24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 TEMMUZ 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Başbakan ‘Tek başına iktidara gelmezsem siyaseti bırakırım’ açıklamasının manevra olduğunu itiraf etti 7 Erdoğan’ın ‘çekilme’ taktiği ‘Teknolojik aday’ın hedefi ? Haber Merkezi CHP İstanbul 1. bölgeden milletvekili adayı olan Emin Korur Kalender, partisinin komple bir bilişim reformu planladığını belirtti. 20 milyar dolarlık hacme sahip telekomünikasyon sektöründe, kendi kurduğu şirketle Türkiye’nin en büyük 300 firması arasına girmeyi başaran Kalender, bilişim ve telekomünikasyon sektöründeki deneyimini siyasete taşıyor. Çin ve Hindistan gibi Avrupa bilişim pazarlarına açılmak isteyen dev Asyalı firmaların Türkiye’yi üs yapmasıyla binlerce kişiye istihdam imkânı sağlanacağını savunan Kalender, bu konuları da içine alan CHP’nin bilişim programındaki “Türk Teknoloji Öbekleri” programının hazır olduğunu anlattı. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Vaziyeti Umumiye (3) Sandık başına gitmek için şunun şurasında üç gün kaldı. Kimi partiler oylarını artırmak için var güçleriyle, kimileri baraja takılmamak, kimisi de iktidardan düşmemek için can havliyle çalışıyorlar. Bu seçimi diğerlerinden ayıran en önemli özellik, gerçekleri saklamanın ya da çarpıtmanın şimdiye kadar görülmediği ölçüde yurt sathına yayılmış olması. Meydan kürsülerinden haykırılan, yol kenarlarındaki panolara yapıştırılmış alacalı bulacalı afişlerde yer alan, hazırlayanların gözlerini kırpmadan yazdıkları yalanlardan geçilmez oldu. Özellikle iktidar partisinin geride bıraktığı 4.5 yılın başarılarını(!) seçmenin gözüne sokma çabaları seçim döneminin başlıca eleştiri konuları arasında yer alıyor. Köşe yazılarında ya da internet sitelerinden postalanan iletilerde, afişlerde yer alan bilgilerle gerçeklerin bağdaşmadığını vurgulayan örneklerden geçilmez oldu. Bu sürecin yarattığı iki olumsuz gelişme de neredeyse dillerden düşmüyor. Devlet kurumlarının ya da anket şirketlerinin açıkladığı oranlara inanma düzeyi dibe vurmuş durumda. İktidar partisi adına yapıldığı açıkça anlaşılan yönlendirme girişimleri, oy barajını aşmasından çekinilen partilerin önünü kesmenin yanı sıra kimi partilerin pompalanmasıyla CHP ve MHP’nin oy oranlarını düşürmeyi de hedef tahtasına yerleştirmiş gözüküyor. Bakalım son üç günde daha nice gıllıgışlı girişimlere tanık olacağız? ??? Geride bırakacağımız son 4.5 yılda gündeme getirilen yolsuzluk iddiaları da geçmiş dönemlere oranla büyük bir patlama yaptı. Gazeteci arkadaşlarımız, gazete sayfalarına ve televizyon ekranlarına yansıttıkları yolsuzlukları, belgelerini de ekleyerek kitaplaştırdılar. İktidarla aralarını bozmak istemeyen yayın organları ile yazarlar pek önem vermeseler de kimi yazarların köşelerinde, yolsuzluklara ilişkin alıntılar kamuoyunun bilgisine iletiliyor. Dikkatimi çekenlerden birkaçını bir kez de ben anımsatmak istiyorum. Ergün Poyraz: Musa’nın Çocukları Tuncay Mollaveisoğlu: Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda İlhan Taşcı: Bir AKP Belge’seli, Maskesiz Soygun Kitaplarda her ne yazılmışsa, konuya ilişkin belgeler de özenle eklenmiş. “Yanlış, yalan, çarpıtılmış” demek olasılığı yok. Bu nedenle konu edilen devletlilerle mahdumlarının da sesleri çıkamıyor. ??? Farkına varılan tehlikeler nedeniyle oluşan tepkiler sürüyor. Bana göre önemli, ama henüz farkına varılamamış bir tehlike daha var. Yurttaşların yolsuzluk ve usulsüzlükleri kanıksama tehlikesi. Turgut Özal’ın “Benim memurum işini bilir” deyişiyle başlayan ve “Alışırsınız, alışırsınız” deyişiyle süren yaklaşımı, bu dönemde yeniden geçerlik kazanıverdi. Geçerlik kazanmakla da kalmayıp gelişme(!) gösterdi. Farkına varılan tehlikeleri, anayasayı yeniden tek dayanak alarak aşmak mümkün. Ancak yolsuzlukları kanıksama olgusunu aşmak hiç de kolay değil. Bu yolsuzlukları herkesin yapabileceği ve yapanın yanına kâr kalacağı inancını da yaygınlaştırarak sürdürme çabalarının propagandaya bile dönüştürülmesi, kolaylıkla engellenemeyecek bir tehlikeyi beraberinde getiriyor. Şimdiki muhalefetin bu tehlikeyi neredeyse yok sayan yaklaşımı ve eskilerin “kayıkçı kavgası” olarak nitelediği yöntemleri yeğlemesi, gelecekte kendileri için ayakbağı olacak kanıksamayı gözlerden kaçırmalarına da neden oluyor. Yolsuzlukla mücadele sadece gazetecilere düşen bir görev değil ki... ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, “Tek başına iktidara gelmezsem siyaseti bırakırım” manevrası ile muhalefet liderlerini köşeye sıkıştırma taktiği izliyor. Erdoğan’ın, kendi partisi dışında bir koalisyon hükümeti olasılığına karşı şimdiden pozisyon alma çabası içinde olduğu dile getirilirken, koalisyon hükümeti istemeyen seçmenlerin de oyunu kendi partisine çekmeyi hedeflediği belirtiliyor. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın seçimleri kaybetmesi durumunda Rodos’a kadar yüzeceğini, DP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ın da aynı konuda “Ben de Edirne’den Hakkâri’ye yürürüm” açıklamasının ardından Erdoğan da, “Tek başına iktidara gelmezsem siyaseti bırakırım” açıklama ? Çıkışıyla muhalefet liderlerini köşeye sıkıştırma taktiği izlediği belirtilen Erdoğan’ın, yeni Meclis aritmetiği ve hükümet olasılıklarına karşı şimdiden pozisyon alma çabası içinde olduğu dile getiriliyor. Kulislerde, Erdoğan’ın diğer yandan da koalisyon hükümeti istemeyen kararsız seçmenleri bu taktikle etkilemeye çalıştığı kaydediliyor. sı yaptı. Ancak Erdoğan, Isparta mitinginde söylediği bu açıklamasının bir taktik olduğunu önceki akşam katıldığı televizyon programında itiraf etti. arkasının görülmeden değerlendirilmesinin yanlış olacağını söyledi. Erdoğan, “CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye seslenirken geçmişleriyle bugünü analiz ederek, bir de son zamanlarda gazetelere verdikleri ilanlarda ‘tek başına iktidar’ ifadelerini kullanıyorlar. Böyle bir şeyin ne kadar hayal ürünü olduğunu ortaya koymak için söyledim” dedi. Erdoğan, şu görüşleri dile getirdi: “Sayın Bahçeli, geçen seçimlerde, ‘Seçimi kaybettim, ayrılıyorum’ de C Erdoğan, Star TV’de “Türkiye’nin HP VE MHP’YE YÜKLENDİ Seçimi” programında, “Tek başına iktidar olmazsam ben siyaseti bırakıyorum. ‘Sayın Baykal, Sayın Bahçeli siz de bırakacak mısınız?’ dediniz. Açıklamanızı biraz açar mısınız” sorusu üzerine, konuşmalarının önünün miş, ayrılmıştır. Ama 9 ay sonra tekrar işin başına dönmüştür. Bu, bir genel başkana, bir lidere ‘ayrılıyorum’ deyip tekrar gelme noktasında ne kadar yakışmıştır, bunu ben milletimin takdirine bırakıyorum. Sayın Baykal ise zaten bugüne kadar hiçbir zaman bu ülkede bir başbakan olamamış, böyle bir imkân hiç bulamamış. Kendisine karşı çıkanlar olmuş, zaten onları da kendi metotlarına göre tasfiye etmiştir. Eğer tek başına iktidar istiyorsanız ve bunda hakikaten samimiyseniz... Bizim böyle bir endişemiz yok, bu konuda rahatız. O zaman gelin buyurun hodri meydan diyelim. Diyebiliyorsanız ben işte varım. Ama hiçbirinden olumlu cevap gelmiyor, gelmeyecektir zaten.” YSK’DEN AÇIKLAMA Kimlik numarası şart değil ? Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Muammer Aydın, seçimlerde “Seçmen kütüğüne kayıtlı herkes geçerli bir kimlik belgesini ibraz ederek oyunu kullanabilir” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Muammer Aydın, seçimlerde oy kullanırken seçmenlerden kimlik numarasının istenmeyeceğini belirterek “Seçmen kütüğüne kayıtlı herkes geçerli bir kimlik belgesini ibraz ederek oyunu kullanabilir” dedi. Aydın, oy kullanmanın hem hak hem de ödev olduğunu vurgulayarak “Seçmen istediği partiye veya bağımsız adaya oyunu versin. Demokrasimiz için çok önemli” diye konuştu. Aydın, YSK’nin seçime yönelik son hazırlıklarını değerlendirdi ve yurttaşlara son kez uyarılarda bulundu. Sandık kurulu başkanlarının eğitiminin tamamlandığını, oy pusulalarının ve diğer evrakların ilgili seçim kurullarına ulaştırıldığını belirten Aydın, oy pusulalarının çok titiz bir şekilde incelenerek basıldığını söyledi. Muammer Aydın, 41 milyon seçmenin seçmen kütüklerine TC kimlik numaralarıyla kayıtlı olduğunu anımsatarak, 1.5 milyon seçmenin TC kimlik numaralarının tespit edilemediğini, ancak bunların da geçerli bir kimlik belgesiyle oy kullanabileceklerini kaydetti. Seçmen kütüğünde kayıtlı seçmenin kimlik bilgilerinden herhangi birinin yanlış olması halinde kimliğindeki diğer bilgilerle kendisi olduğunu ispat ederse oyunu kullanabileceğini belirten Aydın, nüfus cüzdanlarında TC kimlik numarası olmaması halinde oy kullanılamayacağı yönündeki spekülasyonlara da açıklık getirdi. Aydın, şunları söyledi: “Oy kullanırken TC kimlik numarası istenmeyecek. Seçmen kütüğüne kayıtlı herkes geçerli bir kimlik belgesini (nüfus kâğıdı, resmi daireler veya iktisadi devlet teşekküllerince verilen soğuk damgalı kimlik kartı, pasaport, ehliyet, evlenme cüzdanı) ibraz ederek oyunu kullanabilir. Hatta yasada nüfusu 2 binden az olan yerlerde kişi 2 kişinin şahitlik yapması, yani ‘Seçmen kütüğünde kayıtlı kişi odur’ demesi halinde dahi oyunu kullanabilir. Yeter ki kişi geçerli bir kimlik belgesiyle kendisini ispat etsin.” ‘Herkese eşit sağlık hizmeti’ Nüfus kâğıdı olan herkese sağlık hizmeti vereceklerini söyleyen CHP adayı Prof. Dr. Sacit Yıldız, ‘Koruyucu hekimliğe önem veriyoruz’ dedi İstanbul Haber Servisi CHP’nin 3. bölge 6. sıra hekim milletvekili adayı Prof. Dr. Sacit Yıldız, nüfus kâğıdı olan herkese sağlık hizmeti vermeyi planladıklarını belirterek “CHP olarak özellikle anaçocuk sağlığı alanında koruyucu hekimliğe yönelik projelerimiz var” dedi. Gazetemizi ziyaret eden Yıldız, AKP politikaları içinde, özellikle yaşlı hastaların ilaç almakta sorun yaşadığını ifade etti. AKP’nin popülist politika uğruna hekimlere uygulanan zorunlu hizmeti kaldırdığını, ancak 12 yıl sonra tekrar koyduğunu anımsatan Yıldız, hekimlerin zorunlu hizmete gittikten sonra nereye döneceğini bilmemekten çok rahatsız olduğunu vurguladı. Sacit Yıldız sözlerini şöyle sürdürdü: “Nüfus kâğıdı olan herkese sağlık hizmeti, sağlık güvencesi vermek istiyoruz. Ulusal sağlık sigortası yapacağız. Sağlık Bakanlığı bir koordinatör kuruluş haline gelecek. Hastayla hekim arasındaki para ilişkisini kaldıracağız, standardı yüksek eşit hızlı etkili ağ hizmetini her yerde sunacağız. Ulusal sağlık sigortası, özel ve kamu hastaneleri birbirine destek olacak, birbirine rakip olmayacak. Diğeri de, biz aday adayı olurken dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda taahhütname imzaladık. Bürokrat, işadamı ve siyasetçi arasında üçlü sacayağıyla oluşturulan soygun düzeni ortadan kaldırılacak. Buradan da ciddi bir kaynak aktarımı söz konusu olacak.” CHP’nin engellilere yönelik projeleri olduğuna işaret eden Yıldız, “Ayrıca anaçocuk sağlığı için projelerimiz var. Özellikle koruyucu hekimliği önemsiyoruz. Sağlıkta önce koruyucu hekimlik, sonra erken tanı ve tedavi gelir. Değişik aşılarla koruyucu hekimliği artıracağız” dedi Sezer’den yeni rektör ataması ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Sinop Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Şevket Büyükhatipoğlu’nu atadı. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamada, Sezer’in Sinop Üniversitesi Rektörlüğü’ne Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 130. ve 2547 sayılı Yükseköğretim Yasası’nın 13. maddeleri uyarınca Yükseköğretim Kurulu’nun önerdiği adaylar arasından Prof. Dr. Şevket Büyükhatipoğlu’nu atadığı bildirildi. DSP liderinden ‘gemicik’ tepkisi ? ANKARA (ANKA) DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, “Ülkeyi yönetenlerin çocukları bir gecede 3 milyon dolarlık gemi alıyorlar. Birkaç milyon dolarla Hakkâri çok kısa bir sürede hızla kalkınma sürecine girebilir” dedi. DSP’nin yeni dönem “Parti Okulu” faaliyetlerinin açılışında konuşan Sezer, “Kimse bizi altkimlik, üstkimlik diye bölmeye çalışmasın. Bölmeye çalışanları da sandıkta, vatandaşlarımız lime lime edecek” diye konuştu. ‘Laiklik ortak paydamız’ MHP’nin İstanbul 2. Bölge’deki milletvekili adayları Nazif Okumuş, Cennet Süzer Teker, Kafiye Saatçi, Ahmet Çolak ve Uğur Fora gazetemizi ziyaret ederek partilerinin seçim çalışmaları ve projelerini anlattılar. Nazif Okumuş, laikliğin “ortak payda” olduğunu söyledi. İş kadını Cennet Süzer Teker, “Alevi olmaktan gurur duymakla birlikte siyasete konu edilmesinden” rahatsızlığını dile getirerek “Gerçek Aleviler Aleviliği siyasete alet etmezler. Bunu siyasete alet ederseniz zaten Aleviliği yaşamamış oluyorsunuz” dedi. Prof. Dr. Ahmet Çolak da “Bilim ve teknoloji bakanlığı kurmayı düşünen bir siyasi parti” olduklarını belirtti. Uğur Fora ise Türk gençliğinin kirlenmiş siyaset ve siyasetçiden şikâyetçi olduğunu ifade ederek, “Yeniliğe açık, dünya konjonktürünü takip eden onurlu bir siyaset yapmak istiyoruz” dedi. Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı sırasında “yanıcı, parlayıcı maddeler müdürlüğü” bünyesine “sürülen” Kafiye Saatçi, “Herkes ‘4.5 yıllık AKP iktidarı’ diyor. AKP, 13.5 yıldır aktif olarak Türkiye’nin beşte birini idare ediyor” diyerek İstanbul’u yıllardır aynı düşüncenin yönettiğine dikkat çekti. oerinc?cumhuriyet.com.tr TAM VAKFI’NIN ALMANYA ANKETİ ‘Örnek olmak istedim’ Türkiye’nin istihdama yönelik büyümediğini belirten DP adayı Pınar Eczacıbaşı, ekonomide Kemal Derviş politikalarının izlendiğini söyledi HİLAL KÖSE Gurbetçilere göre Meclis dört partili Haber Merkezi Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) Vakfı’nın Almanya’da yaptığı ankete göre dört parti barajı geçiyor. TAM Vakfı’nın Almanya’da yaşayan 18 yaşın üstündeki bin Türk kökenli seçmenle geçen ay gerçekleştirdiği anketin sonuçları Avrupalı Türk seçmenlerin siyasi tercihlerini ortaya koydu. Anket sonuçlarına göre AKP yüzde 31.7 ile birinci parti olurken CHP yüzde 17.9 oy oranıyla ikinci, MHP ise yüzde 13.6’lık oyla üçüncü parti olarak sıralandı. Avrupalı Türklerin oylarının esas alındığı ankette barajı aşan dördüncü parti DP oldu. DP yüzde 10.1 oranıyla barajı geçti. Avrupa genelinde seçme hakkına sahip Türk kökenlilerin toplam sayısı 2 milyon 455 bine ulaşırken, sadece Almanya’da oy kullanma hakkına sahip seçmenin sayısı 1 milyon 150 bini buluyor. Avrupalı Türkler bulundukları ülkede oy kullanamıyor, YSK’nin belirlediği tarihler arasında sınır ve gümrük kapılarında oy atıyor. CHP’de seçim günü hazırlığı ? ANKARA (ANKA) CHP, seçim sonuçlarının genel merkeze en kısa zamanda ulaşabilmesi için her il ve ilçeye özel telefon numarası tahsis etti. Sonuçlar CHP Genel Merkezi’nde internet üzerinden de izlenecek. CHP Genel Sekreteri Önder Sav, yaptığı açıklamada seçim günü sandık kurullarında görev yapacak partilileri uyardı. Sav, CHP’li sandık görevlilerinin, seçim sonuçlarının tutanağa geçirilmesi ve sandığın mühürlenip sandık başkanı tarafından ilçe seçim kuruluna teslim edilmesine kadar, sandık başkanına refakat etmelerini istedi. Cep telefonu serbest Oy pusulasında bağımsız adayların yerlerinin kolayca tespiti için bazı adayların yaptıkları çalışmalara ilişkin bir soru üzerine, bazı siyasi partilerin ve bağımsız adayların YSK’ye başvurarak, oy pusulasından bir örnek istediklerini kaydeden Aydın, bu istemi kabul etmediklerini, ancak hâkim nezaretinde oy pusulalarının incelenebileceğini bildirdiklerini anlattı. Muammer Aydın, bir başka soru üzerine, bazı partilerin oy verme kabinlerine cep telefonlarıyla girilmemesi yönünde başvuruları olduğunu, ancak bu istemi reddettiklerini kaydetti. Aydın, “Mahsuru olabilir, ancak bu konuda yasal bir sınırlama yok. Biz herkesin oy kullanması için çabalıyoruz” dedi. DP İstanbul 2. bölge milletvekili adayı Pınar Eczacıbaşı, Türkiye’de 1 milyon insanın açlık sınırında, 4 kişiden 1’inin de yoksul olduğunu belirterek iktidarın 5 yıllık süreçte, Kemal Derviş’in ortaya koyduğu IMF politikasını uyguladığını belirtti. Londra merkezli bir varlık yönetimi şirketi Schroders’in Türkiye temsilcisi, Genç Yönetici ve İşadamları Derne ği’nin Başkanı Pınar Eczacıbaşı, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra yaşanan süreçte, parlamentoda daha dengeli bir dağılımın olması gerekliliğine inandığı için aday olduğunu söyledi. İş dünyasının ve kadınların Meclis’te temsili için, birilerinin elini taşın altına sokması gerektiğini de düşünen Eczacıbaşı, “Her şeyden önemlisi, biraz örnek olmak istedim. İnsanların kötü bakması, politikayı maalesef belirli zümre tarafından yapılan bir iş şekline dönüştürdü” dedi. KONOMİDE SIKINTI ‘E BÜYÜK’ Sivil toplum çalışmalarını Meclis’e de taşımak isteyen Eczacıbaşı, yeni dönemde dengeli bir TBMM olacağını ifade etti. Eczacıbaşı, “Çok büyük ekonomik sıkıntıları var. 1 milyon in sanımız açlık sınırında, 4 kişiden 1’i yoksul. 5 kişiden 1’i okuma yazma bilmiyor. Batıyla Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgeleri arasındaki gelir uçurumu inanılmaz. İşsizlik almış başını gitmiş, yüzde 20’lere çıkmış. Tartışılanın bunlar olması gerekirdi” diye konuştu. Eczacıbaşı, Türkiye’nin istihdama dayalı büyümediğini, hükümetin, Kemal Derviş’in ortaya koyduğu IMF programını yürüttüğünü belirtti. Eczacıbaşı, “Büyüme hane halkına yansımadığı sürece bunun çok da bir anlamı kalmıyor” yorumunda bulundu. Gerekli nitelikli işgücünün yetişmesi için eğitim sisteminde ciddi reformların yapılması gerektiğini vurgulayan Eczacıbaşı, “KOBİ’lerin, küçük orta ölçekli işletmelerin ve girişimciliğin önünü açacak projelerim var” ifadesini kullandı. CUMHURİYET 07 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear