26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 TEMMUZ 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Bizans Sempozyumu’ndaki “Selçuklu” bildirileri, dostluğun ve kardeşliğin izlerini yansıttı 15 ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Anadolu’da tarihsel komşuluk iyasetin seçim söyleminde “kardeşlik” öne çıktı. Çünkü Anadolu’nun “birlikte yaşama”ya dayalı “kendine has” toplumsal tarihini kavrayamayanlar, buna yabancı “Batı”nın “azınlık” kavramına sarılmışlar... O kadar ki “demokrasi”yi bile farklı toplumsal beklentilere dayanan farklı görüşler yerine, sadece “farklı ırk”lara bağlar oldular. Onlara göre insanların “düşünce”leri ne olursa olsun, demokrasi için asıl önemli olan “etnik köken”leri.. En gerici fikirleri savunanlar bile eğer “azınlık”lardansa, “demokrat” sayılıyorlar. İşte böylesi “ayrılıkçı” anlayışların “insan hakları” adına “siyasallaştığı” şu seçim ortamında, Anadolu’daki “ortak yaşama kültürü”nün temellerine de değinilen bir etkinlik, 2528 Haziran 2007’de gerçekleştirildi. Vehbi Koç Vakfı’nca, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin ev sahipliğinde, Sevgi Gönül anısına düzenlenen, “Uluslararası Bizans Araştırmaları Sempozyumu”nda, bazı bildiriler de “Bizans ile Selçuklu”nun ortak uygarlık değerlerini ele almışlardı. Örneğin bu birlikteliğin mimarideki yansımalarını “Selçuklular, Bizans malzemesini kendi öz yaratıları ile birlikte, büyük hoşgörü ve uyumla kullanmıştır” diyerek anlatan Gönül Öney şunları vurguluyor: “Selçuklular, İran ve Ortadoğu’nun zengin mirasını bünyelerinde yoğurarak, Anadolu’da Hıristiyan, Bizans ve Ermeni yerleşim bölgelerinde yeniden şekillendirdi. Değişik din, dil ve kültürlerden gelen ustaların tasarımları, eserleri, Anadolu’da yeniden filizlendi...” Öney’e göre Selçuklu sanatına özgü taş kabartma, sembolik aslan, çift başlı kartal, tavus, balık, ejder, hayat ağacı gibi figürler, “Orta Asya inançlarını Bizans gelenekleriyle harmanlayarak” camileri, medreseleri, hanları, kaleleri, sarayları süslemişlerdi... Aynı etkilenmenin “sikke”lerdeki izlerini anlatan Adil Özme de şunları söylüyor: “Selçuklu sikkelerinde cepheden tasvir edilmiş yarım portreler, tahtta oturan İktidar, Erdem ve Yanlış Önermeler... Batı biyografi edebiyatının en önemli yazarlarından Emil Ludwig, ünlü “Napoléon” biyografisinde Napolyon’a ilişkin şöyle bir alıntıya yer verir: “Aradığı, aslında erdemdi; onu bulamayınca iktidarı aldı.” Bu alıntı, erdemin enderliğinden iktidar ile erdemin bağdaşmazlığına kadar uzanan çok geniş bir yelpazede yorumlanabilir. Ama gerçek şudur ki, iktidar ile erdem arasındaki ilişki, neredeyse düşünce tarihinin başlangıç noktasından günümüze kadar uzanan bir çizgide hep inceleme konusu olmuştur. İktidarın özü gereği erdemi içeremeyeceği, çünkü iktidarın –yine özü gereği– zaten ‘ahlaktan yoksun’ olduğu görüşünden, iktidar ile erdem arasında türlü bağdaştırma girişimlerine kadar türlü düşünce dalgalanmaları, konuyu tarih boyunca gündemde tutmuştur. İktidar olgusu, çoğu kez sınırsızlığa uzanmaya eğilimli bir gücün baştan çıkarıcılığıyla, bir kez ele geçirildikten sonra artık hiç yitirilmeyebileceği yanılsamasıyla ve sürekli yükselme tutkusundan kaynaklanma başdöndürücülüğüyle, erdemi içinde veya yakınında ne ölçüde barındırabileceği sorusuna hep kaynaklık etmiştir. Özellikle geçmişte, iktidarların güçlerini yapıp ettikleri nedeniyle hesap sorulması olanaklarını da ortadan kaldırma hedefi üzerinde odaklaştırmaları, erdem karşısında iktidar olgusunu daha da korkutucu kılmıştır. İktidarın özü gereği sınırsızlığa yönelmesi karşısında bir yandan belli sürelerle sınırlanması, öte yandan da bu süreler içersindeki etkinliklerin yasal düzenlemelerle denetim altına alınması, başka deyişle iktidarı ellerinde bulunduranlardan hesap sormanın koşullarının hep gündemde tutulması, Batı demokrasilerinin olmazsa olmaz niteliğindeki temel taşlarıdır. İktidarın keyfi kullanımı, bu arada iktidar sahiplerinin kişisel çıkarlarına hizmet eden yörüngelere de kaydırılması, soyut bir ahlaka aykırılık durumundan öte, kitleleri yanlış örneklemelere de götürücü bir etki yarattığından, yıkıcıdır. Çünkü yeterli güvencelerle dengelenmemiş iktidarlar, zaman içersinde kolaylıkla ibretlik olmaktan çıkıp bugün ona sahip bulunmayanları yarın onu aynı amaçlarla ele geçirme tutkusuna itebilir. İktidarlardan, başta yolsuzluklar olmak üzere, türlü sınır aşmalarının hesabının sorulmadığını görenler, yarın iktidara geldiklerinde aynı sınır aşmalarına kolaylıkla ‘iktidarın doğal gereği’ gözüyle bakabilirler. Bunun sonucu, doğrudan iktidarların uygulamalarından kaynaklanma bir ahlaksızlığın giderek artan bir yaygınlıkla yerleşmesi ve hatta zaman içersinde kendine özgü, sapkın bir ‘ahlaka’ dönüşmesidir. Eğer böyle bir ‘ahlakın’ yaygınlaşması sonucu bir ülkede iktidar ile erdem arasındaki ilişkinin sorgulanması artık politik gündemin en arka sıralarına kaymışsa veya gündemden bütünüyle düşmüşse, o ülke tarihinin en korkutucu uçurumlarından birine düşme tehlikesiyle karşılaşmış demektir. 1983’ten bu yana, yani tam yirmi dört yıldır, evrensel anayasa hukukuna aykırı, cunta ürünü bir anayasa ile yoluna devam etmenin –bugüne kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil olunanbütün partilerce paylaşılan erdemsizliğini yaşayan Türkiye Cumhuriyeti, bugün erdemlerin değil, fakat erdemsizliğin, iktidarlardan yolsuzlukların hesabını sormanın değil, fakat böyle bir hesap sormayı engelleme yollarının yasalarla güvence altına alındığı bir ülkeye dönüşmüştür. Böyle bir ülke, gelecek kuşaklara ancak erdemsizliğin kapkara mirasını bırakmaya aday bir yapıdır. Buraya kadar yansıtmaya çalıştığım tablo içersinde, 22 Temmuz Pazar günü sandık başına gidecek olan seçmenin işi, cidden zordur. Çünkü o seçmen, içtenlikle ahlaklı bir yaşamdan ve toplumdan yana ise eğer, iktidar adaylarının örneğin mazot vaatlerinden önce, adayların söylemlerinden erdemin ayak seslerinin duyulup duyulmadığına bakmak zorundadır. Kimilerine bir lüks gibi gelebilecek bu türden bir duyarlılığı temel almamış her oy, ülkenin aleyhine kullanılmış bir oy olacaktır! acem20@hotmail.com S ORTAÇAĞI AYDINLATAN UYGARLIKLAR 1 İstanbul’daki Bizans anıtlarından “Pantokrator”daki Zeyrek Camisi; 2 Restore edilmekte olan Tekfur Sarayı; 3 Cumhuriyetin ilk paralarında Atatürk ve Sıvas’taki Selçuklu anıtı Çifte Minare (1927); 4 Bizans figürlerinin bulunduğu Selçuklu sikkeleri; 5 UNESCO listesindeki Dünya Mirası Divriği Ulu Cami Kapısı; 6 Orta Asya’nın Şaman ve Anadolu’nun Pagan kültürlerinden izler taşayan, Ahlat’taki Selçuklu Mezar Taşları. paratorluğun yanı başında yaşayan Selçuklu dünyasını bir öğrenci kadar tanımıyorlardı...” (01 Temmuz 07Milliyet/Pazar) Burdur’un Ağlasun ilçesine de adını veren antik Sagalassos kentinde 1999’da bulunan bir insan iskeletinin DNA testi herkesi şaşırtmıştı. Aynı kazıdaki işçilerde de “benzer” DNA değerleri çıkmıştı. Yaklaşık 3 bin yıla uzanan bu “akrabalık” ilişkisi için dönemin Kültür Müdürü Musa Seyirci demişti ki: “Anadolu Türkleşirken, Türkler de Anadolululaştı... ” Antalya’da 1990’larda düzenlenen “Selçuklu Seminerleri”nin de emektarı olan Seyirci, şimdi nedense yapılmayan o anlamlı Anadolu buluşmalarında hep şunu söylerdi: “Türkler bu topraklardaki kültürleri de sahiplenerek farklı bir uygarlık kimliği yarattılar...” Gerçekten de Arabistan Müslümanlığı ile Anadolu’daki nasıl farklıysa; Hıristiyanlık, Avrupa ile Anadolu’da nasıl aynı değilse; hatta Irak veya İran Kürtleriyle Anadolu Kürtleri için de geçerli olan bu durum, Orta Asya ile Anadolu Türklerinde de açıkça gözleniyor... Dahası Anadolu’daki Bizans bile İtalya’daki Roma’dan “ayrı kimlik”ler sergilemiyor mu? İşte bu “harmanlanma” içinde özellikle Selçuklular, kendilerinden “önceki”lere de sahip çıkmasalardı; örneğin Aspendos’u onarıp güçlendirmeselerdi; şimdi “Anadolu Ateşi” gösterilerini tartışmak bir yana, belki de bu antik tiyatrodan da yoksun kalmıştık... Bizans sempozyumunun 2.’si, İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti olacağı 2010’da yapılacak. Umarız bu kez ana teması da “Anadolu’daki Tarihsel Komşuluk” olur... Öyle bir komşuluk ki; “birlikte yaşanan yurdun, birlikte uygarlaştırılması”nı öğretiyor. İlerleyen çağlarda, aynı kenti, aynı sokağı, aynı bahçeyi paylaşanlar arasında “azınlık ayrımı”nı aklına bile getirmeyen “Anadolu bilgeliği”nin kökenlerini; hatta bu bilgeliğin, Batı’da “karanlık” geçen ortaçağı Anadolu’da nasıl “aydınlık” kıldığını da hem bizimkilere, hem de Avrupalılara anlatmak, 2010’u daha da anlamlı kılmaz mı? 3 BİN YILLIK AKRABALIK! BİZANS VE SELÇUKLU İmparatoruna Mektubu”; Cesim Avcı’nın “Selâhaddîn Eyyubî ve Bizans” ile Ayla Ödekan’ın “Kültürler Arası Etkileşim ve Mukarnas” gibi bildirileri de “Anadolu’daki beraberliklerin ortak mimarları”nı tanıtan diğer bilimsel sunumlar... ELÇUKLU TANINMIYOR Ne var ki sempozyumun resmi teması “OnikinciOnüçüncü Yüzyıllarda Bizans Dünyasında Değişim” olduğundan, günümüzün “Anadolu’ya yabancı kimlik arayışları”na da “ders” verebilecek bu sunumlar, 90 bildiri arasında “önemlerine uygun yoğunlukta” yer alamadılar. Nitekim Bizans’la ilgili bir sempozyumun “ilk kez” yapılmasını; “Hiçbir zaman bizim bilim âlemimiz ciddi Bizans uzmanı yetiştirmedi. Atatürk döneminin dışında böyle bir teşebbüs de olmadı” diyerek sorgulayan İlber Ortaylı da şunları vurguluyordu: “Fakat Bizantinistler dünyası da Türkleri, birikisi dışında Arapları ve İranlıları öğrenemedi ve tanımadı. Şahsen bu sempozyumda bunu gözlemledik, en tanınmış Batılı Bizans uzmanları, im S tasvirler ve ejderle mücadele eden atlı tasvirleri gibi Bizans figürlerinin yer alması dikkat çekicidir...” Benzer şekilde Tuna Artun’un “Anadolu’nun Türkleşmesinde Bizans Dünyasının Rolü”; Antony Eastmond’un “13. yy’da Kültürlerarası Evlilik ve Anadolu Sanatına Etkisi”; Sabahattin Türkoğlu’nun “Bizans Kıyafetlerinde Türk Etkileri”; Mustafa Daş’ın “Bizans’ta Türklere Verilen Sıfatlar”; Koray Durak’ın “Bizans’ta Türklerin Tanımı”; Aynur Durukan’ın “Bizans, İlk Beylikler ve Selçuklular”; Muradiye Bursalı’nın “Bizans ve Selçuklu’da Hayat Ağacı Motifi”; Erdoğan Merçil’in “Sultan Sencer’in Bizans 2006/17Satış Üsküdar İlçesi, Kısıklı Mah. mevkiinde kain, 152 pafta, 1080 ada, 8 parsel sayılı, 516 M2 miktarlı, üzerinde bina bulunan arsa niteliğindeki taşınmaz üzerindeki mükellefıyetleriyle (ipotekle) birlikte umum arasında açık artırma suretiyle satılacaktır. MUHAMMEN BEDELİ: Mahkememizin 22.5.2007 tarih, 2007/244393 sayılı kararı ile satışa konu Üsküdar Kısıklı Mah. mevkiinde kain bulunan 152 pafta, 1080 ada, 8 parsel sayılı taşınmazın arsa değerinin 391.000,00 YTL, üzerindeki binanın değerinin 696.000,00 YTL olduğunun tespitine karar verilmiş ve bu miktarlar satışa esas kabul edilmiştir. İMAR DURUMU: Üsküdar Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 19.06.2006 tarih ve 3325 C sayılı cevabi yazısına göre satışa konu Üsküdar, Kısıklı 152 pafta, 1080 ada, 8 parsel sayılı yerin, 11.08.1998 tasdik tarihli ve 1/1000 ölçekli Bulgurlu Kısıklı Uygulama İmar Planında H=12.50 m. yükseklikte TASK: 0,20, KASK: 1,20 şartlarıyla ayrık nizam konut alanında kalmakta olduğu bildirilmiştir. HALİHAZIR DURUMU: Bilirkişiler raporunda: Üsküdar, Kısıklı Mah. mevkiinde kain 152 pafta, 1080 ada, 8 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazın üzerinde: Bodrum – zemin – 3 normal çatı katından oluşan betonarme karkas tarzda inşa edilmiş apartman binası bulunduğu, kuzey tarafları Yusuf Kemal Sokağı’na, güney taraftan da Hacı Arifbey Caddesi’ne cepheli binanın bodrum katında 2, zemin ve normal katlarında ise birer dairenin yer aldığı, 3 normal kat dairesinin çatı katı ile dubleks durumda bulunduğu, Yusuf Kemal Sokak’tan 14 kapı No’su aldığı ve yoldan 5 basamaklı merdivenle çıkılarak bodrum kattaki dairelere ulaşıldığı, binanın diğer katlarına, Hacı Arif Bey Caddesi’nden 15 kapı No’su aldığı diğer katlarına 7 basamaklı merdivenle ulaşılabildiği bildirilmiştir. 1 SATIŞI: 10.09.2007 Pazertesi günü saat 14.00’ten 14.15’e kadar Üsküdar 3. Sulh Hukuk Mahkemesi duruşma salonunda açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 20.09.2007 Perşembe günü aynı yerde saat 14.00’ten 14.15’e kadar ikinci artırma yapılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin % 20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhale damga pulu, % 18 KDV, tapu harç ve masrafları alıcıya ait olup, tellaliye resmi hissedarlara aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılar ile diğer ilgililerin bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususi ile faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgelerle 15 gün içinde Dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaştırma dışında kalacaklardır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için Dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2006/17 Satış sayılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 10.07.2007 Basın: 38842 ÜSKÜDAR 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No: 2006/42 Satışına karar verilen Gayrimenkulün cinsi, kıymeti, adedi: Adana ili Seyhan ilçesi Kurttepe köyünde, tapunun sayfa 6997 Cilt 71 Ada 5770 Parsel 9’da kayıtlı 8.007 m2 lik taşınmazda A Blok Zemin katta 2/2400 arsa paylı 24 nolu bağımsız bölüm dükkan izaleyi şüyu kararına istinaden satılacaktır. Taşınmaz Adana iii Seyhan ilçesi Güzelyalı mahallesi 109 sokak no 55 Ceren Apt Zemin katında 49/A da bulunmaktadır halen dükkan olarak kullanılmakta dükkanın bulunduğu bina 11 katlı yapının altında bulunmaktadır, dükkan 42,78 m2 oturum alanlıdır.Dükkan ikiye bölünmüş vaziyette pvc doğramalı cemekanlıdır duvarları sıvalı boyalı ve kartonpiyerlidir.Taşınmazın bulunduğu yer kullanım şekli ve imar durumu göz önüne alındığında mahalli rayiçlere göre 32.000,00 YTL Muhammen bedel üzerinden aşağıdaki şartlarda satılacaktır. İMAR DURUMU: 2.40 YOĞUNLUKLU SERBEST YAPI NİZAMİ Satış Şartları: 1 Satış 18.09.2007 Salı günü saat 10.00’dan 10.15’e kadar Adliye binasının 4. katında 408 odada açık artırma suretiyle yapılacaktır.Bu artırmada tahmin edilen kıymetin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartı ile 28.09.2007 Cuma günü Adliye binası 4. katta 408 odada aynı saatlerde de ikinci artırmaya çıkartılacaktır.Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin % 20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Katma Değer Vergisi ihale pulu, tapu harcı ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir 2464 Sayılı kanunun 68. maddesi gereğince Tellaliye harcı satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddiaların dayanağı belgeler ile ONBEŞ gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları başkaca bilgi almak isteyenlerin 2006/42 saydı dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. İcra.İflas Kanunu 126 İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Yönetmelik örnek no : 27 Basın: 38854 ADANA SULH HUKUK MAHKEMELERI SATIŞ MEMURLUĞUNDAN GAYRİMENKULUN AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No:2007/25 Satışına karar verilen Gayrimenkulun cinsi kıymeti adeti. Adana ili Seyhan ilçesi Sarıyakup Mahallesinde tapunun Sayfa 407 cilt 3 Ada 95 Parsel 17 de kayıtlı kargir dükkan izale i şüyu kararına istinaden satılacaktır. Taşınmaz Adana ili Seyhan ilçesi Sarıyakup mahallesi 8 sokak no 17 kapı numaralı yerde bulunmakta olup halen iş yeri olarak kullanılmakta taşınmaz Büyüksaat civarı Ramazanoğlu Çarşısı içerisinde bulunmaktadır. Taşınmaz 17 m2 alanlı olup tek katlıdır zemin kaplaması şap taş duvarlıdır.Taşınmazın bulunduğu yer kullanım şekli ve imar durumu göz önüne alındığında 40.000,00 YTL muhammen bedel üzerinden aşağıdaki şartlarda satılacaktır. İMAR DURUMU: Kamusal içerikli yapılar tarihi saha mevcut kapalı çarşı Adana Kültür ve tabiat Varlıkları koruma kurulunun 30/06/1998 tarih ve 3106 sayılı yazılar; ile koruma amaçlı plan içerisinde Satış Şartları: 1 Satış 17/09 /2007Pazartesi günü saat 10,00 den 10.15 e kadar Adana Adliye binasının 4. katında 408 odada açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecnunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur.Böyle bir bedelle ahcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartı ile 27/09/ 2007 Perşembe günü Adliye binası 4. katta 408 odada aynı saatlerde de ikinci artırmaya çıkartılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadarki artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin % 20 si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar miili bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebiîir. Katma Değer Vergisi ihale pulu tapu harcı ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir 2464 Sayılı kanunun 68. maddesi gereğince Tellaliye harcı satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile ONBEŞ gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları başkaca bilgi almak isleyenlerin 2007/25 sayılı dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. İcra.İflas Kanunun 126 İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 38853 ADANA SULH HUKUK MAHKEMELERİ SATIŞ MEMURLUĞUNDAN GAYRİMENKULUN AÇIK ARTIRMA İLANI CUMHURİYET 15 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear