada da 11 oy gerekli. YÖK’te birinci sıraya getirilen adaya 19 kişiden 11’inin oy vermiş olması an- lamlı. Buna karşılık üniversi- tedeki seçimi birinci bitirmiş olan adayın ancak dördüncü turda 11 oy alabilmiş olması da bir engelleme çabası gösterildiği anlamına geliyor. Kısacası YÖK’te kıl payıyla birinci sı- raya kaydırılan adayı cum- hurbaşkanı atayacak olursa, siyasi bir tercih yapmış ola- caktır.” Bugünkü seçim sistemi nede- niyle gerek birinci, gerek ikinci adayõn aldõklarõ oyun ancak yüz- de 20 oranõnda olduğunu belirten Şenatalar, en azõndan iki turlu bir seçim olmasõ gerektiği kaydetti. Cumhurbaşkanõ Gül’ün de İs- tanbul Üniversitesi mezunu ol- duğunu belirten Şenatalar, Gül’ün her şeye karşõn mezun olduğu ku- rumun öğretim üyelerinin ter- cihlerine saygõ göstermesini istedi. İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği Başkanõ Prof. Dr. Serap Erdem Kuruca da yaşa- nan süreci “Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi” diye de- ğerlendirdi. Söylet’in aldõğõ oyun yüzde 20 bile olmadõğõnõ belirten Kuruca, kalan yüzde 80’lik kesi- min neredeyse tamamõna yakõnõ- nõn oy verdiği diğer adaylarõn ise Söylet’in tam tersi çizgiye sahip olduğuna dikkat çekti. Kuruca, “Aday sayısının faz- lalığı nedeniyle Cumhuriyetçi isimlerin oyları bölündü. Ama bu Söylet’e oy vermeyen ve üniversitenin çoğunluğunu oluşturan kesimin onun karşı- sında olduğunu gösterir. Eğer atanırsa, üniversitenin bütü- nünü temsil etmez” ifadesini kullandõ. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanõ Prof. Dr. Tahsin Yeşildere de, “Cum- hurbaşkanı ‘üniversitelerin rek- tör atamalarõnõ yapmaktan ra- hatsõz olduğunu’ söylemişti. Şimdi yapacağı şey demokra- siye saygıdır. Akyüz ile Söylet arasındaki farkın az ya da çok olması önemli değil. Önemli olan, üniversitenin demokratik teamülüne saygı gösterilmesi ve YÖK’ün sıralamasına itibar edilmemesidir. Bunu bekliyo- ruz” dedi. DİSK Genel Başkanõ Süley- man Çelebi ise dün Cumhur- başkanõ Gül’e konuya ilişkin bir mektup göndererek “Sayın Cum- hurbaşkanım, üniversitelerin iradelerinin dikkate alınmadı- ğı, tarafsız ve adil bir sırala- manın yapılmadığı YÖK tara- fından size sunulan listeden ga- yet net gözlenmektedir. Ülke- mizin ihtiyaç duyduğu top- lumsal mutabakatı sağlamak ve tarafsızlığınızı göstermek için vereceğiniz karar çok önemli- dir. Bu nedenlerle, seçimde en yüksek oyu olarak rektör ol- maya hak kazanan kişinin ata- masını yapmanız doğru bir yaklaşım olacaktır” dedi. Baştarafı 1. Sayfada Günay, “Mustafa Kemal’ler, Nazõm Hik- met’ler, Necip Fazõl’lar, Ahmed Arif’ler bizim değerimiz. Hepimiz değerlerimize sözde de- ğil, özde sahip çıkacağız” dedi. Bakan Günay’õn konuşmasõnõn ardõndan salonda bulunan Alevi yurttaşlar, tepkilerini dile getirdiler. Hikmet Öz- kan adlõ bir yurttaş, oturduğu yerden kalkarak “Sayın Günay, onca şey söylediniz. Ancak dik- kat ettim, konuşmanızın hiçbir yerinde Ma- dımak Oteli’nin müze yapılıp yapılmayaca- ğı ile ilgili tek kelime yok. Madımak ne zaman müze olacak Sayın Günay” dedi. Özkan’a sa- londa bulunan diğer Alevi yurttaşlar da alkõşlarla destek verdi. Özkan’õn sözlerinin ardõndan da Sõ- vas’ta, 2 Temmuz 1993’te, Pir Sultan Abdal Şen- likleri sõrasõnda, Madõmak Oteli’nin yobazlar ta- rafõndan kuşatõlõp yakõlmasõ sonucu yaşamõnõ yi- tiren Asuman ve Yasemin Sivri’nin annesi Ye- ter Sivri, Günay’a doğru yürüyerek, “Sayın Gü- nay, ben çocuklarımı 15 yıldır görmüyorum. Biri 16 yaşındaydı, biri de 19 yaşında. Tay- yip Erdoğan’a iletin. Madımak ne zaman müze olacak? Bu ayıp ne zaman ortadan kal- kacak” diye sordu. Bunun üzerine Bakan Gü- nay, Sivri’nin yanõna giderek, sarõldõ. Bu arada salonda bulunan Alevi yurttaşlar alkõşlarla Gü- nay’õ protesto etmeye devam ettiler. Bunun üze- rine Bakan Günay yeniden kürsüye çõktõ. Günay, konuyu ilk kez kendisinin dile getirdiğini be- lirterek şunlarõ söyledi: “1993 yılından bu ya- na 15 yıl geçti. Bu 15 yıl içinde birçok iktidar geçti. Çok arkadaşımız bakanlık yaptı. 15 yıl sonra, ben daha yeni Kültür ve Turizm Ba- kanı iken bu konu Meclis’e getirildi. Dedim ki, ciğerimizin yandığı, milletin canının yan- dığı bir yerde et pişirilip yenilmesinden iğ- reniyorum. Bu konuyu 15 yıl sonra bu ar- kadaşınız gündeme getirdi.” ANKARA (AA) - Terör ör- gütü PKK’yi tüm isimleri ile bir- likte yasaklayan ve örgütün mal varlõğõnõn dondurulmasõ yö- nünde karar alan İngiltere, terör örgütüne ağõr bir darbe daha vurdu. Londra’da, terör örgütü- nün kontrolündeki bazõ dernek- lere düzenlenen operasyonlarda çok sayõda örgüt mensubunun gözaltõna alõndõğõ bildirildi. İngiliz güvenlik güçleri, Lon- dra’da faaliyet gösteren terör örgütünün kontrolündeki bazõ derneklere yönelik operasyonlar düzenledi. Önceki gece düzen- lenen operasyonlarda, dernek- lerde aramalar yapõldõ. Operas- yon kapsamõnda, aralarõnda bir dernek yöneticisinin de bulun- duğu çok sayõda örgüt yandaşõ gözaltõna alõndõ. İngiliz polisinin, terör yasala- rõna dayanarak gerçekleştirdiği belirtilen operasyonlarda, terör örgütünün finansman ve kadro temini amacõyla yararlandõğõ derneklerin yanõ sõra dernek yö- netici ve üyelerinin evleri ve araçlarõnda da geniş çaplõ arama yapõldõğõ ve çok sayõda örgütsel dokümana el konulduğu kayde- dildi. Operasyonlarda gözaltõna alõ- nan örgüt yandaşlarõnõn sorgu- lamalarõnõn devam ettiği bildi- rildi. Terör yasasõ kapsamõnda “terör örgütüne üye olmak”, “terör örgütüne finansman veya kadro temininde bulun- mak”, “terör örgütü propa- gandası yapmak” gibi suçlar- dan gözaltõna alõnan kişilerin hapis cezasõna çarptõrõlabilece- ği, bazõlarõnõn da sõnõr dõşõ edi- lerek cezalandõrõlabilecekleri belirtildi. Terör yasasõ kapsamõnda PKK’yi tüm isimleri ile yasak- layan İngiltere, gösterilerde te- rör örgütünün sembollerinin ta- şõnmasõna veya örgüt lehine slo- gan atõlmasõna izin vermiyor. Geçen aylarda terör örgütünün İngiltere sorumlusu olarak faa- liyet gösteren “Dr. Hüseyin” kod adlõ Selman Bozkur yaka- lanarak sõnõr dõşõ edilmişti. Avrupa Birliği ülkelerine te- rorizmle mücadelede “birlik olunması ve terör örgütlerinin finansman kaynaklarının ku- rutulması ile ilgili Birleşmiş Milletler’in 1373 sayılı kara- rının uygulanması” yönünde çağrõda bulunan İngiltere, PKK’yi ve örgütün kullandõğõ diğer isimler olan KADEK, Kongra-Gel ve TAK’õ (Kür- distan Özgürlük Şahinleri) 14 Ağustos 2006 tarihi itibarõyla yasaklamõştõ. İngiltere’de terör örgütü operasyonu İlk Alevi Enstitüsü açõldõ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear