14 Haziran 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 5 KASIM 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Güneydoğu ve AKP... Böylesine ne denir bilemiyorum... On gün önce “Ekonomimiz dimdik ayakta, ön- lemleri aldık” diyordu Tayyip Bey, on gün sonra ise şöyle diyor: “İşsizlik ve yoksulluk kapıda!” Hani küresel ekonomik bunalım Türkiye’yi teğet geçecekti? Başbakan Tayyip Bey, “Hamdolsun biz bu bu- nalımı atlatırız” deyip Van’da “Ya Allah bismillah” de- yip TOKİ evlerini açarken mangalda kül bırakmı- yordu. Doğalgaza yapılan yüzde 80’lik zam ve Maliye Ba- kanı Kemal Unakıtan’ın halkla dalga geçen sözleri: “Yüzde 88’e şükretsinler, yüzde 180 gerekir!” Elektrik zammı kapıda! Emekçi kesim perişan! Üreticiler şaşkın! Denizli’de tekstil fabrikaları kapanıyor, işçiler iş- ten çıkarılıyor ya da ücretsiz izin veriliyor... Denizli’de Dempaş şirketi 200 bin YTL’lik elek- trik faturasını ödeyemediği için üretimi durdurdu... Denizli ve Trakya’daki tekstilciler fabrikalarını Suriye, Mısır, Bulgaristan gibi ülkelere taşımaya ka- rar verdi. Çin’le yarışmak çok güç! Denizli’de 150 bin tekstil işçisi var bugün... Bu sayının 50 bini kadın... Yakın bir zamanda Denizli’deki tekstil fabrikala- rının tümü Suriye, Mısır ve Bulgaristan’a giderse kimse şaşırmasın! Bir yandan ekonomik bunalım, öte yandan Gü- neydoğu’da Kürt milliyetçileriyle Nakşibendile- rin çatışması... Diyarbakır, Van, Hakkâri’de ayaklanma eğilim- leri... İstanbul’un bazı yerleşim birimlerinde PKK’li- lerin araçları benzin döküp yakmaları! Mart 2009’da yerel seçimler yapılacak! DTP Diyarbakır, Hakkâri, Batman başta olmak üzere yerel yönetimleri AKP’ye kaptırmamak için PKK destekli eylemlerin içinde yer alıyor. Diyarbakır’da akan kan zaten bunun haberci- siydi... Peki, Diyarbakır’da yaşam nasıl? 500 binin üzerinde yurttaşımızın yeşil kartı var... AKP altı yıl boyunca Diyarbakır’a, üretime daya- lı bir yatırım yapmadı... Caddelerde ve sokaklarda binlerce işsiz genç do- laşıyor... Kentte “tablacı” olarak bilinen dört bine yakın gezgin satıcı bulunuyor. Fethullahçılar iki yıl önce Diyarbakır’da örgüt- lenmeye başladılar. Değişik adlarda dernek kuran Fethullahçılar, işadamlarıyla ilişki geliştirdiler. Özellikle dini bayramlarda Diyarbakır’a gelen Fet- hullahçılar, tüm Güneydoğu’da gıda, et, para yar- dımında bulunuyorlar. Aldığım bilgiye göre, Fethullahçıların katkısıy- la Diyarbakır’da bir terlik fabrikası kurulmuş. Fab- rikada 50 kişi çalışıyor. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, Diyar- bakır’da yoksullara her yıl 150 milyon YTL dağıtıyor. Bir yatırım firması “Forum Diyarbakır”ı açacak- tı. Yatırım değeri 120 milyon Avro’ydu. Alışveriş mer- kezi 60 bin metrekarelik alana kurulacak, 2009 yı- lında açılacaktı. 2 bin 500 kişiye iş sağlayacak olan “Forum Diyarbakır” projesinden temelleri atıldık- tan sonra vazgeçildi. Hilton oteller zinciri de kentte yapacağı yatırımı bir başka tarihe erteledi... Sanayici ve işadamları Güneydoğu’ya yatırım yap- maktan çekiniyor. Bölgede işsizlik ve yoksulluk her geçen gün ar- tıyor! Dinsel temele dayalı ve içinde tarikatları barındı- ran siyasetle PKK’nin etkisi zayıflatılmak isteniyor. Başbakan Tayyip Bey Diyarbakır’dan Hakkâri’ye değin uzanan Güneydoğu gezisinde sanırım bazı gerçekleri gördü... AKP sözcüleri üstü kapalı olsa da PKK’nin AB ül- keleri ve ABD’nin koruması altında olduğunu açık- ladılar. Güneydoğu sorunu ne etnik milliyetçi söylem- lerle ne de dinsel temele dayalı politikalarla çö- zümlenebilir. Çağa uygun, bir sosyalist partinin yeniden yapı- lanmasıyla, Seçim ve Partiler Yasası’nın değişme- siyle belirli adımlar atılabilir! TİP hareketi 1965 seçimlerinde “Milli Bakiye” sis- temiyle Meclis’e girince İsmet İnönü “CHP ortanın solundadır” demek zorunda kaldı. Bülent Ecevit “demokratik sol”u benimsedi, Marksist söylemler- le 1973 ve 1977’de Güneydoğu’daki bağnazlığa kar- şın büyük oy aldı. Bu konuya yarın da devam edeceğim! [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 Demirel: AB sınav veriyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Eski Cumhurbaşkanlar’dan Süleyman Demirel, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir “Avrupalõlaşma” projesi olduğunu dile getirerek bu sürecin Avrupa Birliği’ne tam üye olunmasõyla tamamlanabileceğini söyledi. İzmir’de gerçekleştirilen 9. Kuzey Güney Avrupa Forumu’nda konuşan Demirel, Türkiye ve Balkanlar’õn Avrupa ve dünyada istikrar için önemli coğrafyalar olduğunu vurguladõ. Bu ülkelerin birliğe alõnõp alõnmamasõnõn AB için bir sõnav niteliği taşõdõğõnõ kaydederek “AB, ayrõmcõ mõ, bütünleştirici mi, bunun sõnavõnõ vermektedir” dedi. Osman Şirin emekli oluyor ANKARA (AA) - Yargõtay Başkanvekili ve Ceza Genel Kurulu Başkanõ Osman Şirin, bugün yaş haddinden emekliye ayrõlacak. Şirin’in emekliye ayrõlmasõ nedeniyle Yargõtay’da tören yapõlacak. Şirin’den boşalan başkanvekilliği için yarõn yapõlacak seçimde, 2. Ceza Dairesi Başkanõ Nedim Baran, 3. Ceza Dairesi Başkanõ Muhittin Mõhçak, 5. Ceza Dairesi Üyesi İhsan Akçin, 8. Ceza Dairesi Üyesi Hamdi Yaver Aktan ve 11. Ceza Dairesi Üyesi Sedat Bakõcõ yarõşacak. Gaziden valiye ziyaret BİLECİK (AA) - Tunceli’nin Pülümür ilçesi Kocatepe Karakolu’na terör örgütünce 4 Haziran 2007’de düzenlenen saldõrõda yaralanan ve tedavisi süren komando er Yunus Küçük, Bilecik Valisi Musa Çolak’õ ziyaret etti. Küçük, Vali Çolak’õn, hastanede tedavi gördüğü sõrada sürekli telefon ederek sağlõğõyla ilgili bilgi aldõğõnõ, daha sonra kendisini evde ziyaret ettiğini belirterek, “Her zaman yanõmda olan Valimize teşekkür etmek istedim” dedi. Kocatepe Karakolu’na düzenlenen saldõrõda 7 asker şehit olmuş, 7 asker yaralanmõştõ. ‘Tutuklamalar göz dağı amaçlı’ İstanbul Haber Servisi - DTP İstanbul İl Örgütü, son dönemde partilerine yönelik baskõlarõ protesto ederek, tutuklanan yöneticilerinin serbest bõrakõlmasõnõ istedi. Taksim’de bulunan DTP İstanbul İl binasõnda düzenlenen basõn toplantõsõnda konuşan DTP İstanbul İl Başkan Yardõmcõsõ Dursun Yõldõz, pazar günü Taksim’de yapmak istedikleri basõn açõklamasõna polisin müdahale ettiğini, onlarca kişinin gözaltõna alõndõğõnõ ve İstanbul il başkanlarõ ile Fatih ilçe başkanlarõnõn tutuklandõğõnõ hatõrlattõ. Yõldõz, tutuklamalarõn göz dağõ amaçlõ olduğunu iddia etti. DTP’Lİ TÜRK’TEN ÇAĞRI ‘Gül, Özal gibi rol üstlensin’ Erdoğan’õn ‘Sabõr ama nereye kadar’ sözleriyle ‘katliniz vaciptir’ fetvasõ verdiğini söyleyen Ahmet Türk, artan gerilimin durmasõ için Cumhurbaşkanõ Gül’ün devreye girmesini istedi. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk, son dönemde bölgede ve ülkede artan gerilimin durdurulmasõ ve “barış ortamı”nõn sağlanmasõ için geç- mişte 8. Cumhurbaşka- nõ Turgut Özal’õn üst- lendiği rol gibi, Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül’ün de “devreye girmesi” çağrõsõnda bu- lundu. DTP Grubu dün ger- gin bir ortamda başladõ. Hakkâri’de medya men- suplarõna yönelik saldõ- rõyõ protesto eden bir grup foto muhabiri ve kameraman, görüntü al- dõktan sonra grup salo- nunu topluca terk etti. Bu sõrada kürsüye gelen DTP Genel Başkanõ Ah- met Türk, gazetecilerin salonu terk etmesinden büyük üzüntü duydu- ğunu, basõn özgürlüğü- nü her zaman savun- duklarõnõ belirterek “Ba- sına yönelik fiziki sal- dırılarla birlikte tüm saldırıları yürekten kı- nıyorum. Basına karşı böyle bir uygulama- nın (Hakkâri’deki sal- dırının), DTP’nin ba- sına karşı yaptığı ça- lışmaymış gibi göste- rilmesi bizi üzmekte- dir” dedi. Cumhurbaşkan Ab- dullah Gül’e geçmişte Özal’õn yaptõğõ gibi “rol üstlenmesi” çağrõsõnda bulunan Türk, “Sayın Cumhurbaşkanı’nı bir uzlaşı, bir diyalog ve sorunların çözümünü hedefleyen bir man- tıkla göreve davet edi- yoruz. Bu gergin süre- cin hepimize büyük zararlar vereceğinin inancındayız, bilincin- deyiz. Bizim amacı- mız, gerçekten halk- larımızın sevgiyle ku- caklaştığı bir ortamı hazırlamaktır” diye konuştu. Başbakan Tayyip Er- doğan’õn pompalõ tü- fekle ateş eden kişiye yönelik “Sabır ama ne- reye kadar?” sözlerine de tepki gösteren Türk, “Başbakan, her türlü sabrı gösterdiklerini, bundan sonra sabır göstermeyeceklerini söylüyor, ‘katliniz va- ciptir’ fetvası veriyor. Bir süre sonra da şe- riatın kestiği parmak acımaz diyecek. Bu ül- ke insanları böyle bir açıklamayı hak etmiş değildir” dedi. Gül’den İzmir övgüsü CHP lideri Baykal’dan ‘halk kendisini savunur’ diyen Başbakan Erdoğan’a soru: ‘Sen niçin varsõn?’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başka- nõ Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn son açõklamalarõna tepki gösterirken “Kimsenin kimseye ‘çek git’ deme hakkı yoktur. Çekip gitmesi gereken sensin, AKP iktidarıdır” dedi. CHP’nin dünkü grup top- lantõsõnda bazõ eski milletve- killeri ile Anavatan Partisi ve DP’den istifa eden bazõ bele- diye başkanlarõ partiye katõldõ. “Artık bir araya gelme za- manıdır. Yerel seçimlerde el ele vermek zorundayız” me- sajõ veren Baykal’õn gündem- deki konularla ilgili değerlen- dirmeleri de özetle şöyle: Sen çek git: Başbakan terörün sõrtõnõ sõvazlayarak, ona hoş görünerek, terörün yan- daşlarõnõ, hamilerini sahiple- nerek, ilişkiler kurarak konuyu kontrol edeceğini zannetti. Bu- nun yanõlgõ olduğu açõktõ. Son günlerde bu tablo karşõsõnda kõvranmaya başlamõştõr. Çek- sinler gitsinler, demeye başla- dõ. Bu memleket hepimizin memleketi. Kimsenin kimseye “çek git” deme hakkõ yoktur. Başbakan, orada kendisine yö- nelik olumsuz davranõşlar ser- gileyenlere kõzõyor olabilir, si- laha, şiddete başvuranlara kõ- zõyor olabilir ama kimseye “çek git” diyemezsiniz. O yanlõşlarõ yapanlar, sadece onlar, belli bir etnik kesim de- ğil, o bölgede yaşayanlar değil. Onlar sizin iktidar olarak göre- vizi yapmanõzla o davranõşlarõ yapamaz hale gelmelidir, suç iş- leyenleri etkisiz kõlmak sizin görevinizdir. Hiçbir vatandaşõmõn çekip gitmesine gerek yoktur, çekip gitmesi gereken sensin, AKP iktidarõdõr. Terörle mücadele- deki yanlõşlar Türkiye’yi bura- ya getirdi. Şimdi, pompalõyla kendini savunmak halkõn hak- kõdõr, diyor. Eğer halk kendisi- ni pompalõ silahla savunacak ise sana ne ihtiyaç var, senin işin ne, sen niçin varsõn? Bu, ken- dini inkâr değil mi? Halk ken- dini mi savunacak, senin işin ne, sen niye başbakansõn o zaman? Başbakan seyirci, trafik polisi. Herkes hücum edecek, trafik iş- lemez hale gelecek, o da şaşõ- racak. Başbakan “Silahla de- mokrasi olmaz” demiş. Yeni mi anladõn? Parayla, poşetle, rüşvetle demokrasi olur mu? Deniz Feneri’ne akla- ma: Kriz karşõsõnda yurtdõ- şõndan Türklerin paralarõnõ ge- tirelim diye düşünüldü. Gördük ki, bu projenin altõnda bir ça- panoğlu yatõyor, aslõnda bir mali af tasarõsõ. Deniz Feneri ta- kibatõ da bu yasadan faydala- nacaktõr. Suçlularõn önemli bir kõsmõ aklanma imkânõnõ elde edecektir. 2 yõllõk bir süre için mevduata tam garanti verme yetkisini hükümet aldõ. Kaygõm odur ki, bu genişletme sadece tasarruf mevduatõna değil, ticari mevduatõ da kapsayacak şe- kilde genişletilir. Bu politika- larla Türkiye’nin iki yakasõ bir araya gelmez. Doğalgaz zammı: Ge- ceyarõsõ 02.00’de darbe yapar- casõna -günün aydõnlõğõ torba- ya girmiş gibi- bir büyük karar alõnõverdi, kõşa girerken do- ğalgaza yüzde 22.5 zam yapõl- dõ. BOTAŞ’õn katrilyonlarca alacağõ vardõr, burada ağõr yol- suzluklar olmuştur. BOTAŞ yönetimi, TBMM KİT Komis- yonu’na gelip hesap veremez hale düşmüştür. Hapiste ol- mayan yöneticisi olmadõğõ için. Ankara büyükşehir belediyesi BOTAŞ’a borcunu ödemiyor. Ama seçime giden bir dönem- de halka partizanca siyasi rüş- vet dağõtarak oylarõnõ ipotek al- tõna alabilmek için yiyecek po- şetleri dağõtõyor. Hakkâri’de yürüye- mezsiniz: Sayõn Kılıçda- roğlu gelirken bir belgeye dik- katimi çekti. Belge deyince akla artõk sayõn Kõlõçdaroğlu geliyor. İGDAŞ, okul aile bir- likleri benim faturamõ ödesin, diyor. İstanbul’daki okulun doğalgaz faturasõnõ ödeye- mezseniz, Hakkâri’de sokakta niye yürüyemez hale geldiği- nize şaşmamak gerekiyor. Bir büyük yozlaşma yaşanõyor. Adli tõbba bakõyorsun, noter- lere bakõyorsun, bir yozlaş- ma. RTÜK Başkanõ hakkõnda belge açõkladõ Sayõn Kõlõçda- roğlu. RTÜK’e dokunulmaz- lõğõ da bunlar verdi. Gelin do- kunulmazlõklarõ sadece siya- setçiler için değil, bütün kamu görevlileri için hep beraber kaldõralõm. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 9. Yıllık Kuzey Güney Avrupa Eko- nomik Forumu’na katılmak için geldiği İzmir’den, Vali Mustafa Cahit Kıraç, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve Ege Or- du Komutanı Orgeneral Hayri Kıv- rıkoğlu’nu ziyaret ederek ayrıldı. Gül, ilk olarak Kıraç’ı ziyaret etti. Kıraç’ın İzmir Hükümet Kona- ğı’nın kabartmasını armağan etti- ği Gül, valilik şeref defterini imza- ladı. Buradan Kocaoğlu’nun ma- kamına yürüyerek giden Gül, çev- rede toplanan yurttaşlara el salla- dı. Gül, belediye başkanlığı ziyare- tinde de “Türkiye’nin en güzel, en şirin ilinde bulunmaktan onur du- yuyorum” dedi. Kocaoğlu tara- fından armağan edilen İzmir Saat Kulesi’nin minyatürünü alan Gül, burada da şeref defterini imzala- dı. Gül daha sonra da Ege Ordu Komutanı Orgeneral Kıvrıkoğ- lu’nu ziyaret etti. (Fotoğraf: EMRE DÖKER) Başbakan Erdoğan’õn İstanbul’daki gösterilere pompalõ silahla karşõlõk veren bir yurttaşla ilgili “Sabõr nereye kadar” değerlendirmesi yapmasõnõ eleştiren Baykal, “Eğer halk kendisini pompalõ silahla savunacak ise sana ne ihtiyaç var, sen niçin başbakansõn” diye sordu. Terörle mücadeledeki yanlõşlarõn Türkiye’yi bu noktaya getirdiğini söyleyen Baykal, “Bu memleket hepimizin memleketi. Kimsenin kimseye ‘çek git’ deme hakkõ yoktur” dedi. Özcan: Sayõştay ihaleyi onayladõ MERSİN (Cumhu- riyet) - CHP’li Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkanõ Macit Özcan, bazõ gazete ve televiz- yonlarda, hakkõnda çõ- kan yolsuzluk iddialarõ- nõ düzenlediği basõn top- lantõsõyla yalanladõ. Haberlerin CHP Grup Başkanvekili Ke- mal Kılıçdaroğlu’nun Mersin’de bir panele ka- tõlmasõnõn hemen ardõn- dan gerçekleşmesinin de manidar olduğunu ifade eden Özcan, id- dialarla ilgili inceleme talimatõ verdiğini söyle- di. Araştõrmalar netice- sinde iddialarda adõ ge- çen Olur Gübre’den 2005 yõlõnda 63 bin 500 YTL’lik, Elazo Güb- re’den ise 81 bin 100 YTL’lik mal alõndõğõnõ belirlediklerini anlatan Özcan, “Ben de dosya- ları inceledim. Tespit ettiğim herhangi bir yanlış yok. Mal alı- mıyla ilgili ihalelerin, yasada belirtilen usul- lere uygun yapıldığı ve Sayıştay denetiminden geçtiği tarafıma bildi- rilmiştir” diye konuştu. Özcan, bu gazete ve te- levizyonlarõn hiçbirisi- nin, konuya ilişkin ken- disinden görüş almama- sõnõ da eleştirdi. Meclis’ten ‘orantõsõz güç’ itirafõ İnsan Haklarõ Komisyonu tarafõndan hazõrlanan raporda Nevruz kutlamalarõnda yaşanan ölümlerin etkin soruşturulmasõ gerektiği belirtildi AYŞE SAYIN ANKARA - TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme Komisyo- nu’nun Hakkâri, Van, Siirt ille- ri ile Yüksekova’daki Nevruz kutlamalarõnda çõkan olaylarla il- gili yaptõğõ inceleme sonucu ha- zõrladõğõ raporda, eylemlerin “organize ve terör örgütünü destekleme” amaçlõ olduğu be- lirtildi. Olaylar sõrasõnda, Ra- mazan Dal ve Zeki Erinç adlõ kişilerin göstericileri dağõtmak için kullanõlan plastik mermile- rin isabet etmesi sonucu öldüğü belirtilen raporda Fahrettin Şe- dal ve İkbal Yaşar’õn ölümle- rinin aydõnlatõlmasi için “etkin soruşturma” yapõlmasõ gerek- tiği ifade edildi. İnsan Haklarõnõ İnceleme Ko- misyonu içinde Mart 2008’deki Nevruz kutlamalarõnda çõkan olaylarõ araştõrmak amacõyla ku- rulan alt komisyon raporunu ta- mamladõ. Raporda komisyonun çõkan olaylarla ilgili Van, Hak- kâri, Siirt illeri ile Yüksekova il- çesinde yaptõklarõ incelemelere yer verildi. Çõkan olaylarõn şek- li, katõlanlarõn yaş grubu olarak benzerliği, atõlan sloganlarõn bir- biri ile uyumluluğu, tek bir mer- kezde değil, birden çok mer- kezde toplanarak eylem yapõl- masõnõn eylemlerin “önceden organize edildiği, kutlamaların terör örgütünün gövde göste- risine dönüştürme amaçlı” ol- duğunu ortaya koyduğu kayde- dilen raporda, polisin zaman za- man “zor kullanma yetkisini kullandığı” ifade edildi. Komisyon raporunda, Siirt il merkezindeki gösterilerde, İl Emniyet Müdürü Cuma Ali Aydın’õn DTP Diyarbakõr Mil- letvekili Akın Birdal’a yönelik sözleri ve elini sõkmamasõ ise “Birdal’a karşı sarf edilen söz ve tutumun, değil TBMM’nin bir üyesine, hiçbir kimseye karşı olması kabul edilemez ni- teliktedir” sözleriyle eleştirildi. Raporda, olaylar sõrasõnda polis tarafõndan kolu “burku- lan” Cüneyt Ertuş’la ilgili de- ğerlendirmede ise izlenen gö- rüntülerden Ertuş’un “etkisiz hale getirildikten sonra” da polislerin “maddi güç kullan- maya devam ettiği” saptama- sõnda bulunularak özetle şu gö- rüşlere yer verildi: “Polislerin kişiyi etkisiz hale getirmesine ve görüntülerden kişinin kaç- maya ve direnmeye yönelik davranışının olmamasına kar- şın polislerin çocuğun kolunu burkmaları, kullanılan zor kullanma yetkisinin aşılması- dır. Her ne kadar Cüneyt Er- tuş’un doktor raporlarında kolunda kırık olmamasından dolayı belli bir acı eşiğinin aşılmaması gerekçesiyle bu olay, işkence olarak değerlen- dirilmese de kötü muamele olarak değerlendirilebilecek- tir.” Raporda Van’daki olaylarda göstericilerin dağõlmamasõ so- nucunda güvenlik güçlerinin güç kullandõğõ ve çõkan olay- larda iki kişinin yaşamõnõ yi- tirdiği belirtilen raporda, “(...) Güvenlik güçlerinin maddi güç yanında göstericileri da- ğıtmak için 26 barlık plastik mermi atan silahlar kullan- dığı, müdahale esnasında, 852 adet gaz fişeği, 572 adet gaz el bombası, 16 adet sis el bombası, 405 adet FN 303 sa- vunma fişeğinin kullanıldığı, yaralanan göstericilerden Ze- ki Erinç ve Ramazan Dal adlı kişilerin isabet eden mer- milerden dolayı yaşamlarını yitirdikleri anlaşılmıştır” de- nildi. Raporda Hakkâri’nin Yükse- kova ilçesinde çõkan olaylarda yaşamõnõ yitiren İkbal Yaşar ile Fahrettin Şedal’õn ateşli silah- lardan çõkan mermiler sonucu yaşamõnõ yitirdiği, ancak gü- venlik güçleri mi göstericilerden gelen ateş sonucu mu olduğunun kesin saptanamadõğõ belirtilen ra- porda bu konuda “etkin soruş- turma” yapõlmasõ istenerek “Ateşli silahlarla meydana gel- diği belirtilen yaralama ve ölümler nasıl ve kimlerce ger- çekleştirildiğinin ortaya çıka- rılması büyük önem taşımak- tadır. Yoksa bu yaralanma ve ölümlerin kolluk tarafından meydana getirildiği gibi bir şüphenin her zaman kişilerin zihninde olması muhtemel- dir” denildi. MERSİN’DEKİYOLSUZLUKİDDİALARI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear