Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
5 KASIM 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Güneydoğu ve AKP...
Böylesine ne denir bilemiyorum...
On gün önce “Ekonomimiz dimdik ayakta, ön-
lemleri aldık” diyordu Tayyip Bey, on gün sonra ise
şöyle diyor:
“İşsizlik ve yoksulluk kapıda!”
Hani küresel ekonomik bunalım Türkiye’yi teğet
geçecekti?
Başbakan Tayyip Bey, “Hamdolsun biz bu bu-
nalımı atlatırız” deyip Van’da “Ya Allah bismillah” de-
yip TOKİ evlerini açarken mangalda kül bırakmı-
yordu.
Doğalgaza yapılan yüzde 80’lik zam ve Maliye Ba-
kanı Kemal Unakıtan’ın halkla dalga geçen sözleri:
“Yüzde 88’e şükretsinler, yüzde 180 gerekir!”
Elektrik zammı kapıda!
Emekçi kesim perişan!
Üreticiler şaşkın!
Denizli’de tekstil fabrikaları kapanıyor, işçiler iş-
ten çıkarılıyor ya da ücretsiz izin veriliyor...
Denizli’de Dempaş şirketi 200 bin YTL’lik elek-
trik faturasını ödeyemediği için üretimi durdurdu...
Denizli ve Trakya’daki tekstilciler fabrikalarını
Suriye, Mısır, Bulgaristan gibi ülkelere taşımaya ka-
rar verdi.
Çin’le yarışmak çok güç!
Denizli’de 150 bin tekstil işçisi var bugün... Bu
sayının 50 bini kadın...
Yakın bir zamanda Denizli’deki tekstil fabrikala-
rının tümü Suriye, Mısır ve Bulgaristan’a giderse
kimse şaşırmasın!
Bir yandan ekonomik bunalım, öte yandan Gü-
neydoğu’da Kürt milliyetçileriyle Nakşibendile-
rin çatışması...
Diyarbakır, Van, Hakkâri’de ayaklanma eğilim-
leri...
İstanbul’un bazı yerleşim birimlerinde PKK’li-
lerin araçları benzin döküp yakmaları!
Mart 2009’da yerel seçimler yapılacak!
DTP Diyarbakır, Hakkâri, Batman başta olmak
üzere yerel yönetimleri AKP’ye kaptırmamak için
PKK destekli eylemlerin içinde yer alıyor.
Diyarbakır’da akan kan zaten bunun haberci-
siydi...
Peki, Diyarbakır’da yaşam nasıl?
500 binin üzerinde yurttaşımızın yeşil kartı var...
AKP altı yıl boyunca Diyarbakır’a, üretime daya-
lı bir yatırım yapmadı...
Caddelerde ve sokaklarda binlerce işsiz genç do-
laşıyor...
Kentte “tablacı” olarak bilinen dört bine yakın
gezgin satıcı bulunuyor.
Fethullahçılar iki yıl önce Diyarbakır’da örgüt-
lenmeye başladılar. Değişik adlarda dernek kuran
Fethullahçılar, işadamlarıyla ilişki geliştirdiler.
Özellikle dini bayramlarda Diyarbakır’a gelen Fet-
hullahçılar, tüm Güneydoğu’da gıda, et, para yar-
dımında bulunuyorlar.
Aldığım bilgiye göre, Fethullahçıların katkısıy-
la Diyarbakır’da bir terlik fabrikası kurulmuş. Fab-
rikada 50 kişi çalışıyor.
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, Diyar-
bakır’da yoksullara her yıl 150 milyon YTL dağıtıyor.
Bir yatırım firması “Forum Diyarbakır”ı açacak-
tı. Yatırım değeri 120 milyon Avro’ydu. Alışveriş mer-
kezi 60 bin metrekarelik alana kurulacak, 2009 yı-
lında açılacaktı. 2 bin 500 kişiye iş sağlayacak olan
“Forum Diyarbakır” projesinden temelleri atıldık-
tan sonra vazgeçildi.
Hilton oteller zinciri de kentte yapacağı yatırımı
bir başka tarihe erteledi...
Sanayici ve işadamları Güneydoğu’ya yatırım yap-
maktan çekiniyor.
Bölgede işsizlik ve yoksulluk her geçen gün ar-
tıyor!
Dinsel temele dayalı ve içinde tarikatları barındı-
ran siyasetle PKK’nin etkisi zayıflatılmak isteniyor.
Başbakan Tayyip Bey Diyarbakır’dan Hakkâri’ye
değin uzanan Güneydoğu gezisinde sanırım bazı
gerçekleri gördü...
AKP sözcüleri üstü kapalı olsa da PKK’nin AB ül-
keleri ve ABD’nin koruması altında olduğunu açık-
ladılar.
Güneydoğu sorunu ne etnik milliyetçi söylem-
lerle ne de dinsel temele dayalı politikalarla çö-
zümlenebilir.
Çağa uygun, bir sosyalist partinin yeniden yapı-
lanmasıyla, Seçim ve Partiler Yasası’nın değişme-
siyle belirli adımlar atılabilir!
TİP hareketi 1965 seçimlerinde “Milli Bakiye” sis-
temiyle Meclis’e girince İsmet İnönü “CHP ortanın
solundadır” demek zorunda kaldı. Bülent Ecevit
“demokratik sol”u benimsedi, Marksist söylemler-
le 1973 ve 1977’de Güneydoğu’daki bağnazlığa kar-
şın büyük oy aldı.
Bu konuya yarın da devam edeceğim!
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
Demirel: AB sınav
veriyor
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Eski
Cumhurbaşkanlar’dan
Süleyman Demirel,
Türkiye Cumhuriyeti’nin
bir “Avrupalõlaşma”
projesi olduğunu dile
getirerek bu sürecin
Avrupa Birliği’ne tam
üye olunmasõyla
tamamlanabileceğini
söyledi. İzmir’de
gerçekleştirilen 9. Kuzey
Güney Avrupa
Forumu’nda konuşan
Demirel, Türkiye ve
Balkanlar’õn Avrupa ve
dünyada istikrar için
önemli coğrafyalar
olduğunu vurguladõ. Bu
ülkelerin birliğe alõnõp
alõnmamasõnõn AB için
bir sõnav niteliği
taşõdõğõnõ kaydederek
“AB, ayrõmcõ mõ,
bütünleştirici mi, bunun
sõnavõnõ vermektedir”
dedi.
Osman Şirin
emekli oluyor
ANKARA (AA) -
Yargõtay Başkanvekili ve
Ceza Genel Kurulu
Başkanõ Osman Şirin,
bugün yaş haddinden
emekliye ayrõlacak.
Şirin’in emekliye
ayrõlmasõ nedeniyle
Yargõtay’da tören
yapõlacak. Şirin’den
boşalan başkanvekilliği
için yarõn yapõlacak
seçimde, 2. Ceza Dairesi
Başkanõ Nedim Baran, 3.
Ceza Dairesi Başkanõ
Muhittin Mõhçak, 5. Ceza
Dairesi Üyesi İhsan
Akçin, 8. Ceza Dairesi
Üyesi Hamdi Yaver
Aktan ve 11. Ceza
Dairesi Üyesi Sedat
Bakõcõ yarõşacak.
Gaziden valiye
ziyaret
BİLECİK (AA) -
Tunceli’nin Pülümür
ilçesi Kocatepe
Karakolu’na terör
örgütünce 4 Haziran
2007’de düzenlenen
saldõrõda yaralanan ve
tedavisi süren komando
er Yunus Küçük, Bilecik
Valisi Musa Çolak’õ
ziyaret etti. Küçük, Vali
Çolak’õn, hastanede
tedavi gördüğü sõrada
sürekli telefon ederek
sağlõğõyla ilgili bilgi
aldõğõnõ, daha sonra
kendisini evde ziyaret
ettiğini belirterek, “Her
zaman yanõmda olan
Valimize teşekkür etmek
istedim” dedi. Kocatepe
Karakolu’na düzenlenen
saldõrõda 7 asker şehit
olmuş, 7 asker
yaralanmõştõ.
‘Tutuklamalar
göz dağı amaçlı’
İstanbul Haber
Servisi - DTP İstanbul İl
Örgütü, son dönemde
partilerine yönelik
baskõlarõ protesto ederek,
tutuklanan
yöneticilerinin serbest
bõrakõlmasõnõ istedi.
Taksim’de bulunan DTP
İstanbul İl binasõnda
düzenlenen basõn
toplantõsõnda konuşan
DTP İstanbul İl Başkan
Yardõmcõsõ Dursun
Yõldõz, pazar günü
Taksim’de yapmak
istedikleri basõn
açõklamasõna polisin
müdahale ettiğini,
onlarca kişinin gözaltõna
alõndõğõnõ ve İstanbul il
başkanlarõ ile Fatih ilçe
başkanlarõnõn
tutuklandõğõnõ hatõrlattõ.
Yõldõz, tutuklamalarõn
göz dağõ amaçlõ
olduğunu iddia etti.
DTP’Lİ TÜRK’TEN ÇAĞRI
‘Gül, Özal
gibi rol
üstlensin’
Erdoğan’õn ‘Sabõr ama nereye kadar’
sözleriyle ‘katliniz vaciptir’ fetvasõ
verdiğini söyleyen Ahmet Türk, artan
gerilimin durmasõ için Cumhurbaşkanõ
Gül’ün devreye girmesini istedi.
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - DTP
Genel Başkanõ Ahmet
Türk, son dönemde
bölgede ve ülkede artan
gerilimin durdurulmasõ
ve “barış ortamı”nõn
sağlanmasõ için geç-
mişte 8. Cumhurbaşka-
nõ Turgut Özal’õn üst-
lendiği rol gibi, Cum-
hurbaşkanõ Abdullah
Gül’ün de “devreye
girmesi” çağrõsõnda bu-
lundu.
DTP Grubu dün ger-
gin bir ortamda başladõ.
Hakkâri’de medya men-
suplarõna yönelik saldõ-
rõyõ protesto eden bir
grup foto muhabiri ve
kameraman, görüntü al-
dõktan sonra grup salo-
nunu topluca terk etti.
Bu sõrada kürsüye gelen
DTP Genel Başkanõ Ah-
met Türk, gazetecilerin
salonu terk etmesinden
büyük üzüntü duydu-
ğunu, basõn özgürlüğü-
nü her zaman savun-
duklarõnõ belirterek “Ba-
sına yönelik fiziki sal-
dırılarla birlikte tüm
saldırıları yürekten kı-
nıyorum. Basına karşı
böyle bir uygulama-
nın (Hakkâri’deki sal-
dırının), DTP’nin ba-
sına karşı yaptığı ça-
lışmaymış gibi göste-
rilmesi bizi üzmekte-
dir” dedi.
Cumhurbaşkan Ab-
dullah Gül’e geçmişte
Özal’õn yaptõğõ gibi “rol
üstlenmesi” çağrõsõnda
bulunan Türk, “Sayın
Cumhurbaşkanı’nı bir
uzlaşı, bir diyalog ve
sorunların çözümünü
hedefleyen bir man-
tıkla göreve davet edi-
yoruz. Bu gergin süre-
cin hepimize büyük
zararlar vereceğinin
inancındayız, bilincin-
deyiz. Bizim amacı-
mız, gerçekten halk-
larımızın sevgiyle ku-
caklaştığı bir ortamı
hazırlamaktır” diye
konuştu.
Başbakan Tayyip Er-
doğan’õn pompalõ tü-
fekle ateş eden kişiye
yönelik “Sabır ama ne-
reye kadar?” sözlerine
de tepki gösteren Türk,
“Başbakan, her türlü
sabrı gösterdiklerini,
bundan sonra sabır
göstermeyeceklerini
söylüyor, ‘katliniz va-
ciptir’ fetvası veriyor.
Bir süre sonra da şe-
riatın kestiği parmak
acımaz diyecek. Bu ül-
ke insanları böyle bir
açıklamayı hak etmiş
değildir” dedi.
Gül’den
İzmir
övgüsü
CHP lideri Baykal’dan ‘halk kendisini savunur’ diyen Başbakan Erdoğan’a soru:
‘Sen niçin varsõn?’ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Genel Başka-
nõ Deniz Baykal, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’õn son
açõklamalarõna tepki gösterirken
“Kimsenin kimseye ‘çek git’
deme hakkı yoktur. Çekip
gitmesi gereken sensin, AKP
iktidarıdır” dedi.
CHP’nin dünkü grup top-
lantõsõnda bazõ eski milletve-
killeri ile Anavatan Partisi ve
DP’den istifa eden bazõ bele-
diye başkanlarõ partiye katõldõ.
“Artık bir araya gelme za-
manıdır. Yerel seçimlerde el
ele vermek zorundayız” me-
sajõ veren Baykal’õn gündem-
deki konularla ilgili değerlen-
dirmeleri de özetle şöyle:
Sen çek git: Başbakan
terörün sõrtõnõ sõvazlayarak, ona
hoş görünerek, terörün yan-
daşlarõnõ, hamilerini sahiple-
nerek, ilişkiler kurarak konuyu
kontrol edeceğini zannetti. Bu-
nun yanõlgõ olduğu açõktõ. Son
günlerde bu tablo karşõsõnda
kõvranmaya başlamõştõr. Çek-
sinler gitsinler, demeye başla-
dõ. Bu memleket hepimizin
memleketi. Kimsenin kimseye
“çek git” deme hakkõ yoktur.
Başbakan, orada kendisine yö-
nelik olumsuz davranõşlar ser-
gileyenlere kõzõyor olabilir, si-
laha, şiddete başvuranlara kõ-
zõyor olabilir ama kimseye
“çek git” diyemezsiniz.
O yanlõşlarõ yapanlar, sadece
onlar, belli bir etnik kesim de-
ğil, o bölgede yaşayanlar değil.
Onlar sizin iktidar olarak göre-
vizi yapmanõzla o davranõşlarõ
yapamaz hale gelmelidir, suç iş-
leyenleri etkisiz kõlmak sizin
görevinizdir.
Hiçbir vatandaşõmõn çekip
gitmesine gerek yoktur, çekip
gitmesi gereken sensin, AKP
iktidarõdõr. Terörle mücadele-
deki yanlõşlar Türkiye’yi bura-
ya getirdi. Şimdi, pompalõyla
kendini savunmak halkõn hak-
kõdõr, diyor. Eğer halk kendisi-
ni pompalõ silahla savunacak ise
sana ne ihtiyaç var, senin işin
ne, sen niçin varsõn? Bu, ken-
dini inkâr değil mi? Halk ken-
dini mi savunacak, senin işin ne,
sen niye başbakansõn o zaman?
Başbakan seyirci, trafik polisi.
Herkes hücum edecek, trafik iş-
lemez hale gelecek, o da şaşõ-
racak. Başbakan “Silahla de-
mokrasi olmaz” demiş. Yeni
mi anladõn? Parayla, poşetle,
rüşvetle demokrasi olur mu?
Deniz Feneri’ne akla-
ma: Kriz karşõsõnda yurtdõ-
şõndan Türklerin paralarõnõ ge-
tirelim diye düşünüldü. Gördük
ki, bu projenin altõnda bir ça-
panoğlu yatõyor, aslõnda bir
mali af tasarõsõ. Deniz Feneri ta-
kibatõ da bu yasadan faydala-
nacaktõr. Suçlularõn önemli bir
kõsmõ aklanma imkânõnõ elde
edecektir. 2 yõllõk bir süre için
mevduata tam garanti verme
yetkisini hükümet aldõ. Kaygõm
odur ki, bu genişletme sadece
tasarruf mevduatõna değil, ticari
mevduatõ da kapsayacak şe-
kilde genişletilir. Bu politika-
larla Türkiye’nin iki yakasõ bir
araya gelmez.
Doğalgaz zammı: Ge-
ceyarõsõ 02.00’de darbe yapar-
casõna -günün aydõnlõğõ torba-
ya girmiş gibi- bir büyük karar
alõnõverdi, kõşa girerken do-
ğalgaza yüzde 22.5 zam yapõl-
dõ. BOTAŞ’õn katrilyonlarca
alacağõ vardõr, burada ağõr yol-
suzluklar olmuştur. BOTAŞ
yönetimi, TBMM KİT Komis-
yonu’na gelip hesap veremez
hale düşmüştür. Hapiste ol-
mayan yöneticisi olmadõğõ için.
Ankara büyükşehir belediyesi
BOTAŞ’a borcunu ödemiyor.
Ama seçime giden bir dönem-
de halka partizanca siyasi rüş-
vet dağõtarak oylarõnõ ipotek al-
tõna alabilmek için yiyecek po-
şetleri dağõtõyor.
Hakkâri’de yürüye-
mezsiniz: Sayõn Kılıçda-
roğlu gelirken bir belgeye dik-
katimi çekti. Belge deyince
akla artõk sayõn Kõlõçdaroğlu
geliyor. İGDAŞ, okul aile bir-
likleri benim faturamõ ödesin,
diyor. İstanbul’daki okulun
doğalgaz faturasõnõ ödeye-
mezseniz, Hakkâri’de sokakta
niye yürüyemez hale geldiği-
nize şaşmamak gerekiyor. Bir
büyük yozlaşma yaşanõyor.
Adli tõbba bakõyorsun, noter-
lere bakõyorsun, bir yozlaş-
ma. RTÜK Başkanõ hakkõnda
belge açõkladõ Sayõn Kõlõçda-
roğlu. RTÜK’e dokunulmaz-
lõğõ da bunlar verdi. Gelin do-
kunulmazlõklarõ sadece siya-
setçiler için değil, bütün kamu
görevlileri için hep beraber
kaldõralõm.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 9.
Yıllık Kuzey Güney Avrupa Eko-
nomik Forumu’na katılmak için
geldiği İzmir’den, Vali Mustafa
Cahit Kıraç, Büyükşehir Belediye
Başkanı Aziz Kocaoğlu ve Ege Or-
du Komutanı Orgeneral Hayri Kıv-
rıkoğlu’nu ziyaret ederek ayrıldı.
Gül, ilk olarak Kıraç’ı ziyaret etti.
Kıraç’ın İzmir Hükümet Kona-
ğı’nın kabartmasını armağan etti-
ği Gül, valilik şeref defterini imza-
ladı. Buradan Kocaoğlu’nun ma-
kamına yürüyerek giden Gül, çev-
rede toplanan yurttaşlara el salla-
dı. Gül, belediye başkanlığı ziyare-
tinde de “Türkiye’nin en güzel, en
şirin ilinde bulunmaktan onur du-
yuyorum” dedi. Kocaoğlu tara-
fından armağan edilen İzmir Saat
Kulesi’nin minyatürünü alan Gül,
burada da şeref defterini imzala-
dı. Gül daha sonra da Ege Ordu
Komutanı Orgeneral Kıvrıkoğ-
lu’nu ziyaret etti.
(Fotoğraf: EMRE DÖKER)
Başbakan Erdoğan’õn İstanbul’daki gösterilere pompalõ
silahla karşõlõk veren bir yurttaşla ilgili “Sabõr nereye kadar”
değerlendirmesi yapmasõnõ eleştiren Baykal, “Eğer halk
kendisini pompalõ silahla savunacak ise sana ne ihtiyaç var, sen
niçin başbakansõn” diye sordu. Terörle mücadeledeki
yanlõşlarõn Türkiye’yi bu noktaya getirdiğini söyleyen Baykal,
“Bu memleket hepimizin memleketi. Kimsenin kimseye ‘çek
git’ deme hakkõ yoktur” dedi.
Özcan: Sayõştay
ihaleyi onayladõ
MERSİN (Cumhu-
riyet) - CHP’li Mersin
Büyükşehir Belediyesi
Başkanõ Macit Özcan,
bazõ gazete ve televiz-
yonlarda, hakkõnda çõ-
kan yolsuzluk iddialarõ-
nõ düzenlediği basõn top-
lantõsõyla yalanladõ.
Haberlerin CHP
Grup Başkanvekili Ke-
mal Kılıçdaroğlu’nun
Mersin’de bir panele ka-
tõlmasõnõn hemen ardõn-
dan gerçekleşmesinin
de manidar olduğunu
ifade eden Özcan, id-
dialarla ilgili inceleme
talimatõ verdiğini söyle-
di. Araştõrmalar netice-
sinde iddialarda adõ ge-
çen Olur Gübre’den
2005 yõlõnda 63 bin 500
YTL’lik, Elazo Güb-
re’den ise 81 bin 100
YTL’lik mal alõndõğõnõ
belirlediklerini anlatan
Özcan, “Ben de dosya-
ları inceledim. Tespit
ettiğim herhangi bir
yanlış yok. Mal alı-
mıyla ilgili ihalelerin,
yasada belirtilen usul-
lere uygun yapıldığı ve
Sayıştay denetiminden
geçtiği tarafıma bildi-
rilmiştir” diye konuştu.
Özcan, bu gazete ve te-
levizyonlarõn hiçbirisi-
nin, konuya ilişkin ken-
disinden görüş almama-
sõnõ da eleştirdi.
Meclis’ten ‘orantõsõz güç’ itirafõ
İnsan Haklarõ Komisyonu tarafõndan hazõrlanan raporda Nevruz
kutlamalarõnda yaşanan ölümlerin etkin soruşturulmasõ gerektiği belirtildi
AYŞE SAYIN
ANKARA - TBMM İnsan
Haklarõnõ İnceleme Komisyo-
nu’nun Hakkâri, Van, Siirt ille-
ri ile Yüksekova’daki Nevruz
kutlamalarõnda çõkan olaylarla il-
gili yaptõğõ inceleme sonucu ha-
zõrladõğõ raporda, eylemlerin
“organize ve terör örgütünü
destekleme” amaçlõ olduğu be-
lirtildi. Olaylar sõrasõnda, Ra-
mazan Dal ve Zeki Erinç adlõ
kişilerin göstericileri dağõtmak
için kullanõlan plastik mermile-
rin isabet etmesi sonucu öldüğü
belirtilen raporda Fahrettin Şe-
dal ve İkbal Yaşar’õn ölümle-
rinin aydõnlatõlmasi için “etkin
soruşturma” yapõlmasõ gerek-
tiği ifade edildi.
İnsan Haklarõnõ İnceleme Ko-
misyonu içinde Mart 2008’deki
Nevruz kutlamalarõnda çõkan
olaylarõ araştõrmak amacõyla ku-
rulan alt komisyon raporunu ta-
mamladõ. Raporda komisyonun
çõkan olaylarla ilgili Van, Hak-
kâri, Siirt illeri ile Yüksekova il-
çesinde yaptõklarõ incelemelere
yer verildi. Çõkan olaylarõn şek-
li, katõlanlarõn yaş grubu olarak
benzerliği, atõlan sloganlarõn bir-
biri ile uyumluluğu, tek bir mer-
kezde değil, birden çok mer-
kezde toplanarak eylem yapõl-
masõnõn eylemlerin “önceden
organize edildiği, kutlamaların
terör örgütünün gövde göste-
risine dönüştürme amaçlı” ol-
duğunu ortaya koyduğu kayde-
dilen raporda, polisin zaman za-
man “zor kullanma yetkisini
kullandığı” ifade edildi.
Komisyon raporunda, Siirt il
merkezindeki gösterilerde, İl
Emniyet Müdürü Cuma Ali
Aydın’õn DTP Diyarbakõr Mil-
letvekili Akın Birdal’a yönelik
sözleri ve elini sõkmamasõ ise
“Birdal’a karşı sarf edilen söz
ve tutumun, değil TBMM’nin
bir üyesine, hiçbir kimseye
karşı olması kabul edilemez ni-
teliktedir” sözleriyle eleştirildi.
Raporda, olaylar sõrasõnda
polis tarafõndan kolu “burku-
lan” Cüneyt Ertuş’la ilgili de-
ğerlendirmede ise izlenen gö-
rüntülerden Ertuş’un “etkisiz
hale getirildikten sonra” da
polislerin “maddi güç kullan-
maya devam ettiği” saptama-
sõnda bulunularak özetle şu gö-
rüşlere yer verildi: “Polislerin
kişiyi etkisiz hale getirmesine
ve görüntülerden kişinin kaç-
maya ve direnmeye yönelik
davranışının olmamasına kar-
şın polislerin çocuğun kolunu
burkmaları, kullanılan zor
kullanma yetkisinin aşılması-
dır. Her ne kadar Cüneyt Er-
tuş’un doktor raporlarında
kolunda kırık olmamasından
dolayı belli bir acı eşiğinin
aşılmaması gerekçesiyle bu
olay, işkence olarak değerlen-
dirilmese de kötü muamele
olarak değerlendirilebilecek-
tir.”
Raporda Van’daki olaylarda
göstericilerin dağõlmamasõ so-
nucunda güvenlik güçlerinin
güç kullandõğõ ve çõkan olay-
larda iki kişinin yaşamõnõ yi-
tirdiği belirtilen raporda, “(...)
Güvenlik güçlerinin maddi
güç yanında göstericileri da-
ğıtmak için 26 barlık plastik
mermi atan silahlar kullan-
dığı, müdahale esnasında,
852 adet gaz fişeği, 572 adet
gaz el bombası, 16 adet sis el
bombası, 405 adet FN 303 sa-
vunma fişeğinin kullanıldığı,
yaralanan göstericilerden Ze-
ki Erinç ve Ramazan Dal
adlı kişilerin isabet eden mer-
milerden dolayı yaşamlarını
yitirdikleri anlaşılmıştır” de-
nildi.
Raporda Hakkâri’nin Yükse-
kova ilçesinde çõkan olaylarda
yaşamõnõ yitiren İkbal Yaşar ile
Fahrettin Şedal’õn ateşli silah-
lardan çõkan mermiler sonucu
yaşamõnõ yitirdiği, ancak gü-
venlik güçleri mi göstericilerden
gelen ateş sonucu mu olduğunun
kesin saptanamadõğõ belirtilen ra-
porda bu konuda “etkin soruş-
turma” yapõlmasõ istenerek
“Ateşli silahlarla meydana gel-
diği belirtilen yaralama ve
ölümler nasıl ve kimlerce ger-
çekleştirildiğinin ortaya çıka-
rılması büyük önem taşımak-
tadır. Yoksa bu yaralanma ve
ölümlerin kolluk tarafından
meydana getirildiği gibi bir
şüphenin her zaman kişilerin
zihninde olması muhtemel-
dir” denildi.
MERSİN’DEKİYOLSUZLUKİDDİALARI