01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 5 KASIM 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Ecevit’in Vasiyeti 5 Kasım 2006’da yitirdiğimiz aziz Bülent Ecevit’i bugün başardıkları ile değil; yaşama olanağı bul- saydı neyi yapmak istediğini konuşarak anmalıyız. Birkaç kez yazdım. Ama 14 Şubat 2006’da, Oran’daki evinde bana, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimi için, ülkedeki cumhuriyetçiler yeterli önlemleri almazlarsa, Çankaya’ya fanatik bir AKP’linin oturmasından duyduğu tedirginliği anlatmıştı. Öncelikle sosyal demokrat ve demokratik sol- cuların, kendi aralarında bir sözleşme gerçekleş- tirerek bu tehlikeyi önlemeye çalışmalarını, daha- sı bütün cumhuriyetçileri de o şemsiye altında top- lamalarını istiyor, onun planlarını yapıyordu. 24 Temmuz 2007 genel seçimlerinde CHP ile DSP arasındaki o tek ayaklı yakınlaşma, Bülent Bey’in düşlediği gibi değildi ve dolayısıyla da is- tenilen sonuca ulaşamadı. Onun içindir ki, bugün hem Çankaya’da fanatik bir AKP yanlısı var, hem de iktidarı yüzde 47’lik oy desteği ile elinde tutan parti, gözünü 29 Mart 2009’da yapılacak yerel se- çimlerde CHP ve DSP’nin elindeki belediyeleri de alarak oy oranını daha da arttırmaya diktiğini saklamıyor. Öyle bir olasılığı, anayasa değişikliğini gerçek- leştirmek için dayanak yapacağı da biliniyor. Karayalçın CHP’li olurken... Ana muhalefetteki CHP’nin TBMM’deki çalış- maları geçen yıllardan daha düzeyli ve iyi. Alanlarda da sesini duyurmaya başladı. 29 Mart seçimleri için, öyle anlaşılıyor ki sadece kendi çatısı altında de- ğil; aynı zamanda kendi listesi içinde olmak koşulu ile DSP ve SHP’den bazı isimlerle birliktelik kur- manın adımlarını atmak istiyor. SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Anka- ra Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı için Baykal’dan gelen öneriyi kabul etmekle yetinme- di. Gökçek karşısında birlikteliği sağlamak için CHP liderinin öne sürdüğü koşulu da kabul ederek, SHP’nin sadece genel başkanlığını değil, üyeliği- ni de bırakmaya razı olacağını açıkladı. Karayalçın’ı SHP’nin Dikili’nin başarılı Beledi- ye Başkanı’nın da izleyeceği biliniyor. Büyükerşen ne diyor? Ama, Eskişehir’in başardıkları ile giderek tüm ül- kede efsaneleşen Büyükşehir Belediyesi’nin Baş- kanı Yılmaz Büyükerşen ile Ordu’da Seyit Torun ve Bartın Belediye Başkanları da seçime DSP ada- yı olarak katılacaklarını ısrarla yineliyorlar. Büyükerşen, Eskişehir’de iki kent belediyesinden Odunpazarı’na CHP’li bir başkan adayı olmasını, belediye meclisini ise DSP ile CHP’nin paylaş- malarını öneriyor. Buna karşılık Tepebaşı Beledi- yesi için DSP’den bir başkan adayı ile mecliste CHP ve DSP’lilerin bulunmasından yana olduğunu söy- lüyor. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer’in düşüncesi de Büyükerşen’e yakın. Ama daha farklı. Sezer, DSP’nin güçlü olduğu yerlerde CHP’nin aday göstermemesinden yana. Aynı şekilde CHP’nin güçlü olduğu kentlerde de DSP’nin adayının bu- lunmamasını öneriyor. 24 Temmuz seçimlerinde- ki uygulamayı çağrıştıran bu önerinin en büyük sa- kıncası, o bölgede aday göstermeyen partinin, se- çime asılmaması olur. Büyükerşen, aksi halde sadece Eskişehir, Bar- tın ve Ordu gibi kentlerde değil, ülkenin öteki yö- relerinde de sosyal demokrat oyların parçalanma tehlikesinin önlenemeyeceğinden korktuğunu da saklamıyor. Dahası sunu da ekliyor: Eskişehir’de CHP benim karşımda aday çı- kartmayabilir. Ama ya öteki kentlerde bütün- leşmeyi nasıl sağlarız? Ancak Baykal ile Sezer arasındaki öneri tartış- masının medya aracılığı ile yapılması, 29 Mart ye- rel seçimlerine 143 gün kaldığı halde somut bir so- nuca ulaşılmasını önlüyor; engelliyor. Başa dönerek, iki yıl önce yitirdiğimiz Bülent Ece- vit’in, bugün yaşasaydı ne yapacağının yanıtını dü- şünelim. Ya üçüncü genel başkanı olduğu, getirdiği ye- ni ilkelerle iktidara da taşıdığı Cumhuriyet Halk Par- tisi’nin bugünkü lideri Baykal ile kendi kurduğu ve kuramcısı olduğu DSP’nin lideri Zeki Sezer’i ayrı ayrı çağırırdı, ya da her ikisini buluşturur ve çözüm üzerinde anlaşmalarında inatla ısrarcı olurdu. Yokluğunu her zamankinden daha çok hisset- mekte haksız mıyız? Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] RaporungeçersizolduğunubelirtenTTB,Üzmez’intahliyekararõnõngözdengeçirilmesiniistedi ‘Hızlandırılmış rapor’ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Türk Tabipleri Birliği (TTB), dinci Anadolu’da Vakit gazetesi yazarõ Hüseyin Üzmez’in tahliye- sine neden olan Adli Tõp Kurumu raporunun bilimsel olarak geçersiz ve hukuken yok hükmünde oldu- ğunu belirterek tahliye işleminin gözden geçirilmesini ve yeniden değerlendirilmesini istedi. TTB Genel Sekreteri Eriş Bila- loğlu, dün düzenlediği basõn top- lantõsõnda TTB Merkez Konse- yi’nin açõklamasõnõ okudu. Açõkla- mada, Üzmez’in tahliyesinin ka- muoyunda haklõ bir infialle karşõ- landõğõna dikkat çekildi. Açõkla- mada, “Basında yer alan bilgiler- den mağdure B.Ç. hakkında dü- zenlenen Adli Tıp Kurumu 6. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun ra- porunda yapılan muayeneye da- ir bulgulara yer verilmeksizin, ‘beden ve ruh sağlõğõnõ bozacak mahiyet ve derecede patolojik araz tespit edilmediği’ kaydının düşül- mesi, söz konusu raporun önce- likle bilimsel olarak yetersiz ve bu nedenle geçersiz olduğunu göstermektedir” denildi. Adli Tõp Kurumu 6. Adli Tõp İh- tisas Kurulu’nun, pedofili olayõnõn mağduresi B.Ç’yi, 19 Eylül’de muayene ettiği, 22 Eylül tarihinde de raporunu hazõrladõğõ anõmsatõ- lan açõklamada, şunlar kaydedildi: “Raporun hatasız olarak veril- mesi için gerekli olan aşamalar raporlaştırma sürecini uzatmak- tadır. Süre ortalama 3-4 haftayı geçmektedir. Durum böyle iken B.Ç. hakkındaki raporun mua- yeneden sonraki bir işgünü için- de hazırlanmış olması ortada bir ‘hõzlandõrõmõş rapor’ sürecinin de var olduğunu göstermektedir ve bu durum ilgili raporlaştırma sürecine ‘müdahale edildiği’, ‘sa- nõğõn korunduğu’ kuşkularını do- ğurmaktadır.” Açõklamaya şöyle devam edildi: “5 yıldır Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nı yapan Dr. Kera- mettin Kurt bu görevini yerine getirmemektedir. Söz konusu raporun hukuken yok hükmün- de olduğu anlaşılmıştır. Bu du- rumda Hüseyin Üzmez eğer ba- sında yer aldığı gibi bu rapora dayanarak tahliye edilmişse ilgi- li mahkeme kararının gözden geçirilmesi gerekmektedir.” BURSA (Cumhuriyet) - Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Genel Müdürlü- ğü (SHÇEK), Adli Tõp Ku- rumu’nun hazõrladõğõ Hü- seyin Üzmez’i tahliye etti- ren rapora, mantõki ve bi- limsel dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle itiraz etti. İtiraz dilekçesinde “Travmadan bir anda si- hirli değnek değmişçesine kurtulduğu iddiası bilim- sel ve mantıksal mesnet- ten yoksundur” denildi. SHÇEK adõna Hazine avukatõ Selma Ergüner Akalan tarafõndan Bursa 4. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne sunulan dilekçede, Üz- mez’in tacizine uğrayan 14 yaşõndaki B.Ç’nin, Mudan- ya 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi tarafõndan ku- rumun korumasõ altõna alõndõğõ anõmsatõldõ. Dilek- çenin son bölümünde B.Ç’nin durumunun çocuk ruh sağlõğõ ve hastalõklarõ uzmanlarõ tarafõndan yeni- den değerlendirilmesi iste- nirken şu ifadelere yer ve- rildi: “Mağdure B.Ç’nin ailesinden ayrılmış olma- sı, olaylar sonucunda aile- sinin parçalanacağı endi- şesini taşıması, hukuksal süreçte rol alması (yapı- lan fiziksel muayeneler, psikolojik testler, karakol işlemleri, mahkeme süre- ci) nedeniyle yaşadığı travmadan bir anda si- hirli değnek değmişçesine kurtulduğu iddiası bilim- sel ve mantıksal mesnet- ten yoksundur.” ‘Herşeyçocuklarõniyiliğiiçindi’ Anestezi uzmanõ yerine teknisyenler var, kamera sistemi var görüntü yok Akıl hastaneleri felaket AHMET KURT İZMİT - Gebze ilçesi ya- kõnlarõnda tecavüz edildik- ten sonra boğularak öldürü- len “Pippa Bacca” adõyla tanõnan İtalyan sanatçõ Giu- seppina Pasqualina Di Marineo’nun maskelerini takan bir grup kadõn, cinsel tacizcilerin ağõr şekilde ce- zalandõrõlmasõnõ istedi. Di Marineo’yu tecavüz ettikten sonra öldüren sanõk Murat Karataş ise cinayet günü hem uyuşturucu, hem alkol aldõğõ için hiçbir şey hatõrla- madõğõnõ söyledi. Kocaeli Adliye Sarayõ önünde İstanbul Emekçi Kadõnlar Derneği, İstanbul Feminist Kadõnlar ve İzmit Kadõn Platformu üyesi 25 kadar kadõn, “Hepimiz Pip- pa Bacca’yız, hepimiz se- ninleyiz”, “Yasalar Hüse- yin Üzmez’leri koruyor” yazõlõ pankartlar açtõlar. Kocaeli 1. Ağõr Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma- da kadõn derneklerinin avu- katlarõ davaya müdahil ol- mak istediler. Müşteki avu- katõ Mehmet Eke ise Pippa Bacca’ya ait fotoğraf maki- nesindeki fotoğraflarõn si- lindiğini, bunu İngilizce bil- meyen, ilkokul 3. sõnõftan terk birinin yapamayacağõnõ vurguladõ. Mahkeme duruş- mayõ erteledi. MELTEM YILMAZ Ruh Sağlõğõnda İnsan Haklarõ Girişimi’nin (RUSİHAK) hazõrladõğõ “Akıl ve Ruh Sağlığında İnsan Hakları 2008 Türkiye Ra- poru”, akõl hastanelerinde kalan hastalarõn yaşadõğõ sõ- kõntõlarõ gözler önüne serdi. ? SAMSUN Çeşitli hasta, hasta yakõnõ ve hastane per- soneliyle yapõlan görüşme- lerle hazõrlanan rapora göre, Samsun Ruh Sağlõğõ ve Has- talõklarõ Hastanesi’nde elek- troşok uygulamasõ için gerekli olan kadrolu bir anestezi uz- manõnõn bulunmadõğõ, acil durumlarda diğer hastaneler- den kişisel rica ile uzman te- min edildiği belirlendi. ? MANİSA Ruh ve Sinir Hastalõklarõ Hastanesi’nde acil servis dõşõndaki servis- lerde 24 saat kamerayla izle- me sisteminin bulunmasõna karşõn herhangi bir kaydõn olmadõğõ ortaya çõktõ. ? ELAZIĞ Ruh ve Sinir Hastalõkarõ Hastanesi’nde acil servisler dõşõndaki odalarda en az 10 yatağõn bulunduğu, bu nedenle cinsel taciz, kavga ile enfeksiyon vakalarõnõn sõk- lõkla görüldüğü bildirildi. Bu- rada elektroşok (EKT) için ge- reken onay formunun hastaya ya da yakõnõna imzalatõldõğõ bildirildi, ancak “yakın” ola- rak adlandõrõlan kişinin onu yalnõzca hastaneye getiren kişi olduğu ve hastayõ çoğu kez bir kamu görevlisinin ge- tirdiği gerçeği göz önünde bulundurulduğunda, EKT gi- bi hastanõn yaşamõyla ilgili önemli bir kararõn onay alõn- madan alõndõğõ, dolayõsõyla hasta haklarõnõn ihlal edildiği yorumu yapõldõ. ? ERENKÖY Ruh ve Sinir Hastalõklarõ Eğitim ve Araş- tõrma Hastanesi’nde sabit da- hiliye kadrosunun 2 senedir bulunmasõna karşõn Bakanlõ- ğõn buraya uzman gönder- mediği tespit edildi. Açõk ser- visler dõşõndaki odalarõn gün- düz kilitlendiği, hastalarõn odalarõnda zaman geçireme- diği tespit edildi. Hastaya EKT uygulamasõnõn yapõlõp yapõlmayacağõna yatõştan 3- 5 gün sonra karar verildiği be- lirlendi, ancak EKT’nin daha çok ilaç tedavisine yanõt ver- meyen durumlarda kullanõl- dõğõ göz önünde bulundurul- duğunda, uzmanlar bu süreyi oldukça kõsa bir dilim olarak değerlendiriyor. MAHMUT LICALI ANKARA - Eski Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Ge- nel Müdürü Bülent İlik, Saray Zihinsel Engelliler Rehabilitasyon Merkezi’nin iki katõ kapasitede hizmet verdiğini, yapõlan inşaatlarla Ankara’daki engelli olmayan çocuklarõn da bu merkezin yanõndaki bi- nalara taşõnacağõnõ söyledi. İlik, “Aynı yere engelli olmayan 900 çocuk getirilecek. Bu başka sıkıntıları gündeme getirebilir” dedi. Sağlõk ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasõ (SES) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Köksal Aydın da Saray’da 760 civarõnda zihinsel engelli çocuğa doğ- rudan hizmet veren 20 ile 30 arasõnda per- sonel bulunduğunu belirtti. Ankara Saray Zihinsel Engelliler Reha- bilitasyon Merkezi’nde 5 yõl hekim olarak çalõşan SES MYK üyesi Aydõn da, taşeron şirket çalõşanlarõnõn neredeyse kadrolu ça- lõşan personel sayõsõnõ geçtiğini belirtti. Aydõn, “Yeterli personeliniz olmayınca, iş yükü çok artınca birtakım olumsuz sonuçlar da ortaya çıkıyor” dedi. Vakit gazetesi yazarõ Hüseyin Üzmez’in tahliye kararõnõ eleştiren Türk Tabipleri Birliği açõklamasõnda, “Pedofili olayõnõn mağduresi B.Ç’nin muayenesi İstanbul’da yapõlmõştõr ve istenildiği takdirde İstanbul’da bir çocuk psikiyatrõ bulunamamasõ söz konusu değildir” dedi. Dış Haberler Servisi - Çocuk Esirgeme Kuru- mu’nun Ankara Saray ve İstanbul Zeytinbur- nu’ndaki rehabilitasyon merkezlerinde gizli çe- kim yaparak bakanlarõn eleştirilerine hedef olan York Düşesi Sarah Ferguson’õn sözcüsü, Düşes’in siyasi bir amacõ olmadõğõnõ söyledi. İngiltere’de yayõmlanan Daily Telegraph’a açõklama yapan sözcü Kate Waddington, “York Düşesi siyasi bir kişi değil. Bu nedenle de siya- si bir amacı yok. Bu yapılanların tümü sadece çocukların iyiliği içindir” dedi. Çekimlere 18 yaşõndaki kõzõ Prenses Eugenie ve ITV televizyonundan bir ekiple giden Fergu- son’un devlete ait yetimhanelerle ilgili haber yaparak Türkiye’nin imajõnõ karalamaya çalõş- makla suçlandõğõnõ belirtilen haberde, Düşes’in amacõnõn terk edilmiş çocuklarõn bulunduğu devlete ait yetimhanedeki koşullarõ araştõrmak olduğu savunuldu. PRENSES’İN GÖZYAŞLARI “Yetimhanede, yataklarına bağlanmış ya da bütün gün yemek verilmeden yataklarında bı- rakılan çocukların bulunduğu” belirtilen ha- berde, “Bunların arasında dışarı bırakılmayan ve güneşi yüzünde hissedebilmek için koridor boyunca sürünen bir çocuğun görüntüleri de var” denildi. Haberde, Prenses Eugenie’nin ye- timhaneden gözyaşlarõ içinde ayrõldõğõ ve “Bu görüntüler beni çok kızdırdı, turistik cazibe merkezi olan bir kentin bütün görkemi içinde böyle yerlerin de bulunduğuna inanmak çok güç. Gözlerim açıldı” dediği bildirildi. Görüntüleri Tonight isimli programda yarõn TSİ 23.00’te yayõmlayacağõnõ açõklanan ITV kanalõnõn sözcüsü de gazeteye yaptõğõ açõkla- mada, İngiliz hükümetinin Türkiye’nin AB üye- liğine destek verdiği bir noktada yapõlanõn ka- mu çõkarõna olduğunu belirterek “Türkiye’nin üyeliğine verilen desteğin insan ve çocuk hak- ları karnesinin düzeltilmesi şartına bağlı ol- duğunu” söyledi. Ferguson’un sözcüsü, İngiliz Daily Telegraph gazetesine gizli kamera görüntü- leriyle ilgili olarak Düşes’in siyasi bir amacı olmadı- ğını açıkladı. Fer- guson, 18 yaşın- daki kızı Prenses Eugenie ile yetim- haneyi gezmişti.  Elazığ’da elektroşok tedavisi için gerekli izin hasta ya da hasta yakınından alınmıyor.  Manisa’da acil servis dõşõndaki tüm servislerde 24 saat kamerayla izleme sistemi olmasõna karşõn sisteme ilişkin herhangi bir kayõt bulunmuyor.  Erenköy’de sabit dahiliye kadrosu 2 senedir bulunmasına karşın bakanlık uzman göndermiyor.  Samsun’da elektroşok için gerekli olan kadrolu anestezi uzmanõ yok, işi teknisyenler yürütüyor.2008’in yalnızca ilk üç ayın- da 209 cinsel saldırı, 447 cinsel istismar vakası ya- şandığı belirlendi. İÜ Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabi- lim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şevki Sözen, cinsel sal- dırıların yalnızca yüzde 20’sinin kanıtlanabildiğini belirtti. Prof. Sözen, cinsel saldırıya uğrayan bireyle- rin toplumsal önyargı, statü, suçlanma gibi kor- kularından dolayı hekime başvurmadığını söyledi. Yeditepe Üniversitesi Psikiyatri Bölümü Öğre- tim Üyesi Prof. Dr. Arif Verimli de, 11 yaşından gün almış ancak 15 ya- şından gün almamış kişi- lerin “ne çocuk ne de yetişkin” olarak değer- lendirildiğini, dolayısıyla cinsel istismara uğradığı iddia edilen B.Ç’nin ço- cuk olarak da tanımlana- bileceğini söyledi. Ankara Onkoloji Eğitim Hastanesi Psikiyatri Kli- nik Şefi Prof. Dr. Haldun Soygür de, Üzmez va- kasında yaşanan top- lumsal refleksin bu kadar güçlü olmasını sevindirici bulduğunu, refleksin ey- leme dönüşmesini bek- lediklerini kaydetti. Gizli kalan gerçekler SHÇEK’TEN İTİRAZ Travmaya sihirli değnek BACCA DAVASI ‘Yasalar Üzmez’leri koruyor’ Saray’a 900 çocuk daha geliyor 30 engelliye bir personel düşüyor
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear