23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 17 ARALIK 2008 ÇARŞAMBA 4 HABERLER İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN namikzafer@yahoo.com GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Avrupa Birliği’nin ‘Kritik’ Krizi Evet, haklısınız, bu başlık bir totoloji. Tabii ki her kriz “kritiktir”. Benim bu totolojiyle anlatmak is- tediğim şöyle bir şey: Avrupa Birliği süreci tarihinin en büyük mali krizinin ardından şiddetli bir re- sesyona giriyor. Üstelik de bu dünya çapında, hat- ta bir depresyona dönüşme riski taşıyan bir re- sesyon. Bu mali kriz ve giderek derinleşmekte olan resesyon, tüm ekonomik ve siyasi sorunlarını hız- la ve keskinleştirerek gündeme getirerek, AB sü- recinin geleceği üzerine kocaman bir soru işare- ti koyuyor? Pazartesi yazımda değindiğim AB lider ülkele- ri arasındaki uyumsuzluklara ve Yunanistan’da pat- lak veren toplumsal olaylara, bu giriş paragrafın- daki saptamalardan hareketle de yaklaşılabilir. Muazzam bir fren sesi Dünya ekonomisinden muazzam, adeta inle- meye benzeyen bir fren sesi geliyor. Dünya Ban- kası dünya ticaret hacminin geçtiğimiz üç yılda or- talama yüzde 7,8 büyüdükten sonra gelecek yıl yüzde 2,1 daralmasını bekliyor. Morgan Stanley ekonomistleri de 2009 global büyüme beklenti- lerini üçüncü kez değiştirerek yüzde 0,9’a çekti- ler; dünya ekonomisinin büyüme hızının da 2010’da da en fazla yüzde 3,3 olmasını bekliyorlar. Dünya ekonomisinde resesyonun yüzde 2,5’lik bü- yüme hızı sınırında başladığı varsayılıyor. Dünya ekonomisi bu sertlikte fren yaparken birilerinin de ön camdan dışarı fırlaması kaçınılmaz. Nitekim bankalar, devasa heç fonlar, 50 milyar dolarlık Bernard L. Madoff Yatırım olayındaki gi- bi milyar dolarlık yolsuzlukları da ortaya çıkara- rak, birbiri ardına batıyor, dev şirketler, örneğin ABD otomotiv şirketleri, serbest piyasa ortamın- da yaşayamayacaklarının ayırdına varınca dev- letten kendilerini kurtarmasını bekliyorlar. Ön camdan fırlamaya başlayan bir diğer grup da iş- çiler. İşsizlik hızla artarken, yıllardır masaj yapılan istatistikler, olayın gerçek boyutlarını gözlerden giz- liyorlar. Örneğin Business Week yazarlarından Moira Herbst’in bir araştırması, marjinal işçiler de (o da yalnızca bir kısmı) eklendiğinde ABD işsiz- lik oranının yüzde12,5’e yükseldiğini ortaya ko- yuyordu. Diğer bir deyişle, ABD ekonomisi, dep- resyon ölçütlerinden biri olarak kabul edilen “yüzde 10” işsizlik oranını çoktan aşmış. Ni- hayet, geçen hafta Financial Times gibi ana akım yayımlar da, krizin temelinde kapasite faz- lası sorunu yattığını, bu sorun aşılmadan krizin aşılamayacağını vurgulayan yazılar yayımlamaya başladılar (Michael Pettis, 14/12/08). ‘AB’de liderlik krizi’ İşte böyle bir ortamda, Deutsche Bank eko- nomistleri Almanya (ve Avrupa) ekonomisinin daralma hızının gelecek yıl % 4’e ulaşabileceği- ni düşünüyorlar (Financial Times, 14/12). Ancak, Giuliano Amato (İtalya Başbakanı, 1994-96), Jan-Luc Dehaene (Belçika Başbaka- nı,1992-99), Wim Kok (Hollanda Başbakanı, 1994-2002 ve AB Komisyonu eski başkan yar- dımcısı, Etienne Davignon gibi AB sürecinin say- gın isimlerine göre Avrupa’da bir liderlik krizi ya- şanıyor. Bu yazarlara göre “kriz başladığından bu yana AB komisyonu, bir ortak politika üretebilmek için liderleri bir araya getirmekte çok yavaş dav- randı. Şimdi de liderler ortak bir politika oluştur- maya direniyorlar”... “Tüm Avrupa’da halk ‘Avru- pa krize müdahale etmek için ne yaptı?’ diye so- ruyorlar” (The Guardian 14/12). Tabii bazı ülke- lerde örneğin İrlanda’da yalnızca sormakla kal- mıyor Lizbon Anlaşması’na “hayır” diyor, Yuna- nistan’da ayaklanıyorlar… Dikkatlerin birdenbire liderlik krizi üzerinde yo- ğunlaşmasında, Almanya hükümetinin, AB’nin ge- ri kalanına aldırmadan kendi yolunda, ulusal çı- karlarının peşinde gitme iddiası var. Financial Ti- mes yazarlarından Münchau, “Merkel’in dep- resyonu” başlıklı yazısında “bunlar krizi, adeta baş- kasının krizi sanıyorlar, ortak para birimi yokmuş gibi davranıyorlar”… “Bu gidişle seçimlere dep- resyonun ortasında gidecekler, ayırdında değiller” diyordu. Almanya dünyanın üçüncü, AB’nin, ikin- ci büyük ekonomisi; Almanya olmadan, İngiltere, Fransa ne kadar çırpınırlarsa çırpınsınlar, krize kar- şı ortak bir şey yapmak olanaklı değil. Diğer ta- raftan AB Merkez Bankası’nın gereğinden fazla temkinli politikaları, bütçe açıklarını ve borçlan- mayı sınırlayan, “istikrar paktı”, İtalya, İspanya, Yunanistan gibi ülkelerin ekonomilerini boğmaya devam ediyor. Bu koşullarda, liderlik krizi, “istikrar paktının” çök- mesiyle birleşirse, Avro tüm çapalarından yoksun kalmayacak mı? İşsizlik ve iflaslar, hızla artar ma- li yolsuzluklar su yüzüne çıkarken AB yöneticile- rinin, çaresizlik sergilemesi, Yunanistan’da pat- lak veren dalganın, İtalya, İspanya, İngiltere gibi AB ülkelerinde tekrarlanmasına uygun koşulları ha- zırlamaz mı? erginy@tr.net http://erginyildizoglu.blogspot.com ‘Hükümet otomatik pilotta’CHP lideri Baykal “IMF bütçede budama yapacak. IMF ile müzakere yapõlacaksa, keşke çok daha önce yapõlsaydõ. Bütçe, o varsayõmlarõ dikkate alarak düzenlenseydi” dedi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, bütçe görüşmeleri sõrasõn- da “Hükümet uçağı oto- matik pilota yani IMF’ye devretti. Milletin ümü- ğünü sıkmak için bu hü- kümetin IMF’ye ihtiyacı yok, kendisi de o işi ya- pıyor” dedi. CHP lideri Baykal, dün bütçe görüşmeleri için TBMM Genel Kurul salo- nuna girdiğinde çarşaf açõ- lõmõ nedeniyle kendisine sert eleştiriler yönelten MHP lideri Devlet Bahçeli ile selamlaşmadõ. Elinde büyük bir dosya çantasõ ile kürsüye çõkan Baykal, bütçeyi “gerçeklerden ko- puk, samimiyetsiz, ön- görüleri çökmüş” diye nitelendirdi. Baykal büyü- me rakamlarõna dikkat çe- kerken milletvekillerine, “Bir süre sonra bir sayın bakan ile bir bürokrat bir niyet mektubu imza- layacak, bu 2 imza sizle- rin oylarıyla geçecek büt- çeyi geçersiz hale getire- cektir, IMF bütçede bu- dama yapacak. IMF ile müzakere yapılacaksa, keşke çok daha önce ya- pılsaydı da önünüze ge- lecek bütçe, o varsayım- ları dikkate alarak dü- zenlenseydi” diye seslen- di. Büyüme hõzõndaki dü- şüşün dünyada yaşanan krizle ilgili olmadõğõnõ vur- gulayan Baykal, daha son- ra yanõnda getirdiği çanta- dan çõkardõğõ grafik ve tab- lolarõ tek tek gösterdi. ‘AKP ümük sıkıyor’ Gelişmekte olan ülkeler ve Türkiye’nin büyüme rakamlarõ, işsizlik artõşõ ile ilgili rakamlarõ özetle- yen Baykal, “Başbakan kıyameti koparıyordu IMF ümüğümüzü sıka- cak diye. Bu milletin ümüğünü sıkmak için bu hükümetin IMF’ye ihti- yacı yok, kendisi de o işi yapıyor” dedi. Orhan Ve- li’nin “Beni bu güzel ha- valar mahvetti/Böyle bir havada istifa ettim/Ev- kaftaki memuriyetim- den/Tütüne böyle bir ha- vada alıştım/Böyle ha- vada âşık oldum/Eve ek- mek ve tuz götürme- yi/Böyle havalarda unut- tum” dizelerinin yer aldõ- ğõ şiiri okuyan Baykal, “Bizim hükümeti de bu bol ve ucuz döviz havası mahvetti. ‘Böyle hava- larda ben yatõrõm yapma- yõ, borç ödemeyi, açõk ver- memeyi unuttum, dünya- ya açõlmam gerekirken, dünyanõn bana açõlmasõna fõrsat verdim, elimdeki avucumdakileri götürme- lerine izin verdim’ dese yeridir...” açõklamasõnõ yaptõ. Traktör satõş rakamla- rõndaki düşüşün altõnõ çizen CHP lideri, “Hükümet artık bu uçağı kendi yö- netmeyi bırakıp, otoma- tik piloto yani IMF’ye devredecektir” dedi. Bay- kal, derhal bir ekonomik paket hazõrlanmasõ ve bu paket içinde altyapõ yatõ- rõmlarõnõn attõrõlmasõ, tale- bi canlandõrmak için KDV indirimine, petrol ve do- ğalgaz üretiminde ÖTV indirimine gidilmesi, mev- duat garantisinin arttõrõl- masõ, memur ve emeklile- rin ücretlerininin arttõrõl- masõ gibi önlemlerin yer al- masõ gerektiğini söyledi. Tarõm üreticisini destekle- yici önlemler de alõnmasõ- nõ isteyen Baykal, Başba- kan Recep Tayyip Erdo- ğan’a şu sorularõ yöneltti: ‘İçine siniyor mu?’ “Telekom’un satışı şai- beli. Hariri ailesine satı- lıyor. Bu satıştan sonra yüzde 10 KDV indirimi sağlanıyor. Tüccar siya- set iddiasındaki Sayın Başbakan’a soruyorum: Hariri ailesinin cebine karşılıksız olarak bu ka- dar büyük bir kaynak transferini içinize sindi- rebiliyor musunuz? Ka- ranlık bir satış, müphem hisseler. Oger şirketi adı- na Başbakanlık Müste- şarı Denetim Kuru- lu’nda. Yüzde 10’luk KDV indirimi karşılı- ğında Türkiye ya da Sa- yın Başbakan bir şey al- mış mıdır, cevap bekli- yorum. Sabah-ATV satı- şı aydınlığa kavuşmadı. Başbakan bu işe talip işadamlarıyla görüştü mü, bir işadamıyla An- kara’da havaalanında görüştü mü? Başbakan TMSF Başkanı’na ‘Niye pahalõ satõyorsun’ diye şi- kâyette bulunmuş mu- dur? Başbakan Sabah- ATV satışında Sabah- ATV grubunu alan da- madının yanında mı, Türk Hazinesi’nin ya- nında mı olmuştur? Medya monopolü kura- caksınız diye bu ülkenin kaynaklarını mı kulla- nacaksınız, Türkiye muz cumhuriyeti mi? Deniz Feneri skandalı dosyası ne oldu? Bu işlerde kur- yelik yapan kişi RTÜK Başkanı. Adalet Bakanı, bana ne Almanya’nın işi, diye sorumluluk almı- yor. O RTÜK Başkanı görevine devam edecek mi? Ayrıca bir de Cey- han’a kurulacak rafine- rinin ruhsatı konusu var. Başbakan, bu işi bizim Çalık Grubu’na verece- ğiz, dedi mi? Tekzip ya da teyit bekliyoruz.” ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Maliye Bakanõ Kemal Unakıtan, kü- resel krizi 2009 yõlõnda enflasyon ve cari açõğõ düşürerek fõrsata dönüştü- receklerini savundu. 2001 yõlõnda anayasa kitapçõğõ fõrlatõlmasõyla Türk ekonomisinde büyük bir kriz yaşan- dõğõnõ kaydeden Unakõtan, “Eğer biz gerekli yapısal reformları yapma- saydık, vallahi 2 sayfa atsanız du- man olurduk” dedi. Dünyanõn büyük ekonomilerinin arka arkaya resesyo- na girdiğini belirten Unakõtan, Türki- ye’nin yüzde 0.5 büyüdüğünü, bir ekonomide düşük oranlõ da olsa bü- yüme varsa orada resesyondan söz edi- lemeyeceğini söyledi. Unakõtan, yurt- taşlara “Yastık altındaki altınları or- taya çıkarın” çağrõsõnda bulundu. TBMM Genel Kurulu’nda, 2009 yõ- lõ bütçesinin sunuşunu yapan Unakõ- tan, son dönemde herkesin resesyon di- ye tutturduğunu belirtti. Dünyanõn büyük ekonomilerinin arka arkaya resesyona girdiğini kaydeden Unakõ- tan, Türkiye’nin üçüncü çeyrekte yüz- de 0.5 büyüdüğünü söyledi. Unakõtan, “Bir ekonomide düşük oranlı da ol- sa bir büyüme varsa orada reses- yondan bahsedilemez” dedi. 1929 yõ- lõndan beri dünyada böyle bir büyük kriz görülmediğini, dünyayõ yöneten büyük ekonomilerin krizi yönetmede zayõf kaldõklarõnõ, panik içine girdik- lerini belirten Unakõtan, açõklanan önlem paketlerinin piyasalarõ sakin- leştirmeye yetmediğine dikkat çekti. Dünya ülkelerinde piyasaya trilyon- larca dolar verildiğini, ancak istikrar ve güvenin sağlanamadõğõnõ belirten Unakõtan, “Demek ki para vermek- le bu iş olmuyor. Yapısal önlemle- rin alınması lazım. Dünyayı bu ha- le getirmiş olan yanlış sistemin dü- zeltilmesi, değiştirilmesi gerekiyor, biz bunu öneriyoruz bütün dünya- ya” dedi. 2001 yõlõnda bir anayasa ki- tapçõğõ fõrlatõlmasõyla Türk ekono- misinin altüst olduğunu ileri süren Unakõtan, 10. Cumhurbaşkanõ Ahmet Necdet Sezer ve eski Başbakan Bü- lent Ecevit’in fotoğraflarõnõn yer al- dõğõ gazete kupürlerini gösterdi. ‘Bizi iyi günler bekliyor’ Unakõtan, “Eğer biz reformları yapmasaydık, vallahi bak 2 sayfa atsaydınız duman olurduk” dedi. Türkiye’nin krize hazõrlõklõ yakalan- dõğõnõ savunan Unakõtan, “Türki- ye’de kimse enseyi karartmasın; bi- zi iyi günler bekliyor” diye konuş- tu. Unakõtan, krizle mücadelede yas- tõk altõndaki varlõklarõn ekonomiye ka- zandõrõlmasõnõn önemine dikkat çe- kerek “Lütfen yastık altındaki var- lıkları ortaya çıkarın. Bunları şir- ketlerin sermayesine koysak kötü mü olur?” dedi. Türkiye’nin önünde fõrsatlar olduğunu anlatan Unakõtan, 2009 yõlõnda cari açõk ve enflasyonun düşürülebileceği, özel sektörün ara mal üretimi ve verimliliğinin arttõrõ- labileceğini söyledi. Hükümetin sosyal yardõmlarla il- gili çalõşmalarõnõ anlatan Unakõ- tan, CHP milletvekillerinin laf at- malarõ üzerine, “Belki değişirsiniz, çarşaf marşaf biraz değişiyorsu- nuz. İyi şeyleri almaya bakın, bu milletle bütünleşmeye bakın” di- ye karşõlõk verdi. Dünyanõn büyük ekonomilerinin arka arkaya resesyona girdiğini belirten Unakõtan, Türkiye’nin yüzde 0.5 büyüdüğünü, bir ekonomide düşük oranlõ da olsa büyüme varsa orada resesyondan söz edilemeyeceğini söyledi. Unakõtan, yurttaşlara “Yastõk altõndaki altõnlarõ ortaya çõkarõn” çağrõsõnda bulundu. ‘Krizigörmezdengeliyorlar’ MHP lideri Bahçeli, bütçenin yapõlõşõnda ekonomik krize yönelik gerçekçi tedbirler alõnmadõğõnõ söyledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Genel Ku- rulu’nda görüşülmeye başla- nan 2009 Merkezi Yönetim Bütçesi üzerinde grubu adõna konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli, AKP’nin iktidarda olduğu son 6 yõla bakõldõğõn- da, “vicdan ve insaf sahibi” hiç kimsenin 2008 yõlõ Türki- yesi’nde siyasi ve ekonomik istikrardan, refah toplumun- dan, iç huzur ve milli birlik ve dayanõşma ruhundan bahse- demeyeceğini belirtti. Bütçe- nin küresel ekonomik kriz dö- neminde yapõldõğõna işaret eden Bahçeli, hükümetin büt- çe tasarõsõnda ekonomik krize yönelik gerçekçi hedefler ve tahminlerde bulunulmadõğõnõ, krizin “görmezden gelinip, te- ğet geçildiğini” söyledi. Bah- çeli, şöyle devam etti: ‘Rotalarını yitirdiler’ “Görüldüğü ve anlaşıldığı kadarıyla; meseleleri omur- gasından bir türlü yakala- yamayan hükümetin şaş- kınlığı, sorunlu siyasi anla- yışı, siyasi geleceğiyle ilgili ta- şıdığı endişe, Türkiye’nin sorunlarının sağlıklı ve ras- yonel bir bakış açısıyla yo- rumlanamadığına işaret et- mektedir. Krizin önemine dair işaretlerin özellikle 2008 yılının başından itibaren net- leşmeye başlamasına rağ- men, hükümetin bunu önem- sememesi, krizi hafife alma- sı, teğet geçeceğini iddia et- mesi içine düştüğü öngörü ve teşhis karmaşası hakkında hepimize bir fikir vermek- tedir. Krizin bütün boyutla- rıyla görüldüğü bir zaman- da hazırlanan ve bir yılı kapsayan bütçenin, sanki hiçbir şey olmamış gibi plan- lanması hükümetin çaresiz- liğinin, iş bilmezliğinin ve rotasını kaybettiğinin bir belirtisi olarak görülmeli- dir.” Konuşmasõnda Türkiye’yi tehdit eden bölücülük çabala- rõna da dikkat çeken Bahçeli, AKP’nin “yüzleşme, ezber bozma, tabuları yıkma” adõ altõnda tekrarladõğõ yanlõşlarõn ülkeyi “beka” düzeyinde teh- likelerle karşõ karşõya bõraktõ- ğõnõ ifade etti. Bahçeli, “Mü- reffeh bir topluma ulaşmada, tek seçenek paketi olarak dayatılan demokratikleşme, çokkültürlülük, alt kimlik- lerin siyasallaşması, anadil- de eğitim, bölücülüğe ve te- röre af ile yerel yönetimlere alabildiğine özerklik” gibi söylemleri “yıkım projesi” olarak nitelendirdi. Açõkça dil- lendirilen “federasyon, ayrı bayrak, ortak kurucu halk” gibi taleplerin tehlikenin bo- yutlarõnõ ortaya koyduğunu anlatan Bahçeli, hükümetin teröre desteğini sürdüren Irak’taki yerel yönetimlerle, Ermenistan’la, Kõbrõs Rum Yönetimi ve talepleri hiç bit- meyen AB ile ve Amerika ile ilişkileri bu çerçevede ele al- masõnõ istedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş, AKP’nin iktidarõ döneminde, baskõcõ, in- kârcõ zihniyetle mücadele yerine “celladına benzeme psikoloji- siyle” uzlaşma yolunu seçtiğini savundu. TBMM Genel Kurulu’nda gö- rüşülen 2009 bütçesi üzerinde söz alan DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş, AKP hü- kümetinin ekonomik krizi de “inkâr” ettiğini ve bunun hük- mette alõşõlmõş bir tutum oldu- ğunu belirttti. Hükümetin krizi in- kârõna gerekçe olarak “Aslında biz çıkıp açık açık kriz var dersek asıl o zaman kriz olur” gibi tuhaf bir mantõkla hareket et- tiğini belirten Demirtaş, “Ancak bu inkârcı psikolojik harekâtın komutanı Sayın Başbakan, kri- zin zaten aylardır yoksul hal- kın ciğerini delip geçtiğinin, krizi inkâr eden ve bizi teğet geçti diyen bir tek hükümetin kaldığının da ne yazık ki far- kında değildir” dedi. AKP’nin izlediği ekonomi politikasõnõn “bir avuç zenginin biraz daha zenginleşmesi” dõşõnda bir işe yaramadõğõnõ belirten Demirtaş, TÜİK’in “yalan yanlış” rakam- larõnõn bile bu gerçeği örtemedi- ğini ifade etti. Kürtçe yayın tepkisi TRT’den yapõlacak Kürtçe ya- yõnõ da eleştiren Demirtaş, “TRT’den yapılacak resmi ideoloji eksenli Kürtçe yayın- larla, içi boş kardeşlik edebi- yatıyla veya yasalarda ve ha- yatın hiçbir alanında karşılığı olmayan ‘Hepimizin ortak kim- liği Türkiye Cumhuriyeti vatan- daşlõğõdõr’ gibi yalan beyanlar- la Kürtleri aldatacağına ina- nanlar varsa, büyük bir yanıl- gı içerisindedirler” diye ko- nuştu. AKP’nin demokratik ye- ni bir anayasa yapma sözünden vazgeçtiğini, baskõcõ, inkârcõ zih- niyetle mücadele yerine, onlarla uzlaşarak birlikte ezme politika- sõ izlediğini savunan Demirtaş, “AKP’nin giderek celladına benzeme psikolojisi ile hareket ettiği, Türkiye’de iktidar ola- bilmek için ezmek gerektiği anlayışını iyice benimsediği gö- rülüyor. Eşi başörtülü diye bir zamanlar kendisinin eli sıkıl- mazken ve halen bu neden- den dolayı törenlere davet edil- mezken, şimdi kendisi aynısını bize yani DTP’ye yapmaya ça- lışıyor” dedi. DTP Grup Başkanvekili Fat- ma Kurtulan da, bütçenin “ka- tılımcılık ve şeffaflık” ilkesi dikkate alõnmadan hazõrlandõğõ- nõ, sosyal devlet ilkesinin de ta- mamen terk edildiğini söyledi. İçiboş kardeşlik edebiyatõ DTP’Lİ DEMİRTAŞ: Baykal IMF ile imzalanacak niyet mektubunun ardõndan oylanan bütçenin geçerliliğini yitireceğini söyledi B A H Ç E L İ ’ D E N ‘ Ö Z Ü R K A M P A N Y A S I ’ N A T E P K İ Sözde Ermeni soykõrõmõ id- dialarõyla ilgili bir grubun başlattõğõ “özür dileme” kam- panyasõna tepki gösteren Bah- çeli, “Son zamanlarda orta- ya çıkıp tarihle yüzleşme adı altında, utandıkları geçmişi- mizi yargılayarak tam bir işbirlikçi refleks gösteren sözde aydınlar da bu kap- samda değerlendirilmelidir” dedi. ABD Başkanõ George Bush’a da sert tepki gösteren Bahçeli, başbakan ve hükü- metini Türkiye’yi ateşe atacak yeni adõmlardan dönme “basi- retini” göstermeye çağõrdõ. Bahçeli, “Bu eksende olmak üzere, hükümeti kapsayıcı millet tanımından uzaklaşa- rak alt kimlik taleplerini tır- mandıracak söylemlerden kaçınmaya; yıllardır bitme- yen bölücü taleplere verile- cek yeni tavizlerden uzak durmaya davet ediyorum. Ve şunu açıkça söylüyorum ki George W. Bush, memle- ketimin insanını benden da- ha fazla sevemez” dedi. Dünya ülkelerinin krizi yönetemediğini belirten Unakõtan, ekonomide sistemin tümüyle değiştirilmesini önerdi Unakõtan’õn ‘fõrsat’ reçetesi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear